25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 HAZİRAN 1985 HABERLER CUMHURİYET/7 Yüksek Denetleme Kurulu raporunu açıklıyoruz 6 DITAŞ armatörleri korudu' Tankerlere uygulanan yüksek ekstra harp sigortası, Akaryakıt îstikrar Fonu'nu olumsuz şekilde etkiledi. Armatörler, DÎTAŞ'a ödedikleri yüzde 5 komisyonu, navlun birim fıyatlarımn içine dahil edince, rafinerilerdeki ham petrol stok maliyetleri suni olarak yükseldi. Stok maliyetleri tüketiciye yansıtılarak karşılandı. şirketiyle henuz satın alınmamış tankerler üzerinde anlaşmalara girdi. Fakat büyuk tankerlerin Jzmit'te rafineriye yanasamaması, gerekli teçhizaî noksanlığı rapora göre zaman kaybına ve büyuk ek harcamalara neden oldu. Rapor, büyük tankerlerin alınraasını sağlayan anlaşmalar konusunda şu noktalan vurguluyor: "..Süptr tankerlerin Basra KörfeziL mit Burnu güzergahından yapacagı sefer anlaşmalanyla ilgili çalışmalar, esas itibanyla DİTAŞ ve bağlı olduğu PETKUR ile ilgili devlet bakanlıgı arasında surdurulmüş, navlun fiyaüan ve anlaşmı metinleri, zamanında DİTAŞ Vonetim KunıIn'ndan geçirilmemiştir... 1984 yılı natlun birim fhatlan (butun hatlarda) 1983 yılına ve dunya ortalamalanna nazaran yüksek degerde oluşmuştnr.." Düzensizlik ve hesapsızJık, böylece, yalnızca Ümit Burnu yoluyla getirilen akaryakıtın taşıma maliyetleri nde değil, bütün hatlarla Süveys dahil dünya fiyatlarının üzerinde yuksel tutulmuştu. Rapora göre, DİTAŞ'ın Yönetim Kurulu, sürekli "boşiuklaria" çalıştı. Hazıne temsilcisinin genellikle toplantılara katılmadığı saptandı. matörlerden aldığı yuzde 5 oranındaki komisyon, sürdürülen bu uygulamalar sonunda "armatorlerce ortiılıi biçimde navlun birim fiyatlannın içine dahil" edildi. Bu tutum ise, rafinerilerin ham petrol stok maliyetlerinin "suni olarak vtikselmesinc" yol açtı. Stok maliyetlerinin yükselmesi ise tüketiciye yansıtılarak karşılandı. Aynca DtTAŞ Yönetim Kurulu kararlannın kısa, gerekçesiz olarak yazıldığı, çoğunun mahiyetinin anlaşılmadığı belirlendi. lran'dan yapılacak ham petrol alımlannın taşınması ile ilgili "ihale dosyası" hazırlanıp Yönetim Kurulu'ndan geçtiğı halde, söz konusu ihaleler bir türlü başlatılaraadı. Genellikle 3'ten fazla sefer yapan tankerler için Yönetim Kurulu'ndan karar çıkanlması gerekirken, bu husus yerine getirılmedi. 1984 yılında bazı tankerlerin kiralanması sırasında gerçekte yönetim kuruluna aıt yetkilenn, genel müdur tarafından kullanıldığı anlaşıldı. hangi sebeple olursa olsun aynlanlara, aynldıklan tarifalen başlayarak üç yıl süreyle, o kuruluştaki görev ve faaliyet alanlanyla ilgili konularda dognıdan doğnıya veya dolaylı olarak gorev ve iş almalannı. taahhüde jptmelerini yasaklaraıştır. DlTAŞ'ta tanker kiralama ve ham pelrol taşınıalanyia Ugili çrşilli hizmetleri yurutmekle yukumlu olan işletme mudurlügunde. işletme muduru olarak 12.2.1980 tarihinden itibaren gorev yapraış ve 1.9.1982 tarihinde istifa suretiyle aynlmış olan N'ejat Enonün UM Denizcilik Ticaret AŞ.'de Genel Müdur olarak çalıslıgı, adı gecen denizcilik şirketinin 5.3.1984 gıin ve 10 numaralı Yönetim Kurulu karanna müstenkJen duzenlenen imza sirküterindeu anlaşıltnıstır.." Daha sonraki bölümlerde, navlun fıyatlannın anormal düzeyde tutulması rakamlarla anlatılıyor. Tablolara göre, tankerlerin çeşitli sınıflanna verilen birim fiyatların dünya ortalama değerlerine oranla yüzde 31,6 ila yüzde 10S fazla olduğu saptanıyor. Anlaşmalann Amerikan Dolan bazında, ödemelerin değisen kur sistemiyle yapılması sonucu 1984 yıb taşıma birim fıyatları 1983 yılı fiyatianna göre yuzde 6082 oranlarında arttı. Oysa, dünya taşıma fiyatları giderek düşüyordu. ANKARA'nın tasına bak Göstermelik bir "hizmet içi eğitim' DEVLET Memurları Yabancı Düler Lisan Eğitim Merkezi, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlıgı Hizmet içi Eğitim Dairesi'ne bağlı bir kuruluştur v© memurların yabancı dil öğrenmesi ye da geliştirmesi için gidebileceği tek yerdir. Her yıl ekim ayında öğretime başlar ve haziran sonuna kadar süren öğretim, haftanın beş günü saat 9.CX>16.00 arasında oimak üzere haftada 30 saat olarak düzenlenmiştir. Sınıflarda 1820 kişi bulunur. Bu konudaki dünya standartları 16'dır Merkezin bir müdürü, üç de müdür vekili vardır. Aslında bütün bunlara "kJİ" demek gerekiyor. Çünkü durum şimdi hiç öyle değil. Bu değişikliğin öyküsü şöyle: Hasan Saglam'ın Milli Eğitim Bakanlıgı sırasında merkeze bir müfettiş gelir. Sınıflarda en fazla 20 kişinin bulunduğunu görünce "nerde bu yoğurdun bolluğu" diye sorar ve ekler: "Benim okullanmda 4550 kişi okuyor her sınrfta. CMur mu bflyle şey?" Merkezin müdürü burasının bir lisan eğitim merkezi olduğunu, hizmet içi eğitim yaptığını ve dünyadaki uygulamaların da bu olduğunu söyler, ama dinletemez. Sonuç otarak müdür istifa etmek zorunda btraktlır. Merkezin bulunduğu binanın yarısı "bu bina bu işe fazla" gerekçesiyle Gazi Üniversitesı'ne tahsis edılir. Kapasrte 350'den 7D0'e çıkanlır. 700 öğrenciyi yetiştirmek için Öğretim süresi sabahları 8.30 1330 ve öğleden sonraları 14.00 19.00 arasında olmak üzere ikiye bölünür. Sınıftaki öğrencilerin sayısı da en aza 25'e çıkanlır. Yani çıkarılır da çıkanlır. indirilen şeyler de vardır elbette. Örnegin, istifa eden müdürün yerine yenisi atanmadığından merkez, bir müdür vekili ve bir yardımcısıyla idare edilir. Haftahk 30 saat ders süresi 24 saate indirilir. Başarı da o oranda düşer doğal olarak. Basarısızlığın iki nedeni daha vardır. Birincisi, ödenek yetersizliğinden dolayı dil kasetleri zamanında ve yeterince aJınamaz. İkincisi, on yıldır bu merkezde çalışan öğretim kadrosu artan kapasiteye yetmediği için Gazi Üniversitesi'nin üç yıllık lisan bölümünden mezun otanlar ders vermek üzere merkeze alınırlar. Şu sırada sabahları 350 dolayında öğrenci İngilizce bölümüne, öğleden sonralan da bir o kadar öğrenci Fransızca, Almanca, Arapça bölümlerine "hizmet içi eğitim" görmek üzere gidiyortar. Göstermelik bir "hizmet içi eğitim" için doğal olarak. 1 9 8 4 yılında bazı tankerlerin kiralanması sırasında, gerçekte Yönetim Kurulu'na ait yetkilerin, Genel Müdür tarafından kullanıldığı anlaşıldı. 1S84 yılı taşıma birim fıyatları 1983 yılı fıyatlanna göre yüzde 6082 oranlarında arttı. Oysa, dünya taşıma fıyatları giderek düşüyordu. CÜNEYT ARCAYÜREK ANKARA özdağlar ruşvet olayında adı sık sık duyulan DITAŞ kuruluşunda yapüan uzun incelemeden sonra hazırlanan rapor, devlet katındaki duzensizliklerin halka ve ekonomik yaşamımıza nasıl olumsuz etkiler yaptığını ortaya koydu. Hukümel çalışmalarının ve ona bağlı kuruluşlann özellikle akaryakıt saglanmasındaki tutarsız işleyişinin petrolün maliyetine bindiği anlaşıldı. Düne kadar Türk parasının dolar karşısında değer yitirmesi nedeniyle, akaryakıt fiyatlanna süreklı zam yapıldığı savunuluyordu. Oysa, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun biriki hafta önce hazırladığı son rapor üe hükumetin ve ona bağlı DlTAŞ'ın "duzensiz" çalışmalanrun akaryakıt fiyatianna olumsuz etkiler yaptığı, bu tür işleyişlerin tuketiciye yansıdığı, buna karşıhk armatörün korunduğu belirlendi Yüksek Denetleme Kunılu'nun (YDK) haziran ayında hazırladığı rapora göre, Türk tanker filosu, 1984 yılında büyük gelişme göstermiş, DlTAŞ, bu filodan yararlanarak itbal edilen 17.428.400 ton petrolü taşıtmıştı. Akaryakıt Fiyat Îstikrar Fonu kararnamesinin hükümleri, navlun fıyatlannın Başbakanlıkça onaylanmasmı gerektıriyordu. Buna karşın, bu onaylama işlemi zamanında yapılmamış, devlet bakanının talimatıyla pctrol taşımacılığı 1983 yılı fıyatlarına göre düzenlenmiş, iki yıl arasındaki fiyat farkı DÎTAŞ tarafından kapatılmıştı. 1984 yüı taşıma esaslan, devlet bakanı tarafından uygun görülmüştu. Konu, Ekonomik lşler Yüksek Koordinasyon Heyeti'ne götürülmuş, ancak rapora göre armatörlerle yapılan anlaşmalar PETKUR ve DtTAŞ Genel Müdürlüğü'ne "şifahi talünatlaria" duyurulmuş, uygulamalara geçilmişti. TBMM ve gelenekler ÖZAL hükümeti ile birlikte parlamentoda uzun yıllar süren gelenekler teker teker yıkılryor. Genel Kurul'da gazete okuyan Başbakan, milletvekil4eri, öbek öbek sohbete dalan uyeler. tabancalı koruma müdürünün Genel Kurul Salonuna girerek Başbakanı sırasına yerieştirmesi, kamu göreviilerinin Başbakan ve bakanlarla Mediste ayaküstü konuşmalan. ve benzer örnekler. ...Polis Yasası'nın görüşülmesi sırasında komisyondaki yerinden kalkan Emnryet Genel Müdürü Satfet Ankan Bedük Başbakanın dturduğu sıranın önüne giderek bir saat kadar ayakta konuşma yaptı. Özal bir kâğıt üzerine bazı şeyler çizerken Devlet Bakanı Mesut Yılmaz da onlan seyretti. Aradan birkaç saat geçti. Bu kez Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanı Vahit Erdem elini kolunu sallaya sallaya Genel Kurul'a girdi ve Başbakanın yanına giderek konuşmaya başladı. HP'lilerin sabrı da o anda taştı ve Genel Sekreter Yılmaz Hastürk bağırdı: "Şayın Başkan, kamu göreviisi bu salona nasıl girer ve Başbakanla sohbet eder." Başkanvekili Aras uyarı gelince mecburen Vahit Erdem1 in salondan çıkmasını ihtar etti. Bu arada 'kurallara herkesin uyması gerektiğini' de belirtti. Bu "üstü kapalı" daolsa Başbakana uyan idi. DİTAŞ'ın açıgı DÎTAŞ tarafından armatörlerle yazışma yapılmak ve önerileri aJınmak yoluyla. Ümit Burnu guzcrgâhı hariç bütun zuzergâhlarda, navlun fıyatlan DÎTAŞ Genel Müdurlüğu'nce saptandı. Man 1984'ten itibaren, armatörlerle, birbirini izleyen seferlerle Ugili anlaşmalar imzalandı. Başbakanlığın onayı bulunmadıgı için, yüksek olduğu gerekçesiyle fiyatlara PETKUR ıtiraz etti. Ne var ki, yeni navlun fiyaüan yerine, eski navlun fiyatianna göre ödemeler yapılmaya başlandı. Tabii, aradaki farkı DtTAŞ karşıladı, böylece DİTAŞ, 150200 milyon liraya varan bir açıkla karşılaşu. Bu arada büindiği gibi hükümet daha çok petrol ithali için harekete geçti. Cerrahoglu ve UM Denizcilik Büyük tankere yüksek fiyat Süper tankerlerle birden fazla sefer için yapılan anlaşmalann spot birim fiyatlanndan düşuk olması gerekirken, tumüyle ters bir yöntem uygulandı, büyuk tankerlere yüksek taşıma fıyatlan verildi. Rapor, tankerlere uygulanan, özellikle UM Denizcilik şirketine ait tankerler için yaptınlan sigortanm yüksek oluşunu şöyle irdeliyor: "...tştetme Mudurtüğu'nde navlun fîyallanyla ilgili olarak yapılan incHemeler sırasında, Harg Adası'ndan. Tıirkiye'ye ham petrol taşıyan tankerlerin Basra Korfezi'nde 'tehlikeli saha' ilan edilen bölgedcki süreyle ilgili olarak L M Denizcilik tarafından Guneş Sigorta AŞ.'ne yaptınlan ve ekstra harp riski ne esas teşkil eden tekne sigorta degerlerinin yüksek oluşu dikkati çekmiştir. Cerrahoğullan şirketine ait Ce>han isimli tanker, (18 Mart 1984 tarihli yukleme sırasında) 10 milvon dolar uzerinden sigortalanmıştır. Bu tarihten bir a> sonra Harg Adası'na giden LM DenbcUik şirketine ait Zafer tankeri ise 1 mihon dolar uzerinden sigortalıdır. Kapasiteleri birbirine yaiun olmasına ragmen, sigorta degerieri arasındaki fark çok yuksektir. UM Denizcilik şirketine ail Zafer, Burak ve Gökturk lankeıierinin sigorta degerieri 1 milyon dolardan, sırasıyla 6.5910 milyon dolara yukscltilmiştir. Uzun tadeii, >ıllık programa göre sefer garantili olarak ham petrol taşıyan UM şirketi tankerlerinin genellikle Mayıs 1984'ten sonra sigorta değerleri 6,59 ve 10 misli arttınlmış olup, bu deger arbşının mahiyeti anlaşılamamışUr. Bir örnek vermek gerekirse, 10 milyon dolara sigorta yaptınlan Gökturk tankerinin bir seferiyle ilgili ekstra harp riski sigortasının binde 7,5 oranındaki kısmı UM Denizcilik şirkelince odenmis, binde 42.S oanındaki kısmı 156.276.750 lirasıise DtTAŞ tarafından karşüanmıştır..." Eski işletme tnüdürü UM'da YDK raporu, bir başka önemli noktaya şu biçimde parmak basıyor: "..2 Ekim 1981 tarihinde yunırlüge giren 2531 sayılı yasa, kamu iktisadi kuruluşbnndaki gorevierinden Yüzde 5 komisyon Bunların yanı sıra. DtTAŞ'ın. ar Müfettişleryetersizdi Haber Merkezi DİTAŞ Genel Müduru Turgay Beltan, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu müfettişlerince hazırlanan rapordaki suçlamaları kabul etmedi. Emekli Amiral Beltan, deniz işletmeciliği gibi uzmanlık gerektiren bir alanda inceleme yapan müfettişlerin, maliyeci, hukukçu ve kimya mühendisinden oluştuğunu belirterek, müfettişlerin ilgi alanJanna girmeyen bir konuda yetersiz kaldıklanru ve hazırlanan raporda bazı yanlışlıklar yapıldığmı söylediDtTAŞ Genel Müdürü Turgıy B«ltan, rapordaki suçlamalara karşı, savunma niteliğinde bir çalışma yaptıklanru ve eylül ayında toplanması beklenen KİT Alt Komisyonu'nda DlTAŞ'ın çalışmalanna ilişkin bilgi vereceğini belirtti. Beltan, Yüksek Denetleme Kurulu raporunda yer aldığı gibi, navlun fiyatlannı Akaryakıt Îstikrar Fonu kararnamesi hükümlerine göre Başbakanlığa onaylatmak yükümlülüğünde olmadıklannı bildirerek şöyle dedi:"Enerji ve Tabü Kaynaklar Bakanlıgı'nın tebligi geregi, 1984 yılı başında navlun fiyatlannın ihale yoluyla ya da Başbakanlıkça tespiti öngöriilmüştü. Hiikümet, ticari bazda çalışılması talimaünı verdi ve PETKURU birlikte armatörlerden teklif alındı. Armatörler, 9.60 dolarla 11 dolar arasında teklif verdiler. 8.43 dolaruk 1983 fıyaünı baz alarak bu 8.61 dolar tespit ettik. DtTAŞ Yönetim Kurulu bunu onaylayarak Devlet Bakanı'na göturdük. Bakan, bu navlunu uygun bulmakla berabcr, EkoBomik tşier Yüksek Koordinasyon Kurulu'nun onayını almak istedi. Kunıl'da da kabul DÎTAŞ Genel Müdürü Turgay Beltan: TRT'de yaymlanan 2 haber "CUMHURBAŞKANLIĞI 21'inci Türkiye Bisiklet Turu'nda bugün sabah İzmit Adapazarı etabı koşuldu. 54 kilometrelik etabı Polonyalı Janusz, bir saat 12 dakika 4 saniye ile birinci bitirdi. Öğleden sonra 50 kilometrelik Adapazarı şehiriçi krıteryumu yapılacak." Bu satırlar, 6 haziran günü radyo ve televizyondaki haber bültenlerinde okundu. "Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Bisiklet Turu'nda bugün üçüncü ve dördüncü etaplar koşulacak. TRT ekibinden ...'in bildirdiğine göre bugün koşulacak 54 kilometrelik İzmit Adapazarı etabından sonra 50 kilometrelik şehir içi krrteryumu yapılacak." Bu satırlar da 7 haziran günü radyo ve televizyonlarda okunan haber bültenlerinden alındı. Hani İzmit Adapazarı 6 haziran sabahı koşulmuştu? Hani şehir içi kriteryumu aynı gün öğleden sonra yapılmıştı?.. Vah zavallı, şaşkın TRT. Bültenlerin ikisini de dinleyen bir okuyucu hangi haberin daha doğru oiduğunu soruyor. NOT: Yukarıdaki haberlerin her ikisini de yazan, denetleyen ve onay verenlerin isimleri elimizde. Yüksek Denetleme Kurulu 'nun raporundaki suçlamaları KİT Alt Komisyonu'nda yanıtlayacağını öne süren DÎTAŞ Genel Müdürü, deniz işletmeciliği gibi uzmanlık gerektiren bir alanda müfettişlerin yeterli bilgisi olmadığını söyledi. edildi, ancak Yüksek Kurul da Başbakanuğın onayından gecmesini istedi. 1984 navlun fiyatlan, önce Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan, sonra da Başbakanlık'tan onaylanarak mayıs ayında kabul edüdi." Genel Mudür Beltan, raporda yer aldığı gibi, DlTAŞ'ın 150200 milyon liralık bir açıkla karşılaştığmı kabul ederken, bunun, Körfez'deki savas durumuna bağlı olarak dünya navlun fiyatlannın değişmesinden kaynaklandığını öne sürdü, "Dünya rayki yiikselseydi, kazancımız olacaktı" şeklinde konuştu. Raporda belirtildiği şekilde, Genel Müdür olarak Yönetim Kurulu'nun onayını almadan armatörlerle anlaşma yapmadığını da söyleyen Turgay Beltan, Yönetim Kurulu'nun verdiği yetkiye dayanarak tek sefer ya da birbirini izleyen üç sefer için anlaşma yoluna gittiğini, buna da hızla değişen dünya piyasalanna ayak uydurabilmek için gerek ol duğunu belirtti. Beltan. şöyle dedi:"CerraboguUan Ue 15 dolara anlaştığımız zaman, Türkiye hatündaki dünya rayici 25 dolar civanndaydı. Ekstra harp riski primi ile bize 16 dolara mal oluyordu. Körfez'deki savaş hali dunılma gösterince, dünya piyasasındaki navlun ücretleri dıiştii, ama savaş durulmasaydı daha da yUkselecekti." Turgay Beltan, raporda sözü edildiği gibi, navlun fiyatianna PETKUR'un değil, TÜPRAŞ'm itiraz ettiğini de belirterek, uygulanan navlun politikasıyla armatörlerin korunmadığını ve dolayısıyla petrole zam gerekçesinin yaratılmadığını öne sürdü. DİTAŞ Genel Müdürü, haklanndaki suçlamalarla ilgili olarak, eylül ayında KİT Alt Komis yonu'na geniş bir açıklama yapacağını bildirdi. ANKARA Üniverisitesi Veteriner Fakültesi 1985 yılı mezunu öğrencilerin, bir "mezuniyet mevlıdi" düzenlediklerini, renkli renkli afişler bastırarak fakülte duvanna astıklannı, fakülte dekanına da özel davetiye verdiklerini, mevlidi organi2e edenlerin başında askeri bir ögrencinin bulunduğunu, işe rufahilerin karışması ile afişlerin toplatıldığını ve mevlidin yapılmadığını, başka illere profesör olarak atanan öğretim üyelerinin yolluklarının fakülte dekanı tarafından verilmediğini, bu öğretim üyelerinin bu nedenle profesör kadrosunu alamadıklarını, yolluklarını aldıktan sonra dekanı mahkemeye vereceklerini biliyor muydunuz? Akademik bilmece Bakan Oksay: UM'a haciz beniııı kanşacağım konu değil ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı Kazım Oksay, Güneş Sigorta'nın alacakları nedeni ile Ugur Mengenecioglu'nun maddi varlıklanna el konulmasının kendisi Ue ilgisi olmadığını söyledi. Calp'iıı Cumhııriyet aleyhine açtıgı dava başladı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp'in 2 mayıs tarihinde gazetemizde Sıvas HP ll Başkanı Bekir Kuzu'nun basın toplantısına ilişkin çıkan haber nedeniyle, Bekir Kuzu'nun, gazetemiz Başyazarı ve sahibi N»dir Madi ile Yazı İşleri Müdürü Okay Gönensin hakkında açtığı davaya Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlandı. Ük duruşmada, Beldr Kuzu'nun avukatı Baki Dalak, mahkeme heyetine sunduğu yazılı dilekçede söz konusu basın toplantısının Sıvas'ta yapılması gerekçesiyle davanın Sıvas'ta açüması gerektiğini belirterek, yetkisizlik isteminde bulundu. Aynca "esasa ilişkin yanmnda" Dalak. müvekkili Bekir Kuzu'nun basın toplantısında Calp'in politikasını eleştirdiğini belirterek, "Ancak kamuoyu önünde kiiçük düşünne kastı yoktur" dedi. Gazetemiz avukatlarından Neşe Yümazdemir de verdiği dilekçede, söz konusu haberin tamamen gerçek olduğunun delillerle kanıtlandığanı belirterek, "Haberimiz gerçege uygundur ve gerçege uygun bir haberde hukuka aykınlık yoktur" dedi. Neşe Yılmazdeınir aynca bir olayın haber niteliğini taşunası için kamu yaran ve toplumsal ilgi taşıması gerektiğini kaydederek, "Burada kişilik haklan vc kamu yaran çatışmaktadır. Bu dunımda elbetteki kamu yaran ön planda tutulacakür" şeklinde konuştu. Aynca haberin herhangi bir yorum katılmadan yayunlandığını kaydeden Yılmazdemir, dava konusu yayının hukuka aykırı olınadığını öne sürdü. Dava, başka bir güne ertelen di. Ekstra harp riski sigortası Rapor, ekstra harp riski sıgortasının önemini şöyle vurguluyor: "..Ekstra harp riski sigortası, navlun bedeli gibi ham petrol maliyetinin bir unsurunu teşkil etmekte, ham petrol laşımalannda yüksek navlun ve yüksek sigorta odenmesi, ham petrol maliyeti >e buna bağlı olarak da rafineri çıkış rıyatının yukselmesi sonucunu dogurmaktadır. Bu nedenle. yüksek navlun gibi yüksek ekstra harp sigortası da Akaryakıt Fiyat tsükrar Fonu'nu olumsuz şekilde etkilemektedir.." Boylece, rapor, navlun ve sigorta primlerinin yüksek tutulmasının sonuçta tüketiciye oenzın, mazot fıyatlarımn yükselmesi biçiminde yansıdığını belirlemiş oluyor. Kısacası, iki armatörun çıkarlanru konıyan bu tutum sonucu halk gunluk yaşamda "zam" yiyor. Oksay, Cumhuriyet muhabirinin "Güneş Sigorta'nın Mengenecioglu'ndan alacakları belirterek, "Ticari teammüller konusunda borç erteleme giri ne ise onlar uygulanır" dedi. şimleri size yansıdı mı" biçimin Oksay, hükümet olarak şirketledeki sorusuna, "Bunlar benim rin kurtanlmasına karşı oldukazerinde konuşacagun, kanşaca larını anımsatarak, Güneş ğım konular deiü" diye yanıt Sigorta'mn Mengenecioğlu'ndan verdi. Oksay, DlTAŞ'ın kendi alacaklan sorunu ile neden ilgisine bağlı olmasına karşın ken lenmediğini şöyle anlattı: disinin konu ile ilgilenmediğini "DtTAŞ bana baglı. Bu dog Devlet Bakanı Kâzım Oksay, DÎTAŞ'ın kendisine bağlı olmasına karşın kendisinin konu ile ilgilenmediğini belirterek, "Ticari teamüller ne ise onlar uygulanır" dedi. rn, ama bu DtTAŞ'in her işi, her konusu bana gelecek diye bir şey yok. DtTAŞ'ın, Tupras'ın bir problemi olunca öncelikle bu problem Türkiye Petrolleri'nde çözülür. Orada çözulemezse konu bana akseder. Bu konu da bana kadar aksedecek bir konu değil. Gazetelerde baberler var. (Güneş Sigorta bize bağlı imiş), doğrudur, ama Güneş Sigorta Vakıflar Bankası'nın bir iştirakıdır. Vakıflar Bankası da Vakıflar Genel Müdürlügü'ne bağhdır. Bana bağjı olan da Vakıflar Genel Müdürlüğü'dür. Şimdi Vakıflar Bankası duracak, Vakıflar Genel Müdürlüğü duracak, Güneş Sigorga bana gelecek... Bu mantık doğru değil. Bu konu beni uzaktan yakından ilgilendiren bir konu değil. Ticari teammüllere göre neyse o yapılır. Guneş Sigorta Vakıflar Bankası'na (en büyuk ortak olarak ne diyorsun) der." OLÜM Ü Trabzon eşrafından merhum Hüseyin Hami ile merhume Havva Hafız Köseoğlu'nun oğullan, Gürkan, Sevinç, llhan ve Hüseyin Köseoğlu'nun sevgili babalan, Alev Köseoğlu'nun kayınpederi, Mesrure Maksude Köseoğlu'nun biricik eşi, Gamze Köseoğlu'nun dedesi, Ankara Yüksek Okullar Muhasebeciliği'nden emekli Hazine kaynak kaybetti İSMAİL HAKKI KÖSEOĞLU Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 19 Haziran 1985 çarşamba günü (bugün) ikindi namazını rnüteakip Söğutlüçeşme Camii'nden kaldırılarak Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecektir. Tanrı rahmet eylesin. AİLESt RÖNKSANS VUINURI lijij: "...Genel olarak. sigorta şirketleriyle yapılan uzun süreli anlasmalara göre, yıl içinde kayıp ve hasar meydana gdmemesi halinde odenmiş primlerin belirli oranda muşteriye iadesi teamul geregidir. Harg Adası'ndan japüan taşımalarda DITAŞ tarafından odenmiş yüksek miktardaki ekstra harp riski primlerinin bir kısmı nın iadesi halinde, bu iadenin Guneş Sigorta şirketi tarafından UM Denizcilik şirketine değil, DİTAŞ'a yapılması gerekmektedir. UM Denizcilik şirketine ait bazı tankerierin sigorta degerlerinin 1 milvon dolardan 1984'te 910 milyon gibi tuksek düzeye yükseltilmesi. Guneş şirketine DİTAŞ tarafından büyuk miktarda Her Cuma hateket ekstra harp riski odenmesine \e 2 tfun 2 yitdtzi, oteltefde ystak ve Akaryakıl Fi>at İstikrar Fonu dolakattvattı dahil yısı>l» Hazine'nin kaynak kaybına yol açmıştır.." YDK raporunda, "Ekstra harp BOOffUM, MARMARIS AltınolukEDREMİT ve riski sigortasının tutar olarak buyuk RODOS'lakı tatil çapta artışına sebebiyel verecek tarzmerkezlerine haftahk da tanker sigorta degerlerinin yükrezervasyonlar seltilmesinin itbal petrol maliyetierini.." arttırdığı aç;k bıçimde belirtiliyor. Daha önemli yanı, "Sigorta değerinin yuksehilmesinden once armalörte DtTAŞ arasında muvafakal için herhangi bir yazışma da yapılmadığı anlaşılmıştır" deniliyor. Rapor tumüyle, UM Denizcilik şirketine, DlTAŞ'ça tanınan bu 82.000 ncalıkların Hazine'ye yansıyan ayzararlarını, bu zararlarım kapamak için yapılan zamlann içeriğını anlalıyor. Cumhuriyet Cad 22 Ege YDK'nın raporu, eylul avında çalışHan Elmadağ. Taksim İstanbul malara başlajacak TBMM'de göru1416518 1416519 1473681 iulebilecek. PARİS Göstert XIII. Uluslararası İstanbul Festivali Başladı. • Bütün Yönleriyle İstanbul Festivali • Festivalde Tiyatro, Müzik, Bale, Dans ve Sergilerle Dopdolu Geçecek Bir Ayın Tüm Ayrıntıları Festivali SIT alanına otel için son söz belediyenin Haber Merkezi Eminönü Belediye Başkanı Tahir Aktaş, Sultan Ahmet Camii'nin arkasındaki alana konaklama tesisi yapılmasına ilişkin kararla ilgili olarak "Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varhklan Yüksek Kurulunun karan bizi bağlamaz" dedi. Konunun önce Ilçe Belediye MecUsi'nde tartışılıp karara bağlanacağını, daha sonra Anakent Belediye Meclisi'ne sunulup, orada kesin karara bağlanacağını belirten Aktaş. şöyle konuştu: "Yazınızda adı geçen yer gü zei bir yerdir. ÖzeUigi vardır. Bir plan tadilatı gerektirmektedir. 3030 sayılı yasava gore tatbikat planlan önce Ilçe Belediye Meclisi'nde tartışılıp bir karara bağlanır, daha sonra Anakent Belediye Meclisi'nin onayına sunulur. Kişisel göruşüme göre Ilçe Belediye Meclisimizde zorlanacak bir karardır. Goriişme ve tartışmalannuzda Cumhuriyet'in de bulunmasını isteriz." 180.000 BODBUMTOUR Gösteri 'yle izleyin! CENÇLMl ODULE^ ACIIIIYORUZ!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear