02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyeİ Karayollan, yeterli gördüğu sekiz fırma grubundan 29 martta teklif alacak. Genel Mudür Coşkunoğlu: "İnşaata mayısta başlanacak, gecikme söz konusu değil" dedi. ANKARA (a.a.) Avrupa ile Asya'yı bırbınne bağla>acak İstanbul 2. Boğazıçi Koprusu ve çevreyollarının yapırruna yonehk ihalenın onseçım çalışmaları tamamlanarak teklif ıstenecek sekiz firma grubu behrlendi. Anadolu Ajansı muhabırının edındığı bilgıye gore, Karayollan Genel Mudurluğu'nce kopru ve çe\re>olları yapımı içın teklif vermesı uygun gorulen \e ıhale>e davet edılen fırma grupları şunlar: 1 D)ckherhoff VViedman (Konsorsiyum LıdenB.Alman). Hitachi Zosen (Japonya). Kutlutaş İnşaat (Turkıye), \iv>ho twai (Japonya), Sumitomo (Japonya), Cogefar (Itaha» 2 Clevland Bridge Fngineering (Konsor«'\um Lıderilngiltere), ENKA İnşaat (Turkıye), Bechtell Engineering (ABD), Strabag Bau A.G. (B.Alman\a). 3 Mitsui (JaponyaLıder), Doğuş İnşaat (Turkıve), Kavvada (Japonya), Costein (Ingıltere), Bilfinger Berger (B.Alman>a) 4 Philipp Hozcnan A.G. (Konsorsnum LıderıABD). J.A. Jones Construction Co. (ABD), Gama Endu«,triRavmond Int. Builders (ABD), Parsons Brinkheroff (ABD) 5 Tekfen Inşaal (Konsorsiyum LıderıTurkıye). Thvssen Engineering GMBH (B.Almanya), L.E.S.C.A. Farsura (Italya) 6 Ihi (Japonya), Mitsubishi Heavv Industrie (Japonya). Nippon Knkan (Japonya), Sezai TurkeşFevzi Akkava İnşaat (Turkiye), Impregilo (Italya). 7 Yuksel inşaat, Guriş İnşaat, W>ss und Freytag (B.Almanya). Kuwagai (Japonya). Kıska ^ahıbı Cumhumel Vldihaacılık \e Ga7eıecılık Turk Anonım Şırketı adına adır Nadi. • Oenel \a\m Muduru HasanCemal. MuesseM? Muduru tmıe l iaklıgil, \ J , I l'erı Mjduru Okav (.onensın. • Haber Merkezi Mu Ju;u Vjlçın Ba>er. ">J\IJ Duzem Yorıeımtrı \lı Acar. # Tentsıkıler AN \RA >al<,ınI><»gan.l/MİR Hıkmel Çetınkava. \DANU Mıhmel Mercan. Servıs Şeflerı Islanbul Haberlerı Reha Oz, Uış Haberler hrgıın Bslcı, bkonomı Osman l laga>. kulıur \ydın tmeç, Magazın Yalftn Pekşen. Spor Danışmanı Abdulkadır Vucclman. Duzelıme Refik Durbaş, Araşlırma Şahın Alpa>, IşSendıka Şukran kelencı. • koordınaıor \hmel Konılsan, # Malı Işler hrol Erkul, llan Zıys Ergene. Halkla Ilışkıler Gulderen Koşar, Idare Maseyin Gurer, Işletme Sadun Nonmez. Basan ve Yayarv Cumlmnyet Matbaacılık ve Gazetecılık T.A.Ş Turk Ocağı Cad. 39'41 Cağaloğlu Istanbul, PK 246IslanbuI, Td" 526 1000 (9 hat). Telex 22246 • Buroiar Ankara: Zıva Gokalp Bulvarı Inkılap Sokak No 19'4 Tel 33 11 4147, Tele\ 42344 • İzmın Halıt Zıya Bulvarı No 64'3, Tel. 25 47 0913 12 30 Tele* S2359 • Adana: Çakmak Cad No 134 Kat 3. Tel 1455019731 Telex 62I5S TAKAIM 12 Şubat 1985 Irasak: 5.30 'Gunes: 6.55 Oğle 13 23 Ikındı: 15 13 Akşam. 17 41 Yatsr 18 59 2. Boğaz Köprüsü için 8 firnıa yamşacak inşaat (Turkıye). 8 Koopers (ABD), Marubeni (Japonya), Entes (Turkıye), Louise Berger (ABD), Raul V Howard Conello Teer (ABD). İHALE 29 MARTTA YAPILACAK Karayollan Genel Mudurlüğu'nden alınan bılgılere gore. Istanbul'da inşa edilecek ve kıtalararasında ıkınci gecişi sağlavacak Boğaz Koprusu ıhalesı 29 martta yapılacak TCK. yeterli gorduğu firma gruplarına 1,5 aylık bır teklif hazırlama suresı tanıdı Karayollan Genel Mudııru Atalav Coşkunoğlu Anadolu Ajansı muhabırıne vaptığı açıklamada. kopru ınşaaunda herhangı bir gecikmenın soz konusu olmadığını belırttı. " 2 . Bogaziçi Koprusu'nun lemeli daha once belirlendiği gibi. İstanbul'un fetih yıldonumünde, 29 Mayıs gunü atılacaktır" dedı. Bilındıği gıbı 2 kopru \eçe\ reyolları inşaatında en onemlı kokonuyu. gereklı kredınin sağlanrnası oiu^turu>or Fransa insan haklarını askıyu alıyvr Sakah yiizünden üniversiteden uzaklaştırılan Doç. Acar: için hoşgörülü olmak gerek ÜMİT ASLANBAY ANKARA Doç. Dr. Erhan Acar, ODTÜ Mimarhk Fakultesi öğretim görevlisiyken, sakallarını kesmediği için üniversiteden uzaklaştırıldı. Bu, Doç. Dr. Erhan Acar'a üniversite yönetimince verilen "nihai cezaydı".. Erhan Acar, görevden aynlmış sayıldığı 1 Aralık 1984 tarihine kadar da, aynı nedenle "kınam a " , "aylıktan kesme", "uyarma" ve "kademe ilerlemesini durdurma" cezaları da almıştı. "Benim için sakal, ne bilgeligin, ne de mimar olmamın geregi. Benim için sakalın anlamı, kişinin kendisine yakıştırdığı her gorünumu ozgurce benimseyebümesi" diyen 1946 İstanbul doğumlu Doç. Dr. Erhan Acar'ın, akademik kariyeri ise şöyle: 1970 Massachusetts Institute of Technology (MIT) Mimarhk Lisans diploması, 1975 ODTÜ MimarIık Fakültesi'nde master, 19761977 Ankara Belediyesi Danışmanhğı ve 19781985 ODTU Mimarhk Fakültesı öğretim görevlilıği. Doç. Dr. Erhan Acar sorularımızı şöyle yanıtladı: Azgelişnıişljîkten sıyjrılınak SAYISAL .VVALIZ SEMPOZYUML "BiIgisayuK, teknik ve matematik devrimdir" ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Ortadoğu Teknik Universıtesi Matematik Bolumu ıle TUBİTAK Temel Bılimler Araştırma Enstıtusu Uygulamah Matematik Bolumu'nun bırlıkte duzenlediklerı "Sayısal Analiz ve Uygulamalan" sempozyumu Ankara'da başladı Matematik Bolumu Başkanı Okav Çelebi, "Maternatiğin ve ozellikle savısal analizin toplumlardaki veri havava, suya olan gereksinimle kıvaslanabilir" dedı. Sempozyumun açılışında konuşan Oka> Çelebi, ıçınde bulunduğumuz çağın matemauk çağı olduğunu vurgulayarak, "Bilgisavariar, nitelikleri gereği savısal analiz bakımından çok önemli. Bilgisayar seçiminin ivi yapılması, etkin olarak kullanılması ve hataların azaltılması için matematiksel çahşmalara gerek var. Matematik ve ozellikle sayısal analizin toplumlardaki veri yadsınamaz. Bu ver. loplumların yaşaması için gerekli olan havaya, suva olan gereksinimle kıvaslanabilir. Bundan sonra bu sempozyumun perivodik olarak yapılmasına ve uluslararası bir nitelik kazanmasına çalışacagız" biçimınde konuştu. Dr. Bulent Karasozen ise "20. vttzyılın en buvuk olgusu olan bilgisavarın aslında sadece bir teknik devrim olmadığını" ^o>ledı. Karasozen, bılgısa>arların geliştirılmesını ve kullanımını sağlayan yaklaşımları bır matematik devrim: olarak değerlendirerek, "Son zamaıılarda bilgisavariann hıdarı her 45 vdda iki katına çıkmakla, ama buyuk problemleri çozum kapasiteleri yalnızca juzde 1020 arasında artırılabilmektedir. Bu nedenle bilgisayarlann daha etkin olarak kullanımlarını sağlamak ve savısal hataları daha aza indirgemek için bugun, matematiksel vontemlere daha fazla gerek vardır" dedı. tllıye yakın bılım adamının katılacağı ve 35 bildırının sunulacağı sempozyum perşembe gunu sona erecek. PARİS. (a.a.) Turkiye'yi Avnıpa Insan Hakları Komisyonu'na şıkâyet eden ulkelerden biri olan Fransa, Yenı Kaledonya'da şıddet olaylannın giderek artması uzenne bu bolgede bazı ınsan haklarını askıya alacağını A\rupa Konseyi'ne resmen bildirdi. Pans'teki yetkili çevrelere göre, Fransa hukümeti Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nın, bazı haklann askıya alınabilmesıyle ılgılı 15. maddesini uygulamaya koyacağıru, A\xupa Konseyi Genel Sekreterlığı'ne yazıyla ılettı. Bildırimin, Konsey Genel Sekreterliğme hafta sonunda postayla gonderıldıği kaydedildi. 1950'de imzalanan Avrupa Insan Haklan Sozleşmesı'nin 15 maddesı, ımzacı ulkelere "Savaş ya da ulusuıı hayatını tehdit eden olağanustu durumlarda bazı insan haklannın askıva alınması" imkânmı tanıyor. Aynı sozleşme, bu haklann kısıtlanmasına >ol açan olağanustu durumun sona ermesı halınde soz konusu hakların iadesını ongöruyor. Fransa'nın gırışıminin Yenı Kaledonya'da ılan edilen Olağanustu Durum Yasası'ndakı bazı maddelerin Avrupa Insan Haklan Sozleşmesı'nin hukumleri ile uyuşmamasından ıleri geldıği belirtiliyor. Turkiye'de 12 Eylul döneminin olağanüstu şartlan nedeniyle Avrupa Insan Hakları Sözleşmesı'nden doğan aynı hakkı kullanmış, ancak bu tutumu, ozellikle Fransa tarafından şiddetli eleştırılerle karşılanmıştı. Fransa, daha sonra Turkiye'yi ınsan haklannın ihiai edıldiğı ıddıasıyla Avrupa Konseyi'ne şikâyet eden beş ulke arasında yer almışu lngıltere de, Kuzey Irlanda'dakı durum ve bu bolgedekı "orgutlu terörizm"in ortaya çıkardığı "olağanustu durum" dolavısıyla 1957 ile 19^8 yılları arasında Avnıpa Konseyi'ne bırçok kez bu tur başvurularda bulunmuştu Fransa hukumetı, Yeni Kaledonya'dakı durum dolayısıyla bazı ınsan haklarını askıya alacağını Avrupa Konseyi'ne resmen bildırdı. POÇ. DR. ERHAN ACAR'DAN Osmanlı zamanında sakalın bir zorunluluk olmasıyla, bugün YÖK'ün öğretim elemanlarını sakallarını kesmeye zorlaması bence pek farklı değil. Azgelişmişlikten sıyrılmanın bir boyutu da aynı derecede bağnaz tutumların ortalaması olan hoşgörüye ulaşabilmek. Bu hoşgörü de her şeyden önce üniversitede olmalı. Benim için sakal ne bilgeliğin alameti ne de mimar olmanın gereği. Benim için sakalın anlamı, kişinin kendisine yakıştırdığı her görünümü benimseyebilmesi. YÖK'ün öğretim elemanlannı sakallarını kesmeye zorlaması bence pek farklı değil. Bize benzer bir geçmişi olan tran'daki uygulamayla, ulkemizde yeni benimsenmekte olan bu katı tutumun pek farklı olmaması gibi. Bizde sakal yasak, İran'da ise sakalsız bakan yok galiba. Azgelişmişlikten sıyrılmanın bir boyutu da bu aynı derecede bağnaz tutumların ortalaması olan hoşgörüye ulaşabilmek. Bu hoşgöru de herhalde her şeyden önce üniversitede olmalı. Biz öğrencilerimize kendilerinden farklı olanı anlamayı, hoşgörmeyi öğretmeye çalışıyoruz. Duşüncelerimizle davranışlanmızla, görunuşlerimizle farklıhklanmızı hoşörüyle paylaşmaya çalışıyoruz. Bence sonunda bir öğretim elemanının en önemli eğitım aracı kendi kişiliğidir. Sorun, salt teknik konuları aktarmak olsaydı pek yakında bize gerek kalmayacaktı. Kişihksız ve sakalsız bilgisayar ekranları, bu tür konuları bizden daha iyi anlatacak. Sakalınızı kesmemekte niçin direttiniz? Sakal için görevden olmaya deger miydi gibi bir duşunce geliyor akıllara... ACAR Başkalarırun size yaptığı haksızlıklar zamanla giderilebıliyor. Ama msanın kendisine yaptığı bir haksızlığı geri alması olanaksız. Sakalımı kesip depişman olsaydım, yerine bırakacağım sakal aynı sakal olmayabilirdi: Bundan korktum. Yani haksız olduğuna mandığım bir baskıya boyun eğmiş olmanın ezikliğini bir daha hiçbir sakalın örtmemesinden. tkincisi de, bana öyle geldi ki asıl, sakahmı kesince öğretim görevinden vazgeçmiş olacaktım. Çünku, o görevi hep, kişısel tutarhhğımı, bundan duyduğum heyecam onlarla paylaşmak olarak yorumladım. Sakal konusu bireysel bir olay gibi gorunuyor, ilk bakışta. Sizce toplumsal boyutiarda etkileri var mı? ACAR Sakal konusundaki baskı, bireyin kışisel bir sorunu gibi görünebilir. Onun kişısel mekanı diyebileceğimiz en özel seçimlerinin bıçımlendiği alanlara devletin ya da YÖK'ün mudahalesi olarak görülebilır. Ancak benim için, bir öğretim elemanı olarak bu mudahaleye tepkim, örneğin delikanlılann babalarıyla bu tur konulardakı çekişmelerinden farklı dıye duşunuyorum. Bana emanet edilmiş, benim kişiliğimi aşan bir öğretim görevi ve bu görevin onuru var. Bu görevin onurunu her tur kişisel seçimımin, yumuşakbaşlılığımın, söz dinlerliğımin, uysallığımın ötesinde titızlikle korumakla yukümlu göruyorum kendimi. Rektör Gönlübol hakkında açtığım hakaret davasında da bu anlayışla davrandım. Yani kendı gücüm yettıği ölçüde, Erhan Acar'ın haysiyetinin ötesinde, öğretim görevinin onunınu savunmaya çahştığımı duşünuyorum. Sizce YÖK, kılık kıyafet düzenlemesi ile üniversitede hangi amaçları gerçekleştirmeye çaüşıyor? ACAR YÖK, beğenmediği bir yapıya çekiduzen vermeye çalışıyor. Şehir plancıları da beğenmedikleri kentlerin orasıru burasını çekiştirir, bir biçim vermeye çalışırlar, ama çoğunlukla bu biçim tutmaz, kent, yine kendi bildiğıne gelişir. YÖK de unıversiteleri Parıs'ın katili Baron Hawsmann gibi düzeltmeye çalışıyor. Universitelerımiz geniş bulvarlarla, bir mobilya fabrikasının yakınındakı (tepeye) bağlanıyor. Öğretim elemanları bu bulvarlar boyunca dizilen apartmanlar gibi hizaya ve kalıba sokulmak isteniyor. YÖK bu düduzeni getınrken Neron'un şehir planlama tekniklerinden de yararlanıyor: Ateşe verdiği üniversitenin karşısında acıklı bir yüz ıfadesiyle lir çalarak (bunu yapan Hırıstıyanlardır. Önları aslanlara atmız), diye hassasiyetle buyuruyor. Hıristıyanlar da, sağ olsunlar, bır çoğu hemen öbür yanaklarını çevinyorlar. Ne var ki, Neron'un sirkleri bugün turist eğlencesi olmuştur. Üniversitelerdeki bir başka tartışma konusu da, başortıi takılıp takılmaması, bu konuda ne düşunüyorsunuz? ACAJR Basörtu takmayı seçen arkadaşlarımın kafalanrun ıçındeki duşuncelere karşı olabileceğimı bu duşünceler açısından belkı hiçbir zaman aramızda bir göruşbirh'ğı olmayabıleceğini düşunüyorum. Ama kafalanrun dışındakı başörtusunu özgurce takabılmeleri konusunda aynen kendi sakalım hakkındaki düşüncelerımi besliyorum. Oşmanü anlayışı ve YÖK Sakal ile bilim adamı arasında sanki tarihten gelen bir ilişki var. Örnegin Osmanlı uleması sakalıyla ayırdedilirdi. Bir öğretim gorevlisi olarak siz, sakala özel bir anlam veriyor musunuz? ACAR Sumerlerde sakal, erkeklerin varsayılan bır özelliğiydı. Sakalın kesilmesi etkin bir ceza biçimiydi. Dediğıniz gibi, Islam toplumlarında sakal ulemanın alametiydi: Bazen bana da (hocam) dedıklerinde unıversitedeki gorevime mi değinildiğjnı yoksa ulemadan mı sanıldığımı bilemiyorum. Benim için sakal ne bilgeliğin alameti ne de mimar olmanın gereği. Benim içın sakalın anlamı, kışinin kendisine yakıştırdığı her görunumu benimseyebilmesi. Zorunlu bır alamet olduğu zaman sakal, bu ozgurluk anlamını yitıriyor. Osmanlı zamanında sakalın bır zorunluluk olmasıyla, bugun ORGEINERAL BARANSEL85 Eksi 40 derecede kiş tatbikatı Orgeneral Nurettin Baransel85 Kış Tatbikatı Erzurum'un LaleliDeveboynu bölgesinde başladı. 48 saat sürecek tatbikatı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ da izliyor. ERZURUM (Cumhurivet) Turk Silahlı Kuvvetleri'nın planlı tatbıkatlarından "Orgeneral Nurettin Baransel85 Kış Tatbikatı" dun sabah Erzurum'un LaleliDeveboynu bölgesinde ağır kış koşullan alünda başladı Ruzgânn da etkısı ıle hava sıcaklığının sıfırın altında 40 dereceye duştuğu bolgede yapılan tatbikatı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ, Kara Kuvvetlerı Komutanı Orgeneral Haydar Saltık, NATO Guneydoğu Avrupa Muttefık Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ragıp Llugbav ıle JUSMAT Başkanı Amerikah Tumgeneral Jr. Pendleton da ızlıyor. kış koşullarında kullanılan araçgereç ve teçhızatlarla geliştirümekte olan teçhizatları da ıçeren bır sergi açıldı. Sergide ayrıca, bazı ulkelerın kullandığı teçhızatlar da yer aldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ ve beraberindeki komutanlar, dun oğle yemeğını tatbikat bölgesinde yer altında buzdan hazırlanmış sığınaklarda yediler. Orgeneral Üruğ, oğleden sonra da kar ve buzdan yapılmış lojıstik tesisleri gezdı. Geceyı Erzurum'da geçiren Orgeneral Üruğ, bugun tatbıkatın ikinci ve son bolumunu izledikten sonra Ankara'ya dönecek. Aynlanların geliri arttı Üniversitelerdeki bu duzenlemeierden payını alan bir kesim de ogreneiler. Oğrenciler üzerine ne soylenebilir? ACAR ODTÜ'de kasım ayı başından bu yana sakal baskısını ilk oğrenciler goğusledi. Otobüslerden ındirilip, kente traş olmaya geri gönderildiler. Dersten çıkanldılar. Disiplin cezası aldılar. Onlann kişihğinin oluşumuna katkıda bulunmakla görevli bir kurum, bu gençlerin onurunu kıncı, kişiliklerini yaralayıa önlemlere baş vurdu. Öğrencüer, yurtlarla, kantinle, ders dışı etkinliklerin azhğı ve saptırılmışhğı ile ilgili bır süm sorunlarını dile getiriyor: Okumak için ödemek zorunda bırakıldıkları paradan yakınıyor. Butun bunlann ustune kılık ve kıyafet konusundaki baskılar unıversıteyi koşacakları değil, kaçacakları bir yer haline getiriyor. Öğretim elemanlarınm genellikle oğrencilerin sorunlarına duyarsız kaldığı kanısındayım. Bir çoğumuzun yuzü bölum başkanlanna, dekanlara, rektorlere dönük. Oysa belki bölum başkanlarını bir tur apartman yöneticisi, dekanları mahalle muhtan, rektörleri ise Istanbul'un karşı kıyıdaki bir ilçesinin kaymakamı gibi görup, universiteyi üniversite yapan asıl unsurun öğrenciler olduğunu hatırlamalıyız. Bundan sonra ne yapmayı düşunüyorsunuz? Nasıl geçineceksiniz? ACAR Geçim konusunda buyuk bir kaygı beslemiyorum. Son yıllarda üniversiteden atılan kişilerin çoğunluğunun gelirlerinde artış oldu. Yapmak istedikten sonra bir mimarın para kazanacağı işler çeşitli. Ancak üniversitedeki gorevim kadar seveceğim bir iş bulamayacağımdan kaygıhyım. Ama yine de universiteye bir geçım kapısı gözuyle bakmayıp, görevimin onuru gerektırdığinde görevünden vazgeçebılmış olduğum için huzurluyum. Akademik açıdan da pek kaygım yok. Bazı araştırma konuları var gundemimde. Bır araştırma onerimize yanıt bekliyoruz. Yazmak istediğım bır kitap, çevirmek istediğim bir diğeri var. Tatil bitti, ders zı kentler dışmda dun sona erdi. Yaklaşık 10 milyon oğrencı ikinci \anyıl denlerine "tatil mahmurluğunda"başladı!ar. Tatilı ınnavarak. çezerek geçiren kimi oğrenciler "keşke tatilimiz biraz daha uzun olsaydı" diye yakınırken, tatil boyunca "hızlandınlmış kolej kurslanna" giden Halefoğlu: Başbakanla görüş aynlıgım yok ANKARA (a.a.) Dışişlerı Bakanı Vabit Halefoğlu. Başbakan Türgut Özal'la anlaşmazlık içinde olduğuna ilişkin haberlerin doğru olmadığını açıkladı. Halefoğlu, Başbakan'ın Cezayir konusundaki jestinı yurekten desteklediğıni açıkladı. Halefoğlu, istıfa edeceğı yolundakı haberler uzerine kendisinden bılgı ısteyen a.a. muhabirine söyle dedi: "Sayın Başbakanla goruş aynlığı içinde oldugum ve istifa edeceğim yolunda çıkan haberlerle ilgili olarak şu hususları açıklamak istivorum: Sayın Başbakan'ia en ufak bir göruş ayrüıgı içinde değilim. Kendilerinin Cezayir'le ilgili olarak yapmış oiduklan jesti yurekten desteku'yorum. Boyle bir jesti yapma duşunce ve inceligini gosteren Sayın Başbakan'ın milletimizin histerine tercüman olduguna da inanıyorum. İstifa etmem yolunda ailem ve yakınlanmdan herhangi bir i'tek veya telkin gelmedigi gibi, bilakis bu yüce gorevi surdurürken kendilerinden sadece destek gormekteyim." oğrenciler yorgun argın •sıralanndaki yerlenni aldılar. Okul kapılannda goruşlerini aldığımız oğrencilerden çoğu odev verilmemesine rağmen az da olsa ders çalıştıklannı ve doya doya oynadıklanm soylediler. hurslara giden oğrencilerin bazılan ise: "Kursta ders çalışmaktan yoruldıık, ikinci yanyıla dinlenmeden baslıyoruz. Umudumuz yaz tatilmde" dediler. IFotoğraf: ERDOĞA.\ kÖSEOĞLU) 3. Ordu Komutanı Orgeneral Fikret Oktay'ın açış konuşmasından sonra soz alan 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Fuat Avcı, kış tatbıkatlarında bugune kadar elde edılen başanları anlattı. 48 saat surecek tatbikat, sabahın erken saatlerınde temsih duşman kırmızı ku\\etlerin, dost mavı kuvvetlere taarruzu ıle başladı. Mau kuvvetler buz ve sıkıştırılmış kardan yapılmış mevzilerınde sa\unma\a geçtıler ve cephe boyunca bunu surdurduler. Mavi kuvvetlerın savunması muharebe destek ve muharebe hızmet destek bırhklerinin ağır kış koşullarındakı desteğı ıle gunbo\u surdu. HER ŞEV KAR VE BUZDAN 1896 yılında doğan ve 1967 yıIında olen Balkan, Bırınci Dunya ve Istıklâl Savaşlarına katılan ve 19541955 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı yapan Orgeneral Nurettin Baransel'in adı verilen Erzurum bolgesındekı planlı kış tatbikatında, askerı bırliklerın kullandığı tum tesısler kar ve buzdan yapıldı. Tatbikat, 3. Ordu'ya bağlı bırliklerin ağır kış şartlarında savunmaya hazırlanmasını, sa\unmanın muharebe destek hızmetı ıle pekiştınlmesini, karda muharebe imkan ve kabilıyetlerinı gelıştırmesını amaçlıvor, ayrıca araziye yerleşnıe, barınma, gıyim, ıaşe. sağlık, ıkmal ve bakım olanaklarını deneme ımkânı sağlıyor. latbıkat nedenıyle bolgede. Doğu'da 733 dağ köyünün dünya ile îüşkisi kesik Van'ın Bahçesaray bucağına 2 metreyi bulan kar nedeniyle 100 gündür ulaşılamıyor. Bahçesaray ve köylerinde 20 bin kişi yaşıyor. Haber Merkezi îkı mevsimi birarada yaşayan Turkiye'nin batısında bahar, doğusunda ise şiddetli kış hukum surüyor. Erzurum, Kars, Ağn, Van, Hakkâri ve Tunceli'nin 733 dağ köyunun dünya ile ilişkisi kesik durumda. Bu koylerin yolu ocak ayından berı karla kapalı durumda bulunuyor. Van'ın Bahçesaray bucağına da iki metreyi bulan kar nedeniyle 100 gundur ulaşılamıyor. Bahçesaray ve köylerinde 20 bin kişi yaşıyor. tlgililer karla kaplı 46 kilometrelik yolun ancak mayıs ayında açılabileceğini belirtiyorlar. Kotu hava koşullan nedeniyle Bitlis, Tunceli, Erzurum, Ağn, Van, Rize, Hakkâri, Artvin'de U merkezi ile ilçelerde ve Kastamonu'nun Devrekâni, Bozkurt, Daday ılçelerı, lnebolu'nun koyleri, Siirt'in Şirvan, Gumuşhane'nin Bayburt, Bıngöl'un Kığı, ilçelerinde ılk ve orta dereceh okullann yanyıl tatih' 18 şubat pazartesi günune kadar uzatıldı. Şimdilik 12 7 ilaca zam Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı zam istenen 507 ilaçtan sadece 127 ilacın fiyatına zam yapılmasım onayladı. ANKARA, (Cumhurhet Burosu) Ilaç fivatlarını serbest bırakan Sağiık \e Sos\al Yardım Bakanlığı, zam istenen 50 7 ilaçtan 380'inın fnatını amırmadı. Ilaç uretıcm fırmaların ılk baş\urularnr değerlendıren Bakanlık, bunlardan 127 ılacm fiyatına zam yapılmasmı ona> ladı II'gılı çevreier, >ıl sonuna kadar ılaç fiyatlannda yuzde 4550 oraııında artı^ beklı\or Ilaç Işvererieri Sendıkası Ikmcı Başkanı Kava Turgut, Sağlık \e So<val \ ardım Bakanlığı'ndan yapılan başvuruların yaklaşık dortte uçune olumsuz vanu verılmesını, Bakanlığın yeni sıstemde \umuşak ınısı >e|!enıeii biçuninde \orumladi Turgut şovle dedi "Bakanlık, binlerce ilacın fivatının aniden >uk^irın.'»Jnin doguracagı ^joku duşunuyor samrım. Gerçekçi konıişmak gerekirse, veni uvgulamada iki larafın da hataları olacaktır. Ba>langıçtaki bu hataların zaman içinde. tarafların bir u/la^ma zemininde bulusmalan ıle telafı edilecegi kanısındajım." llav îiverenlen Sendıkası Ikıncı Başkanı Ka>a Turgut, bu \ılkı zam tahmınını >aptı \e "Dc>lann simdiki gibi gitmesi halınde, vıl ><ınu i11burı\ Ia ortalama ilaç fivatlarındakı artışın vu/de 4550'vi a>acagıııı sanmıvorum" dedı Turkıye Ilaı, Sanavıı Derneğı Ba^kanı Cengiz Celavir de. vanıtlann henuz ellerıne geçmedığını bildırdı \e "Ama vine de genel bir şevler ^ovlemek mıımkıın" oedı. Cela>ır. 507 ba^vurudan 127'sır.e olumlu \anıt \erılmesının vanlış bır uygulama olduğunu \e ılaç kararnamesının ılk mgulamasımn bıraz karışık ve hatalı vap'ldıaını >o>ledı Cengiz Celaur. bu >anlı>lığı şoyle anlattı: "Soz koııusu kararnamenin uçuncu maddesi, ilaç imalatçılarının MİIık kârının, firmanın vıllık satış gelirinin vuzde 15'ini geçemivecegini hukıne bağlıyor. Yanı hu kâr durumu, vıl sonunda belli olacak bir şev ve vıl sonunda bu oran vuzde 15'in içindevve istenilcn yeni fivatın mutlaka kabul edilmesi gerekir." Turkıye İlaç Sana\ıı Derneğı Başkanı Cengiz Celayır. daha fazla konuşmak içın vaktın erken olduğunu. bakanlığın \anıtları eüerine aecınci durumun daha açıklık kazanacağını, kararnamenin nasıl, ne kadar \e hangı konularda uşgulanıp uygulanmadığının anlaşılacağını bildırdı Bazı ozel durumların da soz konusu olduğunu. 1980'den bu \ana hıt, zam almavan ılaçların bulunduğunu bıldıren Celavir şo>le dedı. "Bu tur ilaçlann yapımcılan, vuzde 100'den başlavıp vuzde 400"e kadar zam ıstemıs de olsalar. bu ısteklennin kabul edilmesi gerekir. Çunku daha hirkaç a\ once zam aldıkları halde, başvuru vapılan bazı ilaçlar var." "Türkler gijremez" levhası asan Alman'a para cezası FRANKFURT, (a.a.) Frankfurt yakınlarındaki lokalının kapısına "Turkler giremez" yazılı bır levha asan Alman, Hessen Eyalet Mahkemesi tarafından 2 bin 700 mark para cezasına çarptırıldı. Mahkemenın verdığı cezayı az bulan hukuk çevrelerı, kararı şaşkmhkla karşıladıklarını belirtirlerken, Alman basını da yargı» cı sert bir dille eleştıriyor. Lokal sahıbi, daha önce Darmstadt Ceza Mahkemesi'nde, "halkı yabancılar aleyhine kışkırtmak" suçundan 5 ay hapis cezasına çarptırılmış, karara itıraz etmiştı. Sanığın ikinci kez çıkanldığı mahkeme bu suçu sabit gormedi ve sanığa para cezası vermekle yetindı. Yuksek tırajlı Der Spiegel dergısı, bu haftakı sayısında olaya genış yer vererek mahkemenin kararını eleştirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear