26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2TEMMUZ1983 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/U Ağustos'ta silah altına alınacak yedeksubay adayları açıklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ağustos celbinde 176. donem olarak silah altına alınacak yedeksubay adayları açıklandı. Milli Savunma Bakanlığı'nca yapılan açıklamaya göre, silah altına alınacak yükümlüler şunlar: 31 ekim 1982 (dahil) tarihine kadar askerliğine karar alınan tabiplerin tamamı. 82/11 grup olarak akserliğine karar aldıranların tamamı. 69 ve 70. grup olarak askerliğine karar aldıranlardan, mesleklerinde doçent ve profesör olanlar 94 ve 95 grup olarak askerliğine karar alınan 1952 ve daha yaşlı doğumlu doçent ve profösörler. Daha önceki celplerde yedek subay adayı olarak sevk edilmesi gerekirken, kanuni mazeretleri veya bakaya kaldıklarından sevk edilemeyenlerden 15 temmuz 1983 tarihine kadar mazaretleri sona erenler, beraat edenler veya haklarında takipsizlik kararı verilenler. Bu arada, silah altına alınacak yükümlülerin 20 temmuz 1983 tarihinden itibaren 31 temmuz 1983 tarihine kadar kayıtlı bulundukları askerlik şubelerine başvuruda bulunmaları gerekiyor. Yerli kayıtlı askerlik şubelerinden sevk evraklarını alacak olan yükümlüler, 1 ağustos 1983 tarihinde de bu belgeleri ile test ve mülakat merkezinde hazır bulunacaklar. Yabancı askerlik şubelerinden sevklerini yaptırmak isteyenler de 15 temmuz 1983 tarihine kadar bu şubelere başvurabileceker. Milli Savunma Bakanlığı'nın yayınladığı bu tebliğe uymayan yükümlüler bakaya işlemine tabi tutulacaklar. Kolay yetişmiyorlar (Bastarafı 1. Sayfada) de özverı göstermeyi yüklenmiş bir politikacı tipi yaratmıştır. Gösterdiği özveri zaman zaman liderine bağlılıkla eşanlama gelmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı döneminde sabahlara dek "mektupla öğretim" için çaba harcadı, çözüm önerdi. Üniversite çağına gelmiş hiç bir gencin sokakta kalmasını istemiyordu, "Bıı gençleri sokağa bırakamayız" diyor ve ülkenin kısıtlı olanaklan çerçevesinde fırsat eşitliği yaratmaya çalışıyordu. Sabahlara dek çalışması o gençler için bir özveri değildi de, ne idi?.. 1980 eylül'ünden önce parti içi çalkantılarda surekli olarak liderinin yanında yer aldı. Lideri karşısında cepheleşenlere gögüs germeyi genel sekreterliğin doğal bir sonucu olarak kabul etti. Lideri ile aynı görüşü paylaşmadığı zamanlarda, hiç bıkmadan usanmadan onu ikna etmeye çaba harcadı. Lideri ile farklı düşündüğü için, üzüntüsünü dile getiriyor. Ancak yine de saygı sınırlarını asla zorlamıyordu... 1979 ara seçirnleri öncesiydi... Konya'da seçim propagandasına gittiğimizde, Üstündağ'ın da köyüne uğradık. Üstündağ'ın doğup büyudüğü köye. Sanki Amerika'da okuyan, kendisini bilim adamı olarak yetiştiren, köyden çıktıktan sonra ülkenin kaderini çizmekte rol üstlenen o değildi..." Ahmet Ağa kızını evlendirdin mi, Mehmet Ağa tarlanın verimi iyi mi, Hüseyin Ağa oğlan okulu bitirdi mi"... Herkesle tek tek ilgilenen, yetiştiği köyü unutmayan, ama köyüne katkıda bulunmaktan hiç vazgeçmeyen, politikada kısa sürede yükselen genç bir insandı. Günümüzde yeni yeni partiler kurulurken, ortaya yeni kadrolar çıkıyor. Çeşitli yasaklamalar ve kısıtlamalar yeni insanların göreve gelmelerini zorunlu kılıyor. Politikayı yeniden oluşturanlara baktığınızda, yeni kadrolarda elbette yoğun bir çaba görüyorsunuz. Alışkanlığın yokluğundan doğan bir dizi acemilikle birlikte. Hangi partide olursa olsun, aynı izlenimi edinebiliyorsunuz: "Politikacı kolay yetişmiyor". Çok ve kolay yetişebileceğine ilişkin söylenen sözler" Politikacının yetişmesindeki" güçlükleri ortadan kaldırmıyor. Ve kadroların yenilenmesindeki güçlüğü yine parti kurmaya soyunmuş hemen herkes paylaşıyor. Üstündağ gibi politikacılann aramızdan ayrılması "politikacının kolay yetişmediğini" bir kez daha somut bir biçimde gözler önüne seriyor... Bu arada bir açıklamaya yer vermek istiyoruz. SODEP'Ie ilgili yaptığımız değerlendirmeler konusunda sayın tsmail Hakkı Birler bir açıklama gönderdi. Sayın Birler'in gönderdiği açıklama aynen şöyle: "Sâym Doğan; 26 ve 29 Haziran giinlii Cumhuriyet'teki yazılarınızı, biitün yazılarınız gibi, dikkatle okudum. Basın özgürlüğiine yürekten inanınm. Bu inancım, basının sorumluluk anlayışı konusundaki düşüncelerimi değiştirmez. Elbette ki, bu sorumluluğun çerçevesini çizmek de bana düşmez. Sosyal Demokrasi Partisi ile ilgili olarak yaptığınız yorumlar ve gizli toplantılarda yapıldığını belirttiğiniz konuşmalan, o toplantılarda bulunmuşcasına aktaraıanız, size göre belki de başarılı bir gazeteciliktir. Gazeteciye haber kaynağının sorulmıyacağını bilirim. Ancak, aktarılan konuşmaların doğru ya da yanlış olduğunu söylemenin dahi, o toplantıların gizliliğini ihlal edenlerin ahlâk anlayışlannı paylaşmak olacağını da bilirim. Bu nedenledir ki, aktardığınız konuşmaların tarafımdan düzeltilmesi yolundaki isteğinizi yerine getirmem miimkün değildir. Sayın Doğan; Giiç bir dönemden geçiyoruz. Hepimi/e düşen sorumluluklar vardır. Aylar önce vaptığımız uzun sohbetlerde açıkladığım ve Slzm de tumüyTe ve coşkııTlc ITâ^ tıldığınız görüşlerimde hiçbir değişiklik olmadı. Tam tersine, olaylar beni hep haklı çıkardı. Bu dönemde, demokrasiye döniişii sağlamak olan asıl amacı gözden kacırmadan. temel ilkeleri bozmayan çekişmeleri bile sergilemenin doğru olmadığı görüşü, doğru ya da yanlış, sizindir. Ama yazılarınızın sonuçları itibariyle bu amaca ters diişmesi bir yana, olmayan çekişmeleri var sayarak kişileri ve onların çevresinde bir siyasal oluşıımu yaralamanın hangi amaca hizmet olacağının takdirini okuyuculannıza bırakıyorum. Saygılarımla." Sayın Birler'in açıklamasına bir not düşmek istiyoruz. SODEP'Ie ilgili değerlendirmelerimiz üzerine, sayın Birler gazetemize telefon ederek kendisine dönük bölümlerle bağlantılı olarak üzüntülerini bildirdi. Biz de "Yanlış varsa, açıklama gönderin, yayınlanz" karşılığını verdik. Şimdi gönderilen açıklamada. tarihleri belirtilen yazılarımızda aktarılan konuşmaların "yanlış" olduğu söylenmiyor. sadece "Toplantının gizliliğinin ihlal edildiği" vurgulanıyor. Hatta, gizli toplantının aktarılması "Gazetecilik başarısı" olarak niteleniyor. Gazetemizde yayınlanan siyasal yorumların tek bir amacı vardır: Bir an önce tüm kurumlarıyla işleyecek sağlıklı bir demokrasiye dönmek. Sadece ve sadece demokrasiye dönüşte şu ya da bu çapta katkıda bulunmak, Sayın Birler'in eleştirilmesi öngörülen temel amaca ters düşmez. Demokrasinin yeniden gerçekleşmesinde tartışmaya yer yoktur, diye bir kuralın olmadtğına inanıyoruz. GOZLEM UGUR MUMCU (Bastarafı 1. Sayfada) tündağ'a takılıyor "O bizim partide köylü sınıfını temsil eder" diyordu. Prof.Aksoy ise 194O'lı yıllardan bu yana hep aynı konuları savunmuş olmaktan yakınıyordu: Yargıç bağımsızlığı, üniversite özerkliği vs... O espri ve zekâ hazinesi Prof.Güneş, şimdi memleketi Kandıra'da bir mezar taşı; köy çocuğu Mustafa Üstündağ, üzerine taze toprak atılmış bir tabut ve o enerji küpü, o yılmaz hukuk savasçısı Muammer Aksoy da enerjisinden bir kilometre geri kaimış yüreği ile hastanede bakım altında.. Prof.Aksoy, yakında hasta yatağından kalkacak, yine o bitmeztükenmez enerjisi ile koşuşturup, duracak, yine yorulmaz beyni ve enerjisi ile gençleri kıskandıracak.. Parlamento koridorlarında birlikte volta atıp, söyleşilerde bulunduğumuz çelebi tavırlı Orhan Eyüpoğlu da aramızda yok. Eyüpoğlu, sahibi olduğu bir çiftlik evinde, bütün yazarları, bütün aydınları, bütün ozanları toplamak ister, bunun özlemini çekerdi. Parti genel sekreteri olduğu günlerde, karşıtlarınca "partinin sağ kanadı" içinde görülürdü. Bence "sağ" ve "sol" gibi kalıpların dışmdaydı, Eyüpoğlu'nun sağcılığı ya da solculuğu hiç önemli değildi. İnsan adamdı, bir gönül adamıydı. İnsancıl duygularla doluydu. Partinin eski genel sekreterlerinden Kamil Kırıkoğlu, ölümcül hastalığın pençesine düştüğü zaman, Kırıkoğlu ailesine en yakın ve sıcak ilgi Eyüpoğlu'ndan gelmişti. Kırıkoğlu son günlerinde bu arkadaşlık duygularından bilseniz ne kadar mutlu olmuştu. Kimbilir belki de bu mutluluk, Kırıkoğlu'nun yaşam ile ölüm arasındaki maratonunu birkaç gün daha uzatmıştı? Üstündağ, tam anlamı ile bir "halk çocuğu"ydu. Köyde doğmuş, köy koşulları içinde büyümüş ve içinde bulunduğu güç koşulları aşa aşa öğretim üyeliğine kadar yükselmişti. Turan Güneş'in "O bizim partide köylü sınıfını temsil eder" dediği Üstündağ, particilik yaşamına, üniversite adına bir araştırma yaparken karışmış ve sonra siyasal sahnelerin vazgeçilmez adamlarından biri olmuştu. Sevecen kişiljği, konuşma yeteneği ve parti disiplinine olan bağlılığı, Üstündağ'ın kişiliğinde sağlam bir politikacı tipi yaratmıştı. Karşıtlarınca, hep sol uçta bir politikacı olarak gösterilmek istendi. Öyle sanıyorum ki, solculuğu, Batı Avrupa'daki sosyal demokrat ya da sosyalist partilerin sınırları dışında değildi. Halk kökeninden gelmiş olmanın verdiği içtenlikle, halkçı ve devrimci düşünceleri coşkuyla savunur, partisinin ilke ve kararlarından bir milim öteye gitmemeye de özen gösterirdi. Çok partili yaşamın ve çoğulcu demokrasinin erdemlerinden biri de Üstündağ gibi bir halk çocuğunu, siyasal yaşamın değişmez adlan arasına sokmasıdır. Demokrasi, halk adını verdiğimiz büyük hazineden yoksul halk çocuklarını çıkarıp, politikacı ve bakan yapmaktaydı. Bu kaynak, diri ve özgür tutuldukça, Üstündağ gibi nice halk çocuğu, çevrelerindeki koşulları aşıp, sessiz çoğunluğun boynu bükük birer seçmeni olmaktan çıkarak, düşünce üreten, yöneten ve topluma biçim veren seçkin insanlar arasına katılacaktır. Şimdi geçmişe doğru bakıp, düşündükçe insanın yüreği burkuluyor, işte, çerçevesiz gözlükleri ve gülümseyişi ile sosyalist aydın, Selahartin Hakkı Esatoğlu, O'nu da yıllar önce bir kazada yitirmiştik.. İşte, o çelebi, o efendi Eyüpoğlu, işte inatçı, inançlı ve kavgacı Dr. Kırıkoğlu, işte o zekâ anıtı Turan Güneş, işte efendi, terbiyeli, saygılı halk çocuğu Mustafa Üstündaö.. Şimdi, artık hepsi bir albümün birer fotoğrafı oldular... Parlamento'da yankılanan sesleri, yüreklerde kalan anıları ve dost gülücükleri ile birer birer çekip, gittiler. Selahartin Hakkı Esatoğlu, Dr.Kamil Kırıkoğlu, Orhan Eyüpoğlu, Prof.Dr.Turan Güneş ve Mustafa Üstündağ.. Herbiri, son yılların demokrasisi içinde adları bir siyasal düşünce ile bütünleşmiş insanlardı. Hepsini, gözlerimiz yaşararak, içlerimiz burkularak anıyoruz. Ruhları şad olsun.. 1 temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dün diizenlenen törenlerle kutlandı. İstanbul'daki Denizcilik Bavramı ISSH^JSSSÜS^ önündeilk tören saat 09.45'de Cumhuriyet Anıtı yapıldı. Saygı duruşu ve Istiklal Marşı eşıığidde göndere bayrak çekilmesinden sonra Vali Nevzat Ayaz, özel defteri imzaladı. Daha sonra Beşiktaş Barbaros Anıtı önünde bir tören dUzenlendi. Bir manga askerin saygı ateşi yapmalanyla başlayan tören, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı, Deniz Lisesi ve Deniz Astsubay Okulu ile Denizcilik Yüksek Okulu'nun resmi geçiti ile sona erdi. (Fotoğraf: Erdoğan KÖSEOĞLU) Evren: Ordu, polîtika batağına (Bastarafı 1. Sayfada) kadar güç olduğunu, ancak bunu yaşayanların bilebileceğini bildiren Evren, Silahlı Kuvvetlerde geçirdiği sıkıntılı anlarda bile mesleğini sevdiğini belirtti. Evren sözlerini şöyle sürdürdü: bu törene sivil kıyafetle geldi. Kenan Evren'in tören Birliğini denetlemesinden sonra tören başladı. tstiklal Marşı'nm çalınmasından sonra Orgeneral Necdet Üruğ'un atama kararnamesi ve yaşam öyküsü okundu. Kara Kuvvetleri forsu gönderden indirilerek fors ve Kara Kuvvetleri şildi Orgeneral Ersin'e verildi. Ûruğ'un görevi devralmasmdan sonra fors yeniden göndere çekildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nurettin Ersin devir teslim töreni sırasında yaptığı konuşmada görevi Üruğ'a devretmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet Üruğ'da konuşmasında aldığı görevi Ersin tarafından tespit edilen hedeflere ulaştırmanın temel uğraşısı olacağını söyledi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanan Orgeneral Necdet Üruğ, Cumhurbaşkanlığı ve MGK Genel Sekreterliği görevlerinden ayrıldı. Üruğ'un bu görevden ayrılması nedeniyle TBMM'de bir uğurlama töreni düzenlendi. Uruğ törenden sonra görevlilerle vedalaştı, görevini Orgeneral Necip Torumtay'a devretti. EVREN'İN VEDA MESAJI Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Genelkurmay Başkanlığı'ndan yarılması dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bir veda mesajı yayınladı. Yarım asra yakın bir süredir hizmet verdiği Silahlı Kuvvetler'e komuta etmekle kendini daima bahtiyar saydığını belirten Evren, "Silahlı Kuvvetler'in her an tetikte bulunmasının zorunlu olduğunu" kaydetti Evren'in mesajı özetle şöyle "Yurt bütünlüğümüz ile ulusal birlik ve beraberliğimizin hayati bir tehlike karşısında kaldığı anda, iç hizmet yasası ile tayin edilen kutsal vazife, 12 Eylül 1980'de tereddütsüzce yerine getirildi. Sizlere de tarihi görevler ve sorumluluklar verildi. Sizler, yüce Türk ulusunun refah ve mutluluğu için anarşi, terör, bölücü hareketlerle, komünizm, faşizm, fanatik dinsel ideolojilerle mücadelede büyük başarı göstererek aziz milletimizin inanç ve güvenine layık olduğunuzu bir defa daha kanıtladımz. Büyük Atatürk'ün "Türk vatanının Türkler topluluğunun şan ve şerefini, iç ve dış her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an yapmaya hazır ve hazırlanmış olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız var." Görüşündeki haklılığı, yeniden ispatîayarak ruhunu şad ettiniz. Aziz silah arkadaşlarım: Hatırlanacağı gibi ülkeyi parçalamak ve yıkmak amacını güden iç ve dış düşmanlar, hedeflerine ulaşmadan en büyük engel olarak gördükleri, milletimizin gözbebeği Silahlı Kuvvetlerimiz içerisinde de bölcüc teşebbüslerde bulunmaktan kaçınmadılar. Bunlar amaçlarını gerçekleştirmek üzere akla gelen her türlü çareye başvurdular. Ancak, çelik idareniz, birlik ruhunuz, üstün hasletleriniz, kendinize rehber ettiğiniz bilim ve teknolojinin sağladığı sağlam düşünme ve kıymetlendirme yetenekleriniz ve sağ duyunuz karşısında yenildiler. Aziz milletimizin güvenine layık olarak Ulkemizin bugünkü huzur ve kardeşlik ortamına ulaşmasında görevlerinizi üstün gayret ve başarı ile gerçekleştirdiğiniz için sizleri kutlar, takdirlerimi sunârım. HER AN TETtKTE Dünyada ve özellikle Türkiye'nin içerisinde bulunduğu coğrafi bölgede siyasi ve askeri gelişmeler ciddiyetini korumaktadır. Ulkemizin jeopolitik konumu tarihin her devresinde olduğu gibi, bugün de bilhassa silahlı kuvvetlerimizin her an tetikte bulunmasını zorunlu kılmaktadır. Dış ve bugün için çok önemli ve daha yıkıcı olan iç düşmanların ana hedefinin bundan sonra da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bizzat kendisi olacağı hatırdan çıkarılmamalıdır. Bu nedenledir ki: Silahlı kuvvetlerimiz düşmanı çok iyi tanımak, çağdaş teknolojiyi yakından takip ederek uygulamaya devam etmek ve üstün eğitim düzeyini muhafaza etmek zorundadır. Her şeyden önemlisi de silahlı kuvvetlerimiz personelinin Atatürk'ün çizdiği yolda ve onun hedefleri istikametinde bir bütün olarak hareket etmesinde zaruret vardır. Zaten, silahlı kuvvetlerimizin her ferdi bunun bilinci içerisinde hizmet vermektedir. Ben, kendilerinin değer ve hizmetlerini her zaman takdir ettiğim komuta kademesinin emir ve komutasında kutsal vazifeniz için her zaman ve en yüksek seviyede hazır olacağımza, Atatürk Türkiyesi'ni nesilden nesile daha güçlü olarak devrederek yaşatacağınıza güven ve inancını bir defa daha ifade etmek isterim. DAİMİ BAŞARILAR Genelkurmay Başkanı olarak aranızdan ayrılırken, siz değerli silah arkadaşlarım: Komutan, subay, astsubay, sivil memur, erbaş ve erlere sağlık ve mutluluklar diler, sevgilerimi sunarım. Yüce görevleri uğruna hayatlarını kaydederek aramızdan ayrılan aziz şehitlerimizi saygıyla anar, vazifelerini başarıyla tamamlayarak emekliye aynlan silah arkadaşlarıma, gazilerimize ve değerli şehit ailelerine en iyi dileklerimi sunarım." TUNA'NIN KUTLAMA MESAJI Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Ahmet Nusret Tuna Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nurettin Ersin, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet Üruğ ve Cumhurbaşkanlığı ve MGK Genel Sekreteri Orgeneral Necip Torumtay'a birer kutlama mesajı gönderdi. DM Başkanı Sadi Irmak da Cumhurbaşkanı Evren'in Genelkurmay Başkanlığı'ndan ayrılması nedeniyle bir mesaj yayınladı ve DM'nin şükran duygularını sundu. EVREN'İN GEZİSİ Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in 4 ili kapsayan gezisi bugün başlıyor. Evren bugün Bolu ve Adapazarı'nda halka hitaben birer konuşma yapacak. Yarın Bilecik ve Kütahya'ya gidecek olan Evren incelemelerde bulunacak, halka hitap ettikten sonra aynı gün Ankara'ya dönecek. (Bastarafı 1. Sayfada) de bulundu. Ulusu, daha sonra Romanya Hürriyet Kahramanları anıtma çelenk koydu ve saygı duruşunda bulundu. Ulusu Türk Şehitliğini ziyaret etti. Bu arada iki ülke arasındaki resmi görüşmeler de dün başladı. Ulusu, onuruna verilen akşam yemeğinde TürkiyeRomanya ilişkilerine ve çeşitli uluslararası sorunlara değinen bir konuşma yaptı. Balkan zirvesine de değinen Ulusu Türkiye'nin bütün Balkan ülkelerinin yararma olan ikili ve çok taraflı işbirliğinin her zaman öncüsü olduğunu bu yöndeki teklifleri devamlı destekleyip benimsediğini bildirdi. TürkiyeMacaristan ortak bildirisi yayınlandı. Bildiride Başbakan Bülend Ulusu'nun Macaristan'da çeşitli ekonomik ve kültürel tesisleri ziyaret ettiği belirtilerek "Jçten bir konukseverlik" ile karşılandığı belirtildi. BaşbakTrTBülent Ulusu "Macaristan TV'sine verdiği mülakatta Yunanistan ve Rumların iki toplumlu "Bizonal" bir federasyon hedefini benimsememeleri yüzünden Kıbrıs'ta nihai bir çözüme gidilemediği bildirildi. Avrupa'ya füzeyerleştirilmesi konusunda Türkiye'nin yerinin sorulması üzerine Ulusu "Türkiye doğrunun, haklııun ve sorunların diyaloğla çözüleceğine inananların yanındadır" yanıtını verdi. Erlîği kabııl (Bastarafı 1. Savfada) Yönetmelik, yüKümlü mikta"i, Silahlı Kuvvetler'in yedek sujay ihtiyacından fazla ise veya isekliler ile yedek subay ihtiyacı carşılanmadığı hallerde kur'a ı'öntemine başvurulması öngöülüyor. Yüksek öğrenim kuruntf mezunu yükümlü miktan ihiyaç miktarına eşit ise kuraya >aşvurulmayacak. Yönetmelik uyarınca, yükümü miktan yedek subay ihtiyacınlan fazla ise er olmak isteyenlerlen dilekçe alınacak. tstekli er ılanlar ayrıldıktan sonra kalan liktar Silahlı Kuvvetler'in yedek ubay ihtiyacından yine fazla ise itekliler hariç, kalanlara kura ektirmek suretiyle ihtiyaç fazlaırı, er statüsüne ayrılacak. Is:kli er olmak.isteyen miktar çok lup da yedek subay ihtiyacı karlanmadığı katdirde bu isteklir arasında kura çekilmek sureyle yedek subay ihtiyacı karşıınacak. Silahlı Kuvvetler'in ihtiyacı lan meslek ve nitelikleri haiz lanların mevcudu, Silahlı Kuv:tler'in ihtiyacı kadar veya ihtiıcından az olduğu takdirde, kuı yöntemine başvurulmaksızın ağrudan yedek subay adayı olaık ayrılacaklar. tstekli er olmayı abul eden yükümlüler, ihtiyaç ızlası oldukları takdirde, yedek ıbaylık süresinin yarısı kadar lik yaparak yükümlülüklerini :rine getirecekler. Kura sonucu :dek subay adayı olarak seçilleyen yüksek öğrenim kurumu ezunu yükümlüler, askerlikleni yede.'c subaylık süresinin yasına dört ay daha eklemek sutiyle er olarak tamamlayacakr. tstekli er miktan çok olup ı, silahlı kuvvetlerin yedek suly ihtiyacı karşılanmazsa, isteker olmak isteyenler arasından ıra çekilerek bu ihtiyaç karşınacak. Kura sonucu tekrar er tlanlar, yedek subaylık süresin yarısı kadar hizmet vererek ıkümlülüklerini tamamlayaklar. Yönetmelikte Genelkurmay ışkanlığı'nca her yıl bir sonrayılın yedek subay ihtiyacını liser halinde 31 aralık tarihine k Milli Savunma Bakanlığı'na Kara Kuvvetleri Komutanlığı1 bildirmesi hukmü yer alıyor. illi Savunma Bakanlığı'nca •nelkurmay Başkanlığı'ndan len ihtiyaç listesine göre o yıl ih altına alınacak yükümlüleı celp dönemleri saptanacak. ıkümlülerin hangi celpte askesevkedilecekleri en az 15 gün cesinden TRT aracılığıyla tebedilecek. Fabip, diş tabibi, veteriner, ksek Denizcilik Okulu meıları ile ihtiyaç duyulan diğer slek gruplarından biri veya kaçı genel sınıflandırmadan ı olarak bir sınıflandırmaya i tutulabilecekler. Meslekleie profesör ve doçent olanlardoktora tezlerini tamamlaılar kuraya tabi tutulmadan lek subay adayı olarak aynla,1ar. Bunların miktan ihtiyaçfazla ise kura yöntemi uyguacak. 3u yönetmelik uyarınca er staüne ayrılanlar, mevcut mevzuisaslarına uygun olarak birlik nutanlıklarınca erbaş yapılaîcekler. Mustafa (Bastarafı 1. Sayfada) Cenaze törenine gönderilen çok sayıda çelenk arasında SODEP Genel Başkanı Cezmi Kartay, Bülent Rahşan Ecevit ve Murtaza Çelikel'inkiler dikkati çekti. Ankara'dan gelip Mustafa Üstündağ'ın cezane törenine katılan eski parlamenterlerden bazıları şöyle: Kemal Güven, Vecdi tlhan, Ahmet Şener, flhami Çetin, Memduh Ekşi, Muammer Erten, Mehmet Seydi Beyoğlu, Mehmet Sönmez, Hasan Fehmi Giineş, Suphi Gürsoytırak Orhan Akay, Mehmet Yiiceler, Erol Tuncer, Gani Aşık, Erdoğan Bakkalbaşı, Ismail Hakkı Birler (SODEP), Necati Cebe, Haydar Demirtaş, Fevzi Ciritçi, Ertuğrul Giinay, Altam Tuna, Ahmet Melik, Hasan Çetinkaya, Tekin İleri Dikmen, Hasan Esat Işık, İsmet Çanakç:, Yaşar Kemal Yüksekli, Alişan Canpolat, Cengizhan Yorulmaz, Hüseyin Kaleli, Ali Kökbudak, tskan Azizoğlu, Abdullah Emre tleri, Önder Sav, Erol Çevikçe, Orhan Akkılıç, Behiç Şpnbay, Ferda Giiley, Giindüz Ökçiın, Orhan Birgit, Altan Öymen, Ayrıca, SODEP'ten Genel Başkan Yardımcısı tsmail Hakkı Birler, Metin Şahin ve kalabalık bir grup Konya'lı ile öğretmenler, avukatlar cenaze törenine katıldı. Konya Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavisi süren Emine Üstündağ'ın durumunda duzelme gözlendiği bildirildi. Emine Üstündağ, eşinin.öldüğüncten haberdar değil. Ustündağ'ların yakını Amerikalı Elanora Boris'in durumunun da iyi olduğu bildirildi. Üstündağ'ın şarampole yuvarlanmadan önce çarptığı 15 yaşındaki Çoban Ömer Başbudak'ın tedavisi ise Konya Devlet Hastanesinde sürüyor. "Bir tarihte çok büyük bir haksızlığa uğradım ve moralimin çok bozuk olduğu bir zamanda mesleğimden aynlmayı düşünmüştüm. Fakat buna rahmetli ve kıymetli eşim mani olmuştu. Bu hareketimin hatalı olduğunu bilahare ben de anladım. Zira hayat boyu haksızlığa uğramamak kimseye nasip olmuyor. Bütün mesele haksızlıklara da göğüs gerebilmesini bilmektir." Evren konuşmasının daha sonraki bölümünde askerlik hizmetlerinde şahsi çıkarların yeri olmadığını vurguladı. Türkiye'nin TSK mensuplarına en az ayrıcalık tanıyan ülkeler arasında bulunduğunu bildirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (Bastarafı 1. Sayjada) yanlız vatan topraklarının sahatırlattıktan sonra sözlerini vunmasında üstün başarı gösterşöyle sürdürdü: mekle kalmayıp aynı zamanda "Demir çelik sektörii sanayi memleketi, içine düştüğü fellaleşmenin kilit taşıdır. Ancak bi ketli durumlardan kurtardığını zim bu sanayi sektörünü büyük bildiren Evren "en k«sa zamanölçüde sübvanse edecek duru da kışlasına dönmesini bilmiştir mumuz olmadığı için, geleceği dedi. Currîhurbaşkanr Kenan planlarken akılcı bir yaklaşım Evren şöyle devam etti: gerek. Çalışmalarını sürdürdü"Zira ebedi Başkomutanı büğümüz 5 yıllık plan içinde yer yük Atatürk'ten bu dersi almış, alan demir çelik master planı ona inanmış ve ona güvenmiştir. çerçevesinde Türkiye'nin gelecek En son olarak 12 Eylül 1980'de on yılda bu sektörde yiizde yüz de bu ülke uçurumun kenarına kendine yeterli olması amaç ol geldiğinde aldığı emir uyarınca mamalıdır. Bu alanda yüzde 80 görevini üstün başarıyla yerine kendine yeterli olmak, en iyi üre getirmiş, bir iç savaşı önlemiş ve tilebilecek demir çelik türlerini yine kışlasına çekilmiştir. yerli üretmek, bakiyesini küçük Esasen Silahlı Kuvvellcrimizin partiler halinde ithal ederek ka politikaya alet edilmemesi ve politeli, güvenli, ihracat kapılarını litika batağına saplanmaması açık tutacak bir gelişme akılcı onun en büyük gücünü oluştuolacaktır. Demir çelik sektörü rur. Silahlı Kuvvetlerin bu gücüsanayinin kilit taşıdır. Ama her nü şahsi menfaatler uğruna zaaşeyi kendimiz yapacağız dersek fa uğratmak isteyenler çıkabilir. bu sektör sanayileşmemizin bo Nitekim çıkmıştır da. Silahlı yunduruğu haline dönüşebilir." Kuvvetler mensuplarının bu giMaliye Bakanı Adnan Başer bilere alet olmayacağına inanıKafaoğlu, Hazine Genel Sekre yorum ve bunu burada da ifade teri Tevfik Altınok, tstanbul ve etmekten büyük mutluluk duyuAnkara'dan çok sayıda sanayi yorum" ci ve üniversite üyelerinin katıl "KALBtM SİZLERLE" dığı seminerin açış konuşmasını Üniformayı çıkarmakla yapan Erdemir tdare Meclisi Başkanı Osman Okyar ise, semi TSK'dan şeklen ayrıldığını bildinerin amacını açıklarken, "Bu ren Evren "kalbim daima sizlergünkü diinya ve Türkiye koşul le birlikte olacaktır. Esasen başlarında Türkiye'de demirçelik komutanlık görevi üzerimdesektörünü dinamik bir yapıya dir" dedi. Evren, "Sizlerin bugükavuşturmanın rasyonel olup ol ne kadar olduğu gibi bundan mayacağı, eğer rasyonel olacağı sonra da dünyanın en disiplinli kararına vanlırsa bu alanda ne orduları arasındaki yeri alabilyapılması gerektiğini tartışaca meniz için her türlü desteğin sağlanması hususundaki gayretleğız" dedi. rim devam edecektir" diye ekleToplantının öğleden sonrâkî di. oturumuna başkanhk eden TeşErsin'e başarı ve sağlık dilekvik Uygulama Dairesi Başkanr* lerinde bulunan Evren, geleceğe Ekrem Pakdemirli de oldukça güvenle baktığını vurguladı ve yeni bir tesis olan Ereğli Demir "bizlerin arkasından bizi takip Çelik işletmderinin gerçekleşti edecek değerli arkadaşlanmız da rilecek bazı tevsii yatırımlarıyla her bakımdan bu makamlara lamaliyetlerini düşürmesinin ve yık komutan arkadaşlanmızdır" daha kaliteli üretime yönelmesi dedi. nin mümkün olduğunu söyledi. Orgeneral Ersin'de görevi devraldıktan sonra "sayın Cumhurbaşkanım" diye başladığı konuşmasında "silahlı kuvvetlerin (Oaştarafı 12. Sayfada) gücünü ve bütünlüğünü muhadeniz kıyılannın savunması NAfaza ederek 12 Eylül gibi tarihi TO için çok daha önemli. bir görevi başardığım" belirtti. Yunan askeri makamları ise, "Silahlı kuvvetlerimizin yüksek bir Sovyet donanmasırun boâaz iradeniz altında bundan sonra da lardan geçebilmesi halinde Ak aynı şekilde hareket edeceği kuşdenize inebilmek için Yunan kusuzdur. Zamamnda, ulaşılmış adalarıyla dolu Ege denizinden olan üstün seviyenin muhafaza geçmek zorunda kalacağmı, bu edilmesi ve hatta onun üzerine nedenle bu adaların savunulma çıkılması hedefimiz olacaktır" sının da önemli olduğunu öne dedi. sürüyorlar. Cumhurbaşkanı Kenan Evren NATO'nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı, Amerika yarım saat süren törenden sonra Genelkurmay karargahından lı General Bernard Rogers, geçen "Allahaısmarladık" diyerek ayhafta yaptığı bir açıklamada, rıldı. Evren'i Genelkurmay BaşTürkiye ile Yunanistan arasındakanı Orgeneral Nurettin Ersin ki sorunların. NATO'nun Güuğurladı. neydoğu kanadını tehdit ettiği Daha sonra Genelkurmay görüşüne katılmadığını bildirdi. Başkanı Nurettin Ersin MGK General Rogers, Doğu Anadolu'da, Sovyet sımrına 88 kilo üyeleri tarafından kutlandı. Genelkurmay karargahında metre uzakta yapılan NATO asdaha sonra Genelkurmay Başkakeri manevraları sırasında dünı Orgeneral Nurettin Ersin, Kazenlediği basın toplantısında, ra Kuvvetleri Komutanlığı göre"bu sorunlann tümü banş dönevini Cumhurbaşkanlığı ve MGK mi anlaşmazlıklandır. SovyetlerGenel Sekreteri Orgeneral Necle bir savaş çıkarsa, her iki ülkedet Uruğ'a devretti. nin kuvvetleri de buna bağlı olaCumhurbaşkanı Kenan Evren cak" dedi." DemîrÇelik Gazetelerin lotaryac (Bastarafı 1. Sayfada) ve tabir kullanamazlar. Bu maddenin uygulanmasında yazılı veya sözlü olarak halka duyurulmak suretiyle faiz veya her ne ad altında olursa olsun, bir ivaz karşılığında belli bir vadede nakit olarak veya misli olarak iade edilmek üzere yapılan işlemler, mevduat kabulu sayılır." Bankalar Yasası'nın 13. maddesinde yer alacak değişiklikle mevduatın sadece bankalar tarafından toplanacağı belirtilerek, gazetelerin çeşitli ikramiyeler vaad ederek mevduat toplaması yasaklanıyor. Ayrıca, bingo, tombala, tatil armağanları, araba, televizyon, buzdolabı, mobilya, ev, çamaşır makinesi gibi şans ve talihe dayanarak yapılan her türlu lotaryacılık da önleniyor. Ayrıca, yasaya geçici bir madde de ekleniyor. Bu geçici maddeye göre, gazetelerin yasanın çıktığı tarihe kadar başlatmış oldukları uygulamalaı gazetelerin daha önce öngördükleri sürece devam edecek. Ancak gazeteler, topladıkları paraları bir bankaya yatırarak, bu paraları kullanamayacaklar. Gazeteler sadece belirlepecek süre içinde bankadan paranın yasal faizini alabilecekler. Düzenlemelerin taksitli satışlar, şans ve talih oyunlarının devlet tekeline alınması ve yenid;n düzenlenmesi, Milli Piyango Yasası'nın değiştirilmesini içeren geniş birıpaketolduğu da oğrenildi. TAKStTLİ SATIŞLAR Yeni paketle birlikte yeniden düzenlenecek taksitli satışlara da yeni bir biçim veriliyor. Buna gore onceden peşin odenen miktarlar, taksit süresi ve faizler yeni baştan belirleniyor. Bu konuda Maliye Bakanlığı'nca yeni bir grubun oluşturulduğu, bu grubun taksitli satışlar konusunda getirilecek esasları belirlemek üzere çalışma yaptıkları da saptandı. Şans ve talih oyunlarının yeniden düzenlenerek tum uygulamaların devlet tekeline alınmasıyla da basın kuruluşlarının yanısıra, ayrıca çeşitli kurum ve kuruluşların para ya da başka birşey vaad edip etmediklerine bakılmaksızın, yapacaklan her türlu piyango ve benzeri çekilişler de yasaklanacak. UİU8U Yıınanistan'ın (Bastarafı 1. Sayfada) binin kendi "hissettiği" enflasyonla faizler arasında bir karşılaştırma yaparak bankaya para yatırma ya da yatırmama kararını vereceği ileri sürülüyor. Tasarruf sahibi kendi hissettiği, çarşıpazarda yaşadığı enflasyonun yeni banka faizlerinden yüksek olduğunu düşünerek bankaya para yatırmanın anlamsızlaştığı sonucuna varırsa bankalara vadeli mevduat akışında yeni bir yavaşlamanın gözlenmesi kaçınılmaz olacak. Bu arada paranın altın ve gayrimenkul gibi seçeneklere kayması da gündeme gelebilecek. Ancak spekülasyon amacıyla değil de güvenceli ve sabit bir gelir elde etmek amacıyla yatırım yapacak olan küçük tasarruf sahibi, gene banka hesabıyla devlet ya da özel sektör tahvili arasında bir tercih yapmak zorunda kalacak. Hisse senedi piyasasıise daha çok bu piyasayı ve şirketlerin durumlarını yakından izleyebilen buyük ve uzman yatırımcılar için geçerli bir seçenek oluşturabilecek. Ifeni faizler Bankerzedeler: 40'a yakın banker nedense 2 yıldır bıüunamıyor Pakîstan'ın (Bastarafı 1. Sayfada) natçısı Aasma Ahmed ile Hanı fe Lulecioğlu adlı kadınların olayla ilgilerinin olmadığının sanıldığını belirttiler. Sanıklar yapılan sorgulamalarında Pakistan'ın tslamabad kentinde üslenen Pakistan mafyasının eroinlerini Istanbul üzerinden Barselona'daki buyük patron Arşid Gil'e ulaştırdıİclarını itiraf ettiler. Pakistan'daki babanın Afzal Bahti ile ortağı Mirza Shams Beach olduğu oğrenildi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Şimdiye Kadar haklarında karşılıksız çek vermek, toplu dolandırıcılık ve yalan beyan nedeniyle çok sayıda dava açılan 500'e yakın bankerden tutuklu banker kalmadı. Bankerzedeler Üst Komite Başkanj. emekli Kurmay Albay Necati Ozdemir, "Binlerce bankerzede aç gezerken, onları dolandıranların ceplerindeki milyonla serbest dolaşmalannın adı adalet olamaz" dedi. Özdemir bankerlik olayı için mutlaka "Meclis soruşturması" açılma • İETT kartımı, okul kimliğimi sını isteyerek "2 yıldır bankerle kaybettim. Hukumsüzdür. ZEYNEP TÜZÜM rin korunduğunu" one surdü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear