24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYET/S 26EYLÜL 1983 Nadir Nadi anlatıyor BİR YAZARIN İLK GAZETECİLİK YILLARI ANKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Dil Bayramında Anılar... Önceki gün inönü'nün doğumunun doksan dokuzuncu yılıydı. Önümüzdeki yıl onu, yüzüncü doğum yılında anacağız. Yaş günü kutlamalarında gazeteciler: Paşam, sizin yüzüncü yılınızı da kutlayacağız dediklerinde: Beklerim, yaşınız genç görursünüz, derdi. İnönü'nün doğum günü 24 eylül, Mevhibe Hanım'ın 22 eylül. inönü, ona: Hanımefendi sen benden iki gün büyüksün! diye takılırmış... Bir yaş günü Bulvar Palas'ta kutlanacaktı. Geldi, milletvekilleri çevresini alıp kutladılar. Bu arada soruyorlardı. Garson da gelmişti: Ne içersiniz Paşam? Ne var? Diye sordu. Vtotka var, rakı var, cin var. Ne buyurursanız var... Vo0ca...dedi. Biri sordu: Votka neli olsun Paşam? Votka, bir şey/e mi içilir? Yanıtını verdi. Kuru Türk votkasını yudumladı... Yaş gününde şık giyinmişti. Bir ara, gözü takılınca bana sordu: Beni nasıl buluyorsun? Damat gibisiniz Paşam! Aradan azıcık zaman geçti, yine karşılaşmıştık. Zaten çevresinden aynlmıyorduk ki... Sordu: Söyle bakahm, nasıl buluyorsun beni? Damat gibisiniz Paşam! İleridekileri çağırdı: Buraya gelin, dedi, Bu evlenmek istiyor bunu evlendirin... Önceki gün İnönü'nün doğum yıldönümüydü, bugün Dil Bayramı. Nedense, ikisi arasmda bir bağ kuruverdim... Dil Devrimi'ni başlatan Atatürk'tür. Atatürk'ün ölümünden sonra da, İnönü devrimi yaşatma çabalarını sürdürmede geri kalmaz. Atatürk, Sadri Maksudi Arsal'm 1930'da basılan kitabı için yazdığı yazida şöyle der: "Ulusal duygu ile dil arasındaki bağ çok güçlüdür. Dil'in ulusal ve zengin olması ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki dil, bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızhğını korumasını bilen Türk ulusu dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdın" (Sami N. özerdim, "Atatürkçünün El Kitabı", s. 150151) Bu sözlerin ikinci bölümü, TDK'nun giriş kapısının önünde durur... Atatürk, 1 temmuz 1983'de, yaverine Ankara'ya TDK'ya teleton ettirerek, uzmanların Dolmabahçe Sarayı'na gelerek çalışmalarını orada sürdürmelerini ister. 1 temmuz 1938 günlü, Genel Merkez Kurulu Tutulgası (tutanağı)nın tek maddelik gündemi şöyle geçirilir deftere: "İstanbul'a nakil hakkında Genel Merkez Kurulu'na gelen yeni emrin bildirilmesi ve gereklerinin konuşulması" Genel Yazman o zaman İbrahim Necmi Dilmen'dlr. Katılan üyeler de şöyle: Besim Atalay, Hasan Reşit Tankut, Ahmet Cevat Emre, Refet Ülgen, Naim Onat. Temmuzun 15'ine kadar Dolmabahçe Sarayı'nda bulunmak ve çalışmaya başlamak üzere, gereken kararların alınması, gerekli masrafların saptanmas) karara bağlanır. Karar defterine geçer. 26 eylül 1938'de Dil Bayramı'nın altıncı yılında, İbrahim Necmi Dilmen bir konuşma yapacaktı. Bu, radyodan da yayınlanacaktı. Ancak, radyodaki teknik bir aksaklık nedeniyle, konuşmanın radyodan yayımlanması gecikir. Dil Bayramı'nı yakından izleyen Atatürk, buna çok sinirlenir. Sonunda aksaklık giderilip konuşma yayımlanır. 26 eylül 1938 günü Atatürk'ün isteğiyle İstanbul Radyosu'nda şu haber yayımlanır: "Atatürk, bugünkü Dil Bayramı münasebetiyle Türk Dil Kurvmu Sekreteri İbrahim Necmi Dilmen'in verdiği konferansı radyoda dinlemişler, bu konferansı çok beğendiklerinin ve konferanscıyı tebrik ettiklerinin radyo ile Hanım emir buyunvuşlardır." (Türk Dili Belleten'i ekim 1938) Hasan Reşit Tankut'un anılarında belirttiğine göre, Atatürk Dolmabahçe'de hasta yatarken son komaya girmeden önce, Tankut'a: Dil çalışmalan nasıl gidiyor? diye sorar. Atatürk'ün son sözlerinin bu olduğu söylenir. İnönü, Dil Kurultaylarının, Dil Bayramlarının sanıyorum pek azını kaçırmıştır. Her önemli toplantıda, en ön sırada yerini alırc* Ölümünden önce, son Dil Bayramına katılamadı. İstanbıAdaydı. Ankara'ya gelir gelmez, 28 eylül 1973'te TDK'ya bir mektup göndererek, bayramı kutladı. Törene yetişmediği için, orada okunamayan, basında da yer almayan mektup, ilk kez bu "Ankara Notlan"n6a açıklanıyor. Şöyle diyor mektubunda İnönü: "Sayın Ömer Asım Aksoy, Türk Dil Kurumu Başkanvekili. Dil Bayramı'nın 41'nci yıldönümünü size ve kuruma yürekten takdirlerle kutlarım. Atatürk'ün memlekete armağan ettiği kurumlar arasmda Tün\ Dil Kurumu, yurdumuzun takdirine layık olan en başanlı müesseseler yanında seçkin bir yer tutar. Denilebilir ki geçen kırk bir yılda, özellikle büyük Atatürk'ten mahrum olduktan sonra, Tün\ Dil Kurumu büyük bir mücadele venviş ve bu zafer olmuştur. 41. yılınızda aranızda bulunup bu minnet duygularımı söylemek isterdim. Ancak 26 eylül günü Ankara'ya getmek için yolda idim. Bulunmam her suretle imkânsızdı. Gelecek günler Dil Kurumu hizmetlen daha kolay olmayacaktır. Türk Dil Kurumu'nun büyük dil eserini izlerken her gün uyanık bulunmaya ve düzeltmeye, yeni bir hamle vermeye ihtiyaç vardır. Bu günler içinde size takdirierimizi söylemek için yanınızda bulunmaya çalışacağım. Elimde olmayan sebebi bilirsiniz. 41. yıldönümünüzü size ve kuruma yüce ve yeni başanlar dileğini tekrarlayarak saygıyla kutluyorum. İsmet İnönü" Dil Bayramı'nın 51. yılı, ona katkıda bulunanlara kutlu olsun... Başbakan Dollfuss'la üç karşılaşma SİRMEN Efendim Nasyonal Sosyalistler ile Sosyal Demokrallardan söz edilince akla hemen Dollfuss geliyor. Sirin Viyana'da rauhabir olarak bulunduğunuz sürenin bir bölümii Dollfuss iktidan altında geçti. Halta yazılarınızdan anlaşıldığına göre, kendisini gördünüz de. Dollfuss'u anlatır mısınız? NADİR NADİ Daha önce de birçok kez söyledim. Viyana'dan gönderdiğim yazılarda da yazmıştım. Avusturya o zamanlar büyük bir ekonomik ve sosyal çalkanu içindeydi. Sokaklarda temiz, tertipli olmakla birlikte, dilenen insanlar görünürdü. Dollfuss bu hengâme içinde başbakan oldu. Çok ufak tefek, kumral, cana yakın bir adamdı. Başbakan olduktan sonra Nazilere karşı harekete geçti. Bir yandan, Dollfuss'u destekleyen Heimvehr teşkilatı gelişirken, öbür yandan da Naziler toparlanıyorlar ve halkın sefaletinden istifade ederek, çok yandaş kazanıyorlardı. Dollfuss'un durumu çok güçtü. Oradan gönderdiğim yazılarda da belirttiğim gibi, Dolifuss belki yaradılışta diktatör değildi, ama diktatörlüğe özenmek zorundaydı. Sık sık İtalya'ya gider, Mussolini'ye danışır ve topluma yeni bir yön vermek isterdi. Korporasyon sistemini almaya çalıştı. Doğrusu ne kadar becerdi bilmiyorum. Fakat daima İtalya'yı taklit ederdi. Çunkü Avusturya'nın korkusu Almanya, daha doğrusu Hitler tarafından yutulmaktı. Avusturya'yı başta Fransa olmak üzere, Polonya, Çekoslovakya ve birçok devlet de destekliyordu. MİNİMETERNİCH SİRMEN Evet, siz birçok yazımzda, Dollfuss'un Mussolini'yi taklit ettiğini belirtiyor, hatta bu tutumu biraz mizah ve biraz da şaşkınlıkla karşüıyorsunuz. Örneğin 6 eylül 1933 tarihli yazımzda, ki bu artık yalnızca bir Yiyana mektubu degil, aynı zamanda bir başyazıdır da, şöyle diyorsunuz: "....Avusturya bugün müstakil bir devlet değil, Italya'mn ve Fransa'nm elinde biralettir. Bu iki devletin emirlerine muhalif hareket ettiği gün açlığa mahkumdur. Dollfuss, Mussotini'nin yandaşlığını yapan bir talebeye döndü. Başı sıkışınca tayyareye atladtğt gibi doğru Duçe'nin yanına uçuyor. Yabancı bir memleketin başvekilinden talimat alan bir hükümet reisi, "btz müstaklliz" derse, buna artık çocuklar bilegüler. Dollfuss'un burada tuhafbir lakabı var. Boyunun kısalığından kinaye olarak, fakat daha ziyade aklını kastederek kendisine miniMetemich, yani Meternich'in yansı diyorlar. Adamcağız buna fena halde kızıyormuş. Polise, bu tabiri kullananları yakalayıp mahkemeye vermesi için emir vermiş. Geçenlerde birisini tutup mahkemeye götürmüşler. Hânm biraz kızgın bir ifade kullanmanız Viyana kuşatmasının 250. yılını Metternich'in bir siyasal gösteriye döndiirmesi. Bu konuya tekrar dönecegiz. Efendirn şimdi izin verirseniz Dollfuss ile karşılaşmalarınıza gelelim. Kendisi>le ilk kez, Yabancı Muhabirier Derneği'nin toplantısında mı karşılaştınız? nusuyor, ara sıra da dans ediyorduk. O aksam bazı hükümet adamları da davet edilmişti. Saat ll'e doğru, başlarmda Başvekil Dollfuss olduğu halde, birkaç nazır ve matbuat müdurü geldiler. Cemaat kendılerini hararetle selamladı. Reisimiz kısa bir nutuk söyleyerek Dollfuss'u methetti. Dollfuss da buna güzel bir cevap verdi. Bu cevabın bazı parçalarmı şuraya sıkıştırıyorum: "Aranızda gördüğüm samimi tezahürata çok teşekkür ederim. Burada hepiniz, memleketlerinizi A vusturya 'nm siyasi, iktisadi ve içtimai vaziyeti hakkında tenvir etmeye (aydınlatmaya) çalışıyorsunuz. Bu sevimli memleketin basvekili olarak sizlere şunu söylemek isterim ki bizim yegâne emelimiz iktisadi hayatımm yoluna koymak, çalısma sahamızı genişletmektir. Macaristan rim. Eski yüksek kültürümüzün yanında, bunun da biraz uğraşmaya değer bir mevzuu olduğunu zannediyorum." Dollfuss, Nasyonal Sosyalist Parti'yi yasakladı. Ama bu karannı camyla ödedi. Nasyonal Sosyalistler, gemi azıya almışlardı. Yasaklama karanndan sonra bile sık sık polisle çatışıyorlardı. Dollfuss kim sormus: Bu tabirle kimi kastettiniz? Basvekil Dollfuss'u kastettim efendim. Ne demek istiyordunuz? Hâkim efendi, benim kanaatim şu merkezdedir ki, her Dollfuss, Meternich 'in yansıdır. Hakim düşünmüş, taşınmış Meternich 'in yansı kadar olamamanın bir adam için hakaret olamayacağı neticesine varmış. Bu sözü söyleyen genç de beraat karan almış..." Burada Dollfnss'un bu yanını ortaya seriyorsunuz ve sanı İLÂN İSTANBUL ASLİYE 4. TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLlGlNDAN Dosya No: 1982/1147 Davacı vekili tarafından verilen 1 Kasım 1982 tarihli dava dilekçesinde lst.3. Icra Tetkik Merci Hakimliginin 1981/240 sayüı dosyası ile konkordato talebinde bulunmuş ve bu talebi İst. 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1981/277 sayüı kararı ile konkordato talebi .tasdik edilen Mustafa Dinçer'in Konkordato hükümleri yerine getirmediğinden feshine, vekalet ücreti, yargılama gjdcrleri Ue davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiş, adresinde bulunmayan davalının tebligatasahihadresinin zabıta marifeti ile tespit edilernediğinden dava dilekçesi ve davetiyenin ilanen tebliğine dava H.U.M.K.nun 507, 509, 510raaddeleri geregince basit usulc tabi olduğundan ibraz etmek istedikleri belgeleri duruşma gününe kadar ibraz etmeleri, duruşmaya gelmedikleri takdirde gıyap kararı tebliğ edilmeksizin davaya bakılıp sonuçlandınlacağına ve durusmanın 17.10.1983 saat 14.00'e bırakılmasına karar verilmiştfr. Basın 10216 Sanırım 1933 yılında Dollfuss bütün kudretiyle Avusturya'ya hâkimken, daha doğrusu hâkim görünürken babam Viyana'ya geldi. Olayları görüp, ilginç kiDollfuss'un hususi bir hasbışilerle görüştükten sonra Dollhal tarzında söylediği sözlerin fuss'la da görüşmek istedi. Ben birkaç cümlesini yukanya yazDışişleri Bakanlığı aracıhğıyla maktan maksadım şu hakikatı bir randevu istedim. Derhal kabir daha hatırlatmaktır: Heryer bul ettiler. "Falanca gün Başbade, yabancı gazeteciler, yerli gakan sizi bekliyor" dediler ve baYABANCI MUHABİRLER zetecilerden daha büyük ve dabamla birlikte kalktık gittik. DERNEĞİ'NDE YEMEK ha nazik bir kuvvettir: Hususi Dollfuss'un dairesi Meternich'NADtR NADt Hayır ilk bir dikkatle idare edilmeleri lain oturduğu saraydaydı. karşılaşmamız, berberde oldu. zımdır. tnsan yerli matbuat ile Bizi, beni Viyana'dan kovBen bir gün berbere gittim. Bir nihayet senli benli olabilir, fakat makla tehdit eden Ekselans de baktım ki Dollfuss. Aynı beryabancı matbuata karşı daima Hernbostl karşıladı. bere gidermişiz. Çok ufak tefek politika ile daima kurnazca haŞimdi geliyor Başbakan deve cana yakın bir adamdı. Orareket etmeye mecburdur. Herr di. da herhangi bir konuşma geçmeDollfuss bunu iyi öğrenmişe Daha sonra bu Hornbostl ile di tabii aramızda. benziyor. ilk karşılaşmamızı anlatacağım. Daha sonra bir gün Yabancı NADİR NADİ" Yalnız bu kez, Ekselans Muhabirler Derneği adına kenSİRMEN Efendim, bu Uk Hornbostl, ilk karşılaşmaıruzda disine bir yemek verdik. Emperkarşdaşmanın yazmadığınız yanolduğu gibi sert değildi. Bize yal Oteli'nin salonlannda, kabul ları da oldu mu? karşı çok kibar ve mültefit davrandı. Derken kapı açıldı ve Dollfuss içeri girdi. Daha önce de anlatgibi, Dollfuss çok kısa Dollfuss'un karşıtlaru, Yabancı Muhabirler tığım bir adamdı. Yani Fahretboylu onunla kısa boyu yüzünden Derneği'nde Dollfuss tin kerim'den uzun değildi. Üstelik ama daha çok politikasınm şerefine verilen yemekte, eski ondan da daha zayıftı. Eh saraylarda da tokmaklar başarısızhğına kinaye viyttlonist, Bachhn yiiksektedir. Yani normal bir in"MiniMeternich" diye alay Chaconne'unu çalmaya sanm açabileceği yüksekliktedir. yuksek, kapdar büyük. ediyorlardı. Bu yüzâen başlamasın mı? Başbakan Tavanlar kapıyı, şöyle elini nereDollfuss mahkemeye verilen kibar adam, renk vermiyor deyse omzunun ustüne kaldırıp zaman neredeyse gulebir Avusturyulı ama ikide bir de saatine açtı. O Çünkü kapıyı çocuk gicektim. beraat etmişti. bakıyor. bi açmıştı. O zaman aklıma Ahmet Emin (Yalman) geldi. Çünkü daha çok küçukken ben, annem, babam hakkında başvumda bulunmak etti geldi. Kısa bir konuşma yap ile yapmaya uğraştığımız ticaret NADİR NADİ Evet oldu. tı, şimdi unuttum, birkaç söz mukavelenamesi (yazıh anlasma O toplantıda ben üç arkadaşım üzere Ahmed Emin'e giderken söyledi. sı) her iki tarafın gayreti ile ni la birlikte bir masada oturuyor beni de göturürdü. O zaman Ahmet Emin Vakit gazetesinin başSİRMEN O toplantıyla il hayet imzalandı. Kendileri ile dum. Dollfuss ve çevresinde ka yazanydı. Ben de dokuz yaşıngili yazınızda, ki o da başyazıdır, müzakerede bulunduğumuz dilabalık bir heyet şeref masasın da falandım. Boyle iskemlenın neler soyiediğini özetlemişsiniz, ğer devletlerle de aynı mesut ne da oturuyorlardı. Başkanımız, üstünde çocuk gibi duruyordu. izin verirseniz kısaca yazının o ticenin elde edilmesini temenni Ikinci Başkanımız ve tanıdık Ben de aynı vaziyetteydim. îkibölümüne göz atalım: ederim. muhabirler de o masadaydılar. miz orada Ahmet Emin ile bir(22 kanunuevvel (aralık) Viyana'da ecnebi muhabirleYazımda sözünü ettiğim ko likte ayakları yere değmiyor.. 1932). ri her sınıf halkımızla temas Birden aklıma o olay geldi. Dollnuşmalar yapıldı bitti. O sırada "Bizim ecnebi gazetecilerin ederlerse, bizi olduğumuz gibi Viyana'da amatör bir keman ya fuss da oturdu karşımıza, küçük bir cemiyeti vardır, ara sıra top tarutmış olmak itibariyle hem binşması yapılmış ve bunu Rum adam çocuk gibi, ayaklan yere lantılar tertip edilerek azaların ze, hem de kendi okuyuculanna asıllı bir Mısırh hanım kazanmış değmiyor. birbirleriyle görüşmelerini temın kıymetli yardımlarda bulunmuş tı. Onu getirmişler, Dollfuss'un Babam alışkın tabii siyasi göeder. Geçen gün gene böyle bir olurlar. Avusturya'nın tabii gürüşmelere ve polemiklere. Dolltoplantı yapdmıştı. Otellmperi zefUklerbu tarumayı ve tarutmayı şerefine bir paıça çalsın diye. Hanım çıktı kısaca bir parça çal fuss'a bazı sorular sordu. Ama al'in salonlannda oturuyor, ko da ihmal etmemenizi rica ededı. Çok alkışlandı. Ama ashnda babamın huyuydu. Arada kenbunlar nezaket alkışlarıydı. Gel di fikirlerini de söylüyordu. gelelim, bu amatör müzisyen ha Adam dinliyor, ama baktım yaÇATALCA tCRA MEMURLUĞU nım alkışlan pek benimsedi. He rım saat falan geçince Dollfuss men üstüne almdı. Bunun uze tedirgin oldu. Herhalde, başka MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLÂNI rine kalkıp, bir parça daha çal bir işi var, bir yere gidecek. BaSayı: 1982/602 maya koyulmaz mı... Hem de ne bam da dalgın. Boyuna konuşuBir borçtan dolayı hacızli ve aşagıda cins, miktar ve kı>Tnetleri yazıb parça Bach'm "Chaconne" u yor, somyor falan.. Ben bir aramallar satışa çıkanlmıştır. nu çalıyor. Parça uzun mu uzun. lık, Binnci artırma 29.9.1983 günü saat 10.0010.30 da Mimarsinan Nihayet Avusturya Başbakanı'köyü Havuz karşısında Gıda Pazan önünde yapılacak ve o günü kıyArtık fazla rahatsız etmena da bu parça amatör bir kemetlerin »7o75'ine istekli bulunmadığı takdirde 30.9.1983 günü aynı sek, dedim. mancıdan dinletilmez ki, üstelik yer ve saatte 2. arttırma yapılarak en çok fiat verene satılacağı ve Bunu yavaşça söyledim babaanlaşılan Dollfuss'un acele bir işi satış şartnamenin icra dosyasından görülebileceği, masrafı verildiği ma. Çünkü Hornbostl Türkçe takdirde şartnamenın bir örneğinin isteyene gönderilebıleceği, fazla var. Adam oturduğu yerde kıpırbilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılj dosya numarasıyla icra medanıyor, ikide bir saatine bakı biliyor. Hatta arada o da karışıyor konuşmalara, yalnız ben murluğuna başvurrnaları ilan olunur.9.9.1983 yor, kısacası müthiş sıkılıyor. değil, o da tercüme ediyor babaMıduumnen Kıymeti Adcdi Cinsi (Mahiyeti ve önemli Lira Kr. nitelikieri) mın söylediklerini. Sonunda parça biter bitmez Bu da Dollfuss'u üçüncü göDollfuss ayağa kalktı. Elini salHermetik marka 4 kapılı üstü 140.000 00 I layarak hepimizi selamladı ve rüşüm oldu. mermer 2 m. boyunda vitrinli Ondan sonra kendisini öldükoşarcasına salondan çıktı gitti. buzdolabı. ğü zaman görecektim. 20.000 00 Vartburg marka hassas terazi. 1 Bu karşılaşma da böyle oldu. 35.000 00 7 kalem Çeşitli bakkaliye malzemesi. DOLLFUSS VE YARIN: DOLLFUSS'UN Borçlu Hasan Karaosman Mimarsinan gıda pazan Mimarsinan köAHMET EMtN AKIL HOCASI yü havuz karşısındaki adresi kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. MUSSOLİNİ Üçüncü karşılaşmamız ise baB 10167 bam ile birlikte oldu. DOLLFUSS'UN SONU ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 27000 TON TORBALI KURU ÇAY NAKLETTİRİLECEKTİR. 1 Kurumumuz işletmelerinden toplam 27000 ton torbalı kuru çay kara yohı ile İstanbul Çay Paketleme Fabrikasma teklif alma usulü ile naklettinlecekür. 2 Bu işe ait şartname Çay İşletmeleri Genel Müdürluğü Satınalma Mudürlüğü Rize, İstanbul Çay Paketleme Fabrikası Kuruçeşme/lSTANBUL ve Ankara Çay Paketleme Fabrikası Müdürluğü Çiftlik/ANKARA adreslerinden ücretsiz temin edilebilir. 3 fhaleye katılmak isteyen firmalann şartname esasları dahilinde hazırlıyacakları teklif mektuplanm en geç 13.10.1983 Perşembe gunu saat 17.30'a kadar Çay Işletmelen Genel Müdürluğü Satınalmâ Müdürluğü'RİZE adresine iadelitaahhütlü göndermeleri veya belirtilen tarihe kadar makbuz mukabili elden vermeleri gerekmektedir. 4 Postada oluşacak gecikmeler ve telgrafia muracaatlar kabul edilmez. 5 Kurumumuz 2490 sayılı yasaya tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta, bölerek yapmakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Basın 24780 Satıhk Daire Suadiye Bağdat Caddesi üstünde, işyeri olmaya da uygun dublex daire sahibinden satılıktır. Bilgi için (pazar hariç) iş saatlerinde: 336 94 09
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear