26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜSLER mıyoruz... TOPRAK REFORMU GÜNDEMDE Gerçekten de toprak reformu konusu belleklerden hiç sîlinmedi ve sürekli gündemde kaldı. Kimi hükümetler "iskân", "göçmen yerleştirme" ve siyasal gereksinmelerle kararlar çıkarttı, kimi hükümetler toprak reformuna de|gin yasanın hiç üstüne varmadı, kimi hükümetler "kimin toprağını kime vereceğiz, toprak yok ki" gibi tümcelerle yetindi, kimi hükümetler de defalarca tasanlar hazırlayarak konuyu yineledi durdu. Ne var ki, meclisten, ciddi bir Toprak Reformu Yasası çıkmadı. 1982 Anayasası gereği toprak reformu konusu yinelenip gündeme getirildi. Hükümetçe hazırlanan tasarı ilgili komisyonda görüşülmekte. Ne zaman ki meclisde "toprak reformu" üstüne tartışma açılsa, kesinlikle komünizm sözcüğü de bir korku etkeni olarak gündemde yerini alır. Komisyon üyelerinden Sayın Doğan Gürbüz demiş ki: Toprak reformu komünizm getirir!.. Devlet Bakanı İlhan Öztrak'ın buna yanıtı: Siz böyle deyince tasarıyı getiren hükümet de komünist olur. Komisyon Başkanı Kamer Genç de tasarıyı destekler: Komünizmin böyle geleceğini sanmak yanlışhk olur. Birkaç ağanın eline toprak verirseniz vatandaş kitlesi isyan edecektir. O zaman asıl komünizm gelecektir. Bu tartışma. 1945 yılında belirsiz hale getirildikten sonra meclisten geçen Köylüyü Topraklandırma Ya«a<;rnın 17. maddesi üzerinde kopan fırtınah havayı anımsatmakta. Gazetelere yansıyan haberlere göre Kamer Genç demiş ki: Bu komisyondan bu kanun çıkmaz!.. Herhalde 1982 Anayasası'nın getirdiği 'Devletin topraksız olan veya yeterli toprağı bulunmayan uğraşı çiftçilik olan köylüye toprak sağlanır" ilkesi benimsenir. DIŞ PAZARI ETKİLEYECEK ALAN 1982 Anayasası ile devlet, topraksız ya da az topraklı olan çiftçi köylülere toprak vaat etmiştir. Tarihin her döneminde yazgısıyla başbaşa bırakılan köylü vaat edilen topra|a kavuşup ona sahip olmalı. Oyle ki, onu topraktan hiçbir güç, ama hiçbir güç söküp atamamalı. O, toprağın içinde, çalışma biçiminde, iç yaşayış biçiminde, demokratlaşıp ulusallaşmalı. Köylü, toprağa ayağını her bastığında, onu salt üretim alanı olarak görmeyip vatan toprağı olarak da görmeli. Bakımsız kalan toprak bitkiyle iklim arasında uyuşmaz. Onu, bitkiyle iklim arasında uyuşabilir hale sokmak gerekiyor. Çiftçi toprağıyla anlaştığı ölçüde toprak bakımlı halini alır. Gerici ve yarıcı öğeler elinde olan toprak bakımsıztopraktır. Toprağı, bir çıkar alanı ya da taş külçesi alanı olarak görmemeli. Tarihin her döneminde bu alana bakımsız toprak külçesi gözüyle bakılmış. Üstelik horlanmış da. Toprağın özünde olan "iş" ve "üreme" olgusu gizli ve saklı halde tutulmuş. Toprak Reformu Yasa Tasansı, gerçekten Toprak Reformu Yasası halini aldığında, ekilebilir arazilerin özünde gizli kalmış olan engel kalkmış olur. Toprak, sahibiyle anlaşıp uzlaşan bir iş, bir üretim alanı halini alır. Bilindiği gibi, toprak reformunu devlet gerçekeştirir ve bu reform genellikle tanm alanını içerir. Amaç, topraksız ya da yeterli toprağı olmayan çiftçi köylüye devlet tarafından toprak vermek ve onun verimli bir şekilde işleülmesini sağlayacak gerekli teknik ve mali yardımı gerçekleştirmek. Bu bakımdan toprak reformu hareketi ilerici bir adımdır. Bu adım, hemen atılmalı. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana, bu alanda, defalarca yapılan denemelerle yanm yüzyılı aşkın zaman yitirilmiştir. Sanayi alanında görülen gelişme, tanm alanında görülmemekte. Tarım alanı hızla gerilemekte. Bir uçurum söz konusu. Kuşkusuz bu tuhaf bir durum. Örneğin uçurum, sanayi işçisiyle tarım işçisi arasında da görülmekte. Aynı şey üretimde olduğu denli sanayici ile geniş toprağı olan çiftçi arasında da var. Bu durum, hiç kuşkusuz, sosyal yapıdaki dengesizlikleri gösteriyor. Herhalde halkımızın görüş ufku gelişmiş, 1945 yılına değgin görüşler gerilerde kalmıştır. Devlet, artık toprağı köylüden esirgememeli. Toprağı ona hemen vermeli. Toprağı işleyebilmesi için tüm gerekli teknik ve mali destekde de bulunmalı. Tasarı, komisyonda Anayasanın ilkeleri doğrultusunda tartışılmıyor. Gazetelere yansıyan haberler olumsuz. Sapmalar durmalı, gerilerde kalmış olumsuz çalışmalar gibi benzeri çahşmalar yinelenmemeli. Tarım alanında. dış pazarları, gerçek bir toprak reformuyla etkileyebiliriz. 29 EYLÜL 1983 Toprak Reformu Toprak Reformu Tasansı, komisyonda Anayasalann ilkeleri doğrultusunda tartışılmıyor. Gazetelere yansıyan haberler olumsuz. Sapmalar durmalı, gerilerde kalmış olumsuz çalışmalar gibi benzeri çahşmalar yinelenmemeli. PENCERE Yetersiz Cezaevi, Eksik Yargıç... Nokta dergisinin 26 eylül 1983 günlü sayısında verdiği bilgiye göre hukuk ve ceza mahkemeterinde dava sayisı 2.6<W.093'e ulaşmış. Bir günde 4050 davaya bakan yargıcın yaşamını düşünebiliyor musunuz? Bir haftada baktığı dava sayısı 250 dolaylarında bulunan yargıç nasıl sağlıklı karar verebilir? Bu yargıcın yılda en çok (ağır ceza için) 250 (asliye ceza için) 500 davaya bakması gerekir. • Adalet yılının açılışında vurgulanmışlı. 6881 yargıç ve savcı kadrosundan 1300'ü boş bulunuyor. Niçin? İşsizliğin doruk noktalarına tırmandığı bir Türkiye'de acaba yeterince hukukçu mu yok? Yalnız istanbul Barosu'na 7.000 dolayında avukat kayıttı olduğuna göre yargıç ve savcı açığı üzerinde düşünmek gerekir. Bir toplumda en saygın mesleklerden biri yargıçlık değil midir? Neden 1300 yargıç ve savcı eksiğimiz olsun? 510 yargıç ve savcı Yargıtay, Sıkıyönetim, Askeri Yargıtay ve Adalet Bakanlığı'nda görev yaptığma göre, olayın ağıriığı biraz daha büyüyor; mahkemelerdeki yargıç ve savcı sayısı 507Ve iniyor. Hukuku yasa kitaplannın yapraklarında soyutlaşmaktan kurtarıp toplum hayatında somutlaştırmak savcı ve yargıçların işidir. Tıp kitaplartnda hastalıkların iyileştirilmesi için yöntemler yazılıdır; ama, hekimsiz bir toplum yaşamında tıptan söz açmak çelişki sayılmaz mı? • Adalet Bakanlığı'nm verdiği bilgilere göre 15 yaşından yukarı her 27 yurttaştan biri sabıkalıdır. 76 bini sivil 21 bini askeri cezaevinde 100 bine yakın tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Cezaevlerindeki yaşam, "ınfaz hukuku"r\urt yerine getirilmesinden çok bir "ek ceza" niteliğine dönüşmüştür. Bir yatakta üç hükümlünün yattığı mahpushanelerde "infaz hukuku"nun erdemlerinden söz açılabilir mi? Peki ne yapmalı? Yapılacak işleri kısa ve uzun süreli olarak ikiye ayırmalıyız. Uzun sürede gerçekleştirilecek bir hukuk reformunun boyutları tartışılabilir, oluşturulabilir; ama, yargıç eksiğinin nedenleri üzerinde yönetim kısa sürede bir araştırma yapabilir; çareleri ve çözümleri bulabilir. Çünkü yargıç olabilecek nitelikte sayısı çok hukukçu bulunan bir ülkede kadroları dolduramamak olacak iş değildir. Yapılacak ikinci iş 6 kasım seçimleriyle yeni bir döneme girerken titizlikle hazırlanacak bir affa yönelmektir; kimi yurttaş şaşılası suçlardan dolayı hapıshanelerde yatmaktadır; köy törelerinin yürüdükteki yasalarla çel'ıştiği alanlarda türeyen bir dizi günahın ceremesini çeken gencin sayısı küçümsenecek gibi değildir. * Bir de 1982 Anayasası'nın yapısından kaynaklanan bir hukuk sorunu gündemdedir Anayasanın "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkiterf'ni saptayan 87'inci maddesinde TBMM'nin özel ve genel af yetkisi "14'üncü maddedeki fiillerden hüküm giyenler hariç olmak üzere" diye sınırlandırılmış; eski anayasada bulunmıyan yeni bir durum olmuştur. Bu yeni durum oluşmadan önce suç işlemiş olanları kapsayan 87'inci madde 6 kasım seçimleriyle kurulacak parlamentoya ilişkindir. Bugünkü yönetim 87'inci maddenin getirdiği sınırlama içinde bulunmuyor, genel bir attın boyutlarını saptarken ve yeni döneme geçişte toplum yaşamına yeni bir çizgi çekerken daha değişık ve rahat bir yaklaşıma kolaylıkla girebilir. * Denebilir ki: Görülmekte olan bir yığın dava varken af konusunun gündeme gelmesi vakitsiz değil midir? Soruya verilecek yanıt hukuksal olacaksa gerekçe hazırdır. Hem yargıçların üstündeki olağanüstü yük, hem infaz hukukundaki tıkanma af konusunu düşünmeye değer niteliğe dönüştürüyor. Bu hukuksal yaklaşımın yanısıra, yeni bir siyasal döneme hazırlanan Türkiye'de belirsizliklen gidermek ve yumuşamayı sağlamak, geleceğe yönelik bakış açılarını daha sağlıklı ve kesin çizgilere oturtmak olanağını yaratır NECİP AKAN îktisatçı Toprak Reformu Yasası, hiç kuşkusuz, bir devrim eylemi. Toprak reformundan amaç, topraksız ya da yeterli toprağı olmayan köylüyü, salt topraklandırmak olmayıp, aynı zamanda içerde, toprak bütünlüğünü de sağlayıp, ülkede demokrasiyi gerçekleştirmek. Zaten Atatürk "Vatanın sağlam temeli ve imarı bu esastadır" derken toprak reformu girişimini böyle bir çerçevede beümlemiş bulurtmakta. Tarihin bir döneminde bir sınıf halka arka çıkılarak feodal bölünmelere yol açılmış. Salt bu yüzden mülkiyeti sarsmak gerekiyor. Toprak' bütünlüğü için, eski kurallann yerini, yeni kurallar almalı. Padişahın yerinde ulus oturmakta. Atatürk, karasabana karşı çıkıp traktörü tarlaya sokmuş. Ortaklıkta kapitalist öncesi ögeler varsa onîann rolüne son vermeli ve üretim biçimi çağdaşlaşmalı. Bu gerçekler çerçevesinde, Atatürk, Türkiye için toprak reformu olgusunu zorunlu görmüş. Ne var ki, kimi çevreler bu görüşe karşı çikmış. Kuşkusuz bu temel bir çelişki. Ama Atatürk "milli mücadelenin" önderi... Toprak reformu üstüne yapılan çalışmaların geçirdiği evrelere baktığımızda, Türkiye'nin yajamında, yoğun çelişkilerin izlerini görürüz. Yakın tarihimizde "TBMM"si meclis zabıtlannın buna değgin sayfalan bu olumsuzluklan yansıtmakta. İSMET PAŞA AÇISINDAN îsmet Paşa, 1949 yılında geldiği Konya Halkevi salonunda bir konuşma yapmıştı. tsmet Paşa, tanığı olduğum bu konuşmasının büyük bölümünü köylüyü topraklandırma konusuna ayırmıştı. Çiftçilikle uğraşan topraksız ya da az topraklı köylülere işleyeceği denli toprak verilmeliydi. Bu, tarihi bir zorunluktu ve aynı zamanda demokratik bir olguydu. tsmet Paşa, o tarihi dönemde, sorunun sosyal, ekonomik ve siyasal ereğinin altım çizerken, olayı özetle şöyle vurgulamıştı. Halkın büyük bir bölümü köylerde oturuyordu ve bunlar geçimlerini topraktan sağlıyordu. Köylerde nüfus artmaktaydı. Onlara orada toprak verilmezse işsizlik daha yoğun duruma gelir. Onlar, alın yazılarıyla başbaşa bırakvlamazdı. Bunlar yadsındığında da büyük kentlere olacak akınlann önü alınamaz, kırsal yaşam körletilir. Bu, halkın soluğunu kesmek olur. İsmet Paşa, salondan yükselen bir sesi, işiterek sustu. Paşam, Paşam! Sen bir Atatürksün!.. İsmet Paşa'mn yanıtı şöyle oldu. Hayır, ben bir Atatürk değilim!.. îsmet Pasa. Atatürk'ten söz açtı. Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden Toprak Kanunu'nun bir sonuca bağlanmasmı defalarca istemişti. Atatürk, her çiftçi ailesinin geçineceği ve çalışacağı toprağa sahip olmasını zorunlu görüyor. O, vatanın sağlam temelini ve imannı bu esasta anyor. Bundan fazla olarak, büyük araziyi modern araçlarla işleyip vatana fazla istihsal temin edilmesinin teşvikini de isteyip, tarımı, ulusal ekonominin temeli sayıyor, tanmla kalkınmaya büyük önem veriyor... ismet Paşa, toprak reformunu gerçekleşürip, demokrasiyi kurduğunda, belki Atatürk'ün yanında yer a abilecek. İsmet Paşa'mn bu sözleri salonu alkışlara boğmuştu. İsmet Paşa, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, her meclis açış konuşmasında, toprak reformu konusuna değinmeden edemez. Paşanm bu tutumu, bir gazetecinin ilgisini uyandırır. Gazeteci, Paşa'ya der ki: Paşam, her vesile ile toprak reformu konusuna değinmeden edemiyorsunuz, ama Toprak Reformu Yasası da bir türlü çıkmıyor... îsmet Paşa, gazeteciyi şöyle yanıtlar: Evet, Toprak Reformu Yasası çıkmıyor, ama belleklerde kalsın diye biz de onun sözünü taze tutuyor, yinelemeden ede ARADA BİR ETEM ÜTÜK, Emekli öğretmen tLÂN MARDİN VALİLİĞİ BAYINDIRLIK BAKANLlCl YAPIİŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN: 1 Mardin Midyat Dargeçit Bucak Jan. Takım Kom. Inş. 52 1 sayılı kanuna göre gelecek >ıla sari olmak üzere 2490 sayılı kanun gereğince kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Işin keşif bedeli 15.000.000.TL 3 Eksiltme Mardin Bayındırlık MüdüTİüğünde Ü İhale Komisyonunda 19.10.1983 çarşamba günü saat 11.00'de yapılacaktır. 4 İş yerinin bizzat müteahhit tarafından görüimesi, göruidüfeune dair mahalli idareden yer görme belgesi alınması. 5 Eksiltme şartnamesi ve diğer evraklar Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir. 6 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin a) 4SO.000.TL.lik geçici teminat b) 1983 yılına ait Tiracet Odası belgesi c) Müracaat dilekçeleriyle birlikte verecekleri (eksilcme) sartnamesinde usulüne uygun hazırlanmış olan teknik personel beyannamesi, kredi ve sermaye imkânlarını gösterir mali durum bıldirgesi. plan ve lechizat beyannamesiyle Bayındırlık Bakanhğmdan almış olduklan (C)) grubundan bedeli kadar işin eksiltmesine girebileceklerini gösterir müteahhitük karnesi (Aslı) ibraz elmek sureliyle Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları yeterlik belgesiniteklif mektuplarıyla birlikte koymaları lâzımdır. 7 tstekliler teklif mekiuplarını 19.10.1983 çarşamba günü saa( 10.00'a kadar makbuz karsılığında İhale Komisyonu Başkanlığına vereceklerdir. 8Yeterlik belgesi almak için son mürataat tarihi 14.10.1983 cuma günü nnesai saati somına kadardır. 9 Telgrafla mürcaaılar ve postadaki vaki gecikmeler kabul edilmez. Keyfivet ilan olunur. Basın: 24839 T.C. İMAR VE İSKÂN BAKANLIĞINDAN lBakanlığımız Belediyeler Teknik Hizmetleri Genel müdürlüğünün ihtiyacına binaen aşağıda cins ve miktarı belirtilen 6 kalem teknik malzeme 2490 sayılı kanunun 31. maddesi gereğince kapalı zarf (eksiltme) usulü ile satın alınacakıır 2 Satın alınacak malzemenin muhammen bedel toplamı 10.787.500.TL. otup geçici teminatı 323.625.TL. dir. 3 thaleye ilişkin şannameler (tdariTeknik) Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığından ücretsiz olarak temin edibelebilir. 4 İhale 17.10 1983 pazartesi günü saat 10.00'da Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığında (Mithatpaşa Ceddesi 17 numara Ankara) toplanan Satınalma Komisyonunca yapılacakiır. 5 İhaleye iştirak edeceklerin usulüne uygun olarak hazırlayacakları teklif rnekıuplarını yukarıda belirtilen ihale saatinden bir saat öncesıne kadar Satınalma Komisyonu Başkanh|ına teslim etmeleri şarttır. 6 İsteklilerin teklif mektuplanna geçici teminat makbuzu ile bu işlerle uğrasmıs olduklarına dair Ticaret Odasına kayıtlı olduklanna dair belge eklemeleri sarltır. 7 Telgraf ile yapılan müracaatlar ve postadaki gecikmeler kabul edilmez. Sıra No: T= 2 3 4 5 6 Malzcraenin Cinsi Uzunluk ölçü aletı Teodoliı Takeometre Nivo Planimetre Mira Basın: 24974 Mikları: 2 5 5 5 25 Çağdaş Eğitimin Gerektırdigi Şu yazıyı yazmak üzere masamın başına geçtiğimde.siyah önlüklü, beyaz yakalı çocuklanmız cıvıl cıvıl seslenyle kulaklarımızı, telaşlı, heyecanlı koşuşmalarıyta sokaklanmızı. okullarımızı doldurmaya hazırlamyorlardı. Uç evlat yetiştirmiş, dört torun sahibi olmuş en önemlisi de, yaşamının en güzel otuz beş yılını bunlann en iyi biçimde yetişmeleri uğruna harcamış, emekli bir eğitimci olarak düşündüm: Yarının yapıcıiarı, yaratıcıları, koruyup kollayıcıları olan bu yavrulara bugün vermemiz gereken en önemli şey nedir? Bu sorunun yanrtını vermeden önce, Anadolu Liseleri'yle Özel Türk ve Yabancı Okullar'm 1. basamak sınavlanna giren öğrencilerin bir gazeteciye söylediklerini bir kez daha okuyalım: "Asiye Uysal: Bu arada, oyun oynamaya vakrt butabiliyor musunuz? Tolga Kantürk: Hayır, nasıl bulalım? Hiç