Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/8 HABERLERİN DEVAMI 25 EKİM 1984 UGUR MUMCU GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) Olaylar sağduyu ile değeriendirilirse, gazetemizde yayinlanan kaçakçılık ve terör ile ilgiii her satınn sonradan tek tek kanıtlandığı anlaşılır. Bu konulara, sık sık değinerek belki zaman zaman okurlanmızı sıktık; ancak başka çaremiz yoktu; terörün ardındaki bu karanlık dünyaya ışık tutmak bizim yurttaşlık ve yazarlık görevimizdi. Bu görevi, karınca karannca yerine getirmeye çalıştık. Bu nedenle, son yıllarda, bu olaylara özel bir ağıriık verdik. Bugün ne kadar haklı olduğumuz anlaşılmıyor mu? Bu konuları yazdığımız için mahkeme koridorlarında da süründük; hâlâda sürünüyonjz! Mahkemede, bir devlet kurumunun imza ve mühürunü taşıyan bir belgenin gün ve sayısını veriyoruz. Yargıç, bu belgeyi ilgiii kurumdan istiyor. Kurum "bulamadık" diye yanıt veriyor. Bakıyorsunuz, davacıların avukatı, bu kamu kurumunun eski hukuk danışmanıdır! Diretiyorsunuz, kamu kurumunun "bulamadık" öediği belge bir bakanlığın dosyasından çıkrveriyor. Anlıyorsunuz ki, kaçakçılık ile ilgiii belgeler, birileri tarafından belli amaçlaıia gizleniyor. Bir başka davada, bir silah kaçakçılığı dosyasının mahkemeye getirtilip okutulmasını istiyorsunuz. Mahkeme bu yolda karar veriyor. Ancak dosya bulunamıyor, dosya bilinmeyen ellerce gizlenmiştir. Neden sonra dosya, depoda, tavan ile pik borunun arasına sıkıştirılmış durumda ele geçiyor. Ve bir süre sonra bir duyariı karar kurulunda görevii bir memurun mafya ile ilişkilerini kanıtlayacak elyazılı bir belge elinize geçiveriyor! Terör olaylan bütün acımasızlığı ile yaşamrken, istedik ki. terör ile kaçakçılık olaylan arasındaki ilişki gözler önüne serilsin.. Bu amaçla, eski kaçakçılık dosyalarını, bir bir okuduk. Bunlan okuduktan sonra bu olaylar arasında konu ve kişi açılanndan bağıntılar kurduk. Bu çahşmalan yaparken, akıl almaz ölçüde paralar kazanan kaçakçıların, toplumun birçok kesiminde rüşvet şirketleri kurarak devlet içinde köşebaşları tuttuklarını saptadık.. Bunlardan bir kısmı belgelere dökülmüştü. Bunlan yayımladık; adli nitelikte belgeler yayımladığımız için mahkemelere verildik, avukatımız Orhan Apaydın'ın yazıhanesi bilinmeyen kişilerce basılarak yazıhanede bu belgeler arandı.. Tehdit edildik, ortadan kaldırılmamız için İstanbul'dan katil çeteleri yola çıkanldı; bizi öldürmekle görevlendirilen bir genç, vicdan azabı ile olacak bu cinayet planının içyüzünü bizlere açıkladı. Konuyu hemen sıkryönetim yetkililerine yansıttık. Bunlar dayetmedi; Bulgaristan'ın devlet şirketleri aracılığı ile kaçakçılık yaptığını yazdığımız için Sofya radyosu ve TKP organlarınca "CIA ajanı"; Ağca'nın ülkücü kuruluşlar ve kaçakçılarla olan ilişkilerini ortaya koyduğumuz için "CIA Ankara eski istasyon şefi" tarafından da "KGB adamı" olarak suçlandık.. Paranın dini, imanı olmadığı gibi yerteşik çıkarların ideolojisi de yoktu. Bulgarşirketlerinin Türkiye'deki ilişkilerini antikomünist ve şoven çevreler üstlenmişlerdi; bizler, sağ basınca, sabah akşam komünistlikle suçlanmaktaydık, ancak biz Bulgar şirketleriyle boğuşmakta, antikomünist ve şoven çevreler de aynı Bulgariann ortaklıklannı yapmaktaydılar.. Kendilerine kolayca "milliyetçi" etiketini takanlann CIA ile olan ilişkilerini kendi imza ve belgelerine dayanarak ortaya koymuştuk.. Terör ve kaçakçılık dünyasında "kimin eli kimin cebinde" belli değildi. Araştırmalara devam ederek italya'ya uzandık; Türk ve İtaiyan yeraltı dünyaları arasındaki işbirliğini, uyuşturucu madde, altın ve silah kaçakçılığı arasındaki ilişkileri ve Ermeni mafyasının Türkiye, Fransa ve İtalya'daki bağlantılannı okutianmıza sunmaya çalıştık.. Bakan Yılmaz'ın açıklamaları bu yüzden Cumhuriyet okurları için hiç de yabancı gelmemiştir. Kaçakçılık olaylarının terör kadar iç siyasette de önemli gelişmelere yol açacağı şimdiden anlaşılıyor. Bu bir sistemdir. Bu sistemin de kökü gerçekten dışandadır. Bu çokuluslu örgüt yaplsının Türkiye'de çok güçlü adamları bulunmaktadır. 12 Eylül öncesinde başlayıp, bu dönemde ryice yoğunlaşan operasyonlar ile girilmez sanılan birçok kaleye girilmiş, kaçakçılık dosyatan, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nda kurulan 4 Nolu Mahkemenin dürüst ve yürekli yargıçlarına verilmiştir. Kapıkule, bu sistemin küçük bir parcasıdir. Bu küçük parçadan yola çıkarak bu olayla öteki olaylar arasında ilişki kurup, sistemin çerçevesini çizmek gerekir. İşte o zaman, 12 Eylül öncesi terörünü kimlerin desteklediği iyice anlaşılacaktır. Gençterimizi birbirlerine vurduran karanlık çeteler ancak böyie gün ışığına çıkarılacaktır. Böyle bir aşamada, sürdürülen operasyonlann hızını kesmeye çalışacak her adım terör ve kaçakçı çeteleri ile pusu kurmuş rüşvet örgütlerinin işine yarayacaktır. Bu yüzden bin düşünüp, bir adım atmak gerekir. Ne demiş şarkı: Açmam, açamam, çünkü derinde... Ne kadar derinde olursa olsun, açın! Çünkü bu hem bir devlet ve hem de bir insanlık gorevkjir... Akpuıar'>da petrol ftşkırdı REMZt ÖZDEMtR ADIYAMAN TPAO, 1980 yıhndan bu yana Çemberlitaş bölgesi dışındaki bir sahada ilk kez petrol buldu. Kâhta ilçesine 10 küometre uzaklıktaki Akpınar köyü yakınlarındaki bir kuyudan 3 bin 220 metrede kalitesi yüksek olduğu belirlenen petrol fıskırdı. TPAO, arahk 1980'de Kâhta yakınlannda petrol arama çalışmalarına başlamış ve yapılan araştırmalar sonunda olumlu sonuç aldığı Akpınar köyünde mart ayında bir kuyu açmıştı. Tamamen Türk işçi ve mühendisleri tarafından zor koşullar altında gerçekleştirilen delme işlemi 3 bin 220 metreye geldiğinde semeresini verdi ve petrol fışkırmaya başladı. Yetkililer, Akpınar Kuyusu'nda petrole rastlanmasını büyük umut olarak gördüklerini, Türkiye Petrolleri A.Ş.'nin dört yıldan bu yana Çemberlitaş sahası dışında açılan bir kuyuda ilk kez petrole rastladıklannı bildirdiler. Bölgede arama çalışmaları daha da hızlandmlıyor. Akpınar Kuyusu'ndan fışkıran petrolün rezerv durumunun araştınldığı ve ön testlerde gravitenin yüksek olduğu belirlendi. llgililer, kesin sonucun Ankara'da yapılacak tahlilden sonra alınacağını açıkladılar. 3 bin 220 metreye kadar inilen Akpınar Kuyusu'nda ham petrol üretimine 1.5 ay sonra geçileceğini bildiren yetkililer, kuyudan günde 4 bin 500 varil petrol ahnabileceğini müjdeliyorlar. frtur Cumhuriyet Bayramı 1,26 . 29 EKİM. 4 (,ÜN'3 GECE) Boncuk Otel 19.750.URGÜPGOREME IHL^RA 2 5 . 0 0 0 , Luts GELIBOLU Jf (27 BOLU YurdaerOteli 29 EKİM. 3 GHN'2 GECE! \HA\1 GEZİSİ OAHİL 2 1 . 0 0 0 . BOLU (Kartalkaya) Kartal Oteli 27.500.25 » EKİM, 5 GUN/4 GECE SEKA kâğıt ürürtlerine %315 oranında zam KOCAELt, (Cumhuriyet» Kısa adı SEKA olan Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları tşletmeleri Genel Müdürlüğü 47 çeşit kâğıt ve karton ürününe yüzde 315 oranında zam vaDtı. Yapılan açıklamaya göre, gazete kâğıdı olmak üzere okul kitap ve defter kâğıtlannın zam dışı tutulduğu «bildirıldi. Zamlı fiyatlarla satışlara bugünden itibaren başlanacak. martı hotsl 32.700.. FETHİVE oeketur motal 22700.. /V ataadcJîn ottri ALJUMVK 22.700.. 13 Tam Panuyon koıukljma Ûıel otobus 1 BaıbarosBulvd» 3S Be>*U« İST f I Tel «6*10 741618228 I V Srvlmli ıfhını Allıyol kjd.koy / \. 336 1660 ^ y ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Türkiye Emlak ve Kredi Bankası Matbaası işçileri için sürdürülen serbest toplu pazarlık görüşmelerine Bayındırlık ve İskân Bakanı Safa Giray doğrudan doğruya müdahale edince, işveren tarafmın tutanaklarının TBMM'nin Genel Kurul toplantısından sonra Malive ve imzaladığı sözleşme, işyerinde Gümrük Bakanı Vural Ankan, kardeşi Edirne milletvekili Türkan uygulanmadı. Türkiye Emlak ve Kredi BanAnkan ve Ankara milletvekili Göksel Kalaycıoğlu'yla görüştü. Başbakan Turgut Özal'a iletilmek üzere hazırlanan mektuba im kası Matbaası'nda çalışan 44 işza koyan ANAP'lı 15 milletvekili Maliye ve Gümrük Bakanı An çi için Türkîş'e bağlı Basınİş kan 'ın Genel Kurul'daki konuşmasını "tutarh ve gerekli bir konuş Sendikası ile banka işvereni bunma" olarak nitelediler. Edinilen bilgiye göre, dün akşam geç sa dan birkaç ay önce serbest topatlere kadar gelişmeleri izleyen Ankana milletvekilleri, "Maliye Ba lu pazarlık masasına oturdular. kanı Ankan 'ın hiçbir koşulda ve olası basküar karşmnda istifa et Görüşmeler sonucunda taraflar birinci yıl ücretlerine "yüzde 30 memesi görüsünde" birleştiler. Maliye Bakanı Vural Ankan 'm Genel Kurul'da muhalefetin al artı 10 bin lira" zam yapılması kışlan arasında kürsüye çıkarak konuşmasından sonra Ankana mil konusunda anlaştılar. Toplu letvekilleri, Kapıkule gümrük yolsuzluğuyla ilgiii genel görüşme Oner sözleşme görüşme tutanaklan gesine çekimser oy vermeyi kararlaştırdıklan öğrenildi. Ancak Vural gerek işçi sendikası yetkilileri, Ankan, konuşmasımn hükümet ve ANAP'lı milletvekilleri tarafın gerekse işveren temsilcileri taradan tepkiyle karşılanması üzerine arkadaslanndan grupla birlikte fından imzalandı. Toplu sözleşdavranmalarını istedi. Bunun üzerine Ankana milletvekilleri ve me görüşmelerinde anlaşma sagANAP içerisindeki liberal grup genel görüşme isteminin aleyhinde landığına ilişkin tutanaklara, işveren adına Türkiye Emlak Kreoy kullandılar. di Bankası Genel Müdür YarÖteyandan kendilerini "Uberalğrup"olarak niteleyen vesayıla dımcısı Doğan Çağatay, Persorının 4O'ı bulduğu öne sürülen bazı milletvekillerinin başta Ankan nel Müdürü Nihat Sertkan,Muolmak üzere Ankana milletvekillerini telefonla aramalan ve Mali hasebe Müdürü Yıldınr Vural ile ye Bakanı 'nın konuşmasını lutarlı ve cesur bir çıkış şeklinde de Malzeme ve Satın Alma Müdüğerlendirmeleri dikkati çekti. rü Burhan Bor imza attılar. Türkan Ankan ve Göksel Kalayaoğaı ile görüşen Vural Ankan, Tutanaklar imzalandıktan "Söylenmesi gereken her seyi Mecüsin kürsüsünden söylemek zo sonra, törenle toplu sözleşmenin runda kaldtm. Beni tanıyan arkadaşlanma hiçbir koşulda bakan imzalanmasına karar verildi ve hktan istifa etmeyeceğimi bümelenni söyledim" dedi. Bayındırlık ve tskân Bakanı SaSadece iki üye konuşmanın hem erken, hem de grup içinde ol fa Giray da bu törene davet edilması gerektiğini savundular. di. Adana milletvekili Nedim Barlas, Bakanın konuşmasını onaylaBakan Giray, önce toplu sözdığını belirierek şunları söyledi: "Sayın Maliye Bakanımız daha önce açıkladığı birçok konulan leşmeyi görmek istedi. ImzalaGenel Kurul'da da açıkladı. Hepsini bir arada söyledi. Şerefine düş nan toplu sözleşme tutanaklan kün bir kimsenin doğru bildiği şeyleri açıklaması doğaldır. Bizim gönderildi. Sözleşme ile verilen îöyUyeceğimiz bir şey yoktur. Sayın Bakanın bu açıklamalanndan yüzde 30 artı 10 bin liralık ücret ötürü hükümet ve partide herhangi bir kriz olacağını sanmıyonım. zammını, Kamu Toplu İş SözleşBirçok konularda gereken açıklamayı yapmıs bulunuyor. Kendile meleri Koordinasyon Kurulu'nun "yüzde 30'luk ilke karan"rine takdir ve sevgilerimizi sunuyoruz. " Afyon milletvekili Abdullah Altuntas da, Bakanın açıkça herşe na uygun bulmayan Bakan Giyi ortaya koyduğunu söyleyerek, "Herhangi bir şey yok dünkü ko ray, toplu sözleşmenin yeniden gözden geçirilmesi ve Koordinasnuşmada. Büdiklerini açıkladı" dedi. Niğde milletvekili Haydar özalp ise, konuşmanın erken olduğu yon Kurulu ilkeleri dışında hak nu belirterek, "Bu tür konusmalan lamanmda yapmak laztm. Ben verilmemesi konusunda ilgilileerken buldum " dedi. Antalya milletvekili Abdullah Cengiz Dağ re talimat verdi. Araya Türklş yarda, Maliye Bakanı'nın konuşmasını "gayet müspet" karşıladı Genel Sekreteri Sadık Şide'nin ğını ifade ederek, "Ben herhangi bir krize yol açacağını sanmıyo girmesi de etkili olmaymca, işveBakanlar Kurulu dün saat nım. Bakanımız açıkça eldeki bilgileri Meclise verdi. Eski tip bir ren tarafından da imzalanan 19.00'da Basbakanhk'ta toplanparti obnadığonız için bu tür konusmalann bir sorun çıkaracağvu toplu sözleşme maddeleri uygudı. Saat 23.00'e kadar süren topsanmıyonan" dedi ve şunları ekledi: "Aslında bu tip konuşmalar lamaya konulamadı. Tutanaklalantı sırasında iki kez elektrik kebizim partiyi kendine getirmek için çok iyidir. Bu tip konuşmalar ra, anlaşma olduğuna ilişkin imsildi. Bakanlar Kurulu'ndan ilk bana göre lüzumludur. Yeni parti olduğumuz için bu tip konusma za koyan işveren, bu kez toplu olarak çıkan grup içinde İçişleri larla birçok sorunlanmızı halledeceğimizi sanıyorum. Parti böyle sözleşme görüşmelerinde uyuşBakanı Tanrıyar ile Maliye ve konuşmalarla yıpranıyor diye düşünmemek lazım. Açıklamaları ga mazlık çıktığını ileri sürerek, arabulucu atanması için görevli Gümrük Bakanı Arıkan vardı. yet iyi olmuştur. Saygı ile kutlanm." makamlara başvurdu. Saat 23.15'te Başbakanhk'tan KONUŞAMAMA SIKINTISI aynlan ve sinirli olduğu görülen Balıkesir milletvekili Ismail Dayı da, Bakanın konuşmasını "Son Başbakan Özal, televizyonun çe derece olumlu buhtyorum " diye karşıladı. Ismaü Dayı, Bakanın bu kim yapamadığını belirterek, ga kürsüden söylenecek her şeyi söylediğini ifade ederek, "Sayın Bazetecilerin önünü açmasını iste kan konuşamama sıkıntısı çekiyordu. Şimdi konuşarak, meseUyi di. "Televizyon kamerası gözük açıklığa kavuşturdu. Bize ciddi bilgi verdi. Dünkü konuşma, aslınmezse konuşmam. MiUet onu da nasü bir durum içinde olduğumuzu göstermek bakımından son göriiyor" dedi. Televizyon ka derece önemliydi" diye konuştu. merasının Başbakan'ı çekecek Necip Oğuzhan Artukoğlu da, Maliye Bakanı 'nın böyle bir açıkpozisyona gelmesinden sonra lama yapmasmı doğru bulmadığmı bildirdi ve "Elbette benim de özal, Bakanlar Kurulu'nun nor flkrim vardır. Ama bu tip açıklamalann umumi ortamda yapılmamal haftalık toplantısını yaptığı saıa biz taraftar değiliz" dedi. lşSendika Semsi Çalışma nı, Bakanlar Kurulu'na gelen yaşamını düzenleyen yeni yasakonuların yanı sıra Meclis araşlann uygulanmaya başlanmasıntırması konusunu ve muhalefet dan sonra ilk lokavt kararı Espartilerinin verdiği gensorunun kişehir'de kurulu Yasin Un Fab Yaptığınız çıkışlar büyük görüşüldüğünü, bu konuda fıkir (Baştarafı 1. Sayfada) rikası için Türkiye Gıda Sanayi gürültülere yol açıyor?... Çıkıştartışması yapıldığını söyledi. Bir bir durumda, hemen hemen saIşverenleri Sendikası'nca alındı. larınızın başka politik boyutlan 40 isçinin çalıştığı işyerinde, topgazetecinin "Maliye Bakanı'nın dece "Vural nasd olur da, Mecliste böyle konuşur" diye düşünvar mı?.. dunımu ele almdı mı?" sorusulu görüşmeler sonucunda anlaşARIKAN Herkes öyle zan ma sağlanamaması üzerine Tekna karşılık, "Her şey görüşüldü. dü. Bu düşüncesini çevresinden nediyor, ilgisi yok. Ben inandı Gıdaîş Sendikası 17 ekimde Herhangi bir şey yok" diyen de saklamadı. ğımı savunuyorum. Benim baş grev karan almıştı. Işyeri adına Mecliste "hukümeti özal, hükümetin güvenoylamaka bir politik lursım yok. Sade toplu pazarkğı yürüten işveren sı isteyip istemeyeceğine ilişkin kanştıran" konuşmasını yaptıkce hukukun üstünlüğünü savu sendikasının 22 ekimde aldığı lotan sonra, önceki gece "olaylasoruya şu yanıtı verdi: nuyorum. "Güvenoylaması istenmesine nn kahramanı" VuraJ Ankan da kavt kararı dün noter kanalıyla lüzum kalmaz. Gensoru konusu yakın çevresiyle konuştu. Ankan'ın bu sohbet sırasında TekGıdalş Sendikası'na iletilnun ilk önce Meclis gündemine "Türkiye'nin gerçeklerini Mecgözlerinin neşeden ışıldadığı, di. Konuyla ilgiii olarak bir açıkalınıp alınmaması müzakere edi lis kürsüsünden açıklamaktan keyfinin yerinde olduğunu göz lama yapan TekGıdatş Genel lecek. Gensoru gündeme alınır duyduğu memnuniyeti ve bu işi ledik, "Ben inandığımı yapıyo Başkan Yardımcısı Nazmi Ceysa otomatikman güvenoylaması iyi yaptığını" anlattı, çeşitli so rum, hukukun üstünlüğünü sa landağ, işveren sendikasının tana gidilir. Bunu gündeme alma rular karşısında "hiç merak etvunuyorum, başka bir politik raf olduğu bütün görüşmelerde yabiliriz. Çünkü bunlar politik meyin, en doruktaki yerlerle biuzlaşmaz bir tavır takındığnu beoyun içinde defilim," diyor. le aram iyidir" demeyi ihmal konulardır." lirterek, "Bizi grup toplu iş sözÖzal, hızlı biçimde Başbakan etmedi. Çok yakın çevresine, kendisi leşmesine zorluyorlar. Aynı taAnkan dün de olağan bir bilık merdivenlerinden inerken, ni en az yirmibeş yıldır taıuyan ritıte gecerli olacak sozleşmeler "Memleketin bir sürü derdi var. çimde "görevini sürdürdü". lara sorarsanız, onlar da aynı gö bağıtlamak istiyoriar. Ancak bu 1985 Bütçe Tasansf nı TBMM Bunlarla ugraşacak halimiz rüşü paylaşıyor: "Vura! Bey, bi mümkün değil. Çünkü her işyeBütçe Karma Komisyonu'na bir yok" diye söylendi. zim bildiğimiz kadanyla, düşun rinin sözleşmesi farklı tarihlerde Bakanlar Kurulu toplantısın konuşmayla sundu. Sabah Bütdüğünü savunur. Başka siyasi bitiyor. İşçi zor durumda. Zam çe Komisyonu'na geldiğinde, dan sonra bir açıklama yapan oyunlara ginnez. İş hükümet bekliyor. işveren Sendikası uzHükümet Sözcüsü ve Devlet Ba çok neşeli olduğu dikkat çekti. içinde ciddi boyutlara ulaşırsa laşmaz tutumunu sürdürürse dakanı Mesnt Yılmaz da "Maliye Özellikle muhalefet milletvekilbakanlıktan ayrılır. Ya da Baş ha birçok işyerinde aynı durumla ve Gümrük Bakanı Vural Arı lerinin kendisini öperek kutlabakanla anlaşır ve görevine de karşılaşınz. Karar aldığımız işkan ya da İçişleri Bakanı Ali dıklan kimsenin gözünden kaçvam eder. Ama başka siyasi yerinde grevleri uygulayacagız" rnadı. Komisyona gelirken ayak Tannyar'ın istifası istendi mi?" oyunlara ginnez. En azından biz dedi. sorusuna, "Böyle bir istek dog üstü kendisiyle konuştuk: onu öyle tanıyoruz." Sayın Ankan, dün Meclisrudan dile getirilmedi" yanıtını Ankan'ın Meclisteki tepkisinte kabine arkadaşlannızı ve kenverdi. Yılmaz, "Yani dolaylı di hükümetinizin yaptığı atama den önce bir başka gelişmeyi ak (Baştarafı 1. Sayfada) olarak dile getirilmedi" şeklındeki bir soru üzerine de, "Ha larla göreve getirdiği ban bürok tarmak gerek. Bundan bir süre lardan arta kalan ihtiyaç fazlaönce Ankan, İçişleri Bakanlığı ratları eleştirdiniz.. yır. Onu söylemedim" dedi. Basına ise bedelli askerlik yapma yetkilileri ve önceki gün Meclis ARIKAN Gerçekleri Meclis kanlar Kurulu toplantısında önimkânı tanıyor. Bedel ödemek kürsüsünden " egemen güç" kürsüsünden anlattım. Ne var ceki günkü TBMM birleşiminde, istemeyenler ise belirlenen kamu olarak nitelediği Emniyet Genel bunda?.. HP'nin Meclis araştırması istekuruluşlarında çalıştırılacaklar. Konuşmanızdan sonra sa Müdürü Saffet Ankan Beduk ile minin de görüşüldüğünü belirten Bakanlar Kurulu'nun kabul yın Başbakanla göriiştünüz mü? bir araya geldi. Kapıkule operasYılmaz, şöyle dedi: ettiği diğer tasarı ile müsteşar, yonu ve diğer olaylar görüşüldü, ARIKAN Hayır, zaten gö"Bakanlar Kunılu'nda konumüsteşar yardımcısı, genel müriişmek için bir neden yoktu. Ol karşılıklı anlaşmaya vanldı ve nun muhakemesi yapıldı, rnuhadür, vali, kaymakam, büyükelöpüşülerek ayrılındı. Ankan yasaydı, herhalde görüşürdük. lefet partileri tarafından verileçi, daire başkanı ve bölge müdü"ikna Davramşlannız ve konuşma kındığı konularda rü gibi üst kademe yöneticilericeği ifade edüen gensoru önergelarınızla sizi çok eleştiren var, olduğunu" belirtti. Herkesin yü nin yetiştirilmesi amacıyla eğitisinin gündeme alınması konureğine de su serpildi. me ahnmaları öngörülüyor. belki Başbakan da eleşiiriyor, sunda Başbakan, TBMM'de kabine arkadaşlannız da, belki açıklamada bulunacak." Tanmda kendi adma çalışanDolayısıyla, önceki gün hiç Bu açıklamadan sonra, genso partinizin bazı milletvekilleride. kimse kendisinden böyle bir kolann SSK kapsamına ahnmasıARIKAN Inandıklanmı sarunun gündeme ahnmasının kanı öngören kararname de Banuşma beklemiyordu. Ama olan bul edileceği anlamının çıkıp çık vunmaya sonuna kadar devam kanlar Kurulu'nda kabul edildi. oldu. Şimdiden sonra, Başbakan madığı yolundaki soruya Yıl edeceğim. Buna göre ilk uygulamanın 1 Özal'ın "Olaylar karşısındaki Ocak 1984 tarihinden itibaren maz, "Gensorunun görüsme Size istifa etmeniz yolunda süküneti" bilindiği için, hemen Ankara, Çankırı, Eskişehir, usulleri içtüzükte bellidir. Önce bir telkin geldi mi? kısa dönemde, kimse "hükümetbir öngörüşme yapılır. Bu arada te degişiklik" gibi bir gelişme Kayseri, Nevşehir, Niğde, Sıvas ARIKAN Hayır, böyle bir ve Yozgat illerinde başlatılması önce gensoruyu veren önerge sa şey yok. tstifaetmeyeceğim. So beklemiyor. Bununla birlikte aröngörüldü. Bu uygulamadan yatık şurası da açık: Vazo kırıldı. hibi daha sonra diger parti grup nuna kadar da görevimin başınrarlanmak isteyenler primlerini Kınlan vazoyu istediğiniz kadar lan, en sonunda da hükümet ko dan ayrılmayacağım. Şimdi büthaziran ve arahk ayı sonlarında nuşur. HUkümet adına da Sayın çeyi Meclis Komisyonu'na tak yapıştırın, eskisi gibi olabilir yılda iki kez ödeyecek. mi?.. Başbakan konuşacak" dedi. dime geldim. (Baştarafı I. Sayfada) (Baştarafı l. Sayfada) nın siyasi sorumluluğunun gündeme getirilmesini gerekliren bir nitelîk taşıdığım" ileri sürdüler. HP grup başkanvekilleri, Anayasa'nın 99., TBMM îçtüzüğü'nün 107. maddelerine dayanarak, Ali Tannyar hakkmda gensoru önergesi verilmesini kararlaştırdıklannı, bunu HP grubuna götürerek, kesinleştireceklerjni açıkladılar. MDP Meclis Grubu da Ali Tannyar hakkında gensoru önergesi verme karan aldı. Grup yöneticileri, önergenin en kısa zamanda hazırlanarak Meclis Başkanhğına sunulacağını açıkladılar. Kararla ilgiii olarak MDP grubundan şu açıklama yapıldı: "Olaylann tehliketi gelişmelerini egemenliğin esas sahibi olan aziz milletimizin dikkaline sunmayı görev bilen MDP Meclis Grubu, İçişleri Bakanı Ali Tannyar hakkında gensoru önergesi verilmesini kararlastırmış ve hukümeti son bir kez daha uyarmayı da görev bilmiştir. Hiikiimet kendini süratle yenilemeli, demokntük hukuk devleti kurallarını işletetk.kanun ve nizam hâkimiyetini temsil edecek Cumhuriyet hukümeti olarak acil tedbirlerini almalıdır." MDP Meclis Grubu'ndan yayınlanan bildiride, "Hükümet faaliyellerinm parti emrine verildiği", "Siyasi faaliyetlere katılmalanna izin verilmeyen birtakım kişilerin devletin üst kademelerine memur olarak atandığı", "Adam kayırma ve haksız menfaat temin etmenin hükiimetin alameti farikası haline geJdigi" ileri sürüldü. Önceki gün Maliye Bakanı tarafından Meclis kürsüsünden suçlanan İçişleri Bakanı Tannyar, Arıkan'ın konuşması hakkında herhangi bir yorum yapmayacağını söyledi. Tannyar, "Hükümet üyesi olması dolayısıyla", Devlet Bakanı Mesut Yılmaz'ın önceki günkü konuşmasında dile getirdiği hükümet görüşlerine tamamen katıldığım belirtti. Tannyar, işkence konusundaki sonılara şöyle karşılık verdi: "İşkence dolayısıyla Avrupa Konseyi'nde parlamenterierimiz Türkiye'de işkence yok dediler. Kuzey Atlantik Konseyi üyeleri geldikr. işkence yoktur diye bağırdık. Teröristlere ve anarşistlere bile katiyen işkence yoktur diye bugün de bağırıyoruz. Zaten bu sonışturmalardan önceki ve sonraki doktor raporian da elimizde." Muhalefet Ozaholayuı büyiimesini istemiyor •/ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut özal, önceki gün Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan 'm GenelKurul'daki suçlayıcı konuşmasından sonra Başbakanlık konutuna giderek, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, Devlet Bakanı Ismail özdağlar, DPTMüsteşan Y. Bozkurt özal, Başbakanlık Müsteşan Hasan Celal Güzel ve ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçecüer'le bir "durum değerlendirmesi" yaptı. Ankan'ın konuşmasından dolayı oldukça üzüldüğünü belirten özal, sorunun "Hükümet içinde ve partide fazla büyütübnemesini" istedi. Cumhuriyet muhabirinin edindiği bilgiye göre, Genel Kurul'da Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan 'ın, başta İçişleri Bakanı Ali Tannyar, olmak üzere devlet görevlilerini suçlayıcı biçimde konuşmasının üzüntü verici olduğunu belirten özal, "1985 Mali Yıh Bütçesi TBMM'den çıkankncaya kadar hükümet içerisinde bir değisiklik yapıbnasmı doğnt bulmadığmı" bildirdi. Özal, Mehmet Keçeciler ile yaptığı görüşmede de parti içerisindeki gelişmelerin dikkatle izlenerek, "anında kendisine bildirilmesini" istedi. Parti ve hükümet içerisinde herhangi bir çatışmaya yol açmanın bu aşamada yanlış olduğunu kaydeden özal, bu konuda grup yönetiminin de dikkatli olması gerektigini ifade etti. Bitmiş sözleşmeyi Bakan durdurdu KJ mlak Kredi Bankası Matbaası'nda çalışan işçiler için taraflar yüzde 30 artı 10 bin lira zamda anlaştL Bayındırlık Bakanı Giray sözleşmeyi görünce, "Bu ilkelere aykın, olmaz" dedi POLTITKA VE OTESI MEHMED KEMAL İyilikten Kötülük Mahmut Yesari, Sirkeci'de Kafkas meyhanesinde içer, yazılannın çoğunu da orada yazardı. Kafkas meyhanesi şimdi yok tabii, yerinde yeller esiyor. işkembecilerin bulunduğu sokaktaydı. Mahmut Yesari, yazılarından kazandığı parayı tek başına yemez, eşi dostuyla paylaşarak yerdi. Eli açıktı, ikramcıydı. Mahmut Yesari'nin meyhane arkadaşları arasında bir Saffet Baba vardı. Hiç yanından eksik olmaz, Mahmut Yesari'nin bütün ayak işlerine koşardı: "Şu yazıyı, gazeteye götürüver" "Başüstüne üstat!" "Şu mektubu, Asım Beye verf' "Hemen." Saffet Baba'nın arkadaşlığı böyleydi. Saffet Baba o zamanki Darülbedayi, şimdiki Şehir Tiyatrosu'nda çalışır, huyuna uygun rollere çıkardı. Heyecanlı sahnelerde, kapıyı açan, mektup getiren, tepsi taşıyan uşak rolleri var ya, onlara çıkardı. Aldığı para çok azdı. Bu parayla bir türiü geçinemiyordu. Bir gün Mahmut Yesari'ye dert yandt. "Üstatl." dedi. "Söyle Saffet Baba!,." "Benim halim perişan." "Ne olmuş haline?" "Biliyorsunuz belki, tiyatrodan çok az para alryorum. Bu parayla geçinemiyorum. Hani siz de bana bakmasanız, halim daha duman olacak." "Ne yapabilirim sana?" "Bakyorum, sizin eşiniz, dostunuz, tanıdığınız çok. Onlara soyieseniz de bana ek bir iş verseler. Ben de sayenizde geçinsem." "Bir bakayım." Mahmut Yesari, Saffet Baba'ya bir iş bulmak için düşünürken, Babıali Yokuşunda, İkdam Yurdu önünde dostu Aziz Hüdai'ye rastlar. Merhabalaştıktan sonra, Aziz Hüdai'ye: "Yfe/ıu, senden birricadabulunacağım" der. "Emret, üstat!" "Bizim Saffet Baba'yı tanırsm." "Hangi Saffet Baba?" "Hani, şu Darülbedayi'de aktör." "Bildim." "Onun parası yetmiyormuş, sıkıntı çekiyor. Şuna küçük bir iş bulmanıricaedtyorum." Aziz Hüdai düşünür: "Sen, bir mektupla bana gönder, bir şeyler yapmaya çaiışayım" der. Mahmut Yesari, bir mektupla Saffet Baba'yı Aziz Hüdai'ye gönderir. Sonra da bunu unutur. Gene Mahmut Yesari Kafkas meyhanesinde içer, gene eşi, dostu yanındadır, gene Saffet Baba da ortalarda her zaman görünür. Günler böyle geçer. Gel zaman, git zaman, bir gün Kafkas meyhanesinde içerken, garson: "Sizi" der "ikdam Yurdu'nda Aziz Hüdai Bey acele görmek istiyormuş." "Ne yapacakmış?' "Bilmiyorum. Siz gelmediniz, birkaç kere buraya adamlaryolladı, beni muhakkak görsün" dedi. Mahmut Yesari, düşünmeye başlar. Aziz Hüdai, o zamanlar MAH denilen Milli Emniyet örgütünün istanbul'daki başmüfettişidir. Her türiü gizli işler ondan sorulur. Acaba kendisiyle bu kadar önemli ne konuşacaktır? Kafkas meyhanesiyle, İkdam Yurdu'nun arası ne ki! Kalkar, ağır ağır yokuşu çıkar, Aziz Hüdai Beyin makamına gelir. "Buyur, üstat!" "Biz buyurduk, ama asıl sen buyur." "Estağfurvllah." "Bir kaç kere haber salmışsın, beni görsün demişsin. İşte geldim." Aziz Hüdai Bey gülmeye başlar. öylesine güler ki, şaşırma sırası üstattadır. Kasıklarını tuta tuta gülen devletliye şaşkınlıkla bakar. Sonunda gülmesi kesilince, donuk gözlerle süzer. Aziz Hüdai Bey zile basar, gelen memura: "Mahmut yesari Beyin dosyasını bana getirin!" der. Adam, gider kabank birkaç tane dosya getirir, önüne saygıyla koyar. Mahmut Yesari: "Bu dosyalar benim mi?" diye sorar. "Evet." "Nerden oluyor benim dosyam?" Aziz Hüdai Bey, dosyalardan birini üstadın önüne koyarak, "Okuyun, imzaya da bakın..." der. Mahmut Yesari imzaya göz atar, bir de ne görsün, bütün raporiarın altında Saffet Baba'nın imzası yok mu! Bu sefer Mahmut Yesari gülmeye başlar: "Vahu" der. "Biz bu adamı, iyilik etmek için sana gönderdik, kötülüğü bize dokundu." Aziz Hüdai, "Dosyalardakini öğrensen daha çok şaşarsın..." der. "Ne varmış, ne yapmışım?" "Atatürk'e suikastler düzenliyormuşsun.. Halife ile ilişki kurmuşsun.. Bazı gizli derneklerin yönetim kurullartnda imişsin.. Her içkide İsmet Paşa'ya, hükümete, iktidar partisine sövüyormuşsun." Bunlan ben mi yapıyormuşum?" "Saffet Baba'ya göre sen yapıyormuşsun." "Siz inandığmız mı bunlara?" "inanmadığımız için seni çağırdık üstat! Bize, bir iş bulun, yazıktır dediğın adam böyle çıktı. Bundan sonra sen dikkatli ol!. Arkadaşlarını iyi seç!.." Eskişehir'de greve karşı ilk lokavt karan ANAP'ta kaynama ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORLNLARI YILMAZ ŞIPAL "Bütün uğraşmalaruna rağnıen" SORU: Ordudan 30 yıl hizmet üzerinden emekli oldum. Emekli Sandığı'na tabi bir teşekkülde 6 yıl çalıştıktan sonra ikinci defa emekli oldum. Bütün uğraşmalaruna rağmen ordudan aynldığım zamanki hizmet süresine bir gün dahi ekletemedim. tleri sürülen sav şudur. "Sivilde geçen hizmet orduda geçmiş gibi sayılmaz" Siz bu işe ne diyorsunuz? L. Ö. KIRKLARELİ YANIT: Durumunuza ilişkin Emekli Sandığı Yasası'nın 100. maddesi şöyle demektedir. "Emekli, adi malullük veva varife malullüğü aylığı almakta iken (Erlerle, emeklilikhakkı şarta bağlı olanlar hariç) emeklilik hakkı tanınan bir vazifeye tayin edilenlerin tekrar emekliye ayrılmalannı istemeleri veya emekliye sevk edilmeleri halinde kendilerine veya ölümlerinde dul ve yetimlerine eski ve yeni hizmetlerinin toplamı üzerinden ve bu kanun hükümleri dairesinde aylık bağlanır. Ancak, bu gibUere yeniden bağlanacak aylıklar eski aylıklanndan az olamaz." Yasanın 99. maddesi de "Emekli, adi malullük, vazife malullüğü, dul veya yetim aylığı, son hizmet zammı alanlardan; hiçbir şarta bağlı olmaksızın emeklilik hakkı tanınan vazifelere tayin edilenlerin aylıklannın tamamı, bu vazifelere tayinleri tarihini takibeden aybaşından itibaren kesilir. Ancak cami görevlilerinin aylıkları kesilmez ve kendilerine bu hizmetlerinden dolayı son hizmet zammı da ödenmez." Devlet Memurlan Yasası, Üniversiteler Personel Yasası ve Türk Sılahlı Kuvvetleri Personel Yasası'na bağlı olarak aylık alanlar emekli olduklannda kendilerine Emekli Sandığı Yasası uygulanmaktadır. Emekli Sandığı Yasası bu konuda bir ayınm yapmamıştır.. ' Yasa hükümlerinden çıkardığımız kişisel görüşümüz, ikinci kez çalıştığınız süre içinde emekli aylığınız kesilmeden çalışmış iseniz bu sürenin emekli ayhğını etkilemeyeceği, emekli aylığınız kesildi ise sürenin emekli aylığınızı etkilemesi gerektığidir. BedeUi