29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/8 TV'DEN SONRA HABERLER 26 OCAK 1985 Sunalp: Daha ne yapsaydık, yumruk mu atsaydık? HP lideri Calp de, açıkoturum için, "Muhalefet bekleneni vermedi yargısına katılmıyorum" dedi. ANKARA, (ANKA) MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, TV'deki açıkoturumia ilgili eleştirileri yanıtlarken, "Daha sert ne isteniyordu, yumruk mu isteniyordu, tabanca mı sıkılsın isteniyordu?" dedi. Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp ise "Siz olsaydımz ne yapardınız diye sorsalardı onu da söylerdik" dedi. MDP Genel Başkanı Sunalp, muhalefetin bekleneni veremediği yolundaki gorüşleri değerlendirirken, şunları söyledi: "Ne diyecektik >ani? Adama dedik ki, enflasyon gırtlağına sarıldı. Adama dedik ki, sen felaketi leşhiste ustasın, ama felaketi önlemekle acizsin \e hatta körüklemede mahirsin, ne denir başka? Bundan daba serti ne isteniyordu, yumruk mu isteniyordu, tabanca mı sıkılsın isteniyordu?" Olayı vatandaşın son derece iyi değerlendirdiğini, gece saat 03.00'e kadar her taraftan durmadan olumlu telefonlar aldığını belirten Sunalp, "Ama hesaplı müesseselerin, eski alışkanlıklann hasretini çekenlerin kı> metlendirmeleri değişik olabilir" dedi. HP Genel Başkanı Necdet Calp de yaptığı değerlendirmede, muhalefetin bekleneni vermediği yolundaki görüşlere kesinlikle katılmadığını belirtti. Calp bu konuda şunları söyledi. "Muhalefet bekleneni veremedi gibi bir yargıya kesinlikle katılmıyorum. Tabii karşılıklı münakaşa halinde cereyan etmedi. Yönetici, aynı soruları iiçumüze de sordu. Biz kendi göruşumiız açısından, iktidar da kendi görüşii açısından sorulara cevaplar verdi. Bunda muhalefet bekleneni veremedi gibi bir değerlendirme çıkmaz." "Hiikümetin icraatını da değerlendirirken sos>al demokrat hareketi biıtünüyle iemsil edebildiğiniz kanısmda mısınız " sorusuna da Calp şu yanıtı verdi: "Bir partide dahi değişik görüşler olabilir. Onun için böyle biıyük bir camiayı bu söylediklerimiz temsil eder gibi bir iddiada bulunamayız. Ama genellikle çalışandan. dar gelirli, sabit gelirlilerden yana düşüncelerimizi söyledik. Genellikle halkımızın ekonomik sıkıntılarını dile getirdik ve böyle devam ederse bunun sonunun iyi olmayacağını söyledik. Değiştirmesi gerekir diye söyledik. Nerelerden kaynaklandığını belirttik. Satır başlan itirabıyla bazı şevlere dokunduk." hfthfim Türkiye'nin iç kesimleri kar, kıyılan yağmur altındayken İstanbul'a bahar geldi. İki günclür havanın loUllllUI l çiosa dönmesi ile sıcaklık mevsim normallerinin üstune çıktı. Dun İstanbul'da günün en yüksek sıcaklığı 15 derece oldu. Bu arada lodos zaman zaman şiddetlenerek fırtmaya da dönuştü. Güneyden esen rüzgârın hızı 21 deniz miline kadar ulaştı. Deniz trafiğinde herhangi bir aksamaya neden olmayan lodosun, bugün de devam etmesi bekleniyor. Fotoğrafta Kumkapı sahiline vuran dalgalar ve daigalann sürüklediği yiyecekleri arayan martüar. Lodosun dinmesinden sonra kıyıya insanlar da gelecek ve dalgalann getirdiği artıklardan para edecekleri arayıp bulacak... (Fotoğraf: KADIR CAN) MDP'de Yönetim Kurulu dağıldı Söylemezoğlu, toplu istifanm nedenini "birlik ve bUtünlüğü korumak, kırgınlıklara son vermek ve MKYK seçimlerinde rahatlık sağlamak" olarak açıkladı. Kurucular Kurulu'nun bugünkü toplantısında MKYK'nin üye sayısı 24'ten 30'a çıkarılarak ve yeni yöneticilerin seçimi yapılacak. Sunalp: MDP bu hareketten dolayı yara almayacak, aksine daha da güçlenecektir. ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) MDP Merkez Karar ve Yonetim Kurulu, Genel Başkan Turgut Sunalp dışında "toptan" gorevden çekildi. Genel Başkan Sunalp istifalarla ilgili olarak "MDP bu hareketten yara almayacak, aksine daba da güçlenecektir" dedi. Dun yapılan MKYK toplantıSından sonra bılai veren Genel Sekreter Ülkü Sövlemezoğlu bu istifanın nedenlerini "parti içinde birlik ve butunlügu korumak, her türlü kırgınlıga son vermek, demokrasiye olan inancını kendi içinde de en güzel şekliyle işletmek ve MKYK'vi eok değerli üyelerle takviye etmek üzere >apılacak seçimde rahatlık sağlamak" olarak açıkladı. Genel Başkan Turgut Sunalp, MKYK üyelerinin toptan istifa etmesi ile ilgili olarak, "Partimiz bu hareketten dolavı yara almayacak, aksine daha da güçlenecektir" dedi. Sunalp, a.a. muhabinnin şorularını yanıtlarken, "Partinin yaralı gibi görundüğünü, ancak bu görüntunün doğru olmadığını" bildirdi. Sunalp, "Partimiz sağlamdır" diye konuştu. Bir inanç etrafında toplanmış kişiler arasında birlik ve beraberliğin sağlanacağını kaydeden Sunalp, şunları soyledi: Şuphesiz ki, partiler kurulurken bu çalkantılar olacaklır. Fakat, önemli olan bu çalkantılardan partinin daha sağlam çıkmasıdır. Gene bana gore parti içi bu hareketler, gayet normal olarak sergilenmekteydi. Zannedersem basında ver alan hususlar, özel tahriklerle abartılmasından ileri gelmektedir." MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, televizyondaki basın toplantısı programının hazırlık çalışmalarını yaptığı için, Merkez Karar ve Yonetim Kurulu'nun dunkü toplantısına katılmadı. Toplantı, genel başkan yardımcılarından Arif Atalay'ın başkanlığında yapıldı. Ülkü Söylemezoğlu, dunku toplantıda muhtıralar konusunun gündeme getirilmediğini \e yalnızca bugun toplanacak Kurucular Kurulu için son çalışmaların gözden geçirildiğini bildirdi. MDP Kurucular Kurulu'nun bugunkü toplantısında, MKYK'nin üye sayısı 24'ten 30'a çıkarılacak, asil üyelerle, yeterince yedek üyenin seçimleri yapılacak. Yeni MKYK'ye muhaliflerden de bazı kişilerin girmeleri bekleniyor. Parti içi sorunun bir karma liste oluşturarak aşılacağı öğrenildi. MKYK toplantısından sonra muhalif grup oîarak bilinen Memduh Yaşa ve arkadaşları, TBMM'de bir araya gelerek durum değerlendirmesi >aptılar. Yaklaşık 2.5 saat suren toplantıda genel başkanlık için şimdilık aday cıkarmanın doğru olma>acağı konusunda görüş birliği sağlandı. Aynca MKYK'de görev almış ve muhtıraya imza koyan kişilerin yeniden yönetime aday olmaları ve aktif politika izleyebilecek kişilerin goreve getirilmesi benimsendi. Görevinden istifa eden MKYK uyeleri şunlar: Vecihi Akın (Genel Başkan Yardımcısı), Emin Alpkaya, Mahmut Altunakar (Genel Sayman), Arif Atalay (Genel Başkan Yardımcısı), Osman Bahadır, Abdulrezzak Cejlan. Süleyman Çelebi, Ayhan Çetin, Abdurrahman Demirtaş, Erdal Durukan. Sebahallin Eryurt, Ertuğrul Gökgun, Yaşar GUleez, Muzaffer İlhan (Genel Sekreter Yardımcısı), Mustafa İzei (Genel Başkan Yardımcısı), Abdurrahman Kara, Aziz Kaygısız, Ferit Melen, Reyhan Sakaklığlu. Ülku Sö>lemezoğlu (Genel Sekreter). Ahmet Süter, Faik Tarımcıoğlu, Necla Tekinel, Bulent Öncel. MKYK'nin istifasına ilişkin kararın oybirliği ile alındığı da kaydedildi. ANAP tSTANBUL tL KONGRESİ YAREV Yönetimi Özal belirliyor lerin çıkmasına kimsenin pek fazla bir itirazı olŞan Tiyatrosu 'nda yapılacak kongreye, daha önce seçimleri iptal edilen Beşiktas madı. Özal'ın eğilimler arasında " d e n g e politikası" izleyerek çeşitli güçleri birbirlerine karşı ilçe yöneticileri katılamayacak. FÜSUN ÖZBtLGEN "Önce biz, bizi sececek olanlan seçeriz, sonra bizim sectiklerimiz de bizi seçerier." Eski siyaset döneminde bir siyasinın şaka yollu söylediği bu tanımlama yeni siyasi dönemimiz için de geçerli. İktidar partisi ANAP'ın lstanbul İl Kongresi öncesi, il Yönetim Kurulu'nu bizzat Başbakan ve Genel Başkan Turgnt Özal'ın belirlemesi, Ankara'da yapılacak Buyük KongTe'de "Özal ve ekibini sececek olanlan seçme" yönteminin halen "demokratik yaşanumızın vazgecilmez unsuru" olduğunu ortaya koyuyor. ANAP tstanbul II Kongresi yann sabah Şan Tiyatrosu'nda yapılacak. tstanbul ilçelerinin kongrelerinde seçilen 600 kadar delegenin katılacağı il kongresine sadece Beşiktas ilçesinin delegeleri katılamayacak. Bunun nedeni, Beşiktas ilçesinde bir süre önce yapılan kongrede seçim sonuçlarınm iptal edilmiş olması. Resmi açıklamalara göre, bunun da nedeni "seçimde bazı usul hatalannın bulunması." Resmi olmayan açıklamalara göre ise, yeni seçilen yöneticiler arasına "Dogru Yol Partisi'nin sızmtş oiması" ve seçimi alamayan eski yönetimin bu sonuca itiraz etmesi. ANAP içindeki 4 eğilimden eski dinci bir partiye yakın olarak bilinen eski Beşiktas ilçe yönetiminin yine aynı eğilimde olan il yönetimi ile işbirliği halinde yaptığı bu girişimin Ankara'da Genel Başkan Yardımcısı Mebmet Keçeciler tarafından temsil edilen aynı eğilimin de desteği ile haklı görülmesi. Istanbul'un pek çok ilçesinde ANAP kongreleri sonucu ANAP içindeki 4 eğilimin çeşitli kanatları hâkimiyeti ele geçirdiler. Bu kongrelerden Beşiktas dışında hiçbirinin sonuçlan iptal edilmedi. Milliyetçi eğilimli olsun, dinci eğüirrJİ olsun veya ılımlüardan olsun kongrelerden çeşitli eğilim IETT, 4 otobüs hattında değişiklik yaptı lstanbul Haber Servisi tETT, iki yeni otobüs hattı açarken, bir hattı ise kaldırdı, bir hattın güzergâhı ise uzatıldı. İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Üstbostancı ile Kayışdağı arasında yeni bir hat açıldı. 19A adı verilen ÜstbostancıKayışdağı otobusleri, gidiş \e dönuşte Günaltay, Bahçeler, Oto Sanayi Sitesi, İçerenköy, Yeniköy, Yücetarla, Küçukbakkalköy, Fevzipaşa ve Su Deposu güzergâhını izliyor. Yapılan yeni düzenleme ile 37B hat sayılı VeznecilerYıldıztabya otobüs hattı kaldırılırken, AksarayHalkalı arasında 89C adıyla yeni bir hat kuruldu. Bu durumda 37B hat sayılı AksarayYıldıztabya otobusleri, Millet Caddesi Fındıkzade, Topkapı arterini, gidiş ve dönüş güzergâhı olarak kullanacaklar. 89B hat sayısı ile SefaköyAksaray arasında sefer yapan otobüslerin son durağı da Tepeustü'ne uzatılarak, bu hatta çahşan otobüslerin hat işareti 89B AksarayTepeustü olarak değiştirildi. kullandığı dUşunüldü. tstanbul İl Kongresi öncesinde sadece Beşiktas ilçesinin "biçilmesi" ANAP içindeki korkunun ne dinciler ne milliyetçiler olmayıp, DYP olduğunu ortaya koydu. Bahariye Mencusat'm sahiplerinden Özal'ın eski arkadaşı tstanbul İl Başkanı Eynten Topbas, yann yapılacak il kongresinin tek başkan adayı. tstanbul İl Yönetim Kurulu'nun ne sekilde oluşturulacağı ise "Özal'ın çeşitli kesimlerin gorüşleri ve değeıiendirmelerini alarak hazırlandıgı" belinilen İl Yoneim Kurulu listesı ile pazar gunü kongre salonunda ortaya çıkacak. Bu arada ANAP'ın eski dinci bir parti eğilimli olarak tanımlanan Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler'in de İstanbul İl Yönetiminin oluşmasmda "devrede" olduğu ve İstanbul milletvekilleriyle temasiar yaptığı biliniyor. İstanbul milletvekilleri bugün de il merkezinde bir toplantı yapacaklar. Aynca önceki akşam Yenikapı'daki Karides Restaurant'ta ANAP'ın "seçimle gelen" ilçe başkanları yann "seçimle gelecek olan" il başkan adayı ve şimdiki başkan Eymen.Topbaş ile bir yemek yediler. Bu yemeğe Topbaş'ı seçecek olan delegeler de katıldılar. Ve "seçecekleri başkan ile tanıştılar." ANAP İstanbul İl Kongresi oncesi yapılan hazırlıklar hakkında biigi sorduğumuz İl Sekreteri Cengiz Zengin, "Herşey çok normal, çok diizenli yüriiyor" dedi. İl Başkanı Eymen Topbaş da "kendisinin tek aday olduğunu, seçime tek liste halinde girmek üzere anlaştıklarını, ilçe başkanlannın adaylannı bildireceklerini, son söz hakkının Sayın Ozal'da olduğunu" soyledi. Yani önce seçmenler seçildi, bu seçmenlerin içinden " a y n k otjan" ayıklandı. Şimdi ikinci derece seçmenler seçilecek. Sonra bu seçmenler ust yöneticileri seçecek. Üst yöneticiler de kendilerini seçenleri seçmiş oldukian için herşey "çok normal" yürüyüp gidecek. (Bastarafı l. Sayfada) da teslimi göruşünde ısrar etti. • Mengenecioğlu bu yöntemi kabul ettik'en sonra kendi özel arabasının kullanılmasını istedi. Özdağlar buna da karşı çıktı. • Mengenecioğlu 24 aralık sabahı başkentte bir banka şubesinden 25 milyon lira çekti ve çantaya yerleştirdi. 25 milyonun 5 milyonluk bölümü çantaya sığdırılamadı. Ayrı paketlendi. • Ses alma aygıtı da tüm bu gelişmelerin banda kaydedilmesi için sabahtan itibaren çalıştırıldı. • Özdağlar'ın özel işleri için kullandığı resmi arabası Ankara Oteli'nin önune babası kayınbiraderi ve şoförle birlikte geldi. • Mengenecioğlu'nun 34 UA 197 piakalı özel otomobili bu sırada Ankara Oteli'nin önünde bekliyordu • Mengenecioğlu özel şoförüne "Ben bu arabaya bineceğim. Beni arkadan izleyeceksiniz. Eğer arabada bir boğuşma olursa anında arabaya çarpacaksınız" talimatını vererek arabaya bindi. • Mengenecioğlu, arabanın onünde oturan tsmail Özdağlar'ın babasına emaneti verdi. • Mengenecioğlu Özdağlar'ın makamına geldi. SORUŞTLRMA KOMİSYONU TATİLE GİRDİ Ote yandan, Ismail Özdağlar hakkındaki iddiaları araştırmak uzere kurulan Soruşturma Komisyonu, dünku toplantısından sonra 12 şubat salı günune kadar çalışmalarına ara verdi. THA'nın haberine göre Komisyon Başkanı Mustafa Uğur Ener, toplantıdan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Cumhuriyet Savcılığı'ndan gelen ifade ve evrakların incelenmesinin tamamlandığını bildirdi. Olayla ilgili görülen kişilere "muzekkere" yazıldığını belirten Ener, Ismail Özdağlar'ın da komisyona çağnlıp çağrılmayacağını soran bir gazeteciye, "Gerekli kişilere muzekkere yazdık, daha fazla açıklama yapamam. Birçok kişi >ar. Oldukça kalabalık, bunları şimdi saymama imkân yok" karşılığını verdi. Ener, komisyonun zor, olağanustu bir durum olmazsa 12 şubat salı günune kadar toplanmayacağını da bildirdi. Belgelerin saklandığı kasanın anahtarı HP Ordu Milletvekili Hüseyin Avni Sağesen'e verildi. Bu arada Soruşturma Komisyonu, başta Ismail Özdağlar olmak üzere, gerek Özdağlar'ın aılesi, gerekse eşinin ailesinin mal beyanını isteyecek. Rüşvet MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Doğurgan Topraklarda... Ankara'da Selanik Caddesi 72 numarada yeni açılan "Tanbay" Sanatevi'nde, "üstadlardan bır karma" sergi vardı. Çarşamba akşamıydı. İğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık. Beylık tören de var. Kültür ve Turızm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu konuşuyor. İçimden: iyi, burada "Allah"h konuşmadı! diye geçiriyor, Köyceğiz'deki konuşmasını anımsıyorum. Tanbay'da, Şefik Bursalı, Mahmut Cuda, Alı Avni Çelebi, Cevat Dereli, Elif Nacı, Edip Hakkı Köseoğlu, Zühtü Müritoğlu, Eşref Üren'in resimleri sergilenıyordu. Kültür Bakanı Taşçıoğlu, Şefik Bursah'ya bakanlık ödülünü verdi. Öğrendiğime göre, öbürleri bu odülü daha önce almışlardı. Elif Naci, Zühtü Müritoğlu, Mahmut Cuda, Edip Hakkı Köseoğlu, Cevat Dereli gelmemişlerdı. Bir süre önce yitirdiğimiz Eşref Üren için, fotoğraflarından oluşan bir köşe göze çarpmaktaydı. Elif Naci hastaydı. Mahmut Cuda da astım krizinden Cerrahpaşa'da yatıyordu. Sergiyi gezerken, bir arkadaşım henüz yayımladığı iki dizesini okuyordu. ' 'Bir ülke ki ölüleri yaşayanlardan çok / Bir ülke ki ölüleri yaşayanlardan büyük.'' Bugun iki ölüden söz etmek ıstiyorum. Biri. genci 49 yaşında öldü; Oktay Arayıcı. Öbürü Eşref Üren seksen yedi yaşında... Oktay Arayıcı, çarşamba günü Zincirlikuyu'da toprağa verildi. Cenaze çok kalabalıkmış. Ölümünden önce, arkadaşlarını aramış, istemiş. Hiçbirinı bulamamışlar. Kimi "Banş2" davasında, kimı "Türkiye Yazarlar Sendikası" davası duruşmasındaymış. Haberi alıp, geldiklerınde ölüm haberini de almışlar. Yıkılıp kalmışlar. . Oktay, TRT'deki görevinden alınıp Deniz Yolları'nda bir göreve verildığinde, odada masası bile yokmuş. Iğreti bir masa koymuşlar. Görevinden aynlmış. Parasızmış da. O sırada kanser olayı başlamış. Önce cığerinın bırini almışlar. Doktorlar: Kanserin bu iürü olduğunu bilseydik açmazdık! demişler. Sonra beyıne sıçramış kanser, ardından kemiklere yayılmış Birkaç ay daha yaşamış, eşi Semiha hanımın bakımının verdiği dirençle... "Aydınlar Dilekçesi"ne imza atmış hasta haliyle. Eşı Semiha hanım, İstanbul Üniversitelerinden birınde kimya doçentıymiş. Ona seslenmiş: S&n imzalamadın mı daha diye... Oktay Arayıcı'nın yapıtları arasında şunlar vardı: "SeferiRamazanBeyinNafileDünyası", "AtGözlüğü", "Bir Ölümün Toplumsal Anatomisi". "Rumuz Goncagul". Rutkay Aziz'le birlikte. Server Tanilli'nin yaşamına dönük "Geçit" adlı oyunun hazırlıklarını yapmışlarsa da, bu gerçekleşemedi. "Hürriyet", "Rumuz Goncagül"u fotoroman yapmaya hazırlanıyor... "Rumuz Goncagul", İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda oynuyor. Ancak, başlangıcta yonetim oldukça güçlük çıkardı. Arkadaşları Tırtıl Paşa'ya giderek, oynanmasını sağladılar. "Rumuz Goncagul" uzun süre AST'ta oynadı. Oktay Arayıcı'yı son, "Şan" Sineması'nda, "Oktay Arayıcı Geces/"nde görmüştüm O muydu 9 Eşinin kolundaydı. Saçlan dökülduğü için basında şapkası vardı! Hoşgeldin Ekmekçı, dedi... Tanıyamadım onu. baştan. "Oktay nerede?" diye sordum Şükran Ketencı'ye: Şimdi el sıkıştın ya! dedi. Varıp bir daha konuşamadım. Bır düş gibiydı. Eşref Uren'ın "Tanbay" Sanatevi'nden başka, "Doku" Sanatevi'nde de sergısı açıldı dün. Doku'yu Mehmet Kıyat yönetıyor. adresı: Alatürk Bulvarı 69/230 AND işhanının yedinci katında... Dr. Cemıl Uğurlu, Eşref Uren'in ölümünden önce 26 Nisan 1979da, "doğa" ile ilgili bır yorumunu aldı. Başka sanatçılardan da aldı. Bu, "Sanat Çewes/"nin, önümüzdeki mart sayısında yayımlanacak. Cemil Uğurlu'nun, birde "Sanat Çevresi'nöen Hamit Kınaytürk'ün, "Ankara Notları"n<ia yayımlamak için izınlerini aldım. Cemil Uğurlu'nun, Eşref Üren'e ağıtını da vereceğim. Üren, doğa için şöyle demış Uğurlu'ya: "Bana gore doğa: Yıldızlı derin gökyüzü, binbir motifli, ışıl ışıl renklı, insana ressam olma çekıcihkteki yeryüzüyle görkemli bir peyzajdır." Sıcak yorumunun altına Eşref Üren, "Ressam ve yazar" diye yazmış. Cemil Uğurlu'nun, "Uren'e Ağıt"\ da şöyle: "Bunca yıl / Ne güzel renkler bulmuşsun I Yeşiller / Maviler I Ve ötekıler. Ne guzel kentler yapmışsın I Bozkırda Ankara 'yı I Güneşle / Ağaçlarla / Karla I Donatmışsın. Ne güzel çiçekler dermışsin I Sumbüller I Laleler I Güller I Siyahlı beyaz vazolara yerleştırmişsin. Ne güzelınsanların var/ÇocuklaroynarIOkulbahçelerinde I Adamlar yurür / Sokaklarda asude (rahat, dingin). Ne güzel bir sevgi vermişsin / İnsana / Goğe / Toprağa I Çiceğe I Yaprağa I Artık gece oldu I Uyu doğanın bağrında I Doğurgan toprağında." * • • 15 gundür eğıldığım Aybastı olayı ile ilgili olarak Hükümet Başkanı'ndan, milletvekillerinden bir ses gelmıyor. "Konu nasıl olsa unutulur, geçer" diye mı düşünüyorlar? Tatilde evlerinin yıkımını bekleyecekler İstanbul Haber Servisi Yeşildırek, Tarakçı Caferağa Sokakta, daracık bir alana sıkışmış, daracık sokaklarla aynlmış, daracık odalı evlerde, daralmış yurekleriyle kadın erkek, genç yaşIı, hep birlikte feryat ediyorlar: "Biz bu hukümete o> vermedik mi? Biz bu ulkenin vatandaşı değil miyiz? Güvendik oy verdik, aç koydular, evsiz kovdular. yuvasız koydular." Feryatlar balyoz seslerinin gurultulerine karışıyor. Bakışlar '"evsiz barksız, rızksız" bir geleceğin tedirgınliğiyle buğulu. Eminonü Belediyesi kalabalık bir ekiple, ama "yıkım kararı" olmaksızın "kaçak iskânlı" yerleri yıkıyor. Onceki gun başlatılan yıkım dun de surdü, bugun de sürecek. Meraklı, tedirgin, sinirli bakışlar arasında... Sıranın yann kendi evine geleceği korkusuyla, gozyaşları arasında komik komik anlatıvor Ziynet Aydın: "Tapu verecegiz dediler. 70 yaşındaki hasta anamı kaldırıp götürdum o> vermeye. Her (urlu kanuni işlemi yaptırdık, tapu alacağız diye. Şimdi ne oldu? Sıra bizim yerin >ıkımına geliyor. Kocam öldü, 3'ü kuçuk kız 4 çocukla zar zor geçiniyorum. Sokakta kalırsak ne yaparız? Biz bu ulkenin vatandaşı degil miyiz? Biz bu hukümete oy vermedik mi?" Derviş Gürsoy endişesini zorla venerek, konuşmaya çabalıyor: "50 senedir oturduğum, vergisini duzenli odediğim, tapusunu alayım diye her turlü baş>uru>u zamanında yaptığım e\imi yıkacaklarmış. 6 baş nüfusa 30 bin lira aylıkla bakıyorum. Rey verdim tapu alayım diye. Benim durumum ne olacakV Şimdi sokakta kalacağız diye ağlıyorum..." Zeynep Gürsoy alabildiğıne hevecanlı. Bağırarak konuşuyor, konuşuyor: "Başbakana güvendik. oy verdik. Hepsi boşa gitti. Aç koydu. Evsiz koydu. Yuvasız koydu. Şehriye çorbasıyla gün geçiriyoruz. Bir de sokakta kalırsak ne yaparız?" Kamber Turgut, yıkılmaya aday iki oda bir mutfakta, 5 çocuğuyla oturuyor. İşin kötusü 30 bin lira aylıkla çalıştığı işyeri de ekonomik guçlükler nedeniyle kapanmış. Şimdi Turgut "Tapu verecekler diye tereddütsüz oyumu Özal'a \erdim. Fakat hayal kınklığına ugradım. Tapu beklerken yıkım geldi" diyor büyük bir acıyla... Saat 12.00'yi az geçtiğinde yıkım yerinin önlennde bir yerlerden çocuklar sökun edıyor. Ellerinde karneleri var. Kazmalan görunce donuk bir ifade gelip yerleşiveriyor minicik yüzlere... Yıkılan yapıya kazma sallayan yıkım işçisi Ahmet Koç çocuklara bakıp "inan olsun kendi evimi yıkıyormuş gibiyim şu anda..." diye mırıldanıyor. Ahmet Koç gecekonduda oturuyor çunku. 35 bin lira maaşla 10 bin liraya kiraladığı bir gecekonduda... (Bastarafı 1. Sayfada) kanlıgına genel merkez tarafından Sayın Mustafa Goksoy'un tayini çıkarılmıştır" sözleriyle il başkanını sahneye davet etti. Mustafa Goksoy'un "gazanız mübarek olsun" sozlerinden sonra piyanist Adem Gebzen'in muziği eşliğinde delegeler göbek ^atmaya başladı. Ancak "göbek atma faslı" kısa tutularak pazar gunu yapılacak kongrede oy verecek delegeleri etkileyecek konuşmalara geçildi. Merkez ilçe kongresinde, kapanlan " M S P doğrultusunda olduğu" öne surulen Metin Kocakurt, halen il başkanlığı gorevini yurüten "ılımlı" aday Şükrü Kayabaşı ile çekişecek. Kongreye bir hafta kala üçüncu aday olan Özgür Tütüncüoglu, Metin Kocakurt ile yaptığı ortak basın toplantısında Kocakurt'u destekleme kararı aldığını açıklamıştı. "Müstakbel Başkan" olarak sunulan Metin Kocakurt da yaptığı konuşmada "Bütün ANAP'lılar iyidir. Ama biz daha maharetli, daha becerikliviz" dedikten sonra toplantıya katılanları pazartesi gunu (kongre ertesi) parti merkezine davet etti. Anakent Belediye Başkanı Burhan Ozfatura uzun süredir Metin Kocakurt'u desteklediğine ilişkin iddiaları sert bir biçimde reddetmiş, "Benim işim başımdan aşkın, böyle parti işlerine ayıracak zamanım >ok" demişti. Ancak onceki gece Maksim'de Metin Kocakurt'un duzenlediği toplantıya zaman ayırabilen Özfatura, salonda "büyük başkan" sözleriyle karşılandı. "İlerde kendisinden İzmir'in Mimar Sinan'ı olarak bahsedilecek" sözleriyle sahneye konuşmaya davet edilen Özfatura öncelikle "biiyüklük" konusuna değinerek öyle dedi: "Buyüklük Allah'a mahsus. Biz de herkes gibi bir garip adem kişiyiz. Kendimizde keramet bulmuyoruz. Ne yapacaksak sizin sayenizde yapacağız. Bir toplum dalkavuklardan oluşursa bu çok tehlikelidir. Biz hata yapmayacagız demiyoruz, hatasızlık Allah'a mahsustur. Bu ağır bir görev, ateşten gomlek. manevi miikafatı olmasa çekilecek iş değil. Ben ne ilçe başkanının ne il başkanını bana dalkavukluk elmesini istemiyorum. Aynı anda iki koltuğu istemiyorum." Özfatura daha sonra uzun suredir İzmir'de parti örgütunde disiplin olmadığını, il ve ilçe orgütlerinin belediyeye yardım etmediğıne değinerek, "Ahenk bozulmuştur. ANAP henüz parti olamamıştır, dernek gibidir. Parti olması için tabandan gelenlerin yonetime gelmesı gerekir" dedi. Ozfatura ÇAIIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Derecem, Kademem, Göstergem Nedir?" Gerek Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan, gerekse Emekli Sandığı'ndan emekli avjığı alanların buyuk bir bolümu, emekli aylıklarını hangi derece, kademe ve göstergeden aldıklarını bılmediklerinden, daha doğrusu kendilerine ayhk aldıkları kurumca bildirilmediğinden hakh olarak yakınmakta ve bize "Derecem, kademem ve göstergem nedir?" sorusunu yöneltmektedir. Bankadan emekli aylıklanru alırken bu aylıkların nasıl hesaplandığı sorusu ise yanıtsız kalmaktadır. Emekli aylıklanmn hangi derece ve kademeden odendiği, göstergenin ne olduğu, aylığın yuzde kaç uzerinden bağlandığını bilen emekli sayısı giderek azalmaktadır. Emeklilerin çoğu emekli aylıklanmn nasıl hesaplandığını haklı olarak bilememektedir. 1985 yılı ocak ayından geçerli olarak 46'ya yükselen katsayının yanı sıra, "Emekli Aylıgı Bağlanmasına Esas" gösterge tabloları da değişmiş, ancak hiçbir emekliye bu de^şiklik iletilememiştir. Oysa ki emeklilerin, hangi derece ve kademeden ayhk aldıklarını, göstergelerinin ne olduğunu ve aylıklanmn yuzde kaç uzerinden hesaplandığını bilmelerinin en doğal hakları olduğu inancındayız. Bilgisayarlann devreye girdiği gunümüzde, bu sorunun çok kısa surede çözume kavuşması işten bile değildir. Sosyal Sigortalar Kurumu ile Emekli Sandığı, bu işlemlerini bilgisayarlarla yapmaktadır. Bilgisayarlann da işlemleri çok kısa bir sürede yaptığı herkesçe bilinmektedir. Emekli avlığının bir "lütuf" olmadığı, yıllarca çahşmanın sonucu "kazanılmış hak" olduğu bilinci ve sorumluluğu ile emeklilere ayhklarının değişiminde, bu değişikliğin hesabı verilmelidir. Bu sorumluluğun yerine getirilmesini istemek de emeklilerin hakkıdır. Ankara'dan bir okurumuz, mektubunda bu konuya değinmekte ve yakınmaktadır. "Emekli maaşımızın hesabını bilmemiz ve yapmamız gerekiyor. Zira bize ayhk bağlayan kurumca yapılan hesapta bazen yanlışlıklar olabiliyor. Şimdiye kadar benim emekli maaşımda iki defa, bazı arkadaşlarımınkinde de bir ya da birden çok yanlışlıklar olmuştur. Bazı kimselere bu yanlışlıklar sonucu yapılan fazla ödemelerden dolayı sonradan binlerce lira borç çıkarılmaktadır. Duyduğuma gore, bir hanımın aylıgı yanlış hesaplanmış ve senelerce yanlış ödeme yapılmış. durum sonradan anlaşılmış ve kendisine büyukçe bir para odenmiş. Bu iyi bir şey degil. Kadıncagız senelerce bu noksan maaşla geçinmek zorunda kalmış. Vefat etseydi bu farklan da alamayacakü. Onun için emekli maaşının hesabını yapmayı gerekli buluyorum." KUTLAMA Çiğdem ATALAY yeni yaşamlarında mutluluklar dilerim. ŞERİFE İNCE KALBİNIZİ KORUYUN Goğsunuzde ağn \e >anma varsa, | kalbını?ı konırol ettırın Turk Kalp \ak!ı j Muavene ve Konırol nın Tel 148 '8 6* ' Arkadaşlarım ile K.Esat ATALAY'a Cl&rf*tm f»nlf*r f>0İf>tl / 7 î t9S4l98S oğretim döneminin ilk yarıyılı süresince öğ''O trtffierftfc;! t ? ^ « : m * C rencilerinin eğitimi ile Ugilenip yorulan oğretmenler dun gece Spor ve Sergi Sarayi'nda düzenlenen "Oğretmenler Gecesi"nde bir araya gelerek öğrencisiz, derssiz ve notsuz bir gece ya$adılar. Hmcahmç dolu olan ve bir o kadar insanın da dışarıda kaldığı geceye katılan folklor ekipleri ve ses sanatçıları davetlilere çeşiıli şarkılar okuyup gösteriler yaptılar. Bir ara salona çıkan Emel Büyükburç soylediği parçalarla bol bol alkış aldı. "Dom dom hurşunu'' adlı tu'rkunun arabesk bir yorunt ile soyiendiği sırada salonda bulunan öğretmenlerden buyuk alkış ve tezahurat geldi. Geceye lstanbul Valisi Sevzat Ayaz, Milli Eğitim Müdürlüğu yetkilileri ile sayıları 15 bini bulan öğretmen ve yakınları katıldı. (Fotoğraf: YALÇIN ÇAKIRj
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear