Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 KASIM 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAIL GULGFA. Alman yönetmen Reinhard Hauff: HAYVANLAR 1yi film kışkırücı olmalı ATtLLA DORSAY Reinhard Hauff Türkıye'den geçtı Gunümuz Alman Smeması'nda önemlı bır yen olan 1939 doğumlu bu yönetmen, ıçınde yaşadığı toplumun çeşıtlı sorunlannı, rahatsızhklarıru dıle getıren ılgınç filmler yapıyor. Bu fdmlenn bır avuç sınema meraklısı dışında fazla ılgı görmemesı yazık. Çünku sınema bır yana, çeşıtlı ıhşkıler ıçınde buhınduğumuz Alman toplumunu tanımarun, onlann Türk toplumunu tanıması kadar gereklı ve önemlı olduğuna ınanıyonız. Ve sınemanın bır toplumu tanımada ne denlı önemlı olduğunu yınelemeye gerek var mı 7 Hauffla yaptığımız konuşmanın bazı bölumlermı, bu çağdaş ve aydın sanatçmın temel göruşlermı burada verelım Kim kimdir? Reinhard Hauff, çağdaş Alman smemasımn en ılgınç yönetmenlerınden bırı 1939 yıhnda Federal Almanya'nın Marburg kentmde doğan Hauff, lıseyı bıtırdıkten sonra umversılede sosyolojı ve edebıyat oğrenımı gormuş Ancak unı\ersıte oğrenımmı tamamlamadan çalışarak yaşamım kazanmaya koyulmuş Buyuk ılgı duyduğu sınemaya TV araalığıyla geçen Hauff, 196366 yıilarıara smda önce TV oyunlannda, belgesel fılmlerde ve şovlarda görev almış, yönetmen yardımalığma kadar yükselmış Hauff, Mıchael Pfleghar'ın yar dıması olarak da uzun yıllar Almanya dışında bulunmuş 196668 yıllan arasında 20 TV şovu ha zırlayan Hauffun bu çalışmaları arasında ıkı unlu şarkıcı, Janıce Joplm ve Wılson Pıckett şovları da butunuyor 1969 y ılında belgesel film ybnetmenltğıyle smemaya adım atan sanatçı, ılk uzun metrajh yapıtını 1970/71 yıhnda "Mathıas Kne ıbl"la vernvş. lkıncıfılmı "Franz Blum'un Olgunlaşması"nı 1973'te çevıren Hauff, daha sonra "Paule Paulander", "Baş Oyuncu", "Kafadakı Bıçak", "Duvardakı Adam"ıyapmış, son olarak da 1982'de "Başöğretmen Hofer"ı çevırmış KtM KİME DUM DUMA BEHtç AK Yalnız duygularla film yapümaz Filmlerinızin bazılannın, ozellikle 'duvar fobısı'nı ışleyen 'Duvardakı Adam'ın Almanlar dışında da kolayca anlaşüabilecegini duşunuyor mnsunnz? Hakh bır soru Çunkıi bu film Berlınlıler dışındakı Almanlar tarafından bıle yetennce anlaşümadı denebılır Ancak ben bunun yalnız Berlın duvan değıl, tüm duvarlar üstüne, çokluk ınsanın kafasındakı duvarlar üstüne bır film olduğunu düşunuyorum Film, özellıkle sınır özellığı taşıyan toplumlar ıçın de, ama daha genış bır bakış açısıyla, çeşıtlı aynmlarla ıyı kötu, doğnı yanlış, Batı Doğu, sosyalıst kapıtaust gıbı aynmlarla bolünmüş dünyamız açısından geçerh olabılir Filmlerinizin seyirdyi kolayca ıçme almadığını so>lersek? Fılmlerımde seyırcının hem duygularına hem de aklına seslenmeyı deruyorum Yeni Afanan Sineması'run özellığı bır tür sınemanın, özelhkle Amenkan sınemasınm empoze ettığı sınema duyumlanna karşı bır tepkı olarak ortaya çıkmış olmasıdır Fılmlerımde belkı de Almanlann soyutlamaya eğılımı veya 'mukemmellik tutkusn' gıbı özelhklen nedenıyle güçlükler olabılır Francesco Rosi'nın 'Yalnızca duygularla film yapıhnaz. Yalnuca duşuncelerle de yapılmaz' sözunu çok benımsedığımı söyleyebılınm Filmlerinizin başkişileri, hep dazen dışı, knral dışı 'marjınal' kışıler. Yasalar onlan ya dışlamış, >a dışlamak uzere.. Niçin? Toplumla, düzenle uyumu reddeden kışıler ılgımı çekıyor Her şeyı kabul eden kışüer değıl "Kafadaki Bıçak'ta başkışım bır polıs saldınsı sonucu konuşma yeteneğını yıtırır. "Baş Oyuncu"da sınemaa ekıbı, film çevırdıklen köyde baştan ben 'yabancı'dırlar. Hapıshanede geçen fümm tüm kahramanlan, toplum dışına ıtılmıştır vb vb Kışısel, ruhbılımsel, çevresel veya toplumsal nedenlerle başkaldıran kışıler Dığer yandan başkaldıran olmanın mutlaka suçlu, yasadışı olmak anlamına gelmedığını de unutmayalım Hukumetlenn günluk polıtıkasına karşı çıkan herkes, sıradan vatandaş bıle 'yabancı' olabılır Atom sılahlarının, füze ıstasyonlannın, termık santralların yasaklanması veya 'yeşil eylem' ıçın gösten yapanlar gıbı 'V abancı' olmak, 'duzen dışı' olmak kışmın eylemıyle değjl, o eylemın resmı göruş tarafından nıtelenmesı ıle beurlenıyor 'Duzen dışı' deyınce yalnız sılahlı soyguncular, hırsızlar, gangsterler duşunülmemelı Sıradan bır vatandaş da, günün bırınde kendını bu durumda bulabılır Çok daha genış bır platformda tartışılması gereken şeylerın tartışılmadan uygulamaya geçırılmesı, herkesı bır 'banş gosterisi', bır atom santralı protestosu eylemı ıçınde 'suçlu' duruma getırebılır. Fılmlenmızde duşlennuzı, hayal kınklıklanmızı ve 'ntopya'larımızı anlatmazsak neyı anlatacağız"> tan sözcülenn katıldığı, bazılan TV'de yayımlanan tartışmalar açtı Şuna ınanıyorum Iyı bır film mutlaka kışkırtıcı olmalıdır, tartışma getirmelidir Ister ıçerığı, bıldınsı, ısterse estetık yanıyla Kendinizi Yenı Alman Sıneması denen akımın ıçınde gonıyor musunuz? Bu sınema hâIfi var nu? Yeni Alman Sineması denen akım çıkalı neredeyse 20 >ıl oluyor Bu akım, Kluge, Fassbinder. Herzog gıbı önculerıyle önemlı şeyler getırdı Değışen şu Bu akım artık 'resmı' \lman Sı nemasıoldu 'Altematif sinema' olduğu gunlerde olağan olan tıcan başansızlığı artık taşıyamaz Fümlerı artık halka, genış kesım lere de ulaşmak zorunda Sinemada kimlerden etkilendiniz? Çok şeyden, çok kışıden îtalyan Yeni Gerçekçiligi, erken dönem Rosselini ve Visconti'sı, Pasolini, Amenkan kara filmı, tum Yenı Alman smemacılan P İ K N İ K PI14LE MADRA C o SUME ^S. ) J SAM OYIB İN ORAOAN APTAU KEDf/ GÎDEB lyi bir film tartışma getirmelidir Filmlerinizin yanküan nasıl oldu? Fılmlerım tartışma getırdı 'Kafadaki Bıçak' veya 'Franz Blum'un Katılaşması', resmı kışılenn ve her tur sıyasal kanat Türk sineması ve ^Stirü'ntin şoku Turk sineması ustune ne diyorsunuz? Uörduğum 'Suru', 'Yol', 'Hakkâri'de Bir Mevsim' gıbı fılmlen çok beğenıyorum Güçlü, sajüam, uzun zaman unutul mayan yapıtlar bunlar Sızın gıbı, kırsal kesımın tum sorunlanyla kent uygarbğının yanı sıra var olduğu, bazen bu ıkı kesımın, gecekondularda olduğu gıbı yan yana yaşadığı bır ulke, kuşkusuz Alman toplumundan çok farklı. Bızde bu tür arkaık yaşama bıçımlerı çoktan öldü Bız artık yalnız kentın, kentleşmenın sorunlarını ışhyoruz Onun ıçın sızın fılmlenmz bıze sınemasal değerlerının dışında, bu arkaık dunyadan ses getırdıklen ıçın de ılgmç gehyor Bizım artık yapamayacağımız filmler bunlar Bu yuzden 'Snru' ılk karşımıza çıktığında herkes sankı şok geçırdı Ama sızın, kentte geçen daha ılerı bır aşamanın sorunlannı ışleyen fılmlerde de aynı guce enşebıleceğınıze ınanıyorum HIZLI GAZETECt MCDET ŞEV Gunün bırınde buyuk bır yıldız olmak Iyı bır evlılık yapmak Sevılmek çok sevılmek Belkı de her genç kızın değışmez duşudur bu, bıraz fazla ya da eksığtyle Saray yavrusu şıbı bır evde kara gözlu kara bıyıklı sevmede de dövmede de benzersız ve gozalıcı olan bır erkekle bırlıkte yaşamak Zakko'dan gıyınmek Annesınden ağda parası ıstemeye utandığı ıçın, yıllar boyu cıldını JOB la NACET le guzellestırdı Ve yıllar sonra AFET'ın zımpara ııbı bacakları bır suru erkeın elıne battı "DUVARDAKİADAM" Reinhard Hauff'un en ilgtnç filmlerinden olan "Du\ardakı AdamDer Mann auf der Maurer", Berlin Duvan yakınında yasayan bır çiftın oykusunu anlatıyor. Ozetle Istasyon Sanatevi Bursları tstanbul'daki tstasyon Sanatevi'nin, Prof Nurullah Berk'in anısına koyduğu karşdıksu resim bunlannı kazananlar beüi oldu. 1118 yaş grubuna yoneiik suıavı kazananlann adları şoyle: Ahmet özbtlır, Alayca Tekgoz, Şebnem Semel, Seher Demırer, Muge Cengız, Defne Samyelı, Sevtap Ünlu, Ceylan Ünal, Erkan Berak ve Mehmet Pınarcı (THA) Arnavutluk fihn haftaları TÜRKKAYA ATAÖV Komşu Arnavutluk'un Ankara ve İstanbul'da bırbınru ızleyen film haftalan oldu Konumu, tanhı ve dış polıtıkasıyla ılgınç olan bu ulke bıze karşı dostane tavırlanyla da dıkkatlerı çekmektedır. Avrupa'dakı en kuçuk devletlerden bındır Bugunkıi sınırları Balkan Savaşı'ndan sonra 1913 Londra Konferansı'nda çmlmıştır Topraklarının küçükluğune ve dağlık olmasına karşın, çeşıtlı urünlerı vardır ve aynca Akdenız balıklarının 110 turu kıyılannda yaşamaktadır Otuz cms madenının ıçınde kromda dunyada en zengın ulkelerden bındır Arrıavutlar kendüenne "Şkiptare", ülkelenne de "Şkiperi" derler "Şkipe" kendı dıllennde kartal demektır. Bayraklannda da kartal vardır. Geçtığımız gunler ıkı buyuk kentımızde konulu ya da belgesel altı Arnavutluk yapımı fılm ızledık Amavut fılmcılığının ancak 1947'ye göturulebıleceğı duşunulurse, bu örnekler yenı yaşama dayalı, kuçumsenmeyecek bır atılımı göstenyor özelhkle 1960'tan sonra yem atdımlar yapan Arnavutluk filmcılığı dünya standartlarına uygun çekımler gerçekleştırmekte, uluslararası festıvallerde bazı öduller almaktadır Arnavutluk gıbı bır ülkede konulann halkın gerçek yaşamından olması kaçınılmazdır Eskı törelerle yenı kavramlar arasındakıçatışma.bugun yaşayan gelenekler, halkın umutlan ya da yurt savunmasını konu edınen filmlerdekı kışıler alçak gonüllu, olağan köyluler, kentlıler, aydmlar ya da çocuklardır Örneğın, Turkıye'de göstenlen bu filmlenn bınnde başoyuncu annesının aşın ılgısınden öturu kışılığı gelışemeyen, ama am casının yardımıyla bır süre köyde kalıp otekı çocuklar gıbı duşe kalka buyumeyı öğrenen on yaşlannda bındır Kuçuk Benı bağımsız oldukça, nıhsal >onden daha sağlıklı yetışmektedır Savaş yıllanna donen başka bır konulu fılm, uç kışılık bır aılenın yaşamım, kahramanca olduğu kadar peşın hukumlu yanlarıyla da, bır savaş topunun çerçevesınde mcelemektedır Masallara dayalı çızgı fıhnlerle guzel Akdenız kıyılarını goruntuleyen belgeseller başanlı fılmcılık örneklerıdır Babası esrar ıçerdı ve her gece annesını doverdı Kardeşı ŞEV KET de bıraz büyüyunce IFFET ı dövmeye başladı r BEN BUTÛM BUULARI NEBEDEM M BIÜVORUW? U AFET AMUSrn, (O zaman laradıhalaJFFETb.). BlRlşciKiŞI, : ıcâayiı RÛHANELEB A»4 AFET' r benım yanımda n<z 19 ml vardi ?.. Dedığım gıbı.adı o zamanlar AFET dcğıL iPTCT'tı.Bcn 24'ınde, o ise 26 'andaydı Dul'du >ölnrzdı Şımdı AHU abtaYun yoptığı ışı,yuPTTaSKuNi'. nın sekreberiığınt yapıyordu Hemcn sırıtmayın uyle bu yalne. c a bır rastiantı baska t a ş e y ? Ve IFFET daha onaltıncı yazını yaşarken hazıran uneşın 'ığvasına uydu ' oz ve ayak kokan bır otel odasında kadın oluverdı IFFET lıseyı, PERTEV Sıyasal'ı bıraktı, evlendıler "Kereviz Festivali" Seden Ktzıltunç ve Topluluğu tarafından hazırlanan "Kerevız Festrvalı" adlı oyun Bağlarbası'ndakı Dılek Tıyatrosu'nda sergüenmeye basladı. Müzıkal guldurunun yazan Seden Kızıltunç, sahneye koyan ise Haşmet Zeybek. Çe\re duzeni ve giysiîeri Feyza Zeybek'e ait olan oyunun koregrafisini Tahır Palavaroğlu yaptı. Seden Kızıltunç, Haşmet Zeybek, Dılaver Uyanık, Dursun Alı Sanoğlu, Nılgun Gtiltekın, Burhan İnce, Leyla tnce, Ahmet özbılır, Faruk özbılır, Faruk özdeş 'in rol aldığı oyunda 6 kişilik bir de dans grubu var. Seden Kızıltunç ise oyunda 9 ayrı kişıyi canlandırıyor. (THA) Devlet Konservatuarı'nda müzik aletleri yenilendi TARİHTE BUGttV ımmı 20 Kasım 1S7S'TE BU6UN,ISPANYA PiKTATOKü FRANCISCO FRANCO,83 Y»Ç(HPA tCALPTİN OUHJ. ISPANYA'M U CAUOILW*(SA$SUĞ) &YEANIIAN FBAHCO, GENÇ YAşiAeoA eeNBHAL OLMUŞ &e suBAroı. t9Sf Pe KURULAN CUMHU&rer YONETIMI^E KAZŞf TAVIR. TAKJK1MIŞ, IÇ SAVAÇT» OA SAĞClLARttO BAŞIUP* YER ALMtÇTI HITIER VE MUSSOUHl'fiM PE DESTBĞıYLE, CUMHURlYETÇl SOLCULARi Y£NPl.. DAHA SONRA, PSAA/CO, FAU*NJ(FA Ç/£T} pARTiZrNlfJ UPERl, DEVLET VEHÜKUM£T SAf&lA// l/EOePOAJüM SAÇ/ OLARAK,YÖHETIMI TEK EU>e 7VPLAP/.S DLMYA SAVA$l'Nt>A ALMANYÂYJ Franco, yanmda g&ıe 0eSTEIO.IYBN FRAMCO, ISPANYA'MKI EZlCJ m/lerı *t vdıahtprtK YOMBTıkAlNl OLENE P£&N SÜRDÛRDÖ Jutm Carics ıkjŞmjdı») 2>> CAUP/LLO, "/KAVP/YYO" OKUAIUB C») CAUDILLCröLDÜ! Ressam Eşref Üren öldü Kultur Servisi Uzun yıllardır gazetemızın resmı yazarlığım yapan ressam Eşref Uren, 18 kasım pazar akşamı Ankara'da öldü. Bır süredır rahatsız olan Üren, seksen yedı yaşındaydı Bugün saat 10 30'da Ankara'dakı E>evlet Resmı ve Heykel Muzesı'nde Eşref Üren ıçın bır tören düzenlenecek Üren'ıncenazesı, Maltepe Camn'nde kılınacak öğle namazından sonra Cebecı Mezarhğı'nda toprağa venlecek. 1897 yıhnda İstanbul'da doğan Eşref Uren, Bursa Zıraat Okulu'nda okuduktan sonra Gıuel Sanatlar Akademisi'ne gırdı Akademıde lbrahim Çallı ve Hikmet Onat atöiyelennde çaüştı. Daha sonra, sanat öğrenımını gelıştırmek amacıyla 1928'de kendı olanaklanyla Pans'e gıttı. Parıs'te bır yıl Andrf Lhote ve CWhon Griesz atölyelenne devam ettıkten sonra yurda dönen Üren, resım sanatımıza yenı görttşler getırdı 1938 39 yıllannda Parıs'te gene aynı atölyelerde çalışan sanatçı, daha sonra uzun yıllar Erzurum Erkek ve Kız Öğretmen Okullan ıle Sıvas Öğretmen Okulu'nda resım öğretmenlıklennde bulundu, ardından Ankara okuüarına atandı ve 1955 yıhnda son görev yen Kurtuluş Ortaokulu'ndan kendı ısteğıyle emekhye aynldı. Eşref Üren, akademı öğrencılığı sırasında Galatasaray sergılenne, sonra da uyesı olduğu " D Grubu" ıle Devlet Resmı Sergılen'ne katıldı. 1945 1967 yıllan arasında İstanbul'da bırçok kışısel sergı açtı Devlet Resım ve Heykel Sergılerı'nde 1942'de uçunculük, 1945'te ıkıncılık, 1964'te bınucüık ödüllennı aldı Yapıtlan Venedık Bıenalı'nde, Pans'te UNESCO'da, San Fransısko ve Atına'da sergılendı Sanatçının yapıtlanndan bazılan Resım ve Heykel Müzesı'nde, Mılh Kütüphane'de, özel ve yabancı koleksıyonlarda yer ahyor. Türk resminden örnekler Bebek 'teki Küe Sanat Galerisinde, Cumhuriyet Oncesi ve Sonrası Turk Resminden Örnekler sergılerinm ıkincısi açıldı. 6 arahğa kadar surecek olan sergide 60 tablo var. Bu tablolar aralannda Şeker Ahmet Paşa, Halü Paşa, Hoca Alı Rıza, Bedrı Rahmı, Çallt, Avnı Arbaş, Nurı lyem, Pertev Boyar, Orhan Peker, Alı Avnı Çelebı ve Mustafa Esırkuş'un bulunduğu 50 Türk ressamının imıasuu taşıyor. (THA) ANKARA, (ANKA) Bu yılın şubat ayında >enı bınasına taşınan Hacettepe Unıversıtesı Guzel Sanatlar Fakultesı \nkara Devlet Konservatuan Muduru Ersin Onay, Konserv atuarın kurulduğu 1956 yıhndan bu yana ılk kez ders malzemesı olarak kullanılan muzık aletlennde buytlk bır yenılemeve gıdıldığını açıkladı Onay'ın behrttığıne gore, Konsen atuarın bu yılkı odeneğının tumune yakın bolumu yenı aletlerın \e gereklı vedek parçaların alınmasına aynldı Ahnan malzemenın nıtelıkh olmasına dıkkat edıldığını, bu nedenle değışık ulkelerden getırüdığını vurgula\an Ersin Onay, yenı bınada eğıtıme başlayan okulun kapasıtesının altında oğrencıye sahıp olduğunu behrttı Şu anda altı yuz öğrencının oğrenım gorduğu okulun ıkı yuz öğrencıye daha eğıtım verebılecek kapasıtede olduğunu, ancak Konservatuar<ı gosterılen ılgının son yıllarda azaldığını söyleyen Onay, ooümuzdekı yılın ılk gunlennden başlayarak yurt çapında bır tarama çahşması yapılacağını behrttı Halkın Boğazıçıne karşı eskı rağbetım tekrar kazanmak ıçın bır taraftan Beledıye, dığer taraftan Şırketı Hayrıye bazı hazırlıklar ve Tedbırler almaktadırlar Beledıye tarafından Boğazın Anadolu tarafına aıt yolları ıçın bır proje hazırlanmış ve buna göre tatbıkata geçılmıştır Anadolu cıhetı yollanmn ınşasına 935'te de devam edılecektır Emırgân volu da yenıden yapılmaktadır 5 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet 20 Kasım 1934 Şırketı Hayrıye ise, Anadolu Boğaziçinin ihynsı ve Rumelıfenerı, Yenımahalle, ışlen müzakere etmıştır Yenı vapurlar ışı uzennde Avrupa Sarıyer, Buyukdere, Beykoz gıbı Boğazın uzak mahallenne gıdıp gelmeğı kısaltacak yenı ve suratlt vapurlar tedankı, seferlerın duzeltümesı ve çoğaltılması, tanfelerın halk lehıne değıştırılmesı gıbı muhım tasavvurlar uzennde etutler yaptırmaktadır. Şırket, şımdıkı halde, herşeyden evvel vapurlannın yenıleştırılmesı ışıle meşgul bulunmaktadır Idare meclısı dun Necmettın Molla Beym reıslığı altında toplanarak bu ve Ingılteredekı muesseselerle temaslarda bulunan mudur Yusuf Zıya Bey tngılteredekı temaslarını bıtırmış, tekrar Almanyaya geçmışlır Mumaıleyh bırkaç gune kadar şehnmıze donecektır (9341984 Kah\e sahıplerı tarafından da keyfıvet mahkemeye ıntıkai ettınlmıştı Muhakeme Beledıye ıle kahvealer arasında sulhla netıcelenmıştır. Ancak bu dükkânlar kahve olmnacak, yalnız aralarda, karıpostal ve şeker gıbı şeyler saıdmasma musaade edılecektır Aynsofyadaki dükkânlar p 1L O T ••"•»< Avasofya camısı avlusundakı kahveler camının manzarasım ve guzelhğmı ıhlâl edecek mahıyette göntlduğunden bır muddet evvel kapatılmıştı t Ternh o«rn riaıı »3 lira Radyohnnı