26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 TEMMUZ1983 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURIYET/5 Ozetle Kaftancıoğlu 'nun öykii kitabı 11 Nisan 1980 tarihinde çalıştığı htanbul Radyosu 'na gitmek üzere evinden çıktığı sırada kurşunlanarak öldürülen Ümit Kaf tancıoğlu'nun "İstanbul Allak Bullak" adlı öykii kitabı Yazko Yayınları arasında çıktı. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra TRT Kurumu 'na girerek İstanbul Radyosu yayın yapımcılığı görevini üstlenen Kaftancıoğlu,"Dönemeç" adlı öyküsüyle TRT 1970 Sanat Ödülleriyarışmasında büyiik ödül, "Hakkullah" röportaiıyla da Milliyet 1972 Karacan Armağanı'nı kazandı. Romancı mı, çıplak model mi? ttalya'dayayınlanan "Adelina" dergisi aleyhine 5 milyon dolarlık bir tazminat davası açan Ingiliz romancı Jackie Collins, tümü kadmlardan oluşan jürinin kendisine 40 milyon dolar verilmesini kararlaştırması karşısında hem şaşırdı, hem sevindi. "Adelina" dergisi, üç yıl önce yayınladığı çıplak fotoğraflann Jackie Collins'e ait olduğunu açıklamıştı. Karardan sonra bir demeç veren Collins, "O çıplak fotoğraflardaki kadını bana nasıl benzetirler, ben hiç o tahta gö'ğuslü sarışına benziyor muyum?" dedi. Türkiye ünlü çizerlerin uğrağı haline geliyor Gazetemiz karikatüristlerinden Kültür Servisi 1. UluslaraAli Ulvi Ersoy, gönderilen karirası Simavi Karikatür Yarışması sonuçlandı. Kazananlara ödülle katürler arasından en iyiyi seçri törenle dağıtıldı. Yanşmaya ka menin zorluğuna değinerek, yatılan karikatürler bir süre sergi rışmada iki ayn amaç doğrultusunda seçim yaptıklarını belirtti lenecek. ve söyle konuştu: Ancak, bu yarışmanın başka "Birinci amacımız yanşmaya bir ilginç yönü de, seçiciler kurulunda üç ünlü Türk çizeri, Ali katılanlar arasmdan alışılagelmiş karikatür örneklerinin en iyisini Ulvi Ersoy, Semih Balcıoğlu ve seçmek, ikinci amacımızsa kariNehar Tiiblek'ten başka Batı'nın çok ünlü sanatçılarının da yer al katür sanatının sınırlarını genişmasıydı. Bunlar da ünü dünyayı leten örnekleri bulmak ve ödüîlendirmekti. Gerek ilk üçe giren, tutmuş Çekoslovak çizeri Adolf Born, ABD'li R.O. Blechman, gerek mansiyon alan eserlerin hepsi bu niteliklere uygundu. Federal Alman sanatçı Horsl Haitzinger ve tngiliz Roy Ray Ödül alamayan eserler de jüri fikir birliğine varamadığı için ödül monde'du. dışı kaldı." Yarışma sonunda görüşlerini Yarışmanın seçici kuruluna Inaldığımız seçiciler kurulu üyelerinin hemen hepsi, çok değerli giltere'den çağnlan karikatürist karikatürlerin gönderildiğini ve Roy Raymonde de ilk iki elemebunlar arasında seçim yapmak den sonra seçimde zorlandıklata güçlük çektiklerini söylediler. rını belirterek, politik çizgileri, ÜNLÜ ÇtZERLER Simavi Yarışması Seçici Kurulu'nu oluşturan iinlii çizerler, ödül löreni sırasında bir arada. Soldan, Nebar Tiiblek, Roy Raymond, HorstHaitzinger, R.O. Blechman, Adolf Bora, Semih Balcıoğlu, Ali Ulvi. SINOP, (Cumhuriyet) Cumhuriyet dönemi Türk Şiirinin temel taşlanndan, ozan Ahmet Muhip Dranas, ölümünün üçüncü yıldönümünde, yazın çevreleri, TRT ve doğduğu kent olan Sinop'ta kimse tarafından anımsanmadı. 21 haziran 1980 günü 71 yaşında gözlerini yaşama yuman Dranas, şiir dışında birçok oyun çevirisi yaptı, resim sanatma yönelik yazılar yazdı ve 25 yıl gazeteci olarak çalıştı. Şiirlerinde aşkı ve doğa sevgisini, mutluluğu ve barış özlemini işleyen dil işçisi Dranas, mezarının bulunduğu Sinop'ta da anılmadı. Ayrıca, Salı köyündeki, çivi kullanılmaksızın geçme tahtadan yapılma evinin de yakınları tarafından camiye dönüştürülmek üzere olduğu öğrenildi. Sinop'ta kimsenin anmadığı Dranas'ın on bini aşkın kitabı, vasiyeti üzerine eşi Münire Dranas tarafından Sinop 11 Halk Kitaplığı'na bağışlandı. Ahmet Muhip Dranas 3. Öİüm yıldönümünde iınutuldu Duyduk Gördük Doldurur doldurur içerim Bekri Mustafa'nm karısı canından bezmiş. Bir gün Bekri eve yine körkütük gelince basmış çığlığı: "Yaşlandığında bu içtiğin rakılar burnundan gelecek." Bekri ellerini oğuşturmus. m Yaşasm! Ben de doldurur doldurur tekrar içerim." ^~ İyiyi kötüye çevirmek mi bizim işimiz? Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çesitli kuruluşlarla yaptığı işbirliği sonucu, ülkemizde ilk kez çok değerli bir hizmet gerçekliştirildi. Bu hizmetin adı "Anadolu Medeniyetleri Sergisi". Yerli, yabancı herkesin hayranlığını kazanan, yabancı basında öv, gülere yol açan bu sergiyi beğenenlerden biri de okurlarımızdan Engin Gümüştaş. Ama Engin Gümüştaş 'ın canını sıkan, kafasını kurcalayan bir nokta var ki bunu bize yazmayı uygun bulmuş: "Sergi ilk açıldığında, tbrahim Paşa Sarayı'ndaki Anadolu Kahvehanesi'nde bir çayı 50 TL.sma içmiştim. On beş gün sonra aynı yerde içtiğim çaya 100 TL. ödedim. Tarifeyi görmek istediğimde, görevli, kimin neyi kaça sattığından kimsenin haberi olmadığını belirtti. Beni biryetkili bayana gönderdiler. Sonuçta tarife marife olmadığını anladım. Şimdi sormak istiyorum: Bakanlığın işletmesini bir sözleşmeyle verdiği böyle yerler üzerinde hiç denetim hakkıyok mu?* "Dallas" yüzünden ağabeyini vurdu Geçen hafta Cumartesi akşamı Paris 'te otuz bir yaşında bir Fransız, ' 'Dallas'' tartışması yüzünden otuz beş yaşındaki ağabeyini vurdu. Tartısma, televizyonda "Dallas" dizisinin mi, yoksa yerel bir varyete gösterisinin mi izleneceği konusunda ıktı. Sonunda, "Dallas" dizisini izlemek isteyen Fransız, buna karşı çıkan ağabeyini tabancasını çekerek ağır bir biçimde yaraladı. Yaşamın güzel yanları olmalı ŞENAY KALKAN Sanatçı olmayı seçmek bir surü zorluğu da seçmek anlamına gelir. Hele sanatçı Türkse karşılaşacağı zorluklar daha da fazlâdrf. Sanatçının eksiği, yanlışı bağışlanmaz. Hata yaptı mı sivn öklara h&fef oluf. Yıllardir iyiyi yapmaya çalışan, didinen sanatçıların farkına da genellikle uzun süre sonra, özellikle de "ödül" aldılar mı varılır. Art arda onlarla konuşmalar yapılır, yayın organlarında sözleri edilir. Işte güncel bir örnek... 1. Uluslararası Simavi Karikatür Yarışması'nda yabancı ve Türk 474 sanatçı arasından ikinci seçilen Haslet Soyöz... Haslet Soyöz gerçi Türk okuru ve karikatürseveri tarafından yeterince tanınıyor, ama bu kez çizgileriyle değil de, 'sanat anlayışı', 'karikatür üzerine düşünceleri', yani sözleriyle yer almaya başladı basında. Zaten 'ödüTün bir amacı da bu değil mi? Biz< de bu amacın gerçekleşebilmesı için Haslet Soyöz'le bir konuşma yaptik. Bu düşüncelerimizi söylediğimizde, "Haklısınız, ödülün maddi yanı dışında sağladığı en güzel şey sanatçının onöre edilmesi," dedi genç çizer ve böyle başladık söyleşimize. "Ödül almak güzel ama almak en güzeli cizmek, almamak en kötüyü çizmek anlamına gelmiyor. Bu tür yanşmalara genellikle sanatçılar en iyi eserlerini yollayarak katıldıkları için ilk üçe girenlerin en başarılıyı, en güzeli yaptığı sanılıyor. Oysa büyük bir jüri oluşturulsa ve o jüri seçme hangi dalda yapılacaksa o dalda bir yıl içinde üretilen eserleri incelese, böylece bir sonuca ulaşılsa çok daha iyi bir değerlendirme olıır." Her ne kadar önce en güncel olay olan ikincilik ödülü kazanman nedeniyle ödül üzerine görüşlerinizi almakla başladıysak da, bu tür konuşmalarda genel geçer kurallara uymak gerek. Yani öz geçmişinizden söz eder misiniz? " Tabii, 1955 doğumluyum. Karikatüre başladığını yıllarda Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nde okuyordum. Önce orayı, daha sonra da Tatbiki Güzel Sanatiar Akademisi Grafik Bölümü'nü ikinci sınıflarından karikatür nedeniyle terkettim. Bir şeyi itiraf edeyim. Karikatür yapmaya niyetlendiğim zaman karikatür hangi kağıda, hangi kalemle, nasıl çizilir bilmiyordum. Ama öğrendikçe, karikatürii ve karikatüristleri tanıdıkça daha çok sevmeye başladım." Sizin daha önce Ankara'da birçok dergide daha sonra İstanbul'da Politika, Vatan, Dünya, Cumhuriyet gazetesinde karikatür çizdiğinizi şimdi de Milliyette çizdiğinizi biliyoruz. Yine biliyoruz ki sanatçıya eserini anlattırmak hiç de hoş değil. Ama "Küçümen" ve dolayısıyla "Strip"(Bant karikatür) olayı üzerine birşeyler söyler misiniz? "Küçümen' Cumhuriyet'te eğitim sayfasında başlattığım, Siıııavi Yarışması ikincisi Haslet Soyöz: fikirleri bir yana bırakıp iyi çizgi ve iyi mizahı veren eserlerin seçildiğini söyledi. Seçiciler Kurulu'nu oluşturan yabancı karikaturistler arasında kuşkusuz en sevimli olan Çekoslovakya'dan gelen Adolf BornKONYA (a.a.) Konya Bedu. Görüşlerini almak için yanı; lediyesi'ne bağlı Koyunoğlu Şena yaklaştığımızda Adolf Bornhir Müzesi'nin yapım çalışmalaun bir başka özelliğini daha öğrının tamamlandığı, düzenleme rendik. Born, yanşmaya katılan çahşmalanna başlandığı açıksanatçılar ve eserlerinden çok landı. Türk Sanatçılarını ve Türkiye'yi Vali ve Belediye Başkanı Lütfi övdü. Sonunda da dayanamayıp, Tuncel'in yaptığı açıklamaya "Galiba ben sizden, Türkler'den göre, yapımına 1977 yılında başdaha çok milliyetçiyim" dedi. lanan müze binası bugünkü birim fiyatları üzerinden 200 milABD'li sanatçı R.O.Blechyon liralık bir harcamayla german'ın değerlendirişi şöyle: çekleştirildi. Düzenleme çalış"Oncelikle Türk Karikatür Samalarının tamamlanmasıyla natının ve Dünya Karikatür Samüze önümüzdeki günlerde hiznatının yüksek kalitesini gördük. mete açılacak. Bu yarışma başlı başına bir keMüzede sergilenecek olan 29 şifti» bin adet tarihi eserin tamamı, 22 Eylül 1974'te ölen Ahmet tzzet Koyunoğlu tarafından toplandı ve vasiyeti uyarınca belediyeye bağışlandı Koyunoğlu Müzesi'nde 29 bin tarihi eser sergilenecek n ij Girard Depardieu, bugünlerde htanbul Festivali çerçevesinde gösterilen "Danton" filmiyle, bütün dünyadan sonra Istanbullulann da gözdesi. Ancak Depardieu'nün şakacı kişiliğini bilenler, "Danton"dan sonra rol aldığı filmin çekimi sırasında verdiği şu pozu yadırgamayacaklar. Fotoğrafçı dostunun hatınnı kıramayan Depardieu, hemen Adem Baba oluvermiş... Uanton, Adem oldu # J Franstzlann gozde oyuncusu Dalaman Havaalanı'ndan Bakanlarımızın ve üst duzey yöneticilerimizin "o yer"e geldikten sonra değiştikleri hepimizce bilinir. Ne kadar iyi niyetli yaklaşırsak yaklaşalım insanımızın yükseğe çıktıkça başının döndüğü, kendinden geçtiği ve yurttaşını unuttuğu bir gerçek. Bütün bunlar nereden çıktı şimdi, diye düşünenlerinize kısa süre önce Dalaman Havaalanmda ge bir öykii daha öğün önlerine getirilen nefis yiyeceklerin tadı damaklarmda kalmış. TatilKöyü'nün yöneticilerinin ve tüm çalışanlarının kibarlıkları, konuklannın en ufak sorunlanyla ilgilenmeleri karşısında göğüsleri kıvançla kabarmış. "Biz bu turizm işini yavaş yavaş kıvırmaya başlıyoruz galiba," diye düşünmeye başlamışlar. Derken dönüş günü gelmiş çatmış. Karı koca ve yirmi aylık çocukları, 18 haziran cumartesi günü bir arabaya atlayıp Dalaman Havaalam'mn yolunu tutmuşlar. Ama havaalanına varmalanyla birlîkte dünyalan başlarına yıkılmış. Niçin mi? 14.50'de İstanbul'a hareket edecek uçak, Ankara'dan gelmesi gereken resmi kişileri almak üzere başkentten bir "lömelif" çizeceğinden, iki saat gecikmeyle kalkacakmış da onun için! Sonuç; sıcaktan küçük çocuklar perişan, turistler şaşkın ve öfkeli, herkes sinir içinde. Ve az sonra alanın önüne dizi dizi sıralanan resmi arabalar, uçaktan inip burnu bir karış havada arabalanna dolan "o yerlerin" kişileri. Aldıkları "hayır dua"dan habersiz ya da kendilerinden önce aynı koltuklarda oturmuş ve unutulmuş yüzlerce benzerleri gibi vurdumduymaz. Suç THY'nin mi diyeceksiniz? Hayır. Suç, her zaman olduğu gibi biledni günlerce, haftalarca önceden ayırtmış yurttaşın hakkını hiçe sayan resmi kişilerin. Bu Uşilere sorulacak soru şu: Yurttaşlarımızın haklanna saygılı olmayı siz düşünmezseniz kim düşünecek? çen olayı anlatalım. Acaba söylediklerimizde haklı mıyız dersiniz? Yazm sıcak günlerini Marmarts TatilKöyü'nde geçirmeye karar vermiş, bunun için de çok önceden yer ayırtmış bir aile sonunda iple çektiği 15 günlük tatiline kavuşmuş. Tatil Köyü 'nde geçirilen eşsiz tatilin, hele üç Teodorakis Müzik Şenliği'ni yarıda bıraktı Geçtiğimiz Cumartesi günü Perpignan kentinde yapılması gereken Uluslararası, Özgürlükrü ve Barış Şenliği'nin en önemli ıdı, Yunanlı besteci Mikis Teoiorakls, şenlikten çekildiğini ıçıkladı. Neruda'dan esinleneek bestelediği "Canto Geneal"i çalması gereken Stocklolm 'un SaintJacob Orkestratyla sahneye çıkmayışıntn nedeıı'ni Barcelona 'nın "Avui" gaetesine açıklayan besteci, bu nelenin yalnızca parasal olduğunu 'a belirtti. "ijfllIJUİflrtT Kültür Servisi 1914 yılının Mayıs ayında, savaşm yaklaştığını sezen ve para sıkıntısı çeken Ingiltere'nin Kanada'yı gizlice bir milyar dolara ABD'ye sattığını ve bu gizli anlaşmanın iki nüshasının da rastlantı sonucu kaybolduğunu varsayahm. Aradan yıllar geçecek ve bir gün gelip bu kağıtlar iki ülke için de büyük önem kazanabilecektir. Işte bu amaçla, her iki ülke de, gizli servislerinin en acar kişilerini, en parlak "James Bond"larını bu belgeleri bulmakla görevlendireceklerdir. İlk bakışta peri masalı gibi gelen bu olay, her kitabı "best seller" listelerinin başında yer alan Clive Cussler'ın son romanının konusunu oluşturuyor. Ama işin garibi, yazarın ustalığı sayesinde de, okuyanlar bir süre sonra olaylara gerçekmiş gibi kendilerine kaptırıyorlar. Ingiltere Kanada'yı ABD'ye mi satmıştı? Malum, biz emir kuluyuz Anadolu Liseleri ikinci basamak stnav soru kitapçıklarmın tüm basın kuruluşlarına dağıtılacağı Milli Eğitim Bakanhğı'ndan bildirildi. Yetkililer, soru kitapçıklarmın saat 15.00'te Bilgi Işlem Merkezi'nde verileceğini belirttiler. Soru kitapçıklarını birkaç dakika bile olsa erken yetiştirmek isteyen bir gazeteci 14.50'de Bilgi Işlem Merkezi'ne gitti ve hemen Müdür Vekili Adnan Keskin'den soru kitapçığını istedi. Keskin, "10 dakika sonra vereceğim, Malum, biz emir kuluyuz" dedi. Gazeteci bekledi. 14.5S'te gelen gazeteci de, 14.5Tde gelen gazeteci de aynı yanıtı aldı. İki dakika kalmış olmasma karsın soru kitapçıklarını almayı başaramadılar. Saat tam 15.00'te Adnan Keskin yeniden Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki üstlerine telefon etti ve soru kitapçıklarını verme emrini daha önce de almış olmasına karşın yeniden sordu: " Komutamm, ben soru kitapçığını vehyorum. Haberiniz olsun." Telefonu kapatırken bir kez daha yineledi: "Komutamm, bakın ben Anadolu Liseleri ikinci basamak soru kitapçığını gazetecilere veriyorum. Haberiniz olsun, malum biz emir kuluyuz" Keskin, bu konuşmadan sonra kitapçıklan dağıtma yetkisi aldığtna kanaat getirmiş olmalı ki, kitapçıklan gazetecilere verdi. lostancı Halk îğitim Merkezi Bostancı Halk Eğitim Merkezi olklor Kolu, sekiz aydır sürdürüğü çalışmalarını bugün saat 1.00'de Harbiye Muhsin ErtuğAI Tiyatrosu 'nda sergileyecek. ürkiye 'nin sekiz ayn yöresinin alk danslarmı kapsayan göstede ışık ve gölge oyunlarıyla ko'grafik anlatımlarm yanı sıra ürk Halk Müziği çalışmaları da ?r alacak. TARIHTE BUGUN Mümtnz Ankan HEMINGMAY'İN İNT/HARL. IStf'üeBUSÜN,AMBmKAU HEMINGWAy AV TÜFE£İYL£ İNTİHAR £777. ÇOK GBNÇ YAÇTA &AZBTBCÎÜĞE &AŞL4YAN U£A4IN6WAy,HAREKETÜBİR YAŞA.MSÜRMÜŞTÜSAVAÇA KATILMIŞjPARİS'İN BOtiEM İ Rîy£ Çl/KM/Ş, İSPANYA 'DA MA TAPORLARLA AfZKAMŞUK ETMÇrt. f32S'TB BAŞLAPlğl ROMAN VSÖYKÜ YAZ4RLIĞINDA, BU l'L&İNÇ YAÇANrt İL£,KOMU DARLlğl ÇE.KMEDİ.. NO8EL ÖOÜLUJ YAZAR, KENCH'SİNİ TÜM ÜNÜNEKARŞtN "ÇIRAICBULUYORDUMPTALLAR USTA OLDÜĞUMU SÖYLÜYOfiLAR. SU İÇİN 2İRr"ES( YOKTUR VE M£R yAZAR SANATtNM SÜREtCLİ İLERÜYEBİLfg..'.' 2 Temmuz Iç yazar Bursa'da Bugün Bursa Akademi Kitazvi'nde Oktay Akbal, Recep ilginer ve Bekir Yıldtz kitaplant imzalayacaklar. Akademi tiabevi tarafından dünlenen imza günü saat '.00 19.00 arasında YAŞAM ARTDC MEZARLKTA Karikatürü ilk kez "Gırgır" dergisinde yayınlanan "Haslet Soyöz"ün Simavi Karikatür Yarışmasında ikincilik ödülü kazanan yapıtı, kentleşmenin her yeri sarmasını, aslında ölüler kenti olan mezarlıkta, salt mezarlıkta yaşam belirtilerinin yeşillik, ağaç, kuşlar kaldıgını anlatıyor. sonra tutulunca Milliyet'te de sürdürdüğüm bir tip, bir velet. Okurla konuşan, zaman zaman onun yerine, zaman zaman kendibaşkalarıyerine konuşan bazan da hiç konuşmayan bir çocuk. Küçümen'de de karikatür felsefemin doğrultusunda çalışıyorum. Yani yaşamın salt kötü yanlarını değil, güzel yanlannı vermeyi istiyorum. Çünkü insan hergün belirli şeyleri yapa yapa, yabancılaşıyor ve yaşamın güzelliklerini görmemeye başlıyor. Amacım o güzellikleri de göstererek mizah yapmak, eleştirmek. Güzelliklerin ortaya çıkarılmasıyla çirkinliklerin farkına varılabilir kanısındayııh. Küçümenin de özü bu. Biçim konusundaysa, hiçbir kaygım yok. Yani her karede ayn bir hareket vermek, Küçümen'in arkasına ağaç, ev gibi şeyler çizmek gibi bir kaygıya kapılmıyorum. O bant bir kürsü Küçümen de bir konuşmacı..." 50 YIL ONCE Cumhuriyet Gazi Hz. Galatasaray'daki imtihanlarda hazır bulundular oturduktan sonra refakatlehnde Afet Hammefendi, lise müdürü Tevfik, ikinci müdür İzzet Beyler olduğu halde orta kısım son sınıf tarih, coğrafya, yurt bi/gisi imtihanlannm cereyan etmekte olduğu salonu teşrif etmişlerdir. Buraya bilahare Meclis Reisimiz Kazım Paşa da gelmiştir. Reisicumhur Hazretleri imtihan salonuna girdikleri sırada imtihan edilmekte olan 2 Temmuz 1933 talebe Hayrullah Efendıye bazı sualler sorduktan sonra, Hayrullah Efendiden sonra imtihan edilen Nejat EJendiye de yurt bilgisi dersinden "Devletçilik ve fertçilik nedir? Teşri kuvvetler, kanunlar nasıl yapılır?" Coğrafyadan "Şimendifer siyaseti, Türkiye'de 1914'ten sonra yapılan şimendifer hatlan, garbi Anadolunun ehemmiyeti", tahhten "Eski medeniyet, Etilerle Mısırlılar arasındaki muharebe" suallerini sormuşlardır. 19331983 ımsun 'da ültür Merkezi Samsun 'da kültür etkinlikleriartırmak amacıyla bir kültür rkezi kurulacağı bildiriliyor. fA muhabirinin edindiği bile göre, Büyük Samsun Oteli'yanında 10 dönümlük arazi rinde kurulacak olan Kültür rkezi inşaatına 1984 yılı içinbaşlanacak. 600 milyon liramal olacak Sürekli TV izleyen çocuklarda düşünce tembelliği gelişiyor Kültür Servisi Ingiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, sürekli televizyon izleyen çocuklarda düşünce tembelliği ve yaşama karşı olumsuz bir tutum görülüyor. Oxford Politeknik Okulu'nun Dekanı Cedric Cullingford, yaşları altı ile on iki arasında değişen beş bin çocuk üstünde yaptığı araştırma sonucunda, çocukların televizyonu kendilerinden hiçbir talepte bulunmayan bir oyuncak olarak gördüklerini ileri sürdü. Cullingford'unbu yıl sonlarında kitap olarak yayınlanacak raporuna göre, çocuklar korku filmlerine bayıhyorlar. On bir yaşından büyük erkek çocukların %93'ü, kız çocukların ise hemen tümü, korku fiJmlerini izleyebilmek için geç saatlere kadar yatmıyorlar. Cullingford'un asıl üstünde durduğu nokta ise, tekdüze bir biçimde televizyon izleyen çocukların, belli bir çaba harcamalarını gerektiren konularda pasif ve tembel olmaları. "Evde televizyonu ya da belirli bazı programları yasaklamamız gerekmiyor," diyor Cullingford. "Çocuklarımızı televizyonu daha dikkatli izlemeye özendirmemiz gerekiyor. Anne ve babalar, televizyonda olup bitenler konusunda çocuklanyla pek az şey konuşuyorlar. Televizyon ne bir coşku yaratıyor, ne de bir konuşma konusu. Bütün sorun da burada." ırisHe sonbahar nliği >ansa başkentinde her yıl yimen sonbahar şenliği, bu yıl 17 EylüVde başlayıp 1 Arata son bulacak. Şenlikte ağırbesteci Anton VVebern'in mdio Abbado 'nun Maurizio lini'nin ve Boulez'in katıla' 9 konser), olan müzik böünün yanı sıra, tiyatro ve ba? önemli bir yer tutacak. Anşenliğin en önemli olayı, 0 'li tiyatrocu Bob Wilson 'ahneleyeceği "İç Savaş" adlı ovun. Evvelki gün İstanbul'a teşrif buyuran Reisicumhur Hz. dün de şehrimizdeki irfan miiesseselerinin sene sonu imtihanlarına alaka göstermişler ve öğleden sonra üç buçukta Saraydan çıkarak Galatasaray Lisesini şereflendirmişlerdir. Lise müdürü Tev/ik Beyin odasında birkaç dakika Sattlık arsa Pamfe* ftlnif «Uo AMfc» N«k r*W M*t* »»tAkür. T«K» olnht A» **. «li. MARMARİS MARTIHOTEL 55.000 36.500 ı^BODRUM 30.500 n'T.M.TOTEU BARBAROS BULVARl, 35/3 BEŞİKTAŞ İSTANBUL TeL: 161 10 74161 82 26 KADIKÖY İRTİBAT 337 61 07 îunzmseyahat tur ALANYA 18.500 ALAADDÎNOTEL Agurubu1001 AKTUR VİLLALARI TELEX. 26105 ORORTR Dörtkişi 55.000 TL.'den itibaren yanmpansiyon •0 gün9 gece,Özel otobüsterle gtdiş,fVbkJaki ikramlar,RehberliU hizmetleri.Tesislerde 6gün 7gece TAM PANSİYON KONAKLAMA 55.000 DATÇA ^S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear