26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 10 MAY1S 198' ransa'da yıllar boyu eu tflr malara taıuk oldum: Bu akşam blr yere çıkamam, Ta lcvlzyonda «Le dossler de l'ttran* prog ıramı var! Cutna akşamı lmkân yok! Bern&rd Pivot'nun cApostrophes» programıru lzleyeceğiml Blzde de buna benzer jeyler söylenlyor: Pazar gecesl Dallas'ı seyredeceğlz! Çarşamba akşamı «San Fransisco 8okaklan»nı kaçıramam! Kabil değil cumartesi akşamı gelemeylz «Yeryüzünde Hayat»ı izleycceğiz! Herkes birbirine «Dün aksamkl programı seyrettiniz tni?» diye soruyor. Daha varlıkh ailelerde de bir video salgınıdır sü rüp gidlyor. Dün akşam blz «Gandhi»yi seyrettlk. Bugün kasetl size verellm. Akşama kadar geri gönderin! Biz de «Victor Vlvtoria»yı seyrettik. Onu size verellm. Yarın da «Golda Meaı>l alacağızl Emanuelle slzde var mı?. Çağımızın olayı bu! însanlar koltukr larına kurulup televizyon veya video seyrediyorlar. Birçok klmse kendi çevrestnden U2aklaşarak bir yalnızlığa düşüyor. «Televizyon Kültürü> ile besleniyoruz. «lle tişim Devrimi»ni ve «îletişim Çağı>m yaçıyoruz. Bu çağın insanlarma da «Homo Televisicus» deniyor. Televlzyonu yeren veya yücelten çok şeyler söylenebillr: «Televizyon dünyaya Wr pencere açti. Olayla n saatl saatine izleyeblllyoruz. Televlzyon genel kültttrUmüzü genlşletlyor..» de nebllir. Ama buna karşıhk «Televlzyon dünyamm blr köye çevirdl. Kültür emper yallzmine yol flçtı. Ulusal kUHürler yok oluyor. özgürlüklerln sonu geldl. Hep ay nı tnasalları dlnliyoruz. Program üretlmi yalnız büyük endüstri Ulkelerinln ve çok f "Homo Televisicus,, «TELEVtZYON KÜLTÜRÜ» ÎLE BESLENİYORUZ. «İLETtŞİM DEVRİMλNİ VE «İLETİŞİM ÇAĞI»NI YAŞIYORUZ! BU ÇA. ĞIN İNSANLARINA DA «HOMO TELEVİSİCUS» DENİYOR. Hifzı TOPUZ uluslu ortakhkların tekelindedlr» de dftnebüir. Her ikl görüşü savunanlar da var. îkisi de hakh. Televizyon çok müthls blr araçtır. lyiye de kullanılabilir, kötü^e de. Gerçek sorun televizyondan yararlanabilmektir. Zararlı yaymlan önlemek içln kltap basmak nasü yasaklanamazsa tümden televlzyona da karşı çıkılamaz. Hepimiz az çok birer «homo televtslcns» olduk. Günün belirli saatlerini televizyonun kar çısında geçiriyoruz. Yaptığımız seçlme ve kullandığımız doza göre televizyon morfin de olabüir, besin kaynağımız da. ••• Uluslar lletişim araçları lle yapılan kültür emperyallzmi karşısında çok dikkatli davranıyorlar. Geçen Temmuzda Mekslko'da. UNESCO'nun dtizenlediği Evrensel Kültür Politikalan Konferansı'nda bunun sayısız ömeklerini gördük. Fransız Kültür Bakanı Jack Lang'm bu toplantıda yaptığı konuşma bomba glbi patladı. Jack Lang bu konuşmasında Amerika'nm oluşturduğu kültür emperyalizmine kar çı çıkarak uluslararası blr kültür kurmaylığmm kurulmasını önermişti. Konfe ransm sonunda «Mekslko Blldirlsl> diye adlandırılan blr bildirl yayınlandı. Bu bel ge şu ilkelere dayanıyordu: • Her ülke kendl kültür varlığım ve Mmliğinl koruyacak ve gellştlrecek önlem ler almalıdır; • Ekonomlk gellşmenin bir kültürrel yanı olmalı ve her tür gelişme msana saygınlık içinde ve lnsancıl olmalıdır; • Eğitlm ve kültür alanında insanlara eşlt şanslar sağlanması îçin siyasal demokrasiye yeni açılımlar kazandırmak gereklr; Çağdaş iletişlm araçlaja uluslann kültürel kimllklerine zarar veremezler. Bu ilkelerln kabulü dünyada geniş yankılar uyandırdı. Televizyon programlannın dı&. etkiler altmda olması Meksiko Bildlrislnden berl sık sık tonlantı gündera lerine getirillyor. ••• Televizyonun uluslararaaı alanda kor kunç bir üstünlük kazanması 1962'de baş lar. Telstaı denen lletişlm uydusu o yıl gökyüzüne fırlatılmıştı. 1962 Temmuzunda ilk kez «Mondovision» aracılığı ile dünya çapında bir programı izledik. O yıllarda uydular daha dünya ile aynı hızda dönmedlkleri lçin yaymlarm stiresl çok kısaydı. Sonra Arthur Clark adu bir tngi liz bilglnln blr bulgusunun sonucu olarak uydunun hızı ile dünyanın hızı arasm da bir denge kuruldu ve yörüngesine otur tulan uydulann aracılığı ile süreKli programlar lzlemeye başladık. Telstar'dan sonra Syncom ortaya çık tı. Onun aracılığı ile belli başh ülkeler 1964 ağustosunda Tokyo Olimplyatlarını lzlediler. Derken Amerlkalılar Intelsat Brgutünü oluşturdular, Bovyetler de tntersputnik'i. Eurovision'un ve întervision'un ardından da yer yer bölgesel örgütler kuruldu. Şlmdl sıra geldl uydulann aracılığıy la yapılacak doğrudan doğruya (dlrekt) yayınlara. Yani, artık ulusal TV yayın mer kezlerlnin aracılığı olmadan insanlar ya bancı yayınları izleyebllecekler. 8on yıllarda bu alanda önemli gelişmeler oldu. Evlerdekl televlzyonlara İkl metre uzunluğunda bir anten ve 60 santimetrelik bit parabol eklenince uydulann yayacağı programları lzleyebileceğiz. Televizyon yaymlarmda sınırlar kalkıyor artık. Ama, ne var ki, ilerl endüstri ülkeleri blr doygunluğun eşiğindeler. Çok gelişmiş ülkelerde insanlar 20'den fazla yayı nı izieyebillyorlar. Ayrıca kablo şebekelerl ile ekranınızı dilediğinlz türden yayına açıyorsunuz. Bunlara blr de video ola nakları eklenince program sayısı sonsuza uzanıyor. Bazı ülkelerde insanlar artık birblrlerine «Dün akşam şu programı izlediniz mi?> diye sormuyorlar. Biz bir zamanlar «Dün akşamki radyo pragramı nı dinledlniz ml?» diye sorardık; şimdl sormuyoruz. tşte yarın televlzyon da böyle olacak. Yanı, televizyon tekell çökecek. Herkes kendine göre bir seçim yapacak. Tele vizyonda dünya «self servis»e gidiyor. Evrensel programlara karşı yerel programları izleyenler ağır basıyorlar. «Televizyonda kültür emperyallzmi> sözü de böy le böyle içeriğlnV yltlrecek. Her ülke ken dl gelişim olanakları içinde blr süre sonra bu aşamaya varacak. Ama blz, daha çok gerllerdeyiz. Her halde daha uzun yıllar te kellerin ve kültür emperyallzmlnin etklsi al tında kalacağı". Bakalım o zamanlara kadar kendl kültürümüzü nasıl koruyabileceğiz ve hangi yönlerde geliştireceğiz! HayvanlarL Bir bedevi devesinl yitlrmlş. Çok üzülmüş yoksul, günlevce aramıg, hayvanım bulamamış. Ne yapsın? Şimdi bir taksi şoförünün arabasını çaldırmasıyla esklden bir yoksul bedevinin devesinl yitirmesi eş arılama geliyormuş. Adamcağız devesine mi yansın, yoksa deveslne yükledlği mala mı yansın? Çevreye duyurmuş: Her klm devemi bulup bana getirlrse kendisine iki deve yükü mal verilecektir. Demişler ki: Bu ne blçim bedevi? Blr yük devesl ikl deve yükünden daha mı değerli ki... Bedevi boynunu bükmüş: Bir şey yltirmediğlniz için böyle düşüneblUrsinlz; ama yitirdiğimi bulmanm tadını tatmak lstiyorum. • Tilkiye sormuşlar: Sana yüz altm vereceğlz, köy köpeklerine bir haber götürebllir misin? Tilki yanıtlamış: Ücret bol, ama can pahalı, yapamam. • Blr tilkl yolda kurtla çoban köpeğinin yanyana yürüdüklerini görmüş. Şaşırmış. Merakla koşmuş, yanlarına yaklaşmca hayvanca bir selam verlp sormuş: Merhaba çoban köpeğl, merhaba k\ırtt Aranızda taze bir dostluk görüyorum. Yıllanmıs geçlmslzllk yerlni bir dayanışmaya mı bıraktı? Nasıl oldu bu? Köpek anlatmış: Bizlm blrlik oluşumuz çoban yüzündendlr. Kurtla çoban öteden beri birblrlerini sevmezler. Benim çobana bozulmam yenidir. Dün kurt sürüye dahp blr kuzu kapmıştı; ben ardmdan koştum; göreviml yerine getlrmek lstedim: ama, yetişemedlm. Gerl döntince çoban bana öyle blr kötek attı ki, her yanımı kırdi geçirdi. Ben de duyduğum tepkiyle çobandan uzaklaştım; kurda yakmlaştım. • Bir çocuğun babası kaptanmış; seferden dönmüş. Çocukta blr sevinç, blr sevlnç... Evln kapısma dikilnıiş, sokaktan geçen herkesi durdurup diretirmiş: Babam seferden döndü, bana müjde verln. Ya^lı bir kişi: Oğlum. demiş, babanın geri gelmlş olması herkesl sevindirmez. Madem ki ananm kocası seferden dönmüş. sen p ! t müjdeyi anandan ıste. • Blr deve, yulannı sürüyerek kırlarda otlarmıj. Blr tarla faresl görmüş ki deve sahipslz, büyük blr tutkuya kapılmış. îçinden demiş ki: . Ben bu deveyl güderim. Deve uysal görünüyormuş. Fare devenln yulannı ağzına almış, koşmaya başlamış. Deve de ağır aksak yürürmüş. Farenin koşmasıyla devenin ağır aksak yttrümesi birbirine koşut düşüyormuş. Gide glde farenin yuvasma gelmişler, fare soluk soluğa Kaltnış. Deve bakmıs a , önünd* kttçücük Wr dellk ue/cıpl<ı;mcı f l Burtıan IARFAD "Yeşüi Koru!99 • elirli blr amacı duyurmak, topluma benlmsetmek için sözün degeri çok önemlldlr. Ş.u son yıllarda sıkça görüldüğü gibl sadece lafta kalmamak koşuluyla. «Lafla peynlr gemlsl yürümez» atalar BÖZÜ bu bakundan çok anlamlıdır. Atalar sözü «Lafla peynlr gemlsl yürüme» der ama, klml çevreler buna hiç kulak asmaz, kâğıt Ustünde haftalar düzenler, televizyonda görünür, basma demeç verirler. «Çevre günü> bu k&ğıt üstü uygulamalardan biridir. Renkll basılmış pankartlar ve romantik ezgiler eşliğlnde televizyon yayınıyla seslenlyorlar: «Yeşili koru!> diye.Yesiü korumak, yeşllln değerlnl bilmekle olur. En genlş bulvarları bile ağaçsız, lüks apartman balkonları yeşil yoksunu, insanların tıkıs tıkış beton yapılarda . üstüsfte yaşama savaşı verdlği çu îstanbui'd»; «YeşUi koru!» demenin na anlamı var? Kültür ülkeleri büyük sehirterlnde yerleşlm planları belirli kurallara ve ilkelere dayanır. Bun ların en önemllsl, gehirde yagayan kişl başına belirli blr yegil örtünün konınmasıdır. Dükkan yaptırıp aylığı yüz bin lira üstünde kiraya vermek lçin yanm yüzyılda yetişmig Tâlimhan« çınarlarmm Belediye baltalarıyla kesillverdigi tstanbul'da «Yeşili korumak» sloganının lçtenliginl düsünebllir mlyiz? Dünya kültür ülkeleri büyük çehlrlertnde klşl başına düşen yeşil örtü yüzölçümü 15 26 metrekaredlr. Türklye'de Imar Bakanlığı bu ortalamayı 7 metreye düşürmüştür. Oysa Türkly» gellşmlş blr endüstri ülkesi değildlr, nüfus yoğunluğu sorunu yoktur. Klml bölgelerde bln metrekarede sadece 10 15 klşl yaşar. Yaşar amma, plansız kentleşme, arsa vurgunculuğu ve oy avcüığı sonucu, kiml büyük jehirlerimlzde yoğunlaşmayı da aşan yığılmalar olmuştur. Sözgelişl Istanbul'un Şişli llçeslnde bin metrekarede yaşayan insan sayısı 11.600'dür. Yanl bir metrekarede ortalama 12 kişi yasamak zorundadır. Böyleslne üstüste, böylesine tıkıs yığılmalarda «Çevre sağlığı»ndan, «Yeşlll Korumak»tan söz açabilir miyiz? îstanbul'da klşi başma blr metrekare yejil alan düştüğünü açıklayan yetkllller, «En gerçek yol gösterici bilimdir.> özdeyişine saygıhysalar, ters gidlşe eylemleri ve uygulamalarıyla karşı •çıkmak zorundadırlar. îstanbul'un yaşanılmaz bir şehlr durumuna düşmesi son otuz yılda oluşmuştur. tstanbul Belediyest şehir sınırlarını genişletlrken, yenl uydu şehircikler ve semtler oluşturmak yerine, şehlri alabildiğine yaymıştır. Mecldiyeköyü, Topkapı, Edirnekapı, Bostancı'da blten şehir, kırlara yayılmış ve şehir merkezinin en yoğun bölgelerinde olduğu gibi nemen hemen bitişik düzende planlamalarla, toprak vurgunculuğu kışkırtılmıştır. Şehir içi semtlerin tahta evlerl apart manlaştınlırken arka ve ön bahçeler yokedllip 8 10 katlı betonlaşmalara göz yumulmuştur. «Yeşili korumak» sadece blr estetlk, blr şe~ hlr planlaması sorunu değildlr. Toplumun vücut ve kafa saglığı açısından da büyük önem taşır. tstanbul'un sağlıksız tedirgln gldişi, gtinlük yaşayışta bol bol sergilenmektedlr. Göze batarcasına. Görmesinl bilenlere! B ellştlğimM «avunanlar «Bir zamanlar iğne lpUğimiz bUe yoktu» dlyerek, yaptıklan fabrika ve ürünlerl saymaya başlarlar. Söylediklerl, yadsuıması olanaksız, elle tutulur kanıtlardır. Yapanlan kutlamak fakat, ulusça neler ödendiğini de araştırmak gerekir. Çogu kez, işslziiij; artmış ve insanlar ekmek parası aramak için yabanoı ülkelere göçmeye başlanuştır. Yurduna yabancıları sokmamak lçin camnı vermlş şehitler, ellerlnde bavul yabancı diyara glden torunlannı görselor, acaba ne düşunürler? Yasamak içln katlanılan bu «Hlar da, yapılan labrlka ve ürünler kadar gerçektir. Bir ulkenin bagunsizlıgı, bes lenmesi kadar önemli ikinci •orunudur. Kurulan uıbrlkalar lla Uretllen mallar, insanlan doyurmaya yetmedikten başka, ülkeyi sürekll dış yardım almaya itiyor ve alacaklıların vardiğı reçeteleri kabul etmeye corluyor ise, bağunsızlık da ge ride gidiyor demektir. Ülkemizde iğne iplik yapüamadığı dönemde Başbakan olan tsmet tnönü'nün, yabancılann koşullu olarak vermek lstedlğl dı? borçlanmayı reddetraesl, hepimizln gÖgsünU kabartan blr anıdır. S Geriye Dönüs TÜKETİCİNİN NE YAPACAĞINI BİLMEMESİ GİBİ, SERMAYE ÇEV. RELERİ DE NEYİ ÜRETMESİ GE. REKTİĞİNİ BİLMEMEKTEDİR. Yılmaz CORUM l&şlandığı görülür. tşsizlük oraru lle beraber fiatlarm da arttnası, toplumsal sıkjşma ve gerilemeyi kuşkusua hızlandınr. Fabrika sayısı, üretim miktan ve teknik başarılar ne kadar görkeml olursa olsunlar, yoksulluk artıyorsa geriye gtdişi durduramazlar. örneğln, süsüne dllşkün blr kaduı boğazından keserek pahalı blr gtizellik kremi alabilir; ama, bu kreml aldığı için zengin oldugunu düşUnemez. Ülkemlz» gelince; lssldik ve ekonomik darboğazın sorumlu su hiç kuşkusuz bugUnkü yönetim dağildir. Ama uygulansn belirsiz ve kararsız önlemlerle duzeleceğinl zannetmeye de olanak yoktur. Şöyle W, pahalılHt ve (lcret kısıtlamasının nedenl olarak aşm tUketlm ortaya »tıldı fakat, hangl tür tUketlmln a?ın ya da zararlı bulundugu bir tUrlü açüdanmadı. Uygulanan topyekun pahalıhgın dargelirllyi ezeceğlni, oysa zaten gUç yaşayabilen bu sınıfuı aşırı tüketiminden sorumlu olmadığuu 1980 yılından beri yazıyoruz. Bugün yapılan lncelemeler de pahalı mallaım kolay satıldığmı, ucuz olanlann İ3e alıoı bulamadığını göstermektedir. îşin acıklı yörıü, banka ve şlrketler süuştıgı zaman hemen kurtaranlor, TUkflticiyi Koruma Kanunu'nu yıllardır çüıaraıîiadılar. Bözün kısası, tliketim kısıtlamaşı ve pahalüık dar gelirlinin üzerinde kalmıştır. Bir zeytlni İkl lokma yaparlarsa, bUtün sorun lanmız çözlllecek sanki. Tüketlcinin ne yapacağını bllmemeel gibl, sermaye çevreleri de neyl Uretmesi gerelttlğini bilmemektedlr, îşletmsleri p v rasal Onlemlerle sıkıştırmak üretimin türünü değıl, fabrika. nırv sanibini değiştnebilir. Kaldı kı, iş bu noktaya gelince «Batan batsın, kalan sağlar bi> rimdir» denemıyeceğim savunanlar birden çoğalıverdi. Böyle yazanlara sorınak gerekir: Tüketim malları fıyatlan yükselırken ucretlerı aşağı çekınek «Geçinebllen kurtuiur» demek değil mıdlr? însanlara reva gordüğumuz bu davramşı, sermayeden sakınmamn mantıgı nedır? Bu dlışünceyi değıştırmezsek, ekonomının kurtuluşu hiç kuşkusuz fabrika sahiblerinuı kurtuluşuna dönüşecektir. 24 Ocak Kararlan çalışanlan sıkıştırmaya bsşladığı zaman, büyük, bir iş adamıımz «Ekonomik cehennem ıçlnde sosya) adalet cennetl yaratmak mümkün değildir» demişdi. Gü nahsızlaım yanmasını önlemek lçin adaletin asü oehennemde gerektiğıni unutmuş görünüyor du. Ama, şirket kurtarmaca başlaymca sıraya girmeyi unutmadı. Oysa, ekonomldeki çarpıklıgı yalnız dargelirliğl sıkıştmp, şirketlerin yaTdımma kosan onlemlerle düzeltmeye olanak yoktur. çtlrikü, ülkeyi darboğaza, dargelirlmin sade istekteri değil, varlıklı kesimın erken gelen lüks talebi ve buna yönelen montaj sanayu sokmuştur. Eğer gsrçekten kurtulmak Istiyorsak, zarariı tüketlm ve yatınmlan açıkça belirtmek v» engeltemek ı»rundayıa. var. ekonomlslnin taangl y& n» glttlğlni göstaren «n doğru Clçüt işsizlik oranıdır ve bu oran yükaelmeye başladığı laman gelişmiş Ulkelerin bile i* Dayanamayıp bağırmış: " Ey ham fikirli! Şu yaptığın işe bak! Ardma düştük diye benl her kapıdan geçirmek tutkusuna mı kapıldın? Fare aklı lşte buna denlr. "•' ., Enerji ve Tabîi Kaynaklar Bakanbğı Devlet Su îşleri Genel Müdürltiğtindeni Devlet Memurları Kanununun 36. maddeslnde belirtilen glrlş derecelerlndekl kadrolarda çalıştırılmak üzere memur alınacaktır. A) Atama yapılacak kadroların hlzmet sınıfları ile atanacak memurlarm çalıştırılacaklan teşkilât üniteleri ve mesleklerine göre adetleri aşağı, da bellrtilmiştlr. 1) Teknik Hlzmetler Sınıfı: * lerl lle Kars Teknik Şuba Müdurlüğünde çalıştırılmak üzere 14 Avukat; B) Adayların ayrıca 657 Sayılı Devlet Memurlan Kanununun 48. maddesinde yazılı olan şartlan taşımaları ve yurdun heryerinde görev yapmaya elverlşll olduklarını belirtir Sağlık Kurulu raporu alabllmeleri gerekmektedir. 0) Diğer Hususlar: 1) Yüksek Mühendis ve Mühendislerden înglUzce, Pransızca veya Almanca bllenler terclh edilecektlr. 2) Doktorlardan 160 Sayılı Kanunun 4. maddesinde belirtilen Kurumlarda enaz 9 yıl hizmetl olanlar 3. derecell kadrolara atanabileceklerdir. 3) Atanacaklara, çalışacakları ünitelere göre saglanabllecek mlsafirhane, lojman gibi ek imkânlar, sözlü sınavlar ve mülakatlar sırasında duyurulacaktır. 4) Yazılı Smavlar: a) Sağlık Memuru ve hemşlreler 25 Mayıs 1983 Çarşamba günü saat 9.00'da; b) înşaat, Elektrik, Orman, Meteorolojl, Yüksek Mühendis ve Mühejıdlsleri 25 Mayıs 1983 Çarşamba günü saat 14.30'da; c) Makina, Harita Yüksek Mühendis ve Mühendisleri lle Yüksek MimarMühendis, MimarMühendis veya Mimarlar 26 Mayıs 1983 Perşembe günü saat 14.30'da: d) disleri e) Mayıs Zlraat. Jeoloji, Yüksek Mühendis ve Mühen27 Mayıs 1983 Cuma günü saat 14.30'da; Elektronik Bilgi îşlem Programcıları 26 1983 Perşembe günü saat 10.00'da; RESÎM SERGÎSÎ 9 27 MAYIS 1983 TÜRKÎYE İŞ BANKASI PARMAKKAPI SANAT GALERİSÎNDE a) Genel Müdürlük Merkez Üniteleri lle Esklşehir, Konya, Adana, Samsun, Erzurum, Elazığ, Diyarbakır, Kayseri, Urfa Atatürk Barajı (Bozova), Van, Sivas, Kahramanmaraş, Kastamonu, Karakaya Barajı, (Çüngüş Diyarbakır) Bölge Müdürlükleri emrinde çalıştırılmak üzere 101 lnşaat, 36 Makina, 23 Elektrik, 4 Meteorolojl, 12 Harita, 4 Orman, 17 Jeoloji, 42 Ziraat (14'ü Kültür Teknik, 14'ü Zirai Ekonoml ve tşletme, 8'i Toprak llml, l'l Tarla Bitkileri, 3'ü PeyzaJ Mimarlal, l'l Bitki Koruma ve 1 Adedi de Tarımsal Mekanizas, yon Bölümü mezunu olacak gekilde) Yüksek Mühendis ve Mühendisleri ile 5 Y. Mimar Mühendis, Mimar Mühendis veya Mimar, b) Merkez emrlnde çalıştırılmak üzere 3 adet, Fortran ve Cobal dillerinden blriyle program yazabilecek bügi ve yetişkenlikte, yeterli derecede Ingilizce bilen Yüksek Mühendis, Mühendis, Fizlk. Kimya. Matematik Lisanslyeri veya Fakülte ve Yüksek Okulların Bilgisayar Bölümü mezunu Elektronik Bilgl tşlem Programcısı; c) Merkez ve Adana, ürfa, Atatürk Bara]ı, Slvas, Kahramanmaraş, Karakaya, Bölge Müdürlüklerl Ünitelertnde Teknik Ressam, Kamulaştırma Teknlsyeni, Teknik Hesapçı olarak çalıştırılmak Uzere askerliklerini yapmış 34 Adet Teknisyen Bu pozisyonlardan Teknik Ressamlann EndüstriYapı Meslek Liseleri ile Teknik Liselerin Teknik Resim, Makina veya Yapı Ressamlığı bölümlerinden; Kamulaştırma Teknisyenlerinln Meslek Yüksek Okulu HaritaKadastro bölümlert veya Tapu Kadastro Meslek Llsesinden; Teknik Hesapçılarm ise EndüstriYapı Meslek Liseleri lle Teknik Llselerden mezun olmalan gerekmektedir. 2) Saglık ve Yardımcı Sağlık Hizmetlerl Sırufıa a) Genel Müdürlük merkeziyle Eklşehlr, Erzui rum, Atatürk Barajı, Isparta, Slvas, Kahramanmaraş ve Trabzon Bölge Müdürlüklerinde lstthdam edilmek üzere 8 Adet Doktor; b) Adana, Samsun, Elazığ, Diyarbakır, ürfa, Atatürk Barajı, Van, Sivas, Karakaya Barajı Bölge Mtidürlüklerl lhtiyacı İçln 11 Sağlık Memuru veya Hemgire: 3) Avukathk Hizmetlerl Sınıfı: Konya, Erzurum, Diyarbakır, ürfa, Atatürk Barajı, Isparta, Sivıs, Kastamonu Bölge Müdürlük Ç AT I RESTAURAN1 CAFEBAR Piyanist ONAY, Çatıda Terasımız açıldı, Boğaz'ı aratmaz.. Adres: Piremecl Sok. No. 20/7, TÜNEL Baro Han Tel.: 49 55 90. Universitelerarası Kurul Başkaiîiığından Oniversitelerarası Kurul'un 28 Nisan 1983 tarihlı toplantısında: 2647 Sayılı Kanunun Geçici 8. v e 9. maddelerlne göre 30 Hazlran 1982 tarihine kadar doçentlık smavı içm başvuruda bulunmuş olanlann bulundukları aşamadan itlbaren 1750 sayılj kanuna göre çıkanlmış Doçenüik Smavı Yönetmeliği hüktlmlerl ile öngfirülen dönemlerde başvuruda bulunarak smavlarmı sürdürebileceklerine karar verllmıştir. tlgililere duyurulur. (Basın: 17832) İLAN SOSYAL SIGORTALAR KURUMU İSTANBUL SATINALMA BÖLGE MÜDÜRLÜCÜ'NDEN 1 Kurumuınuz Sağlık Tesıslertaln lhtiyacmı karşılamak üzeı«; 4000 düzin& Keten îplik (slyah veya beyaz) Steril Poşetlerde (No. 2/0 1/0, 1 ve 2'den 1000'er dz.) olmak üzere teklıf alma suretlle satınalınacaktır. 2 Ihaleye iştlrak etmek istiyen firmalann Idarl Şartname esasları dahilind© hazırlıyacaklan tefklif mektuplarau engeç 25.5.1983 Çarşamba günü mesai saati sonuna kadar Beyoğlu Kalyoncu KulHık cad. Malh Handaki Müdürlüğütnüze vermeleri veya aynı gün ve saatte butundurulmak üzere posta lle göndermeleri gerekir. 3 Postada vakl geciktneler kabtıl edilmez. 4 Bu işe ait îdari Şartname 1 No.iu Satmalma Komısyonumuzdan temln edllebilir. 5 Kurumumuz Arttırma. eksiltme ve lhal« Kanununa tabi olmadıgmdan, lhaleyi yapıp yapmamakta veya dllediğine yapnıakta serbesttir. (Basın*. 17261) DSİ Genel Müdürlüğünün Yücetepe semttndeki Merkez binasında yazılı sınava alınacaklardır. 5) SözlÜ sınavlar, yazılı sınavların değerlendlrilmesinden sonra smav komisyonlarınca belirlenip glrlş katındaki ilan yerlerlnde llgililere duyurulacaktır. 6) Doktor ve Avukatlar için 25 Mayıs 1983 Çarşamba günü saat 10.00'da Genel Müdürlük Merkezlnde mülakat yapılacaktır. 7) Sınav ve Mülakatlara glrmek isteyenlerin: a) Diploma asıl veya suretlerl, b) Nüfus cüzdan suretlerl. c) 1 Adet vesikahk totoğraflarmı ekliyeceklerl dilekçelerl lle blrlikte engeç smav veya mülakat tarlhlnden blrgün önce saat 17 00'ye kadar Genel Müdürlük Merkez Blnası giriş katındaki Îdari tşler Dalresi Başkanlığı Z018 numaralı odadakl kayıt bürosuna başvurmaları ve smav veya mtilakat giriş kartı almalan gerekmektedir. tlan Olunur. Basın 17835 DOKTOR Masume Çöl Dahlliye Mütehassısı Muayenehane: Oîmanbey Halaskârgazi Cad. No: 182, Kat: 1 Telefon: 47 47 93 (Pangaltı Akbank yam) Ev: 73 91 06
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear