Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 ARALIK 1985 HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/13. tutan pankart bezleri koptu ve yere düştüm. Daha sonra falakaya yatırdılar, elektrik vereAnlattıkları: rek dövdüler. Sonra da tuzlu suda yarım saat "Gazetede mürettip, makinist ve muhabir yürüttüler Tekrar soğuk suyla yıkadılar ve ikinolarak çalışmaktayım. Giresun Emniyet Müci kez tavana astılar. Erkeklik organıma. sağ dürlüğü'nden 2 polıs gelerek beni gözaltına elime kablo bağlayıp elektrik verdiler. Bu araaldılar. Daha sonra Emniyet Mudüriüğünde e/ da bayıimışım. Kendime geldiğimde beton bir lerimiz duvara dayalı ve arkamız dönük olazemin üzerinde gözlerim bağlı yatıyordum. rak bir odaya kapattılar. Bu arada gelen giden Ayıldığımda kardeşim Osman'ın sesleri gelipolis bizi yumrukluyordu. Daha sonra sorgu yordu kulağıma. Ertesi gün tekrar işkenceye odasına alarak, 'Sen mi yazdın bunları?' dialdılar beni. Yeniden elektrik verdiler. Yine baye sordular. Ben de gözlerimin bağtı olduğuyıimışım. Ayıldığımda ise kulağımdan elektrik nu, göremediğimi söyledim. Bandı aralayınca veriyoriardı." 19 Kasım 1985 salı günkü Yeni Şebinkarahi* $ar gazetesinde yer alan ve içinde işkence ıdŞimdi soruyoruz: dialanna yer veren haberı gördüm. 'Şimdi Türkiye, 1982 Anayasası'nın ikinci maddesana bunu yedireceğiz, yut bakaltm' diyerek sinde yazılı olduğu gibi "bir hukuk devleti" miağzıma gazeteyi soktular. Ben de gazete kudir?.. ru olduğu için böyle yutamayacağımı söyleTürkiye, 1982 Anayasası'nın 17. maddesindim ve bir bardak su istedim. Suyu getirdiler de yaztlı olduğu gibi; "Kimseye işkence ve ve sadece beş yudumda gazeteyi yutmamı eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle istediler. Hepsini yutmam mumkün olmadı." bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye ta* bi tutulamaz" diye özetlenmiş olan çağdaş Adı, Ahmet Emin Akyüz. bir ilkenin geçerli olduğu bir ülke midir?.. İşi, oto tamirciliği. Eğer öyleyse, Giresun Emniyeti'nde ve Şe15 Kasım 1985 günü İstanbul'daki evinden binkarahısar'da neler olup bittiği en küçuk gözaltına alınarak Giresun'a getirildi. ayrıntısına kadar ortaya çıkarılmalıdır; sucYer, Giresun Emniyet Müdürlüğü. lu kimse, hak ettiği cezaya çarptırılmahdır. Anlattıkları: Devletin ılgilı organları derhal harekete geç"Giresun Emniyet Müdürlüğü'nde gözlerim meli, iktidar ve muhalefet olaym üstüne, sobağlı, ellerim duvara dayalı olarak beklettiler. nuna kadar gitmelidir. Daha sonra anadan doğma soyarak îuva/etBöylece ülkemizde insan haklannın, Türkite soğuk suyla yıkadılar Emniyet Müdürlüğüye Cumhurıyeti Anayasası'nda yer alan içi nün üçüncü katındakı arşiv odasına götürüp boş bir klişe olmadığı da dosta düşmana kollarımı arkadan bağladılar ve pankart bezgösterilmiş olacaktır... lerini kullanarak beni ıki dolap arasında buHiçbir zaman unutulmasın: İşkence, bir inlunan profil bir demire astılar. Bu arada beni sanlık sucudur! (Baştarafı 1. Sayfada) Iddiu: Once işkence yapıp sonra doktor raporu aldılar kan doktor bir şeyim olup olmadığını sordu. Suratıma iz bırakMurat Sabah: Önce soydular, sonra soğuk su banyom mayacak bir tekniğe uygun olarak \umruk atüklan için biryaptınp kollarımı arkadan bağlayarak tavana astılar. şeyim olmadığını söyledim." Daha sonra da falakaya yatırdılar. Ardmdan elektrik ve Gozaitma alman ve daha sonfalakanın birlikte uygulandığı bir işkenceye tabi tuttular. ra serbest bırakılan samklardan Bunlar bitlikten sonra beni bir eve götürüp doktora Murat Karaca ise, erkeklik orgamuayene eltirdiler. Doktor boğaztmı elledi, sonra 'git' dedi.nında bir akıntı olduğu için polisler tarafından bir bevliyeciye Garson Mehmet Durukan: Tavana astılar, anadan götürüldüğünü, ancak be\liyecidoğma olarak duş yaptırdüar. Daha sonra muayene için bir doktora götürdüler. Yanımızda işkencecilerden biri de nin, "Ben buna sağlam raporu bulunduğu için doktora mecburen "yok bir şeyim" dedim. veremem" demesi üzerine polislerin, "Biz de başka doktordan alırız" dedikten sonra kendisini Murat Karaca: Erkeklik organtmda bir akıntı vardı. tekrar Emniyet Müdürlüğu'ne Polisler beni bevliyeciye götürdüler. Bevliyeci, "Ben buna geri getirdiklerini söyledi. GOZLEM UGUR MUMCL (Bastaratı I. Sayfada) yararlanmak üzere itiraflara başlamış. Itiraflarından sonra annesi Napoli'deki yazJık evinde eski örgütü tarafından bombalı bir saldında öldürülmüş. Siyah elbisesi, yeleği, beyaz gömleği, siyah kravatı ile filmlerde gördüğünüz tam bir mafya üyesi. Gerektiğinde sert, gerektiğinde yumuşak konuşuyor, ama inatçı. Rafella Cuttono: Comora örgütünün lideri. Ağca iie Ascoli Picone Cezaevi'nde kalırken, örgütün adamlanndan cezaevi rahibi Sintini aracılığıyla ilişkı kurmuş. Ağca'ya Napoli mafyası elbise, ayakkabı, gömlek, İtalyanca sözlük, çikolata, halı ve ceşitli hediyeler göndermiş. Rahip Sintini: Ascoli Picone Cezaevi'nin görevii rahibi. Comora örgütü ile Ağca arasındaki kuryelik görevi yapmış. Napoli mafyasıyla ilişkisi ortaya çıkınca tutuklanmış. Şimdi o da cezaevinde. Ancak rahip olarak değil, sanık olarak. Avukat Madona: Comora örgütünün avukatı. İtalyan Askeri Haber Alma örgütü SİSMİ ile Comora lideri Cuttono arasında ilk temaslan sağlayan adam. O da şimdi cezaevinde. Mafya ile ilişkisi nedeniyle tutuklanmış. Mafya avukatı. Giordone: Ağca'nın itiraflara başladığı günlerdekı cezaeyi müdürü. SİSMİ Başkan Yardımcısı General Musumiçinin cezaevinde Ağca konusundaki pazarlıklarda bulunmuş. Görüşmeler odasında yapılmış. Pentico kendisi için 'Arkadaşımızdı" diyor. Cezaevi müdürü Napoli mafyasının denetiminde. General Musumıçi: itaiyan Askeri Haber Alma örgütü SİSMİ'nin ikinci başkanı. Şu anda cezaevinde. Suçu mafya ile ilişki kurup, 1980 yılı ağustos ayında Bologna tren istasyonuna neonazi örgütlerince yapılan bombalı saldırı soruşturmasında suç kanıtlarını değiştirmek. General Musumiçi bu suçlardan dolayı yargılanmış ve dört çaltşma arkadaşı ile birlikte 5'er yıl hapis cezasına çarptınlmış. İşin ilginç yanı General Musumiçi'nin SİSMİ'deki calışma arkadaşlarını mahkemede savunan avukat Dividio. aynı zamanda Ağca'nın da avukatı! Musumiçi P2 Mason Locası üyesi. Loca başkanı Gelli, italya'da sağ terör örgütlerini anarşi ve terör ortamı oluşturmak için görevlendirip bu anarşi ve terör sonunda bir askeri dıktatörluk kurmak suçundan aranıyor. İtalya'daki her türlü mali ve siyasal skandalda adı geçen Gelli, 1982 yılında bu suçlarından ötürü Cenevre'de tutuklanmış, ancak Neonazi örgütlerce tutuklu bulunduğu cezaevinden kaçırılıp Güney Amerika'ya götürülmüş. Gelli, şu anda Güney Amerika'da adı açıklanmayan bir ülkede yaşıyor. General Santivatio: SİSMİ'nm eski başkanı. İtalya'da patlak veren uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı soruşturması nedeniyle Terento Sorgu Yargıcı Carlo Palermo tarafından sorguya çekilen emekli general. Geçen yıl ölen General Santivatio, yardımcısı General Musumiçi gibi P2 Mason Locası üyesi. Bu albüme bir de Frencesco Pazienze'nın resmini eklemek gerekir. Pazienze, P2 Mason Locası üyesi. Aynı zamanda Banker Calvi'nin danışmanı. SİSMİ'nin yakın adamı. Şu anda Amerika'da tutuklu. Şoförü, Pazienze'nın özel kasasında Ağca'nın ifadelerinin de bulunduğunu itiraf etmiş. Bir mahkemenin bu albümleri tek tek inceleyip bu ilişki ağında yalanla gerçeği ayırt etmesi gerçekten çok güç. Bakalım bundan sonra neler olacak? Bugünkü görünüşe göre evinde göz hapsinde bulunan Bulgar Antanov da Musa Serdar Çelebi de beraat ederler Şu anda onlar için suikaste karıştıkları yolunda kanıt düzeyinde herhangi bir hukuksal dayanak yok. Varolduğu ileri sürülen dayanaklar da birer birer çürüyor. Bilemediğimiz gelişmeler olmazsa mahkeme her iki sanığı da, öyle anlaşılıyorki beraat ettirecek. Serdar Çelebi'nin kaçak ülkücülerle olan ilişkisi nasıl olsa İtalyan yasalanna göre suç değil. Gerçi Sorgu Yargıcı Martella, ülkücülerle ilgili yeni bir soruşturma açmış ama, ülkücüleri papa suikastı nedeniyle suçlamak pek olası değil. Niçin değil? Çünkü suikastın Ağca ve çevresiyle ilgili sınırlı bir olay olduğu sanılıyor. Abdullah Çatlı'nın, Oral Çelik'in, Mehmet Şener'in karıştıkları uyuşturucu madde olayı suikasrten önceki olaytan büyük ölçüde aydınlatıyor. Ama suikast emrini kim verdi, niçin verdi, nasıl verdi, bu konularda bu aşamaya kadar herhangi bir inandırıcı kanıt yok. Türkiye'de suç işleyen ülkücüler yurt dışına çıkınca ya Serdar Çelebi'yi arıyorlar, ya da Abdullah Çath'yi Bugüne Kadar ortaya çıkan gerçek bu. Bundan Serdar Çelebi'nin Ağca ile Ağca'nın gerçek kimliğini bilerek görüştüğü sonucu çıkabilir. Ama başından beri yazıp söylüyoruz, suikast konusunda henüz Bulgarları ve Serdar Çelebi'yi açıkça suçlayacak kanıt henüz ortada görünmüyor. Albümleri çevirelim, bakalım ileride bu albümlerde kimlerin fotoğraflarını göreceğiz? POLİS GÖZETtMfriPE SAĞLAM RAPORU sağlam raporu veremem" dedi. Bıınıın üzerine polisler, "Biz de başka doktordan alırız" dediler, CELAL BAŞLANGIÇ ŞEBtNKARAHİSAR. (GİRESUN) "Şebinkarahisar İşkence Otaylan"nın ardmdan içlerinde işkence olaylannı gündeme getiren SHP İlçe Başkanı ve bir gazetecinin de bulunduğu 13 sanık Giresun Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan işkencede hazır bulunan polislerin daha sonra kendilerini doktora götürerek "sağlam raporu" aidığını söylediler. Gözaltına alınarak Giresun'a götürülen sanıklar "suç yeri Giresun olmadığı" gerekçesiyie Şebinkarahisar'a geri göndenlerek ilçe Cumhuriyet SavcılığYnca serbest bırakılmalarvna karşın işkence gördüklerini öne sürünce "olayın Giresun'da gerçekleşmesi" gerekçesiyle Şebinkarahisar Cumhuriyet Savahğı'na başvuramadılar. Sanıklar kar yağışının Giresun yolunu kapatması nedeniyle işkence savlannı iletmek amacıyla Giresun Cumhuriyet Savcılığı'na gidemediler. Kar yağışı nedeniyle GiresunŞebinkarahisar yolu kapanınca işkence olayını incelemek üzere Giresun'a giden SHP Milletvekilleri Ruşen Işın, Salim Eren ile Cevdet Karslı'dan oiuşan Genel Merkez heyeti sadece Giresun Valisi Behçet Gttler ile görüşmek ve ardından bir basın toplantısı düzenlemekle yetindi. Olaylan yerinde incelemek amacıyla önceki gece Şebinkarahisar'a gelen SHP İl Başkanı Eyiip Durrnuş, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çakjr ve İl Yönetim Kurulu üyesi Burhan Yrimaz, ilçede yaptıkları Lncelemeden sonra 112 kilometrelik yolu dün 10 saati aşkın bir sürede alarak Giresun'a dönebildiler. "SAĞLAM RAPORU" NASIL AL1NDI? 27 Ekim1985 günü Şebinka. rarusaVdâ gözaTtınâPâîmari *vF kendilerine ilçedeki ToprakSu binasında 32 saat süreyle işkence yapıldığını öne süren 8 sanıktan 6'sma işkence yapıldığı yolunda rapor alınmış, sorumlu polisler hakkında soruşturma açılmıştı. 1530 kasım tarüıleri arasında gözaltına alınan 13 Şebinkarahisarlı, Giresun Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında bulundukları sırada kendilerine işkence yapan polisler tarafından ceşitli doktorlara götürüldüklerini, hatta bazı doktorların "sağlam raporu" verrnernesi üzerine doktor değiştirildiğini söylediler. CUNEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) nyla bilen Ozal, giderek gücünü yitiren iktidannı pekiştirmek için siyasal kulise art ardına olumlu sonuca varması zor olan kinıi öneriler atıyor. 84. madde diyor, bu maddeyi ele alarak SHP'yi tehdit eden kimi söylenıileri piyasaya sürüyor, "eskilerle" başlayan öteki sıkıntısını kapalı cümlelerle dile getiriyor. Kapalı kapılar ardında konuşuyor. Kulise kimi söylentiler yayılmasını sağhyor, ertesi günü dün yaptığı gibi hepsini yalanlıyor. 84. maddeyi siyasal sistematikteki çarpıklığı düzeltmek için değil, tersine kendi iktidannı pekiştirmek için değişürmeye çalıştığı artık anlaşılan Özal'ın, yakın çevresine söylediği kimi sozler yavaştan öteki partilere, hele oy tabamnda ilintili olduğu öteki sağ parti kulislerine değin uzanıyor. Özal'ın yapılacak ara seçimin iktidarı için bir yol ayrımı niteliği taşıdığını gördüğü anlaşılıyor. Açık olan 7 milletvekilliğinin "En azından yarıdan bir fazlasını kazanmazsak, bizi iktidarda oturtmazlar" diyecek ölçüde ara, seçimine önem veren Özar'tt% yedi milletvekilliğinin yedisini kazanacağı umudunu yitirdıği bu sözlerinden anlaşılıyor. 84. madde için yeterli itnzayı bulamadıklarını anladıklan zaman, bu konudaki "direnmelerinden" vazgeçebileceklerini söyleyen Özal'ın, başka hesaplar peşinde olduğunu kabıd etmek gerekiyor. Baştan beri SODEP'le HP'ıün birleşmesini buruk izlenimli cümlelerle tanımlayan özal'ın elindeki silah, SHP'ye karşı hukuk adına kimi saldırılar düzenlemeye yönelik. Ne var ki, SHP'nin doğuşuySHP'nin başına çorap örmek, la ilgilî hukuksal yapnrımlan deyurt düzeyinde bu parünin kapağerlendiren ilgili makamlar acanabileceği ya da milletvekillerinba Özal gibi düşünüyorlar mı?.. den yoksun olabileceği gibi bir tstediği kadar İçişleri Bakanlığıizlenim vermeye çalışıyor. Kitlenı tahrik ederek bu birleşmenin, lere korku salmamn bir volu da hatta HP'den ayrılıp DSP'ye kubu. rucu olan milletvekillerinin duNasü yapacaksa, ANAP grururnunu irdeletmeye yönelsin, bunu SHP mitletvekillerini düsorunun hukuksal yönüyle ilgili şürmeye zorlayacak bir karara olanlar Özal gibi düşünmüvorgötürmeyi hesapiıyor. HP'nin islar. tifa eden bir milletvekilinin duÖnceki gün, SHP'yle ilgili hurumunu ele alıp karara bağlatakuksal korkutmalar Özal ve çevrak yeni SHP'li milletvekillerini resi tarafmdan kulise yayılınca, zorlamaya çalışıyor, SHP'yi bu bu konulan yakından irdeleyen siyasal manevra ile dağılmaya itCumhuriyet Başsavcısı Firuz Çimek Ktiyor. lingiroğlu ile konuştuk. SHP'nin yeni bir parti olmaÇilingiroğlu, ilk önce HP'den dığı, HP'nin tüzelkişiliğinin surayrılıp DSP'ye giren milletvekildüğü Çilingiroğlu'nun açıklamaleriyle ilgili işlemleri söyledi, lanyla ortada iken Özal'ın bu gi"•Bu mttletvekttllerinin dururişimlerinin tek anlamı olabilir: mu bizi ilgilendirmiyor" dedi. Oiuşan "karşı cepheyi" merkez Başsavcı, sorunun TBMM've ait oyunlarıyla dağıtmak! Ince bir olduğunu vurgulavarak "Istifaçizgide duran ANAP iktidarım lardan sonra bu milletvekiüennin DSP'ye kurucu olduklan bil pekiştirmek için, aylardır zorladığı yolların çıkmaz olduğunu dirildi. Her iki islemi dosyalara gördüğü için iktidannı sayısal işledik " diyordu. açıdan pekistirmeye yönelik çaÖzal'ın SHP'li 80 millelvekibalarda başarı sağlamak. Hnin düşmesine önayak olmayı planlayan girişimleri ise, BaşsavKendine güvenen bir iktidar cı Firuz Çilingiroğlu'nun anlaiçin ara seçiminin tarihini ilan ettımlanna göre, "havttda" kaia ~mvk vuft zor olmasa gerek. Oycak nitelikteydi. Çilingiroğlu şöy sa özal, ara seçiminin yaklaşık le diyordu: tarihini söylemek gücünden bile "İki parti birlesti, HP'nin adı yoksun şu anda. Elinden gelse, değişti Ama, bu birleşmeye rağara seçimini 1987'ye atacak. men Haikçı Parti'nin tuzelkişili84. madde diyor, kulisi bulanği sürüyor." dırıyor, SHP'nin hukuksal varBaşsavcı, SHP'yi Özal'ın lığıyla ilgili kuşkular yayıp akıltersine "yeni bir parti" olarak lan çelmek istiyor, kısacası bir görmüyordu. karambolde emaneten aldığı ikBu anlayışa uygun olarak baştidarı sürdürmek için her yolu savcılıkça gerekli işlemler yapılzorluyor. Telaş içinde bir değil mıştı. bin korku geniş yüreğini daraiÖzal şimdi, başsavcılık gibi sitıyor. yasal partilerin durumlannı yakından izleyen bir hukuk otoriKolay yoldan para kazananlatesinin bu işlemlerinden, bu yarrın dışında, bakalım, arkasından gılarından habersiz görünüyor. ağlayacak çıkacak mı? İstanbul'da bulunan, ancak. Şebinkarahisar doğumlu olan Osman Akyiu, Ahmet Akyiıı ve Murat Sabah ile yine aynı ilçede doğan ve Ankara'da oturan Hürriyel Vakar'ın yanı sıra Şebinkarahisarlı diğer 9 kişi de gözaltına alınarak çcşitli tarihlerde Giresun Emniyet Müdürlüğü'ne getirilmişti. 1 gün ile 15 gün arasında Giresun Emniyet Müdıirlüğü'nde göz altında kalan sanıklar, ildeki Cumhuriyet Savcılığı'nın "Snç tnahalli Giresun olmadığı" gerekçesiyle Şebinkarahisar'a gonderilmiş, sanıklar da ilçedeki Cumhuriyet Savcılığı tarafından serbest bırakılmıştı. Ancak işkence gördüklerini öne süren sanıklar için "işkence mahalli Giresun" olduğu gerekçesiyle Giresun'daki Cumhuriyet Savcılığı'na başvurmaları zorunluluğu doğdu. Onceki gece başlayan kar yağışı ve don nedeniyle ilçeyle Giresun arasındaki ulaşım zaman zaman kesilip, zaman zaman da güçlükle sağlanınca, göz altma alınanlar işkence savlannı iletmek için Giresun'daki Cumhuriyet Savcılığı'na başvuramadılar. Gözaltına alınan ve önceki gün serbest bırakılan SHP İlçe Başkam Polal Sabuncu, daha önce raporlarla belirlenen işkence olaylarının aksine bu kez Giresun Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutuldukları süreden sonra Cumhuriyet Savcısı ile karşı karşıya getirilmelerine gerek gorülmeden doktor kontrolüne gönderildiklerini belirterek şöyle dedi: "İki polis beni emniyerin asansöriine bindirerek en üst kata çıkardı. İçlerinde işkence yapanlardan biri de vardı. Karşıma çı Oturduğu lstanbuPdan alınarak Giresun Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutulan Murat Sabah da yapılan işkencelere ilişkin olarak "Önce soydular, sonra soğuk su banyosu yaptınp kollanm arkamda bağlı olmak suretiyle tavana astılar. Daha sonra da falakaya yatırdılar ve soğuk suyla tekrar yıkadılar. Ardmdan elektrik ve falakanın birlikte uygulandığı bir işkenceye tabi tuttular. Soğuk su, falaka, elektrik, tekrar soğuk sudan sonra bir süre beni koşturmak istediler" dedikten sonra kendisinin polisler tarafından bir eve götürülerek doktor muayenesinden gecirildiğini ve doktorun elleri ile boğazma bakıp "Tamam git" dediğini bildirdi ve gördüğü işkenceyi Şebinkarahisar Cumhuriyet Savcıhğı'nda anlattığını açıkladı. Şebinkarahisar'daki bir kahvede garsonluk yapan Mehmet Durukan da gördüğü işkenceden sonra sol kolunun tutmadığını belirterek şöyle konuştu: "Gözlerim bağlı olarak tavana astılar. Anadan doğma olarak duş yaptırdılar. Tavandan indirdikten sonra sol kolumun tutmadığını söyledim. 'Bir siire yukanda tut, geçer' dediler. Yazdıkları ifadeyi okumadan imzalatmak istediklerinde kabul etmedim. Bir odaya attılar ve 67 saat orada tuttular. Daha sonra muayene için bir doktora götürdüler. Yanımda bana işkence yapan komiser de vardı. Doktor herhangi bir şeyim olup olmadığını sonınca mecburen 'yok' dedim. Gözaltında kaldığım siire içerisinde bana en çok sorulan soru. Şebinkarahisar Halkevi'nin yaptığı ve benim birinci geldiğim koşu yanşında armağan olarak verilen takım elbiseyi neden aldığımdı." Şebinkarahisar olaylan Meclise geliyor SHR> Başbakarfa "işkence"yi soraeak ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinde gözaltına alınan yurttaşlara poliste yapılan işkence iddialarmı, SHP Meclis gündemine eetirmeyi kararlaştırdı. SHP IçerMilletvekili Fikri Sağlar, işkence iddialarını yerinde inceleyen milletvekilleri Cevdet Karslı, Ruşen Işın ve Salim Erelin hazırlayacağı rapor doğrultusunda Başbakan Turgut Özal'ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verileceğiini bildirdi. Sağlar, "Konuyu TBMM'ye getirmekteki amacımu, insanlarımızın korkmadan girebildigi karakollar yaratmaktır" dedi. Bu arada MDP Genel Başkanı Ülkii Söylemezoğlu da objektif olacağına inandıklan SHP raporu doğrultusunda karar vereceklerini söyledi. BİZ ASUMAN BAŞKAYA ve SEZER BAŞKAYA evlendik. Mutluvuz. 2.12.1985 RENAULI9 NEDEN "DÜN&CA ÜNLÜ B/R YILDfZ"? Renault 9 GTL'in ön camları. geniş bir görüş açısına sahiptir. Koltuklar ortopedik yapıdadır. Ön koltuklar( ortadaki tek ray üzerinde ileri. geri hareket edebildiği gibi beşik hareketi de yapar. Sürücüye rahat kullanma imkanı verirken arkadaki yolcunun da ayaklannı rahatça uzatıp oturmasını sağlar. Arka bölümde diferansiyel çıkıntısı yoktur. YolcuJar geniş, rahat oturur. Renault 9 GTL'in geniş iç hacminin yanısıra bagaj hacmi de dm 3 ) Havalandırma mükemmeldir. Üç devirli ısıtma sistemi en soğuk havalarda bile çok iyi ısıtır. Renault 9 GTL çok sessizdir. Cömertçe kullanılan ses izolatörleri ve transversal motorun özellikleri nedeniyle otomobil yüksek hızda bile ses yapmaz. Renault, otomobillerinde "konfor'u ön planda tutar. Renault 9 GTL bu avantajlanyla, yerli yabancı tüm otomobiller arasında "en konforlu" otomobildir. DÜNYAZA ÜNİÜ BİR YllDIZ" RENAULT 9