26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/8 HABERLER 28 TEMMUZ 1983 POLİTİKA VE OTESI İTİ MEHMED KEMAL Hangi Akademi Şairleri, kurduğu Cumhuriyetin içıne sokmayanların başında Eflatun gelir. Eflatun, öğretmeni Sokrat gibi derslerını gürültülü pazar meydanlannda vermezdi. Gölgeli bir bahçede bir efsane kahramanı olan Akademus'un heykeli önünde konuşurdu. O günden bu güne akademi adı unuUılmamıştır. Akade , mı, adı her geçtiğinde bılimsel çalışmaları anımsatır. Eflatun şairleri neden kovmuştu? Gençliğinde kendi de bir şairdı. Bir gün ateş tanrısı Hafeteos'u yardıma çağırmıştı. Tanrı gelmış, şiirlerıni gözden geçirmiş, tutmuş hepsıni ateşe vermişti. Şair de, şiir de bu yüzden akademiden kovulmuştur. Eflatun'un yaşadığı dönemdeki tiranlar siyasal ıktidarı filozoflarla paylaşmak istemezler. Köleliği savunan filozofu bir köle gibi satmak isterler. Bereket dostları arka çıkar, kurtulmalık parasını öderler, onu kölelikten kurtarırlar. Bundan sonraki dünyası gölgelerle doludur. Öğrencıleri sorarlar: "Dunyada neden böylesi kötülükler var?" Yanıtı şıırlerle yuklüdür. "Çünkü görduğunüz dünya, manevi dunyanın bir gölgesidir. sizler bir mağarada sırtmızı ışığa dönmüş oturuyorsunuz. Karşısımzdaki duvarda gordukleriniz eşyanın kendisi değil, yansımasıdır." Kendi de, dünya da bir süre bunlarla oyalamr. Bir gün öğretmeni Sokrat'a notlarını okur. Her söz Sokrat'\n ağzından dökülerek sunulmamaktadır. Sokrat dinler dınler, ellerinı tanrılara açarak şöyle konuşur: "Ey ölümsüz tannlar, bu genç benim ağzımdan neler uyduruyor!..." Akademi kitapevi sahibi Hadi O/cay'la oturuyorduk. Kitabevine neden akademi adını koyduğunu sordum. "Ne bıleyim ben," dedi. "Hoşuma gıtti koydum." "Gazetelerde görüyorum, bir senin değil, bir çok akademi kitabevi var, neden oluyor?" "Ben de bilmıyorum. Hepsı de bizden sonra özendiler. Istanbul'da benden başka iki tane daha var. Biri Kadıköy yöresınde, öteki Akademik kitabevı, bizım buralarda. Bir de Bursa'da akademi kıtabevi kurulduğunu öğrendim. Bu adı, anlaşılan çok sevmişler, çok beğenmışler." "Karışmıyor mu?" "İlkın karışmıyordu. Şimdi bakıyorum onların mektupları bize geliyor, belkı bizim mektuplar onlara gidiyor. Alış veriş ediyoruz, senetlenmiz var. Belki senetlerimız de yolda birbirine karışıyordur." "Bir firma adı, bir patent değil mi? Herkes ulu orta aynı adı alabilir mi? Hem sen yanşmalar düzenlıyorsun, ödüller filan veriyorsun Bunlar nasıl oluyor. Sorun sadece bir imza günü ol ^ masa.. Onlar da ımza gunleri yapıyorlar. Geçende Oktay Akbal{ ve arkadaşlarının Bursa'ya gıdıp Akademi kitabevinde kitaplarını imzaladıklarını okudum. Bursa'dakıni senın bir şuben filan sanmıyorlar mı?" "Ne bileyim, ben de şaştım. Buna ben değil, yazar arkadaşlar bir çare bulmalılar." 1950'lilerden sonra besleme basının ortalığı kapladığı bir dönemde, bilmıyorum neden, hakimiyet adı çok benimsenıyordu. Bursa'da bir Hakimiyet gazetesı, Kayserı'de bir Hakimiyet Gazetesi, Antep'te bir Hakimiyet Gazetesi vardı. Başka illerde de var mıydı, bılmiyorum ama, hakimiyet adı basın aleminde epeyce dalgalandı. Aradan yıllar geçtı, bu gazeteler gene bu illerde çıkıyor mu, çıkmıyor mu ? Ekspres adı da öyle... Islanbul'da bir Ekspres (Mithat Perirtin) İzmır'de bir Ekspres (Nihat Kürşat, Jerfi Yener, Kemal Met& nin), Ankara'da bir Ekspres (Fethi Giray, Gazanfer Kunf, Tuğrul Aşuroğlu'nun) çıkardı. Yıllar geçtıkçe bu gazeteler el değiştirdiler, yaşamlarını terkettıler. Vatan Gazetesi de anlaşmazlığa düşüldüğünde Vatan, Yeni Vatan diye ıkıye bölunmüştu. Eski Vatan'da şaırler ve genç yazarlar kalmış, Yenı Vatan Ahmet Emin'ın olmuştu. Sonunda M. si de battı. ' > d Bazı gazete ve kitabevi adlarının kişıler ozune değil gorüntusı sune aldanıyor. Eflatun'un goruntü teoırısı gibi. 1960 yılından itibaren çökiiş dönemine giren Park Otel, 1978'e kadar direnmiş, bu tarihte de kapısına kilit vurmuştu. Anılarda yaşayan"Park Otel" 1986'da yeniden açılıyor Bir çok ünlünün kaldığı otel 2. Dünya Savaşı''nda gizli görüşmeierin yapıldiğı bir merkez haline gelmişti Haber Merkezi Saçlannın dörtte üçu kırlaşmış, yaşı 50'nin üzerinde gösteren şık giyimli adam yanındaki blucinli gence Alman Konsolosluğu'nun bir sokak üstündeki binayı gösterip: "Burada bir Park Otel vardı.." diye anlatmaya başladı. 1978 yılma kadar Dolmabahçe'den Taksime çıkarken, Alman Konsolosluğu'ndan hemen sonra, Taksim meydanına üç yüz metre kala "Bir P « k Otel • vardı". Şimdi yok. Ama yeni sahiplerinden Safiye Menger İmre'ye göre 1986 yılında yine "Bir Park Otel" açılacak aynı yerde. Hem de "Park Otelsiz Istanbul olmayacak." TEVFİK PAŞA'NIN KONAĞI Park Otel 19. yüzyılda tanmmış Osmanlı paşalanndan Tevîîk Paşa'nın rnisafirlerini konuk ettiği bir konakmış. Ta ki 1931 yılına kadar. Bu yılda Aram Hıdır binayı Tevfik Paşa'nın mirasçılarından satın almış. Eski konak bu tarihten itibaren kapılarını konuklara otel olarak açmış. Otel giderek büyümuş, odalar, lokantalar, pastaneler eklenmiş. 1960 yıhna kadar Türkiye'nin en buyük oteli ünvanını korumuş. Bu yıl Istanbul'a bir büyuk Otel daha yapılmış: Hilton. Bu otel ile birlikte "Park Otel'i n " duşuş devri de başlamış. 1974'de açılan Sheraton'la daha da hızlanmış. 1977 yılında para sıkıntısı doruk noktaya ulaşmış. Ve 1978 yılında da kapılarını muşterilere kapatmış. Park Otel'in emektarlarmdan ve Aram Hıdır'ın akrabası Abro Odabaşıyan: "Biz bir aile 6teHydik" diyor ve devam ediyor: "Buraya gelenler kendilerini evlerinde gibi hissederlerdi. Çalışanlar, muşteriler sanki akraba gibiydik. Böyle sıcak bir havası vardı bu otelin.." ÜNLÜ KONUKLAR 19301940 yılları arasında "Orient Express" treninin ünlü müşterileri Park Otel'de konaklardı. Atatürk yabancı konuklarını burada ağırlardı. Şah Rıza Pehlevi'nin babası Türkiye'ye geldiğinde burada kalırdı. tngiliz Krah7. Edvard uğruna tahtı terk ettiği Lady Simpson ile en tatlı anlarını Park Otel'de yaşamıştı. Ikinci Dünya Savaşı'nın en şiddetli anlannda taraflar gizli gbrüşmelerini bu otelde yapmayı tercih etmişlerdi. Nazi Almanyası'nın Kuzey Afrika'da Tobruk'u işgal ettikleri gece, o zamanın Alman Buyükelçisi Von Papen'in yanındakilerle birlikte, uygun adımlarla otelin lobısine girdiği, patlayan şampanyaların gurultüsunü bastıran Alman korosunun "Deutschland, Deulschland ü'ber Al kanı Menderes de var. Menderes'in bir çok önemli kararı otelin uçuncu katındaki odasında aldığı söyleniyor. Kayıtlara gore Anthony Quinn, Henry Fonda, Yunan Kralı 1. Paul otelde kalan unlülerın arasında yer alıyor. 165 NOLU ODA Bu kadar unlünun kalmasma karşılık sadece 165 nolu odanın kapısındaki pirınç plakette odanın sahibinin adı yazıyor: Yahya Kemal Beyatlı. Tam 16 yıl bu odada kalan ünlu şair, şiîrlerinin çoğunu da burada yazmış. 1960 yılıyla birlikte Park Otel eski ununu yavaş yavaş yitirmeye başlamış. Muşteriler o yıldan sonra yeni yapılan Hilton'da konaklamayı tercih etmişler. Odaları boşalmaya başlayan Park Otel'in Viyana sitıli pasta salonunu "Beş Çayı"nda yıne şık giyimli kadın ve beyler doldurmaya devam etmişler. Meşe ağacından yapılan unlıi Amerikan barda yazarlar, çızerler, politikacılar, ış adamları t^ekikli zeytin ve beyaz peynir eşlığınde akşam ustu ıckilerini yudumlamayı surdurmuşler. Barın mudavimlerı, terastan Boğazı seyrederken, eski garsonların anlattıkları, unlulerle ilgili dedikoduları dinlemişler. Ta ki 1978 yılına kadar. Meşhur meşe bar Bebek Oteli'ne satılmış. Kristal aynalar, antık koltuklar açık artırmaya konmuş. Bugun Istanbul'daki bir çok lokantada "Park Otel" armah tabak, çatal, bıçağa rastlamak 1986 yılında yeniden hizmete açılacak olan otelin maketi mumkun. "Oldukça ilginç karşılaşmaydı" diye başlıyor Safiye Menger tmre. Ve satış hikayesinı şoyle anlatıyor: "Bir giın buroya adı Greoger olan birisi telefon edip 'bayan Menger ile konuşmak istiyorum' dedi. Şaşırdım. Çunku Menger adını hemen hemen 20 yıldır kullanmıyordum. Randevu isteğini kabul ettim. Meğer benim bir çocukluk arkadaşımın kuzeniymiş. Her gun biraz daha tırmanan teror yuzunden oteli satmak istiyormuş. Bir tek şartı vardı: Yeni kurulacak otelde konferans salonuna Aram isminin verilmesi. Anlaştık." Safiye Imre devam ediyor: "Çocukluğumdan beri bir duşum vardı: Guney sahillerimizde, mesela Bodrum'da kuçuk bir aile oteline sahip olmak. Bugun bu duşum biraz farklı da olsa gerçekleşti." MtMAR ANLATIYOR Yeni yapılacak olan Park Otel'in miman Nejat Erem: "Şimdiye kadar katıldığım en çekişmeli ve zorlu proje yanşması oldu" dıyor. Nejat Erem yenı oteli şoyle anlatıyor: "Oteli yeniden inşa ederken dikkat edeceğimiz en onemli şey geçmişteki havayı, yenisinde de yaşatabilmek. Tum eski detaylar soz konusu olacak ama İstanbul'daki gokdelenlere rağbet azalacak." Verilen bılgılere gore otel 360 odalı olacak. Odaların buyuk bir bolumu 45 derecelik açı ile Topkapı'dan Halıç'e kadar olan bolumu gorecek. En ust katta Amerıkan barlar, restaurantlar ve oyun salonu yer alacak. Alt katlarda ıse sanat galerılerı, butıkler açılacak. Otel yetkilıleri 600 kişinın çalışacağını, bunlardan oyun salonunda gorev yapacaklarla, garsonların lsviçre'de eğitimden geçırıleceklerinı belırtiyorlar. ROMANLARDAKİ OTEL Erich Ambler'ın "Journey into Fear", "The Light of Day", Graham Greene'ın "Stamboul Train" adlı romanlarına konu olan Park Otel 1986 yılından itibaren yıne konu olmaya devam edecek. Ve 1986 yılından sonra Safiye İmre'nın dedığı gibi "Park Otelsiz bir İstanbul duşunulmeyecek: Muşteriler sadece oda numaralarını hatırlamayacaklar" les" (Almanya her şeyden üstündür) şarkısını söylediği, buna karşılık salonun diğer köşesinde bulunan lngiliz elçisinin hüzünlü sesiyle "Hakimiyet tngilizlerindir" diye bağırarak Almanları bastırmaya çalıştığı hâlâ anlatılır durur. Park Otel'i "Mesken" yapan Ünlülerin arasında devrin Başba ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Görevim laborant, kadroın odacı SORU: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabiyim. 1978'de açılan bir sınavla, bir unıversitenin patalojı laboratuvarında laborant olarak goreve başladım. O tarihte ilkokul mezunuydum. Laborant gorevı yapmama rağmen, beni odacı kadrosunda gosterdıler. Iş guçluğu zammı olarak laborant yan odemesi alıyordum. Ta kı 1983'e kadar. Bir yandan çalışırken diğer yandan da 1979'da ortaokulu, 1983'de de liseyi bitırdim. 1978'den bu yana laborant olarak da çalışmamı surdurdum. Şimdi 5400 TL. olan laborant yan odememi keserek, bana 2.700 TL. odacı yan odemesi vermeye başladılar. Yan odeme nedir? Kimlere venlir. Laboratuvarda hayatı tehlıke arzeder btr durumda çalışırken bana hıç yapmadığım odacı yan odemesi veriyorlar. Ayrıca laboratuvarda benden başka eleman da yok. Ben, yasal olarak laborant kadrosuna geçemem mi? Benim durumumda daha bir çok kişi bulunmaktadır. E. A. İSTANBUL YANIT: Devlet Memurları Yasası "Hiçbir memur sınıfının dışında ve sınıfının içindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılamaz." demektedır. Yaptığmız iş "Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı" ile ilgilidir. Odacılık ıse "Yardımcı Hizmetler Sınıfı"nda yer almaktadır. Bu sınıflarda çalışanlara odenen yan ödemeler ise yaptıkları goreve ve öğrenım durumlarına gore değişmektedir. Yan ödemeler ise aylıklar dışında "İş Guçluğu Zammı: niteliği ve çalışma şartları bakımından guç olan işlerde çalışanlara odenen parayı, İş Riski Zammı: Hayat ve sağlık için tehlike arzeden hizmetlerde çalışanlara odenen parayı, F.leman Teminindeki Guçluk Zammı: Temininde, gorevde tutulmasında veya belli yerlerde istihdam edilmesinde guçluk bulunan elemanlar için odenen parayı, Mali Sorumluluk Tazminatı: Sayıştay'a hesap vermekle yükumlu olan saymanlarla vezne açığından sorumlu veznedarlara odenen parayı İfade eder." Durumunuzu ılgilılere iletip, alacağınız sonucu bize bildirmenizi diliyoruz. 4 öğretim tiyesi ile ilgili ilişki kesme kararını mahkeme iptal etti tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Izmir 1. Idare Mahkemesi Ege Üniversitesi'ne bağh bazı fakultelerden 4 öğretim üyesinin daha universite ile ilişkilerinin kesilmesi hakkındaki rektörlük kararını iptal etti. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağhğı Enstitüsü'nde uzman Doktor Meltem Ağzıtemiz, aynı fakültenin Farmakoloji Ana Bilim Dalı Asistanı Dr. Hülya Güven, Adli Tıp Ana Bilim Dalı Uzmanı Dr. Celal Demircan'ın rektörluk tarafından universite ile ilişkileri kesilmişti. İzmir 1. Idare Mahkemesi 2547 sayılı Yüksek öğrenim Kanunu'na göre yapılması gereken işlemlerin idare tarafından yarıda bırakılarak atamaların tamamlanmamasını hukuka aykırı bularak, anılan uzman doktor asistanların yardımcı doçentliğe yükseltilmeyerek universite ile ilişkilerinin kesilmesi hakkındaki rektörluk kararını iptal etti. Idare Mahkemesi'nin kararının gerekçesinde "Yardımcı doçentlik için başvuruda bulunan ve bu nedenle yapılan yabancı dil sınavında başanlı olan davacı hakkında yasa ve yönetmeliklerde öngörülen miiteakip işlemlerin fakiilte dekanlığınca yapılmadığı ve daha sonra da dava konusu ilişki kesme işleminin tesis edildigi göriilmektedir. Davacının yardımcı doçentlik için yaptığı başvurusu yasa ve yönetmeliğin öngördüğü usul içinde sonuçlandınlmadan ilişkisinin kesilmesinde hukuka uygunluk görülmediginden dava konusu universite işleminin iptaline karar verilmiştir" deniliyor. Sınavı kazanamayan avcı olamayacak ANKARA (ANKA) Kara avcılığına ilişkin kuralları yeniden belirleyerek bu konuda genış kapsamlı duzenlemeler ongoren yasa teklıfi, Başbakanhk ça da olumlu bulundu. "Milli parkların babası" olarak bilinen Danışma Meclısı uyesi Muhsin Zekai Bayer ve 15 arkadaşınca hazırlanan yasa onerisı onumuzdekı gunlerde DM TarımOrman, Koyışlerı ve Kooperatifler Komisyonu'nda ele alınacak. Teklıfe gore, her elıne tufek alan avcıhk yapamayacak. Uk kez av tezkeresı alacakların, açılacak yeterlik sınavında başanlı olmaları gerekjyor. Yeterlik sınavında başarı gosteremeyenlere avlanma izni verilmeyecek. Yasa teklıfi, av ehlıyetıne sahip kışılerden her yıl "avlanma izni ucreti" alınmasını da ongoruyor. En iyiyi arayan kizkardeşler kanarya sevenlerle karıştırılıyor" YALÇIN PEKŞEN Istanbul'da toplanan 12. Soroptımistler Kongresının bayan delegeleri, en çok derneğin adının vanlıs anlasılmasından yakınıyor. Soyledıklerıne gore Latincede "en iyiyi arayan kızkardeşler" anlamına gelen "soroptimist" kelimesı, ulkemizde "Serınofıl Derneği" (Kuş sevenler) ile karıştırılıyor. "Sor" veya "sora" Latıncede "hemşırekızkardeş' anlamına gelıyor, "ODtimiste" ise "en ivivi arayan". Kısacası "en iyiyi arayan kizkardeşler" bir kavram kargaşasına meydan vermemek ıçın once derneğin adının açıklamalı olarak yazılmasını istıyorlar. "En iyiyi arayan kizkardeşler" Turkiye'de ne arıyor? Aslında ulkemizde ozel olarak aradıkları bir şey yok. Bu "kizkardeşler" 4 yılda bir değişık bir ulkede toplanıyorlar. Bu kez sıra Turkıye"de. Hangi ulkede toplanırlarsa toplansınlar amaçları hep aynı: "Çalışan kadınlann durumunu yukseltmek, daha iyiye, giderek en iyiye ulaşmalannı sağlamak" Her dort yılda bir yaptıkları uluslararası kongrelerınde çalışan kadınlar arasında bırliğı sağlamak, dın, dil, ırk ve milliyet farkı gozetmeksizin dunyanın dort bir yanında "kizkardeşler" daha doğrusu hanım dostlar edınmeye çalışıyorlar. Bu yılki kongreye Catherine Salt başkanhk ediyor. Kongrenın Avrupa başkanlığını da bir Turk çalışan kadını Sadun Katipoğlu yurutuyor. Kongrede ne yapılır? Bunu da şoyle açıklıyor "en iyiyi arayan kizkardeşler: "Bu bir feministler toplantıâ değildir. Sadece çalışan kadınlann tum dunyada yuceltilmelerini sağlayacak goruşler ortaya atılır ve tartışılır. Bu arada asıl amaç çalışan kadınlar arasında kişisel ve mesleksel dostluklar kurmak, sonuçta çalışan kadınlar aracılığıyla ulkelerin mutluluğuna ve barışa katkıda bulunmak" Soroptımıst hanımların bir ozelliğı de genellıkle orta yaşın ustunde olmaları. Tuzuklerine gore derneğe gırmenın bir yaş sınırı yok ama çalışan kadınlar genellıkle 40 yaşından sonra mesleklennde yuksek bir noktaya ulaşabildıklerınden, derneğin en genç uyelerı 40 yaşı cıvarında. 1300 delegenın yaş ortalaması da 50'yı biraz aşıyor. Derneğin bir amacı da bu ortalamayı duşurmek. Yani kadınlann daha genç yaşta mesleklerınde yukselmelerıni sağlamak. Soroptımıst derneklerı once ulke çapında organıze edılıyor. Her meslekten bir bayanın oluşturduğu mahallı Soraptımıst derneklerı, bir araya gelerek ulusal soroptımıst derneğını, bunlar da kıtalara ve bolgelere gore uluslararası soroptımıst derneklerinı oluşturuyor Soroptımıst derneğinın kongresı bugun sona erıyor. Fakat son gun butun uyeler için en heyecanlı gun olacağa benzıyor. Çunku bugun Avrupa parlamentosu eski başkanı ve çalışan kadınlann en başarılısı sayılan Madame Sımon Weıl kongreye katılacak ve saat 10.00 dan itibaren "kadının gelecekte politika yapması uzerine" goruşlerını açıklayacak. u Davacı öğretim üyelerinin avukatlan bu kararlar üzerine şu bilgileri verdi: "Kararların gerekçesinde açıklandıgı gibi, idare 2547 sayılı yasanın koşullarına uygun davranmaksızın davacılann yardımcı doçentliğe yükseltUme işlemEge Üniversitesi Fen Fakültesi lerini tamamlamadıgı ve haklı bir sebebe dayanmadan univerMatematik Bölümünden Dr. Asistan Mehmet Sabancı hak site ile ilişkilerini kestigi için dakındaki dava da sonuçlandı. Da va konusu kararlar mahkemece iptal edildi." vayı karara bağlayan tzmir 1. TEK'le sözleşme yapan en az 20 bin lira ödeyecek ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) TEK ile elektrık enerjisı satın almak uzere sözleşme yapacak abonelerden bundan boyle 12 bin lıra ile 24 bin lira arasında değışen ıştırak bedelı, 5 bin lira ırtibat hakkı ve 3 bin lirada guvence parası olanacak. Enerjı ve Tabıı Kaynaklar Bakanlığmın 17 Haziran 1960 tarıhli elektrık tarifelerı talımatname Kaçakçıyı yakalatan dürüst muhbire ödül verilecek ANKARA (ANKA) Kaçakçılığın men ve takibine ilişkin yasada değişiklik yapan yasa Resmi Gazete'de yayınlanarak yururluğe girdi. Yasa uyarınca, kaçak eşya, her turlü silah, mühimmat, patlayıcı ve uyuşturucu maddelerin bulunduğundan şuphe edilen eşya ve araçlarda görevlilerce kontrol ve arama yapılabilecek. Yasa, kaçakçılığı duyuran dürust muhbirin ödüllendirilmesini de öngöruyor. Buna göre, yasak ya da kaçak mal ve eşya ile uyuşturucu madde yakalanması durumunda olaydan ilgili mercileri haberdar eden muhbirlerle kaçak eşyayı müsadere edenlere ikramiye verilecek. Ele geçirilen eşyanın değerı olçü alınarak belirlenecek ikramı>e miktarı, bu eşyanın sahipli ya da sahipsiz oluşuna göre değişecek. Yasaya göre kaçakçılığın ızlenmesiyle ilgili yetkili meraur, larla gövenlık kuvvetlerı, şüphe" li durumlarda ilgili şahsa önce 'dur" ihtarında bulunacaklar. thtara uyulmaması durumunda, yetkililer silah kullanabilecekler. Silahla karşılık verilmesi ya da meşru müdafaa durumunda ise doğrudan hedefe ateş edebilecekler. Yenı duzenlemeyle, kaçakçvhk suçlarına verilen cezalar da artırılıyor. Buna göre, yapılan kaçakçılık, devletin siyasi.mah ya da iktisadi, askeri ve idari güvenliğini bozacak nitelikte olursa, faillere 20 yıldan az olmamak üzere hapis ve ağır para cezası verilecek. Sahte ilaç itnal eden 10 kişi serbest bırakıldı tstanbul Haber Servisi Sahte ilaç imal ederek piyasaya surdukleri iddiası ile gözaltına alınan 10 kişi dun savcılıkça serbest bırakıldı. Geçtiğimiz salı gunu Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Başmufettişleri ile Mali Şube Mudurluğu gorevlilerinin duzenledığı operasyon sonucu yakalanan 10 kişi dun Şişli Adliyesine gönderildi. Cumhuriyet Savcılığında ifadelerı alınan Kozil ve Sinem firmalarının sahıp ve çalışanları daha sonra sahte ilaç ımal etmedikleri gerekçesiyle serbest bırakıldılar. Savcılıktaki sorgularından sonra serbest bırakılanlar şunlar: Ferit Teniz, oğlu Erol Tenoz, Ahmet Şimsir, Enis Guneri, Alaaddin Uslu, Mehmet Rauf Koral, Suleyman Siret Alper, Mesut Yondem Necdet Nuri Kumrulu ve Aykut matbası sahıbı Ahmet Fevıi Testel. Askeri Ştira albay sayısını her yıl yeniden belirleyecek ANKARA (a.a.) Danışma Meclisi Genel Kurulunda Siîahh Kuvvetler Personel Kanununda değişiklik öngoren kanun tasarısı kabul edildi. Tasarıya gore Silahlı Kuvvetlerdeki albay miktarı her yıl Yuksek Askeri Şura'nın onayına sunulacak ve Yuksek Askeri Şura tarafından saptanacak. Tasarı silahlı kuvvetler mensuplarının lojmanlarda oturma surelerını dort yıldan 5 yıla çıkarıyor. Daha once silahlı kuvvetler mensuplarına verilen ve som altın olan savaş madalyaları bundan böyle medenı altın kaplamalı ve iki dereceli olacak. sının bazı maddelerını yururlukten aldıran, bazılarını değiştiren ve bazı maddelerine yeni bolumler ekleyen yonetmelik dun resmı gazetede yayınlanarak yururluğe gırdı, yonetmeliğe gore konutlarda inşaat turlerıne gore belırlenecek ucret bedelı, tıcarethane işyerlen ve resmı daırelerde 24 bin lıradan az olamayacak, Bu mıktar her yıl ocak ayında fıyat artışları dıkkate alınarak yeniden saptanacak. Aynı konut ya da ışyeri için abone değışikliklerinde tesıse \ştırak bedelı alınmayacak. Daha once belediye elektrık ışletmelerı ile sözleşme ımzalamış abonelerden ise guvence parası farkları dort eşıt taksitte tahsil edıliyor. Bu arada, taahhudunu yerıne getirmemesı ya da abonman sozleşmesi koşullarına aykırı bir hareket yuzunden elektriği kesilmiş ya da sayacı sökulmuş olan abonelerden alınan açma kapama ya da sayaç takma ucretlerinde değişiklik yapıldı. Buna gore, mesken aboneler için açma kapama ucreti bin lira, sayaç takma ucreti 3 bin lıra, mesken dışı aboneler ıçın ectna kapama ucreti 2 bin Lira, sayaç takma ucreti 4 bın lıra olarak belırlendı. Yonetmeliğe gore, mesken abonelerınden ıkı aylık elektrık enerjisı tuketımı karşıhğı 3 bm lıra guvence parası alınacak. İLAN KÜTAHYA ŞEKER FABRİKAS1 A.Ş. MÜDÜRLÜGÜ'NDEN Fabnkamız dahıhnde rneydan saha tanzimi ve kaldınm döşenmesı ışı yaptınlacaktır. 1 Ihale 2.8.1983 Salı gtınu saat 10.00'da Fabrıkamızda kapalı zarf usulü ile, uygun fıat bulunamaması halınde açık eksıltme veya pazarlık usulu ile yapılacaktır 2 Talıplılerın ın^aatla ılgıh yeterlik belgesmı 1.8.1983 Pazartesi gu.ıu mesaı saatı sonuna kadar fabnkamız inşaat servısinden almaiarı gerekmektedır. 3 Yeterlik belgesı alanlar teklıf mektuplarını ihale gunu en geç 9 30'a kadar Fabnkamız Muhaberat servısıne vereceklerdir. 4 Işın keşıf bedelı 3 000 000, TL, olup, geçıcı temınat 120 000 TL, ıhale dosyası 2.000. TL.'dır. 5 Şırketımız 2490 sayılı kanuna tabı olmadığıntian ıhaleyı yapıp yapmamakta veya dıledığıne \ermekte serbesttır KÜTAHYA ŞEKER FABRİKASI A.Ş. Basıtv 21932
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear