26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 28 EYLÜL 1983 TELEVİZYON 20.00 Yurttan Sesler Programda, Yaşar Aydaşyönetiminde Ankara Radyosu Tiirk Halk Müziği Yurttan Sesler Korosu şu türküleri söylüyor: Yüziinü sevdiğim (koro), Sunayı da deli gö'nül sunayı (Gülşen Kutlu), Eşimden aynldım yoktur karartm (koro), Bugün ben dosiumu gördüm (Canan Akkaya), Azeri oyun havalan (saz sanatçıtarı), Kerpiç duvar (koro), Bitümi ola (koro). Biz ki destanlarla büyümüşüz, bu masallara kanmayız ÇETtN ÖNER Demokratik düzene geçiş dönemini yaşadığırmz şu günlerde TV'mizin çok ilginç bir zamanlama ile yeniden ekrana getirdiği "Bay Smith Hashingtona Gidiyor" filmi üstünde çok konuşulması, düşiinülmesi ve yasalann elverdiği ölçü içinde tartışılması gereken bir konudur. İtalyan asıllı Bay Capra'nın 1939'da gerçekleştirdiği film Amerikan Demokrasisi'nin bunalım dönemlerinden birinde, toplumunun içinde bulunduğu koşullan sergilemesi açısından ilginç kimi öğeler içeriyorsa da filmin başında belirtüdiği gibisergilenen olaylann gerçekle hiçbir ilişkisi yoktur. Yani bir düş, bir ham hayaldir anlatılanlar. Çünkü Al Capone'lerin, Dillinger'lerin, "Pretty Boy" Floyd'ların, "Baby Face" Nelson'lann fink attığı o yıllarda, hiçbir Yavrukurt Oymakbaşısı'nın, Basm Tröstleri'ne, Kurt Politikacılara, Parababalan'na karşın Amerikan Senatosu'na elini kolunu sallayarak ve şapkasmı bir türlü tutamayarak ve dahi senato kursüsünden kaşarlanmış onca işbirlikçi politikacıya aralıksız olarak günlerce nutuk atarak rayından çıkmış Amerikan Demokrasisi'ni kurtarması masalı akıldışı bir olaydır. Çünkü Amerikan Demokrasisi kılıçtan gecirilen milyonlarca Kızılderili'nin, Kuzey/Güney Içsavası'nda öldürülen yüzbinlerce ak ve karaderilinin, kurşunlanan yanm düzine Devlet Başkam'nın, Karagüç ve Müslümangüç'ü simgeleyen önderlerin, Lnmumba'ların, Malcolm X'lerin, Eliah Muhammed'lerin, bombalanan Vietnam, Kamboçya vb. ülkelerle Hiroşima, Nagazaki gibi kentlerin kanı pahasına kurulmuştur. Temelinde kan ve gözyaşı vardır, ama asla söylev yoktur. Bu bakımdan bizim de özeneceğimiz bir demokrasi geçmişi yoktur. O halde TRT yönetimi bu fîlmin gösterimini yineleyerek, "Siz de milyoner olabilirsiniz" ya da "Ya çıkarsa?" gibi reklam spotlan atarak ne yapmaya çalışmaktadır? Doğrusu biz bunu anlayamadık. Yok eğer bu filmi yinelemekten amaç Amerikan Demokrasisi'ni eleştirmekse, o demokrasiyi eleştiren çok daha üstün yapımlar vardır. Lütfen onları da ekrana getirsinler bi zahmet. örneğin Sam Peckinpah'ın "Mavi Askerier"i (Blue Soldiers),Welles'ın "Yurttas Kane"i (Citizen) hemen usumuza gelenlerdir. Demokrasi savaşımlannın tarihi çağdaş masallar biçiminde anlatılamaz, Capra'nın Yavrukurt Oymakbaşısı Bay Smith'in bile ağzından çıkan "Özgürce düşünebiliyorum. özgürce yaşavabiliyorum, özgürce konuşabiliyorum... Işte Demokrasi budur!... Karanlık bir tünelden çıkınca karşılaşılan aydınlık! tşte, mutluluk budur! vb." tümceleri bize bir başka fîlmin (Yanık Ada "Ouemada") başoyuncusunun bir tümcesini anımsattı: " Heey İngiliz! Hangi ça|daşlıktan söz ediyorsun? Ve diline doladıgın bu sahte çagdaşlık kavramı ne zamana kadar sürecek sanıyorsun?"' "Çagdaşlık" sözcüğü yerine siz eşanlamlı bir başka sözcüğü koyarak kimi sorular yöneltebilirsiniz çağdaş masalcılara, Fareli Köyün Kavalcılanna, Capra'lara, yandaşlanna... Biz ki masallann, destanlann, Kurtuluş Savaşı gibi çağdaş destanlann harman olduğu bir ülkenin çocuklan, torunlarıyız. Capra gibi hiçbir palavracı masalcı bizi uyutamaz. Bu böylece biline! 20.30 Haberler 21.05 Hava Durumu 21.10 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Futbol Maçı Yayını (banttan) Renkli Bohemians Prag Fenerbahçe A vrupa Şampiyon Kulüpler Kupası rövanş karşılaşması. 22.55 Haberler 23.00 Kapanış İZLEYİCİ GÖZÜYLE A t n t i i f l r ' i i n W n n ı n l n r ı Enküçüğü 14. en büyüğü 18yaşında, gencecik, güzel cocukt £ "*• " " " « * « * * | a r . Çogu konservatuvar öğrencisi. Tanınmış keman virtüSizlere, burada, yaltuzca TRT'yle ilgili olmayan, ama TRT özümuz Saim Akçıl toplamış bunlan, bir oda orkestrası kurmuş. Yiireklerinin olanca temizliği ile kenTelevizyonu'nun spor olaylanm ekrana getirmesi dolayısıyla dilerini müziğe vermişler. Yaptıklan işin ciddiiiginin bilincindeler. Vivaldi (,alıyorlar, Haendel çalıyoryeniden gündeme gelen bir "antayış"tan söz etmek istiyorum. lar, ele aldıklan her parçanın mimksel güzelliğini yiırekten du>arak dinle>icilere aktarnıaya çalışıyorlar. Başanyorlar da. Saim Akçıl topluluğa "19 Mayıs Oda Orkestrası" adını uvgun bulmuş. Bundan Bu anlayışı, özellikle güreş, boks vb. gibi spor dallan söz konusu olduğunda yalnızca Tiirk sporcuların karşılaşmalannı daha uygtınu bulunamazdı herhalde. Bu \avrular Alalürk'ıin bize gösterdiği çağdaş uygarlık duzeyinin üçiincü kuşak öncüleri değil mi? Sanat dünyamızda onun izinde >ola çıkarken para ve iin getirici iletme, yabancı sporcular arasmdaki karşılaşmalan ya hiç kolaya sırt çevirerek güç olan gerçek sanata yönclmeleri gerçekten goğüs kabartıcı. yannlarımız hesavermeme ya da bunlan "Macar ttalyanı tuşla yendi" gibi bına umul verici bir davranış. Atatürk >avnılanna en iyi dileklerimiz. Çaİışanlar, mutlaka laflarla geçiştirme olarak özetleyebiliriz. Bu darkafahlık, S. dediğimiz gibi, yalnız TRT'de değil, spora sayfalannda bol bol başaracaklardır. yer ve boya ayıran ktmi yayın organlanmızda da egemen. Oysa bu sığ yaklaşım, Tiirk toplumunun spora bakışınt salı Türklerin kimi yenip kime yenildiği merakıyla sınırlandırmakta, uluslararası spor kültürümüıü geliştirmeye en küçük bir katkıda bulunmamaktadır. Şimdi, SSCB'nin Kiev kentindeki Dtinya Güreş Sampiyonası'nda da TRT salt bizim güreşçilerin karştlaşmalartnı banttan ekrana getirmektedir. Oysa ülkemizde güreşi seven insanların, güreşçiliğe soyunmağa hazırlanan MEHMET BASUTÇU gençlerin tranlı, Sovyet, Bulgar, Japon, ABD'li, Koreli, Moğol vb. güreşçilerin kendi aralannda yaptıklan harikulade güreşleri Geçmişi olduğu gibi, yeniden yaşatmaya çabalamak bir çözüm de izkmeye hakları vardır. Türkiye'deki gerçek spor yolu değil. Geçen zamanla birtutkunlartmn anlayışı, "Kimi ytndik, kime yenildik'le sımrlı likte gelen yeni koşullarauygun, değildir. değişik, özgün bir çizgi aramak COŞKUN İZLER / Kırklareli kuşkusuz sağduyu gereği. Ancak Seçiciler Kurulu oluşturarak odül dağjtma olanağından üç yü önce yoksun bırakılan San Sebastian Şenliği yöneticileri, yeni 11.30 Türkçe sözlü hafif müzik. TRTI bir kişilik aramayı sürdürürken 11.45 Türküler. 12.00 Dünya folk05.00 Açılış, program ve kısa habereski günlerin parlakhğını de geloru. 12.20 Şarkılar. 12.40 TUrkuler ler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Solistri getirebilme umudunu yitinnegeçidi. 13.00 Haberler. 13.15 Saz lerden birer şarkı. 06.00 Köye habermişlerdi. En büyük uluslararası eserleri.13.30 Şarkılar. 13.45 Bir roler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 Guman / Bir yazardan hikâyeler. 14.00 sinema şenliklerinden biri olarak naydm. 07.30 Haberler. 07.40 GuBir albüm. 14.30 Yabancı dil öğreetkinlik göstermenin çekiciliği bu nün ıçinden. 10.00 Arkası yann. nelim. 15.30 Ankara Oda Orkestraözkmin temelini oluşturuyordu. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa habersı. 16.00 Şarkılar. 16.20 Arkası yaBu güz de, tüm çabalara karşın, ler. 11.05 Hafif muzik. 11.20 Türnn. 16.40 Türküler geçidi. 17.00 San Sebastian'ın yeniden 'A Sıküler ve oyun havalan. 11.45 ŞarkıOlaylann içinden. 17 J 0 Çesjtli solar. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reknıfı' şenlik düzeyine yükselmelolar. 18.00 Erzurum Radyosu Turk lamlar. 12.10 ögle üzeri. 12.55 Reksini sağlayacak atıhmın gerçekhalk müziği konısu. 18.30 Bilim derlamlar ve radyo programlan. 13.00 leşmediği gözlemleniyor. gisi. 18.50 Çocuklar şarkı söylüyor. Sporda ulusal darkafahlık!.. rtlaıul Tino Rossi Korsikalı şarkıcı Tıno Rossi öldü PARİS (AP> Elli yıldır şarkı söyleyen ve bugüne kadar 200 milyon plağı satılan Korsika asıllı Fransız şarkıcısı Tino Rossi'nin pazartesi gecesi pankreas kanserinden öldüğü açıklandı. 76 yaşında Paris yakınlannda, Neuilly'deki evinde ölen Rossi, Ntpotyon'dan bu yana en ünlü Korsikalı olarak biliniyordu. lki hafta önce hastaneye kaldırılan ve kısa süre önce yaşarrundan umut kesilerek taburcu edilen Rossi, böylece son günlerini ailesinin ve yakınlannın arasında geçirebildi. ölünceye kadar Fransa'nın en ünlü şarkıcıları arasında kalabümeyi başaran Tino Rossi, tam 2000 şarkıyı plağa okudu. Bun ların en ünlüsü de, bugüne dek 30 milyon saun Noel şarkısı "Petit Papa NoeTdi. 1972 yılında da, Tino Rossi'nin o güne kadar satılan plaklan üst Uste konduğunda, Everest Tepesi'nin 27 katını bulan bir yükseklik elde edilebileceği hesaplanmıştı. Zengin bir şenliğin ürkek ödülleri Yönetmenler" bölumü Seçici Kurulu'nun ödülünu de, bu kez başka bir Ispanyolla, "El Arreglo"nun (UzJaşma) yönetmeni Jose Antonio Zorrilla ile paylaştı. Bu arada söz konusu ödülün 1980'den bu yana San Sebastian'da verilen en önemli ödül olduğunu da eklemek gerek. En büyük sorunu, Venedik Şenliği'nin hemen arkasından geldiği için, dünya sinemasının düzeyli ürünlerini kendine çekmekte karşılaştığı güçlük olan "eski şenliklerin en genci" San Sebastian, ödüllerin beraberinde gelen ürkek, çekingen havaya karşın, dunya sinemasından ilginç örnekler sunan, halka açjk, zengin, çok boyutlu bir şenlik. lki yıldan beri video gösterileri de yapıhyor San Sebastian'da. İlk bakışta, bir sinema şenliği çerçevesinde video gösterilerine yer vermek çelişkili gibi gözükebilir. Öyle ya, gerçek sinemaseverin ilgisini videoya kayüırmayı düşünmek fazla iyimserlik değil de ne? Her ne kadar doku benzerliği varsa da, kendi bedenine aştlanan ve kanser hücrelerinden de daha hızlı büyümesinden korkulan bu yeni organa karşı Yedinci Sanat'ın ilk tepkisi savunmaya geçmek olmuyor mu? San Sebastian'da, bazılannı tedirgin eden ve sinemanın geleceği açısından karamsar kılan video tekniğindeki gelişmeleri izleme, video konusunda düzenlenen tartışmalara katılma olanağı da vardı. Bugün, en ünlü şenliklerle boy ölçüşmeye kalkışmadan da sinema sanatına hizmet vermenin değişik yollan bulunuyor. San Sebastiari'da kadın yönetmen Diane Kurvs parladı RADYO Haberler. 13.15 Hafifmüzik. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Türküler.16.20 Şarkılar. 16.40 Hafif müâk. 17.00 Olayların içinden. 17.38 Bölgesel yayın ve reklamlar. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk şarkı». 18,20 Fasıl. 18.50 Hafif muzik ve reklamlar. 19.0001.00 TRT11 ile onak yayın. 19.00 Haberler. 19.30 Yurttan sesler. 20.00 Koyumuz köylümüz. 20.20 Şarkılar. 20.40 Türkçe sözlü hafif müzik. 11.00 Kısa haberler. 21.02 Radyo tiyatrosu. 22.00 Türkülerden bir demet. 22.20 Kuçük konıtr. 22.40 Şarkılar. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 19.0001.00 TRT l ile ortak yayın Özetle Grup KASİF ikinci filmini tamamladı Grup KASİF (Kamera, Sinema, Fbtoğraf ve Saydant EtkinUkleri ÇaUşma Grubu) ikinci betgesel film çalışması "Kirletilen Cennet"i tamamladı. Yesil çevrenin yok edümesine, doğal dengenin bozulmasına karşı fılmler hazırlayan Grup KASİFtn 16 milimetreOk "Kirletilen Cennet" adlı yapıtımn çekimi Zafer Halat, Ümit Demirel, Haluk Tizer, Ahmet Yüzüak ve Remzi Seyis' ten oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirüdL Filmin yaşanabilir bir çevre yansıtan bölümleri renkli, kirletilen bölgeleri gösteren bölümleri siyahbeyaz çekildL 07.00 Açılış ve program. 07.02 SoUstleTden seçmeler. 07.30 Haberler 07.40 Türküler ve oyun havalan. 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Şarkılar. 09.15 Türk buyükleri. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 THM toplu progranu. 10.40 Kadın ve çevresi. 11.00 Kadınlar lopluluğu. TRT II 07.00 Açılış ve program. 07.02 Gune baslarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Barok müzik. 09.30 Creative Source Topluluğu. 10.00 Hafif muzık dünyasından. 11.00 ögleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Diskotegimizden. 13.00 Konser saati. 14.30 Caz müziği. 15.00 Muzikli dakikalar. 16.00 Günün konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 Haftanın topluluğu. 19.00 Haberler. 19.12 Bir konser. 20.45 Saz eserleri. 21.00 Yeni tımYeni müzik. 21.45 Halk çalgılanmızdan ezgiler. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Çarşamba konseri. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. TRT III İTÜ Deneme Yayını 19.00 Açılış ve her ay bir OPERA programı, OFFENBACH: "Orpheus Cehennemde" operası... Solistler \e R. Leibowitz yön. Paris Filarmonı Ork. 21.15 Hava raporu, enesi günün programı ve kapanış. BÜYÜK ÖDÜL BtR KADIN YÖNETMENtN Ana bölümde sunulan, Fellini ve Allen'in çağrıh yapıtlan dışmdaki onaltı Tılm arasında "en begenileni", Şenliği izleyen gazetecilerin oylanyla belirlendi: Genç Fransız kadın yönetmenlerinden Diane Kur>s'ın gerçekleştirdiği "Cuop de Foudre" (Yıldınm Aşkı). Ana bölümde olabildiğince yeni, daha önce gösterime girmemiş, yapıtlan toplama çabalannı sanki hiçe sayan bir ödül bu. lki genç kadının, 19S0'li yıllar Fran&ası'nda istedikleri yaşamı gerçekleştirmekte karşılaştıklan güçlukleri ve aralannda fîlizlenen sevgiden aldıklan güçle aile yuvalannı yıkma pahasına da olsa özlemleri doğrultusunda ilerlemelerini du ŞENLİK AFtŞİ Bu yılki San Sebastian Şenliği, tspan>a'nın Bask bolgesindeki bu kente yönelik ilgiyi arttırdı. Yukanda bu yılki şenligin afişi göriılüyor. yarlı, içten sıcak bir dille anlatan "Yüdınm Aşkı", tam altı ay önce Fransa'da seyirci önüne gelmişti... Uluslararası Sinema Eleştirmenleri örgütü uyeleri ise büyük ödüle hak kazanacak bütünlükte bir yapıt bulamayınca, "Nuevos Realizadores" bölümünde izlenen, Ispanyol Jose Sacristain'in yönettiği "KuTşun Askerler" ile Belçikah genç sanatçı Marc Didden'in ilk filmi olan "Brüksel Geceleri"ne birer mansiyon verdiler. Marc Didden aynca, Samuel F»«er başkanlı|ındaki "Yeni Kübah Heberto Padilla 1971 yıluıda Castro yönetimine karşı faılaca eleştirel bir tavır takındığı için cezaevine atılan, özeleştiri yapttktan sonra sahverilip 1980 yıhnda sınu dısı edilen Kübah ozan Heberto Pad la, "Bahçemde Yiğitler Otlu yor" adlı özyaşamöyküsünden esmlenen bir roman yazdu ABD ile Fransa 'da aynı anda çıkacak olan romamn yazarı, Avrupah aydmlann ilk kez Castro rejimine karşı soğukbirtavır almasma yol açan kişiydi. Romanım daha ülkesinden ayrılmadan önce yazan Padilla, şu sıra New York 1 Üniversitesi nde ö&retim üyeliği yapıyor, hem de anüarını kaleme ahyor. BULMACA îztnir Devlet Opera ve Balesi 1 ekimde perdelerini açıyor DÜŞ EKMEGİ 8 misin?' Nazım Hikmet'i eve götüremedim. Bunlar tehlikeli şiirlerdi. Eskiden basılı kitapları vardı bende, "335 Satır', 'Taranta Babu". Vedat, bu şiirleri, bir öğretmeni varmış ondan almış gizlice, beş kopye çekmiş, dağıtmış. Ben de beş kopye çekip ona geri \erecektim. 'Hem senin daktilon da var' demişti. Aşık bir çay daha getirdi. Bir de kendisine... 'Ne okuyorsun?' dedi. Şairdi o da. Arada bir türkü söylerdi. Adana'lıydı. "Urfa bir yana düşer zülüf gerdana düşer'i bağıra bağıra inletirdi kahveyi. Urfa tüfkuleri en ustünleriymiş! Hasan bayılırdı bu türkülere, o Urfalı'ydı ama sesi yoktu. Bir de film türküsü vardı 'Yeşil gözlerini ufkuma ger ki Bahar geldi diye şarkı soyliyem.' Hasan pencere önune oturur, elini alnına dayar, mısra dizerdi alt alta. Serbest yazardı daha çok. Orhan Veli'yi tutardık birlikte. Şiir böyle olmalıydı. Konuşur gibi... Herkesin içinden geçenleri, bir anlık duygulan, izlenimleri kısaca vermekti şiir. Vefa'lı Vedat'la Hayriye'li Hasan tutuşurlardı kavgaya. Önce bir parti tavla, sonra Orhan Veli, Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Nazım Hikmet tartışması. Şeyh Galip'i ikisi de severdi. Nazım'ı da... Ama Yahya Kemal'i hiç tutmazdı Hasan, varsa yoksa Orhan Veli! Aşık şaşıydı, bir gözü de öbüründen küçük. Şaşıhğı doğuştanmış, ama öbür iş bir kavgada olmuş. "Çekti bıcağı, vay anam, elini tuttum, ama ucu gözüme girdi." Az kaldı kör olacakmış, o yüzden bir gozu kapanmış, zor gorürmüş o göz. 'Bir tavla atalım mı?' dedi. "Hasan nerdeyse gelir.' 'Nereye gitmişti?' 'Öğleden sonra bir uğradı. Yenikapı'ya indi galiba. Biliyorsun kızı orda.' Göz kırptı, sonra gitti bir tavla getirdi. Zarları salladı salladı. 'Bir Adana işi yapalım.' 'Burası Şehzadebaşı. Tavla OKTAY AKBAL kansının adı. 'Kocam' dermiş ona, o da 'kanm'. Boynundaki kırmızılı kravatı gösterirdi 'Halep'ten getirmişler, bana verdi, ipek" derdi. Hayran hayran bakışırdı çocuklar, hem kadınla yatıyor para vermeden, hem de armağanlar alıyor kadından, istediği zaman da para'. Urfa'da babasının köyleri varmış, kadını kızıyle tüm insanlanyle. Artık beğen beğendiğini o ktzların kadınlann!.. 'Nerde kaldı Hasan, Aşık?' dedim. Tavlayı kapattı. Yenilmişti. Bir şey demedi. Kalktı yeni gelen iki delikanlıya çay götürdü. Radyo akşam haberlerini veriyordu. Bir İngiliz muhribi iki Alman denizaltısını batırmış. Karelya cephesinde Finliler Ruslara dayanıyorlar. Şiddetli soğuklar geçecekmiş. Cumhurbaşkanı Inönü... 'Len ne zaman geldin?' dedi bir ses. Hasan'dı, gözkri pırıl parıl. 'Bir kahve' diye seslendi. 'Bugün sizin okula uğradım, seni aradım. N'oldu?' 'Gelmedim, astım, cebirden.' 'Bir şiir yazdım' dedi Hasan. 'Yenikapı'da bekleye bekleye sıkıldım. Bitmedi daha... Ne o eündeki? Len Karakurt mu okuyorsun?' lçini açtım. Aldı kanştırdı. 'Dur ortaya dökme, öyle bak.1 'Bunlan nerden buldun sen? "Velhasıl pul pul ışıklı derisi, ateşten gözleriyle bilhassa fasl'ı baharda ram eder kendine içerdeki adamı hürriyet denen ifrit Bu bittecrübe sabit kancığım bittecrübe sabit." Baktı gözkrime: 'İlk gördüm bunu' dedi. 'Vedat mı getirdi ha? Ver bu gece bende kalsın, yatakhanede yazayım defterime, yann veririm.' Sonra hem defterden, hem ezberden okumaya başladı "Bugün pazar bugün beni güneşe cıkardüar" 'Sus ulan' dedim. SÜRECEK SOLDAN SAGA 1/ Çorum'un ilçelerinden biri. 2/ Gemilerin mizana direginin gerisindeki yelken... Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ceylan derisi. 3/ herbiyumun simgesi... Avrupa'da bir başkent. 4/ İsvıçre'de bir ırmak... Hz. Muhammed'in sancaklanndan birinin adı. 5/ Kolay... Bir nota. 6/ İçinden su içilir... Tevfık Fikrel'in unlu bir şiiri. 7/ Bir renk... IIIVII. yüzyıllarda tran'da hüküm süren bir sülâle. 8/ Mikroskopla incelenecek cismin üzerine konulan küçuk cam parçası... Oy. 9/ Divan edebiyatındabahar tasviri ile başlayan kaside. YUKARIDAN A Ş A G I Y A ni tedhiş ve cinayet örgüiü. 6/ Cana yakın. 7/ Ortadogu'da bir ülke... Hintli kadınlann ulusal giysisi. 8/ Bir harfın kalın okunuşu... Bir renk... Bir nefesli çalgı. 9/ Bir şantözümuz. 1/ Doğu ile ilgili. 2/ Dogu müziğinde bir makam... Arka, an. 3/ Manganın simgesi... Habeş buvüğü... Su. 4/ Bulunak... Seherin içinde. 5/ ispanya'da bir burun... Erme MADENDEN EVİNİZE ARAC1SIZ TESLİM! B A G L A R İ Ç İ LİNYtT KÖMÜRÜ GEDtZ LİNYİT KÖMÜRÜ KESTANBUL LİNYtT KÖMÜRÜ TRAKYA LİNYİT KÖMÜRÜ A G A Ç KÖMÜRÜ UMUT Tel. : 143 49 62 İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Devlet Opera ve Balesi, tlkokuldaki güntzmir'de 1 ekim günü perdeleri lerindeki gibi gülecek başını salni açıyor. layıp. Annem de bir şeylerden Izmir Devlet Opera ve Balesi kuşkulanıyor. Bir bilse, şaşar kaMüdürü Necdet Aydın, bu sezon lır. Beni hep o küçük oğlu olasergilenecek yapnları ve lzmir rak görür. Bir genç kın sevmem, Devlet Opera ve Balesi'ne yeni istemem, özlemem olmayacak katılan sanatçılan tanıtmak için şeydir. Zil çaldı. Komşulardan bir basın toplantısı yaptı. Nec iki hanım gelmiş. Sesleri yükseldet Aydın, geçtiğimiz yıl lzmir di, anılar başladı, bir ondan bir temsillerini, konserlerini yaklaşık berikinden. Sigara dumanları 12 bin seyircinin izlediğini belir arasında eski anılar. Şubat geceterek, bundan güç alarak bu yıl sini geçirmenin en güzel yolu. ki repertuvarlannı geniş tuttuk Dersleri bıraktım. Bir roman açlannı söyledi. Necdet Aydın, lz tım, 'Adsız Köşk'. Seurel, Memir Devlet Opera ve Balesi'nin aulne ve Yvonne de Gallais. Yabu yılki programı üzerine şu bil şamımca arayacağım, bulamagileri verdi: yacağım o uzun boylu, sanşın, "Bn yıl perdelerimizi genel is bu dünyaya yakışmayan genç tek üzerine, geçen sezon kapalı kız!... gişe oynayan 'Uyuyan Güzel' b«DÖRT lesiyie açıyonız. Birkaç gün tekrarianacak temsillerde orkestra21 Şnbat 1940 yı Almanya'dan gelen şef MichaAşık baktı baktr. el Belter yönetecek. Ajnca ekim "Hasan seni aradı' dedi. ayı içinde ttç yeni komik opera 'Memleketten yeni gelmiş.' Hanın galasını yapacağız. Daha va kararmıştı. Perdeleri sıkıca sonra kasım ayında devreye Me kapattı. Işık azdı. notti'nin 'Konsolos' operası gi'Bugünlerde kontrol sıkı* derecek. Bu yapıtın çalışmalan Ge di. 'Geçen gün polisler bastı.' nel Müzik Direktönımüz VValter Bir kez benim de başıma gelStrauss'un denetiminde sürmek mişti. Okul saatindeydi. Arka te. Diinyanın en önemli baletle kapıdan öte sokağa kaçmıştık. rinden birisi olan Adolphe Küçük kahve boştu daha. KöşeCharies Adam'ın 'Giselle' bale de tavla oynuyordu iki öğrenci. sini kasımda sahneleyecegiz." Hayriye Lisesinde yatıhydılar. Necdet .Vjdın aynca 19831984 Yaşlan yirmi>n geçmiş iki lise öğrencisi. Biri Maraş'h, biri Konsezonunda iki önemli yapıtın dünya prömiyerini yapacakları ya'lı. Koca koca bıyıklan vardı. nı belirterek şunları söyledi: 'Al düşeşi len' dedi. "Bunlar 'Pop Opera' ve 'Ço'Oha' ban Yıldızı' adlı baleler. 'Pop Aşık gitti çay ocağma. Opera'nın metnini ben yazdtm, Okula gitmedim bugun. Sınav bestesini Timur Selçuk yapıyor. vardı cebirden. Ali bey soruşturBu operada, ülkemizin tanınmış du mu? Öğleden sonra hep kahpop şarkıcıları da yer alacak. vedeydim. Koca bir defter varTop Opera' şubat ayında sahne dı elimde. Esat Mahmut'un rolenecek. Aytaç Şenel ve Serdar manının içindeydi. Nazım HikOngurtar'ın birlikte yazdıklan met'in el yazısıyle şiirleri. Vefa''Çoban Yıldıa' adh dramatik ba da okuyan Vedat getirmişti. Şale de ocak ayı içinde sahnelene ir Vedat. Divan tarzmda şiirler cek. Aynca bu yıl içinde hocala yazardı, ezberinden Galip'ler, nn bocası, büyük sanatçı Saadet Baki'ler, Nedim'ler dökülür durİkesus Altan'ın 50. sanat yılını madan. Yahya Kernal'i biraz seIzmir'de kutlayacagız. Bu vesi verdi, aruzla yazdıklarını. Bir de leyle hocamız 'Şen Dul' opereti Nazım Hikmet... "Ah, bir de ni sahneleyecek." aruzla yazsaydı, ne olurdu bilir Rampal Flüt Yarışması Paris Belediyesi tarafından düzenlenen Jean Pierre Rampal Flüt Yarışması 'nda, Japonlar herkesi şaşırtan büyük bir başan gösterdiler. 20 ülkeden 114 gencin katıldığı yansma, son derece ağtr programıyla yanşmaalara büyük güçlük çıkanrken bir JaponyaFransa savaşımı halinde geçtiJiirinciliğiyanşmanın en genci olan 17 yaşmdaki Japon kızı Yumiko Sakumo aldı. Mozart'm "Konçerto"sunu büyük ustaukla yorumlayan Sakuma'nın ardından ikinciliği, yine bir Japon sanatçısı olan 26 yaşmdaki Motoaki Kato aldı. Jean Françavc 'in ' 'tmpromptü' 'sünde olağanüstü bir yaratıcuık gösteren Kato'yu Avustralyah Alison Mitchell, Fransız Sophie Cherrier, yine bir Japon ktzt olan Keito Nagayana izledi. burda doğdu' dedim. tlk üç oyunu aldı. Sonra bir mars oldu. Çok heyecanlanmıştı. Bir ara daldım. Hasan şimdi mutluydu, sevdiği kızla buluşmuş olmalı. Sanşındı Zekiye, lise öğrancisiydi, benim gjbi dokuzuncu sınıfta. Oysa Esat orta sondaydı, geçen yıl kalmıştı sınıfta. Yaşı büyüktü benden; çok yıl yitirmiş, belge almış, sonra kurtarmış. Hayriye de yatıhydı. Ama işini uydurur kaçardı geceleri, sabaha karşı dönerdi. Bir dostu vardı Abanoz'da. Haftada bir gün gider kalırdı. Para da öderdi ya, ödemem derdi, hatta kadından para bile ahrmış! Bahçede toplanırdı çocuklar çevresine, ya da duvar dibindeki küçucük çimenlikte yere bağdaş kurarlardı. Hasan aynntılarla anlatırdı, uzun uzun. Emine'di Euzhan Palcy herkesi şaşırttı Venedik Film Şenliği'nde "Rue CasesNegros" adhfümiyle ikinci büyük ödül olan "Cümüş Aslan"t alan Euzho' Palcy'yi herkes merak ediyor. yasındaki bu genç zenci kadın Antil adalanmn küçük bir kö yünde doğdu. FUmine konu olaı aynı addaki Joseph Zobel'in ro mamnı 12 yaşındayken okudu Genç yaşta Paris V geldi ve yec yıl süreyle sinemacılara çıraklı yaptı. tki yılda çevirdiği fih önemli bir ödül altnca, şimdi bı tün gözler ona çevrildi. Am Euzhan Palcy, yeni tasarüan A. nusunda konuşmuyor ve sorut rı şimdilik gülümseyert geçiştiriyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear