24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Pages
Cumhuriyet 2 iliyoruz, slze gereksinmemlz var. Çün kü demokrasiye gereksînmemiz var. Siz, demokrasi ile özdeşleşmişsinizdir. Son yüz yıldan beri! Bu süre içlnde demokraslnin kendisi oldunuz. Ama sizin; partililerinizle, parlamenterlerinizle birlikte, tümden en ahlâklı, en erdemli, en dürüst, en çalışkan, en bilgili, en akıllı, en bilge varlıklar olma dığınızı da biliyoruz. Fakat yine biliyoruz ki, böyle olmanı sa da olanak yoktur: Siz, insanlardan, on ların gruplarmdan, onların çıkarlarmdan, onlarm bu çıkarlarının çatışmalarından meydana gelmişsinizdir. Evet, insan, en yüce bir varlıkür. Siz de, onun yarattığı en yüce, en zorunlu bir ürünüsünüz: Sizi yaratan İnsan kadar özgür ve bağımsız!.. Polltika, en üstün bir işlevidir «insan» ın. «insan> denen yüce varlığım bu üst İSlevlnin tek aracı sizsiniz. însan, yöneti cl kadroların tutsağı olma evresini atlat mıştır. insan, onun grupları, artık kendilerini kendilerinin yönetmesi mutluluğuna erişmiştir. îşte siz de bunun tek ku rumusunuz. ••• Pakat dikkat edilsin, hep «İnsan» ek senl üzerindeyiz. Ve insan, bu gün ile rlde nasıl olacağmı bilemeyiz hâlâ ek sikliklerle, kusurlarla doludur. Onun kurumlarında da, bu nitelikler, elbette olacaktır. En yüce bir varlık da olsa, sonunda, bir «melek» olmayan insanın o en üst Işlevlnin en zorunlu aracınm da «me lekâne» (meleksel) olmayacağı açıktır. Onun lçin, sizin, meleksel bir kurum olma nıza olanak yoktur, diyoruz. Ve blzim de, slzden, böyle olmanızı lstemeye hakkımız olmadığını da bili OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dan, her tür totaliterliğln, öte yandan da, sahte liberalliğin sertliklerine düşmemek... Sonra da, sizlere düşen, sizlerden bek lenen her kategorinin kendi konumundan doğan özlemlerini, umutlarmı, beklentile rini, gereksinmelerini, demokrasinin temelini bozmayan politikalara ulaştırmak tır. Bunuh da yolu, ulusal birliğimizl sağlayan. ve percinleyecek olan sosyal adaiet, özgünlük, eşitlik, güvencecilik, laiklik bileşimi içinde kaimaktır. Böyle bir bileşim içinde. ayrı konumlarm politikalannı bulabilirsiniz. Adı geçen bileşimin ögelerinl, ya da tümünü. sizlerden birisi, kendi tekeline alamaz. Böylece ötekileri muzır, yararsız, tehlikeli, hain sayamaz: Ne İçini7deki bir oluşum ile ne de dışardan gelecek bir etki ile... Evet basımızm üstünde yeriniz var. Ama sizin de bağlı olacağınız bir meşrui yet kuralı var. Bunun ruhu şuradadır: Ön ce «Kuvayi Milliye»nin «amili» olmak, sonra da «Hakimiyeti Milliyes>nin yolun dan sapmamak! Bunlardan bîrincisl: ulusu ve onun bütün kuvvetlerini oluşturan, ve sizlerde kişileşen çağdaş sosyal birimlerin gücü nü politikaya katmaktır. Bunlardan ikincisi de ulus istencinl, yalnızca kendinizin deyimlediğini ileri sür memek: Ulusal egemenlik, hiç kimsenin tekelinde değildir. Onun, artık bir kon sensüs (rızalar ve istençler bileşiml) oldu ğunu algılamak gerekir. 28 MAYIS 1983 B Hoşgeldiniz Partiler PARTİLERE DÜŞEN, ONLARDAN BEKLENEN; HER KATEGO. RİDEKİ İNŞANIMIZIN KENDİ KONUMUNDAN DOĞAN ÖZ. LEMLERİNİ, UMUT VE BEKLENTİLERİNİ DEMOKRASİNİN TE. MELİNİ BOZMAYACAK POLİTİKALARA ULAŞMAKTIR. Sağda Parçalanına? 1980'den önce toplumda sağ siyasal görüşler parçalanmış, üç dilinıe ayrılmıştı. Bunlardan birisi diıısei eğilimlcri antiAmerikan siyasaya yönelten nitelikler taşıyordu; ikincisi nasyonalist görünüm altında Amerikancı içerik taşıyordu; ücüncüsü 1960'ların sonuna dek bütün sagcı akım lan şemsiyesi altında toparlayan ve dışa bağınılı biiyük sermayenln gerçek sözcülüğünü yapan kuruluşu vurguluyordu. Sonuç: Sağ parçalanmıştı. • Neden? Türkiye'nin îkinci Dünya Savaşi sonrasında benimsediği «dışa bağımlı kapitalist kalkınma yolu»nda «yol ayrımi»na mı gelinmişti?. 1980'de tam anlamında bir ekonomik tıkanma sözkonusuydu. Bu tıkanma çıkmaza dönüştü. 1973 petrol bunahmıyla Türkiye akıl almaz bir cendereye girmişti. Dövizle ödenen ham petrol faturası dışsatımdan sağlanan dövizin çoğunu götürüyor: işçi dövizleri dış ödeme açığmı kapamaya yetmiyor; dış borç yükünün ağırlığı ülke ekonomisinin belini büküyordu. Kapitalist kalkınma modeli iflas etmiştl. Adına «ithal ikânıesi» denen şablon parçalanmıştı: yeni bir yöntem bulunamıyordu. Bu kez Şikago okulunıın icat ettiği ve tüm Güney Amerika'da zorla uygulanan «Friedmancı model» benimsendi: ama ancak otoriter bir yönetimde uygulanması olanaklı bu model sağ siyasal çevrelerin bütününü kapsıyamıyordu. Herşeye karşm dışa bağımlı büyük sermaye 24 Ocakta kararım verdi: Modelimiz alternatifsîzdir. Sağ siyasal güç, isteristemez 24 Ocak modeline bağlandı. Ticaret ve Sanayi Odalarında kiml zaman bozuk çalanlarm sesleri duyulsa da «kıymeti harbiye»si yoktu. Büyük sermayeye olağanüstü destekler sağlandı. Yalnız banker ve banka olaylarmda 200 milyar liraya yakm transfer holdinglerin kasalarına aktı; servet affı görülmemiş bir aşılamaydı: dışa dönük satımda işadamına her bir dolar için iki ya da üç dolar prim verildi. Küçük ve orta sermaye bastırılmıştı. Işçl kesiminde ise çıt çıkmıyor, gerçek ücretler durmadan düşürülüyordu. Ekonomide «yeniden düzenlenıp» için katı bir uygulama hiçbir ödün verilmeden yürütüldü. Ne var ki, yatırımlar durmuş, istem gerîlemiş, Işsizlik artmış, sürekli devalüasyon frenlenememiş, ekonomide canlnnma yaratılamamıştı. • İşte bu noktada yeniden siyasaya açılma ve partilerin kurulması noktasına gelindi. Herkes merakla bckliyordu. Acaba sermajenin kanaüarını toparlayıcı bir «merkez partisi»nin omurgası kurulabilecek miydi? Bu eksen üzerinde yürüyerek ekonomi politikaları küçük ve orta sermayenin de benimseyeceği bir tabana oturtulabilecek miydi? Yoksa otoriter ortamdan çok partili siyasaya geçişte sağın parçalanması kaçınılmaz bir süreç oluşturacak mıydı? • Gelişimler, sağın kendi içinde uyuşmazlıklarmı çözümleyemediğinl vurguluyor. Ortada üç partl vardır. Ancak bu partiler 1980'den önceki parçalanmanm siyasal renk ve motiflerini taşımıyorlar. 1980'den önce seçim sandığma yerleşmiş görünen politika ögelerl konuşulmuyor. Emekli generallerin ve eski politikacıların kişilikleriyle firmalaşan parti oluşumları sözkonusudur. Ama sağdaki partiler nasıl blrer ekonomik programla ortaya çıkacaklar? «Alternatifsiz» sayılan, tüm katılığıyla uygulanan, sonuçları somutlaşan ekonomik program konusunda acaba seçmen kitlesi ne düşünüyor? Bugüne dek uygulanan ekonomi politikasınm sorumunu kim üstlenecek? Sağ kanattaki partiler daha bu soruların yamna bile yanaşmadılar. Çünkü önümüzdekl aylarda siyasal sorunların ekonomiden ağır basacağı anlaşılıyor. Prof. Dr. Bahri SAVCI yoruz. Çünkü, «siz», kusurlarm sahibi o lan «bizîsiniz. öyle Ise, sizden, bütün kusurlardan sıyrılmanızı lsteyemeyiz. Bu, insansal ve sosyal doğaya aykırıdır. Ama yine de, size «Hoş geldiniz» dl yoruz: «Siz»de, kendimizi bulmanın sevin ci ile; «siz»de demokraslyi algılamanm muştusu ile... Ama, bizim üzerimizde «Tekel» kurmaya kalkmayın. «Biz> çeşitliyiz. «Siz»de, bu çeşitliliklerin deyimleri, araçları, tür leri olunuz. Kimilerinin ileri sürdüğü gi bi, «biz, tüm tabanız». «Biz tüm Türkiyeyiz» diyemezsiniz. Çünkü biz, gerçek ya şamda gözükmeyen uyduruk «üniform» (aynı biçimde) bir gerçek değiliz. «Biz», çoğulcu demokratik toplumla n n yapısmı oluşturan; ve ancak temelde kl demokratik özün bütünleştiriciliği için de yaşayan, çeşitli ekonomik sosyal bölümleriz. Bu nedenle, bu çeşitlilikten doğan, birbirinden ayrımlı, ekonomik sosyal özlemlerimiz, yararlarımız; hattâ çelişkilerimiz vardır. Bir başka deyimle, biz, bir demokratik öz, bir demokratik yaşam biçeml, demokratik biçimler içinde bütünleşmişizdir. Ama, böyle bir bütünleşme içinde, gene de ekonomik sosyal kategorileri mizden, konumlanmızdan gelen ayrı terclhlerimiz vardır. Biz, işte bu tercihlerimizle siyasal yaşama katılmak isteriz. Siz de, bu ter cîhlerimlzi yakaladığınız, deyimlediğiniz, politikaya yansıttığınız sürece partisiniz. ••• Şu gerçeği kimse yadsıyamaz: Bütün dünyada ve Türkiyede yoğun bir endüs tirileşme olgusu vardır. Bu, bitmeyecek, sona ermeyecek sürekli bir olgudur. Bundan dolayı, her toplumda ve Tür klye'de, önce bir tanm endüstri ayrımlaş ması doğmuştur. Sonra da bir sermaye emek ayrımlaşması doğmuştur. Bunun sürmesi de doğaldır: Demokratik anlayış saygı ve hoşgörü içinde. Şimdi «siz»lere düşen nedir? Bu kez, bir başka açı içinde yinelemekten kaçmmıyalim: Sizlere düşen: bu ayrımlaşmaları demokrasinin temeldeki «ide'e»si (düşün'ü) özü üzerinde, demok ratik kurumlar içinde, bir demokratik ya şam biçeminde bütünleştirmekle beraber, «sosyal konumslarımızdakl ayrımlardan doğan özlemleri tercihleri dile getlrmek.... Bu Szlemlerl, tercihleri, ekonomik ve sosyal yararları dile getirirken de, bir yan ••• Evet türlü «seyyiat» (günah ve kaba hat)larına karşın, bunlarm en aza inme si dileği ile «Hoş Geldiniz Partiler». OKTAY AKBAL mvın Açıklıkta Yarar Vardır... (bılimteknik Hormonlan lnceleyen bilim dalı olan endokrlnolojideki geleneksel görüşe gö re hormonlar uzmanlaşmış hücreler tarafından üretilen maddelerdir. Beyinde, pankreasta, böbreküstü bez lerinde ve daha birçok uzmanlaşmış dokuda üretilen hormonlar, fizyolojik lşlevleri ve biyokimyasal yapılanyla evrimin ileri bir aşamasını temsil eder. Son 10 yıldaki bulgular ve son iki yılda da bulgulann kuramsal değerlendirmesinden or taya çıkan tablo, bu geleneksel görüşle çellşiyor. 1970'lerin başmdan berl ya pılan araştırmalar hormon ların yalnız uzmanlaşmış hücrelerde değil, slnlr hüc relerinde de üretildiklerinl gösteriyor. Bu önemli bulgularm ıgığında hormon sentezinin genel nlteliklerini inceleyen bilim adamları, hormonların doğada çok yaygın olarak bulunduk larmı, ve bu maddelerin iş levsel açıdan uzmanlaşmalarınm evrlm sonucu ortaya çıktığını vurguluyorlar. HORMONLARIN TATGINLIĞI: İNSÜLİN ÖRNEĞt Hormonlara yepyeni bir bakışı gerektiren araştırma lar, ABD'de Ulusal Sağlık Enstitüsü'nde (NIH), insülin üretiminin yaygmlığını gösteren deneylerden hız almış bulunuyor. Insülin, pankreas tarafından üretilen ve özellikle de glikoz şeker metabolizmasıyla 11gili bir hormondur. tnsülinin salgılanmama durumunun şeker hastaliğma yol açtığı yaygın olarak bilinlr. NIH'te yapılan araştırmalar insülinin yalnız pankre asta değil, beyinden karaciğere dek birçok yerde üretildiğini göstermiş bulu nuyor. İnsülinin özelikle be yinden salgılanması ilginç, çünkü pankreas tarafından üretilen insülinin beyne ulaşma şansı çok az. Dolayısıyla beyinde salgılanan in sülinin başka işlevleri olabilir. İnsülinin insan vücudunda yaygm olarak bulunmasına koşut olarak yapılan araştırmalar bu hormonun daha basit organizmalarda da bulunabileceğini göstermiş bulunuyor. Sineklerde ve solucanlarda ve hatta bakterilerde insülin niteliği ne sahip hormonların varlığı ortaya çıkarılmış durumda. HORMONLARLA tLGİLt YENt BİR KURAM însülinle başlayan arayış lar kısa bir süre İçinde yak laşık bir düzine hormonun insan vücudunda tek hücre li organizmalara değin çeşitli canlılarda üretildiğini gösterdi. Bu tür hormon sa yısının bir düzünenin bir hayli üstüne çıkacağı ve hormonların yaygmlığının evrensel bir olgu olarak banimseneceği görüşü de giderek ağır basıyor. O zaman akla şöyle bir soru ge liyor: Bu yaygın hormon sistemi evrimin değişik aşamalarını temsil eden organizmalarda ne gibi orcak işlevler görüyor. YENİ BİR KURAM NEH'teki bilim adamlan bu konuda ilginç ve hormonlara yeni bir bakış gerektiren bir kuram ileri sü yöneten Resit CANBEYLİ Hormonlar: Evrimin üst asaması 1970'den bu yana yapılan araştırmalar hormon. lann sadece beyin, pankreas gibi uzmanlaşmış dokularda değil sinir hücrelerinde hatta kanser hücrelerinde de üretildiğini gösteriyor. rüyorlar. Bu araştırmacılar, hormonların değişik organlarda hemen hemen aynı tür mekanizmayla etkili ol duklarım vurgulayarak, bu maddelerin harşeyden önce hücrelerarası iletişimi sağladıklarım belirtiyorlar. Başlangıçta hormonlar hüc relerin büyümelerini, birbirleriyle birleşmelerini. ve ya biyokimyasal açıdan etkileşimlerini sağlayan doku faktörleri olarak çalışmışlardır. Nitekim insan vücudunun salgıladığı uzmanlaşmış hormonlar ör neğin insülin aynı zaman da doku faktörü olarak da etkili olabiliyor. Zamanla organizmaların evrimsel ge lişimi sonucunda bu doku faktörlerini üreten hücreler hem sayıca çoğalmıa hem de İşlevleri bakımından uzmanlaşarak organizmalara yepyeni fizyolojik olanaklar tanımışlardır. Do layısıyla canlılann evrimine koşut olarak hormon salgılanmasında görülen de ğişiklik, bu maddelerin blyo kimyasal niteliğinden çok üretim mekanizmalarında ve üstlendikleri fizyolojik işlevlerin niteliğinde olmuş tur. Hormon üretim mekanizmasındaki değişiklik de hormonu üreten hücrenin taşıdığı genetik bilginin kul lanıhş şekline bağlıdır. NIH kuramcılarına göre hücrelerin genetik kodunda her hormonun üretimiyle ilgili bilgl blrkaç kez değişik şe killerde (genlerde) kodlanmıştır. Dolayısıyla evrim sü recl içinde bu genetik kod lardan hangisinin etkin olduğuna bağlı olarak hormon üretimlnl değiştirip yeniden düzenlemek sözko nusu olmuştur. Aynı şekilde kanserli hücrelerde normal koşullarda görülme yen hormon üretiml de bu mekanizmaya bağlanmaktadır. BİTKİLER Hormonlarla ilgili yeni kuram bitkilerden elde edilen bazı maddelerin hayvanlarda ve insanlarda oldukça özgül etkileri bulunmasmı da açıklayabilmektedir. Hormonların ortaya çıkışı, bitkl hayvan ayırımından önce olduğu için bitkilerin ve hayvanların ba zı ortak maddelerden etkilenmeleri bu kurama göre doğal. örneğin bitkilerden elde edilen bazı maddeleralkaloidler insanlarda hormonların ve sinirsel İletişimi sağlayan nörotransmiterlerin görevini yerine getirebiliyor. Hormonlarla ilgili yeni kuram şu anda bilim dünyasında yaygm bir görüş olarak benimsenmiş durum da değil. Yalnız kuramın, çok değişik alanlardan sağlanan destekleyici bulgulann ışığında ve kanser hücrelerinde hormon veya hormona benzer maddeler üretimine getirdiği açıklama sayesinde hormonlara bakış açısını kalıcı bir şekilde değiştirmesl güçlü bir olasılık. Uğur Mumcu arkadaşımız, «Açıklıkta yarar vardır, parti kurucuları ile beraber, gazeteler, gazete yöneticileri, yazarlar, muhabirler, sendika, dernek ve vakıf yöneticileri de mal bildiriminde bulunmalıdırlar. Basının, yazaıların, gazete yöneticilerinin kimlerin sözcüsü ya da gözcüleri oldukları da ancak böyle anlaşılır. Başka yol var mı?» diye yazdı geçen gün... Bu öneriye katılmak, candan desteklemek gereklidir. Evet, yeniden demokratik düzene geçerken, yeniyeni partiler kurulurken, yeni bir Anayasa çizgisinde siyasal yaşama başlanırken, politikaya atılanların, partilerde görev alanlann yanı sıra, sendikalarda, derneklerde yönetici olarak bulunanlar; bu arada gazetelerin sahiplerl, yöneticileri, yazarları, çalışanları da mal bildiriminde bulunmalıdırlar. Kim kimdir, nedir, necidir; neyle, nasıl geçimini sağlamaktadır; geliri nereden gelmektedir; kimler tarafından beslenmekte, korunmaktadır? Büttin bunlar, kamuoyu önünde açıklanmalıdı'K *" ' "''" ~ " ' •• • • 'Cumhuriyet yazarları ve çalışanları' bu alanda öncülüğü kimseye bırakmazlar. Hepimiz kazancımızı, varsa malımızı mülkümüzü, bunları nereden ve nasıl edindiğimizi tam bir yüreklilikle açıklayabiliriz. Hiçbirimizin gizli kapaklı bir lşi, bir hesabı yoktur. Ailemizden kalan ya da kendi kazancımızla edindiklerimiz belgelerle saptanacak durumdadır. Böyle bir girişim olursa, 'Gumhuriyet'çiler daha ilk günden bu 'mal blldirimi' hesabını bu sütunlarda vereceklerdir. Haydi buyrun meydana!.. Hemen her gün bizlere çatan, en ağır sözlerle saldıran; ilerici, gerçek anlamıyla Atatürk'çü görüşlerimizl yermeye, Türkiye'nin çağdaş uygarhğın çizgisine gelmesinl önlemeye çahşan kişiler. böyle bir 'hesaplaşmaya' var mısınız? Sütunlarımzda yükseltin sesinizi de, duyalım! Ne zaman gazeteciliğe başladınız, on yıl mı yirmî yıl mı? Kazancınız neydi, bugün nedir? Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz? Kimlerden, neden. niçin. ne gibi çıkarlar elde ediyorsunuz? bunlan birbir açıklayın, okurlannız da öğrensin, ne den1 özverili, yurtsever kişiler olduğunuzu! 1 Ne var ki, bu tür seslenişler boştur. Bir zamanlar 1960'dan önce CHP Genel Sekreteri Gülek, 'Nerden Buldun' adlı bir yasa önerisinden söz etmişti. tktidara gelınce iki onemli yasa çıkaraeaklarını söylemişti; biri 'Nerden Buldun', öteki ae 'Neden Yaptın?'.. Sen misin bu açıklamayı yapan, iktidar partisinden önce. kendi partisinden en sert tepkiyi gördü, bu öneriyi yapmasından bir kaç ay sonra genel sekreterlikten uzaklaştınlaı. Kim kimdir? Nasıl geçtnir? Nereden gelır sağlar? Hangi kuruluşlar ona ek görevler sunmuştur? Bu kişilerin önemi nedir? Kaç yılda 'zengin' bir insan oluvermiştır? Kamuoyu, politikada, Dasında, kt.sacası ulus işlerinde etkınlik sahibi olan kişiierin 'gizli' yönlerini ötedenberi merak eder; türlü söylenttler duyar, kızar, öfkelenir; ama doğrusu yanlışı kanşmış bütün bu haberler karşısında ne yapacagını, ne düşüneceğini şaşırır. Ugur Mumcu. 'Hürriyet'in ortaya attığı bu 'mal bildiritni' önerisint çok yerinde buluyor, diyor ki: 'öteki gazetelerden, bu iki öneriyl desteklemelerini diliyuruz. Halep ordaysa, arşın burada». öyle; burada, ama kim gidecek Halep'e, kim eline arşını alacak?.. Göreceksiniz, bu öneri de nice ilginç. yararlı sorun glbi boşlukta yitip gidecek; sağır sultanlar böyle 'tatsız' önerileri duymazlıktan gelecek... Güvercinler de alfabeyî öğrenebilir «Kuj beyinli» genellikle aşağlayıcı bir deyim olarak kullanılır, ama kuşlar ve özellikle güvercinler üzerinde yapılan araştırmaların ışığmda kuş beyninin hatırı sayılır bir kapaslteye sa hip olduğu anlaşılıyor. Kuş lar algılama, özellikle uzam sal algılama yetenekleri bakımından üstün türler ol dukları gibi, bellekleri ve kavram öğrenme becerileri ile de psikologların ve fizyologların ilgisini çekmişler dir. Burada bellekle ilgili T.C. bir örnek vermek yeterlidlr. Fındıkkıran kuşu, kışa hazırlık olarak 45 tanesi bir arada olmak üzere yaklaşık otuz bin çam fıstığını değişik yerlere gömer. Kış bastırınca da, aradan aylar geçmesine ve çevrenin görünümü değişmiş olmasma karşın, gömdüğü fıstıkları tekek teker çıkarıp karnını doyurur. Doğal olarak da böyle güçlü bir belleğin kod lama stratej ileri ve fizyolo jisi araştırmacıların ilgisini çekmiş bulunuyor. KUŞ BETNİ VE TAPAT ZEKA Kuşlarm bu türlü beceri leri ile ilgilenenler arasında bilgisayarlarla «yapay zeka», bir başka deyimle öğ renme ve algılama yeteniği ne sahip robotlar geliştiren bilim adamları da var. Bu rada vurgulanması gereken bir gerçek, kuşlarm, hiç olmazsa şimdilik, ufak beyinlerine karşın ileri teknolojiyle üretilen bilgisayar ve robotlardan çok daha üstün algılama ve kavram ge liştirme yeteneklerinin bulunması. Bu konuda son yıl larda yapılan deneylerde de görüldüğü gibi, güvercin lerin «insan» diye bir kavramları olduğu gibi, «ağaç» veya «balık» gibi kavramları da öğrenebilecekleri anlaşılıyor. Son bir yılda yapılan deneylerden güvercinlerin harfleri ayırdedebilecekleri görülmüş. Güvercinlerin, ödül olarak verilen az miktarda yeme karşılık gösteri len harfler arasında birbiri ne benzer olanları seçebiidikleri ve hata yaptıkları durumlarda da bu hataların insanlarınkine benzer olduğu anlaşılmış. örneğin güvercinler A ve C harfleri ni birbirleriyle hemen hiç karıştırmazken, aynı tür deneye katılan insanların sık sık yaptıkları gibi U ve V harflerini ayırmakta güçlük çekmişler. Nitekim birbirleriyle en çok karıştırılan harfler DO, BP, NW, IT gibi insanların da ayırdetmekte güçlük çektik leri harfler. Bu tür deneylerden umu lan, kuş beyni gibi basit bir beynin kavramları oluş tururken kullandığı mekanizmalan öğrenmek ve bu mekanizmaların beyindeki fizyolojik bağlantılarla nasıl gerçekleştiğini bulmak. Bu araştırmalar sürerken, bir zamanlar postacılıkla gö revli güvercinlerden de hâlâ pratik bir alana yayılmış binaları arasında iletişimin bir kısmını güvercin lerle gerçekleştiriliyor. 24 Ocak hangi koşullann ürünüydü? 24 Ocak kararları neyi amaçladı? 24 Ocak kararları demokrasi içinde uy. gulanabilir mi? OSMAN ULAGAY ECEABAT İCRA MEMURLUĞU GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI Sayr. 981/10 Ta. 1 Eceabat Kilitbahir köyünün köy içi mevkiinde tapunun cilt 94, sayfa 47, sıra 8'de kayıtlı, Çanakkale Boğazma nazır, 561 M2.'lik arsa metrekaresi 3000 liradan tamamı 1.683.000.00 lira. 2 Kilitbahir köyünün Saroz Körfezi mevklinde, tapunun cilt 92, sayfa 96, sıra 57'de kayıtlı Eceabata 15 Km. mesafede KumKampa yakm, yazlık ev yapımına elverişll 267,50 M2.'lik arsa, metrekaresi 1700 liradan tamamı 454.750.00 llra. 3 Kilitbahir köyünün Saroz Körfezi mevkiinde tapunun cilt 92, sayfa 96, sıra 58'de kayıtlı Eceabat'a 15 Km. mesafede 250 M2.'lik arsa üzerinde 120 M2.'lik yazlık ev mevcut olup yapı birincl sınıftır. Tamamı 2.535.000.00 lira. 4 Kilitbahir köyünün Saroz Körfezi mevkiinde tapunun cilt 92, sayfa 96, sıra 59'da kayıtlı Eceabata 15 Km. mesafede denize nazır ve yazlık ev yapımına müsait 250 M2.'lik arsanın tamamı 325.000.00 lira. 5 Kilitbahir köyünün köy içi mevkilnde tapunun cilt 101, sayfa 17, sıra 12'de kayıtlı 488,77 M2.'lik arsa üzerinde 240 M2., taban alanlı 3 katlı betonarme bina ve altı gara] olan 35 M2. taban alanlı yazıhane, bahçe içerisinde havuz ve 40 M.'lik, iki vasıtalık garajı mevcut bina betonarme, üç katlı her kat 240 M2. alanlı, çatı yarım taras, döşeme kaplamaları greseramik, duvar kaplamaları kâğıt kaplama, mutfaklar ve banyo duvar ve döşeme kaplamaları greseramik, merdivenleri suni mermer, her kat kaloriferli, gömme banyolu, deniz manzaralı lüks dairelerin tamamı 20.000.000.00 Ura. Satış 11.7.1983 pazartesi günü saat 14.0017.00 ye kadar Eceabat îcra Memurluğu'nda açık artırma suretiyle yapılacaktır. Ikinci artırma 21.7.1983 perşembe günü saat 14.00 17.00'de aynı yer ve saatte yapılacaktır. Bu işe ait satış şartnamesi Eceabat îcra Memurluğu'nda her zaman görülebilir. Ihaleye iştirak edeceklerin yüzde on pey akçeleri ile birlikte satış saatlnden evvel îcra Memurluğuna müracaatları ilan olunur. 3.5.983. (Basın: 18767) 24 Ocak Deneyîmi Uzerine Ederi: 250 TL. HİL YAYIN, Divanyolu Işık Sokak. Ören Han No. 29 Istanbul tLAN İSTANBUL 3'ÜNCİI ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN 982/660 Davacı Alberte Nahunı tarafından davalı Istanbul Bebek, Cevdet Pasa Cad. No: 142 C. Blok. No: 3 Günaydın apartımanında ikâmet eden davalı Madeleine Monette Nahunı aleyhine mahkememize açılan boşanma davasının yapılan duruşması sonunda: Dava sabit görüldüğünden tarafların boşanmalarına mahkeme masıaflarının davam üzerinde bırakılmasma 13.5.1983 Kün ve 982/660 esas, ve 983/ 234 sayı ile karar verilmis olup. tşbu hükmün davalıya gazete ile ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra teblig edilmiş sayılacağı kanuni süresi içinde temyiz edilmediği takdirde hükmün kesinleştirileceği tebliğ yerine kaim olmak üzere TLAN olunur. 25.5.1983. CBasın: 5874) GELÎN/GÖRÜN/KATILIN, ÇİFTLİĞİNİZ OLSUN ORTJfcK KAYDINK YENIDEN BAŞLkDIK BALOVA ÜRETIM CİFTLÎĞI'ne 500 m2 pay tapusu ve şırket ortaklıŞı, Peşin 100 bin TL, veya 10 bin TL peşin, kahnı 24ayd« 5 bın TL. TAKSİTLE 130 Bin TL. Js Geniş bügi ve enteresan uygulamamız için troşflr Isteyiniz. B Ü T A Ş BALOVA URETİM ÇİFTLİĞI ' VEflKEZ : G M K, Butvarı 17/5, Demlrtope Apt. KızıIay/ANKARA.Tel: 30 26 42 ''30 18 9X İST.IRT SOROSU ; Ordu Cad. Sellmpasa Sok peilcay Ishanı Kat 2/17, Aksaray/İSTANBUL T»l 28 38 91/17 33 68 82 25 53 50 1980 Murat 131 26.000 Km. 850.000 TL. 64 11 07 Erol Satılık Havadar Ev Meteoroloji yanmda geniş ufuklu, bahçeli, bahçe evcikli, kaloriferli, izocamlı, pencereleri çift katlı ve kepenkli, duraklara, okullara, camıye dörder dakika. Ankara: 27 39 01 Doç. Dr. GÖĞÜS . KALP ve DAMAR CERRAHİSİ UZMANI MUAYENEHANE: Büyükdere Caddesi No: 75/2 Kral Ap. Mecidiyeköy İSTANBUL. Muayenehane Telf.: 67 36 89 66 48 96 SAHİBİNDEN SATILIK 220 4 Mercedes çok temiz. Tel: 65 67 49
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear