25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketı adına Nadir Nadi, • Genel Yayırı Müdürü: Hasan Cemal. Müessese Müdürü: Emioe Uşaklıgii.Yazı İşleri Müdürü: Okay Gönensin, • Haber Merkezi Müdürü: Y»lçın Baycr, Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Acar. TAKVİM 26 Ocak 1985 Imsak: 5.44 Güneş: 7.13 Temsilciter ANKARA: Yalfin Dogan, IZMIR: Hikmel Çetinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, • Servis Şefleri: Isıanbul Haberlen: Retta Öz, Dış Haberler: Ergun Bakı, Ekonomı: Osman Ulagay, Kültür: Aydın Emeç, Magazin: Valçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yiicclman, Ouzelıme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpay, İşSendika: Şükran Kelenci. Ikindi: 14.56 Akşam: 17.19 Yauı: 18.42 Bürolar: • Ankara: Ziya Gökalp Bulvarı, Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33114147, • İzmir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhurivel Matbaacıiık ve Gazelecüik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu. îst. PK: 246İsl. Tel: 526 10 00 (9 hat) Telex: 22246 Öğle: 12.21 VenecUk'i kurtarma çahşmalanna katüan mimar Behruz Çinici'nin "evini kurtaramamasının"öyküsü: 1. Çinici, 1975'te evini Fas Büyükelçisi'ne 6 yıllığma kiraladt 2 . Sözleşme bitti, Çinici tahliye istedL Dışişleri rica etti, sözleşme uzadı. 3. Sözleşme yine bitti, Çinici yine tahliye istedi, Dışişleri yine rica etti, sözleşme yine uzadı. 4. Sözleşme bir daha bitti, Çinici artık kesin tahliye istedL Mahkeme tahliye karan verdL DışişlerL "Bu tahliye Viyana Sözleşmesi'ne aykm" dedi. Çinici, bilimsel rapor haztrlatıp "değil" dedi. Tahliye olmadı. 5 . Bakanhklar, savcıltk, icra derken, Çinici bir de Çinici 'tafıliye'istiyor, Büyükelçi 'Çıkamam' diyor. Fas Kralı'na yazdu Yine olmadı Kömürde Yaşamak FACÎADAN BUGÜNE Deniz SomOmit Kıvanç Yazı ve fotoğraflar Grizunun patlama noktasına gelmesinden sonra bir "kıvılcım" yeîerdi. Bu bir taşın düşerek çıkardığı kıvılcım olabilir. Kazmanın ucundan çıkan kıvılcım olabilir, elektrik aonanımındaki bir kıvılcım olabilir. Yeter ki, kötü bir "tesadüf" olsun. Mimar Çinici, Fas Elçisfni 3 yıldır evinden çıkaramıyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Tanınmış mimar Behruz Çinici 1975 yılında 600 metre karelik iki dairesini Fas Kralhğı Ankara Büyükelçisi Dr. Ahmet Benabut'a kiralatnıştı. 6 yıllığına kiralanan daireler, sözleşme süresi sonunda evsahibi tarahndan boşaltılmak istendi. Ancak olmadı. Ve 6 yıldır "evsahibi kiracı" olayı, aynı zamanda bir diplomatik olay olarak siirüp gidiyor, dallanıp budaklanıyor. Fas Büyükelçisi, çıkmama nedenini önceleri "Ankara'da ev kiralan çok yiiksek, devletimiz bu kiralan karşılayamaz" diyerek gerekçelendirirken, sonraları "Azot fabrikanız bizden fosfat aldı, borcunu ödemedi. Sıkıştınrsanız eve el koyarım" diyerek "Vahimleştirmiş." Işte diplomatik kiracı öyküsü: • 1 Eyliil 1975'te Mimar Behruz Çinici, Ankara'da sahibi bulunduğu apartmanın ikinci katını aylığı 37 bin liradan Fas Büyükelçisi Benabut'a ikametgâh olarak kiraladı. • Sözleşme bitince Çinici tahliye istedi. Büyükelçi, Dışişleri Bakanbğı'nı araya soktu. Dışişleri "rica" etti, Çinici sözleşmeyi aylığı 150 bin liradan bir yıl uzattı. • 1982'de Çinici yine tahliye istedi. Yine Dışişleri "'rica" etti. Aylık 200 bin liradan sözleşme bir yıl daha uzadı. • 1983'te Çinici yine tahliye istedi. Büyükelçi "Ev anyorum. Ne yapayım, Ankara'da ev kiralan çok yiiksek. Devletimizin ödeyecek gücii yok." dedi. Çinici 24 haziranda bir ihtarname çekti. • İhtarname sonuçsuzdu. Çinici'nin Avukatı Gülden Türegün 29 Eylül 1983'te tahliye davası açtı. Mahkeme 16 Şubat 1984'te evin tahliyesine karar verdi. Çinici bunu tebliğ ettirdi, tahliye için süre verdi. Büyükelçi "Posta kutusuna bırakrruşlar" diyerek tebligatı Dışişlerine gönderdi. Dışişleri Bakanlığı, Ankara 3. tcra Memurluğu'na bir yazıyla "Sayın Büyükelçi'ye tebligat yapılması kararname hükümlerine ve diplomatik ilişkiler hakkındaki Viyana sözieşmesine aykırıdır. Tebligat geçersizdir" dedi. • Çinici "Ben bir devlet degilim. Sadece evini kiralamış bir Türk yurttaşıyım" dedi. Hukuk profesörleri Selahattin Tekinay, Ergin Nomer ve Ergun Özsunay'a bilimsel kira raporu hazırlattı. Raporda Büyükelçi'nin davranışının "Viyana sözleşmesinin ihlali ve mahkeme kararia(Arkası 11. Sayfada) Diplomatik bir kira olayı Madendyi "besmele" koruyor Maden ocaklanna girişte, en görünür yerde, genellikle kırmızı bir tabela vardır. Üzerinde iri harflerle "önceemniyet" yazar. Madencilikte esas olan "emniyef'tir, sonra "üretim" gelir. Bir kişinin en küçük dikkatsizliği ya da ihmali, ki bu kişi en kıdemsiz işçi de olabilir, en sorumlu yönetici de, en büyük kazaya neden olabilir. Hele Zonguldak ve havalisinde. Zonguldak ve havalisindeki kömür ocaklarında bugüne dek kaç kişinin öldüğü bilinmıyor. Çünkü elde 150 yıllık bilgi yok. Bilinen 1941'den bugüne 3 bin 131 kişinin öldüğü. Yılda ortalama ölüm 71... Havza, en büyük faciayı 1983 yılında yaşadı. 7 martta Kandilli'de tam 103 işçi birden öldü. Yıl sonunda ölüm grafiği 145 kişide durdu. O yıla dek en fazla ölüm, 1955'te 122 kişiyle görtMmüştü. 1984'te ise, yani "facia yıh"nın ertesinde sadece 18 kişi öldü koskoca Zonguldak ve havalisinde... Şimdiye dek görülen en az ölüm. 145 ölümden 18 öiüme "düşiiş"te bir neden olmalıydı, ocaklarda değişen bir şeyler olmalıydı. İnsanlar artık boş yere ölmediğine göre ne gibi önlemler alınmıştı... İşçiler, sendikacılar ve yöneticiler önemli hiçbir değişikliğin olmadığını söylediler. Greve karşı son SĞI L A LK I C vitamininin kansere etkisi BOSTON C vitamininin kansere karşı etkili olup olmadığı tartışılıyor. ABD'de "Mayo Klinigi" doktorlan, Nobel Banş ve Kimya Ödülü sahibi Doktor Linus C. Pauling'in " C vitamininin ilerlemiş kanser vakalannda her gün yüksek dozlarda alınması durumunda hastamn yaşama süresinin uzayacağı" yolundaki tezine katılmıyor. Kliniğin raporlarına göre C vitamininin kanserli hastalara verilmesinin hiçbir yaran yok, çünkü hastalara uygulanan kemoterapi, C vitamininin işlevini geçersiz kıhyor. C vitamini, kemoterapi uygulanmayan hastaların yaşam süresini de uzatmıyor. dakika anlaşması Ozellikle küçük işyerlerinde grev karan alınmasına rağmen, çoğunîukla uygulamadan kaçınılarak son dakikada geri haklarla sözleşmelere imza atıhyor. tşSendika Servisi Geçen yüdan kalmış, tıkanan toplu sözİeşmelerde özellikle küçük işyerleri için an arda grev kararları almıyor, grev tarihi belirleniyor. Çoğunîukla da greve gidilmekten kaçınılarak son dakikada geri haklarla sözleşmelere imza atıhyor. Türkİş'e bağlı Çimseİş Sendikası'nın dün Balıkesir Sayakcı MermerSanayiinde başlatma karan aldığı grev, son dakikada yapılan anlaşma ile kaldınldı. 100 işçinin çaüştığı fabrikada varılan anlaşmaya göre ücretlere birinci ve ikinci yıl için seyyanen brüt 15 bin lira artış verilecek. Daha önce hiç ıkramiye olmayan işyerinde yılda iki ikramiye ödemesi de kabul edildi. Tek Gıdaİş Sendikası, Istanbul Görgülü Pastaneleri'nde daha önce alınmış olan grev kararını 30 ocakta başlatmak için gün belirledi. Tek Gıdalş Başkanı Zeki Gedik, işverenle ücretler dışındaki konular için anlaşmaya vardıklarını, 137 işçinin çaüştığı işyerlerinde 30 ocağa kadar bu konuda bir anlaşmaya varamazlarsa greve gideceklerini söyledi. PetrolIş Sendikası toplam 650 işçinin çalıştığı Kocaeli ve Kartal'da kurulu Koruma Tarım tlaçları, Küçttkyalı'da kurulu Soyel, Pendik'te kurulu Serin Kauçuk ve Samsun'da kurulu Köklü işyerlerinde grev karan aldı. Grizu kütlemeyince 1983'te 103 işçi neden öldü diye araştırırken, bu kez 1984'te neden 18 işçi öldü diye araştırmaya başladık. Bir işçi, "Allahtan" dedi, "geçen yıl grizu kütlemedi ki." TTK'nın üst düzeyde bir yetkilisi, "Dünyanın en modern ocaklarında bile kaza oluyor. Amacımız grizuyu tam kontrol altına almak" dedi ama "aldık" demedi. Sendikadan bir yönetici ise şöyle konuştu: "Ölüm grafiğindeki büyük düşüşün tek nedeni var; ölümle eğitim. Ama bu da bir yıl sürer." Ölumdeki duşüşe karşılık, kaza sayısında bir düşüş olmadı. 1984 yıhnda bir önceki yıla göre 242 kişi fazlasıyla 8 bin 401 kişi yaralandı. Son 15 yılın en fazla kazası geçen yıl olurken, çıkarılan her 10 bin ton kömür için 12 işçinin yaralanması kuralı değişmedi... BİSMİLLAH İşçinin güvencesî besmele. Ocağa besmele ile iniyor, besmele ile çıkıyor. Ölüm yine de aralanndan birini bulup altyor... bulunuyorlardı. Olaym meydana geldiği bölumün maketi, planı sır gibi saklanıyor, pano şefini, mühendisini, ilgilisorumlu görevlileri bulmak mümkün olmuyordu. "Acı henüz tazeyken" hüküm süren telaş ve korkulann dağılması, bize iki yıl sonra bütün o maketleri, planları inceleme, o sırada patlama yeri diye bilinen 12003 no'lu panonun şefi Yaşar Çetin, 12003 no'lu panonun mühendisi (şimdi Kandilli Bölümü Emniyet Mühendis Yardımcısı) Mühendisi Tahsin Kümesu ve ayrıca birçok işçiyle daha rahat sohbet etme olanağını verdi. "Neden"i iki yıl sonra bile olsa bulmak için ayrıca ilgili gördüğümüz herkesle tartıştık. Bu çalışma sırasında en zoru, "Vaktiyle oimuş bitmiş bir şeyle neden uğraştığımız" sorusuna makul bir yanıt verebilmek oldu. Tazminat istemeyecektik, dava falan açmayacaktık, kimseye husumetimiz yoktu, kimsenin yerir/e tayin falan da çıkarmaya çalışmjyorduk, o zaman "Vakdi birden aydınlatan, kazaya ilişkin dört bilirkişi raporu nu da inceleme fırsatını bulduk. Raporlardan biri İTÜ Maden Fakültesi İşletme Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Cemal Birön, Prof. Dr. Senai Salloğlu ve Doç. Dr. Şinasi Eskikaya'nın hazırladığı, ikincisi GMİS Teknik Müşaviri Maden Mühendisi Tahsin Kümesu tarafından kaza sonrası ocakta yapılan incelemelere dayanarak yazılmış, üçüncüsü Ereğli Cumhuriyet Savcılığı adına bilirkişiler Maden Müh. Hüllgililerin dosyalannda duran bu raporlar, iki yıl öncesinin bilinmeyenlerini açığa çıkardığı gibi, bugüne ve yarına da bir uyarı niteliğinde ışık tutuyorlar. Urkütücü bir tablo 103 kişinin ölümüne neden olan kazanın raporlarına bakıp, bugünü değerlendirince ve ilgililerleyetkililerle bu raporların ışığında konuşunca ortaya urkütücü bir tablo çıkıyor. 1983'te grizu patladığı için 103 kişi birden öldü, 1984'te grizu patlamadığı için 18 kişi öldü, ya 1985'te ne olacak? Zonguldak'ta öyle ocaklar var ki, bir ton kömürün çıkarılmasıyla, istense de istenmese de 35 metreküpe kadar grizu çıkıyor. Dünya standartlarına göre 25 metreküpten fazla grizu çıkan ocaklar tehlikeli sayılıyor. Grizunun patlama noktasına gelmesinden sonra bir "kıvılcım" yeterli. Bu, bir taşın düşerek çıkardığı kıvılcım olabilir, kazmanın ucundan çıkan kıvılcım olabilir, elektrik donanımındaki bir kıvılcım olabilir. Yeter ki kötü bir "tesadüf" olsun. Özetle, 1983'te tesadüfençc : insan öldü, 1984'te tesadüfen az. Göğüsteki selim ur, kanser yapmıyor BOSTON ABD'de son yapılan araştırmalara göre biyopsi sonucu göğüslerindeki tümörün iyi huylu olduğu saptanan kadınların yüzde 70'inin sonradan göğüs İcanserine yakalanma tehlikesi yok. Diğer yüzde 30'un kanser olması olasılığı ise çok az. Kısa bir süre öncesine kadar birçok uzman doktor, ameliyatla göğüslerindeki selim ur alınan kadınlann kanser olma olasılığının diğerlerinden 4 kat fazla olduğuna inanıyordu. Amerikalı doktor David Page ve VVilliam Dupont'un yaptıklan on yıllık araştırma sonucunda ameliyatla alınan 10 bin 366 selim urdan sadece yüzde 3,6'sının ileride kansere yol açtığı ortaya çıktı. Havza tarihinde, 1984 en az işçinin öldüğü yıl oldu. Ama buna neden olarak gösierilebılecek herhangi bir köklü değişim yok. 1984'te olan kaza sayısı 1983'tekinden fazla aslında. Ölümle eğitim, bir süre güvenlik sağlıyor. Büyük kazadan sonra da böyle olmuş. "Geçen yıl ne oldu da bu kadar az kayıp verildi" sorusunu, yine de kimse "Faciadan ders alındı" diye yanıtlamadı. İbrahim Sergin, o sırada Kandilli Bölümü Emniyet Başmühendisi (şimdi Armutçuk Bölge Işgüvenliği Başmühendisi) Süleyman Özgül, Kandilli'nin şimdiki Başmühendisi Kadir Atlıhan Öge, Armutçuk Muessese Müdür Vekili Sait Arman Güneşi, Kandilli'nin o sıradaki Üretim Başmühendisi (şimdiki TTK Genel Müdürü) Fuat Üçüncü, kazadan sonra panoya ilk giren Tahlisiye Başçavuşu Ahmet Demir, Genel Maden Işçileri Sendikası Teknik Mtişavirlerinden Maden tiyle olmuş bitmiş şey"le neden uğraşıyorduk? Havzanın patlamalara. kazalara, ölülere, sakatlara, yaralılara neredeyse alışmış insanları için, "belki ilerde böyle şeylerin olmasuu engellemeye yarar," gibi bir yanıt, doyurucu gelmiyordu kimseye. Buna rağmen, epey yardım gördük. llgililerle söyleşilerimizin yanısıra, 1983 faciasının oluşumu konusunda kazadan hemen sonraki günlerde el yordamıyla ilerlemeye çabaladığımız yolu şimseyin Kuru, Maden Yük. Müh. İbrahim S. Kallioğlu ve Maden Yük. Müh. Doç. Dr. Nuh Bilgin'ce kaleme alınmış, dördüncüsü de Çalışma Bakanlığı İş Güvenliği Müfettişleri Cavit Aral ve Cihat Büyükdere'nin hazırladığı. olay sonrasında alınmış bazı yetkili ve işçi ifadelerini de ek olarak kapsayan inceleme sonuçları. Bu dört rapor da kazanın oluşumuna ilişkin noktalarda pek küçük, ayrıntl sayılabilecek farklılıklarla birleşiyor. Eroin imalatçısına ömür boyu hapis Haber Merkezi Eroin imal etmek suçundan Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 4 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde yargıianan Raif Karacan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Sanığın aynı mahkemede daha önce yargılanan arkadaşlanndan Abdürrezzak Bingöl de ömür boyu hapse, diğer 4 sanık ise 13 yıl 4'er ay hapis cezasına çaptınlmışlardı. Sanık Raif Karacan, 1983 yılında Diyarbakır'ın Lice ilçesinde Abdürrezzak Bingöl, Kemal Karagöz, Yusuf Polat, Mehmet Erdündar, SUIeyman Aslan ile beraber 33 kilo eroin ve eroin imalinde kullanılan bazı araçlarla ele geçirilmişti. YILDIZ HAKKINDA YENİ DAVA AÇILDI Beraatla sonuçlanan Halkevleri davasında yargılanmalan süren Uç sanıktan bırı olan Ahmet Yıldız hakkında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri SavcılığYnca yeni bir dava daha açıldı. Askeri savcılıkça Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askeri Mahkemesi'ne acılan davarun iddianamesinde, Ahmet Yıldız'ın Halkevleri davasından, 29 Şubat 1984 tarihli yargılanması sırasmda yaptığı savunmada, "Sıkıyönetim savcı yardımcısına buzurunda ifa ettiği görevden ötiirü taarruz ve hakaret ettiği kanaatine vanlmıştır" denildi. "KÜRT İDRİS" "Kürt tdris" lakabı ile tanınan İdris Özbir ve arkadaşlarının gasp iddiasıyla yargılanmalarına dün devam edildi, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada müdahil Mustafa Çapan'ın avukatı Doğan Zengin bir dilekçe vererek reddi hâkim isteminde bulundu. Müdahil avukatı, Mahkeme Başkanı Şakir Şardag ile üye Hâkim Hasan Kızılhisar'ı sanıklardan Fevzi Öz'ün tahliyesi konusunda yanlı davranmakla suçladı. Reddi hâkim istemi yerinde görülmedi. Sanıklar Fevzi Öz, Zeki Öz, Güngör Buyruk, Vedat Ahıska ve Taylor Kıranta, Mustafa Çapan'ı kumar borcu nedeniyle kaçırarak zorla senet imzalatmakla suçlanıyorlar. Kaza neden olmuştu? 1983 martında, o zaman EKİ, şimdiki TTK'nın Armutçuk bölgesinde, Kandilli bölümünde meydana gelen ve 103 işçinin ölümüyle sonuçlanan "büyük grizu"nun toz dumanı içinde en önemli soru "neden?"di. Kaza neden olmuştu? O günlerde, işletme ilgilileri, teknik adamlar tek söz etmiyor, işçiler tahminlerine göre başka başka şeyler söylüyorlar, olayı çözmeye çalışan ve aslında madencilikten anlamayan gazetecilerin önemli bir kısmı isabetsiz yaklaşımlarda "Emniyete ağırlık veremedik" Ocağa inışteki kırmızı tabelada "önce emniyet" yazıyor. İşçilerin, sendikacıların, yöneticilerin, ilgililerin "önce emniyet "i değerlendirmesine gelince. "Sendika geçen yılı toplusözleşme pazarlığı içinde geçirdiği için emniyel konusuna pek ağırlık veremedi." "Her geçen yıl kömürü çıkarmak zorlaşıyor. Çünkü daha derinlere iniliyor." "Fransızlardan kalan eski ocaklar var. Kömürün yansı duruyor, onlar alınıyor. Eski ocaklar tehlikelidir." "103 kişinin ölümünden sonra hiçbir tedbir alınmadı. Çünkü yatırım yapılmadı." " 5 bin işçi açığı var. Az işçi ite çok kömür istiyorlar." "EKİ bir yıldır Genel Müdürlük oldu. TTK'nın hâlâ kadrosu yok. Herkes tayin bekliyor. Odacı bile tayin peşinde." "Kazalann çoğu vardiya bitimine doğru oluyor. Aceleden." "Bacacı ustasına başlıklı lamba verilmez. Emniyet lambası verilir ki grizuyu da kontrol etsin diye." "Emniyet lambası bile bilmeyenin elinde bubi tuzağıdır." "Eğitimi yapıp. disiplini de sağlayınca kolay kolay kaza olmaz. Ama nerede?" "İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulları var. Ayda bir kere toplanması gerekir. Tutanaklarına bir bakmalı ne kararlar alınmış." "Valla, ocağa inerken besmele çekeriz, kazmayı vururken de. Besmeleylen de ocaktan çıkanz." En güçlü ağrı kesict AGR529 PARİS Fransa'da AGR529 adlı yeni bir ağrı ilacı piyasaya sürüldü. Profesör Jean Laborit tarafından bulunan ilacın bugüne dek bilinen en güçlü ağrı kesici olduğu bildiriliyor. AGR529 iltihaplanmayı ve oksijen yetersizliği durumunda beynin zarar görmesini önleyici ve sakinleştirici özelliklere sahip. Profesör Laborit 'AGR529 veriien bir farenin kızgın bir metal kabın içine koyulduğunda bile tepki göstermediğini" söylüyor. TRT IÇI MUHALEFET TRT DIŞl MUHALEFET SELAMETLEŞelametle, deniyor ocağa inerken. Ama büiniyor ki ocaktan 10 bin ton kömür çıkınca 12 is(i yaralanacak. İki işçinin yaralanması ıçın bin 600 ton kömür yeterli. Yani bugünkü üretim.. bUVUK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear