Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ayıp sayılmadığı için hatunun yiizü açıktır." Osmanlı tarihi ise, kadınlanmızın ne denli katı sosyal normlar içinde yaşadıklannı gosteren sayısız orneklerle doludur. (Ne var ki, Osmanhlar'da kadına hnkmetme eeilimı, Türk örf ve âdetleriyle ilgisi olmayan, Araplar'dan kalma bir gelenekti.) Üçuncu Osman döneminde, kadınlann haftada yalnızca 4 gün sokağa çıkabileceklerine dair bir kararı, sonradan, Dörduncü Mustafa döneminde hiçbir şekilde evden çıkmayacaklanna dair alınan karar izlemiştir. (Kaynakça: Prof. Dr. Afet İnan, 1962, "The Emancipation of the Turkish Women".) Ve Namık Kemal 1872'de şov le diyordu " N e zamana kadar erkekler kanlannı dövecekler? Analar ne zamana kadar kızlannı satılık bir meta gibi yıllarca göriicünün arayıcı bakışlanna sunduktan sonra. hediyelik cariye gibi, gonlünün yatıp yatmadığını bir kerecik bile sormaya gerek görmeksizin, kendi beğendikleri bir adamın eline teslim edecekler?" 1984'Ü.N KADINI Türkiye'de kadınlanmız haklarını Batıda olduğu gibi, çetin savaşımlar sonunda elde etmediler. Çağdaş Türk kadını, Atatürk'ün ve Cumhuriyet Türkiye'sinin eseridir. Ne hazindir ki Türk kadını, bazı umut verici ayncalıklar dışında, haklarını yeterince değerlendirememektedir. Kazanılan haklar, tum kadınlanmız tarafından bilinçli bir biçimde kullanılmadıkça, Turk kadınlannın hak ve özgurlüğünden soz etmenin pek anlamı olmuyor. Henüz sosyal bilince erişmemiş, toplumun dar çerçeveli normları arasında sıkışıp kalmış, sahip olduğu haklardan, dünyadan ve kendi meselelerinden habersiz, hayatın getirdiklerini tartışmasız kabullenen kadınlanmız var. Onlan haklannın bilincine kavuşturmak herkesten önce aydın Turk kadınının borcudur. DÜ.NYAYA BİR ANLAM KATMAK Asıl sözumuz "mutlu azmlık" diyebileceğimiz, tum olanaklara sahip bir kısım kadınlanmız içindir. Ve ne hazindir ki bu kadınlanmız, çağdaşhkla koketlik arasında bir anlam paralelliği kurmaktadırlar. Kafaca ve yürekçe ve eylemler açısından değil, yalnızca gorunum olarak, yıızeyde kalmış, çok sığ bir çağdaşhk orneğini sergilemektedir bu kadınlanmız. Oysa gerçek çağdaşhk tüm bir yaşam biçimi, bir dunya görüşüdur. Çağdaş insan, dünyaya bir anlam katmanın sancısını kendi benliğinde yaşayan kişidir. Büyük çoğunluk ise, apayrı koşullar içindedir. Turk toplumunda kadınlann tamamma yakın bir bölümünün geleneksel yazgısı, kısır döngu dışına çıkamayan bezginlik dolu bir yaşamı surdürmek olmuştur. Ote yandan yuzyıllardır yerleşip kökİeşmiş kamuoyu korkusunun birçok aydın kadınımızın bile davranış ve duşuncelerini etkilemekte olduğu hâlâ bir gerçektir. Değil yalnız Türkiye'de, daha birçok ülkede, oteki sorunlarla sıkısıkıya bağlı, evrensel bir kadın sorunu, 20. yuzyılın son çeyreğinde, hâlâ önemini ve güncelliğini yitirmemiştir. Kadın henuz evrensel olçude hak eşitliğine kavuşmuş sayılamaz. Kadınlanmızı ürkek, gizli kapaklı, adeta kişiliksiz birtakım davranışlara yonelten bir ahlak duzeni, 84 Türkiye'sinde de güncelliğini korumaktadır. Kadının mal olduğu düşüncesinden kadının insan olduğu duşüncesine her kesiminde varan bir toplum özlüyoruz. Kadınlarımızın sorunlan, yine kadınlanmız tarafından sosyal ve ekonomik yönleriyle benimsenmedikçe ve kadın, önce kendi içindeki duvarlan yıkmadıkça, Türk kadınının gulumseyişi mutlu olmayacaktır. 84 Türkiye'sinin kadını, ülkesinin kalkınma ve gelişmesinde kendi payına düşen görevi, tıpkı Kurtuluş Savaşı'mızda olduğu gibi, fakat daha bilimsel biçimde algılamak zorundadır. "Uluslar layık oldukları yönetime kavuşurlar" sozü, boşuna söylenmemiştir. Bireyler de uluslara benzerler.. 5 KASIM 1984 Kaclın kendi içindeki du\ arları yıkmadıkça... 84 Türkiye'sinin kadını, ülkesinin kalkınma ve gelişmesinde payma düşen görevi, tıpkı Kurtuluş Savaşı yıllannda olduğu daha bilimsel biçimde algılamak zorundadır. "Ulııslar layık yönetime kavuşurlar" sözü boşuna söylenmemiştir. Bireyler benzerler. kendi gibi, fakat oldukları de uluslara OKURLARA... OKAY GÖNENSİN NURAN ÖZAYDIN Araştıncı "Aldırmıyorsun ama Bu anlatılan senın hıkâyen.. " HORATIUS 5 Aralık 1984.. Türk kadınının, kendi kendisiyle hesaplaşmasını gereküren bir düşünce günu.. Ve haklarını, hukuksal olarak, yani kâğıt üzerinde kazanışımn 50. yıldönumu.. Evet, Türkiye'de kadın haklannın bir ölçüde varlığı ne kadar gerçekse, kazanılmış bu haklann, sosyal yaşamda bilinçli bir biçimde değerlendirilemediği de o kadar gerçek.. Türk kadınının hukuksal durumuyla sosyal durumu sürekli çelişir halde... KADIN HAKLARI DEĞİL, tNSAN HAKLARI! "Kadın haklan" diyoruz. Kadın bir toplumda ayn bir zümreymiş gibi.. Oysa bir toplumda kadın haklannın istenilen düzeyde olmadığını ya da kullanılmadığını söylemek, o toplumda yalnız kadın değil, fakat insan haklarının da yeterince bulunmadığını gostermez mi? Çünku insan, kadınla erkeğin o eşsiz bireşimi (sentezi) değil midir? Ve kadın, insanın butünü içinde duşunülmedikçe, "kadınlar kolu" v.b. gibi demekler var oldukça, ulkemizde, erkeğin de kadının da mutsuzluğu, az gelişmişliği siirup gidecektir.. tSLAMLIK ÖNCESİ VE SONRASINDA... Nitekim Kemal Atatürk, 30 Ağustos 1925'te, Kastamonu konuşmasında bunu görmüş ve dile getirmişti: "Kabil midir ki, bir kitlenin bir parçasını ilerleteiim, digerini ihmal edelim ve kitlenin butünü ilerlemeye nâil olabilsin?" Kadınlanmız nereden nereye geldiler? Bu konuda ilginç bir zaman dizini sıralamak mümkün. İşte yakın basın tarihimizden bir örnek: Yıl 1908. Bir grup kadın, dönemin Mebusan Meclisi görüşmelerini (müzakerelerini) dinletnek isteğinde bulunuyorlar. Bu istek oylesine yadırganıyor ki, gazetelerde kamuoyuna büyuk başhklarla duyuruluyor. Türklüğün İslamhktan önceki dönemlerinde kadın, mutfakla yatak arasında gidip gelen bir hizmet aracı, zevk ve döl aracı olmaktan çok öte bir anlam taşıyordu. En az dişüiği kadar kişiliği de önemliydi o dönemde kadının. "Dede Korkut Hikâyeleri" ve Ziya Gokalp'in "Türkçülüğün Esaslan" yapıtı bunun kanıtlarıdır. Ibni Battuta, 14. yüzyılda Turk kadınlarıyla ilgili olarak şunları anlatmıştır: "Acaip bir hale şahit oldum ki, o da Tıirkler indinde kadınlann saygıya mazbar olmalandır. Bunlann mevkii ve rutbeleri erkeklerin iistündedir. Türk kadınlarında Demokrasinin "Monotonluğu K EVET/HAYIR OKTAY AKBAL TEŞEKKUR gerçekleştirdiği KOLESİSTEKTOMİ ameliyatı ile eski sağhğına kavuşturan, Istanbul Alman Hastanesi Başhekimi Sayın, TEŞEKKUR Çocuğumuz Gencer Durmuşoğlu'nu başanlı bir ameliyatla sağhğına kavuşturan EŞim ŞtVEZAT ATASOY'u Profesör Dr. Çalışma Barışı Eşitlikle Yaşar... "işçı çıkarma yasağı fevkalade durum ve hale göre alınmış bir karardı. Memleketin o günkü durumu göz önüne alınarak uygulanmaya başlanmıştı" diyor İSO Meclis Başkanı Bodur... "İşçi çıkarmanın serbest bırakılması normal döneme geçildikçe alınan normal kararlardan biridir" diyor İzmir Ticaret Odası Başkanı Soyer... 'İşçi çıkarma yasağı ekonominin kuraHanna uygun bir yasaktı. Adım adım normale doğru gidiidikçe ekonomik kuralların icaplannı da adım adım benimsemek zorundayız" diyor Sabancı Holdıng Başkanı Sabancı... Adım adım normal duruma dönüyoruz, öyleyse adım adım fevkalade koşulların' gerektırdiği 'yasaklamaları', 'önlemleri' de kaldırmalıyız... Doğru bir görüşe benziyor. İnandıncı gibi... Oysa gerçek durum öyle mi? İşveren, istediği gıbı işçi çıkaracak, istediği gibi davranacak, öte yandan işçi, hakkını arayamayacak... Nasıi arasın ki, sendikalar etkisizleştinlmiş, güçsüz kılınmış, kolu kanadı budanmış, elinden en önemli savunma silahı, grev hakkı alınmış ya da kullanılmaz hale sokulmuş!.. Bu durumda emek ıle sermaye arasında tam bir eşitsizlik yaratılmış... Anayasa'nın belli maddelerini yeniden gözden geçirmenin, 'normal' düzenin koşullarına göre biçimlendirmenin sırası ne zaman gelecek? Görünen şudur: Sermaye güçlerı yeni Anayasa'da iyiden iyiye korunmakta, oysa emekçiler birtakım kayrtlarla nerdeyse haklannı arayamaz hale sokulmaktadır. Emekle sermaye arasında sağlam bir denge kurulmadan demokrasiden söz edılemez. Batı ülkelerinde sendikalar tam bir özgürlüğe, tam birgüce sahiptırier. Bu yüzden de toplumsal haksızlıklar yasal yollarla önlenir, herhangi bir patlamaya olanak tanınmaz Ne zaman kı işçi hakJarı, sendikal çalışmalar engellenir, kısıntılara uğratılırsa, o zaman kapitalist ya da sosyalist kımi ülkelerde, örneğin Polonya'da görüldüğü gibi çalışan kesimle yöneticiler arasında kapanmaz uçurumlar açılır. 12 Eylül sonrasında pek çok önlemler alındı. Bunları koşulların bir gereği saymak olası... Ama aradan dört yıl geçtı. Yeni bir Anayasa benımsendi, genel seçimler yapıldı, halkoyuna dayanan, seçimlerde çoğunluk kazanan bir parti iktidar sorumluluğunu üstlendi. Yani, normal koşullara dönülmekte... Sıkıyönetımler bırer birer kaldırılıyor, ulus bütünlüğünü sağlamak yolunda adımlar atılıyor... Böyle iken, çalışma barışını zedeleyecek, tatsız olaylara yol açabilecek bir uygulama olağanüstü bir dönemde imişiz gibi sürdürülmek istenıyor. Bunu yalnızca sermaye sahipleri ve onları destekleyen güçler özlüyorlar, bir kez ellerıne geçirdıkleri üstünlüğü bir daha bırakmak niyetinde görünmüyoriar. İşveren sendikaları, demekleri rahatlıkJa 'politika' yapıyor. konusunda düşünceler betirtiyor; öte yandan kolu kanadı kırılmış sendikalar böyle işlere azıcık kalkıştı mı hemen suçlamalar başlıyor. Sendikalar, dernekler politika yapamaz. bunlar yalnızca meslek kuruluşlarıdır, deniyor. Sayın Mehmet Yazar'ın iç politika konusunda sürekli eleştiriler yapmasını, zaman zaman kendince yollarönermesinı anımsayalım. Böyie bir şeyi herhangi bir işçi sendikası lideri yapsa nasıl karşılanırdı? İşçi çıkarmak yoktu, daha doğrusu 'yok' sanılıyordu. Oysa Kılıfına uyduran ışverenier rahat rahat işçilerin işine son verebiliyorlardı. Işverenin bıldirımsiz fesih hakkını kullananlar pek çoktu, "Ahlak ve iyiniyet kuraHanna uymayan haller ve benzerleri" ni kapsayan İş Yasası'nın 17. maddesinın ikinci bölümünün a, b, c gibi bölümlenne dayanarak bir kişiyi işten uzaklaştırmak, hep yaşanan olaylardandı. Şimdi işveren kesimi tam bir özgürlük içinde duyacaktır kendini... Bakmayın 'işçi çıkarma çok olmaz' diyenlere... Umulandan çok işçi çıkarma olaylan ile karşılaşacağımızı şimdiden bilelim. İşsız sayısının milyonları bulduğu, yaşama koşullarının günden güne güçleştiği ülkemizde, bir de bu işten çıkarmalar sonucu sokaklara dökülecek on binler, iyi bilelım, toplumda yaratmak istediğimiz barış ve huzur havasını iyiden iyiye bozacak, hatta ortadan kaldıracaktır. Haklar eşit olmalı, sermaye güçlerine emek karşısında ayncalık tanınmamalı; 'normal' düzene geçtiysek, bu 'normal' düzenin gerektırdiği yasal düzenlemeler bir an önce gerçekleştirilmeli... ŞEVKET TUNCEL ve değerli ekibi Sayın Doç. Dr. YÜCEL KANPOLATa Sayın As. Dr. ZEKİ ŞEKERCİ'ye Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Bölümü çalışanlarına ve tüm dostlanmızın ilgilerine candan teşekkür ederiz. DURMUŞOĞLU AİLESİ Dr. AKİL TAYYARECİ Dr. MUZAFFER ELÇİ ve Dr. EMEL GÖNEN Opr. hemşiresi NAİLE MALKOÇLU ile tüm Alman Hastanesi diğer doktor, hemşire ve personeline unutulmayacak şefkat ve ihtimamlarından dolayı içtenlikle teşekkür ederim. Dr. MUSTAFA ATASOY DUŞUN Aylık Dergi Kasım '84 250 Lira Şiirler / CAN YUCEL Bir Doğu Hükümdâri İçın Mezar Yazıtı / ONAT KUTLAR Stevie Smith'ten Şiirler / CEVAT ÇAPAN "Endirekt Serbest Vuruş" / ARSLAN BAŞER KAFAOĞLU Basının Durumuna Genel Bir Bakış / RECEP BİLGİNER Dtlekçe / CEMAL SÜREYA Amatörlüğün Sorumluluklan / OBEN GÜNEY Krızle Zihinsel Uyuşma Örnekleri / ÖMER B.CANATAN Alcacık Sesle Konuşan Gençler / ARAGON 'T.AKTÜREL Diyalogsuz Ortam ve Kültürel Gelişme / AHMET CEMAL Nıkiforos Vrettakos'tan Şiirler / GÜRKAL AYLAN Gündökümü / TOMRIS UYAR Kadınlar Üstüne / ERENDİZ A T ASU Hangi Kadın / SENNUR SEZER Fabrikadan Ev İşıne Kadın / ŞÜKRAN KETENCİ Kadınlar Gerçekten Ezildiler mı? / AFŞAR TİMUÇİN Reagan Neyi İfade Edıyor? / HALUK GERGER ABD Başkanlık Seçimıne Doğru / DER SPIEGEL, NEWSWEEK. C a ELECTIONS' 84 Biçım İçerik | Içınl Bir Olanaktır / RIFAT ILGAZ Enver Gökçe'nin Mezarında / MEHMED KEMAL Nıyazi Akıncıoğlu'nun Bılinmeyen Şiırleri / ARİF DAMAR Şiirler / NİYAZİ AKINCIOĞLU Tanyol'un Jesti / HASAN İZZETTİN DINAMO Şiir / HÜSEYİN FERHAD Edebiyat Estetiği II / HORST REDEKER AZIZ ÇALIŞLAR "Genç Şair"in Durumu / ÖZDEMİR INCE Gecikme / ALİ CENGIZKAN l Nerede Bir Nehir Akarsa / HUSEYİN HAYDAR Şiirsel Kurguda Zaman Kavramı / SALİH BOLAT Bazı Mektuplar Yanıtlanmalı / IŞIL ÖZGENTÜRK MontSouris Parkı / NEDIM GÜRSEL Sözün Sonu / ADNAN AZAR Topal Tavşanla Yiğit Kardeşler / MEHMET BAŞARAN Gerçeküstücülük / ERDOĞAN ALKAN Orhan Kemal İçin / MUZAFFER UYGUNER Satranç Briç / SERDAR ÇELİK Desen Karikatür / FERRUH DOĞAN, NECATI ABACI, SEMIH POROY, TAN ORAL 1 YAŞINDA BEBEGE BAKACAK Yatılı, tecrübeli, referans verebilecek yardımcı bayan aranıyor. Müracaat 1019 arası 164 04 03 No'Iu telefondan Vildan Hanım noKta Haftalık Haber Dergısı Ü HİNDİSTAN KAYNIYOR • İndira Gandi'ye yapılan suıkastten sonra 684 milyonluk Hindistan'ı çetin giinler beklıyor KİTAP ÖZEL SAYISI • Kıtabın durumu vahım •Okumak suç mu? «Kıtabın ekonomısi »Sezonun kitapları •Türkiye'de yazar ve okurun evrırni »Çocuk kitapları •Kütüphaneler »Dergicıliğın tarihsel gelişimı »Dünyada Best Sellers H © itap fuar ve şenliklerinın Ankara ve Istanbul'da daha ilk günlerinden gördüğü ilgi tüm kitapseverleri mutlandıracak düzeydeydi. Bu arada Cumhuriyet Kitap 84 ekleri de beklenen ilgiyi gördü. Bu hafta gazetemizde gerçekleşen kimi küçük değişikliklerin de okurlarımızca beğenileceğini umuyoruz. "Duyduk Gördük" köşemiz 5. sayfada biraz fazlaca dar bir alana sıkışıyor ve o tür köşelerden beklenen işlevin kimi zaman uzağında kalıyordu. Artık "Duyduk Gördük" köşemiz 7. sayfada haftanın altı günü Yalçın Pekşen yönetimınde geniş ve birçok yenilik taşıyan biçimıyle yer alacak. Ankara Temsilcimiz Yalçın Doğan yıllardır sürdürdüğü ekonomik yorumlarının yerini de bugünden itibaren değiştiriyor. Ankara 'da ekonomi haberierinin sorumluluğunu üstlendiği günlerden beri yazdığı köşeden ayrılacak ve her hafta pazartesi daha değişik konulara, daha geniş biçimde değıneceği "Ankara'dan" köşesinde okurlarımızın karşısında olacak. Ancak bu arada güncel gelişmeler gerektırdikçe Yalçın Doğan 'ın "Ankara'dan" haber yorumlan birinci sayfada da yer almaya devam edecek. Ekonomi Servisimizin şefi Osman Ulagay arkadaşımızın "Ekonomi Notları" da yine bugün olduğu gibi ekonomi sayiasında her pazartesi suregideçek. Ançak iç ekonomik gelişmelere daha çok yer verdiği pazartesi günlerinin yani sıra Osman Ulagay'ın dış ekonomik olaylan ele aldığı yorumlannı cuma günleri de yine aynı köşede izleyebileceksiniz. Karikatür ve çizgiroman olayı ülkemizde de, tüm dünyada olduğu gibi giderek daha geniş ve çeşitli bir okur kıtlesıne yöneliyor. Karikatür ve çizgi sanatının ülkemızdeki gelişımine ve bugunkü durumuna ilişkin geniş inoeleme ve röportajları Kitap 84 eklerinin 5 ve 6. sayfalarında bulacaksınız. İki yeni çizerimizi de geçtiğimiz cumartesi gününden başlayarak her gün izlemeye başladınız. Piyale Madra yurt dışında başladığı çızgibant çalışmalarını bir süre de Milliyet'te yayınlamıştı. "Piknik"teki sevimli kişileriyle birlikte Cumhuriyet aılesine katıldı. Necdet Şen de eski bir Gırgır'c/, bir süre de Güneş Spor'da çalıştı. Necdet Şen'in "Hızlı Gazetecı Şaban"/ daha önce de bir serüveniyle okurlann karşısına çıkmıştı. "Hızlı Gazeteci"m/z/ değişik türü ve kendi dünyamıza yönelik özeleştirel özellikleriyle biz sevdik, okurlarımızın da seveceğine inanıyoruz. Piyale Madra ve Necdet Şen 'in katılmalanyla birlikte 5. sayfamızın yeni düzeni ismail Gülgeç ve Behiç Ak severierini daha da sevindirecek, çünkü "Hayvanlar" ve "Kim Kime Dum Duma" haftanın yedi günü de okurların karştsında olacak. ismail Gülgeç'in "Hayvanlar'V yedi gün çizmesi pazar günkü "İnsanlar"<n/ engellemeyecek. Behiç Ak ise şu anda Batı Almanya'da bulunduğundan 7 gün çizeceğini henüz bilmiyor. Yeni katsayının kesinleşmesiyle birlikte Yılmaz Şipal de memurlar ve emeklilerin 1985'te alacakları maaşları hesaplamak için kollarını sıvamıştı. Büyük dikkat isteyen bu çalışmayı tamamlayan Yılmaz Şipal, tablolannı arî arda getirmeye başladı; çarşamba günü SSK emeklilerinin 1985'te alacakları emekli maaşlarını gosteren tabtolan yayınlamaya başlıyoruz. Bunu rpemur maaşları, emekli memur maaşları, memur emekli ikramiyeleri ve BağKur emekli maaşları izleyecek. Bir başka küçük yeniliğimiz de günlük hava durumu. Çok sayıda okurumuz böyle bir köşenin gerekliliğini bize ilettiler, iletiyorlar. Bugünden başlayarak, şimdilik 4. sayfamızın bir köşesinde meteorolojinin günlük hava tahminini sunacağız. Gerçi 4. sayfamız kültüre ayrılmış durumda, ama günlük radyotv programlan ve bulmacanın altında küçük bir hava durumu koşesinin daha kolay bulunacağını düşundük. luslararası Basın Enstitüsu (IPI) Yürütme Kurulu son toplantısını geçtiğimiz cuma ve cumartesi günleri İsviçre'nin Zürich kentinde yaptı. Genel Yayın Müdürümüz Hasan Cemal'/n Yürütme Kurulu üyesi olarak Türkiye 'yı temsil ettiği bu toplantıda çeşitli ülkelerde basının sorunlan gözden geçirıldi ve özellikle gazetecılere verilen hapis cezalan ve çeşitli baskılar nedenıyle Nıjerya 'daki askeri yönetim kınandı. Batı demokrasilerinden gelen gazetecilerin yaptıkları çeşitli konuşmalann ardmdan, ağır sorunlar içindeki Guney Afrikalı gazetecilerin temsilcisinin söylediği bir cümle çok şey anlatıyor: "Sizin sıkıcı, monoton demokrasilerinızi öyle kıskanıyorum ki..." Çamı bir de bizde göriin ÇAMDAN MOBILtfA SANAYİ Oturma, yemek ve yatak odası grupları. Çocuk Odası: Çalışma masası, yatak, dolap, ranza. Bebek Odası: Yatak, dolap, şifonyer. Çam avize ve abajurlar. Özel siparişler. ZİVERBEV KAYIŞDAd CADDESt HAMDİ BEY DL'RAĞI 1213 • Gökova'ya santral yapmak Anayasa'nın 56. maddesını hıçe saymaktır. • ANAP' ta sular duruldu, HP'de kavga sürüyor • Çöp deyip geçmeyın onun da ekonomısi var. • Işcı çıkarmalar başladı • Maratonda yüzakı: Mehmet terzı 18 bın 353 atleti geçtı • İzmir Belediye Başkanı açıkladı. Tankata gırecek aşamada değilim." Gelişim Yayınları "Gııvenilir Yayıncüık " Kuşe kapak, renkli, 82 sayfa 200 TL. BUTUN BAYILERDE yurt dışındaki kongre ve mesleki incelemelerinden dönerek hastalarını kabule başlamıştır. ADRES: 1420 Sokak 86/2 Alsancak/İZMİR Tel.: 21 76 66 PROFEŞOR DR. VELİ LÖK alışılmış kuralları altüst eden dergidir Eşı Tevfik Fıkret'ı nasıl anlatmıştı 7 Ruhbilimciler "Sanatçı Bohemf nı ırdeledı Sanatın çevresındekıler Prof. Dr. Turkân Saylan'la söyleşı Mehmet AN Aybar'la sanat üzerıne Antalya Festıvali'ndeki festival' Bilim gözüyle Turk eleştinsinin değerlendirilmesi Prof. Dr. Emre Kongar, Dr Haluk Şahin ve Murat Belge'nın goruşlerı Türk basınında ilk defa karikaturlu röportaj Hasan Hüseyin'in mektupları ı Selım İleri'nin yeni romanından bir bölüm 1 'En Kahraman Zorba' Kasım sayısında da olay