22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER de ya da toplumlarda evlenecek çiftlerin sağlık muayenesinde, bu bakımdan incelenmesidir. Eğer evlenecek çiftin her ikisinde de bu anomaliyi gösteren tıbbi kanıt varsa adaylar bu bakımdan uyarılır ya da evlenme onerılir. Uygar dun\a son yıllarda bu yonteme başvurmakta ve çok yuz guldurücü sonuçlar almaktadır. Örneğin İtalya'nın bazı bolgeleri, Yunanistan \e Guney Kıbrıs gibi. Yazar bundan birkaç yıl once Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkam Sayın Rauf Denktaş'a, Kıbrıs Turklerinde '"o 17 oranmda thalassemi bulunduğunu hatırlatmış, bu yöntemi onermiş ve 1 yıl sonra bunun başarı ile uygulandığını sevinçle izlemiştir. Buna karşın yazar, 1947 1957 seneleri arasında çalıştığı Mersin bölgesinde orak hucre hastalığı'nın sık rastlandığını saptayarak bunun önlenmesi için Sağlık Bakanhğına bir yazı ile başvurmuşsa da bugüne dek bu hususta hiçbir önlem ahnmadığını gözlemiştir. SORUMSUZCA KULLANILIYOR Yine üzerinde durulması gereken bir sağlık sorunu da benzene (benzol) maruz kalmadır. Ülkemizde yaklaşik 1950'!erden beri basta ayakkabıcılar olmak uzere sayısız işyerinde bu kimyasal madde sorumsuz bir biçimde kullanılmaktadır. Bu maddenin kan hastalıklarına ve hatta kan kanseri ve obür malign hastalıklara neden olduğu ülkemizde yapılanları da içeren araştırmalar sonunda anlaşılmıştır. Batı ülkelerinde, daha bu yüzyılın başından beri sanayi ve işyerleri, benzenin kullanılmasından vazgeçmişler ve onun yerine başka eriticileri orneğin toluen gibi kullanmak yönunü tutmuşlardır. Ülkemizde 1960'lardan beri benzen kurbanları gözükmeye başlamış ve gunlük gazetelerde çeşitli vesilelerle benzenin sağlık bakımından sakıncaiannı gösteren yazı, demeç ve röportajlar yayınlanmıştır. Bu durum, benzenle çalışanları, özellikle ayakkabıcıları, çok tedirgin etmiş ve onlarda bir "panik"havası yaratmıştır. Bunun etkisi ile benzenin yerine sakıncasız başka maddeler kullanılmaya başlanmış ve bir sure sonra da bu kimyasal maddeye bağlı kan hastahklan çok azalmıştır. Buna karşın halen ülkemizde benzenin kullanılması tam denetim altına alınmış değildir. Üzulerek soylemek gerekirse, sorumlu sağlık kurumları, Batı ulkelerindekine benzer bir denetim sistemi kuramamışlardır. Yapılan, ancak uygulaması halâ denetlenemeyen tüzuk yayınlarından ibaretlir. Soz konusu ettigimiz ya da benzeri sağlık sorunları nasıl çözumlenebilir? Bu hususta en doğru ve en etkili yöntem, bir an once Ulkenin sağlık sorunlarında birinci deıecede rol oynayan ve sorumlu olan Üniversite, SağhkSosyal Yardım, ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarında etkili işler ve sorumlu bir bilim kurulunun kurulması ve bunların yaşadığımız yüzyılın bilimine uygun bir anlayışla bu sorunlann çozumune yon vermeleridir. Bugun için, ülke sağlık sorunlarından sorumlu kurumların tıp biliminin gelişimini yakından izleyerek ülke sağlığını ilgilendiren konularda zamana uygun bilinçli bir program uyguladıklannı söylemek pek zordur. İşte bu açıklığı gidermek için sağlık politikasına yön vererek bilim kurullannın bir an önce kurulması gereklidir. 14 MA YIS 1984 Ülke Sağlığı, Araştırmalar ve Halka Y aıısıması Bugün için, ülke sağlık sorunlarından sorumlu kurumların, tıp biliminin gelişimini yakından izleyerek ülke sağlığını ilgilendiren konularda, zamana uygun bilinçli bir program uyguladıklannı söylemek pek zordur. OKURLARA. OKAY GÖNENSİ1S Yarın ve dün Prof.Dr. MUZAFFER AKSOY Özetlemek gerekirse, tıbbın iki amacı olduğu soylenebilir. 1 Insan sağlığının bozulmasını önlemek. 2 Hastalık meydana gelmiş ise onu tedavi etmek. İdeal olan hastahklan tedavi etmek değil, onları önlemektir. Tıp, son yıllarda ozellikie bulaşıcı hastalıklann önlenmesinde önemli başanlar sağlamıştır. Bir örnek vernıek istenirse veba gösterilebilir. Roma imparatorluğunun çoküşunde önemli rolu olduğu vurgulanan bu salgın hastalık, yeryüzünden silinmiştir. Bugün aynı sözler, çiçek hastalığı için de geçerlidir. Durum böyleyken, aynı başarı sayısız hastalık için soylenemez. Örneğin insanlığın baş belası damar ve kalp hastalıklan halâ ön plandadır. Bu başarısızlığın en önemli nedeni, bu hastalıklann nedeninin ve oluşum mekanizmasının tam aydınhğa kavuşmamasıdır. ACI BİR GERÇEK! Başka yönden, tıpta öyle hastalıklar vardır ki, bunların önlenmesini sağlayacak yeterli bilgiler bulunduğu halde gerekli onlemler ahnmadığı için sık sık gozükmekte ve dayanılmaz acılara, tüketimlere ve sağlık kurumlannın gereksiz yüklenmelerine neden olmaktadır. Bu acı gerçek özellikle ülkemiz için geçerlidir. Burada kendi deneyimierimizin de bulunduğu bazı sağlık sorunlarına kısaca dokunmak istiyorum: Orak hiicre kansızlığı ve thalassemi birbirine birçok bakımdan benzc>en iki kalıtsal kan hastalığıdır. Bu hasıalıklar ülkemizde birçok bilim adamı tarafından incelenmiş ve sonuçlan tıp dunyasına duyurulmuştur. Gerek thalassemi ve gerekse orak hücre anemisi ülkemizde bazı bölgelerde ve sağlık sorunu yaratacak kadar sıktır. Mersin, Tarsus, Adana, Hatay ve Antalya'nın bazı ilçelerini de kapsayan GüneyBatı bölgesi ve BatıTrakya Türkleri gibi. Her iki durumda, hastalık geninin kalıtım yoluyla anne ve babadan çocuğa geçmesi ile oluşumlaşır. Tek gen bulunanlar, anne baba gibi, görünuşte sağlam gibi gözüken taşiyıcılardır. Her 2 hastalığı da önlemek için yapılacak en etkili yöntem, bunların sık gözüktüğü bölgeler Dir mayıs tarihinden itibaren gazetelerin 50 liraya Uçıkmasıyla birlikte genellikle beklendiği gibi büyük tiraj düşüşleri görülmedi. Zamlı ilk haftada, 4 büyük kentte Cumhuriyet'in gunlük ortalama satış düşüşü 1.083 olurken diğer gazeteler için, bu sayılar şöyle: 10 liradan 20liraya çıkan Posta 27.089, Hürriyet 20.286, Günaydın 11 784, Tercuman 6 033, Tan 5.701. Yeni Asır 5.093, Bulvar 2.007. Buna karşılık aynı hafta aynı dönemde tatil ve renkli TVvideo kampanyalan yapan Güneş 4.843, Milliyet, 2.460 gunlük artış aldılar. Ancak yaklaşık bir yıllık bir dönemde genel gazete satışlarında önemli gerilemeler var; bunda da şimdilik en büyük etken olarak birkaç gazete alanların. genel yaşam pahalılığı nedeniyle artık tek gazete ile yetınmeye başlamaları görülüyor. Tüm olarak Türk basınıyla okurlar arasmdaki ilişkilerin yeni biçimlen, özellikle sayıları iyice çoğalmış olan gazetecilik yüksek okulları ve enstitüleri bünyesinde daha tutarlı incelenebilir ve aydınlatıcı sonuçlara ulaşılabilir. öğrenimi gören gençlerimiz de, ülkemizdeki genel işsizlik sorunu içinde çalkalanıp duran kesimde kalıyor. Gazetelerin kadro olanaklarının kısıtlılığı, gazeteci olmak isteyen gençleri yetiştirici örgütlenmelerden yoksun olmaları, çoğu yetenekli gencin birkaç gazetenin kapısını aşındırdıktan sonra ıstemediği bir mesleğe yönelmesine yol açıyor. Aynca gazetecilik öğrencileri için uygulanan 13 aylık staj dönemlerı ne gençlerin kendilerini yetiştirip göstermeleri ne de gazete yönetimlerinin bu gençleri tanımaları için yeterli oluyor. Şimdi kuşkusuz en büyük görev gazetecilik okullannın kendi öğrencılerini daha çok pratik içinde yönlendirecek ilişkileri gazetelerle kurmaları gibi görünüyor. Genç gazeteci adaylanna daha fazla olanak tanıyabilecek gazeteokul işbirliği düzenleh kurulabilir. Gazeteci adayları için en ağır seçmeci sistemlerden biri de Japonya 'nın ünlü Asahi Şimbun gazetesinde uygulanmakta. Asahi Şimbun 'a girmek isteyen her genç, üniversite mezunu olmak, Japonca ve en az bir yabancı dili mükemmel bilmek zorundadır. Bu gençler önce bir yazılı sınava sokulmakta, genel kültür ve yazıya yatkınlıklan ölçülmektedir; bunun ardından gazete yöneticileriyle sözlü bir sınav gelmektedir; bunu da başaranlar Asahi'nin taşra bürolarında bir ya da iki yıl çalıştırılmakta, ancak bunda da başanlı görülürlerse gazeteci sıfatıyla merkezde en alt düzeyde muhabir olarak çalıştırılmaktadırlar. Tüm bu aşamalarda başarı oranı sekizde bir dolayındadır. Japonların genel sistemlerine uygun bu titiz seçmecilık olmasa da gençlerin kendilerini sınamalarma uygun bir işbirliği yöntemi okullarla gazeteler arasında kendi koşullarımıza uygun biçimde kurulabilir. (Arkası 11. Sayfada) EVET/HAYIR OKTAV AKBAL OKURLARDAN Mali Müşavirlik üzerine vergi kaçakçılığının önlenmemesinin asıl nedeni: Maliye örgütünün dolayisiyle vergi inceleme ve denetiminin yetersizliğinden bozulma kaynaklanmaktadır. Maliye Örgütünün sağlıkh bir yapıda olmayışı nedeniyle; Mali Müşavirlik mesleğinde, bu etkiden kaynaklanarak bozulma hızlanmışttr. Bu nedenle Mali Müşavir ve Muhasebeciler aracılığı ile devletin vergi gelirlerini arttırmadan önce maliye örgütünün kalitesini yükseltmek, Maliye Örgütünü cazip hale getirerek (Maaş, Prim, Sosyal haklar, eğitim v.b.) kaliteli işgücünün buraya akmasını sağlamak daha iyi olur. Müşavirlik ve Muhasebe Uzmanlığı mesleğini disipline etme amacını güden yasal düzenlemenin başarısı, Maliye Örgütünün disipline edilmesine bağlıdır. Aynca, sürelerin mantıki bir duruma getirilmesi ve bu dalda gerekli öğrenimi görenler ile yetersiz olanlar arasmdaki dengenin korunması gerekir. FEHMİ DEM/R SERBEST MALİ MÜŞA VİR KONYA bostanlar sulanıyor, mandıraların gübreleri açığa atılıyor ve pislik saçıyor ortalığa. Bir salgın hastalık başgösterirse bunun sorumlusu kim olacak? Aynca, 1520 yıldan beri köye hiçbir telefon verilmediği ve bu hususta en ufak bir girişimin olmadığı, biliniyor mu? Köyün yollarımn toprak olduğu, kışın çamurdan, yazın , tozdan geçilmediği, \ karayollarının yalnız pazar yeri ile Schtveppes deposunun etrafmdaki yollara mıcır döküp diğer yollan eski haliyle bıraktığmı acaba ilgililer biliyorlar mı? Aynı ortamda, bu konularla ilgilenmesi gereken, fakat ilgisiz kalan yetkililer yaşamış olsalardı, acaba ne yaparlardı? Doğrusu merak ediyoruz.. KÜÇÜKBAKKALKÖYLÜLER Mali Müşavirlik ve Muhasebe Uzmanlığı mesleği Türkiye'de uzun süredir var olan organize 28 Nisan, 27 Mayıs... 555 K... "Olur mu böyle olur mu, karolmamış bir meslektir. deş kardeşi vurur mu?.." Son günlerde yasal Yirmi dört yıl öncesi!.. O günlerin gençleri şimdi kırk yaşladüzenlemeler ile disipline rında... Yaşamın etkin yerlerinde, görevlerde, sorumluluklaredileceği konusu da... Anımsıyorlar mı 28 Nisan'ı, 27 Mayıs'ı, o günlerin coşkutartışılmaktadır. Bu yolla da vergi işlemlerinin daha düzenli sunu, büyük umutları, güveni, özlemi? Sizi bir iki dakikalığına bir şekilde isleyişini sağlamak; 1960'ın nisanına, mayısına döndürmek istiyorum... sağlıkh bir vergi ödeme Önce "Öğretmen Dünyası" dergisinin mayıs sayısındaki anlayışının getirilmesi 'Gençliğim Eyvah' yazısından parçalarokuyalım: "Gençliğim. amaçlanmak tadır. Umut dolusun, enerji dolusun. Haksızlıklara dayanamıyorsun. Yetkili ağızlara bakılırsa Osmanlı despotluğuna karşı özgühük için ilk sen örgütlendin. yasanın çıkış nedeni: IBağımsızlık kavgasında Mustafa Kemal'in yanıbaşındaydın. GeDevletin vergi gelirlerini riciliğe karşı Menemen'de senin kanın aktı. 1960'ta meşruiyeOartırmak ve tahsilini ni kaybetmiş bir iktidara karşı fakülte bahçelerinde atiı polislere çabuklaştırmak; 2 Mali karşı ilk senin sesin yüksekJi. Dolmabahçe'de, Kordonboyu'nda Müşavirlik ve Muhasebe yabancı filotara karşı Türk bayrağmı sen kaldınyordun... Ah gençuzmanlığı mesleğinin kalilesini liğim! B&unmemeli, birieşmeliydin. Tuzaklarn düşmemeliydin." arttırmaktadır. 28 nısan 1960 günü İstanbul'da, Ankara'da, yurdun dört bir Kamu gelirleri içinde çok yanında gençlik bir bütündü. Parçalanmaz bir bütün... Atatürkönemli bir yer tutan vergi ün devrimcı ilkelerinin savunucusu bir bütün.. İçlerinde belki gelirlerinin arttınlması bir avuç 'aşın' vardı, ama oniar etkin olamıyorlardı. 28 Nisan'ı amacını güden bu girişim ilk 27 Mayıs ızledi. 'Ordu gençlik el ele' sloganları kulaklanmızbakışta olumlu görünse de; da daha... Sonra ne oldu? Gide gide nerelere varıldı? İşin içine neler girdi, kimler karıştı? Hangi güçler, tuzaklar, oyunlar, UNUTMADIK hiteler, fesatlar? "Şimdi suskunsun. Şimdi yorgunsun. Dalım ka, Bir iş kazaM sonucu bahm oğul, öyle yıkma kencüni. Bilime sanl, halkmla kaynaş. Doğyitirdiğımiz kıymetli nıl yerinden, üstündeki tozları sil. Geçmişten ders çıkar, geteağabeyim, iyı insan Mak. Muh ceğe bak. Gül yüzünde gülücükleri eksik etme. Sen gülemediğin zaman halkın da mezar sessizliği içindedir." Şöyle yirmi dört yıl öncesine bir gitsek mi? Kaç yaşındasınız? Ellı, altmış, kırk?.. O günlerde gençtiniz, ilk gençlik çağındaydınız, ya da olguntuk yaşına yeni ayak basmaktaydınız. Büyük çoğunlukla nasıl da umutla karşıladınız 27 Mayıs olayı3. ölum yıldönumunde saygıyla anıyoruz. nı! Bir atılımdı, bir 'devrimci eylemdi', ileriye dönük bir bilinçKARDEŞİ lenmeydi... Yeni bir Anayasa, çağdaş toplumlara yaraşan bir GÖKNUR VE AJLESİ Anayasa... Hazırlandı, benimsendi, uygulamaya konuldu. Ama, uygulandı mı? Uygulamaya kalkanlar başardılar mı? Hayır! Bir iki yıl içinde her şey yeniden eski biçimini aldı. Gerilik, çağdışılık, ulus çoğunluğuna yarar getirmeyecek işler, davranışlarla karşı karşıya kaldık yeniden... Gençlik, bir süreçtir. Yaşam SANAT GALERİSİ ise her zaman ağır basar. Geçırrkavgaları, dalgaları içinde 28 nisan gençleri de yitip gittiler. etkisiz kaldılar; kimi yolunu değtstirdi, kimi başka yanlara kaydı, kendince bir çıkış.değişik yotlar aradı. Geldik dayandık 12 Mart'a, bir on yıl daha, 12 Eylül'e!.. Atatürk devrimi, bütün ulusca uygarlık yolunda, bilimsel yöntemle yürümek, ılerlemek demekiir. Belirti kesimleri değil, tüm resim sergisi halkımızı eğitim aydınhğına kavuşturmak, köylü, kasabalı, kentli, 324 Mayıs 1984 zengin, orta halli, yoksul hepsini bir potada eritmek, Onuncu YılMarşındaki gibi "imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle' yaratabilmek... Ama imtiyazlar vardır, sınıflar vardır; bunlar birer gerçektir; istenen, özlenen bunları ortadan kaldırmanın yolunu bulmaktır... Bulamadık, aramaya kalktık, vazgeçtik, geri döndük. Atatürk öncesi dönemlerin özlemini çekenlerin oyununa geldik. Yadsımaya başladık o umutlu günleri de üstelik... Her c ı u u kesin bareket MD "Öğretmenler Dünyası'nı okurken bütün bunları yaşadım bu mayıs gününde... Belli, dergiyi çıkaranlar 28 Nisan'ın 27 MafVlARMARtS yıs'ın yaşlanmamış, umudunu yitirmemiş 'genç'leri; Atatürk1 ün güvendiği eğitim ordusunun erleri... İşte bunlardan biri, eğihotel . 45.700. timci dostum A. M. Buzcugil 'Ölmezlik' adlı şiirinde bu özlemi, bu yarınlara güven duygusunu şöyle dile getirmiş: atlanttk 32.700. "Armağanımsın güvercin kanatlanna Armağanımsın barışa, esenliğe, o tutkulara 'Oh ne güzel dünya' düşüncesine oiSdds armağanımsın Sana bırakıyorum güvenimi, umudumu Ai hotel 29.700. onlan avuçlanmdan al Duşup kırılmadan parmaklanmm arasından." "Olur mu? Böyle Olur muT Kiiçükbakkalköyle ilgilenen yvk Kadıköy'ün burnunun dibindeki Küçükbakkalköy'ün sorunlarıyla nedense kimse ilgilenmiyor. Çoğumuz işçi memur olan bizler bu nedenle mağdur oluyoruz. Örneğin, belediye otobüsleri saatte bir kalkıyor, vatandaşlar duraklarda perişan oluyor, işçiler işlerine, öğrenciler okullarına gidip gelmekte zorluk çekiyorlar. Köyün ortasında açıkta akan lağım sularmda çocuklanmız oynuyorlar. Pis sularla GENCO YUMUŞAK'ı URART TUBORG GQLD ŞECKlNBÎR ICECEKTtR Yasemin Şenel İrtur Sevgili Ağabeyimiz 27.700» seketur motel 27.700 • 4 »amotBİ 38.700FETMYE CEMALETTİN KAYA'yı genç yaşta yitirişimizin 1. yılı olan bugün, sonsuz acı ve bağlılıkla bir kez daha anıyor; aziz hatırasını tum sıcaklığıyla içimizde yaşatıyoruz. KARDEŞİ: AZİZ KAYA GELİNİ: DUYGU KAVA YEĞENLERİ: RUKEN VE EKİN KAYA noKta ANAPTA FARKLI YAKLAŞIMLAR • Maliye Bakanı Arıkan'ın sozleri an kovanını karıştırdı • Arıkan ekonomiyi nasıl görüyor? • Af bir bayrama, ama . • Anneler gününde söz acılı analarda, dinleym! • Kaddafi neden sarsıldı?» Sovyetler Birliği, Amerıka'dan 1980'in acısını çıkarıyor • Halterde dopıng cinayetı • TürkıyeAET ilışkilennde yeni dönem • Güneş'te neler oluyor? •Özel ek: Yaz Turizmı rı. 35 B«ş*Uş BT Tel 161 W 74 16182 26 16122 81 Haftalık Haber Dergisi Adı altın, tadı altın, rengi altın Tuborg... Erisilmez dünya kalitesiyle, ünlü Tuborg Gold J Gelişim Va>ınlan "Gınenilir Yayıncılık " Kuşe kapak, renkli, 68 sayfa 200 T L \ Tuborg. bir Yaşar Holding iştırakidir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear