26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 EYLÜL 1983 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 SİNEMA ATILLA DORSAY Sinema yönetmenleri ilk kez bir araya gelecek Kttltür Servisi DUnyanın belli başh film yönetmenleri, 1923 ekim tarihleri araynda Madeira Adası'nda bir araya gelecekler. Portekiz yakınındaki adanın Funchal kentinde yapılacak olan "Sinema Forumu" için bütün dünyadaki yönetmenlere çağnda bulunan toplantı düzenleyicileri, amaçlarım şöyle düe getiriyorlar: "Şimdiye kadar yeryüzünün tüm film yönetmenleri bir araya gelip sorunlannı tartışma, göriiş alışverişinde bulunma ve bütün bunları herhangi bir baskı ya da zorunluluk altında kalmadan, dostca, arkadaşca yapma fırsaünı bulamamışlardı... Size önerdiğimiznebir seminer,ne birsempozyum, nedesayılan çokfazİa olan bir kongre daha. Bu bir buluşma, yalnızca. Zorla bir takım duşünme, tartışma biçimleri kabul ettirmek istemiyoruz. Yaratıcılık, esneklik, karşüıklı saygı, dostluk ve anlayış göstermek zorundayız. Çunku sinema sanatı, yaratıcılık, kırılgan, tehdit altında olan şeyler... Özerk Madeira Adası'nın hükümet üyelerinden batilan topraklannda büyük bir sinema gösterisi düzenlemek istiyoriardı. Kendilerine tasanmızdan soz edildi. Sinema tarihinde ilk kez, bir dünya yönetmenleri toplantısı gercekİeşti boylece. Çalışmalannız nedeniyle gelemiyorsanız, bize mesajınızı filme çekilmiş, yazdı ya da resimli olarak gönderin. Göriiş birliğinde degilseniz, nedenini söyleyin, dostlanmıza aktaralım. Her şeyden önce istedigimiz, haklanmıza saygı ve özgürlük, olabildiğince, daha da fazla özgürlük..." Duyduk Gördük ı • •!• Cumhurbaşkanı Evren'in Bitlis gezisini, BM Uir yurttdŞ glOl Dajmj Temsilcisi iken istifa ederek MDP'dcn siyasete atılan Kamran Inan da izledi. Cumhurbaşkanırun konuşmasını halkın arasında alkışlayarak dinleyen tnan, "Sizlerin varlığı bizlerin gurur kaynağıdır" yazılı pankartın arkasında dunıyordu. İki şahit arasındaki fark Yeşilçam düzeni çöküyor mu? Yeşilçam zor günler geçiriyor. Gerçi Yeşilçam ne zor günler, ne "bunalım'Mar gördügeçirdi. Ama bu kez durumu ciddi. Şirket yazıhanelerinde, "artist kahveleri"nde ağızlan bıçak açmır, gazetelere yansıyan birkaç e österişli projenin yanında tüm yapım durmuş gibi.. Niye böyle, ne oluyor Yeşilçam'da? Olay, Yeşilçam'ın ekonomik yapısını oluşturan işletmeci kredisi denen paranın Yeşilçam'a gelmede isteksizlik göstermesi, giderek tümüyle durmasından kaynaklanıyor. Bir türlü sağlam bir sermaye yapısı kuramamış, sinemadan gelen parayı yine sinema için yatınmlara dönüştürmeyi bilememiş veya istememiş bir piyasada, bir zamanlann "tefeci kredisi"nin yerini alan bir sistemdi bu: Anadolu'daki fîlm iştetmecileri, önümüzdeki yıl yapılacak fılmler için belli avanslar verirler ve Fılmler, bu parayla çevrilirdi. Doğalhkla bunu yaparken, bolgelerinde bir mevsim önce en çok iş yaprruş tür, oyuncu ve akımları dikkate alırlar, kendi anlayışlanna göre iş yapacak konu ve projelere para verirler, belli oyuncu ve hatta yönetmenleri "empoze" ederlerdi. Seyircinin işletmeci tarafından saptandığı varsayılan beğenisi üstüne kurulan bu sistem, bir zamanlar "Ulusal Sinemacı"lara Türk sinemasının tümüyle bir "halk sineması" olduğu konusunda romantik savlar ileri sürdürecek denli ileri gitmişti. Ne var ki, bu sistem yıllardır ilk kez sarsılıyor. Bölge işletmecileri, bu mevsim hemen hiçbir filme veya şirkete avans vermedi. Niye? Sinemamızın önde gelen 4 ismiyle; Aüf Yümaz, Memduh Ün, Zeki öktem ve Ali Özgentürk'le biraraya gelerek konuştuk. Yapımcı / yönetmen, Atıf Yılmaz şöyle diyor: "tşletmeci avansı durmuş gibi. Çeşitli bahaneleri var. Video olayı, filmlerin eskisi kadar çalışmaması, belediyelerden tarife aJamama gibi. Sinemacılık özellikle Anadolu'da zor günler geçiriyor. Bu durumda saglam bir sermayeye dayanmayan yapımcılann ayakta kalması, füm yapdeni var. Genel ekonomik yapının bozukluğu ve sinema alanında izlenen yanlış politika. Sermaye hepten ürkektir, ama sinema alanında bizde daha da iirkek. Sinemaya girmiyor, gerçek bir yatınm yapmıyor. Diğer yandan, her ülkede sinemayı, özellikle kendi sinemasını konıyucu yasalar var. Bizde ise yok. Üretimi konımaya yönelik hiçbir devlet çabası >ok. Hiçbir ülke sineması (Amerika dışında) yalnız iç pazanyla yaşıyamaz. Oysa bizde sinema, tüm hesaplaşmasını yalnız iç pazarla yapmaya çaltşıyor. tşletmeciler, geçen yıl ÜÇ YÖNETMEN DE BtRLEŞİYOR Atıf Yılraıu da , Memduh Ün de, Ali Özgenturk de, Tfirk sinemasının önemli bir kriz geçirmekte olduğunu kabul ediyoriar. dolu'da birçok yere (sözgelimi Karadeniz bölgesine) satamadığı söyleniyor. Gülşah Film adına konuştuğumuz şirket müdürü Emre Şimşir ise şöyle diyor: "lşletmeciler eskiden çok para kazanıyorlardı. Geçen yıl biraz daha az kazandüar, yani kârdan zarar ettiler. Bu nedenle bizi koşeye sıkıştınp filmleri daha ucuza 'kapatmak' istiyorlar. Bizim şirket olarak sermayemiz var, onun için sıkınâmız yok, direnecegiz. Iddialı "Derman" filmimizin yanısıra 2 Ümit Besen, bir de Ferdi Tayfur kurdelâsı çeke cegiz." Atıf Yılmaz: Şu anda tam bir çıkmaz görülüyor. Ama ilerde daha iyi filmler yapılabilir. Memduh Ün: Film sayısı düşecek bu yıl. Çare dış pazan zorlamak. Ali Özgenturk: Üretimi konımaya yönelik hiçbir devlet çabası yok. ması olanaksız. Şu anda tam bir çıkmaz gibi görülu>or. Ama ileriye dönük olarak iki yaran olabilir bunun: 1Yapımcılan, tstanbul'da olduğu gibi Anadolu'daki bolgelerde de işletme ortaklıklan kurmaya itebilir. 2Ban yapuncılar için sadece iç pazan degil, dış pazan da düşünme yollan zorianır, daha iyi filmler yapılabilir." Yılmaz, bu duruma karşın bir füm yapacağını, Türkan Şoray'la "Seni Seviyorum"u çekeceğini açıkladı. Bir diğer yapımcı / yönetmen, Memduh ün ise şöyle konuştu: larda büyük paralarla arabesk filmleri aldılar. Bu fılmler, özellikle geçen mevsim beklenen işi yapmadı. Şimdi adam şöyle diyor: "Ben koskoca Ferdi Tayfur'dan büe beklediğim kfin alamadıktan sonra, niye sinemaya para yatırayun?.." Bunalıma selam, arabeske devam... Evet, Yeşilçam'da işler herşeye karşın tümüyle durmuş değil. Memduh ün şöyle diyor: "Ben kendimi 'emekli' pskikozuna düşürmemek için film çekmek zonındayım. Bu yıl da 2 Kemal Sunal filmi başta, film yapımını sürdüreceğim. Bunlardan birini ben yönetecegim." Film yapımı sürüyor, ama yatınmlar, göruldüğü gibi, Kemal Sunal, Ümit Besen, Ferdi Tayfur veya Türkan Şoray gibi isimlere dayalı olarak yapüıyor. Bu durumda 'dışan açdacak' filmlerin, arabeskin, bayağı güldürünün veya yüzdeyüz star politikasırun dışında kalan filmlerin yapımı mümkün olabilecek mi? Bu konuda umutlu olmak kolay değil. Hindistari'da bir yılda 763 film çevrilerek rekor kırıldı YENİ DELHİ, (THA) Hindistan'da geçtiğimiz yıl içinde 763 fılm çevrilerek bir dünya rekoru kınldı. Istatistiklere göre, yapılan fılmlerden 257'si büyükler için, 155'i ise belgesel nitelikte. Geri kalan filmler de çeşitli türleri içeriyor. Filmlerde çok değişik lehçeler kullanıldı. 148 füm için ülkenin resmi dili olan Hindu, ötekilerde ise Tamil, Malayalam, Kannada, Bengali, Punjabim Oriya ve diğer lehçelerin, 7 filmde de Urdu lehçesi kullanıldığı bildirildi. Hindistan, yaptığı fılmlerin hemen tümünü dışanya sattı. Hindistan'dan en çok film satın alan Ulkeler arasında çok sayıda Hintli göçmenin ve işçinin yaşadığı Körfez ülkeleri bulunuyor. ABD, Kanada ve Ingiltere'nin de bu ülkeden çok sayıda fılm satın aldığı belirtildi. Hindistan film sanayünin, 1982 nisamndan 1983 martına kadar olan dönemde fılm dışsatımından 125 milyon dolar döviz kazandığı açıklandı. Ttirkiye'nin seyirci potansiyeli ne? Türkiye'deki seyirci potansiyeli üstüne konuşuyoruz sonra... Ali Özgenturk, bu konuda iyimser, iyi bir seyircimiz olduğunu söylüyor. Oysa Memduh Ün, Türkiye'de sinema seyircisinin sanıldığı denli çok olmadığmı söylüyor, En iyi iş yapan birkaç fılmden yola çıkarak tüm ülkede yerli füm seyircisinin 1,52 milyon civannda olduğunu saptıyor. Kaba bir hesap yapıyoruz, seyirci bu kadar olsa bile, en pahalı filmin yine de maliyetini rahatça çıkarması, kâra geçmesi gerekir. Niye bu olmuyor? 45 milyonluk bir ülkede bir füm niye kendini kurtaramıyor? "Çiinkü", diyor yönetmenler, "Bu para çalınır. Sinemacı da çalar, işletmeci de çalar. Belediye denetimleri yetersizdir, satılan bilet sayısı hep düşük gösterilir, boylece hem belediyeden, hem bizden çalarlar. tşletmeci ise çeşitli bordro hesaplarryla bizim filmlerimizin hasılallarını hep düşük gösterir ve arada herkes kazanır, yalnız yapımcı güme gider." Normal olarak fılm yapımındaki hesap, filmin Türkiye gösteriminde maliyetini kurtarması, şimdilerde bir can kurtaran simidi gibi ortaya çıkan Almanya 'video hakkı'nın ise kâr olması. Ama düzenin çok kötü işlemesi nedeniyle, özellikle maliyeti yüksek fılmlerde (ki böyle bir film, şimdilerde 30 milyon demek) hasılat yapımcıya iyice budandıktan sonra geliyor ve füm, tüm ülke gösterimiyle bile kendini kurtaramaz hale düşüyor. Maceralar Ülkesi (tt's Comin'at Ya) / Yönetmen, Ferdinando Baldi / Oyuncular: Gene Çuintano, Vktoria Abril, Ricardo Palacios / 3 boyutlu bir Fümways Pictures yapımı (ŞİŞLl SİTE'de). Evet, 3 boyutlu füm dönüyor. SO'li yıllarda Atlas sinemasının kapısında kuyruk yaparak aldığımız gözlüklerle izlediğimiz "Mumyalar Müzesi" vb. fılmler, tam 30 yıl sonra ısıtılıp yeniden piyasaya sürüldü. Ve şimdi de Site sinemasında kuyruk yapan gençler, sinemanın bu 'yeniliginitf keyfini çıkarıyorlar. Bir *keyif mi bu? 'Görsel şok'lara merakhysanız, evet... Italyan Westerni'nin tüm ögelerini yeni baştan ve hiç de özgün olmayan biçimde yeniden kullanan Ferdinando Baldi, benzeri yüzlerce, binlerce kez izlenmiş bir 'kadın kacınna' ve 'intikam' öyküsü anlatıyor. Üstelik kötü oyuncular ve yapışkan, ağır bir aniatımla.. Ne var ki "3 Boyut" olayı gerçekten etkileyici.. Biraz gözünüzü yorma pahasına, perdedeki olupbitenleri, adam yiyen fareleri, havada uçuşan mızrakları, yançıplak kadırüara saldıran yarasaları, daha neleri neleri çok canlı biçimde izlemeniz, canlı da söz mü, üstünüze geliyor gibi duyumsamanız mümkün.. Herhalde 1895'de Paris'te bir kahvede ilk sinema filmini izlediklerinde trenin üzerlerine geldiğini sanıp yerlerinden fırlayan seyirciler de daha değişik bir deney yaşamamışlardı. Velhasıl sinema sanatı adına değil ama, Ilkel tepki'lerinizi ölçmek ve garip, görsel 'naif bir heyecanı tatmak için yine de izlemeye değer... tçletmede tröstleşme olayı "İzmir, Adana gibi yerlerde eskiden en azından 45 büyük işletmeci vardı. Bu yıl azaldı, 12'ye düştü. Dagrtnn ve işletmede tröstleşme başladı. Sinemacılığın sonunu karanlık gören işletmecUer, paralanru başka alanlara yatırmaya başladılar. Bnnlardan biri, sözgelimi, bira bayiligi ve TIR'cılıga para yatırdı. Adana'da ise yalnızca tek bir işletmeci kaldı: Tam bir tek el olayı. Bu durumda istedikleri filmleri alıyor, istemediklerini almıyoriar. Hepsinin elinde gecen yıllardan kâlma, ovnanamamış filmler var. Onlarla bu yılı kurtannz, geri kalanlan ise sonradan alınz diyoriar. Tabii istedikleri fiyata, yani ucuza.. Biri, bizim için "onlan kucağa duşürecefiz" diyor. Film sayısı düşecek bu yıl. Ben de çare olarak bir yandan yapımcıların kendi işletmelerini kunnasını, diğer yandan da, başta Ortadoğu, dış pazan zorlamayi göriiyornm." 'Birleşme' mümkün olacak rru? Peki, onca sözü edilen 'yapımcılann birleşmesi' ve kendi işletmelerini kurması yolunda bir adım var mı? Yeşilçam'm şimdilerde baş konusu bu. Ama bu konuda da pek umutlu olmak kolay değil. Elinde geçen yıldan kalma filmleri olan birkaç yapımanm, bu birleşmeyi kolayca bozabilecekleri ve filmlerini gayet iyi değerlendirebilecekleri söyleniyor. Elinde film olanlar, şimdi bu durumu kullanıyor. Bunun önüne geçerek tam bir birlik oluşturmak, filmlerin işletmecilere ucuza gitmesini ve böylece üretimin yeni bir bunahma düsmesini önlemek, şimdilik en çok, bu 'yapımcılann birieşmesi' olayına bağh gözuküyor. Danışma Mecüsi'nde Toplantı ve Gösteri YürüyüşUri Yasa Tasansı goruşüluyordu. Soz alan Halil Gelendost kürsüye geldi ve Sakar"50 Yıl Önce Cumhuriyet" köya Savaşı 'ndaki şehit veyaralı dunımumuz hakkmda bilgi vermeye başladı. Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki "şehit miktarının" 5 şemizde, bir süre önce küçük bir bin 713, "yaralı miktannın"da 18bin 480olduğunu açıklayan Ge ilân yer almıştu îlânda, "Beyoğlendost, bu rakamlan 12 Eylül öncesiyle karşılaştırarak "Ankara, lu'nda Satılık Bahçeli Ev" deniEl Salvador'a dönmUştü" dedi. Gelendost, terör konusundaki yor vefiyatı da 2500 lira olarak belirtiliyordu. ilginç benıetmelerini Nihat Erim 'in öldürühnesi konusunda Cumhuriyet 'i her gün baştan da sürdürdü. Eski Basbakanlarsona okuyan emekli Hüsnü Bey, dan Nihat Erim'in öldürülmebu ilânı okur okumaz yerinden sindeki etkenlerle Çerkez Mahfırladu Karısı Fahamet Hanım mut Beytn öldürülmesindeki etonu hiç böyle görmemişti. Ürkkenlerin benzediğini Danışma tü, şaşırdı ve sordm Meclisi Genel Kurulu 'nun "bil"Hayrola bey, bu ne hal böygisine sunan" Gelendost sözlele?" rini şöyle sürdürdü:' '1920 'lerde "Sorma hanım. Gazetede okuHendek'te Çerkezler kendi ırkdum. Beyoğlu'nda 2500 liraya larmdan Mahmut Bey'i Nihat satılık bahçeli ev varmış." Erim gibi şehit ederek cesedini Fahamet Hanım attı kahkahasuya atmışlardtr. " Bu cumlesinden sonra Gelendost'un sözleri "Aman bey, sen aklını mı kaalkışlarla kesildi. Danışma Mecçırdın? Bu zamanda Beyoğlu'nda lisi uyeleri, bir bölümü ayakta 2500 liraya bahçeli evi deli olan olmak uzere Gelendost u şiddetle alkışlıyorlardı. Gelendost bundan bile 2500 liraya vermez." pek memnun kaldı ve bir sağa bir sola bakarak Meclis'i daha da "Hanım, hanım! Ben' kırk yılşiddetli alkış sesleriyle çınlatan son sö'zünü söyledi: "Efendim, öldurüp suya atmakla kalmamışlar. Bilahare de çıkararak vahşi hay lık Cumhuriyet okuruyum. Benim gazetem yalan yazmaz. Şimvanlara yedirmişlerdir." di onlan arayıp durumu öğreneceğım." Hüsnu bey telefona sanldı ve "Yasanın ve düzenin" alınan kişilerin ne olduğu Cumhuhyet'in numarasını çevirkorunması için günlerdir yetkililerce açıklanmıyor. di. Karşısma çıkan santral görevPekin sokaklan kolluk Tahmin edilebildiği kadanyla, lisinden ilân servisini istedL Ankuvvetleri tarafmdan bunlar ya çahşma cak o servisteki arkadaşlarla kotartmıyor. Bu polis harekânnm kamplannda eğitimden nuştuktan sonra aklı başına gelamacı başkenti onbinlerce geçiriliyor, ya da uzak di de, gazetesine yeniden biz göı kişilik genç "serseri"den ve eyaletlerde oturmak zorunda atıp 50 yıl öncesine kısa bir yoldenetlenmeyen kişilerden bırakılıyorlar. culuk yaptığım antayabildi. temizlemek. Bir süredir Ancak, suç işleyenlere karşı basında yer alan kent açılan savaş Pekiri'le sınırlı Bitik soyguncu guvenliğinin bozulmasıyla kalmıyor. Kuzeyin Hebei ilgili haberler harekâtın sakat kadınla bölgesindeki Tangshan temelini oluşturuyor. kentinde altı ayrı çetenin 500 başedemedi Yabancı ve yerli tanıklara kişisi tutuklanmış durumda. 69 yaşında, iki bacağı kesik bir göre, yetkililer polisin bu Bunlar "Toplumsal düzeni Amerikah kadın, Kentucky Eyakonuda hiç kimsenin gözünün baltalamak ve halka zarar yaşına bakmadığını ve gece leünin Louisville kentindeki evivermekle" suçlanıyorlar. Silah geç saatlerde sokaklan ni basan, paralanm çalıp ırzına tehdidiyle soygun yapan, ırza arşınlayanlann başlannın geçmek isteyen 25 yaşındaki bir geçen, bir de cinayet işleyen derde girdiğini anlatıyorlar. soyguncuyla tam birbuçuk saat bu gençler için "Halkın Bu arada, orta öğrenimini bıkıp usanmadan mücadele ettL Günlüğü" gazetesinde istenen tamamladıktan sonra belli bir Sakat kadını alt etmek için çırücezalar ilginç. Gazetenin işe giremeyen gençler, geceleri çıplak soyunan soyguncu, soyorumunda yetkililer, soygun yapan ve sayılan nunda yorgunluğa dayanamayıp "Tehlikeli sabıkahtara hızla gitgide artan çeteler, müşteri ağır cezalar verilmesi, uykuya daldı. Bunun üzerine de arayan genç kadınlar da diktatörce yönetsel ve eğitsel komşulanndan birini uyaran toplanıyor. Ancak bu yöntemlere başvurulması" yaşlı kadın, polisin yetişip soyaramalar sırasında gözaltına öğütleniyor. guncuyu tutuklamasını sağladu 2500 liraya satılık ev Pekin halkı rahat uyuyubilecek HAYVANLAR İsmail Gülgeç "Hakkâride Bir Mevsim" yeni sezonda gösterilecek ANKARA, (ANKA) Sansür Kurulu tarafmdan reddedilen "Hakkâri'de Bir Mevsim" fılmi, Danıştay'ın soz konusu karan bozması üzerine, yeni sinema sezonunda gösterilebilecek. Berlin Füm Festivali'ne katüan ve dört ödül birden kazanan "Hakkâride Bir Mevsim" sansurun, filmin yurt içinde gösterilmesine izin vermemesi nedeniyle, Türk izleyicilerin karşısma çıkamamıştı. Ferit Edgü'nün " O " adlı romanından Erden Kıral'ın sinemaya uyarladığı "Hakkâri'de Bir Mevsim" Hakkâri'de öğretmenlik yapan bir aydının karşılaştığı sorunları ve iletişimsizliğini anlatıyor. TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan ESIR GENERAL TRIKOPIS.. 1322'DB BU6ÜN, YUNAN BA$KOMUTXNl, &SNEKAL NİKOlAOS TRİKOPİS V£ ARKADAŞL4/& TÛRKLERE TESÜA4 OLPU. DUMlUPlNAfl'OAKİ BAŞKOMUTANUKSAVAÇlSlPASIKIOA K4ÇA8ILEN T8İICOPtS,U$AK ÖNLERİHOE SlKt$TmilMC4lB£YAZ 8AYRAKAÇMI$ Tl.GENERAL 7Kİ*:OPİS'İ, İSMET V£ F£VZİPAŞALAR. LA BİRUKTS KA8UL £D€N GAZ)' MUSTAftf KEMAL,BÜNİ SIKTI, KAHIfe YESİGAMA SUNPU.S Rfi HARİTAOA ÇARPiŞMALARI AÇIKLAPI TKİI PİS, MUSTAFAKEMAL'İN BAŞKOMUTAN OIARAK CEPHEDE BULUNUŞU İL£,IZMR'O£ 8İR YATTA gULUNAN KEHPİ 8A$ICOMUTAMNI KIYASLAYINCAt BİtZKAÇ 6ÜN ÖNCE GÖNDERİLEN YENİ &İLDİRIYİ ALMAMI? OLDUğu ANLAŞtLOI. YUNAN KUVVETLERl &A$KOMUTANI KENDİSİYDÎ!.. 29 Ağustos "Ferdi Tayfur'dan bile kâr etmedikten sonra..." Zeki Ökten, Anadolu'daki sinemacılann büyük bölümünün gerçek anlamda sinemacı olmadığını, para nerden gelirse oraya gittiklerini söylüyor. "Şimdi Anadolu'da birahane işletenler de, videoculuk yapanlar da bu sinemacılar. Ve kendi işlerini baltalamaktan çekinmiyorlar, diğer tarafta d>ha çok para gördükieri için... Film yapımında çok ciddi bir bunalıma girilecegi kanısındayım..." Ali Özgenturk ise şöyle diyor: "Şu andaki krizin iki temel ne Büyük şirketlerin dayanma gttcü var Diğer yapımcılar ne diyor? Erler Film sahibi Türker Inanoğlu'nun bu yıl 7 filmlik bir listesi olduğu ve avans almasa bile bölge satışlanna güvendiği belirtiliyor. Ama diğer yandan tnanoğlu'nun geçen yılki 'flaş' fılmi "Leylfl Ue Mecnun"u bile Ana 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Çoban Mehmet Rusya'da yaptığı maçları anlatıyor Meşhur ağır siklet güreşme Çoban Mehmet, son Rusya seyahatinden çok iyi hatıralarla dönmüştür. Çoban Mehmet, Rusya'da yaptığı müsabakalar hakkında dün bir muharririmize şunları söylemiştir: Rus güreşçilerle yaptığım maçların en zorlusu uçuncü maç idi. Bu maçta karşılaştığım pehlivanı şimalden getirmişler. Mukavim, aynı zamanda çok güzel bir vücudu vardı. Epeyce zorladım. Her ikimiz de kan ter içinde kaldık. Vücudumuzdan öyle ter akıyordu ki adeta yağla güreşenlerin haline döndük. Sırtı yere gelmedi. Fakat mecali de kalmadı. Bayıldı. Sayı hesabıyla galip geldım. Maçtan sonra Rus gureşçisi, "ömrümde böyle bir güreşe maruz kalmamıştım" dedi. Ayın sekizinde ttalyanlar geliyor. Onlarla görüşeceğim. Yenmeye çalışacağım. Fakat 29 Ağustos 1933 19331983 ayda 35 lira geçiyor. En az günde yemek parası olarak bir buçuk liraya ihtiyacım var. Köydeki aileme de yardım edemiyorum. tki çocuğum dünyaya gelmişti, ben burada iken gripten öldüler. GALERILER YAZ KARMA RESİM SERGİSİ 20 Eylül'e kadar 4*2 rt C 4 528 66 29 522 89 97 şampiyonumuz RESSAMLARINA AİT RESİM Kuıtulu* C«d. 191 SÜHA Û2TMTAR SWWT6ALfWSl KARMA RESİM SERGİSİ 46 5940 1 Haziran 31 Ağustos Hüs*yln Hazan Ihsan Şurdum M«tln Nigar Mehmet Tesan Nlhat Akyunak Ortıan Eraoy Refia Çıray Ruzin Gerçin Süh« ÖztartarZ^d Ktral KurtuluVİST Tel: 1404 783 Yugoslavya, Macaristan 'a yapılacak seyahate iştirak niyetinde değilim. (Yanında duran Yusuf Aslan'ı göstererek), bizim ikimiz Tütün Inhisartnda çalışıyoruz. Bizi Rusya'ya gotürmek için izin aldılar. Gittik. Seyahatimiz kırk gun devam etti. Buraya geldiğimiz zaman bize bu kırk günlük parayı vermediler. Alâkadar yerlere müracaat ettık. Yazanz çizeriz diyoriar. Eğer bizim memleketin yüzünu guldürmekliğimiz lâzımsa biz himaye edilmeliyiz. Elime Horhoruni H«r Run nkfnmn Uılnr hnttnlı r'nımomı Vmliclr kırnnllmnrtı ya <l«kıftıuMvrnrlınn<*ın<lrIrılnvı ri 1.1 2.11 11 M".r'lM llokfor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear