Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyef TÜRKİYE'DE GUNEŞ ENERJISI Prof. BAŞLARKEN Yazı başlığı birçok okura, hatta uzmanımıza ters gelebilir. Halkımızın pembe renkli ayuntu çözümlere, haklı olarak karnı toktur. O açıdan hemen belirtilmeli, düşüncemizin (eğer üstüne gidilirse) gerçekleşme aşamasına gelmesi, bugünden yarına olacak bir iş değildir. Bununla beraber, gerekli süre (Ambarlı gibi) bir termik santralm, hele (Keban gibi) bir barajın ayağa kaldırdması için gerekli süreden çok uzun olmayabilir. Ancak bunun uzak olmayan günün birinde gerçekleştirilmesi, ona bugün değilse, hemen yarın soyunmamızı gerektirmektedir. önereceğimiz çözümle, üstünde durulmakta olan bir iki dlternatifi, o arada nükleer santralların kurulmasına dönüp projelerimizi baltalamak istemediğimizi de dikkatle belirtmeliyiz. Bununla birlikte önemli bir seçeneği inceleme konusu yapacağımızı da kaydedelim. önerimizle Türkiyemizin, önünde bulunan enerji üretim alternatiflerinin zenginleşeceği, bunlar arasmda çok cazip karışımlar hazırlama olanağının artacağı, nihayet istenmedik bağımlılıkların azaltabileceği ve ekonomimize hissedilir bir hız verebileceğî, inancımııdır. Güneş enerjisinden yararlanma yolları su ısıtmadan tutun da, soğutma (klimatizasyon) ve sulamaya, binaların salt rnimari özelliklerini (bunların güneşe göre yönlendirilmeleri, pencere boyutları, v.b. önletnleri almak suretiyle) "akıllıca" tasarlayarak, "pasif" (yani hiçbir özel aygıt, güneş toplayıcı, v.s. kullanmayarak) yararlanmaya.. Nihayet "doğnıdan", ya da "termodinamik dönüşüm" yoluyla elektrik elde edilmesine kadar uzanıyor. Sunmayı dilediğimiz savın, "yumuşak" olarak adlandırabileceğimiz, su ya da mekan ısıtma v.b., veyahut da, pasif kullanım şekillerini değil de, daha çok (ve kestirme bir ifadeyle), "sert" sıfatıyla nitelendirilen sulama ve elektrik üretim şekillerini içerdiğini kaydedelim. Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonira Şırketı adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan Ceraal, Muessese Mudüru: Emine L'şaklıgil.Yazı İşlerı Mudüru: Okay Gönensin, • Haber Merkezı Mudüru: Yalçın Bayer, Sayfa Düzeni Yönetmenı: Ali Acar. Temsitciler ANKARA: Yalçın Doğan, İZMİR: Hikmet Çetinkaya, ADANA: Mehmet Mercan, • Servıs Şeflen: İstanbul Haberleri: Retaa Öz, D15 Haberler: Ergun Balci, Ekonomi: Osman lilagay, Kültur: Aydııı F.meç. Magazın Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yucelman, Duzelımc: Refik Durbaş, Araştırma. Şahin Alpay, IşSendıka Şukran Kelenci. Büroiar: • *nkara: Zı>a Gokalp Bulvan. Inkılap Sokak No: 19/4 Tel:" 33114147. • Izmir: Halit Zıya Bulvan No: 65/3, Tcl: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocagı Cad. 39/41, Cağaloğlu. ht. PK: 246İst Tel: 526 10 00 (9 hat) Telex: 22246 TAKVİM 4 Kasım 1984 Imsak: 5.05 Güneş: 6.32 Oğle: 11.52 lkindi: 14.37 Akşam: 17.03 Yatsı: 18.24 Güneş enerjisi ihraç edebiliriz Alkol ile alınan aspirin ve uyku üacı olchıruyor TOU;A Y4RMAX Alkol Sempozyumu başladı & Güneşten "doğrudan" elektrik üretimi Güneşten hareketle elektrik enerjisi, şimdilik iki (ayrı) ana TfflBME* . GÜ.SEŞ VE ELEKTRİK 500 KW gücündeki, termodinamik dönüşüm yoluyla elektrik üreten bir güneş santralı. Aynalarla kuleye Hetilen güneş enerjisi, buradaki kazanda suyu buharlaştırıyor. Bundan sonrası klasik: Buhar, türbini harekete geçiriyor. Türbin de alternatörü döndürünce elektrik elde ediliyor ışınları araziye çepeçevre döşenyolla üretilebiliyor. Bunlardan il hyor. NASA'nm (A.B.D. Ulumiş aynalar marifetiyle bir kule kine "doğrudan", elektrik üre sal Havacılık ve Uzay Kuruluşu) üstündeki kazana teksif edilip; tim yolu dedik... îkincisine ise, uzaya, güneş hücreleri yerleştiburada söz gelişi su kaynatılıyor. rerek, dunyaya elektrik enerjisi "termodinamik dönüşiimle." Bundan sonrası, herhangi bir İlkinde güneş ışınları, "güneş sağlama yolundaki fevkalade idtermik santralda nasıl ise, bir gühücreleri" adı verilen (kadmi dialı tasansına aşağıda aynca deneş santralmda da aynı. Yani, yum sülfür gibi) özel kristaller ğineceğiz. den imal edilmiş (ve her biri el NASA'nm bu alanda "gözü güneş ışınları bir termik santraldaki fueloil ya da mazotun, vebüyüklüğündeki) malzemeye dü n ü " göğe dikmiş olmaklığına ya komurün yerine geçmiş oluşünilüyor. Güneş ışınlannı oluş karşılık, Kaliforniya Arco Güneş yor.. Ya da bir nükleer santralturan minicik (çok kabaca, Şirketi; Pasifik Gaz ve Elektrik daki nükleer yakıtın. Soz konu"elektron ayarında" diyebilece Şirketi'nin siparişini yeryuzünde ğimiz ve " f o t o n " adıyla andığı (Carrisa OvasıKaliforniya) tasu tum hallerde kazandan geçimız) "toplar", söz konusu hedef rilen bir soğutucu, mesela su, mamlamak üzere. Fiyatlar hâlâ malzemeyi oluşturan kristal buharlaştınlıp, bir turbine sevktam elvermese de, bu şirketin, atomlannın elektronlarıyla çar toplam 16.500 kilovatt gücünde olunuyor.. Türbin buhar gücüypışınca, enerjilerini bunlara ak (Silahtarağa Santrah'nın üçte bile çevriliyor.. Turbine göbeğintarıyorlar.. Enerji kazanan bu den bağh alternatör (ya da halk ri kadar) olacak guneş hücreleri elektronlar o zaman, bağh ol santralının 6.000 kilovathk ilk arasındaki deyimle "dinamo") dukları atomlardan kopup ser bölumü bugünlerde devreye dönünce, elektrik urüyor... best bir halde gezıntiye çıkabili alınmakta. Santralın tümü ise Bu yola, sanırız, en önemli bir yorlar. Bu elektronlar, kullanı önümüzdeki yıl hazır olacak. ornek, Kaliforniya'daki Majave lan malzeme yapısının söz konu Öte yandan aynı şirket, Kalifor Çölıi'ndeki Giiney Kaliforniya su çalışma koşullannda sağlaya niya eyaletinin başşehri SacraEdison Şirketi'ne ait olup, yapıcağı gerilim sayesinde duzenli bir mı tamamlanma aşamasına gelmento civannda, 100,000 kilovat şekilde harekete geçince de, gücünde olacak güneş hücreleri miş bulunan 10,000 kilovathk (elektronların hareketi demek (bizim Silahtarağa Santrah'nın santralının 400 kilovathk ilk böolan) elektrik akımı üretilebilibeşte biri güçte) "Güneş 1" lümünü geçen haziranda devreyor... Santrah gösterilebilir. ye katmış bulunuyor. VVoodland Guneş enerjisinden hareketle HUIsKalifomiya'daki 1000 kiloGüneş göleti "doğrudan" elektrik üretimi vathk "ARCO Solar" güneş Güneşten termodinamik yolekonomik olarak, henüz uygun hücreleri santralı (Ltıgo) ise, Güla elektrik üretimi denilince, bir yol değil. Ama ilgili aksamın ney Kaliforniya Edison Şirketi'"güneş göletinden" de söz etmetaşınması ve kurulması çok ko nin şebekesine 1982'den beri liyiz. lay. Bu nedenle de, şimdilik esas, elektrik basıyor. bilhassa "kuş uçmazkervan geçGuneş göleti, birkaç metre de"Termodinamik mez", ya da kırsal yörelerde başrinliğinde küçük bir göl. Gölevurulan bir yol olmakta. Hemen dönüşüm'"' vöntemi tin, " t u z " yoğunluğu, dibe doğtüm uzay araçları, enerjilerini bu ru artıyor. Gölete giren guneş Güneşten "termodinamik döyolla sağhyorlar. Bağıl teknolo nüşüm" yoluyla elektrik elde ışınlanndan dipte yutulanlar, ji üzerinde o açıdan, çok çalışı edilmesi yönteminde ise, güneş buradaki sıvıvı ısıtıvor. Ne var Türkiye, Avrupa'ya güneş enerjisi ihraç edebilir. Böyle bir projenin gerçekleşmesi için gereken süre, Ambarlı gibi termik bir santralm, hele Keban gibi bir barajın dikilmesi için gerekli süreden uzun olmayabilir. Güneş enerjisinden yararlanma yolları, su ısıtmadan tutun, ısınma ve soğutmaya, sulama ve elektrik üretimine kadar uzanıyor. Avrupa'nın Türk güneş enerjisi satın almakta teknik, ekonomik ve siyasal pek çok çıkarı vardır. Prof. Çiftler: Alkol ile birlikte alınan aspirin, uyku ilacı, ağrı kesiciler, damar açıcı ilaçlar ölümlere neden olur. Alkol, cinsel gücü azaltır. Alkol kullanan erkek, iyi bir partner değildir. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ülkemizde alkol tüketiminin yüzde 80 oranında artış kaydettiği belirtilerek, alkol kullannıanın sıkıntıh durumlardan en kolay kaçma biçimi olduğu savunuldu. Kişilikte eksiklik bulunması durumunda alkol kullanmanın devamlı bir savunma biçimi haline geldiği vurgulanarak, tıp dünyasında yeni ortaya çıkan ve genetik olarak kişiliklerinde bazı defektleri bulunan insanlann alkolik ohnaya yatkın olduklan görüşü açıklandı. Türkiye Tabipler Vakfı'nın düzenlediği alkol sempozyumu dün başladı. Sempozyuma kafılan bılim adamlanndan Prof. Dr. Ayhan Songar, günumüz insanının başlı başına bir psikolojik sorun oluşturduğunu belirterek, insanlann sıkıntılardan kaçma yolu olarak alkole sığınmalarının hiçbir şekilde hoşgörülemeyeceğini savuıyJu. Sempozyuma katılan Prof. Dr. İsmail Çiftler ise, intihar olaylarırun çoğunlukla alkol ve ilaç kullanarak gerçekleştirildiğini anımsatarak, "uyku ilacı olan barbitürattan iki gramı alkol ile aldığınızda, ölüme neden olabiiecek sonuçlar çıkar ortaya" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Alkol ile birlikte aspirin veya uyku ilacı, ağrı kesici ilaçlar alınması ölüme kadar gidebilen ciddi sonuçlar yaratmaktadır. Saralı haslalann ve dijabetlilerin alkol kullanması yine tehlikelidir. Alkol Ue aspirin alınması mide kanamalanna >ol açar. Kanın pıhhlaşmasını onleyici ve damar açıcı ilaçlarla alkol alınması da tansivon düşmelerine ve ölümlere neden olur. Diazem ve barbitürat gibi uyku ilaçları yine alkol ile alındığında tehlikeli olur." 999 ki, yoğunluk dipte fazla olduğundan ısınan sıvı yukarı doğru hareket etmiyor ve dipte soğurulan güneş enerjisi, burada hapsolunuyor. Bundan sonrası klasik. Sıcak bir kavnakla soğuk bir kaynak arasında termodinamik bir makine çalıştırmaktan ibaret. Sıcak kaynak, goletın dibi.. Soğuk kaynak da dışansı. Başka bir deyişle, buhar turbini, kazan dairesiyle dışansı arasında nasıl çalışıyorsa, goletin dibiyle dışansı arasında da işte yine öyle çalışıyor olacak. Gölet dibi öylece, "kazan dairesinin" yerini alan araç; güneş de haliyle, burayı ısıtan unsur olarak, kömurün, fueloil, mazot ya da nükleer yakıtın işlevini yüklenen, birincil enerji kaynağı olmakta. Gölet kendi haline bırakılsa, sıvının, yukarıdan aşağıya tuzluluk artışına bağh olarak sergileyeceği iç hareketler dolayısıyla, dikey yoğunluk yokuşunun ortadan kalkması, birkaç hafta sürebiliyor. O bakımdan, göletin dilenen dikey yoğunluk farklılaşmasının korunması, zahmetsiz, dipten hafıf bir tempoda tuz zerkiyle sağlanabiliyor. Guneş göleti İconusunda bilhassa İsraiPdeki çalışmalar kaydedilmeli. Bu arada, şimdiye kadar kurulanların en büyüğü olarak ve Los Angeles yakınındaki San Barnardino'da yapımı yeni kararlaştırılmış bulunan guneş gölet projesini anmadan geçmemeliyiz. Projelendirilmiş santral Güney Kaliforniya Edison Elektrik Şirketi'yle Israil Ormat Şirketi'nin ortak bir yapımı olacak. Santral 1987'de 50,000 kilovat Ekonomik zorluklar kalbi durduruyor İZMİR (THA) Türkiye'de her yıl 50 bin kişinin kalp hastalığından öldüğü ve bu rakamın son yıllarda giderek arttığı bildirildi. Kalp ve Damar Hastahklan Mütehassısı Prof. Dr. Nevtat Akpınar, yaşam koşullannın ağırlaşmasını, kalp hastahklan artışına en buyük neden olarak gösterdi. Prof. Dr. Nevzat Akpınar, ülkemizde ölum nedenlerinin başında, kalp hastalığından olumün geldiğini bildirdi. Son yıllarda damar sertliğine bağh kalp hastahklanndan ölüm oranının arttığını ifade eden Prof. Dr. Akpınar, "Daha önceki yıllarda 40 yaşından önce kalp krizlerine rastlanmazken. son yıllarda yaş ortalaması 30'a kadar düşüş gösterdi" dedi. Akpınar şöyle konuştu: "Kalp hastalıklarının artmasında yaşam koşullannın ağırlaşmasının rolu büyuktür. Çalışma düzeni bozuklugu, dinlenme alışkanlıklannın olmaması, beslenmeve gereken onemin gösterilmemesi ve sigara kullanımının giderek artması, kalp hastalıklanna yol acan en büyük nedenlerdir. Bugün ülkemizde her yıl 50 bin kişi kalp hastahklanndan ölmektedir. Bu oranın daha da artmasından endişe duymaktayız. Üstelik daha önceleri 40'ın üzerindeki yaşlarda kalp hastalıklanna rastlanırken, bugün yaş ortalaması 30'lara kadar düşmüştür. Bu da ekonomik koşullar nedeniyle kişilerin kendilerini mutlaka başarılı görmek istemesinden kavnaklanmaktadır." WASHEVGTON'dan UFUK GÜLDEMİR PEG.;L M; YA... Türkiye, güneş enerjisi açısından fevkalade verimli topraklannı Avnıpa teknolojisine açabilir. Arap ülkeleri, yabancı teknolojiyi kullanıp petrolü nasıl çıkarıyor, ihraç ediyorsa, Türkiye de güneşini öyle değerlendirebilir. (bizim Silahtarağa Santralı gücunde) elektrik sağlayacak. Dört birimden oluşacak. ilk birimi ise önümüzdeki yıl işletmeye girecek. Maliyet (tumü için) 100 milyon dolar ve hayli makul!" Ormat, Ölü Deniz yakınında, 5,000 kilovat gücündeki ilk ticari güneş gölet santralını da yeni tamamlamış bulunuyor. Bu arada, A.B.D.'nin Tennessee eyaletinde Chattanooga (Arkası 8. Sayfada) El Kitabı Amerikalılar kadehe şarap koyuyor, sonra buz atıyor, sonra da şarabı kamışla içiyorlar, belki de Amerikan şarabının tadını düzeltmenin tek çaresi bu, şarap Amerikalı için içilmekten ziyade yemeğe tad katmak için kullanılan bir sos, Amerika'da sıradan bir eve yemeğe davetliyseniz şarap yerine iki kilo mandalina götürün. Amerika'da sokak ortasında soyulmak işten değil. Böyle bir tehlike hissettiğiniz anda, bir parmağınızı burnunuza bir parmağınızı da kulağınıza sokup "Şu dağlan delmeli / Üzüm bade yemeli" şarkısını söyleyerek tek ayağınızın üstünde sizi takip eden şahsa doğru sıçramaya başlayın. Eğer Amerikalıysa "Ruslar geliyor" zannedip kaçaçağı için, sonuç alacağınızdan emin, kararlı gözükün. Amerika'da salgın halinde olduğu için, yeni kız arkadaşınıza "Annen baban var mı?"öer gibi "Zührevi hastalığın var mı?" diye sorabileceğinizi aklınızdan çıkarmayın. Size de böyle bir soru sorulursa elinizdeki buzlu şarabı kızın başından aşağı dökmek yerine "Ben sağlıklı bir entelektüelim" diye yanıt vermeyi tercih edin. Amerika'da her canı isteyenin müzeye giderek Van Gogh görme imkânı vardır. Ama sizörneğin Urartu uygarlığı ile ilgileniyorsanız gezilecek yer Van değil New York, Bergama tapınağını görmek istiyorsanız Berlin'dir. Metropoliten müzesine gidip bunu hüsnü hat şahaserleri ile Urartu salonunu gezin. Ayasofya'daki yeşil mermer sütunda uğur getireceğine inanılan bir delik vardır. Bu delik bir süre sonra elleyenlerin çokluğu nedeniyle metal plaka da delinmiştir. Dünyanın en ünlü Türk'ü Mehmet Ali Ağca'nın öldürmeye çalıştığı Papa Johannes Paulus bile İstanbul ziyaretinde bu deliğe elini sokmaktan kendini alıkoymamıştır. Ayasofya'daki bu deliğin Amerika'daki karşılığı Lugenheim Müzesi'nâeki Giocometti'nin "8urunlu adam" adlı bronz heykelidir. İçlerinden gelen esrarengiz bir dürtü ile Amerikalıların hergün elleyerek ay kadar parlartığı burun, metal bir konstrüksüyon ile koruma altına alınmıştır. Ancak metal artık aşınmaya başladığmdan bugün buruna ulaşmak mümkün olmamaktadır, Etrafınıza bakın, bekçi görünmüyorsa içgüdülerinizi engellemeyin. Amerika'da boyacı ayakkabıyı önce ıslak bir bezle siler, sonra süngerle fazla nemi alır klozet fırcasına benzer yumuşak killi bir fırça ile mahiyeti saptanamayan bir sıvı tatbik eder, sonra da elektrıkli fırça ile ayakkabıyı parlatır, cila ve kadife 10 sene önce teleks gibi yürürlükten kalkmıştır. Broadvvay caddesindeki boya platformuna oturup ayakkabı boyatın. 1.5 dolardan fazla vermeyin, ayakkabınız boyanırken de müşterinin oturduğu, boyacının ise ayakta durduğu bu yeni teknolojinın nasıl çalıştığını merak edin. Amerika'da metro bileti alırken bir dolarlık banknotu üzerinde para işareti olan deliğe sokun sonra dıjital metrede 100 olarak beliren rakamı eksı ışaretlı düğmeye basmak suretiyle metro biniş ücreti olan 80 cent'e düşünjn, bilet duğmesine basıp bileti, bozuk para bölmesinden de paranızın üstü 20 centi alın, eğer Türkiye'nin "Jeopolitik konumu ve/eo stratejik önemi" konusunda konferanslar vermek üzere bir Türk heyeti Washington'a gelmişse heyetin kaldığı otele en yakın metro istasyonuna hergün uğrayarak makine karşısında telaşlanarak bozuk para bölmesine soktukları 5'lik 10'luk banknotları toplayın. Amerika'da eğer Amerikalılar gibi Jogging yapmak istiyorsanız VVashington'da Embassy Row caddesinde koşmayın, Büyükelçi Şükrü Elekdağ her sabah orada Jogging yaptığından, Ermeni teronstlerin yanlışlıkla sizi sefir zannetmeyeceği bir cadde seçin. Butün alkol reklam ve ılanlarının gençlere yönelik olduğunu söyleyen Prof. Çiftler, alkol reklamlannın yasaklanması ve aJkol fiyatlannın yükseltilmesi gerektiğini savundu. Kişilerin alkolü sıkıntılardan kaçış yolu olarak gördüklerini belirten Prof. Çiftler, kişiliklerinde eksiklik olanların bunu devamlı bir savunma biçimi haline getirdiklerini öne surdu. Prof. Çiftler, daha sonra şöyle konuştu; "Yeni bir görüş de genetik olan kişiliklerinde veya vücutlannda herhangi bir defektleri bulunan insanlann alkolik olmaya daha yatkın olmalandır. Bu arada, alkol kullanan erkeklerin hormonlannın miktarında azalma olur ve bu da cinsel gücü azaltır, alkol kullanan erkek iyi bir partner değildir." Alkole bağh suçlar konusunda bir bildiri sunan Prof. Dr. Adnan Ziyalar, toplumumuzun geleneksel yapısı olan ailedeki otoritenin giderek azalması ve alkolun bir yetişkinlik belirtisi sayılması sonucu alkole başlama yaşırun 1319 arasına indiğini belirterek şunları söyledi: "Ülkemizde, alkolün bireysel içimden toplu olarak içime dönüşmesi ve özellikle sulu alkollerin ülkenin her yerine kolaylıkla ulaştırılması, alkole başlama yaşının düşmesine neden olmaktadır. Bu arada alkolun insanlan yakınlaştıncı etkisinin olduğu, zevk verdiği, rahatlatıcı olduğu gibi olumsuz propagandalar da alkolün yaygınlaşmasına yol açmaktadır." ALKOL VE SUÇ Alkolün kişinin tabiatının değişmesine, karakterinin giderek ilkelleşmesine, daha şüpheci, alıngan ve saldırgan bir kişi olmasına neden olduğunu öne süren Prof. Dr. Ziyalar, "Kültur ve dini inanışlarla bastınlan içgüdüler alkolle serbestleşmekte ve böylece çalma, gasp, yaralama, öldürme suçlan ortaya çıkmaktadır" biçiminde konuştu. İstanbul'da yaptıklan araştırmada alkole bağh suçların yüzde 90'ında durumlannı değişik anlatma ve yalan söyleme görüldüğünu belirten Prof. Ziyalar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Alkole bağh suçların yüzde 6O'ı kendilerine hastalık yakıştırarak ise gitmeme şeklindedir. Yüzde 50 işyerlerinde maddi zarar ve bedensel zararı, yuzde 40 hatalarından dolayı kazaya ugrama, yüzde 9 ev eşyalarını satma, yüzde 16 karşılıksız çek imzalama, yüzde 42 kavga çıkarma, yuzde 9 kendi cinsleriyle ilişkiye girme, yüzde 44 evlerinde şiddete başvurma oluşturmaktadır. Yine de diger ulkelerle kıyaslandığında, şimdilik alkole bağlı suç oranının en az olduğu bizim ülkedir. En çok ise AfiD ve Afrika ülkelerinde görülmektedir." SAĞLIK BAKANI AYDIN: BU YER. PTT KAYATtN ••••J% Su NE TfeLEFON VAfZ fVı"Mı Türkiye'de sardık salgını yok ANKARA (a.a.) Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanı Mehmet Aydın, Türkiye'de " s a r ı h k salgını" gorülmediğini, bugün hastalığın genel nufusa göre 10 binde üç oranında olduğunu açıkladı. Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanı Aydın, a.a.'ya verdiği demeçte, ülkede "sarıhk salgını göruldüğü" yolundaki iddialann doğru olmadığını belirterek, "1983 yılı 43. hafta sonuna kadar yurtta 15 bin 551 sarıhk vakası tespit edilmiş, aynı süre içinde bu rakam 1984 yılında 14 bin 21 olmuştur. Görülüvor ki, bu yıl yüzde 10 civarında bir azalma söz konusudur. Ancak sarıhk hastalığının bulaşmasına etki eden faktörlerin azaltılması, çevre şartlannın iyileştirilmesi ve halkın basit kaidelere uyması ile bu azalma devam edecektir" dedi. ALINAN TEDBİRLER Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanı Aydın, bakanlığının sarıhk hastalığı ile mücadele konusunda geniş tedbirler aldığını kaydetti ve sözlerini şöyle tamamladı: "Sanlık hastalığı ile ilgili olarak Türkiye'de imal edilmeyen özel gamma globulinin ithali için herhangi bir muşkülat söz konusu değildir. İthal konusunda bize başvuran butün muesseselere izin verilmiştir. Aynca, bakanlığımız çevre ile ilgili devlet seklörlerinin hizmetlerini elkinleştirmek için öncülük etmekte." Gu> «MM.. Dalan 2 park daha açtı İstanbul Haber Servisi Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan Harem ve Ümraniye İnkılap parklarını hizmete açarken "Ceketimizi sataru, yeşil alan yapılacak yerleri satmayız" dedi. İki parkın açılışı sırasında Belediye Meclis üyesi Lütfi Vural tarafından "Büyük İstanbul'un buyük başkanı. Haliç'i temizlejerek taribe geçecek insan" diyerek tanıtılan Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, yaptığı konuşmalarda yedi ay içinde 38 park, 41 çocuk bahçesi, 32 basketbol ve 7 mini futbol sahası olmak üzere 118 yeşil alanı hizmete açtıklarını söyledi. Belediye bandosu ve davul klarnet eşliğinde Dalan tarafından dun açılışı yapılan Ümraniye İnkılap Parkı 12 milyon liraya mal oldu. 4 bin metre kare alanda kurulan ve 170 adet ağaç ve fidan dikilen parkta çocuk bahçesi ile bir basket sahası ve oturma yerleri bulunuyor. 1700 metrekarelik bir alana kurulan ve 5.5 milyon liraya mal olan Üsküdar Harem Parkı'nda ise bir çocuk bahçesi ile 5 seyir ve dinlenme terasları düzenlendi. r U İsmail Gülgec M