vaktimiz kalmıyor ki. Kursa geliyoruz, yarım gün okulumuz var. Bu yüzden çok sıkıldığımız oluyor. Bazen sanki kafam duruyor. Esra Diker. Günümüzün çoğu ders çalışmakla, test yapmakla geçiyor. Nasıl oynayalım? Zaten oynayacak yer yok ki..." (Asiye Uysal, Cumhuriyet 22 Mart 1983). Bu sözleriyle çocuklarımız, yukarıda kendime sorduğum soruya en güzel, en doğru yanıtı vermekle birlikte, çok önemli bir konuyu da gündeme getirmektedirler: Oyun ve okul bahçelerı. Oyun, çocuğun en doğal hakkıdır. Bedensel ve ruhsal sağlığının gelışmesi bakımından ekmek, su, hava denli gereklidir. Eğitimci H. Şükrü Selçikoğlu bu konuda şöyle der. "Oyun, çocuk gelişiminin esasıdır. Onun kişiliğinin oluşması için oyun zorunludur. Çocuk olanaklar oranında oyun ve oyuncaklarla uğraştırılmalıdır. Oyun ve oyuncaklardan yoksun bırakılmış bir çok insanın büyük yaşlarda bile yoksunluğun bıraktığı noksanlıklar, acılar ya da özlemleri içlerinde yaşamaktadır. İyi düzenlenmiş oyun özgürlüğü, dikkatli seçilmiş oyuncaklar çocuğu toplumsal yaşamın koşullarına, doğru, çabuk geliştirir. Çocuğa uyum, sevmek, korumak, dikkat etmek ve düşünmek olanakları hazırlar." (Eğitim Psikolojisi, cilt: 1, sayfa: 162). Peki, nerde oynayacak bu çocuklar? Konumuz okul çocuğu olduğuna göre, elbette evde ve okulda... diyebiliriz. Oysa bugün istanbul'da öyle okullar var ki, oyun bahçesi şöyle dursun, öğrencilerin sabahlan antlarını birlikte söyleyecekleri, bayrak töreni yapacakları, dersliklerine rahatça girip çıkacakları, İlkokul Programı'na göre yapmak zorunda bulundukları ve bu yaştaki çocuk beden gelişimi için çok gerekli bulunan Beden Eğitimi dersleri için bile yerleri yoktur. Bu gibi okullarda öğrenciler ders ve dinlenme saatlerinin tümünü dersliklerde geçirmek zorundadırlar. Okuldan evlerine dönen çocuklar, taşıtlar nedeniyle sokağa çıkamazlar, oynayacak arsa bulamazlar, çocuk bahçeleri de yoktur. Tüm çocuklukları evde, dört duvar arasında geçen bu yavruların ruh sağlıklarını korumak, bunun için gerekli önlemlerı almak Milli Eğitim Bakanlığı'na düşen önemli bir görevdir. Çünkü, "Milli Eğitim ülkümüz, Türk ulusunun tüm bireylerini kaderde, kıvançta, tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde ulusal bilinç çevresinde toplamak; ulusal ahlaksal, insancıl üstün değerlerini geliştirmek, ulusumuzun özgür düşüncesinin, sosyal demokratik düzenin egemen otduğu, kişisel girişim ve toplum sorumluluğuna değer veren bir anlayış içinde bilgi, teknik, güzel sanatlar ve ekonomi bakımından çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı haline getirmek"le yükumlüdür. (İlkokul Programt, sayfa: 1). Bizim kuşağın okul çağlarında çift öğretim, üçlü, dörtlü öğretimler yoktu. llkokullarda dersler 40, dinlenmeler 20 dakikaydı. Okul bahçeleri genişti. Çocuklar öğleden önce ve sonraları okullannda bulunurdu. Oysa, 21. yüzyıla çok yaklaştığımız bu yıllarda, insanların uzayda yürüdüğü, küçüklüğümüzün sevimli Ay Dede'sini komşu kapısı yaptığı bir çağda çocuklarımıza gerekli ve yaşamsal değeri bulunan dinlenme saatlerini, oyun bahçelerini bile veremiyoruz. 20 dakikalık dinlenme sürelerini, girişcıkışlarla birlikte 10 dakikadan daha az süreye; üçlü, dörtlü öğretimlerdeyse sıfıra indiriyoruz. Okul yapılan yapılırken çağdaş eğitimin gerektirdiği spor ve oyun salonları, kitaplıklar, işlikler, laboratuvarlar yapmıyoruz, her nasılsa yapılmış olanları da dersliğe çeviriyoruz. Kimi okullarda ek yapılar yaparken, aslında yetersiz olan oyun bahçelerini tümden kaldınyoruz. Buna örnek olarak Cağaloğlu'nda Büyük Reşit Paşa, Sultanahmet'te Sultanahmet, Kadıköy de Gazi Mustafa Kemal, Beyoğlu'nda Okçu Musa ilkokullarını gösterebilirim. Bu okulların bahçelerine başka işler için kullanılacak ya da ek yapılar yapılırken kamulaştırmalar yapılması gerekirdi. Bunları görünce insanın, bunları yapanlar acaba eğitimden hiç ama hiç anlamayan kişiler mi? Yoksa bu yapılar eğitim işlevi dışında başka hizmetlerde mi kullanılacak? diye sormak geliyor içinden ı. T.C. KADIKÖV ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESt İLAN Sayı: 1983/99 Davacı Mevhibe Mete larafından Nüfus memurluğu aleyhine z<^\lan nüfus kaydının tashihi davasında: Mustafa Hilminin çocukları veeşi Hadiye Uysal, Eskişehir, Mahmure Mahallesi, No. 811 Eskişehir adresi (Hadiye UysaO'ın mevhul olduğundan dava dilekçesinin 7201 sayılı kanunun 28 ve tüzüğun 46 maddeleri gereğince ilanen tebliğine, bir nüshasının 30 gün süreyle mahkeme divanhanesine talikine, duruşmanın 2.11.1983 günü ve saat 10.00'a bırakılmasına karar verilmiştir. Dava dilekçesi ve davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 21.9.1983. Basın: 10248 ÇRCİYEŞ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN YABANCI DİLLER BÖLÜMÜNE İNGİLİZCE ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ ALINACAKTIR tjniversitemiz Yabancı Diller Bolumu Ingilizce Hazırlık Sınıfı için öğretim görevlileri alınacaktır. Gazetede ilanın yayın tarihinden itibaren 15 gun içerisinde Yazı İşleri Müdurlüğü'ne başvurmaları gereklidir. Sınav günü adaylara aynca bildirilecektir. BAŞVL1RU tÇİN GEREKLİ BELGELER: 1 Dilekçe. 2 Kısa Özgeçmiş. DUYURULUR. Basın: 25016 Başarısını kanıtlayan DSİ. I. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ SATINALMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞINDAN BURSA Miktarı 2 Kalem 741 Mt. 6 Adet 80 Adet Cinsi 0 0 0 0 Evsafı Muhammen Bedel (TL) 29.659.8O0.TL. 1.111.500.TL. 660.000.TL. 880.000.TL Muvakkaı Tenimanaı (TL) 933.544.TL 47.095.TL 3O.15O.TL 38.950.TL. İhale TarihSaati 11.10.1983 15.00 11.10.198315.00 11.10.1983 15.30 11.10.1983 15.30 300 mm, 0 250 mm Bitümlü Çelik Boru satınalınması. 3 " Galvanizli Boru Satınalınması. 300 mm Sürgulü Vana Satınalınması. 3 " Şiber Vana Satınalınması. hazırlık 1983 OSSOYS Soruları ve çözümleri ilaveli Yazışma adresi: Merkez Dersanesi, Mesihpaşa Cad. No: 22 Laleli/İST T©l: 522 83 16527 40 92 İhalesi; hizatarında kayıtlı gün ve saatte DSt. I. Bolge Müdürlüğü Bursa'da toplanacak Satınalma Komisyonu larafından, 6200 Sayılı Kanunun 34. Maddesi Geregince Tatbik Edilecek Esasların 8. Maddesine Göre KAPALI ZARF ÜSULÜ ile yapılacaktır. Şartnamaleri yukarıda yazılı adresten ücretsiz olarak temin edilebilir. Teklif zarflarının en geç ihale günü saal 14.30'a kadar Satınalma Komisyonu Başkanlığına verilmiş olması gereklidir. Telgrafla yapılacak müracaattar ile postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. İdaremiz 2490 sayılı Arttırma Eksiltme ve İhale Kanununa tabi değildir. Basın: 25027 YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLLĞÜNDEN Üniversitemiz FenEdebiyat ve Veteriner Fakültelerine 2547 sayılı kanun hukümlerine göre aşağıda gösterilen bölüm ve anabilim dallarına öğretim elemanlan alınacaktır. a) Yardımcı Doçent adaylarınm özgecmişleri ve bilimsel yayınlarıyla yabancı dillerini belirlen dilekçelerini. b) Okutmanlar ve Uzmanlann yabancı dillerini beürten bir diiekçeyle mezuniyet belgesi ve özgeçmişlenni ilanımızın yayın tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili Fakülte Dekanlıklanna göndermeleri gerekmekıedir. c) İmtihan vemülakat 17 Ekim 1983 pazartesi saat 10.00'da Üniversitemizin ilgili Fakültelerinde yapılacaktır. Bölüm FenEdebiyaı Fakültesi Anabilim Dalı Doc.veya Yrd.Doç. Ars.Gör. Okutman Uzman Venedik ve Bayreuth festivalleri Bir sinema ve müzik şöleni Millit|*t Ö.S.S' Yİ GBRONTI EDIYORUZ MUAYENEHANE NAKLİ Prof. Dr. Mehmet Abuç (Göğüs, kalp ve damar cerrahisi uzmanı) Muayenehanesini Teşvikiye, Fınn Sokak Şale Apt. Daire 3'e nakletmiş ve hastalarını kabule başlamıştır. Telefon: 161 10 22 Batı Dilleri ve Edb.ları Malemalik Fizik Kimya Biyoloji Türk Dili ve Edebivatı İngilizce Fransızca Almanca S.V\.\TI)ER(ilSt 1 Ekim sayımızı önceden ayırtın 2 2 2 1 Veteriner Faküllesi İZNİK'TE SATILIK Akı fınn olmaya müsait iki katlı bina.. Müracaat Tel.: 209 İZNİK Morfoloji BiokimvaFi/.yoloji İç Hastalıkları Farmakoloji Cerrahi Doğum ve Redüksiyon Hast. BeMn Hij. ve Teknolojısi Pataloji Para/iıoloji \1ikrobi\oloji /.ootekni Hayvan Beslemc ve Beslenme Hastalıkları Basın: 25070. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINDAN AFİŞ BASTIRILACAKTIR 1 Bakanlığımızca "beş çeşil afış" bastınlması işi 265 sayılı yasanın 29. maddesi gereğince ihaleye çıkanlmıştır. 2 Afişler üç dilde toplam 500.000 adeı bastınlacaktır. 3 Yaklaşık bedeli 16.000.000 TL.'dır. 4 Tekliflerin en geç 10/10/1983 günü saat 14.00'e kadar Bakanlığımız Tanıtma ve Pazarlama Genel Müdürlüğü Bütçelhale Şubesine makbuz karsılığı teslim edilmiş olması veya taahhütlü olarak posta ile gönderilmis olması şarttır. Teklifler aynı gün saat 15.00'te açılacaktır. 5 Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 6 Bu işe ait sartnameler Tanıtma ve Pazarlama Genel Müdürlüğü'nden ücrelsiz alınabilir. 7 Bakanlığımız 2490 sayılı yasaya tabi olmadıgmdaa ihaleyi yapıp yapmamakta veya diledigine vermekte serbesttir. Basın: 24983 I.C. ŞİŞLİ 1. İCRA TETKİK MERÇÜ HAKİMLİĞ1 İLAN İstanbul Ticaret Odası'nın 114637/61475 sicil numarasında kayıtlı ve Elektronik ve Telekomunıkasyon Sanayü ünvanlı olarak ijtigal eden Oğuz Kökıürk'e 19/9/1983 tarihinden itibaren, 9/9983 gün 983/258206 sayılı karar ile iki aylık daha ek konkorılaıo mehiti verilmiş bulunduğu üan olunur. Basın: 10265 2 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear