26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 EYLÜL 1983 * * * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Ek zam "4 dudak" (Baştarafı I. Sayfada) "konunun serbest toplu sözleşme düzeni içinde değerlendirilmesinin daha doğru olacağı" belirüldi. Bu son gelişme konusunda gö.üşüne başvurduğumuz Türk İş Genel Başkanı Şevket Yılmaz ise "Beıı konuyu Başbakan'a ilettim. Benim muhatabım Maliye Bakanı değil, Başbakandır" dedi. Yılmaz dün öğleden sonra Çalışma Bakanı Turhan Esener ile görüşerek, Esener'den ek zam konusunda yardım istedi. MALİYE BAKANININ YAZ1SI Maliye Bakanı Kafaoğlu YHK'ya 23 eylül tarihinde gönderdiği yazida şu görüşlere yer veriyor: "Bilindiği iizere. hükümetimiz son iiç yılhk dönemde bir yandan aylık ve ucreller arasındaki aşın farklılıklan gidererek, özellikle kamuda çalışanlar yonünden dengeli bir iicret düzeyi sağlamayı hedeflemiş, bir yandan da bilhassa ücretli kesim için en büyük adaletsizliği yaratan enflasyonu dizginleme çabalarının yanı sıra, aylık ve iicretlerin ortalama enflasyon oranlan düzeyinde arttınlmasına da imkSnlar ölçüsünde özel bir itina göstermiş ve göstermektedir. Yukanda belirlilen yaklaşım toplu sozleşmelerde Yuksek Hakem Ktırulu'nca öngörülen iicret artışlarının tesbitinde de benimsenmiş, bu anlayış içinde 1981 yılında toptan eşya fiyat artışı yuzde 36,8,1982 yılında yüzde 25,2,1983 yılında ağustos ayı sonuna kadarki doneminde yiizde 21,4 oranında gerçekleştiği halde, giydirilmiş ücretlerdeki artışlar sırasıyla 1981 yılı için yüzde 38"e, 1982 yılı için yiizde 3Ve ulaşmış, 1983 için de yiizde 30 dolayında gerçekleşeceği anNşılmıştır." Maliye Bakanı, YHK'ya gönderdiği yazıda, enflasyon önünde ücretli kesimin daha düşük oranda etkilenmesine olanak sağlandığını da ileri sürerek, şunları savunuyor: "Aylık ve iicret artışlan toplu sözleşmelerin veya bütçe kanunlannın yürürliiğe girdigi tarihten itibaren mıueakip döneme kadar her ay için aynı oranda uygulamaya konulmuş. böylece her ay kademeli olarak oluşan enflasyon önünde ücretli kesimin daha düşük oranda etkilenmesine imkân sağlanıtuş. başka bir ifade ilc yılhk ortalama iicret artışlarının satın alma giicii ortalama enflasyon oramnın üzerinde bir diizeyde tutulmuştur. İstikrar içinde geHşmeyi hedef aian ülkemizde ücret artışlannın değerlendirilmesinde yukanda belirtilen hususlara ilaveten yatırım imkanlannı arayarak, çok yüksek sayılara ulaşmış işsizlerin durumlarını da bir an olsıın unutmamak mecburiyetinde olduğumuz muhakkaktır." Işverenlerle çalışanlar arasındaki ilişkileri ve özelHkle ücret düzeyini belirleyen serbest toplu sözleşme mekanizmasının işlemesine çok kısa bir süre kaldığını ifade eden Adnan Başer Kafaoğlu, "Bu kadar kısa bir sürede degerlendirme yapılması yerine, serbest toplu sözleşme düzeni içinde ve yukanda arzedilen hususlann ışığında sağlıklı değerlendirme yapılmasına intizar edilmesinin, gerek çalışanlar, gerek tüm ülke ekonomisi yoniinden daha isabetli bir seçim olacağı mütalaa ulunmaktadır." diyor. YHK CEPHESİ YHK ek zam konusunda incelemelerine yann, Naci Varhk başkanhğında başlıyor. YHK üyeleri, Başbakanlığın ilettiği Türklş önerilerini ve Maliye Bakanı'nın yazısını görüş belirlemek amaçıyla birkaç gündür tek başlarına ele aldılar. Ek zam konusunun ekim ayı başında açıklık kazanabileceği bildiriliyor. Bu arada bir YHK üyesi, ek zamla ilgili olarak, Kurul'daki eğilimin şimdiye kadar genellikle "olumsuz" olduğunu, ancak Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı tarafından iletilen bilgi ve görüslerin görüşülmesinden sonra yeni bir gelişme olabileceğini söyledi. Öte yandan dün Milli Prodüktivite Merkezi tarafından düzenlenen "VerimlUik Haftası' ile ilgili sempozyuma Türktş Başkanı Şevket Yılmaz ve YHK Başkanı Naci Varhk da katıldılar. Daha önce ek zam konusunda "ek zam yok" diyen Naci Varhk, sempozyumdaki konuşmasında şunlan söyledi: "YHK işçiişveren ve hukümet arasında bir kuruluştur. YHK hükiimetin ekonomik politikasını göz önünde bulundurmak zorundadır. Bunun yanında işçinin alım güciinü refah seviyesinde olmasa bile, yaşayabilme durumuna getirmek amacındadır. Bugiin 2.5 milyon işsizi olan bir iilkede YHKnın nasıl bir ücret politikası takip etmesi gerektigini takdirlerinize bırakıyorum. Bütiin bunlann yanında işçiişveren arasında bir huzursuzluğun varlıgı görülmiiyor." Aynı toplantıda konuşan Şevket Yılmaz ise, "Biz hoşa gitse de gitmese de diişündügümüz gibi konuşuyoruz. Şartlar ne olursa olsun çahşma barışını devam ettirmek arzusundayız ama görüyoruz ki bu barışı bozmak isteyenler önem kazanıyor" dedi. Memur ve emekliler arasında maaş dengesi sağlandı ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) MGK'nın kabul ettiği ve Resmi Gazete'de dün yayınlanan devlet memurları için emeklilikte hizmet süresi yerine yaş sınırının esas alınmasını öngören yasa 1 ocak 1984 tarihinden itibaren uygulanacak. Emekli Sandığı Yasası'nda değişiklik yaparak fiili hizmet süreleri 20 yıl olan kadınlarm 45 yaşında, 25 yıl olan erkek memurlann 50 yaşında istekleri üzerine emekli olmalarını öngören yasa hakkında MGK Bütçe Plan Komisyonu Raporu'nda şu görüşlere yer verildi: "5434 sayıh Emekli Sandığı Yasası'nın 39.maddesinde emekli olabilmek için 55 yaşını doldurmak ve 30 hizmet yılını tamamlamak hükmu yer almıştı. Oaha sonra çıkanlan yasalarla yaş kaydı kaldınlmış kadınlar 20 yılda, erkeklere 25 yılda emeklilik imklnı tanınmıştı. 20 veya 25 yılını doldurduktan sonra 3540 yaş gibi çok genç yaşta emekli olabilme imkânı sağlayan mevcut Memur Emekli Göstergeleri Dereceter 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1.100 1.150 1.200 1.250 980 1.020 1.060 1.100 1.150 1.200 890 920 950 980 1.020 1.060 1.100 1.150 800 830 860 890 920 950 980 1.020 1.060 725 750 775 800 830 860 890 920 950 650 675 700 725 750 775 800 830 860 590 610 630 650 675 700 725 750 775 545 560 575 590 610 630 650 675 700 500 5/5 530 545 560 575 590 610 630 470 480 490 500 515 530 545 560 575 440 450 460 470 480 490 500 515 530 425 430 435 440 450 460 470 480 490 410 415 420 425 430 435 440 450 460 395 400 405 410 415 420 425 430 435 380 385 390 395 400 405 410 415 420 amaçlandığı, ek gösterge rakamlarının da emekli ayhğı bağlanmasında dikkate alınmasının öngörüldüğü belirtildi. Raporda aynca, gösterge tablosunun yeniden düzenlendiği kaydedilerek şöyle denildi: "Emekli dul ve yetimler gelir vergisinden muaf olduklanndan bu vergi oranında 1984 yılı başında yüzde 36'dan yüzde 30'a indirme yapılması nedeniyle aylıklarda bir yükselme olmadığından, göslerge rakamlan yükseltilmek suretiyle bunlann aylıklannda da memur aylıklannda vergi indiriminden doğan artışa paralel bir artış sağlanmaktadır." Anılan yasa hükümlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri personeline de uygulanacağı bildirildi. Yasanın üçüncü maddesinin son fıkrasında "Baglanacak aylıklann toplamının emekli ayhğı bağlanmasına esas aylıklannın yüzde 95'ini geçemeyecegi" hükmü yer alıyor. Bu hükmün Silahlı Kuvvetler personeli ile ilgili olduğu, zira memurların emekli aylıklannın yüzde 95'e ulaşmasının mümkün olamayacağı kaydediliyor. Yasaya göre, emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıkları gösterge tablosundaki ek gösterge rakamlannın her yıl Bütçe Yasası'nda saptanan katsayı ile çarpılması sonunda bulunacak tutara göre baglanacak. Buna göre bu tutann hizmet toplamı 25 yıl olanlara yüzde 70'i emekli ayhğı olarak ödenecek. Hizmet süresi 25 yıldan az olanlara her tam yıl için yüzde 1 eksiği, fazla olanlara da her tam yıl için yüzde 1 fazlası üzerinden emekli ayhğı baglanacak. 10 11 12 13 14 15 İstanbul Haber Servisi Preveze Deniz Zaferi'nin 445. yıldönümü İstanbul'da törenlerle kutlandı. Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Orhan Karabulut'un Taksim anıtına çelenk koyma"sından sonra Barbaros Hayrettin Paşa'nın Beşiktaş'ta ki türbesi önünde de tören yapıldı. Preveze Deniz Zaferi'ni kutlama törenlerine İstanbul Vali ve Belediye Başkan yardımcılan ile öteki yetkililer de katıldı. Preveze Zaferi'nin 445. yıldönümü kutlandı GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) sının kendi içinde işleyen "yazısız kuralları" da vardır. Bu tür suçları işleyenler basmda yer bulamazlar. Fakat, yasada yer alan bazı suç çeşitleri ilerde çok büyük sorunlar yaratır. Gerçi bunlann bir kısmı bugünkü yasada da vardır. Vardır ama, bunların var olması getirilen maddenin antidemokratik özelliğini değiştirmez. "Müstehcen yay.n" konusunu alın.. Ceza hukukunda "müstehcenlik" konusu tartışmalıdır., Yani, neyin müstehcen olup, neyin olmadığını kestirmek güçtür. Bizim "boyalıbasın"diye andığımız "magazin basım" gazete sayfalarını kadın bacağı ve göğsü ile süslemeyi hüner sanır. Bunları yayınlamak "müstehcenlik" sayılır mı? Toplu basın mahkemelerinde "müstehcen yayın" ile ilgili birçok dava ve kesinleşmiş birçok karar vardtr. "müstehcenlik" olayı ele alan yargıcın dünya görüşü ve kişisel yapısına bağlı olarak degişkenlik gösteren kaygan bir kavramdır. Bir yargıca göre "müstehcen sayılan", bir başka yargıca göre "müstehcen" sayılmamaktadır. Güç olan müstehcenliğin ölçüsünü bulmaktır. "Magazin basım" ilerde bu yüzden çok sıkıntıya düşecektir. Toplu basın mahkemeleri, en kıdemli üç ceza yargıcından oluşmaktadır. Bu mahkemeler, basın yoluyla işlenen öteki suçlarda olduğu gibi "müstehcenlik" kavramı üzerinde de elden geldiği ölçüde, uzmanlaşmışlardır. Uzmanlaşmış mahkeme, gerek toplum gerekse sanıklar için güvencedir. Tek yargıçh mahkemede yanılgı payı daha yüksektir. Üç yargıçlı mahkemede, üç ayrı yargıcın dünya görüşü ve hukuk bilgisi bir araya gelmektedir. Sınırları belli olmayan "müstehcenlik suçu" hiç olmazsa üç yargıcın kararı ile belirlenmektedir. Tasarı ile toplu basın mahkemeleri kaldırılmakta ve bu tür suçlar, tek yargıçh asliye ceza mahkemelerine gönderilmektedir. Toplu basın mahkemeleri kaldınldığı için "müstehcenlik" konusunda üç yargıç yerine tek yargıcın dünya görüşü ve olaya bakış açısı egemen olacaktır. Bu da müstehcenlik suçlarında degişik ve çelişik uygulamalara yol açacaktır. Basında "ıftira ve suç tasnii" gibi suçlara kolayca rastlanabilir. Zaman zaman eleştiri ile hakaretin, hakaret ile iftiranın sınırlannı saptamak bile güçlük yaratır. Siyasal çatışmaların sertleştiği dönemlerde bu tür suçların sınırlan birbirterine kanşır. İftirayı ahşkanlık haline getiren gazeteçiye de basında pek yer yoktur. Basın, bu gibi durumlarda, kendi içinde bir savunma sistemi yaratır. Ama herhangi bir mahkemede, bir gazeteci tek olaydan ötürü "iftira ettin" diye mahkum olursa, o yazıyı basan sorumiu müdüre gazeteci olma yolu kapatılacaktır. Bu çok ağır bir sonuçtur. Çok garip bir örnek olacak, ama şöyle düşünelim: Bir savcı, bir yurttaş aleyhine en ağır suç savları ile dava açtı ve yargılama sonunda sanık beraat etti. Bu durumda, savcıya dönüp, "sen bir daha savcılık yapamazsın" denebilir mi?. Gazeteci de zaman zaman bazı insanları eleştirir, onlan suçlar. Savcının temel işlevi, suç sanıklarını mahkeme önüne çıkartmaktır. Sanık beraat ederse, savcının haksız olduğu anlaşılır, ama gazetecinin ileri sürdüğü sav doğru çıkmazsa. o gazetenin Yazı Işleri Müdürü bir daha gazetecilik yapamayacaktır. Çok tehlikeli bir yol değilmidir bu? DGM görev alanına giren suçları ''tahrik ve teşvikten hüküm giymis olanlar" da Yazı işüeri Müdürü olamayacaklardır. DGM'nin görev alanına giren suçlar siyasal niteliklidir. Demokratik bir toplumda gazetelerde siyasal görüş ve eleştiriler yer alır. Bu eleştirilerın birinde sınır aşılmışsa Yazı İşleri Müdürü bir daha gazetecilik yapamayacaktır. Bu da çok ağır bir yaptırım olmaktadır. Atatürk, kendi elyazısı ile hazırladığı "Medeni Bilgiler" adlı ders kitabında bakın ne diyor: Her türlü kanuni kayıtlardan evvel, bir kalem sahibi, üme, ihtiyaca ve kendi siyasi telakkilenne olduğu kadar vatandaşın haklanna ve memlekete de dikkat ve hürmet etmek mecburiyetindedir. Bu rnecburiyettir ki, umumi intizamı temin edebilir. Maahasa, matbuat serbestisinden meydana gelecek fenahklan ortadan kaldıracak muessır vasıta, asla mazide olduğu gibi matbuat hürriyetini bağlayan bağiar değildir. Bilakis matbuat hürriyetinden tevellüt edecek mahzurların izale vasıtası, yine binnefis matbuat hürriyetidir... Atatürk'ün bu düşünceleri, 1931 yılında ders kitaplarında yayınlanmıştır. O günden bugüne kaç yıl geçmiş? Daha dciğrusu kaç yıl değil kaç yüz yıl!. Atatürk'ün bu sözlerini, yasa tasarısım görüşmekte olan Danışma Meclisi üyelerine birer telgraf metni olarak göndermek isterdik... Turgut Reis'in 11. torunıı Ankara'ya geldi sistemin sakıncalannı ortadan kaldırmak ve fiili hizmet süresi 20 yılı ve yaşlan 45'i dolduran kadınlarla, fiili hizmet süresi 25 yılı ve yaşları 50>i dolduran erkek iştirakçilerin istekleri üzerine emekli olabilmeleri amaçlanmaktadır." Konsey Komisyonu'nun raporunda, memur aylıkları ile emekli aylıkları arasındaki farkın kapatılarak bir denge sağlanması Toplu sözleşme (Baştarafı 1. Sayfada) rin sayıları ile bunlann sendikalara dağılımı, Çahşma Bakanlığı nca her yıl ocak ve temmuz aylarında çıkartılacak istatistiklerde gösterilecek. Yine bu yasanın geçici bir maddesine göre, işverenler çalıştırdıkları tüm işçileri en geç altı ay içinde Çalışma Bakanhğına bildiımek zorunda bulunuyorlar. Şimdiye değin çeşitli sendikalar üyelerini, işverenler de işyerlerinde çalıştırdıkları işçileri Çalışma Bakanlığma bildirdiler. Çahşma Bakanlığı, bu bilgilerin bir kısmını bilgisayara verilmesi için Devlet tstatistik Enstitüsü'ne gönderdi. Bir kısmı ise Çahşma Bakanhğında bekliyor. Yetkililer, Çahşma Bakanuğı'nın elindeki personel ve olanakların yetersizliği nedeniyle önümüzdeki üç ay içinde tüm işyerlerinde çalışan işçileri işkolları açısından ayırmasınm çok zor olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca, birçok işveren de, çahştırdığı işçileri henüz Çahşma Bakanhğına iletmediler. Çahşma Bakanı Turhan Esener, Cumhuriyet muhabirinin sorusu üzerine, çesith kuruluş ve işyerlerinden gelmesi gereken bilgilerin henüz tümüyle Bakanlığa bildirilmediğini belirterek, gelen bilgilerin de, ivedilikle DtE'ye gönderildiğini söyledi. OCAK'A YETİŞMEZSE Her işkolunda çalışan işçilerin sayıları ocak ayına değin belirlenemez ve Çahşma Bakanhğı'nca ilan edilemezse, toplu pazarhk ile toplu iş sözleşmesi yapılması süresi gecikecek. Toplu iş sözleşmesi. grev ve lokavt yasası uyannca, bir toplu iş sözleşmesi yapılabilmesi için ilgili sendikanın, kurulu bulunduğu işkolunda üye sayısının yüzde 10 oranını sağlaması gerekiyor. Çahşma Bakanlığfnca hangi işkollarmda, ne kadar işçi çalıştığı, ocak ayına değin saptanmadığı takdirde, hiçbir sendika toplu görüşmeye oturmak için yetki alamayacak. Bu durum daserbest toplu pazarlık dö nemine geçişi belli bir süre daha geciktirecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 16. Yüzyılda yaşayan ünlü Türk denizcisi Turgut Reis'in 11. torunu Abdülkerim Dragut, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın davetlisi olarak Türkiye'ye geldi. Tunuslu Abdülkerim Dragut emekli vali ve ziraatçı. Turgut Reis'in tarihi kişiliği hakkında " D u Pacha a Son DescendantPaşa'dan Tonınuna" başlıkh bir kitap yazan Dragut, 80 yaşında ve 1976'da Türkiye'yi bir kez daha ziyaret etmişti. Ağa Han Ankara'da ANKARA (Cumhuriyet Burosu) İsmailiye mezhebinin altınla tartılan lideri Ağa Han ve kardeşi Prens Amin Han dün Ankara'ya geldi. Özel uçağı ile saat I4.30'da Esenboğa Havaalanı'na inen Ağa Han'ı, Kültur ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Muavini Adnan Özaktaş karşıladı. Daha sonra resmi görüşmelerde bulunmak üzere Kültür ve Turizm Bakanhğı'na gelen Ağa Han burada Kültür ve Turizm Bakanı tlhan Evliyaoglu'nun başkanhğındaki toplantılara katıldı. Istanbul'da Çırağan Sarayı, Ankara'da Amerikan Subay Kulübü, Marmaris Lie, Fethiye'de Serena otelleri zincirinin kurulmasına ilişkin görüşmelerin yapıldığı toplantılarda Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Kental Gökçe, Turizm Bakanlığı Genel Müdürü Cafer Canlı ile Ankara Bçlediye Başkanı Süleyman Önder de bulundu. Basııı için (Baştarafı 1. Sayfada) kabul edilen önerge ve ilgili madde komisyona geri verildi. Turgut Tan, İsa Vardal ve tbrahim Göktepe'nin, bir yargı çevresinde birden fazla asliye mahke•esi bulunması halinde, bunlar*n birinin basın davalarına bakmakla görevlendirilmesine ilişkin önergesine, hükümet ve komisyon katıldı. Bu önerge de oylanarak dikkate alındı. PARA CEZALARI DM, Basın Yasa Tasarısı'nda yer alan para cezalannı yarı yarıya indirdi. Tasarının DM'de kabul edilen maddelerine göre, yasada yazılı koşul ve nitelikleri taşımayan kimseleri çalıştıranlara en az 25 bin, ceza kovuşturmalarına ait iddianamelerle kararları okunmasından önce yayınlara 16 ay hapis ve 50100 bin lira para cezası verilecek. İntihar olayiarına ait fotoğraf ve yasal olarak evlenmeleri yasaklanmıs kimseler arasındaki ilişkiler hakkında haber yayınlayanlar 1025 bin lira arasında para cezasına çarptırılacak. Tasarının benimsenen bir maddesine göre de devlet sırn olarak belirtilen bilgileri içeren her türlü mevkute veya diğer basılı eserlerin dağıtımı Sulh Ceza Hâkiminin karan ile, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise, Cumhuriyet Savcılığı'nın yazılı karan ile önlenebilecek. Türk Ceza Yasası'nın bazı maddeleri ile Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki yasada yer alan suçları içerdiği iddiasıyla soruşturmaya geçilmiş her türlü basılmış eserlerin basımında kullanılan makinelerle diğer basım aletlerinin musaderesine de karar verilecek. Ancak bu önlemler, makilanelerle basım aletlerinin faaliyetini engellemeyecek. Tasarı uyannca Cumhuriyet Savcılıklannca verilecek toplatma kararlarının mahkeme karan ile hü' ümsüz kalması halinde, zarar*rın tazmin edilmesini isteyebilecekler. Tasarının geri kalan maddeleri ile komisyona verilen 4 maddesi Genel Kurulun bugünkü birleşiminde görüşülerek sonuçlandınlacak. BUGUNÜ VE YARINIİYİ GÖREDİLMEK: 5Y1L 115.047.00Q.$ 26ÜIKE 6 0 KURULUŞ 72 ÜRÜN GRUDU Gösteriler altı haftadır (Baştarafı 12. Sayfada) lif politikacıların gözaltına alınması ve tutuklanması sürdü. Birbiri ardına Pakistan Halk Partisi lideri Gulam Mustafa Vatoi, solcu Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Muhammed Han, eski Genelkurmay Başkanı Tikka Han, MRD liderlerinden Begüm Nasuh Vali Han ya tutuklandılar ya da evlerinde göz hapsine alındılar. Tutuklanan politikacılara hapis ve para cezalannın yanında kırbaç cezası verilmesi de dikkat çeken noktalardan biriydi. Türkiye'yi ziyaretinden dönüşünde bir açıklama yapan Ziya ül Hak muhalefeti "dış güçlerden para almakla" suçluyordu. "Banş içinde bir Pakistan yaratmak" istediğini söyleyen Ziya ül Hak "Pakistan"ı sevenlerle tartışabileceğini" söylüyordu. Ancak bu açıklamadan 4 gün sonra Ziya ül Hak'ın bulunduğu konuta yürüyüşe geçen göstericiler binaya eşek sürüsü sevkediyor, polis ise yürüyuşçülerin üzerine ateş açıyordu. Bilanço: 15 ölü, 20'den fazla yaralı. ETNİK YAPI MRD liderlerinin ve özellikle Pakistan Halk Partisi lideri Nusret Butto'nun Pencaphlan gösterilere katılmaya defalarca çağırmasına rağmen yönetim aleyhtan hareketin Sind eyaletiyle sınırlı kalması Pakistan'ın etnik yapısmı gündeme getiriyor. Ülkede 4 büyük etnik grup var. Bunlar Sindliler, Pencaplılar, Beluciler ve Patanlar. Ülkedeki etnik ayrılıklar Pakistan' ı sürekli gergin bir ortama itiyor. Sindliler, Beluciler ve Patanhlar, siyasal ve ekonomik tüm ayrıcalıklann Pencaphlarda toplanmasından yakınıyorlar. Pakistan'ın 89 milyonluk nüfusunun üçte ikisini oluşturan Pencaplılar ülkenin en zengin etnik grubu. Devletin ve ordunun yönetim kademeleri Pencaphların elinde. Nitekim 1977 yılında Başbakan Zülfikar Ali Butto'yu deviren General Ziya ül Hak Pencaph. Ziya ül Hak 1977 yılında darbeyi gerçekleştirirken HintPakistan sınırlanndaki gerginliği, muhalefetin bölünmüşlüğü ve Butto rejimine duyulan hoşnutsuzluğu ustaca kullanmıştı. I Ateşkesten (Baştarafı 1. Sayfada) te görev yapan 250 Fransız ve 250 ttalyan askerinin katılması olasılığı üzerinde duruluyor. Lübnan'daki iç savaşı durduran ateşkes ise bazı ihlallerle birlikte sürüyor. Ateşkesin ilânından sonra Suk ElGarb kasabasındaki Lübnanh askerlerden ikisi, 2 kilometre ötedeki Keyfun köyünden Dürzî milislerin açtığı ateş sonucunda öldü. Lübnan Ordusu, Dürzî milisleri ateşkesi ordu mevzilerinin kuşatan Dürzî mevzilerini tahkim etmek amaçıyla istismar etmekle suçladılar. Lübnan ordu yetkilıleri, Dürzîlerin elindeki dağ kasabalarından Baysur'a doğru 20 araçlık bir Dürzî askeri konvoyunun hareket halinde gorüldüğünü öne sürdüler. Lübnan'daki iç savaşı durdurmaya ve yeni bir dönem açmayı amaçlayan anlaşmaya Sovyetler Birliği, resmi TASS Ajansı aracılığıyla tepki gösterdi. lsrail'in de rahatsızhk betirtileri ortaya koyduğu gözleniyor. TASS, anlaşmanın açıklanmasından sonra yayınladığı yorumda, Lübnan'da ABD'nin ateşkesin sağlanması için gösterdiği çabalarla ilgili haberleri "propaganda manevrası" olarak niteledi. 1*1 1*2 C*« MEPA üretim, pazarlama ve fınansman konulannda, bugünün ve yannın tüm bilimsel yöntemleriyle çalışıyor, hizmet veriyor. Bu nedenle MEPA'nın Türkiye'nin iç ve dışsatımında giderek anan etkinliği, yalnız rakamlarla açıklanmaz. Sınava Doğru (Eski sayıları 75 TL.'lik pul gdndererek isteyebilirsiniz.) MEBKEZİ FAZARLAMA A Ş GENEL MERKEZ: Barbaros Bulvarı No. 45 Kat 35 BeşiktaşIstanbulTel: 160 28 71 1603481 MEPA birTürkiye jş Bankası kuruluşudur. 16052651611199Telex:22842meaptr. (Baştarafı 12. Sayfada) mayı planladığı ziyareti iptal etmesini istediler. Ancak ABD yönetimi iki ülke arasındaki ilişkilerin bozulmamasına özen gösteriyordu. ABD yetkililerine göre, Filipinler Akino'nun öldürülmesinden sonra hassas bir döneme giriyordu. Washington çok dikkatli olmalıydı. Atılacak herhangi bir yanlış adım, ABD'nin bölgedeki stratejik çıkarlarını tehlikeye düşürebilirdi. Siyasi gözlemcilerin çoğunun paylaştığı kanı, Filipinlerin Akino cinayeti sonrasında girdiği çalkantıh dönemin süreceği şeklinde. Gözlemcileregöre, bu dönem Markos'un iktidarda kalıp kalmayacağını, ülkede demokrasinin kurulup kurulmayacağını belirleyen bir süreç olacak. Ferdinand
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear