24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 28 TEMMUZ 1983 TELEVIZYON 20.00 tnanç Dünyası Kur'ant Kerim Rahman Suresi 128 inci ayetler. Abdultah Özmen okuyor. Ayetlerin Türkçe açıklamasından sonra Emekli Yarbay Sami Kocaoğlu'nun tslam dini üzerine bir konuşması ve Amir Ateş grubundan ilahi var. Çizgi roman günümüzde Afrikalı liderlerin tanıtma malzemesi Kttltür Servisi Her alanda olduğu gibi yayıncılıkta da, başarı uzmanlaşmadan geçiyor. Bu işte de amatörlük çağı çoktan kapandı. Bir çıkış yolu bulmak ve yüklenip başarıya ulaşmak ya da kısa sürede pes etmek gerekiyor. Bunun tipik örneklerinden biri, A.B.C. (Afrique Biblio ClubAfrika Kitap Kulübü) adlı yayınevi. Bu minik şirket, kısa sürede milyonlarca Fransız Frangı ciro yapan bir kuruluş durumuna geldi. Büyük çapta dışsatımıyla da meslekte başı çekenlerin önlerinde yer aldı. Otuz yaşlanndaki genel müdürü Alain Gouttman'ın en büyük özelliği, Üçüncü Dünya ülkelerini hedef alması ve bu ülkelerin devlet b a ş k a n l a n n ı n güvenini kazanması. ilişki kuruyor. Resmi belgelerden yola çıkarak, hazırlanan senaryo, ilgili yöneticinin onayı alındıktan sonra çizgi roman haline getirilip basıhyor. "Çizgi resim, çağdaş, özgün ve kolay anlaşılan bir tiir," diyor Alain Gouttman. "Afrika ülkelerinde kitap öyle az rastlanan bir şey ki, patlatıcı bir rol oynayabilir ve gençlerde okuma refleksi uyandırabilir." Çizgi romanla yaşamı anlatılan devlet adamlarının bu işten ne kadar hoşlandıkları bilinmiyor. Ancak hepsinin pek çok ortak yanı bulunuyor. örneğin, daha doğuştan "giiçlü savaşçı geçtiği yerde iz bırakıyor ve zaferden zafere koşuyor." Bu Zaire Başbakanı Mobutu. Genç Omar Bongo, "minicikten çok uyanık ve çok akıllı, yaşına göre de mükemmel yürüyor." Fildişi Sahili'nin Başkanı Houphouet Boigny ise"narin ama kararlı bir görünüşe" sahip. Yeniyetmeliklerinde hepsinin okumaya büyük eğilimleri var. Karşılığında da, ne kadar alçakgönüllü davranırlarsa davransınlar, ödüller tepelerine yağıyor. lktidara giden yollarında spor eğitimi önemli bir yer tutuyor. Örneğin Fas Kralı II. Hasan, yüzme sporunda büyük bir usta. Girdiği tüm yarışları kazanıyor. Kimi de kaleci ya da forvet olarak futbolu bir sanat haline getirmiş. Libya lideri Kaddafi yorulmak bilmez bir yürüyüşçü olarak tanıtılıyor. Sudanh Nimeyri de usta bir binici ve polo sporunun ası. Güreşte Eyadema herkese pes ettiriyor. Hepsinin ortak noktası da yalmzlığı sevmeleri. Yayıncı Gouttman, "Afrika'da demokrasi sözcüğii Taymis kıyılarındakiyle eşanlamlı degil," diyor. "Bu rejimleri Batıyla kıyaslamak çok yanlış. Kabile geleneği güçlü şef düşüncesine uygun düşüyor. Toparlayıcı, etnik toplulukların üzerinde olması gereken bu liderler sağlam basmak zorudadırlar." Çizgi resimle yaşam öyküleri anlatüan Afrikalı liderler arasında, artık ülkesinde yaşamayan Orta Afrika tmparatoru JeanBedel Bokassa yok. "Kendisiyle bir ara ilişki kurdum. Ama bnerisini ben kabul etmedim. Yahudiyim ve toplu halde adant öldürenlere yakın olamam," diyor Gouttman bu konuda da. Bu işten sağlanan kâra gelince, o da yaşamöyküsü anlatılan Devlet Başkanının yapısına göre değişiyor. Örneğin Fas Kralı II. Hasan, doğıım günönde bedavadan tam 200.000 album dağıtmış ülkesinde. Bu da A.B.C. Yayınevi'nin en büyük kazancı olmuş. Ancak Afrika'yı bitiren yayınevi, şimdi Latin Amerika'da, Orta Doğu'da ve Güneydoğu Asya'da yeni olanaklar arıyor. Yakında bir Suudi Arabistan öyküsüyle ve savaştan baş ahrsa bir "Saddam Hüseyin" kitabıyla yeni çıkışlar yapmayı planlıyor. Ama bu çizgi roman albümlerinin ilgili ülke dışında hiç bir yere satılmamasına ve ancak o ülke sınırları içinde kalmasına dikkat ederek. Ozetle ŞilVde "canlo nuevo" Şili'de on yıl önce seçîmle /$başma gelen Salvador Allende'yi devirerek başa geçen Augusto Pinochet rejimine karşı halkın tepkisi, değişik biçimlerde artarken, bir anlatımını da müzikte buluyor. Başkent Santiago'nun bir kahvesinde, bakıyorsunuz bir halk şarkıcısı bir aşk şarkısı söylüyor. Daha ikinci dizede, "Se ' vecenlik birleşti mi, kimse altedemez onu" dediğinde, tüm kahvedeküer bir ağızdan katıhyor şarkıcıya. Gerçekte, şarkıcının dudatilanndan dökülen dizeler, halkın direniş şarkılannın biraz değiştlrilmiş bir biçimlŞilVde çok yaygın olan bu tür şarkılara "canto nuevo", yani yeni şarkt deniliyor. 20.30 Haberler 21.00 Hava Durumu 21.10 Minik Konser Bach. 3. süit sarabande. Sestendirenler: thsan Kartal (çello) Sevgi Tongur (Piyano). 21.15 Yalnızlar (Renkli) Yerli televizyonoyununun bu bölümünde Doktor Rıza evlendiği Hiırrem ile birlikte çiftliğe gelir. Çiftlikteki işlerin ve insanlarm çehresini değiştirmek için gayret eder. Hatta Murat'm çiftliğe geri dönmesi için annesiyle anlaşarak, tahsisatım bile kestirir. ÇiftM teki yeni düzen içinde Şükrüye, Nigar hanım ve Hüseyin bey tedirgin bir bekleyiş içindedirler. Hürrem, günlerini huzursuz geçirmekte; ancak kocasının isteklerine karşı çıkamamaktadır. Murat Istanbul'da beraber tiyatro kuracaklan arkadaşı Macit'e çiftliğe döneceğini açıklar. Olaylar böylece gelişir. 22.00 Türk Sanat Müziği: Tülay Canik Sanatçı şu eserlerle ekrana geliyor. Kalp kalbe karşı derler, Kayboldun kaybolan yıllar içinde, Kapıldım sana bir mecnun gibi, Körfezdeki üç beş güzel, Beklerim hergün bu sahillerde. Volkancı Tazieff ORTAK COŞKU Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü tarafından 8 temmuz gecesi sunulan"Yaren Sohbeti ve Kardeşlik Töreni Samah", gönül sevgisi, birlikte sevinme, ortak coşku, birlikte çalışıp kazanma ve insanın insanı horlamadan yaşamın tadına varması gibi cşsiz kavramları içeriyordu. Haroun 22.20 HaberProgram 22.50 Haberler 23.00 Kapanış RADYO TRTI 05.00 Açılış program ve kısa haberler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Şarkılar ve oyun havaları. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 Günaydın. 07.30 Haberler. 07.40 Günün içinden. 10.00 Arkası yarın. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler.U.05Türküler. 11.20 HAfıf müzik. 11.40 Şarkılar. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 öğle üzeri. 12.55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Çeşitli halk müziği. 16.25 Hafif müzik. 16.40 Şarkılar. 17.00 Olayların içinden. 17.30 Din ve Ahlâk. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk şarkısı. 18.20Bölgesel yayın. 18.55 Reklamlar. 19.0001.00 TRTII ile ortak yayın. 19.00 Haberler. 19.30 Beraber ve solo şarkılaı. 20.00 Köyümüz köylümüz. 20.20 Türkçe sözlü hafif müzik. 20.40 Şarkılar. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Türk halk müziği konseri. 22.00 Beraber Şarkılar. 22.30 Küçük konser. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0005.00 Gece yarısı. kâyeler. 14.00 1leri Türk musikisi. 14.30 Yabancı dil oğrenelim. 15.15 Turküler. 16.00 Gönül sesimiz. 16.20 Arkası yarm. 16.40 Turküler geçidi. 17.00 Olayların içinden. 17.30 Küçük konser. 18.00 Beraber ve solo şarkılar. 18.30 örnekleriyle Dünya şiiri. 19.0001.00 TRT I ile ortak A.B.C.'nin ve Alain Goutyayın man'ın serüveni 1976 yılında başlıyor. O yıl yayınevi, yayıncılığın devlerinden Hatier ile orTRT III 06.58 Açıhş ve program. 07.00 Gü tak olarak çizgi roman biçiminne başlarken. 08.00 Sabah konseri. de General de Gaulle'ün yaşam 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Küçük öyküsünü yayımlıyor. Birçok ülkonser. 09.30 Wings'in Greatest Hits keye dağıtılan kitap büyük ilgi Albumü. 10.00 Siz ve müzik. 11.00 görüyor, Ancak, işin arkasını geöğleye dogru. 12.00 Haberler. 12.12 tirmeyi sağlayacak çapta kişi Diskoteğimizden. 13.00 Konser saati. 14.30 Klâsik Turk müziği koro bulmak gerekli. Avrupa'da da su. 15.00 Müzikli dakikalar. 16.00 de Gaulle çapında bir devlet adaGünün konseri. 17.00 Haberler. mı görülmüyor. Oysa Afrika'da 17.12 Sizler için. 18.00 Plaklar dö neredeyse tapınılan bir sürü yönüyor. 19.00 Haberler. 19.12 11. netici ve devlet başkanı var. De Uluslararası tstanbul Festivalinden. Gaulle'ün kıtada çok popüler ol20.45 Hafif müzik. 21.00 Perşembe ması Alain Gouttman'ın işini konseri. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Opera saa kolaylaştınyor. Afrikalı devlet ti. 24.00 Gece ve muzik. 01.00 Prog adamlarının, liderlerin çoğuyla ram ve kaparıış. Çankırı yaren sohbeti ve kardeşlik töreni Samah Dr. İSMAİL KAYGUSUZ Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Tiyatro bölümü öğrencilerinin, öğretim elemanlan Önderliğinde; Istanbul Festivali programı içerisinde 8.7.1983 gecesi, gösteri niteliği ağır basan çok değerli bir kültür sergilemesini izlemek mutluluğunu tattım. Gerçekten ulusal kültürümüzden kaynaklanan "gönül sevgisi hep birlikte sevinme, ortak coşku, birlikte esriyerek yücelme; birlikte çalışıp birlikte kazanma; insanı, insan cinsini horlamadan yaşamın tadına varma..." gibi eşsiz kavramların tümünü birden içeren bu güzeller güzeli gösteri, gönüllerdeki küllenmeye yüz tutmuş yalımları bir harlattı bir harlattı... Sahneyi çevçevre saran "Çerağ Kandilleri" ve "Yaren Sohbeti"ine koşuşan esnafların gemici fenerlerinden çıkan ışıklann trilyonlarca büyuyüp bir güneş olduğunu ve insan emeğinin sonsuza yolcu ettiği koca Hisar'ın gölgesini Boğaz'm karanlık sularına batırdığını gördüm. Geccnin üşütücü serinliğinin; Yaicıı'lerin dostluk havasında "Başağa"nın iyiliğe, doğruluğa yönlendiren ve sömürmeyekandırmaya paydos! eden buyruklarıyla nasıl ılımanlaşıp, ellerimizde, yüzümüzde dolaştığına tanık oldum. Ak giymekli, al yaşmaklı kızlanmız; ak şalvarlı, al kuşaklı erkeklerimiz "Samah" dönerken kanatlanmış Tann'ya, Tann'ya uçuyorlardı!. Dört saz dört sazcı, dördu de bir ağızdan "AIU da Turnam, telli de Turnam!" diye ırladıkça, allı telli turnalan çatlatırcasına uçuyorlar; birbirine karışıyor, bütunleşiyor ve sonra dalga dalga yayılıp, ezginin soluk kesen tınıları arasında seyircinin can gözunden girip gönlune doluyorlardı. Çerağ"lar yanıyor zifiri karanlığın ortasında. Bir meydan; er meydanı, edeperkân meydanı; canlar sıralanmış çevresinde, Kırklar adına kırk can! Ortada "El ele, el hakka" yürüyen iki canı, "rehber" Pîr huzuruna çıkarmakta! "Dedem" diye sesleniyor rehber hizmetini gören; Pirim, bu canlar "kardeş olmak isterler, çok sevmişler birbirlerini; destur var mı?" Dede ağır ağır yerinden, kalkıyor Canlara danışıyor ve sonra gürlüyor: "Bu yol demirden leblebi, ataştan gömlektir! Yiyebilir misin, giyebilir misin? Malınızı kendi malınız, canınızı kendi canınız bilip; hakkınıza saygı gösterebilir misiniz? Eşlerinizi kardeş, çocuklannızı evlât bileceksiniz. Ikrar veriyor musunuz? Söz veriyor musunuz?" Tok ve tek bir ses: "Veriyoruz sonsuza kadar!" "Ay" Güneş, Yer ve cemcernaat tanık olsun mu?" "Olsun!" "Birbirinizden ayrılır, hıyanet ederseniz birbirinize; cümle belâlar sizi bulsun mu?" "Bulsun!..." Sözler verildi, "Kardeşlik" olundu. Dede duasını etti. Ve sazlar, sazcılar ırladı: "Bu dualar okununca/Kulak verip dinleyigör/tki gönül bir olunca/Kılavuzu neyleyigör?//tki gönül bir ol düriır/Hazırun selâm götürür/Rehber erkân yetürür/Ona niyaz eyleyigör/Niyaz haktır gelir Hak'tan/Şu mahlukun işi bühtan/Korkmaz mısın ul'Aİlahtan/Sözü dogru söyleyigör.//Sözü dogru söyleyigör/Gir ummanı boylayıgör/Kötülük kötüden çıkar/Sen bir eylik eyleyigör/Kötülük kötüden çıkar/Sular çağlayarak akar/Pir Sultan'ın çerağ yakar/Ona niyaz eyleyigör./ Once "Kardeşlik Töreni (dognısu Kardaşlık)"nde kardeş olan iki can, ardmdan eşleri, yani "Bacılık'Mar birbirlerine sanlıp sonsuz bağlılık ve kardeş sevgilerini Dede'nin "Nefes"i eşliğinde sundular, cemcemaatın huzurunda. Sonra saz ve ezginin o güzelim^coşkusunda "Samah" dönüp, kutladılar bu kardeşliği, tüm Dünya kardeş olsun diye! Çok çok ötelerde bu törenlerin doğalını yaşamış; Samah'ı en esrik duygular içinde dönmüş: özünü dâra çekmiş, hiç birşey saklamadan heybenin her iki gözünü boşaltıp, "boynum kıldan incedir, cemcemaatın vereceği her ceıaya raayım!" diyen canları düşündüm. Nasıl "kardeşlik" duyguları içinde "Talip" olduklannı, hatta bu kurallara uymayanların birkaç yıl dışlanıp "Düşkün" sayıldığını anımsadım. Ve bu insanlarm; sevgi, kardeşlik, eşitlik ve dostluğu çocuk yaşta özümsemiş olarak törenlerindecemlerinde yankıladıkları halde, "Mum söndürüp birbirine girenler!" biçiminde acımasızca suçlayanların karabilisizliğini düşündüm, düşündüm, düşündüm?. Tuhaf değil mi? Ansızın yanımdaki arkadaşın kulağına eğilerek, "Acaba" diye sordum, "Bu hisarlar dostluk ve kardeşlik için yapılmış olsaydı tarih bir başka, Dünya bir SaşkîMürlu mii olurdu?" Arkadaşım anlamamış gibi bakmıştı yüzüme, ya da ben sormamış sessiz konuşmuştum. Yaren sohbeti bitmiş, fenerler çoktan sönmüştü. Ahî Esnafı çarşıyı gün ışığına açmış; canlar "Kardeşlik" olmuş, ayini Cem dağılmış; "Samahlar saf, günahlar af olmuştu!". Çerağlar henüz sönmemişti ki, avazım çıktığınca bu gösteriyi kutlamak istedim, yapamadım. En son çerağlar söndü, koca Hisar çekti gölgesini Boğaz'ın koyu karanlık sularından. Volkanologluk Türkiye'de pek bilinen bir meslek değil. Oysa volkancüığın, volkan uzmanlığının dünyada büyük bir adı var: Haroun Tazieff. Bu Fransız bilim adamı yeryüzünün bütün volkanlarını inceledi, bu konuda kitaplar, belgeseller, TV programlan hazırladı. Şimdi Tazieff, 1985 yılında yaymlanmak üzere altı saatttk hir TV dizisi hazırhyor. 60.000 metre film çekecek ve bu belgeseliyle... yeryüzünü anlatacak. Max Ernst Sergisi Ünlü ressam Max Ernst'in Güney Fransa'da SaintPaulde • Vence kentindeki Maeght Vakfı'nda açılan 140 resimden oluşan sergisi büyük ilgi görüyor. 5 ekim gününe kadar açtk kalacak olan sergide, çoğu Fransa'da ilk kez sergilenecek olan ve ABD'den getirilen resimler yer alıyor. Serginin bir başka özelliği de Max Ernst "in özenle gizlediği yontucu yanını da tamtması Everly Brothers yeniaen müzik dünyasında 1950'lerin sonlanmn ünlü ikilisi Everly Brothers, on yıllık bir aynlıktan sonra yem'den bir araya gelip sahneye çıkmaya karar verdi. Yirmi beş yıl kadar önce ABD gençliğinin tanrılaştırdığı "rock and roll" ikilisi Everl Brothers'in iki kardeş üyesi Phil ve Don, ilk kez "Bye Bye Love" şarkısıyla ünlenmişlerdi. Daha sonraları "Wake Up, LittleSusie" gibi şarkılarla doruktaki yerlerini koruyan Everly Brothers bir anlaşmazhk sonucu ayrılmıştı. Bugün 45 yaşında olan Phil ile 46 yaşında olan DonH önümüzdeki eylül ayında Lond?, ra 'da verecekteri konserle müzik' dünyasma dönecekler. İTÜ Radyosu 19.00 Açıhş ve program. 19.01 Hafif müzik. 19.40 BRAHMS: Piyanolu Trio, No.2, Do majör, Op.87. R.Zanettovich (Keman), L.Lana (Viyolonsel) D.de Rosa (Piyano). 20.09 CHOPIN: Les Sylphides Bale Muziği. E. Kurtz yö. New York Filarmonik Senfoni Ork. 20.30 PAGANINI: Keman Konçertosu, No.4, lÖf minör. A.Grumiaux(Keman) F.Gatf lini yö:LamoureuxKonserlerı Ork; 21.00 SCHUBERT: Senfoni, No.8, Si minör, "Bitmemiş". Otto. Klemperer yö. PhiUarmonia Ork. 21.30 Hava raporu, ertesi gunun programı ve kapanış. • TRTII 06.58 Açıhş ve program. 07.00 Solistlerden seçmeter. 07.30 Haberler 07.40 Turküler ve oyun havaları. 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Şarkılar. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Brkulerden bir demet. 10.30 Yolun ıSından sonra. 11.00 tki solistten ar. 11.30 Zeybekler. 11.40111. lim'in ölümü özel programı. 12.00 Şarkılar ve saz soloları. 12.30 Beraber ve solo turküler. 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri. 13.30 Turküler. 13.45 Bir roman/ Bir yazardan hi BULMACA Unlü çizer Roland Topor çağın dev ressamları arasında sayılıyor Kiiltür Servisi Polonyah anababadan doğma, Fransız sanatçı Roland Topor, genellikle "Harakiri" adlı Fransız dergisinde yıllarca çizdiği karikatürleriyle tanınır. On dokuzuncu yüzyıl oylamalarını andırır bir tarzda çizilmiş karikatürler, akla hemen Topor'u getirir. Can çekişen kitapçılığımız Görüyorsunuz, BasıfıYayın Genel Müdürlüğümüz dahi, böyle önemli bir yıldönümünde bir Sovyet bilim adamının kitabını basmakla yetiniyor. Üstelik, söz konusu inceleme de, yakın tarihimizle ilgili değil. tlk Türkçe matbaanın kuruluşundan (1729) İkinci Meşrutiyete (1908) kadarki dönemi ele almış. övgüyle söz edilen Selim Nüzhet Gerçek ve Server iskit'lerin incelemelerinin yayın tarihleri de 19391940. Yani son 40 yıllık dönemle ilgili bugüne dek tek satır yazılmamış, tek bir inceleme yapılmamış. Daha öncesi için ise, bir Sovyet bilim adamının çalışmasına sığınıyoruz. Şunu da belirtelim ki, sözünü ettiğimiz incelemeler de, daha çok, nedense basın sözcüğünden sadece "gazete" anlamı çıkarıldığı için, matbaacılığımız ve gazeteciliğimizle ilgili. Yani, kitap yayımcıhğı ve kitapçıhk konusunda hemen hemen elimizde hiç bir ciddi inceleme yok denilebilir. Bilebildiklerimiz, bazı anılardan aktanlmış, ansiklopedilere birkaç satır halinde özetlenerek geçirilmiş kınk dökük bilgiler. O kadar. Oysa, ilk Türkçe gazete olan Takvimi Vakayi'nin 1831 yılında çıktığı düşünülecek olursa, şurda topu topu 150 yıllık bir geçmişe sahip gazeteciliğimizin yanında kitapçılığımızın geçmişi 600 yıla ulaşmaktadır. sonra ise bu ticaret daha da gelişmiş, Kapalıçarşı'da ayrı bir sahaflar loncası oluşmuştur. 1729'da Ibrahim Müteferrika'nın ilk Türkçe matbaayı kurmasından sonra her ne kadar baskı yoluyla kitap coğaltmak olanakları doğmuşsa da, yazma fcitap ticareti gene de ta Tanzimat'a kadar sürmüştür. 1840'larda, yazma kitap ticareti yapan sahaflar da artık kitap bastırrnaya başlamışlar ve yayın dünyası birden canlanmışlır. Nitekim, büyük çoğunluğu Tanzimat'tan sonra olmak üzere matbaanın kuruluşundan Birinci Meşrutiyet 1875'e kadar basılmış 2980 İcitap saptanmıştır. manlarıyla, kitabın daha geniş kitlelere ulaşması için bir takım vergi bağışıklıkları getirdiğini öğrenince, insanın dehşet içinde kalmaması olanaksız. 18 Safer 1262 (1846) tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren "Tabıhanei Amireden mübayaa olunup taşraya götürülecek kütübden Dersaadet ve taşrada gümrük ve ihtisap (belediye) rüsumu alınmaması hakkında irade" gerçekten bugün bizler için ibret almacak önemde bir belgedir. İrade, (padişah fermanı) şöyle: "... bir müddettenbedu Tabıhaneı Amirede (devlet ba Demirtas Ccvhıın Davit Carradine yine gözde Sinama dünyasının son yttlardaki en gözde adlanndan biri de, TV'mizdegösterilen "KungFu" dizisinden tamdığımtz Davia Carradine. Ünlü yıldız Steve Carver'in yönettiği "Göze Göz' adlıfilmde birpolisi canlandın yor. Karşısında da, karatedt dünya şampiyonu olmuş Chud Norris var. 1846'da kîtaptan vergi ve resim kaldınlmıştı ictinap eyledikleri (çekindikleri, isteksiz davrandıkları) derkâr (bilinmekte) v bu dahi biiahare taşra halkının o misillu kütübü lazimeden intifa edememelerini istilzam edeceği aşikâr olduğuna (o oranda da gerekli kitaplardan yararlanamamalarına yol açacağına açık olduğuna)... bundan böyle Tabıhanei Amireden bilmübayaa (satın alınarak) taşraya gönderilecek kitaplardan gümrük ve ihtisap rüsumatı alınmamak üzere iktizası icra kılınmış (gerekeni yapılmış) olmakla keyfiyet... iş bu mahalde tabıla ilan olundu." Ne var ki, geçtiğimiz haziran ayr boyunca Amsterdam'daki Stedelijk Müzesi'nde açtığı sergiyle Roland Topor gerçekten çok yönlü bir sanatçı olduğunu geniş sanatsever yığınlara bir kez daha kanıtladı. Topor'un yapıtlan, geniş bir sanat ufkunu kapsıyor. Çizimler, resimler, tiyatro dekorlan, bir canlı film, senaryolar, desenler, çocuk öyküleri ve bir roman (Roman Polanski tarafından "Kiracı" adıyla beyaz perdeye uyarlandı.) Ancak, Topor, hangi sanat dalına el atarsa atsın, vazgeçmediği bir tutkuyu mutlaka yansıtıyor: Yapıtlarınm tümü de şeytansı bir mizahla yüklü. Her yapıtı, izleyenleri, gerçeklere yönelttiği taşlamalarla şaşkına çeviriyor. Son sergisini açtığı Stedelijk Müzesi'nin müdürü Ad Petersen şöyle diyor Topor için: "Gerçekten de bir şeytan var onun içinde. Bu, onun içindeki Polonyah'dan kaynaklanıyor bana kalırsa. Çünktt şimdiye kadar tanıdığım birçok Polonyalı'da, garip bir diişgiicüyle karşılaştım." Roland Topor'un aynı zamanda yirmi yılhk arkadaşı olan Ad Petersen, şöyle anlatıyor onu: "Kanımca, Ronald öylesine korkunç bir dünya yaratıyor ki, içinde yaşadıgımız dünya neredeyse sevecen gelmeye başlıyor bize. Karışıklık ve kargaşa, onun yaşamının bir parçası sanki. Zaten biliyorsunuz, geçen yıl bir söyleşide, 'Düzen ölümdür,' demişti. Günlük yaşımında da görebilirsiniz bunu. Evinin içi karmakarışıktır. Herşeyi yerlere atar. Kendisini tantdığımdan bu yana bir atelyesi olmadı. Eğer çalışmak isterse, masanın üstündekileri eliyle süpürUp yere döker, sonra da başlar çalışmaya." Hollanda'da havay\ koklayanlar Özellikle gelişmiş ülkelerde yn ni teknolojinin insan emeğim yerini almaya başladığı bir dı nemde, Hoüanda'mn Utrecl Üniversitesi'nde yapılan bir Çı lışma, hiç değilse insan bum, nun yerini hiçbir şeyin tutam yacağını ortaya koyuyor. L recht Üniversitesi'nden bir gn ruh hekimi, çevredeki havan niteliğini belirlemek amacıyla t ke çapında bir koklayıcılar t kurmanın hazırlıkları içint Yirmi ay süreyle her hafta s akşamları "gönüllü koklayı lar" havayı koklayacak ve kt lama gezintisi sonunda rapor. zacak. Daha sonra bu sonuç bilimsel kayttlarla karşılaştır, cak. Hollanda Konut, Ptanla ve Çevre Bakanhğt 'nca fina edilen bu tasannm, hava kiri mesine karşı savaşımda ye sağlayacağı umuluyor. SOLDAN SAGA 1/ Tenis. II Kanun... Utanma. 3/ Tehlike işareti. 4/ Tosun... KUltür. 5/ Çok geniş... Sümer panteonunun Üç büyük tanrısından biri. 6/ Ortaçağda "ordu" anlamında kullanılan bir terim.... lnsan ruhlarının yaratıldığı zaman. 7/ Ayak... Eski Yunan'da Savaş tanrısı. 8/ Sanayi... 12 Eylül'den sonra kapatılan bir siyasi partınin rumuzu. 9/ Tualet. YUKARIDAN AŞAGIYA 1/ Futbol. 2/ Bir çiçek... Bir sinir hastahğı. 3/ Soyluluk... Kamer. 4/ Sovyetler Birliği'nde ve Polonya'da bir nehir... Irak'ta bir şehir. 5/ Baş. 6/ Sovyetler Birliği'nde bir şehir... 18341908 yıllan arasında yaşamış romanlar ve Mailhac ile birlikte operet librettoları ve komediler yazmış bir Fransız yazarı. 7/ Eski den Beyoğlu'na verilen ad... Aynştayniyum elementinin simgesi. 8/ Tümör... Baş, başkan... Bir renk. 9/ Pingpohg. Kitap okuru vergi bağışıklıkları yoluyla devletçe desteklendi. Gorulduğü gibi, imparatorluk yöneticileri kitap ticaretini ve kitap okurluğunu yaygınlaştırmak için, vergi bağışıklığı yoluyla devlet desteği getirmektedirler. Öyle sanıyoruz ki, halen tiyatrolardan, sinemalardan, her türlü ilandan ve broşürden belediye rüsumu v alınırken, kitaptan böylesi bir, dolaylı veya dolaysız vergi alınmamasını Osmanhlar döneminden kalan bir uygulamanın sürdürülmesidir. Yoksa, sinemadan ve tiyatrodan rüsum alan bir belediyecilik anlayışının kitabı böyle bir uygulama dışında tutması açıklanamaz. Ayrıca, söz konusu dönemde yalnızca kitap ticareti ve kitap okuru vergi bağışıklıkları yoluyla devletçe desteklenmiş ve korunmuş değil, "telif hakkı" kavramı getirilerek yazarlık ve yazar da korunmuştur. Daha İİ Ramazan 1273 (1857) yılında telif haklarıyla ilgili bir nizamname yayınlanmıştır. GEÇ ve GUÇ OGRENEN ÇOCUKLAR İÇİN ÖZELEĞİTİM PROGRAMI Bu rakamın daha da büyük olduğu tahmin edilmektedir. Mizancı Murat Bey'in "Asarı Devri Hamidi" adlı yapıtında, U. Abdülhamit'in yönetiminin ilk onbeş yılında (18751890 yıllan arasında) Istanbul'da telif ve tercüme Türkçe olarak tam 4 bin kitap basıldığını yazdığı belirtilmektedir. Doğrusu, kitabın mahkum edildiği, "kitap yasak" anlayışının hemen hemen bütün yurt düzeyine yaygınlaştırıldığı bugünkü durumumuza bakarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun tam 137 yıl önce padişah fer Matbaanın kuruluşundan Birinci Meşrutiyet'e kadar 2980kitap basıldı Tarihlerin yazdığına göre, yazma kitap ticareti Anadolu'da daha Selçuklular döneminde gelişmiştir. Osmanlı Imparatorluğu'nun ilk dönemlerinde de özellikle Bursa ve Edirne'deki cami avlulannda büyük kitap pazarlarının kurulduğu bilinmektedir. lstanbul'un fethinden I uzmanlar denetiminde mesleğe yöneltme eğitrm, ögretim. ÇAfiDAŞ KREŞ VE GÜMDÜZ BAKIMEVI Kazım Karabekir Sok 2/1 ERENKÖY iM sımevinde) gerek miri ve gerekse esnaf malı olarak her türlü kütübü mütedavile mutebere (alınır satılır nitelikleki kitaplar) tab ve temsil olunrnakla (çoğaltılmakta) ve mutedil baha ile sattmlmakta ise de o makule kütübü matbuanın tüccarı bu taraftan iştira ile (satın alarak) taşralara götürdügü surelte gümrük ve ihtisap (belediye) rüsumatından ve nakliyesinden dolayı elbette fiyatı biraz tezayüt ederek (artarak) bu keyfiyet taşralarca kütübün ademi revacına (süriınümün azalmasına) sebep olmaktan naşi (olduğu için) tüccarının taşraya kitap götürmekten "Günaydın Avrup< A vrupa 'daki televizyon izl cileri yakında, tam kahvaltı atinde "Günaydın A vrupa" bir programı izleyerek güne, layabilecekler. A vrupa Y< Birliği, önümüzdeki yıl başl cak olan programın yaklaştk milyon kişiye sesleneceğini u yor. Bu girişim, 10 ülkeli A pa Topluluğu tarafından da tekleniyor. Avrupa Yayın i ği yönetkilerinin açıklamc göre, 1990 yılında her Avr lının 30 televizyon kanaln birini seçme olanağı bulum StlRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear