Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 NİSAN 1983 KÜLTÜ R Y A Ş A M Iki yil süren ayrilıktan sonra Cumhuriyet 5 Nobel Edebiyat Ödülü 'nü bugüne kadar alan kadın yazarların sayısı altı Kültür Servisi «Hlçblr sanatı sevmezler, hiçbiriyle özdeşJe$mezJer ve biçbir dehalan yoktur.» diyordu Rousseau kadınlar ıçın. Gıinümuzcie, Rousseau'nun onlara ne kadar haksızlıfc ettiğı çok daha lyı bılınıyor. Kadınlar, yüzyıllardan beri edebiyat ve sanatta er kekler kadar başanlı olduklannı kanıtlamakla kalmadüar. Her alanda, özellıkle de edebiyatın her türundö, başarılı 6rnekler verdıler. Ünlu Fransız yazan Sfmone de Beauvoir da, öiıimünden önce Sartre'la yaptığı bır konuşma sırasında, Sartre'ın, «Kadın yazar olmak nasıl bir şey?» sorusuna şu karşıhğı venyordu: «Kadın y» zar garlp bir deylm... Bu durumda kadın ya da erkek olmanın büyiik bir farkı bulunduğunu sanınıyorum. Günümüzde kadıniarın 'kadına özgü' bir dll bulmaya çalıştıklannı biliyorunı, ama benlm için böy le olmadı. Hemingway'den olduğu kadar, CoJette'den de eainiendim.» Ancak her şeye karşın, kadınlann edebıyattakı basanlan nın yeterinca değerlendırilmediğinı gösteren bır örnek var karşımızda: Nobel Edebiyat Ödülü. İlk kez 1901 yüında Fransız ozanı Sully Prudhomme'a venlen, 1914, 1918, 1940, 1941, 1942, 1943 dışında da her yıl bir yazara layık görülen No bel Edebiyat ödülü'nün tarihinde topu topu altı kadının adı var. Bu kadıniarın ilki Selma Lagerlöf. 1858'de Isveç'in Marbaka kasabasında doğan ve on yıl öğretmenlik yapan Lagerlöf, dilimize de çevrılmiş ve özellikle MiM EğMm Bakanlığı kla siklerl arasmda yayımlanmış bir yazar. 1909 yılında Nobel'i alan «Gösta BerlingVin, «Nils Holgersson»un, «Kudüs»ün va Marquez, ülkesine döndü Kültür ServisiNobel ödü lü sahlbl, Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez, 1kl yıllık sürgün ya§anundan sonra ülkesine gerl döndü. Bogota havaalanında «Yüz Vıllık Yalmzlık» romanının yazan Marquez. Dışişleri Bakanı Rodrigo Lloreda Caicedo ve öteki devlet yöneticilerl tarafmdan karşılandı. 1981 Martmda ülkeslnden ayrılıp Meksika'ya giden A^arauez, M19 Gerilla örgüttfyle olan illşkisinden dolayı blr tutuklanma olayıyla yüz yüze gelmiş ve Marquez'in aleyhindekl bu soruşturma daha sonra kaldırılmıştı. Ülkesine geri döndüğünde, bundan öncekl yönetim tarafmdan sürgüne zorlandığını açıklayan Gabriel Garcia Marquez. bundan sonra bir gazete çıkaracağını da sözlerine ekledi. Ga zetenin sermayesini Marquez kazandığı Nobel ödülü'yle karşılayacak. Adı «El Otro» olan gazete ilk kez, bu yıl, 11 kasım tarlhlnde yayınlanacak. : L»Ki lar. Böyle bir baskı duymu yorlar. Eski bır bluzunu çıkanp ufak değişiltUklerle giyebiliyor artık. Sonra ne bıleyim.. Bir onsekiztoci asırda kaç metre kumaş tan bir etek yapılırmış. Şim di çalışan hanıma gore hafif bir moda olau. Yani es kiden durum daha kötüydü onu söylüyorum. Bay Vitali, yine de moda durmadan değişlyor ve lnsanlar masrafa sokuluyor Bu değişikuk sadece elbisede değil ki. Her şey de var. Mobılyaoılıkta yok mu? Mücevherde, otomobil yapımında... Her şeyde var.. Değışım bir ihtiyaçtır. Moda değişim ihtiyacından doğuyor. insanın yapısında var bu. Bay Viftall blr modacı olarak siz de nıodaya uyu yor musunuz? Elimden geldiğince uy mak isterim. Ama her zaman olrmryor. Bır şey daha söylemek isterim. Elbise sadece moda değil, bir kategoriyi gösteren stildir. tnsanın hangi mevkide olduğunu gösterir. Insan elbi selerinden anlaşılır biraz. Bu kadar uzun zaman moda üzerine çahşmış biri olarak insanlan giysüerinden hemen anlar mısmız siz? Bir yerde evet. Anlıyo rum. Bakanm. «Bu vatan daş öğTetmendir» derim. Yakalan geniş meselâ. «Blr ilkokul öğretmenidir» denm. Ona göre tahminler yürtitürüm. tyi giymmemiş birl sizl ralıatsız eder mi? Veya dikkatinizl çeker mi? Şunu söyleyeyım. îyi giyinmeyenden çok iyi giyinen dikkatimi çeker. Ama iyi giyinen deyince şu var.. Elbisesi çok dikkati çeken bir kişi ivi Riyinmiş savılmaz. Bilhassa erkek modasında.. İvi giyinen ki şi, en az dikkati çeker şekilde giyinendir. ÇIN'DE YETIŞTt Pearl Buck, Çin'de doğdu, büyüdfl. tlk 5ykü ve romanlarını Amerika'ja oradan yolladı. 1938 yılında Nobel Edebiyat Odülü'nü ahrken, bu ödttle lâyık görülen iicüncü kadın ofdu. «Zacharias Topellus»un ünlü yazan 1940'da olmüş. Babası mısyoner olan Pearl Buck Çin'de doğmuş. Yine ora da yerleşik bir doktorla evlen mış. Nankın Üniversitesi'nden Amenkan dergilerıne öyküler, yazılar ve ilk rotnanı «Doğu Rüzçârı, Batı Rüzgâronı yolla mış. tkınci romanıyla 1932'de Pulitzer Ödülü'nü alan Pearl Buck, 1938'de de Nobel Edebiyat ödiilü'ne lâyık görülmüş. O sıralar New York'da yaşayan ve bir yayrncıyla evli olan yazar 1973'de Birleşik Amerika* da ötoıüş. Sigrid ündset 1882, Danimarka doğumlu. Babasının ölUmü onu 16 yaşında çahşmaya başlamak zorunda bırakmış. 1907 yılında «Bayan Marta Oulie»yi, ardından «Mutlu Yaş»ı yayımlamış. ltalya*ya gitmıs v e bu yolculuğunu «Jenny» adh kitabında anlatnuş. 1928 yılında No bel'i alan ve Katolikligi seçen Undset, 1949'da Danimarka'da ölmüş. Undset'in Türkçeye çev rilmiş kıtapları var. Grazla Deledda da Nobel Edebıyat ödülü'nü alan tek ttal yan kadın yazan. 1871 yılında Sardunya'da, yan köylü, yan burjuva bir ailenin çocuğu olarak dunyaya gelmış. Duzenli oğrenım gormenuş ve 1900 yı luıda Roma'ıun yolunu tutmuş. Dilimize çevrilmeyen Daledda' nın ünlü yapıtları arasınüa, «Annaleııa Bilsüıi», «Rüzgârların Altındaki Sazlar», «Elia Portolu», «Küller», «Ana» sayılabüir. 1927 yılında, «yazannın ateşli ve kaderci yapısma uygun düşen» bütün yapıtlarıy la Nobel Edebiyat Odulü'ne lâyık gorülmüş. Gabriela Mistral Şılı'nin yetiştirdığı en büyuk ıkı ozandan bin (Öbüru tabiı ki Pab10 Neruda). Asü adı Luclla Go doy Alcayaga olan oz.m 1889 yılında alkolik ve profesör bır babanın çocuğu olarak dunyaya gelmiş. On beş yü süreyle öğreünenlik yapmış v© sevgı11 nışanlısının olumünü unutmak ıçın yazdığı şıırlerı yayım lamış. «Ölüm Soneleri» adh bir kıtapta toplanmış bu şıırlerl. Meksıka'da da öğretmenlik yapan Mistral, daha sonra îspanya'ya, Italya'ya gitmış. 1925 yılında Milletler Cemıyeti Düşünsel Işbırlıği Derneğı sekreterlığine getırumış. 1957 yüuıda New York'ta ölen Mistral, 1945 yıhnda Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış. Kücüfc sanatcı Fazıl Say, M Fenmen anısına bir resital verecek Kültür Servisi Küçük sanatçı Fazıl Say, öğretmeni Mithat Fenmen anısına 26 nisan salı günü saat 20.30'da Ankara Türk Ingiliz Kültür Derneği'nde bir piyano resitall verecek. 1970 doğumlu olan Fazıl Say, resitalde J. S. Bach'ın «No. 6 Fransız Süitbni, Beethoven'in «Sonata Patetica»smı, Mendelssohn'un «Rondo Capriciosso»sunu, Debussy'nin (tPrelüdler»inl, ve 19781983 arasında bestelediği kendi yapıtlanndan seçmeleri yorumlayacak. Üç yaşmdayken müzlk yeteneğl, obua sollstlerlmiz den All Kemal Kaya'nm dikkatlni çeken Fazıl Say, 1975'te Mithat Fenmen tarafmdan piyano eğltlmine başlatıldı, Fenmen'in ölümünden sonra Devlet Konservatuan Piyano Bölümü Başkanı Kâmnran Gündemir'in öğrencisl oldu. 57 YILDIR MODANIN İÇÎNDE Vakko Kuruluşu'nun s». hlbi, 57 yıldır modanın içinde yaşayan Vitali Hakko, «Ben insanın ne is yaptığını giyiminden anlarım.» diyor. (Fotoğraf: Erdoğan KÖSEOGLU) Vitali Hakko: Iyi giyüıen kişi en az dikkati cekendir «lyi giyinmeyenden çok, iyi giyinen dikkatL mi çeker. Ama elbisesi çok dikkati çeken ki Şİ iyi giyinmiş sayılmaz»> Topkapı'daki Vakko fabrl kasmda konuştugumuz Vitali Hakko bır modacı ve konfeksiyoncu olarak önce benim giyimimden söze girdi. Üzenmdekı elbısenin kaç lira edebileceğıni bir kaç saniye ıçinde doğm olarak bildi. Kravatım için de «Gerçl ucuz bir kra rat ama güzel. Giyiminize yakışmış» dedi. Böyleoe Bay Hakko'nun insanlann mali durumunu giyiminden, kuruşu kuruşu na anlayabilecek biri olduğuna lnandıktan sonra konuşmarmza basladüc. Bay Vitali modanın kurallannı biliyoruz. Modacılar sık sık modayı deflştirerek giyinmeye çalısan insanlan masrafa sokuyorlar. özelllkle hanımlann gardroplan giyecek ahnıyor. Sonra bunlar atı byor. Yerine yenileri alınıyor. Bir modacı olarak bu israfa ne diyorsunuz? Doğrudur. Elbiseler eskimeden moda onlan eskitiyor. Ama moda tllakl pahalı şeyler giymek de.şil. Günümüzde moda o fcadar rahatladı ki bugün moda kimsenm umurunda değil. Sizin zannettiğiniz gibi kim se çok bir para harcamıyor bu işe.. Öyle olsaydı siz bu ka dar büyük bir iş kurabillr miydlniz? Benim bildiğim eşarp satışı ile işe başladınız. Yani sıfırdan başladınız ve bugün bütün büyük şehirlerde birer magaza... sonra bu dev fabrika.. Eşarpla değil, şapkay la girdim. tlk isim sapkadır. önce bu öykünüzü dlnlemek isterdlm. Ben esarp biliyordum... Hayır eşarp değil. Şöy le oldu. 1926'larda şapka inkilabı çıkınca ülkede bir sapka merakı başladı. Ben Kapahçarşı'da o zaman Yunanlı Kupirls Kardeşler' in manifatura mağazasînda tezgâhtar olarak çalışıyorum. Gazi'nin şapka inkilabı oldu. Patronum beni ça ğırdı. Dedi ki, «Biz hanmı sapkalan imal edip satma ya karar verdik. İsterim ki bnnu sen idare edesin.» Ve magazaya şapkavı bir branş olarak koydu. Beni de idaresi için başma getır di. Afoda konusunda bir efHiminiı var nuydı daha finceden? Hayır yoktu. Eğitim falan yok. Ben sadece ida reciydim. Kızlar tutmuştum, onîar yapıyordu şapkayı. Az parayja bir atolye kurduk. Az para ama cazıp bir is oldu. Çok şapka satıyorduk. Fakat sonra araya askerlik gırdi. Asker den döndükten sonra ablamın kocası vardı. yani enış tem.. Dedi ki, «Ufak bir mağaza açalım. Sen şapka işini biliyorsun. Şapka satalım.» Mağazayı açtık. Adı «Şen Şapka». Yine Kapahçarşı'da. Bu iş tuttu. Gece saat bir.'ere kadar sapka yapıyorduk. Sabahtan akşama kadar da satı yorduk. Hanımlar kuyruk oluyordu kapıda. Pakat sonra tkinci Cıhan Harbi çıktı. Yine askere gittik. Döndük. fakat harpten son ra şapka satılmıyordu. Kım se şapka giymiyordu çünkü. Pahahlığm nedeni Bay Vitali, Izin verirseniz size zor bir soru soracağim. Buraya gelmeden önce bir mağazanızı dolaştun. Çok pahalı buldtun herseyi. Bir tek örnek vereceğim. Bir ijek kravat 3900 lirava satılıyordu. Bir kravat bu kadar pahalı na sıl olur? Diğer elbiseler tçin de aynı şey. 115 bin 11raya elbfse vardı mesela.. Maalesef biliyoruz pa hahcıyız ama kalıte için ge rekll bu. Bu pahalıhk nereden doguyor anlatayım. Dinlenme zamanı veririz kumaşa. En az dokuz ay. Cünkü ipek vürüyen bir kumaştır. Hemen ölmez. Eğer bekletilmezse bu toplanma kravatın buruşmasına yo! açar. Bugünkü ortamda 9 ay bekleme, maliyeti yüzde otuz artırır. Sa dece bekleme icm.. Sonra yine kravat için iki defa Uçer ay profesör fietirttik îtalya'dan. Evet pahalı diyorlar, duyuyoruz, küfredl yorlar. Ama bir zümremiz var, itina istivor. fcçiîerimiz en iyileridir Tabii en pahalılan oluvor. Az versek gidıyorlar cünku. Her şey el ı^dir. îtmahdu, Bu da pahalı oluvoı Yine de helll ölçülerde paralar kazanılan üikemizde insanlan küfrettirecek kadar pahalı olmaması gerekmiyor mu? Gerekıyor ama olmuyor. Evet ilk bakışta 3900 lira çok geliyot. «Çiış» diyenler var ama bir zümremiz de bunu istiyor. Ma demki gravat dedıniz onu anlatayım. Bir gravatın üzerinde en az üç renk, ba zen beş, altı, sekiz renk vardır. Her renk için bir kalıp yapmak lazım. Bir kalıp üçbin liradır. Bir kalıptan on metre, en çok yüz metre basaıız. Memîe kette tela yapılmıyor. Mec buruz Avrupa'dan kullanmaya. Astan sımi koysanız olur ama biz astan da ipek koyarız. Her verı tek tel; elde dıkeriz Bunu pa muk ile bıle yapsak el emeği olduğıı icin iki bin lıradars uruza cıkmaz. Evet ilk bakısta uç b'n dokuz yüz lira cok geîıvor arna durum boyle Dar îtelirli]ere gelinoe ucıi'luk yapıvoruz yarı yarıya. Son ra sen harici olsa. ufacık ' bır defosıı olsa yandan da ucııza satıvoruz Genç İik irin Vakkorama'vı pçtık. Çik uci'za s^tıvoruz ama surümden kazamyoruz. 7 M İ L Y O N L U K L'İLLUSTRATİCN ARŞİVİNDEN Alman Yahudisi Nelly Sachs, Berlin burjuvazısinden bir aüe nin çocuğu. 1891 yılmda doğmuş. 17 yaşında iik şıirlenni yazmış va dansös olmayı düşlemiş hep.. 1940 yılında Selma Lagerlöf sayesınde annesıyle birlikte Almanya'dan aynlabilmiş. «Ölümün Konutiannda» ve «lsraelin Acılarının Glzi, Ell» adlı kltaplarıyla daha önCe tanınnuş. «Dilsiz ve Martı» 1980 yıllan arasında yaymlandı. Dünyanın dört köşesinde olup biten en ilginç olaylan yı 1962'de yayımlayan NeUy fotoğraflarıyla sergileyen bu derginın arşivt, bugun 32 yaşındaki Eric Bachefnin elinde. Sachs, 1966 yılında Nobel EdeBachet, arşivinde yer alan yedi milyon fotoğrah Sygma Fotoğraf Ajansı aracılığıyla bü biyat ödülü'nü îsrailli yazar tun dunyaya yaymaya hazırlanıyor. Bu arşivin en ilginç fotoğraflarından biri de. Rus Samuel Agnon'la paylaşmış ve hökenli höpek adam Theodore Petrof. Yüzyıl başında Rusya'mn ormanlannda yakalanan dört yü sonra da Stockholm'de Petrofun ömrü Barnum Sirhi'nde geçti... ölmüş. Î ^ S t ANKABA (Cumhuriyet Bürosu) Sanatevi Tiyatro Grubu, bir süre önce başlayan «Samanyolu» oyunuTurgut ÇEVİKER pan birkaç degerli grafikçinin 70, 15.4.1983). Bildiğim kadany lenme yolunda letraset yazıyı nun temsillerlnl sürdürükuramsal çabalan duyumsanır la o dönemin kapak ressamları bozmakta, ona dılediği bıçimi yor. Kari Wittlinger'ln yaz düzeye ulaştı. arasında karikatür de çi verebilmektedir. Daha çok Aka dığı, Erol Demiröz'ün sahGrafikerler Meslek Kuruluşu' zen AU Sami. Hallt ve Baha TUrk Grafık sanatı 1960'lardemi çıkışh grafikçijerden olunun 15. 20 nisan gtinlerinde Kâ Beyler de var. (Bunlar roman şan bu yeni kuşak. Mengü Er neye koyduğu, Savaş Tnrtdan başlayarak venı boyutlar lann ıçlerini de resimlemişler tel, Yurdaer Altıntaş, Sait Ma taş ile Şener Kökkaya'nın kazandı. Cumhuriyet dönemın zım Taşkent Galerfsi'nde (Yapı ve Kredi Bankası / Galata dır). Hattat ile ressamın bera den ve Erkal Yavi gibi sanatçı rol aldığı oyunun galası, 24 de tbap Huiusi, MüniT Fehim. saray) açtıgı sergi, gerçekten il berhgi 1928'e değin sürer. Yazı Cemal Görkey gıbı ilk dönem lar tarafmdan başyapıtlar ver nisan saat 20.00'de Büyük ginçti. Osmanlı dönemi ve Cum devrimiyle birlikte hattat, çe meye başlar. Bu süreçte Ertel'. Salon'da yapılacak. grafik sanatçılan yerlerını, hurivetin ilk vıllannı kapsakilır; Münif Fehim. Sedat Si«Samanyolu» uzun yıllar Mençü Ertel. Yurdaer Altıntaş, in San Grafik atölyesi öncelikvar kapaklar, Aslan Kaynardağ mavi, Ihap Huiusi gıbi ıki işi Salt Maden, Erkal Vavi gjbi önce Halk Oyunculan'nca le bir okul islevi eörür. Sait Kolleksivonu'ndan derlenmışti. bırden yapan sanatçılar günde Maden, Ayhan Erer gibi kıdem sanatçılara bırakmıştı. Bunlar sahnelenmlş ve oyundakl TeTfik Fikret'in «Haluk'un Defme gelir. Onlar, bır hat ustası kıtap kapaklanndan duvarlanlilerle, Ferit Erkman, Bülent rollerl Tuncel Kortiz ve teri.yse Ferit Edçü KoUeksi Inceliğiyle uzun yıllar kitaplan ve Aydın Erlonen gibi daha mızı süsleyen afişlere değin upaylaş yonu'ndan geliyordu. Diğerleri, betîmleyip durur. 1960Tara de genç sanatçılann da kendileri Tnncer Necmloflu zanan Türk Grafık Sanatı'na çogunlukla, vaşavan sanatçılamışlardı, Daha sonra da ğin yo&un olarak Urün veren ne özgü bir anlayış geliştirdikivme kazandınp, çağdaş ölçüle nn üriinlerinden oluşmuştu. Devlet Tiyatrolan'nca ikl bu kuşak graflkçüer arasında leri görülür. Grafik egitimi gör re ulaştılar. Meslekı Örfrütleri 1960 sonrası kitap kapakcıhgıkez oynanmış ve büyük ilgl Ali Suavi, Farls Erkman, Abi müs genç sanatçjlar, reklam nl de oluşturarak (Grafikerler nı tamıtamına vansıtmasa da. din Dino, Agop Arad, Kemal şirketlerinde sürdtirdükleri ça görmüştü. Ilkinde Asuman Meslek Kuruluşu) vülar yılı sü izleyicinin olgu üzerine bir fiSönmezer gibi sanatçılar da balan arasında kitap kapakçı Korad ve şlmdl aramızda ren verimlenni serpı ve açık kir edinebilmesini Kerçekleştiyer alır. lığına da uzanarak ilginç. öz olmayan Sainı Alpago'nun oturumlarla toplu olarak yeni recek düzeydevdi gün ürünler vermeye başlar oynadığı rolleri, ikincisinde 19601ar için şöyle bir deyi» den kamuya sunmalan bu alan Iar, Osmanlı döneminde kitap ka yakıştmlabilir: «Letreset çıkh yine Saim Alpagro ile Coşİçin gerçekten sevinç vericı bir paklarını hattatlar yapıyordu. mertlik bozuldıı». Yaratıcıhğa basan olarak kabu] edilmeli kan Orhon paylaşmışlardı. 1970lerden bu yana Sadık Ka Sergide bıına örneb olarak Egölge düşüren hazır harfler, ramusfafa, FahrJ Karagdzoğlu, Bu sevıncin asu nedeni, Türk YAZKO'nun büzziva Tevfik (ssıl ışi yazar grafikçiler için bir tehlike oluş Leyla Uçansu, Stıngu Capan, grafik sanatçılarmın olguvu bır ve matbaaoı) Hâmit ve Halim' turur. Kitabm içeriglyle uyum olağanüstü genel îsa Çellk, Kezban Arca Batıbeeleştıri tezgâhma sokmalan: bu den örneklere yer verilmışti. lu bir yazı karakteri yaratan kl, Emre Senan gibi son kusak yolrla özelpştın ve gıderek ku II Mesnıtıyef döneminde Hükapakçı; artık, letraset çeşitlekurıılu, bugün ramsal bir bırikim yaratma'a sevîrı Rahmi'nın romanlan, reri ıçinden seçecektır kitap ka kitap kapakçılan degerli ürünKültür Servis! Yaaarlar ve ler vermektedirler. nndan kaynaklanıvor Sanınm simlı kapaklarla vavınlanmaya pağında kullanacagı yaa karakÇevirmenJer Yayın Üretim Koilk mefin çalışmaları Sait Mabaşlar. Aslan Kavnarriağ, bunterini. Grafikçinin çabası, kısa Grafikerler Meslek Kuruluşu, operatifi Yazko'nun olağanüstü den'den geldt. TG.SY.O. ve lann ressamın] saptavamadığıbir sürede bu 4ehlikeden uzak grafik sanatların geçmişini deD.GS.A'da öSretım üyeligi vanı yazıyor (M. Sanat, Yeni dizi laşır. Sanatçı, içerikle bütün ğerlendiren, kıuamsal metinle Genel Kurul toplantısı bugün saat 13.00'de Cağaloğlu'ndaki re yer veren bir dergi ile 12 ay Tabipler Odası Konferans Salık verimleri değprlendiren bir lonu'nda yapılacak. Türk Grafik Yıllıgı'na ulaşmayı Daha önce yapılan olağan gündemlerinde tutar ve ger Genel Kurul toplantısmda yöçekleştirirlerse; sanırız TUrk netim kurulu görevi bırakan Grafiği ulusal kimlığine ulas Yazko'nun bugünkü olağanüstü ma yolculugunda bnemli bir a Genel Kurulu'nda tek gündem dım atmış olur. En önemli he maddesini yönetim kurulu se23 NİSAN 1933 defleri bu olmalıdır. çimi oluşturuyor. çeklnmiyenler, görmesinl bilenler, pembe bir 23 Nisan Bayramınız bahar şafağında yükselmeğe başhyan Türk güneşini selâmladılar. Kutlu Olsun!. 23 NİSAN Kanında imparatorluk aşısı bulunmıyan, Bıından on vıı evvel, 1920 martmda, Vahidettın'm bır emn esasen, düşman zırhlıla öz Türk olanlar için 23 nisan büyük ve hakiki bir tarih başlangıcıdır. Yeni bir millet onnın ve süngülerinın tehdidi aîtında aciz için gün doğmuştur ve lradesinl Osmanh sarayıde Kalmış olan Osmanlı Meclisi meb'usanmı nın pençesinden kurtararak ana yurdun gödağıfm.'şh. Böylece, son demlerını yaşıyan beğine, Ankara'ya taşımıştır. 1920''DE BUGÜM, y£MI TÜRKDBVLETİMİN ımparatorluk mılletle kendisi arasındakı tşte bu kurtuluştan sonradır ki yeni İLK MBCLİSİ'OL4A/ "TÜRKİy£ BÜYÜKMİLbağları ebedıven koparmış ve mılietin yüzüne mfflıs kapıiarım b1r daha açıimamak üzere Türkiye tarihinin en giizel sahifeleri açılmağa LET MECLİSİ''AMKARA^ÖA AÇtLDl.BİR başladı: Zafer, Lozan, tstüdâl, Cumhuriyet kapamış bulunuyordu Saltanat, maskesmı CUM A GÜNLJNE RASTLATILAN AÇ1LIŞ TÖve Türk cemiyetinın her sahasında ve her vu^Tincien attı ve Fmdıklı saravınaa millî i RENİ, HACi 8AYRAMCAtot'İ'H[)E KUGAM müessesesinde feyizli bir yenileşme: înkılâp! rade rpstnen boguldu. OKUMUP NAMA2 İC/LIKIMASIYLA BAŞLAPakat aradan bır ay geçer geçmez, 23 niMIÇTl.DAUA SON>?A,KARAO&lAN(uLUğ) sanda iradeyi kendı büyük çahsiyetinde topBugün, aynl zamanda, Çocuk Haftasının MBYDANINOAKI TEK KATLt gİNAYA Iryan Gazi Mustafa Kemal'in etrannda, Os da başlangıcıdır; sonradan ihdas edilen bu manlı Meclisinden ayrüarak Anadolu'ya ge güzel terbiyevl an'anenin 23 nisana tesadüf GİDÎLMİŞ, MUSTAFA k£MAL PA$A'hl!tt çen miUlvetperver bazı meb'uslnrla beraber ettirilmesi, yeni Türk tarihin eşiginde, yaniMPIDAKı KURDELEYİ KBSMESİyLE Türk mılletinm lıakik! mümessiileri toplan mn büyüğü olan bugünün çocuklanna verdı. İÇERİ' Ğ/g/'LMİST/'. EN YAŞLI ÜY£OLW dılar ve 23 nisan 1920'de, Ankara'da, Binmı ğimiz ehemmiyeti anlatmak. küçük Türk'Ieri SİKlOP MİLLETVEKlL/ fEREF BEVİK] ınkiJâp TürkıyesıDe bağlamak içindir. Yann. Bflvük Mıllet Meclisı kuruldu GEÇİa BAŞKANLIK yAPT/ğl TufSkİki büyük Türkiye'nin tohumlannı taşıyan O ffim. memleket ufuklanncta, doğmak VE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ E/STEyavrumuzla beraber, çocuk ve yaşh herkes üzere hultınan müstakil ve yeni Türkive'nin bugünü sevinçle geçirecektir. Okuyucularunıöz •nirkiye'nin büyük günü agarıyordu: bii Si 6ÜU, 1İO OYLA MUSTAFA KEMAL za Cumhuriyet en içten tebriklerınl sunar. tün prözler tan verine bakrtlar ve PAŞA'Yt BA$HANLIGA SEÇECEKTİR. Kitap Kapakîarı Sergisi'nin ardmdan 'Samanyol^nun galası 24 nisanda Dolmuş şapkayı öldürdü Neden giymiyoriardı? Enteresandır.. Ben şu na bağiıyorum. Dolmuşlar çıkmıştı yeni veni. Dolmuşa şapka ile gırilemiyordu. Şapka ondan öldü bence. Sonra biz uyanoık. Şapka olmadığına göre ne olsun? Başı örtecek zarif bir şey gerekti. İşte eşarp işi oradan çıktı. Admı Vakko koy duk. Vakko'yu icad ettik. Vakko tuttu. Eşarptan bugünlere nasıl gelindi? Eşarptan kumaşa geç tik. Kumaş satıyorduk. Son ra kumaş satışmm azaldığı nı görünce yine uyandık. Konfeksiyon düşünmeya başladık. 1961'de konfeksiyona başlamak üzere Beyo*lu'nda iJk mağazamızı açtık. Yirmi iki yü önce yani. îşte Vakko'nun öykü sü bövle. Yani benim dediğim gibi, tam blr sıfırdan baş. lavın miIvonerhSe geçiş öy küsü. Belkl de bugünün pa rası il e milyarderliğe.. Evet ış çiderek büyüdü Halhuki si7, moda kim sentn umurunda değil diyorsunuj. ttvle olsavdı bu kadar büyümek mümkün müydü? Ama eskiden daha kötü idi bu durum. Kadmlar modanm dışma çıkamazlar dı. Şimdi durum böyle de gil. onu söylemek istivorum. Hanımlar o emi)oze edilen şeyi üle giymiyor 50 Tarîhte mımı MİLLET MECLİSİACILDL^