26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 TEMMUZ J983 DIŞ HABERLER CUMHÜRtYET/3 Ozetle Mısır'da muhalefet Mısır'da muhalefet partileri olan Sosyalist tşçi Partisi, 1lerici Sendikal Birlik ve Liberal Sosyalist Parti kasımda yapılacak olan senato seçimlerini boykot edecekler. Hafız Esat, Arafat'ın af dilemesini istiyor ABD Dışişleri Bakam Shultz Ortadoğu gezisinin ilk durağı olan Suudi Arabistan'a gitti Dış Maberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, dun Ortadoğu'da Suriye dahil, dort ulkeyi kapsayacak gezisinin ilk durağı olan Suudi Arabistan'a gitti. Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat ise, FKÖ lideri Yaser Arafat'ın kendisinden af dilemesini istedi. ANKA Ajansı'nın Trablusşam kaynaklı haberine göre, Suriye yetkililerinin çok sayıda El Fetih yoneticisini tutukladığı ve araçlarının Suriye yollarında hareket etmesini yasakladığı bildiriliyor. Filistin Kurtuluş Örgutu'nun, Yaser Arafat yanlısı bir sözcusu, onceki gun yaptığı açıklamada, EI Fetih'in 26 uyesinin Şam'daki iki Filistin kampında tutuklu bulunduğunu ve Şam Havaalanı'na gelen tün Filistinlilerin de gözaltına alındıklannı kaydetti. AP Ajansı'nın Tunus kaynaklı bir haberine göre, Arafat'ın danışmanlarından ve adının açıklanmasını istemeyen FKÖ yetkilisi şöyle dedi: "Şam'a giden altı kişilik FKÖ arabulucu heyetine, Arafat'ın Hafız Esat'tan af dilemesi gerektiğini söylediler. Şam hukukuna göre, Arafat El Fetih içindeki ayaklanmadan, Suriye'yi sucladığından ötürü Hafız Esat'tan af dileme li ve isyancıların isteklerini kabtıl etmelidir. Arafat'a, ancak bu koşullan kabul ettikten sonra, tekrar Suriye'ye girmesi izni verecekler." Tunus'taki diğer FKÖ kaynaklar,, Suriye'nın bu şartını, geçtıgımiz hafta Şam'ı ziyaret eden Suudi Arabistan ve Cezayir heyetine de bildirdiğini söylediler. Arafat, ı£l Fetih'teki ayaklanmadan otiırü Suriye'yi suçladığı için 24 Haziran'da bu ulkeden kovulmuştu. Suriye, Abu Musa ve Abu Salih onderliğindeki ayaklanma ile bir ilişkisi olmadıgını ileri süruyor. iki lider, ayrıca Arafat'ın FKÖ içinde ust duzeydeki askeri gorevlere yakın dostlarını getirdiğini ve "yeteneğe göre görev" ilkesini çiğnediğini ileri suruyorlar. A.A'nın Tunus kaynaklı haberine gore İslâm Konferansı Genel Sekreteri Habib Şatti, hiç kimsenin, El Fetih içindeki isyancıların bıle Yaser Arafat'ın, Filistin Kurtuluş Örgütü liderliğinden çekilmesini istemediğini soyledi. Tunus'ta basın mensuplarına yaptığı açıklamada Şatti, Şam'da FKÖ içinde çeşitli eğilimleri temsil eden tum gruplarla goruştuğünu, Devlet Başkanı Hafız Esat'Ia da biraraya geldiğini belirterek, tum bu temaslar sonucu hiç kimsenin Yaser Arafat'ın liderlikten ayrılmasından söz etmediğini ve bunu temenni etmediğıni kaydetti. Filistin Haber Ajansı WAFA, FKÖ lideri Yaser Arafat'ın, Lubnan'ın Bekaa vadisindeki, •'askerı tırmanma" ile ılgili olarak, Moskova'ya acil bir mesaj gonderdiğini bildird' El Fetih gerilla grubu ıçersinde Arafat yanlısı ve karşıtı gruplar çarpışmalara son verilmesi ve anfaşmazl'ıkların goruşmeler yoluyla çözumlenmesi konusunda anlaşmaya vardılar. FKO Yurutme Komitesi'nce oluşturulan heyetle El Fetih içindeki direnişçi grupların liderleri arasında dun Şam'da duzenlenen toplantıda yapılan açıklama El Fetih içersinde tek yanlı kararlar alınmaması ve kollektif liderlerlik fikrine bağlılık konusunda goruşbirliği içinde olunduğu belirtildi. SHULTZ Dun Suudi Arabistan'a giden George Shultz'un, ayrıca Israil, Lubnan ve Suriye'yi ziyaret edeceği bildirildi DUN1ADA BUGUN ALİ SİRMEN Dostluk heyeti Halk Cumhuriyeti'nde ırulan yabancı ülkelerle dostluk cemiyetinden bir heyet öncekigün resmi bir ziyaret için Sovyetler Birliği'ne gitti. Çin haber ajansının bildirdiğine göre, Çin heyeti Sovyetler Birliği'nde bulunan Yabancı Ülkelerle Dostluk ve Külturel Ilişki Birliği tarafından davet edildi. Eğriye Eğri Doğruya Dı gru o Orta Fransa'nın Creuse ilinin Bourganeuf kasabasında meydana gelen olaylar, işçilerimizin çalıştığı bazı Avrupa ülkelerinde ve özellikle Federal Almanya'da görülen, "Türklere karşı ırkçı" tutumun Fransız topraklarına sıçradığını da göstermektedir. Olay daha öncekiler gibi, kuşkusuz ki, çok üzücü ve endişe vericidir. Bu tür olayların ardında genellikle sorumsuz politika maceracıları ile ucuz demagogların ve birtakım kendini bilmezlerin bulunduğu bilinmektedir. Fransa'da meydana gelen olaylar bu ülke ile ilişkilerimizin çok bozuk olduğu bir döneme rastladığı için daha da çarpıcı bir nitelik kazanmıştır. Türk hükümetinin yaban ellerde emeğini satarak yaşam savaşı veren yurttaşlarına yönelik bu tür saldırıların önlenmesi için Fransa nezdinde harekete geçmesi doğaldır. İnsan hakları konusunu sık sık gündeme getiren Fransa'nın bu tür otaylar karşısında şimdiye kadar olanın tersine, ciddi ve enerjik önlemler almasını istemek hepimizin hakkıdır. Bu noktada sözü edilen üzücü olayla ilgili umut verici gelişmelere rastlandığını da belirtmek isteriz. Herşeyden önce Bourganeuf Belediye Başkanı, yetkilileri "Kasabadaki yabancılara karşı gelişmekte olan" olumsuz havadan ve çıkması olası olaylardan zamanında haberdar etmiş, gerekli önlemlerin alınmasını istemiştir. Başkan Georges Neyret, bununla da yetinmeyerek kendi kasabasında çalışan Türk işçilerinden söz eder, "Onlar gelmeselerdi çok güç durumda kalacaktık. Duruma bir an önce el koymamız gerekiyordu. Ve gerekli işgücünden yoksunduk. Üstelik fazla para getirmeyen ve çok yıprat/cı olan bu iş için Fransızlar arasında fazla aday da yoktu.' diyerek Türk işçilerinin az paralı ve çok zahmetli bir işte feragatla çalıştıklarını dile getirip onfardan yana çıkma açık yürekliliğini gösterebilmiştir. Bu çıkışın yanısıra kasabanın din adamları da ırkçı tutumu kınamışlar, kardeşlik çağrısında bulunmuşlardır. Fransa'nın Le Monde, Liberation gibi gazeteleri de olaya büyük duyarlık göstermişler, sert tepkilerini dile getirmişlerdir. Genellikle kamuoyunun olayı kınayan bir tutum ıçine girmesi ve yetkililerden önlem alınmasını istemesi olumludur. Burada bir noktayı belirtmek hakseverlik görevidir: Türk işçilerinin yoğun olarak bulundukları ve kendilerine karşı güçlü bir ırkçı akımın geliştiği F. Almanya'da da gerek basında, gerek kamuoyunun öbür kesimlerinde, Türklere karşı kampanyaya savaş açmış, Türk işçilerinin haklarını korumaya yönelmiş birçok kişi bulunmakta; bunlar, yazılar, gösteriler, toplantılar ve konferanslarla kamuoyunu ırkçı davramşlara karşı eyleme geçirmektedırler. Bu durumda, eğer bizler de kaba bir ırkçılığın batağına düşmek istemiyorsak, yurttaşlarımıza karşı saldırgan eylemlerin görüldüğü ulkelerin insanlarını, aralarmdaki davranış farklılıklarını gözardı ederek, tümden ırkçı diye damgalamaktan kaçınmalıyız. Tam tersine o ülkelerdeki iğrenç davramşlara karşı çıkarken kamuoyunun bizim gibi davranışları kınayan kesiminin varlığını her zaman vurgulamamız, yerinde olacaktır. Ayrıca, o ülkelerdeki görevlilerimizin, kendi toprakları üzerinde Türklere yönelik ırkçı davramşlara karşı çıkan kişi, grup ve kuruluşlarla ilişkilere girmelerinde sayısız yararlar olduğu kanısındayız. Fransa'nın Bourganeuf kasabasında yurttaşlarımıza karşı girişilen eylemlere gerek kasaba düzeyinde, gerek ülke düzeyinde gösterilen tepki olumlu karşılanacak bir öğedir. Yalnız bu olumlu tepkinin henüz asıl gerekli olan yere, hükümet katına kadar yükseldiğini ve bu tür girişimler karşısında yejerli caydıncılığa sahip önlemlerin alındığını ne yazık ki şimdilik söyleyebılecek durumda değiliz. Temennimiz, kamuoyunun tepkisinin hükümet katında elle tutulur enerjik eylemlerbıcımındesomutlaşırken.Errneni tero> eylemlerini de içine alan geniş bir kapsam kazanmasıdır. Yoksa bu eylemlerin gelişmesi halinde, durumdan bizim yurttaşlarımız ve temsilcilerimiz olduğu kadar, Fransız devleti de büyük ölçüde zarar görecektir. Muh birlik Sovyet yetkilileri, yasalann çiğnenmesini engellemek amacıyla, vatandaşlan komşularını ihbar etnteye yönelten yeni bir kampanya başlattılar. Sovyet lideri Yuri Andropov'un ülkede sosyalist dışı planın güçlendirilmesi amacıyla başlattığı kampanyada, polis görevlileri evleri ziyaret ederek. Vatandaşlara ihbarlarda kullanacakları kartlar dağıtıyorlar. Türkiye, Batı rüzgarı ile yılda 230 bin ton zehir ithal ediyor Oış Haberler Servisi Batı Avrupa ve ABD'de yılıardır msan sağlığını tehdit eden hava kırliliğı Turkiye'nin de sanayi bolgelerinde ciddi sorunlara yol açıyor. Yoğun bir hava kirliliği ureten Turkiye'nin sanayi kentlerinin yanısıra, Avrupa'dan "ithal edilen" hava kirliliği de Turkiye'nin doğal çevresine verilen zararı artırıyor. SÜLFÜRDİOKSİD Isveç'te yayınlanan "Sweden Now" dergisinde yer alan bir yazıya gore, Turkiye kendi urettiği hava kirliliğine ek olarak Ba tı'dan gelen ruzgarlarla yılda 230 bin ton sulfurdioksid ithal ediyor. 26 Avrupa ulkesi arasında sulfürdioksid üretimi en az olan ülkeler arasında yer alan Turkiye, kirli hava ithali bakımmdan sekbinci geliyor. Zehirli bir madde olan sulfurdioksid, "asitli yağmur"un başlıca nedenlerinden biri olarak biliniyor. Havaya karışan sulfur dioksıd nitrojen oksid ve benzer maddeler, bulutlara kanşarak yağışlarla birlikte yeryuzune iniyor. Sulfürdioksid ve nitrojen oksidin karıştığı yağmur suları, canlıların hasta olmasına ve hatta olmesine yol açıyor. Batı Avrupa ve ABD'nin bazı bolgelerinde gorulen asitli yağmur, ormanlann olmesine, göllerdeki balıkların tükenmesine ve insanlarda çeşitli hastahklara neden oluyor. Asitli yağmurların başlıca sorumlusu olarak gösterilen sulfur dioksid, kukurtlu komurun yakılmasıyla havaya karışıyor. Bu zararlı maddeyi Avrupa'da en çok Sovyetler Birliği uretiyor. Sovyet fabrikaları ile enerji santrallerindenher yıl 25 milyon ton sulfur dioksid havaya saçılıyor. Ruzgarlar nedeniyle sulfur dioksid sadece yakın çevreye duşmuyor, kilometrelerce uzaklara taşınıyor. Bu gidişgelişten en zararlı çıkan Sovyetler Birliği oluyor. Çunku Sovyetler Birliği'ne kendi urettikleri 25 milyon tona ek olarak 2 milyon 53 bin ton sulfurdioksid de komşularından yağıyor. "İYİLER" VE "KÖTULER" Yazıda ayrıca ulkelerin urettikleri sülfür dioksid miktarını azaltmak için harcadıkları çabalar değerlendirilerek, ulkeler "iyiniyetliler ve "kötü niyetliler" olarak ikiye ayrılıyor. Sulfurdioksid kırlenmesini yaklaşık yuzde 40 azaltan Lılksemburg, Avusturya ve lsveç "iyiniyetli'lerin başında geliyor. Hava kirliliğini azaltmak için çaba göstermeyen ya da çabalarını başarıya dönüştüremeyen "kötü niyetliler" arasında ise havaya karışan sulfur dioksid miktarını yüzde 235 artıran Romanya başı çekiyor. Andropov, Kohl'la dünkti görüşmeleri iptal etti MOSKOVA (A.P.) Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl'un, Moskova ziyareti dun bir sürprizle başladı ve Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Yurı Andropov'un, Kohl'la yapacağı iki goruşmeyi "kişisel nedenlerle" ipıal ettiği açıklandı. Andropov, Kohl'la dun oğleden sonra goruşecek, akşam da Federal Almanya Başbakanı onuruna bir yemek verecekti. Bonn hukumetinin bir yetkilisi, Federal Almanya'nın Moskova Buyukelçisı'nin dun sabah Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı'naçağrıldığını ve kendisine Yuri Andropov'un "kişisel nedenlerle" Kohl ile olan randevularını iptal ettiğinin soylendiğini bildirdi. Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Andreı Gromiko, Andropov'un Kohl ile bugun goruşeceğıni soyledi. Kohl dun Kremlin'de Andropov yerine, Başbakan Nıkolai Tikonov ile göruştu. Dun akşam Kremlin'de verilen yemekte de ev sahipliğini Tikonov yaptı. Andropov'un dun Kohl'la goruşmelerini iptal etmesi, Sovyet liderinin hasta olduğuna ilişkin soylentilerin yoğunlaşmasına yol açtı. Mosk(wa9da sürpriz: Kaddafi döndü Fas'tan Ulkesine dönen Libya Devrim lideri Muammer Kaddafi, Fas'a yaptığı 4 günliik "dostluk veçalışma ziyareti'' sırasmda Kral II. Hasan la aralarmdaki görüşmelerin "olumlu ve verimli" olduğunu açıkladı. Rabat 'tan ayrılırken Kral Hasan'a gönderdiği mesajda Kaddafi, Libya ve Fas uluslannın özlediği birliği sağlamak amacıyla iki ülke arasındaki işbirliğini sımrsız bir şekilde geUştirmek itzere elinden gelen tum çabayı harcayacağım bildirdi. Fabıika bacalanndan çıkan sulfürdioksid yiiklü dumanlar, zehirli yagmur olarak yere iniyor ve canlılann sağlığını tehdit ediyor. 3ağımsızltk günü KBÛ 207'nci bağımsızlık ytldöiımünü kutluyor. Kutlama tösnleri diın ' 'Hürriyet A bidesi'' arşısında tüfek atışlan başladı. ew York 'taki törenlerin sokak österilerin, sosisli sandöviç yete yarışı ve buyük bir havaifi'k gösterisi ile surdüğü bîldirilr. "Carterhn defterleri" skandalı büyüyor Olaya CIA'nm adının da karışması ABD Başkanını güç durumda bıraktı Dış Haberler Servisi ABD'de, Başkan Reagan'ın karıştığı "Carter'ın defterleri"skandalı Amerikan kamuoyunu giderek daha fazla meşgul ediyor. Önumuzdeki yıl yapılacak Başbakanlık seçimlerinin heyecanının yavaş yavaş hissedilmeye baş'andığı bir donemde, Reagan'ın adının bir skandala karışmış olması önemli bir gelişme olarak niteleniyor. AP ajansının yorumuna göre, olaya CtA Başkanı NVilliam Casey'in de adının karışmış olması Reagan'ın seçim kampanyasını olumsuz yonde etkileyebılecek. Beyaz Saray yetkililerinin bazılarına göre, skandalın boyutlarını, soz konusu defterlerin çalınmış ya da sızdırılmış olmasının ortaya çıkması belirleyecek. Nitekım, kamuoyunda "mini Watergate" olarak adlandırılan skandal tartışması Carter'ın defterinin Reagan'ın eline nasıl geçtiği konusunda yoğunlaşmış durumda. Kimi çevreler defterlerin Carter'ın ekibinden birisi tarafından orneğin bir sekreter taıafından Reagan'a sızdırılmış olabileceğini belirtiyorlar. Başka çevrelere gore ise bu defterler bir casus tarafından çalındı. "Mini VVatergate" ya da "Carter'ın Defterleri" skandalı geçtiğimiz hafta ortaya çıktı. lddia, Beyaz Saray'da Başbakan Reagan'ın katıldığı bir toplantıda ortaya atıldı. îddiada, 1980 Başkanlık seçimlerinde, Carter'in televizyonda Reagan Ma yapacağı bir açık oturum için hazırladığı defterlerin Reagan ekibinin eline geçtiği belirtiliyordu. Soz konusu açık oturumda Reagan, Carter'i, verdiği cevaplarla ve sorduğu sorularla koşeye sıkıştırmıştı. Reagan'ın Başkan seçilmesinde onemli bir rol oynadığı belirtilen açık oturum, tum Amerikan kamuoyunda buyuk yankılara neden olmuştu. Ancak geçen hafta ortaya çıkan skandal, Reagan'ın Carter'a verdiği cevapların yalnızca "zekâsının" urunu olmadığını ortaya koydu. Reagan açık oturumdan once Carter'ın hazırladığı soruları ve çeşitli konulardaki goruşlenni ıncelemiş ve kendi cevaplarını hazırlamıştı. Yani Reagan bu önemli sınava çok iyi hazırlanmıştı. CIA BAŞKANI CASEY'İN ROLÜ Defterlerin Reagan'ın eline nasıl geçtiği tartışması surerken, bazı Beyaz Saray yetkilileri defterleri CIA Başkanı Willıam Casey'den aldıklannı açıkladıiar. Beyaz Saray'da ust duzeyde bir yetkili olan Jaınes Baker defterleri Casey'den aldığını hatırladığını soyledi. Başlangıçta Casey'i hatırlamadığını soyleyen başka bjr yetkili Gergen ise, daha sonra yaptığı açıklamada, evindeki dosyaları karıştırdığını, defterlerin Casey eliyîe Reagan'a geçtiğini hatırladığını soyledi ve kamuoyundan ozur diledi. Başkan Reagan olayın açıklanmasından sonra Adalet Bakanhğı'ndan soruşturma açılmasını istedi. Soruşturma şu sıralarda Adalet Bakanlığı ve Kongrenın bir alt komitesi tarafından ayrı ayrı yurutuluyor. Adalet Bakanlığı geçen perşembe gunu yaptığı açıklamada, Federal Soruşturma Burosu (FBI)'ya araştırmalar için yetki verildiğini bildirdi. Adalet Bakanlığı ayrıca, Beyaz Saray yetkililerini soruşturmaya yardımcı olmaya çağırdı. Amerikan kamuoyu skandalın nasıl sonuçlanacağını merakla bekliyor. Skandalın ne boyutlara ulaşacağını en çok merak edenler Reagan ile CIA Başkanı VVillıam Casey olsa gerek. taşkan Reagan irleşik Amerika Başkanı Roald Reagan, "emekliliğe ayrı<sam çok sıkılırım" diyerek, rlecek yıl yapılacak Başkanlık •çimlerinde adayhğım koyacakonusunda bir ipucu verdi. Walesa resmî izin almadan tatile çıktı Yetkililer, Dayanışma liderinin işten atılabileceğini ve "Sosyal asalak" ilan edilebileceğini belirtiyorlar. Dış Haberler Servisi Polonya'da kapatılmış olan Dayanışma Sendikası lideri VValesa'nın işini kaybetme lehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu bildiriliyor. AP ajansının Varşova ka>naklı haberine gore, Lech \Valesa işyerinden resmi izin almadan tatile çıktı. İşyeri yetkilileri Walesa'nın bu davranışı sonucu işin den atılabileceğini "sos\al asalak" sayılabileceğinı soylediler. Polonya'da geçen yıl onaylanan bir yasaya gore, ışsizler ve geçımını nasıl sağladığını belirtemeyenler "sosyal parazif'ilan edıhyorlar. Hukumet istediği takdirde, "sosyal asalak"ları "ozel projelerde" çalıştırıyor. Ozd projeler ise, zor ve disiplinli çalışma anlamına geliyor. Gazetecilerin sorularını vanıtlayan VValesa'nın sekrereri Dayanışma liderinin onceki gun izne çıktığını soyledi. Sekreter VValesa'nın temmuz ayında izne çıkmak için muracaat ettiğıni, ancak Gdansk Tersanesi yetkililerinin kendisine ağustos ayı için izin verdiklerini soyledi. Sekreter, "VValesa boyle bir davranışı kabul edemezdi. Bu nedenle kimseye haber vermeden izne çıktı" dedi. Gözlemcilere gore, tersane yetkilileri, VValesa'yı ağustos ayında izne yollamakla meydana gelecek gösterilerden uzak tutmaya çalışıyorlar. Ağustosta, ulkenin bir çok yerinde meydana gelen gösteriler Dayanışma Sendıkası'nın doğmasıyla sonuçlanmıştı. Gdansk kentindeki gösteriler ise VValesa'nın liderliğinde gerçekleşmişti. hsır'da kolera Birleşik Arap Emirlikleri ve rdünyetkilileri, Mısır''dakole< gorülduğü yolundaki haberr üzerine yabancıları sıkı bir metimden geçirmeye başladır. tki ülke yetkilileri, Mısırbaşolmak üzere, gelen tüm yamcıların sınır kaptlarında sağ• denetiminden geçirilerek yurf sokulacağım belirttiler. Başkan ReaganTlkinci bir Watergate skandalı mı? Yaz çamaşırını en iyi Bio Tursil temizler! Latin Amerika, "büyük kurtarıcı" Bolivarh anıyor CARACAS, (a.a.) Venezuela'nın Ispanyollar'a karşı yuruttuğu bağımsızlık savaşının onderi ve Venezuela'nın milli kahramanı Simon Bolivar'ın bu yıl, 200. doğum yıldonumu kutlanıyor. Bolivar'ın 200. doğum yıldonumu Venezuela'dan başka, bağımsızlık mucadelelerine katkıda bulunduğu ıçın milli bir kahraman olarak kabul edildiği Kolombiya, Panama, Ekvator, Peru ve Bolivya'da da kutlanıyor. 24 temmuz 1783'de, ojııralarda bir tspanyol somurgesi olan Venezuela'nın Caracas kentinde doğan Simon Bolivar, gençlik yıllarında birçok defa Avrupa'ya gitti ve özellikle, çeşitli politik gelişmeler içinde olan Paris'te çok etkilendi. 1805 yılında, bulunduğu Roma'da yaşamını Ispanyol somurgesi durumunda bulunan Guney Amerika'nın bağımsızlık mucadelesine adadığına dair unlu andım içti. ÇUnkü, Bio Tursil'de bulunan Biyolojik Aktif yıkama gücü yaz çamaşırı problemini mükemmel çözer. Işte ispatı, yaz çamaşırlarınızı akşamdan Bio TursıTli ılık suya bastırın. Sabah sadece bir su yıkayın, göreceksiniz çamaşırlarınfzda vücut kiri İngiltere Maliye Bakanı Lavvsoıı: İşçi Partisi ortadan kalkmalı LONDRA, (a.a) Ingiltere'nın yeni Maliye Bakanı Nigel Lawson son erken genel seçimlerde buyuk bir yenilgiye uğrayan muhalefettekı Işçi Partisi nın ebediyen ortadan kalkması gerektiğini soyledi: Yonetımdeki Muhafazakâr Parti milletvekilleri arasında "saldırganlığı" ve açık sözluluğu" ile un yapmış olan Maliye Bakanı Lawson, televizyona verdiği demeçte, sosyalizmin Jngiltere halkına önerilecek bir olgu olmadığını, bu olgunun sahneden erken çekilmesinın ulke için daha yararlı olacağını belirtti. Işçi Partisi'nin ortadan kalkmasının kendısinı memnun edip etmeyeceği yolundaki bir soru uzerine ise Lawson, "Evet, çok memnun olurum. Zaten bu partinin siyasi hayatta daha uzun süre kalacağını da ummuyorum" dedi. Maliye Bakanı'na göre enflasyonla mücadele için kamu harcamalaıının çok sıkı bir denetim altında bulundurulması da gerekiyor. ya da leke izi kalmayacak. Biyolojik Aktif güç temizliktir, kolaylıktır. j Bio Tursil ile çamaşırlar temizden de öte Turyağ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear