Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet KTFD Başkanı Rauf Denktaş: Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk \nomm Şırkeıi adına Nadir Nadi, • Genel Vayın Muduru: Hasan Cemal. Muessese Muduru Emine Uşaklıgil, Yaa Işleri Muduru: Okay Gonensin, • Yazı Işlen Mudur Yardımcisı Ahmet Korutsan, Habcr Merkea Muduru. Yalcın Baver, Sav ta Duzenı Yonelmenı Ali Acar. TAKVİM 23 Eylul 1983 Imsak: 6.04 Guneş: 7.46 Temsıkıler: ANKARA. îalçın Doğan. İZMIR: Hikmet Çelinkaya. ADANA Mehmel Mercan, • Senıs Şeflerı: Istanbul Haberlerı: Selahattin Guler, Dış Haberler Ergun Balcı, Ekonomı: Osman Ulaga>. Yurt Haberlerr Barbaros Gnrçak, Kultur Ajdın Emeç, Magazın: Vaiçın P*kş«ı, Spor Damşmanı Abdulkadir Yucelman, Düzeltme: Refık Durbaş, Araştırma: Şahin Alpat. Ikindi: 17.31 Akşam: 20.05 Yatsı: 21.36 Burolar. • Ankara: Konur Sokak No. 24'4 Yenışehır, Tel:l75825 r5866. Idare 185335. • İzmir: Halıt Zıya BuKan No: 65. 3, Tel: 254709131230 7 • Adana: Aıaturk Caddesi, T.H.k. Işhanı Kat 2' 13. Tel: 1455019 31 # Basan ve Ycnan. Cumhurijff Malbaacılık \e Gazetecılik T A.Ş Turk OcağıCad 3 9 4 1 . Cağaloğlu, isı. Plv 246Isl. Tel 5209703 Telev 22246 Öğle: 14.06 Rolandis Rumların gerçek niyetini ortaya koydu İZZET RIZA YALIN LEFKOŞE: Kıbrıs Türk Federe devleti Başkanı Rauf Denktaş, Rum Başkanı Kipriyanu'nun dünyayı yeniden kandırmak, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ı aldatma girişiminde olduğunu söyledi. Denktaş, "Bu girişimin, istifa eden Rolandis'' in açıklamısıyla ortaya çıktıgını" bildirdi. "Kipriyanu'nun, gerçekte. olumsuz davranışını, olumlu yaklaşım olarak göstermeğe çalıştığını" belirten Denktaş, "Dünyayı yeniden kandırmak ve genel sekreteri aldatmak anlamına gelen bu acı gerçeği, Rolandis'in açıklaması en giizel şekilde vurguladı." dedi. Perez de Cuellar ile yapacağı görüşmenin, bu açıklamalar ışığında buyük önem kazandığını açıkladı. Denktaş, "Virmi yıldanberi süren Rum sahtekârlık ve samimiyetsizliginin, Rumları da rahatsu etmeğe başladığını" söylerken, "Bu sahtekârlığın, sayın Gandi'nin ziyaret gününde ortaya çıkmasının da üzerinde durulacak bir konu olduğunu, bayan Gandi'nin bundanalacagıdersin büyiik olduğunu" ifade etti. KİPRİYANU ROLANDİS SUÇLAMASJ Bu arada Rum yonetimi başkanı Kipriyanu, "Rolandis'in tartışmalannı, Kıbrıs'ın düşmanlanna yardım olarak nitelendirirken, "aynntılı açıklaması"nı Hindistan Başbakanı Gandi'nin ayrılmasından sonra yapacağın! açıkladı. Bu sözleri yanıtlayarRolandis ise, "Kıbrıs'ın düşmanlarının yanlışlan eleştirenlerin değil, bu yanlışlan işliyenlerin olduğunu" söyledi. "Rolandis'in böyle bir davranışını asla beklemediğini" belirten Kipriyanu "Rolandis'in beşbuçuk yıldan beri kendisiyle beraber çalışan bir kişi degilmiş ve niyetlerini bilmezmiş gibi davrandığım" da söyledi. "Bu, anlayamadıgım birşeydir." dedi. ROLANDİS'İN MEKTUBU Öte yandan Nikos Rolandis. resmi açıklamasında, "tstifa nedeninin, Birleşmiş Milletler'in nabız yoklamasıyla ilgili olduğunu" belirtirken,"Kipriyanu'nun yeni girişiminin, de Cuellar"ın önerdiği göstergeleri safdışı ederek, tehlikelere yol açabilecek yeni yöntemlerle değiştirdiğini" vurguladı. Rolandis, "Açıklama ve somlar içeren meklubu"nj. Yunan Cumhurbaşkanı Karamanlis ile Başbakanı Papandreu'ya gonderdi. Kipriyanu, "Rolandis'in mektubunun içerik ve sorulanyla Kıbrıs'ın düşmanlarının mutlu olacağım" soylemişti. GANDİ Bu arada, Rum Temsilciler Meclisi'nde onuruna düzenlenen oturumda konuşan Hindistan Başbakanı İndira Gandi, "Kıbns'ta. diyalog, karşılıklı anlayış, uzlaşma ve şiddetten kaçınma yoluyla çözüm aranması" çağrısında bulundu. "Hindistan'ın Kıbrıs'ın toprak bütünlügünü" desteklediğini, açıkladıklarını ifade etti. Kıbrıs Rum yönetiminin yeni Dışişleri Bakanı }hkovu GÜNDELIK rAŞİZM Borussia Dortmund takımının aşırı sagcı laraflarları maçlara giderken yanlannda Gamalı Haç bayrağını taşıyor. Nazilerin kurduğu. "Borussia Cephesi" adlı taraftar derneginin amblemini her uye tişörtünun göğsunde taşıyor. Bir tur uniforma olan bu tişortteki amblem. Borussia'nın iki (s) harfinden alınma ve Hitler donemindeki Nazi Gizli Polisi SS'lerin amblemine özenle benzetilmis. Taraftaıiann sövlediği şarkılarda, "Hitler'i severiz, Türkleri vururoz" sozleri geciyor. Bunları "Arkadaşlar Yahudi alın, kış soğuk geçecek" sözleri izliyor.. Naziler futbol maçlarında militan topluyor 26 ekimde yapılacak Federal Almanya Türkiye milli maçı için Nazilerin dağıttığı bildiri, "Aşağılık Türk serserilerine karşı miicadele çağnsı" başlığını taşıyor. tam olarak bizden sayılamayacak Punkçuları ve futbol taraftarlarını kazanmalıyız." Naziler Karlsruhe'de "Phoeni" taraftarlar derneğini, Berlin'de "Hertha kurbagalan"nı, Hannover'de "Kızılkurtlar"ı ele geçirmiş durumda. SAHADA YABANCI DLŞMANLlCl "Milliyetçi görüşteki kulüpler arasında liglerdeki alışılagelen duşmanlık yok. Çunkü hepimiz ulkemizdeki lanet olasımakamlara karşı savaşıyoruz," diyor, "Borussenfront" derneginin lokalinde garsonluk ve muhasiplik yapan Leo. Lokalde, antinükleer hareketin "Nükleer santral mi? İstemez." sloganından esinlenen bir afişte bu slogan, onu yaratmış olanlara karşı kullanılıyor: "Solcu mu? İstemez kalsın." Tezgâhta ise "Hitler'i seviyoruz" resmi faşist parti NPD'nin 'Yabancıları durdurun" imza "Stern" muhabiri Gerhard Kromschroeder, bu defa faşizm sempatizanı kılığında Dortmund kentindeki Nazilerin arasına karıştı ve ırkçılann çıkardığı olayları göruntüledi. KLÜPLERİ ELE GEÇİRİYORLAR Borussia Dortmund Kulubunde faaliyet gosteren "Borussenfronl" (Borussia Cephesi) adındaki iki harfi açıkça eski nazi gizli polisi SS'lerin amblemine benzetiyor. Şu sıralar en hızlı faaliyet gösteren Nazilerden Michael Kübnen bir gazeteciyle yaptığı göruşmede açıkça futbol taraftarları arasından militan toplamaya çalıştığını soylüyor: "Bize yardımcı olan, ama henüz siyasi açıdan kampanyası için bildiriler ve ımza listeleri yer alıyor. Maç sonrasında Borussia Cephesi üyeleri lokalde toplanıp şarkılar soylüyor: "Biz Adolf Hitler'i ve imparatorluğunu istiyoruz, bizim için Yahudilerin her çeşidi bir. Punkçulan ve SA'ları (Hıtler'in saldırı çeteleri) seviyoruz ve tabii ki Türklere vuruyoruz." IRKÇIL1ĞIN ÇOCLKLUK DEVRESİ Naziler, Federal Almanya'da toplumu elkileyemeyen kiıçük bir çevre henuz. Ancak futbol maçlarında kullandıkları faşizm simgelerini ve bayrakları çocukların ellerine tutuşturarak onları futbol sevgisinin simgelerinin bunlar olduğuna koşullandmyorlar.. LEFKOŞE (Cumhuriyel) Kıbrıs Rum yonetimi Başkanı Spiros Kipriyanu, Rum Dışişleri Bakanlığına, aynı bakanlığın Genel Müdüru Yeorvios Yakovu'yu atadığını açıkladı. Yeni Rum Dışişleri Bakanı, 19641968 yıllarında Ingiltere Demiryolları Genel Müdurluğü, 19681972 yıllarında Londra'daki çok uluslu bir şirkette genel müdürlük, 19721974 yıllarında ICıbrıs Verimlilik Merkezi'nde genel müdürlük yapmıştı. 19761979 yıllarında Cenevrede goçmenler burosunda ust duzeyde görevli olan ve 1979'da Rumlann Bonn Buyükelçiliğindc bulunan YeoryiosYakovu, iki yıldanberi de Rum Dışişlrrj Bakanlığı genel müdurluğü yapmaktaydı. Dış Haberler Servisi Federal Almanya'da artan yabancı düşmanlığından yararlanan Naziler tutbol sahalarında ırkçılik propagandası yapıyor. "Stern" dergisinin bildirdiğine göre Alman futbol taraftarları dernekleri arasına, giderek aşırı sağcı grupların kurduğu "Milliyetçi futbol dernekleri" kanşıyor. Bunlar futbol maçlarından ulkedeki yabancılara ve özellikle de Türklere karşı olay çıkarmak için yararlanıyor. Frankfurt'ta geçtiğimiz gunlerde Naziler 6 Türk'e saldırarak onları yaraladılar. Bir sure önce Türk kılığına girerek ülkede artan yabancı duşmanlığını sergileyerek yabancı duşmanlığına karşı tavır alan Ya da daha geleneksel bir şarkı: "Arkadaşlar Yahudi alın, kış soğuk geçecek." İMHA KAMPLARI VE TLRKLER Nazileri izleyen Gerhard Kromschroeder bu şarkıların lafta kalmadığmı da anlatıyor. Şarkılar soylendikten sonra hemen yakındaki "Türk Kültiir Merkezi"ne saldırılıyor. Türke benzettikleri herkesi dövuyorlar. Çevrede oturanlar telaş içinde koşup otomobillerini guvenli bir yere kaçırıyor. "Heil Hitler" sesleri arasında grup ilerlerken geride kanlar içinde yaralılar bırakıyor. Olaylardan sonra gruptan Siggi, " N a z i sempatizanı sandığı "Stem" muhabirine şunlan söyluyor: "Türkleri döverek ülkeden atmak zomndayız. Ne yazık ki artık imha kamplan yok." "KREL'ZBERG YAMYOR" Birkaç hafıadır Kaiserslautern ve Berlın'de yaygın olarak 26 ekimdeki Federal AlmanyaTurkiye milli map için bildiri dağıtılıyor. "Aşağılık Türk serserilerine karşı mücadele çagırısı" adını taşıyan bildiri milli maçın "Tüm Alman halkı için bir işaret olmasını, Yabancıların kovulmasını. sadece şiddetin Almanya'yı kurtarabilecegini ve bunun başlangıç adımının atılmasını" savunuyor. Özellikle Berlin'deki Borussia Cephesi buyük olaylara hazırlanıyor. Eylemlerinin parolası: "Kreuzberg yanıyor," Turklerin son derece yoğun olarak yaşadığı bu mahalle, Nazilerin ilk toplu saldırı girişimi ile karşı karşıya. Rolandis'in istifası Yunanistan'da geniş yankılara yol açtı STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunan basını Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanı Nikos Rolandis'in istifasına geniş yer ayırdılar. Basında genel olarak üzerinde birleşilen, Rolandis'in istifasının "Kıbrıs cephesinde tehlikeli bir bölünme olduğu" yolunda. tktidar gazeteleri, Rolandis'in istifasının Bağlantısızlar Hareketi Donem Başkanı, Hindistan Başbakanı İndira Gandi'nin Kıbrıs Rum Kesimi'ni ziyareti sırasına raslatılmasını bir "skandal" olarak niteliyorlar. Ana muhalefet lideri Evangelos Averof ise Rolandis'in istifası konusunda, "Çok yakından tanıdıgım Rolandis'in istifası bende büyiik huzursuzluk yaraltı" dedi. Averof, "BM Genel Sekreteri'nin önerileri kabul edilmez gibi olmadığı takdirde. sözkonusu öneriter Ada'da banş için dikkate alınmalıdır" biçiminde bir açıklamada bulundu. BASINDA TEPKİLER Rolandis'in istifası olayına geniş yer ayıran gazeteler Kipriyanu ile Rolandis arasındaki anlaşmazlığın uzun bir süre önce ortaya çıktıgını, ancak BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbrıs sorununa ilişkin onerılerine karşı tutulacak yolun saptanmasında bu gorüş ayrılığının daha da belirginleşmesi sonucu istifanın gerçekleştiğini yazıyor. Muhalif Akropolis gazetesi, Rolandis'in açıklanan istifa mektubunda, dolaylı olarak Yunan Hukümeti'ni de suçladığını yazarken, bağımsız Kathimerini gazetesi de istifanın sorumluluğunu Yunan Hukümeti'ne yükledi. Muhalif Mesimvrini gazetesi "Bu gelişmenin Ada'daki işgal güçlerinin varlığını sürdürmesi sonucunu yaratacağını" one surerken, bir başka muhalif gazete olan Vradini ise "Kıbrıs cephesinde tehlikeli bölünmeler olduğunu" başlığında duyurdu. tktidar yanlısı Eleftrotypia gazetesi, Kipriyanu ve Rolandis'in birbirlerini Kıbrıs'ın düşmanı olarak ilan ettiklerine dikkati çekti. Romatizma tedavisini bizde fizik tedavici, Batıda romotolog yapıyor ASİYE UYSAL Batı'da romatizmayı romatizma uzmanları "Romatologlar" tedavi ederlerken, Türkiye'de bu işi Tızik tedavi uzmanlarının yurüttüğü bildirildi. Ayrıca, Sağlık Bakanhğı kaynaklarına göre, Türkiye'de toplam 4 romatizma uzmanının bulunduğu kaydedildi. Öteden beri soğuk ve rutubetin bir sonucu olarak ortaya çıktığı sanılan romatizma bilim adamlannın son aylarda yaptığı açıklamalardan, nedeni bilinmeyen ya da varsayımiardan öteye geçmeyen bir hastalık daha doğrusu 126 çeşitten oluşan hastalıklar kumesi olarak karşımıza çıkıyor. Buna karşılık, aynı açıklamalardan Batı'da Ikinci Dünya Savaşı sonrası üzerinde derinlemesine araştırmalar yapılan romatizmanın, bırçok çeşidinin nedeni henüz bilinemezken, bir bölümünun viruslerden ve bağışıklık dengesizliğinden kaynaklanabileceği ya da çeşitli iç organ hastalıklarına, örneğin akciğer kanseri, sarılığa bağlı olarak ortaya cıkabileceğini öğreniyoruz. Geçtiğimiz hafta içinde, Türkiye'ye davetli olarak gelen Colin Barnes adındaki İngiliz doktor, Cerrahpaşa Tıp Fakultesi kütuphane salonunda "İngillere'de Romatoloji Organizasyonu" konusunda bir konferans verdi. Cerrahpaşa Tıp Fakultesi öğretim uyelerinden Doç. Dr. Hasan Yazıcı tarafından yönetilen ve büyuk ilgi toplayan Barnes'in konferansının özellikle tartışma bolümü oldukça canlı geçti. Romatoloji uzmanı Barnes, 55 milyon kişinin yaşadığı Ingiltere'de her 253 bin kişiye bir romatizma uzmanı düştuğünü, hedeflerinin her 100 bin kişiye bir uzman olduğunu söyledi. Tartışma bölümünde soz alan Fizik Tedavi Uzmanı Necdet Tuna Sağhk Bakanhğı kayıtlarına göre Türkiye'de sadece 4 romatizma uzmanı olduğunu bildirdi. Toplantıda yapılan konuşmalara göre akla gelen "Öyleyse Türkiye'de romatizma tedavisini kimler yapıyor?" sorusunu, yine aynı toplantıdaki konuşmalar yanıtlıyordu: "Fizik tedavi uzmanları". Turkiye'deki fizik tedavi uzmanlan altı yılbk tıp öğreniminden sonra dört yıllık uzmanlık öğretimi görüyorlar. Dr. Barnes ise, Ingiltere'deki Tızik tedavicilerin hekim olmadıklannı bildiriyor. Söz konusu fizik tedavicilerinin birer teknisyen olduklarını ve romatizma uzmanlarının yanısıra çeşitli tıp dallanndaki uzman doktorlann reçetelerini uyguladıklarına dikkat çekiyor. Ingiltere'de romatizma tedavisi romatologların denetiminde sürdürülüyor. Olayın bir başka yönü ise şöyle: İngiltere'de her biri yüzer yataklı olmak üzere üç romatoloji hastanesi bulunuyor. Tüm ülkede romatoloji ve rehabilitasyon için ayrılan yatak sayısı 2 bin 500. Türkiye'de ise, SSK ve SSYB'na bağlı olanlar da içinde olmak üzere tüm sağlık kurumlarındaki toplam yatak sayısı 50'yi aşmıyor. Yabancılara karşı Nazi hareketinin özellikle yoğunlaştığı Berlin'de bu "futbolsever'Me aylardır "Zyklon B" sloganını duvarlara yazıyorlar. Zyklon B, İkinci Dünya Savaşı'nda imha kamplarında bulunan gaz odalarında çocuğuyla kadınıyla Yahudileri katletmekte kullanılmış olan bir zehirli gazın adı. Bir suredir futbolun cazibesine kapılmış olan Nazi militanları kafalarında bir Turk soykırımını hayal ettiklerini tüm açıklığıyla gozonune seren dernek adları se«vor Yine bir futbol taraftarlan derneği adı "BSC Endsieg". Bu ad "Nihai zafer" anlamına geliyor ve Jkinci Dünya Savaşı sırasında "Nihai çözüm" ve "Nihai zafer" gibi adlarla uygulananYahudi katliamını hatırlatmaya yönelik. Nazilerin etkinlik gösterdiği futbol taraftarı lokallerinin çevresinde "Türkler dışan" sloganının hemen yanıbaşında bu dernek adlarına slogan olarak rastlanıyor. Bu aşırı sozler, toplumun giderek buyüyen bir kesimini yabancı duşmanlığına karşı tavır almaya zorluyor. "Stern" muhabiri Gerhard Kromschroeder'in bu kesimlerin arasına sızarak yabancı duşmanlığını teşhir etmesinin yanı sıra Yeşiller, AlternatifIer \e birçok Sosyal Demokrat nıyla kampanya açmış durumda. "Benim arkadaşım Türk" sloga Binlerce öğrenci geç kayıt tuzağma düştü İstanbul Haber Servisi Ortaokul ve liselerde bu yıl 16 eylül tarihinden sonra başvuranlann kayıtlannın yapılmaması uzerine, binlerce öğrenci açıkta kaldı. Bakanlığın, kayıt için ek bir sure tanımaması halinde sözkonusu oğrenciler bir yıl boşta gezecekler. Ne yapacaklarını şaşırdıklarını soyleyen veliler, bakanlığın her yıl kayıt süresi konusunda esnek davrandığını, okullar açıldıktan bir hafta, on gün sonraya dek kayıt yapılabildiğini anımsattılar. Çocuklarının bir yı! süreyle açıkta kalması tehlikesi karşısında telaşa kapılan bir kısım veli, gecikmenin kendi suçları olmadığını belirterek şunlan söylediler: "Butünleme sınavlarından sonra Öğrelmenler Kurulu 1214 tarihleri arasında toplandı. Sonuçiarı çok geç öğrendik. Kaydı bu yüzden yaptıramadık." Bazı veliler de, okul yönetimlerinin sonuçları bayram sonrası açıkladığını ileri surdü. Bayram tatilinden sonra, illerin Milli Eğitim Müdürlükleri gecikip de kayıt yaptıramayan öğrenci ve velileriyle dolup taşmaya başladı. Ellerinden birşeyr gelmeyeceğini soyleyen Milli Eğitim yöneticileri, ellerinde dilekçeleriyle başvuran velilere, "Bu konuda kesin emir var. Kaydı, süresi içinde yapmanız gerek: yordu. Ancak bakanlık kayıt içi*.. ek bir süre tanırsa çocuklarınız okula devam edebilir. Yoksa seneyi bekleyeceksiniz" yanıtını verdiler. Açıkta kalanların çoğunluğunu; butünleme sınavı sonucu Oğretmenler Kurulu kararını geç oğrendiklerini belirtenler ile velisinin tayini çıkıp da bulundukları illerde kaydını yaptırıp, naklini getirmeyen, ya da tayinin yapıldığı ilde zamamnda kaydını yaptırmayan oğrenciler oluşturuyor. Polonya'da çözüm, çoğulcu demokrasi yunlısı bir cephe Dış Haberler Servisi Tarihçiyazar Adam Michnik Polonya muhalefet liderlerinden. "Toplumsal Öz Savunma Komiteleri" (KOR)'nin kurucu uyelerinden ve Dayanışma Sendikası'nın danışmanlarından. 1981'den beri tutuklu. Ne 1982'de ne de geçtiğimiz gunlerde ilan edilen aftan yararlanabildi. Geçenlerde Dayanışma'nın yeraltı yayın organı Tygodnik Mazowsze ile gizlice bir göruşme yaptı. Polonya'da yayınlanamayan bu görüşmenin bir bölümünü aşağıda sunuyoruz: Hapis hayatına katlanmak için neler yapıyorsun? Her zaman çalışmanın ve kendine güvenin insan için anlamlı olduğunu savunmuşumdur. Çok okuyorum, hapiste geçen zamanımı bilgilenerek değerlendirmek istiyorum. Dışardan bize ulaşan haberler, hapis hayatımın bir anlamı olduğunu, Dayanışma'nın direnişinin bir parçası olduğunu doğruluyor. Hâlâ hapiste oluşumuz iktidann normal düzene dönme ve muhalefetle anlaşma konularında yalan soylediğinin bir kanıtıdır. Papa'nın ziyaretini nasıl karşıladın? Polonya'daki herkes gibi. Sevinçle ve buyük bir umutla. Ziyaretinin önemli sonuçlarından biri birçok arkadaşımızın hapisten çıkması oldu. Aynı dönemde hapishanelerde meydana gelen önemli bir olay da bazı siyasi tutukluların açlık grevi yapmalarıydı. Bu açlık grevini kendilerine siyasi tutuklu statüsü tanınması için yaptılar. Bu greve katılmak herkesin kendi isteğine bağlı idi, hiç kimseye bu konuda baskı yapılmadı. Örneğin ben bu açlık grevine katılmadım. Bu eylem ahlaki açıdan çok onemlidir. Piskoposluğun bu eylemi desteklemesini isterdim. KOR davası oldukça şaşırtıcı bir seyir izliyor. Sizin pisliklerinizi açıga çıkarmak iddiasıyla işe giriştiler, oysa tam tersi bir sonuçla karşılaşıldı. Ayrıca hemen hemen hiç kimse gerçeklerin peşioden koşmaya çalışmadı, oysa sen aylardır dosyanı inceliyorsun. Savcı, bu incelemeyi bile engellemeye kalkıştı. Bu parlak fikirlerinden sadece bir tanesi. Diğerlerini de dava sırasında açıklayacağım. Iktidar esasen 13 aralık 1981'de gerçek yuzunü gösterdi. Bugün sadece aptailığını gösteriyor. Jaruzelski'nin yasalara 1 yıllık gozaltı süresini eklemesi harika bir fikirdi. Insanları hapsetme vollarını bulmakta bu adamların müthiş bir yaratıcılık gosterdiklerini inkâr edemeyiz. Davada bizi suçlu bulamazlar, ancak isterlerse oyle gösterebilirler. Bu kendine guvenini neye borçlusun? Oncelikle size, Dayanışma'ya borçluyum. Dayanışma radyosunun tutuklular için hazırladığı radyo programları harikaydı. Dayanışma'nın sesinin buramen geçersiz olduğunu duşunüyorum. Bu yonde bir çaba zaman kaybından başka bir şeye yol açmayacaktır. Bu ekıp "sertlik" yanlılarıyla boğuşabilir ve bu hizipler birbirlerine dişlerini gösterebilirler. Ancak birleştiklerı bir nokta varsa o da Dayanışmacıları hapishane duvarları arkasında görme istekleridir. İktidar aygıtında cereyan eden savaşı anlamak fakat bu birbirlerini kötüleyen taraflardan hiçbir şey ummamak gerekir. Çözüm çoğulcu demokrasi yanlısı geniş Muhalefet liderlerinden tarihçiyuzar Adatn Michnik ile gizli bir görüşme: oluşturmaktır ve bu iddiaların neyle sonuçlanacağını da biliyoruz: Terörle. Jaruzelski hakkında ne düşünüyorsun? Onu pek düşünmuyorum. Hayatı ne pahasına olursa olsun herşeyi merkezileştirmek anlayışına sahip bir kişi. Hoşnut etmeye uğraştığı Ruslar ise bıitün yaptıklarına rağmen ondan hoşlanmıyor. Neden? Çünkü Ruslar, çiftçileri kolhozlara, Katolik rahipleri mezara yerleştirmedikleri surece karşı devrim hayaleti karşılarına dikilecek. "Sertlik" yanlılarını destekleyen Moskova'dır. Batı'ya sürgune gönderilmekten çekiniyor musunuz? Birçok kez Jacek Kuron'a Batı'ya göç etmesı önerildi. Bana da aynı şey telkin edildi. Jaruzelski muhtemelen insancıl bir jest yapıldığını düşünüyor. Ama buna rağmen beni casusluk suçundan da kurşuna dizebilirler. Örneğin ABD hesabına casusluk yaptığımı soyleyebilirler. Neden olmasın? Göç etmeyi düşünmuyorum. Hapiste olsam bile ülkemde yaşamayı seviyorum. Jaruzelski, Olszowski ve Kiszcak'ın ülkeyi terketmesi, Polonya için çok daha hayırlı olacaktır. Gandi Lefkoşe'den sonra Atina'da ATİNA (Cumhuriyet) Kıbrıs Rum Kesimi'ne yaptığı resmi ziyareti tamamlayan Hindistan Başbakanı Bayan İndira Gandi dün Lefkoşe'den Atina'ya geldi. Bağlantısızlar Grubu'nun dönem başkanlığını yapan indira Gandi'nin Yunanistan ziyareti dort gün sürecek. BM Genel Kurulu'nda pazar günü bir konuşma yapmak amacıyla New York'a giderken, önce Kıbrıs'a uğrayan Bayan Gandi, Atina Havaalanı'nda AET Dönem Başkanı, Andreas Papandreu veoteki yetkililerce karşılandı. Bayan Gandi, bugün Devlet Başkanı Konstantin Karamanlis tarafından kabul edildikten sonra bir de basın toplantısı duzenleyecek. Başbakan Papandreu ile dün göruşen indira Gandi, AETHindistan ilişkileri, TurkYunan sorunları ve Kıbrıs'ta son gelişmeleri de bugün yapılacak ikinci tur görüşmelerde Papandreu ile yine ele alacak. ''Ruslar çiftçileri kolhozlara* Katolik rahipleri mezara yerleştirmedikleri sürece karştdevrim haynleti karşılannu dikilecek.'' ya, bize kadar ulaşabileceğini sanmıyordum. Fakat o sesi duyunca Polonya'nın ne kadar değiştiğini anladım. Kimse kendini yalmz hissetmiyor artık. Bu da Polonya yönetiminin en buyük yenilgisidir. Geçen yıl nisan ayında bizi "ani bir değişiklik'in değil "uzun bir yürüyuş"ün bekledigini soylemiştin. Polonya'da bundan sonra ne gibi gelişmeler olabilir? Bugun iktidardaki ekiple anlaşma poiitikalarının tamabır cephe oluşturmak ve yönetime karşı yılmadan direnmektir. L'niversitedeki bazı derslerinde Polonya'nın Sovyetleşme>e mahkum olduğunu soylemiştin. Bugün seni iyimseriiğe iten ne? Benim tabiatım iyimser. Bir işe girişmek için bazı şeylerin değişebileceğine inanmak gerekir. Komunizm ideolojik ve sosyal bir sistem olarak gucunü yitırdiğinden yonetim kuçuk bir seçkin grubun (nomenklatura) diktatörlüğü haline geldi. Komüniz min otoriter niteliğine karşın yürütulen direnişin uluslararası bir karakteri var. Polonya ve sosyalist kamp ya demokratikleşecek ya da gittikçe artan bir çurümeye veya bir savaşa sürüklenecekur. Jaruzelski geleneksel komunizmi askeri yöntemlerle restore etmek istiyor. Jaruzelski bu geleneksel komünizmin çerçevesi içinde kendisini iyi bir hükumdar, bizleri de kendisinin uyrukları olarak tasarlıyor. Bu ise bir utopyadır. Sen rejimin tutsağı olduğuna göre hapiste kalacaksın. Yonetimin ilan eltigi af ve sıkıyönetimin kaldırılması hakkında ne düşünüyorsun? Bu, iktidann yeni bir aidatmacasıdır. Tabii ki birçok kişinin ozgürlüğüne kavuşmasından memnunum. Fakat Frasyniuk, Bednorz, Slovvik, Modzelevvski, Gvviazda ve Jurczyk'i hapiste bırakan bir af neye yarar? Sıkıyonetimin kaldırılmasına gelince, bu Polonya'daki durumdan haberdar olmayan yabancı ülkelere karşı bir jesttir. Fakat hiçbir şey değişmedi. Ressamlar, yazarlar, komedyenler bile Jaruzelski'nin hayalindeki düzen için tehlikelidir. Aynı şeyleri Stalin döneminde de yaşadık