Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 NİSAN 1985 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ozetle Üç Türk aile, Bulgaristan "dan Yunanistan'a kaçtı Strasbourg'da 2 hafta Türkiye var Avrupa Parlamentosu'nun yann yapüacak oturumunda TürkiyeAET ilişkileri ele alınacak. v\s.x\\ nTiiPM/^tısı HALH U L U E N O I Î N STRASBOURG Turk dış politikası ve bu politikanın parlamento cephesi bugünden itibaren iki hafta boyunca Strasbourg'u " m e k â n " seçecek. Ortak Pazar danışma organı dururmındaki Avrupa Parlamentosu'nun dün başlayan oturumlarında ilk "Türk girişimi" yann olacak. TBMM üyesi 18 milletvekili ve Ankara'dan gelen üç büimadamı "Lemmer Grobu" adı altında bir araya gelen Avrupalı parU M Ermeni sorunu, TürkAET ilişkileri ve Bulgaristan olaylan ele alınacak olan "Ermeni raporunun" gerçeklerle bağdaşmadığı "Türk dostlannın" Vandemeulbroucke raporunun değiştirilmesi ve Siyasi Komisyon'dan daha " ü ı m l ı " bir şekilde geçmesi için girişimlerde bulunması, yine Türk sözcüler tarafından talep edilecek. " L o b i " toplantısı öncesinde Strasbourg'da sorulan iki soru ise bu oturuma davetli Avrupalı üyelerden kaçının toplantıya katılacağı ve Ermeni sorununa ilişkin Turk tezlerinin bu parlamenterler tarafından ne ölçüde benimseneceği. Diğer taraftan Avrupa Parlamentosu'nun yine yann yapılacak oturumunda Türkiye'yi ilgilendiren ikinci konu, ttalya Dışişleri Bakanı ve AET Dönem Başkanı Giulio Andreotti'nin AnkaraOrtak Pazar ilişkileri hakkında yapacağı açıklamalar olacak. Andreotti, Fransız Komünist Partisi üyesi Chamberion'un sözlü bir sorusunu cevaplandıracak ve dönem başkanlığını üstlendiği ocak ayından beri ilk kez Türkiye ile ilişkiler konusunda resmi bir açıklama yapacak. Parlamento toplantısının bitiminde, "kulisçi" Türk milletvekilleri, Brüksel, Londra ve Lahey'e dağılarak, bu üç ülkede Bir Konu, Uç Yanılgı SAMÎM LÜTFÜ Son günlerde Yunanistan'dan gelen haberler ile Batı ülkeleri hükümetlerinin Atina konusunda basına yansıyan öfke ve tepkıleriyle, bu yayın organlarında çıkan yorumlar bazılarımızı pek sevindiriyor. Atina'nın Türkiye'ye karşı güttüğü ve avaz avaz ilan ettiği düşmanca politikayı düşününce, bu komşumuzda işlerin hiç iyi gitmemesi, Batı'nm Andreas Papandreu'nun doğal politikasına tepki göstermesi karşısında sevince kapılmak doğal görülebilir. Yunanistan'da gerçekten ışler iyi gitmez görünüyor. Andreas Papandreu'nun başlangıçta pek ustaca sanılan, ama sonra Sarzetakis'in son turda gerekli oyu alabilmesi için cumhurbaşkanlığına vekalet etmekte olan kişiye oy kullandırılması sayesinde seçildiği görülünce, o kadar da ustaca olmadığı anlaşılan manevrası, ülkede ciddi bir siyasal çalkantıya yol açtı. Yeni cumhurbaşkanının kişiliği ne denlt saygın olursa olsun, seçilişindeki yöntemin hoş olmadığı açıktır. Gerçi Papandreu, oy kullanma konusunda bir meclis kararı çıkarmıştır, ama parlamenter sistemlerin evrenselleşmiş uygulaması ve Yunan Anayasası'nda da bu konuda aksine bir hüküm bulunmaması, doğrusu seçim yöntemini bir oy yüzünden biraz "şaibeli" kılmıştır. Haziranda yapılacak erken seçimle birlikte sağ, Sarzetakis'i devirmeye hazırlanıyor. Papandreu, maceracı eğilimi ve gerginlik pompalayan biçimiyle şimdilik havayı yumuşatacak herhangi bir davranışı gereklı görmüyor. PASOK gibi Yunan sağı da gerginliği körüklüyor ve görünüşe göre ondan yarar umuyor. Yunanistan'ın yakın geçmişini biraz olsun bilenler iki tarafın da gerginlikten ne gibi yararlar umduklarını anlamakta güçlük çekiyorlar ve sanki bunların hiçbir) tarihten dersalmamış gibi bir ızlenime kapılıyorlar. Ama onlara ne demek düşer ki? Bu arada, Papandreu'nun politikasının çeşitli kurnaz hesaplarından birinin de, Reagan'ın silahlanma politikasında güttüğü bazı amaçları ammsatır biçimde, Türkiye'yi de büyük ölçüde silahlanma harcaması yapma zorunda bırakıp, geçiş döneminin çabuk ve daha rahat aşılmasını sağlamakta etkili olacak ekonomik düzelme ve istikrarın önüne engel dikmek oldugunu bilenler, bu kez Yunanistan'da demokrasinin tehlikeyle karşılaşması olasılığı doğduğunu görünce sevinebilirler. Bizce yanlış yaparlar. Unutmamak gerekir ki, bir sorumsuzluğun panzehiri başka bir sorumsuzluk değildir. Bu gerçeğin komşumuzdaki en somut örneği de, 1967'de baba Papandreu'yu deviren Atina'daki albaylar cuntasıdır... Bilindiği gibi bunlar ise Türkiye ile diyalogla başladılar, ama sonunda doğaları gereği maceraya saptılar ve 1974'te Kıbrıs'ta Samson darbesiyle onu izleyen olaylara neden oldular. Bu olay başlangıçta belirli bir dış konuda sorumlu bir tutum içindeymiş gibi görünen cuntaların, sonunda sorumsuzluğuyla nam salmaya başlamış demokratik hükümetleri macera yolunda fersah fersah geride bıraktıklarının canlı bir kanıtıdır. Bu bakımdan biz Yunanistan'da bir rejim bunalımının, bir gün, şu anda Türkiye ile çekişme düzeyine ulaşmış olan gerginliği çatışmaya dönüştürebileceğinden korkarız. Bu çattşmadan yenen de yenilen de yenilgiyle çıkacaktır. Yalnızca yenilenin yenilgisi katmerli olacaktır hepsi bu. Yunanistan konusundaki ikinci yanılgı, Batı'nın Papandreucu politikasına tepkisinin boyutlarını abartmaktır. Bazıları bir ara bu tepkinin Yunanistan'ı çok güç duruma düşürebileceği ve Atina'nın AET, NATO ve VVashington ile ilişkilerinde meydana gelecek bozukluktan Türkiye'nin büyük yararlar sağlayacağını düşündüler Yalnızca Özal'ın ABD gezisi sırasında meydana gelen olaylar, örneğin yardım konusunda baştakı beklentinin aksine 1077 oranınm korunması bile sözünü ettiğimiz çevrelerin nasıl bir yanılgı içinde olacaklarını açık ve somut biçimde ortaya koymuştur. Washington'un da, Avrupa ülkelerinin de Papandreu politikası konusundaki kaygıları hesaplı bir abartmayla dile getirilmekte, zaman zaman Yunanistan'ın tutumu karşısında Türkiye'ye yakınlaşma gösterilen, ülkemize elle tutulur yararlar sağlayacak bir politika değişikliğinden çok, blöfçü ortağa, daha güçlünün karşı blöfleri olarak kalmaktadır. Yoksa bugüne dek Papandreu'nun politikasının yarattığı öfke sayesınde Türkiye, ne NATO'dan ne ABD'den ne de AETden somut bir yarar elde etmıştır, ne de bundan sonra edebilecektir. Bu da Yunanistan konusundaki ikinci yanılgıdır. İkincıyle sıkı sıkıya bağlantılı olan üçüncü yanılgı ise, Özal dönemtnde daha gösterişli hale gelen, ama neden hakkını yemeli, doğrusu ondan once başlamış olan uslu çocuk politikası d ı r. NATO'da, ABD ile ikili tlişkilerde ve Avrupa'da gürültü çıkaran, mızmız, tutturucu, istekleri bitmeyen, sürekli bağırıp çağırıp ağlayan, yaygaracı Papandreu'nun karşısında, haksızlıklara sesini yükseltmeden göğüs geren, hoşnutsuzluğunu yüksek sesle belli etmeyen, çok şey istemeyen, hele hele bağırmaya hiç tenezzül etmeyen uslu çocuk olmak, "Bak o huysuz, nankör ama ben uslu çocuğum" demek para etmiyor. Bu usluluğun yanı sıra, Papandreu'nun huysuzluğunu da iyice göze sokmak için, "her olanakta yaramazın yaramazlıklannı anlatıp anımsatarak, büyüklenn gözüne gicmeyi kuran uslu, ama arkadaşını şikâyet eden çocuk" politikası da geçerli olmuyor. Ilımlı, soğukkanlı bir politika, kuşkusuz iyi, ama buna yeterince tepki göstermeyen "pek uslu maşallah" politikasına vardırmak bırakın yararı. zarar bile veriyor. Çünkü sonunda "ensesine vur lokmasmı a/" izlenimi uyandıran uslu çocuk için, "Bu nasıl olsa uslu çocuktur, ses çıkarmaz, bekler. Aman öbür edepsizin isteklerine öncelik verelim de olay çıkarmasın" havası doğar istenmeden. Yunanistan'ın sıcak günler yaşadığı, Batı basınında her gün hem de oldukça hoşumuza gider biçimde eleştirilerek söz konusu edildiği ve Atina'nın dış politikamızda ağırlığmı korudugu şu günlerde, bu basit gerçekleri bir kez daha anımsatmak istedik. Bulgaristan 'da yaşayan üç Türk aile, sıntn asarak, Yunanistan 'a geçti. Yunanistan 'ın kuzeydoğu"indaki İskeçe polis yetkililerin•n alınan bilgiye göre, yaşları 18 ite 56 arasında değisen ve toplam 12 kişiden oluşan uç aile, cumartesi günü Exinos kasabasına geldiler. Yunanü polis yetkilileri, ailelerin, Bulgar yetkililerin insanhk dışı uygulamalarından kaçarak, sınırı Bulgar muhafızlartn ateşi altında aştıklannı söylediklerini bildirdiler. (a.a.) Richard Murphy israiVde lamenterlerle bir " l o b i " toplanBu toplantıda y a p a c a k l a r . esas olarak Ermeni sorunu üzerinde durulacak. Türk heyetiyle birlikte gelen Türkkaya Ataöv, Şener Akyol ve M. Kemal Öge, oturuma katılacak Avrupalı parlamenterlere 1915 tehcir olayına ilişkin Ankara'nın tezlerini açıklayacaklar. Bu " l o b i " toplantıstnda, Belçikalı milletvekili Jaak Vandemeulbroucke tarafından hazırlanan ve normal olarak 24 nisanda Parlamento Siyasi Komisyonu'nda görüşülecek Baskan Reagan 'ın özel temsikisi Richard Murphy, Ürdün 'de Kral Hüseyin'le görüştükten sonra dün tsraiVe giderek Basbakan Simon Peres ve Dışişleri Bakanı Izak Rabin'le görüştü. (AP) Pem'da sol partilerin zaferi Dış Haberler Servisi Peru'da önceki gün yapılan Devlet Başkanlığı seçimlerinin birinci turunda, sol partiler büyük bir zafer kazandı. Merkez sol APRA'nm adayı Alan Garcia Perez, seçmenlerin yuzde 45"inin oyuyla seçimin mutlak galibi olduğunu ilan ederken, "birieşik sol"un ortak adayı ve başkent Lima'nın Komunist Belediye Başkanı Alfonso Barrantes Lingan yüzde 22 ile ikinci sırada yer aldı. Merkezci, liberal ve sağcı partilerin çıkardığı 7 aday ise geriye kalan yuzde 30 oyu aralarmda paylaştı. Haziranda yapılacak olan ikinci tur seçimlerinde en çok oy alan iki adayın yanşması gerekiyor. Sekiz sol partinin ortak adayı Barrantes, seçim sonuçlarının belli olmasmdan sonra Garcia'yı evinde ziyaret etti. Barrantes, Garcia'nın evine girerken gazetecilere, "Halktan, benden da:OLOMBIYA Devlet Başkanlığı seçiminin birinci turunda tüm merkez ve sağ elendi Kimlik kartı Nüfüs: 19 milyon Etnik gruplar: Yerliler (%45), Mestizolar, Kafkasyalılar ve siyahlar. Yüzölçümü: 496 bin milkare. Komşulan: Ekvador, Kolombia, Brezilya, Bolivya ve Şili. Dışsatım: Pamuk, kahve, tütün, bakır. Dışalım: lşlenmiş maddeler ve makine. Okuma yazma bümeyenler: % 28 etkin olduğu Ayacucho bölgesinde bile çoğunluğun oy kullandığı bildirildi. Ayacucho bölgesindeki Huancayo kentinde iki postane önünde patlayan bombalar, iki çocuğun olumune, üçünün ağır yaralanmasına vol açtı. Başkent Lima'da ise bir bombalı saldırıda 3 kişi yaralandı. Seçimin galibi olan Garcia'nın partisi APRA, 1924'te kurulduğundan bu yana, iki defa Devlet Başkanlığı seçimini kazandı. ancak ikisinde de gerçekleşen askeri darbeler nedeniyle iktidara gelemedi. Beş yıl önce iktidarı, askeri bir yönetimden devralan, şimdiye kadarki merkez sağcı Devlet Başkanı Fernando Belaunde Terry, ordudan yeni bir hareket gelmeyecek olursa iktidarı seçimle işbaşına gelen yeni bir devlet başkanına devreden ilk sivil başkan olacak. "ulusal p l a n d a " , "etkileme çaiışmalannda" bulunacaklar. Avrupa Parlamentosu oturumları bu hafta sonunda bitecek, fakat Türkiye'nin "Strasbourg seferi" ondan sonraki hafta da sürecek. Avrupa Konseyi'nin 22 nisanda başlayacak olan bahar dönemi oturumları Ankara açısından bu kez yine büyük onem taşıyacak. Hem Bakanlar Komitesi, hem de Parlamenterler Assamblesi'nin toplanacağı Avrupa Konseyi'nde Türkiye'yi ilgilendiren üç ana sorun, Ankara'nın Konsey Donemi Başkanhğı'na getirilip getirilmeyeceği. Öte yandan, Avrupa Konseyi Hukuk Işleri Komisyonu, Hollandalı Sosyalist Parlamenter Pieter Stoffelen'in Türkiye raporunu dun Paris'te yaptığı toplantıda kabul etti. Rapor genel çizgileriyle Türkiye lehinde öğeler taşıyor, Türkiye'de demokrasiye dönuş konusunda ilerlemeler kaydedildiği belirtilen raporda bazı eleştirilere de yer veriliyor. Stoffelen, "uzlaştıncı" bir rapor hazırladığını söyledi. Rapor, Avrupa Konseyi'nin Danışma Meclisi'nin 23 nisanda Strasbourg'ta yapacağı toplantıda ele alınarak oylanacak. Denktaş: Kipriyanu kundakçılık yapıyor LEFKOŞE, (Cumhuriyel) KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Kıbrıs Rum yönetimi başkanı Kipriyanu'nun Paskalya dolayısıyla Rum halkına yaptığı konuşmayı "bir banş konuşması değil, kundakçılık ve açık bir tahrik" olarak niteledi. Kipriyanu'nun, "hedeflerinin tüm Kıbrıs'ı kurtarmak olduğu" yönundeki sözlerini "çok bahtsız" olarak niteleyen Cumhurbaşkanı, "Bu sözle Rum liderliğinin 1963'te başlatılan kanlı saldın hedeflerinden aynlmadığını vurguluyor" dedi. Denktaş şöyle konuştu: "Kipriyanu, bütün Kıbns'ı kurtaracaklannı haykırmaktadır. Bunun Turkçe anlamı açıktır. Kuzey Kıbns'ı Rumlaştıracaklardır. Bizi özgürluklerimizden. bağımsızlığımızdan mahrum edeceklerdir. tki kesimli federal bir sistem altında banş istemiyorlar. Bu degerlendirmeyi rabatlıkla \apıyoruz. Kipriyanu'nun Paskalya konuşması üzüntu ile belirtmek isterim ki bir banş konuşması degil, bir kundakçüıktır. Açık bir tahriktir." Sudan 'ın yeni lideri General A bdulrahman Sevar FJ Dahab, aralarında SSCB, Libya ve Etiyopya'ntn da bulunduğu bazı ülkelerle ilişkilerini "düzeltmek"istediklerini açıkladt. General Sevar El Dahab, iUşkilerinin düzeltilmesi amacıyla SSCB lideri Mikhail Gorbaçav'a bir mesaj gönderdiğini ve "olumlu cevap aldığını, Sudan Kurtuluş Ordusu Komutamna geçici hükümette yer verihnesi önerisi uıerinde düşündüklerini" söyledi. Sudan, SSCB ve yazı ülkelerle" ilişkilerini düzeltmek istiyor lomanya Devlet Başkanı Nikolai Çavuşesku beş günlük resmi bir ziyaret için Kanada'nın başkenti Ottawa 'ya gittt Silah indirimi görüşmelerinde başan sağlanmast yollannı ve ikili ticari ilişkileri görüşmek üzere Kanada'ya gelen Çavuşesku, yüz kadar Kanadalmm protesto gösterisiyle karşılastu Göstericüer Romanya Devlet Başkanı'nı, "Her yirmi Rumenden birini toplama kampına göndermekle" suçladılar. (a.a.) Çavuşesku \anaaWda ha fazla destek alan adamı tebrik etmeye geldim" dedi. Bu durumda hazirandaki ikinci tur seçim bir formaliteden ibaret kalacak. Garcia, evinde yaptığı basın toplantısında, "bu sadece bir partinin değil, tüm Peru halkının zaferidir" dedi. Seçimle"" genelde olaysız gerçekleştiği bildirildi. Maocu "Aydınlık Yol" gerillalannın oy kullanacak olanlara yönelik ölum tehditlerine rağmen, bu örgütün Uzay turizmi 15 yd sonra başhyor 1000Tİ yülarda başlamasına kesin gözüyle bakılan "wzay turizmi"nde "füze uçak'lar kullanıiacak. Yapüacak "füzeuçak'lar ile 1520 ytl sonra, bugün 3 saatte ahnan Paris New York arası 17 dakikada alınabilecek. Yerden 160 km. yükseklikte saatte 28 bin km. hızla gidecek olan "füze uçak'Tar, için özel bir havaalanı da gerekmeyecek. Dış Haberler Servisi Güney Afrika'da önceki gün çıkan olaylarda 8 kişinin öldüğu bildirildi. BBC'nin haberine göre, Pon Elizabeth'de önceki gün, polis tarafından ateş açüarak öldürülmüş olan 3 siyah göstericjnin cenaze töreninde polisin siyahlara ateş açmasıyla 4 kişi öldü. AP'nin bildirdiğine göre, yüzlerce siyahın ırkçı rejimle işbirliği ettikleri için siyah polislerin evlerine saldırması sırasında da polisin açtığı ateşle 4 kişi daha öldü. BBC'nin ve haber ajanslanrun görgü tanıklanna ve hastane yetkililerine dayandırdığı haberleri yalanlayan Güney Afrika polisi, cenaze töreninde olay çıkmadığını. "bunların bir dolu zırva oldugunu" belirten bir açıklama yaptı. Başkent Pretoria'daki polis sözcüsü, Port Elizabeth dışında 34 yerde siyahların gösteri yaptvğını, bu gösterilerde çıkan olaylarda üç göstericinin, dört polisin ve bir askerin yaralandığını ve 52'den fazla kişinin "kamu düzenini bozma ve yağma" suçlamasıyla tutuklandığını belirtti. Güney Afrika'da yaklaşık on yıl suren sessizlikten sonra 9 ay önce ırkçı rejime karşı başlayan protesto dalgasmda şimdiye dek 300'den fazla siyah öldü. Irkçı rejime karşı protestolar, geçen yıhn yaz aylannda, ırkçı rejimin Hint kökenlilere ve melezlere "ikinci sınıf" birer meclis için yapılacak seçimlerde oy hakkı tanımasıyla başlamıştı. Güney Afrika polisi9 8 siyahı daha öldürdü JSeves. ölüm döşeğinde Dört hafta içinde yedi kez ameliyat olan Brezilya Cumhurbaşkanı Tancredo Nevestn hayatmdan umut kesildiği bildiriliyor. Doktorlar, yedinci ameliyata karşm Neves'in bağvrsaklarmdaki enfeksiyonu kesemediklerini bildirdiler. Neves'in ciğerlerindeki enfeksiyonun da ağırlaştığı bildirildi. Neves'in kaldığı hastanede bir yetkili de "Neves'in îşiAllaha kaldı. Onu ancak bir mucize kurtanr" dedi. (AP) gün süren bir Güneydoğu Asya gezisinin dönüşünde Suudi Arabistana uğradu Riyad'da Suudi Arabistan Kralı Fahd (sağda) ile görüşen Basbakan Thatcher, kendi şereflne verilen bir partide ülkenin geleneklerine kısmen ayak uydurarak, ayak bileklerine kadar inen bir elbise giydi. Dün Londra 'ya dönen Thatcher'ı 11 günlük gezisiyle ilgili bir muhalefet dalgası bekliyor. Ana muhalefet tşçi PartisVnden parlamentoya bu konuda sunulan iki soru önergesinden biri Thatcher'ın Endonezya'daki sağcı yönetim lideri Suharto ile görüşmesi, ülkedeki sert uygulamalar ve Doğu Timor'daki işgalci Endonezya kuvvetlerinin giriştiği soykınm nedeniyle kmanıyor. Diğerinde ise başbakamn, Malezya'da Ingiliz kömür işçileri sendikalan aleyhinde ettiği sözlerin diplomatik bir gezi ile bağdaşmadığı ileri sürülüyor. (Fotoğraf: AP/ÜM.) tngiltere Başbakanı Thatcher, SuudUere ayak uydurdu Margaret Thatcher, 11 TİRAN, (a.a.) Arnavutluk'un perşembe gunü 77 yaşmdayken ölen lideri Enver Hoca dün başkent Tiran'da törenle toprağa verildi. Arnavutluk geleneklerine ve Enver Hoca'nın isteğine uygun olarak cenaze torenine hiçbir yabancı heyet katılmadı. Yerel saatle 11.00'de başlayan cenaze töreni sırasında bütün ülkedeki fabrikalar, trenler, otomobiller ve gemiler beş dakika sureyle siren ve dudüklerini çaldılar. Basbakan Turgut Özal dün Arnavutluk'un Ankara Büyukelçiliği'ni ziyaret ederek açılan özel defteri imzaladı ve taziyetlerini bildirdi. Enver Hoca'nın ölümü nedeniyle Arnavutluk'un îstanbul Başkonsolosloğu'nda da bir özel defter açıldı. Defteri ilk olarak İstanbul Valisi Nevzat Avaz imzaladı. Eıtver Hoca toprağa verildi Mısır'da radikal Islamcüarrejimi zorluyor Şeriat uygulanmasını isteyen îslamalar toplumda tabanlannı giderek genişletiyorlar. Başkent Kahire'de taksilerin bir çoğunun camlarında Ayetullah Humeyni'nin resimleri var. İslamcılar, ahlak bozukluğundan yakınıyor ve içki, kumar ve fuhuşun yasaklanmasını istiyorlar. Dış Haberler Servisi Batılı yaşam tarzmın Arap dunyasmdaki kalesi Mısır, Islamcıların tabandan gelen baskısı karşısında tehdit altında. Newsweek'e göre, Mısır Parlamentosu'nun önümüzdeki ay şeriat konusunda yapacağı tartışma, ülke açısından bir yol aynmını oluşturuyor. Mısır'ın kendine Batı tipi demokrasiyi model almasına ve laik bir devlet sistemine sahip olmasına karşılık, devletin dini esaslara göre yönetilmesini isteyen islamcılar, Mısır'ın tüm kurumlarında yer abyor. Hukümet görevlerinde, gizli poliste, bankalarda ve şirketlerin yönetimlerinde bu görüştekiler önemli bir ağırbğa sahip. Kimi İslamcı görüşe sahip din adamı, iki yıl içinde iktidara geleceklerini iddia ediyor. Devlet Başkanı Hüsnü Mubarek, yakın zamanda Newsweek'e verdiği bir demecinde, "Biz bu konuyla gayel iyi başa çıkıyoruz. Korkum yok" demişti. Ancak İçişleri Bakanı aynı sıralarda din adamlanna dine politika kanştırmamal a n uyarısında bulundu ve hemen ardından radikal dincilere yönelik bir tutuklama dalgası başlatıldı. Radikal dincilere yönelik baskılara rağmen Kahire'de dolaşan otomobillerin birçoğunun camında Humeyni'nin resmi var. Halk arasında dine bağlılığın ra^ dikal tslamcılara desteğe dönuşmesini önlemek için Mısır'ın devlet televizyonundan "Dallas" dizisi kaldınldı. Böylece Ceyar, Mısır iç politikasının kurbanı oldu. İslamcılar, ülke yasalarının zaten şeriata yakın oldugunu savunuyor. Batılı gozlemciler de bu görüşü doğruluyor. Mısır'ın hukuki sistemi genelde Napoleon'dan kalma yasalarla şeriatın bir bileşimi olarak değerlendirıliyor. îslamalar, bir de alkol, fuhuş ve kumarın yasaklanması halinde, işin tamam olacağını söylüyor. Tabii politika ile din arasındaki aynmın kalkacağı bu durumda baştan varsaydıkları bir durum. Bir İslamcı şöyle diyor: "Şeriatı uygulamak, toplumu geliştirmenin tek yoludur. Halk, İslam \asalanna uyacak olursa, bu toplum mukemmel olacaktır." Radikal Islamcılar, yakın zamanda en büyük yankıyı 1981deki Enver Sedat suikastıyla uyandırmıştı. Ancak aradan geçen süre içinde şeriat talebi sadece silahlı militanlardan gelmiyor. Geçen ay şeriatın uygulanması isteği açıkça düzen içinden, hem de düzenin en yüksek organmdan geldi. Parlamentoda önemli bir ağırlığı olan Radikal İslamcı Milletvekili Şeyh Salah Abu İsmail. "bir an önce şeriat düzenine geçilmesi" isteğini kursüden duyurdu. Newsweek'in yorumuna göre, Mısır'ın ılımlı Devlet Başkanı Mübarek'in tepkileri yatıştırmak için parlamento gündemine aldırttığı şeriat tartışmasının tepkileri yatıştıracağı kuşkulu. Mubarek'in onlemek istediği kargaşa, tam da bu tartışma ile başlayabilir. Alkol yasağı sadece Mısır'ın 5 bin yıllık geçmişi olan likör sanayiini öldurmekle kalmayacak, diğer şeriat kurallarıyla birlikte turizmi de sekteye uğratacak gibi görünüyor. ı Belçika Başbakanı Wilfried Martens, bir haftalık resmi bir Ziyaret için Pekin'e geldi. Martens'in ziyareti sırasında, Belçika ile Çin arasında nükleer alanda işbirliği yapılmasını öngören bir anlasmanın imzalanması bekleniyor. Pekin 'deki Belçikah kaynaklar, iki ülke arasında teknoloji transferi ve uzjman değişimi yapılacağını ve Çin 'e nükleer santraller için bazı güvenlik gereçlerinin satıutcağını bildirdiler. (a.a.) Belçika Başbakanı Pekin'de Basmacıyan'ın întîharı tartışılıyor SABETAY VAROL Teröristin avukatları intihara cezaevi koşullarının neden oldugunu öne sürüyorlar. PARİS Paris yakınlarındaki Fleury Merogis cezaevindeki hücresinde kendini asarak intihar eden ASALA militanı Aram Basmacıyan'ın ölümü konusu ile ilgili tartışmalar dün de devam etti. Basmacıyan'ın avukatları başlangıçta söz verilmesine karşılık, 1981'de Türk Başkonsolosluğu'nu işgal ettikten sonra 7'şer yıla mahkum olan dört müvekkillerine siyasi tutuklu statüsu tanınmadığını ve cezaevi koşullarının intihar nedeni oldugunu öne surerken, Fransız hükumeti siyasi tutuklu statüsu tanınması konusunda hiçbir zaman söz verilmediğini ifade ediyorlar. Öte yandan Evry Savcılığı otopsi yaptırma kararı verdi. Fransa'daki Ermeni örgütleri ise Aram Basmacıyan'ın intiharı ile ilgili çeşitü açıklamalar yaptılar. Ermeni Ulusal Hareketi (MNA), Basmacıyan'ın intiharının "Ermeni ulusunun yaşadığı trajediyi vurguladıgını" öne surdu. Ermeni Siyasi Tutukluları Destekleme ve Enformasyon Komitesi ise Sibirya'da geçen aralık ayında tutuklu bulunduğu cezaevinde ölen Ermeni milliyetçisi Eduard Anıtunyan'dan sonra Basmacıyan'ın ölümüyle 4 ay gibi kısa bir süre içinde iki Ermeni siyasi tutuklunun cezaevinde öldüğüne dikkati çekti. ASALA'ya yakınhğı ile bilinen Ermeni Siyasi Tutuklulan Destekleme Yunanistan Komitesi de ASALA'nın, geçen gün yayımladığı ve Fransız hükümetini suçlayan bildirisine paralel olarak Basmacıyan'ın ölümünden Fransız yönetimini sorumlu tuttu. Bu komiteye göre, Fransız hükumeti çeşitli uluslararası örgutlerin Basmacıyan'ı ziyaret için Adalet Bakanlığı'na yaptıkları başvurunun her seferinde geri çevrildiğini de öne sürdü. Uzayda SovyetFransız işbirliği "ovyetler Birliği ve Fransa'mn azayda yörüngeye yerleştirilecek bir uzay laboratuvan ile "kozmik radyasyon" konusunu inceleyeceği bildirildi. Moskova'da yayımlanan "Izvestia" gazetesi, "Gamma 1" projesi adını tasıyacak uzay araştırmasında, büyük bir Gamma ısınlı teleskop kullantlacağını ve araştırma konusunun a'zünün kozmik radyasyonunun kaynağı olacağmı belirtti. (ANKA) Radikal Islam 'ın etkisi, Kahire üniversitesi'ndeki kız öğrencilerin giysilerinde kendini gösteriyor. Islamcı akımın Meclisıeki temsilcisi Şeyh tsmail (solda) şeriat uygulamasma geçilmesi için basküarım artınyor. Mubarek yönetimi ise yoğunlaşan baskılar karşısında güç durumda.