28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 •Türkiye'nin hiçbir tarahnı blU miyordum. Haydarpaşa'dan en uzah vilâyetlere doğru trene bindiğim zaman, Çanahkale harbi başlamıştı Cözüm arhada, Anadolu'nun gurbet akşamı kompartımanımı kararttıhça kendi kendime soruyordum: Acaba Istanbul'a girecekler mi? .... Mısır sıtması dinmiş, Nuruosmaniye emperyalizminin eteği Sarayburnu sularına değmişti.* (İltihat ve Terakki'nin merhezi Nuruosrnaniye'deydi.) allh Rıfkı (Atay) genç blr yedek subay olarak («Türkiye'nin» Suriye cephesine Zeytindağı'na doğru yolalırken böyle düşünür. Daha sonra Arap cephelerinin kızgın ortamı gözlemini kara mizaha çevirir: «...Şaka değil, İslâm emperyalizmi yapıyoruz..» Aynı cephenin karşı tarafında İngiliz Intelllgenee Servisinin ünlü elemanı T.E. Lawrcnce de Anadolunun TUrk halkma değJşik gözle bakmaktadır. O halk ki «kültürlerini Doğudan, siyaset teorilerird de Fransadan edinen efendıleriyle birlik deŞildi artık, Türkiye çöküntü ha lindeydi, az çok sağüğma kavuşması için neşter gerekiyordu.» O da İngiliz emperyalizml yapıyordu. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 23 NİSAN 1983 ((Nuruosmaniye Emperyalizmi» ve Ulusal Egemenlik Türk Devrimi, milletin özgürlüğünü ve egemenliğini somut olarak saptayan ve ilan eden bir «İnkılab.ı Mesut (Mutlu Devrim)» idi. Bu bakımdan yalnız Türkiye'de değil, bütün Cihanda, üzcrinde önemle durulmaya değer bir yeniliktir. raadi mezkure (anılan yerler) üzerlndeH hukukı nâkimiyetin lcrasını Yunan hükümetine devredecektir» (Madde 60). îstanbul'a gelince padlşah burada oturacak v» Osmanlî payıtahtım muhafaza edecektir. Fa kat antlaşma hükümlerine aykınlık halinde «Dü vel1 Müttefika» bu anlaşmayı değiştirmek hak kına sahiptir. Ulusal Egemenlik Türk Devriminin gerçekleştiricileri Müdafaai Hukukçular işe başladıklan zanıan böy le bir şartlandırılma ile karşı karşıya kalmışiar dır. Sivas Kongresi'nde durum apaçık görülür. «Şarkta istilâ politikası düşünmeyen Amenkan» mar.dasından yana olanların gerekçele ri ilşinçtir. Örneğin (îsmail) Hami Beye göre (Her hal de bir müzaherete (yardıma) muhtaç» ıdik bunun en sçık kanıtı da «devlet gelirlerinin an cak boroumuzun faizini karşılayabilmesi» idi. Bekir Sami Bey, bu tezi desteklemek ıçir. somna tanhsel açıdan bakar. 1856 Paris Antlajmasıyla karşılaştmlmca, her halde manda crerisı onun kadar bağımsızhğa aykın değildir. Ne var ki, Türk Devrimi Paris Antlaşma smdan gelme bir dlişüncft sistemine dayanılarak başlamamıştı Mustafa Kemal Paşa'ya göre o günkü koşullar içinde İstanbul «LondTa mahiyetlnde» bir ken* olmuştu. Ve Türk Devrimi «bevletlorin mwafakati altında» de^il, ancak bu dev letlere karşı olarak yapılabilirdl «Hâkimiyeti fiyasiye» gibi pamuk lplik lerindeıs örülü biçimsel egemenlik yerine, ger çek ve ulusal egemenli!.. ÇUnkü Türkiye, artık Osmanlı devleti değildi. Atitürk'e Röre, 10 temmtız (23 temmuz> Mesrutiyet tnkı'ftbı» müstebit bir padifahla mi] letlersresmda kavıtlı şartlı den^e arayan Wr zihniyete davanıyordu. Milletin doftal olarak aradıgı hiirrivet havasuıı icine csktiginl zanrettiren bir harekettl... Türk Devrimi, milletin öZEÜrlügünü ve e<TeroPn!jftini somut olarak sap tayan ve iîân eden bir «inkılâbı mesut» (mutlu devrim) idi. Bu bakımdan yalnız TUrkiye' de değii. bütün cihanda üzerinde önemle durul maya dcfpr bir yeniüktir. TUrk Devriminin kurvıius felsefesinde «istiklâl» ve «hâkimiyeti Milliye» bütünleşmiştir. Aydm ve Halk Halk üst dudağı gökte. alt dudağı yerde, olağanüstü bir yaratık mıdır? Gizemli elleriyle tarihi yapan, doğruyu bulan, dediği dedlk bir dev mldir? Eğer halk kavramım toplumsal gerçekliğlnden soyutlayarak ele alırsak, geçmlşten geleceğe doğru, dediğim dedik öttürdtiğüm düdük diyen Tanrısal bir gücün varhğma inanmış oluruz ki bu yanmaydın'ın sanrısıdır. Halk sosyal gerçekliğin değişiml İçinde konumu bellrlenen Insan kitlesidir; ahnteriyle yasamını sağlayan yığmların oluşturduğu toplum kesimidir. • Batı'da Uyanış Çağı'yla bilim, külttir, sanat üçlüsü halk katlarma indirgenmeye başlaaı. Bilim ve kültürün ulusal dillerle söylenmesi. ayrıcalıkh kişilerin halka karşı üstünlüklerini yıktı. Egemen azınhğın takelinde sayılan siyasal yönetime halkm katılabilmesi ise uzun blr tarihsel yürüyüşün sonunda gerçekîeşebilmlştir. Batı'da soyluların egemen! iğine ve bütün dünyada sömürgeciliğin zulümlerine karşı halkların uyanışı ve direnişi kolay olmamıştır. Ve bu süreç noktalanmamıştır. 20. Yüzyıl'ın sonuna doğru Batı'nm Uyanış Çağı Asya'nın, Afrika'nın gerl kalmış tilkelerlnde yaşanıyor: uyuyan kitleler gözlerinl açıyor. Ikinci Dünya Savaşı'ndan Önce Milletler Cemiyeti'nde 50 dolaymda üye varken bugün Birleşmiş Milletler'de 156 ülkenin buluşması, admı sanmı bilmediğiJrıiz halklann ve uluslarm bağımsızlıklarım ve kişiliklerinl kazanması demektir. • Dünyanın her yanında uyanış sürüyor. Ne var ki bu uyanış süreclnde aydınlarla halkm bilinçlenmesi eş hızda değlldlr. Evrensel bilim, kültür, sanat dünyasım kavramakta aydmlann lvmesl daha hızlı olduğundan halkla aydm arasında bir boşluk oluşabillr. Afrika'nın, Asya'nın, Güney Amerika'mn nlce ülkesinde bu boşluk çarpıcıdır. Aydmla halk arasmdakl kopukluk tehlike yaratır. Çağdaş aydm bu tehlikeyl bilen kişîdir. Çıkarlarını korumak isteyen egemen çevrelerln halktan soyutlanan aydmlan budamak için fırsat gözledlği çeşitli deneyimlerle kanıtlanmıştır. Dünyanın çoğu ülkesinde aydmlann egemen çevre'erin baskısT altında budanıp harcanmasmı halk kitleleri ilgisiz gözlerle lzlemlştir. • îşte böyle zamanlarda yarıaydın'm acısı, halka yönelik ruhsal tepktye dönüşür. Tepki, umutsuzluk üretimlni de birllkte getlrir; yılgmlıklarm, dönekliklerin kaynağmı oluşturur. Halk kavramım tarihsel mantığı içinde yerli yerine oturtamıyan yarıaydınm, ttendisini yalnızlık duygularma kaptırması doğaldır. • Çağımızda yeryüzünün çoğu yerlnde bu dram yaşanıyor. Yarıaydınm evrensel görtiş ufukları çağdaş mantığm potasmda yoğrulamadığı zaman düşlemleri pompalıyor. Sonra bu düşlemlerin kısa sürede gerçekleşmemesl, yalnız halka dönük tepkileri yaratmakla kalmıyor, yanaydın, egemen çevrelerin buyruğuna glrlp kendisini güvenceye almak yolunu seçiyor. Egemen çevreler sırtını sıvazlıyorlar: Aferln sana! Sonunda gerçeğl gördün, aramıza katıldın, kendine güvenll blr yol seçtln. Yanaydın bu kez halka tepeden bakmaya başhyor: Ne yapayım, diyor, ben bu herlfler İçin çahştım; ama benl anlamadılar. • Evet, bu dram aydının aydınlığında blr sınavdır. denektaşıdır. Eğer aydının aydmlığı kendisine bile yetmiyorsa söylenecek söz kalır mı? F Tarık Zafer Tunaya îç «müdahaleler» (kanşmalar) sonucu, Osmanlı egemenliği yapısal değişmelere uğrayarak varlığını yitirecek duruma geimiştır. Ulkesinden aynlmalan lster istemea sineye çekmek zorunda kalan «Merkez», kopan parçalar üzerinde hlç almazsa bazı egerr.enlik kmntılarım saklı tutmayı bir ana politika ilkesi saymıştır. Ne gariptir. Trablusgarp elden çıkmış, 1talya kralı kendi topraklarına katıldığını ilân etmiştlr. Osmanlı padişahı bir Permanı Aü ile, Gazi Ahmet Muhtar Paşa hükümeti de bir geçici kanunla Trablus ve Bengazi'ye «muhtariyet1 idaıe» (yönetim özerkliği) vermekteydiler. Sultan Naibi, bir de Kadı atamışlardır. Bazı unsurların ülkeden aynlmalanna mü saade edilmiyor, fakat özerk ve imtiyazlı bir yönetim kendılerine tanınıyordu (Bulgarlaı gıbi). Bazı unsurlar, Ulkeden ayrılmak isrenüyor, lakat Devletler'in koruyuculuğu altında özerklik isriyorlardı (ErmenUer, Araplar gibi). Bu mozaik içinde Osmanlı devleti, ülkesin den kopan, kopanlan, bir daha gerl gelmeyecek parça'nn üzerinde egemenlik hakkından. kor.troiundan vazgeçiyordu. Fakat yine de, oralann asıl sahibi olduğunu ileri sürecek ka dar da iylmser olabillyordu. Yıllar sonrası yaşadığı tabloya baktığı za man Hfiseyüı Cahlt Bey (Yalçın) şu çizgılerl belirler: «... îdarei müstebide (Abdülhamit re JimİRİ kastediyor) bir fazla nefesle, r>ir fazla dakika daha sUrünmek Jcin her zillete (aşağılığa) kaüanıyordu. Bia tıâlâ Bulgaristan Preıısi ve Rumelı2 Şâhâne Vallsl diye kendimizı aldatıyorduk. Mekteplerimizde Bulgaristan bızımdir diye çocuklanmıza okutuyorduk. Bulganstan çoktan gitmişti.» Osmanlı dış politikasmdakı bu ana kural, <'îmtıyazatı nıahsusa verilerek hâkimiyet1 sı yasiyede lbka» giderek «müesseseleşmiştir.» Uygulamalar da birbirinl izlemişti. En anlsmlı örnek Girit'tir ve ıkl buçuk yüz yıl türlü biçimler alarak sürmüştür. Bulgaristan Prensliği (Bumelli Şâhane Vilâyeti), Kib rıs, Mısır Hidivliğt. Bu sıstemi yalnıs istibdat rejiml benimae memişti. Ikincl meşrutlyet de bu tür olaylarla başlamtştır: AvusturyaMacaristan'ın BosnaHersek'i ülkesine katması, Eulgaristan'ın bağırnsızlığını ilân etmesı. Daha sonra bu politika Kâmil Pasa'nın Edirne projesi ile sürdürülmUştur. Balkan savaşlarından sonra, Birinci Dünya Savaşı biraz daha geç başlasaydı, Çarlığın baskılan altında doğu Anadolu da bu sisteme sokulacaktır. Nitekim Sadrazam Sait Halim Paşa böyle bir anlasma yapmış, bununla da Övünmüşttir. Övünen yalnız o degildl. «Hâkimiyeti Siyasiye» formtUü UnlU kişiler ve kumandanlarca da savunulmuştur. Sistemin yaratıcısı Devletler, aynı ilkeyl Sevr Antlaşmasına tzmir ve îstanbul için koydurmuşlardır. îzmir şehrl ve çevresl hâkimiyet1 Osmanl ye altında kalacaktır. Fakat ıtîzmir şehrl ile a «Hâkimiyetî Siyasiye» Osmanlı împaratorluğu yaşıyordu. Ama nasıl? Osmanlı devletlnden ve hâkimiyetinden söz edlllyordu. Hangi hâkimiyetten?.. Çok uluylu Osmanlı dcvletinin merkezî lktids n , sslmda ülkesindekt etnikunsurlan dislplm al tına alrna mekanizmasıydı. Bu etnîk kitleler \\\ keden kopup kendi «vatanı hususîıılerini (özel yurtlanm) kurunca, Osmanlı devleti, ünlü îttöıatçı Halil Bevin (Menteş) deyimiyle bu 'izel yurtlan blrarada yaşatıcı bir «vatanı umumî» (genel yurf> olma işlevinl yüklenmiştl. Gelişen milHyetçilik hareketlerl zamanın «Düvel1 Muazzamasınca» (süper devletlerince) hem kışkırtılmış hem de düzenlonmiştir. Blr çeşit Ipotek altmdaki Osmanlı ülKesinden aynîan ve devletlerini kuran unstırıann Ulke sı nırian, rejimleri, yönetim şekilleri ve Merkez' le lllşkilerl «Devletlerin muvafakatl altında» yerü andlaşmalarla düzenlenmişür. Bir Nefesçik S K T 23 Hfl¥llt Msan'ın OKTAY AKBAL Anlamı Yanlışlıktan dönmek güzel blr davranıgtır. Blr adım atıldı dlye, bir karar alındı diye o adımda, o kararda direnmek yeni yanılgılara, yeni çıkmazlara girmek olur. MGK üyesl Orgeneral Sedat Celasun'un '23 Nisan'ın yenlden resmi tatil olması konusunda verdiğl yasa önerlsinin Danışma Meclisl ve MGK'da kabul edllmesi bu yolda güzel blr örnektir. Bayramlar, hele ulusal bayramlar belirll blr anlara taşır. Ulusların tarlhinde önemli günler, etkisi uzun yıllar sürecek büyük «an»lar vardır. 19 Mayıs 1919, 23 Nisan 1920, 30 Ağustos 1922, 29 Eklm 1923 gibi... Bu tarlhsel günlere daha sonra 27 Mayıs 1960 da eklenmişti. MGK. bu bayram giinlerinde blr azaltma yaptı, 23 Nisanla 27 Mayıs'ı anılmaya değer günler olarak benimsediyse de, «tatil günleri» olmaktan çıkardı. 27 Mayıs önemli bir dönüm noktasıdır. Türk ordusunun gerçek demokrasiyi kurmak, korumak, sürdürmek konusunda gerçekçl blr atılımıdır. Nlteklm bir yıl içinde hazırlanan, kabul edilen yeni 1961 Anayasası bu isteğin kanıtı olmuştur. Bence 27 Mayıs'm da bir «bayram» günü sayılması gerekirdi, ama 'sakıncah* yanlan görüldüğünden 27 Mayıs 'ulusal' bir 'bayram' olmaktan çıkarıldı, bir 'anma günü' olarak bırakıldu Ne var kl, 23 Nlsan öyle degildl. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara'da ilk toplantısını yapıyor ve dünyaya yeni Dlr Türkiye Devletl'nin kurulduğunu blldiriyorau. Ayrıca bu yeni öevletin 'Egemenlik Ulusundur' ilkesine dayandığını, btr 'dikta' rejiml olmadıgını, savaş içinde bile 'demokratik' kurallara bağlı kalmdığını, dosta düşmana gösterlyordu. Hepimiz biliriz, TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa, Blrincl TBMM'nde en sert eleştirilere, en acımasız saldırılara, en şiddetli. karşı koymalara katlanmış, sırasmda açıkça hesap vererek, sırasında anlayış ve özveri göstererek Uk Meclis'de yer alan milletvekillerinin 'demokratik' hak ve özgürlüklerlne her zaman saygılı davranmıştır. Bağımsızlık Savaşı bir 'dikta' rejiml ile değil, gerçek bir halkçılıga dayanan 'demokratllt' yöntemlerle sürdürülmüş, yönetilmiş ve kazanılmıştır. Mustafa Kemal Mkna' yoluyla, lnandırarak kendi düşüncelerini yığınlara benimsetmlştir. Başarısının nedenini burda aramalı... 23 Nisan'ın 'ulusal blr bayram' olmaktan çıkanlması benl de btr çok yurttaş gibi üzmüştü. Bu yamlgıdan ergeç geri dönüleceğinl düşünmüştüm. tcinde bulunduğumuz kosullarda, bu konuyu sorun yapmanın gereği yoktu, belkl de zarar vardı. bu yüzden lşl zamana bırakmak daha iyiydl. Aradan iki yıl geçmeden 23 Nisan konusundaki 'yanhşhk' düzeltllmiş oluyor. Sayın Celasun'a gösterdiği duyarlıktan ötürü teşekkür borçluyuz. Bugün 23 Nisan... Bayramların en güzell, en anlamhsı... Tatil olsa da. olmasa da. resml bir bayram sayılsa da sayılmasa da Türk tarihlnm en önemli blr dönüm yeri... 'Egemenlik Ulusundur' ilkesinin yürflrlüfiıe konduğu gün... Bu llke o gün bu gün yürürlüktedtr, hep de yürürltikte kalacaktır. Yurd'un düçman orduları tarafından yağmalanmaya başlandıgı. emperyaüst gtiçlerin Ankara kapılarına dayandıŞı günlerde blle 'ulusal epremenlik' halk temsüeilerlnln ellnde kalmış, tartışılarak. görüşülerek ulus lşleri düze, açıklıga çıkartilmıştır. Savaşm kazanılmasmda en büyük etken 'Egemenlik Ulusundur' lnancı ve uygulaması olmuştur. Bunu yadsımak olanak dışıdır. 23 Nisan 1920'den 23 Nisan 1983'e kadar uzanan 63 yılda Türk ulusu demokrasl yolunda büyük aşamalardan geçmlş: oylarıyla lktidarları dtlşürmüş. va da ts başma getlrmiştir. Türk ulusu bu yüzden 23 Nisan Bayramı'nı büyük bir sevglyle benimsemistir. Bu günün başka blr öneml de 23 Nisan'ın 'Çocuk Rayramı' olarak kutlanmasıdır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı 'egemenligîn ulusta' olduğuna inanan tüm ulusumuza kutlu olsun. (bâSâm tekniîc Dr. M. Aü ALPAR PSR 1937+214 bunca hızlı dönmesine rağmen hiç de genç görünmüyor. Örnegin 930 yaşmda oldugunu bilditimiz Yengeç Pulsarı genç pulsarlar için tipik blr örnek. Bu pulsarı olusturan patlama (süpernova patlar ması) sonucu etrafa yayılan madde hâlâ ışıyan, sıcak, iyonlaşmış bir gaz olarak gözleniyor. Aynca nötron yıldızmın kendisi de o'.usumundan berl hâlâ sıcak, fcu sıcakhkta yaydıgı tipifc Xışınlannı da gözlüyoruz. Oysa PSR 1937+214, Yeng^c Pulsaruıdajı 20 kez hızlı dön düğü halde, bu gençlik içaretlerinin hiçbiri PSB 1937+ 214'de ve çevresinde görülmüyor. Öyleyse PSR 19374214 çok hızlı dönmesina rağmen, aslmda genç bir pulsar. Diğer gençlik işarstleri gibi çabuk bir yavaşlamanm da bu pulsarda görülmeypceğini, bu pulsann çok hafif bir şekilde yavaşladv|ını, böylelikle yaslı olduğu ha'de yüksek hızını koruduftunu öne sürebillriz. Bu düsüaje PSR 1937+214'ün keşfimlen hemen sonra, henüz yavnşlama hızı ölçülmeden bir grup kuramcı tarafından ortay a atıldı. PSR 1937+214'ün, yüksek dönme hız'nda diğar pulsarlardan çok ?ok daha hafif bir yavaşlama göstereceğini öneren bir kuram geliştirildi. Sonraki cylarda yapılan ölçmelor gerçekten de PSR 1937+214'ün en yüksek hızı yanmda en düşük yavaşlamn oranında da sahip olduğunu or taya çıkardı. DAKİK BtR SAAT Bunun en doğal açıklaması PSR 1937+214'de mıknntıs alanının diğer pulsanann mıknatıslığından çok daha düşük olduğu şeklinde. Çün kü yeterince zayıf bir mıknatıs, saniyede 642 kez gibi yüksek bir hızla döndüğü zaman dahi pek az elekt.romanyetik enerji yayabilen zayıf bir dinamo olustnracak. Az enerji yaydıgı için de pulsann dönmesi uzun zaman, belki yüz milyonlarca yıl, neredeyse sabit kaJacak, yavaşlama oranı son derece düşük olacak. Difter pulsarlarin 1012 Ganss olan tipık miknatıs alanlan yerine, bunlardan onbin defa daha zayıf, 108 Gauss'luk bir mıknatıshkt PSR 1907+ 214.ün korkunç dönme hızı ile bile yılda ancak 3X1032 saniyelik bir yavaçlama veriyor. Yanl bu pulsann 1/ 642 saniye (1,5 millisaniye) olan peryodu yılda ancalc 3 pikosaniye (saniyenin rnilyonda birinin milyonda bi yöneten Resit CANBEYLİ Yeni pulsar önceleri eşi etrafında dönen hir nötron yıldızı olabilir yıldızmın miknatıs alan şlddeti kontrol ediyor. Mucaatıs lık azsa nötron yıldızına fktarılan madde yıldızm dönmeslni daha iyi etklleyebiliyor. Bu sürecin sonunda ulaşılan dönme hızı da mıkna tış alanı düşük yıldızlarda daha yüksek oluyor. 108 Ga1982 KasırrCında radyoastronomlar fimdiye deh uss'luk bir mıknatıslık, 1/ bilinen bütün yıldızlardan daha hızlı dönen bir yıl 642 saniyelik peryodu gayet dız buldular. Gökyüzündeki konumunu saptayan İyi açıklıyor. Özetle, "SR hoordinat açılan ile adlandmlan bu pulsar PSR 1937+214 için şöyle bir ha1937 + 214 saniyede 842 kez hendi etrafında döyat hikâyesi düşünüyoruz: nüyor. PSR 1937 + 214'ten önce bilinen yaklaşıh 300 Bu yıldız vaktiyle bir radyo pulsar arasında en hızlm saniyed* 30 hez kendt etpulsar degil, eşi etrafında rafında dönen Yengeç Pulsarı idi. '""?" dönen ve eşinden kendisine madde aktanlan bir nötron PSR 1937 + 214'ün hızlı dönmesinln yanısıra yıldızı idi. 108 Gauss gibi astronomlan ilgilendiren özellikleri de var. Pulsarzayıf bir mıknatıslığı olduğu lar dönme enerjilerini yaydıklan elektromanyetih için madde aktanmı çok etdalgalara dönüştürdükça dönme hızları yavaslıyor. kin bir hızlanmaya yol açtı, Bundan da en hızlı dönen pulsarlarin en yeni oîujnötron yıldızı saniyede 642 muş pulsarlar oldukları çıkarsaması yapüıyor. Bu kerelik bir dönme hızına eçıkarsamamn temelinde yatan fiziksel olgu söyleı rişti. Daha sonra madde akBlr pulsann dönme hızı ve mıhnatısüğı ne denli yüh taran eş yıldızm ve çift yılsek ise o ölçüde üretken blr dinamo. Dolayısıyla dız yörüngesinin evrlmı sobu dinamo elektromanyetih dalgalanm hızla ürenucu madde aktanmı durdu, tip yayacağından, çabucah yavaslayacdh. Bu yoyörünge bozuldu, eş yıldız vaşlamayı radyoastronomlar pulsarlarin dönme dağıldı (bunlann hiçbirinin peryodlarınm gitgide uzaması şeklinde gözlünasıl olduğunu henüz bilmiyorlar. Nitekim daha önce bulunan pulsarlar yoruz!) Geride tek başına, arasında en hızlüann en çabuh yava$layanlar mıknatısı zayıf ama çok hızda oldukları gözlemlerle saptanmıstı. Pulsarlarla iU lı dönen bir nötron yıliızı gili bu genel bilginin ışığında PSR 1937 + 214 çeliskaldi; bu yıldız da etrafmdakili özellihler gösteriyor. Dr. M. Aü Alpar. yazısınki madde temizlenmtş oliuda. aralarında kendisinin de bulunduğu bazı kuramgundan artık X ışmîan decüarm bu çelişkilt özellikleri nasıl açıklamaya çağil, radyo dalgalan Croten lıştıklarmı anlatıyor. bir radyo pulsar oldu. Zayıf mıknatıslığından dtürü fazla elektromanyetik enerji yaymıyor, böylece hızlı dönmeri) kadar uzuyor. PSR 1Q37 şük bir nötron yıldızı oluşa sini koruyor. +214'den hep 1/642 sapiye bilir mi? Buna da doğal bir aralıkla sinyaller geldigine açıklama getirebiliriz. PSR HIZLI PULSARLARİN göre bu pulsarı doğal bir sa 1937+214'ün vaktiyle başka PEŞİNDE at olarak düşünebüiriz, hem bir yıldızla bir çift olduşturBirçok bakımdan akla de o kadar hassas bir saat duğunu düşünelim. Birbiri ki yılda ancak 3 pikosaniye etrafında dönen bir notrun yakın gelen bu «senaryo» geri kalıyorl. Çağdaş tekno yüdi2i ile normal bir yıldız da. henüz açıklanması geîelojinin en hassas saaferi o dan oluşan yıldız çiftleri bill ke n aynntılar var. X ıçını lan Cesium saatleri bilo bu niyor. Bu sistemlerde normal kaynaklan genel olarak bu ölçüde hassas değil. PSR yıldız, nötron yıldızına küt tür bir evrimden gsçip çok 1937+214'ün bu çok has9üs le aktanyor Yüzeyine inen hızh pulsarlara dönüşüyorzamanlaması, önümüzdeki madde nötron yıldığını ;sıt lar mı? Şimdiye dek milliyıllarda güneş sistemlm'zin tıgından nötron yıldızı yü saniye mertebesinde peryod; en uzak gezegenleri Üra zeyi X ışınlan salıyor; bu larla dönen pulsarlar s stematik şekilde aranmamıstı, nüs, Neptün ve Plüto'nun yö tür nötron yıldızlan X ışırüngelerini ve kütlelerini nı kaynaklan olarak gözle bu bakımdan sadece bir taayrıntıh olarak saptamak a niyorlar. Bunlann bazılann ne örnek bulunmuş olması macıyla yapılacak gözlemler da miknatıs alanının düşük şaşırtıcı değil. Ama PSR 1937 de elimizdeki en hassas sa olduğunu sanıyoruz. Nötron +214 gerçekten de tek, nayıldızına aktanlan madde dir bir gökcismi de^il de, at işlevinl görecek. iki yıldızm birbiri etrafmda kimi X ışmı kaynaklannm PULSARIN GtZEMt. ki dönme hareketinin bir evrim sonucu dönüştükleri BİR KURAMSAL kısmmı nötron yıldızına yi'k yeni bir pulsar cinsinin ^k AÇIKLAMA leyerek nötron yıldızlarnin bulunan temsilcisi ise, ilerde PSR 1937+214'ün yüksek dönmeslnl puisar'ar hızlandırıyor. başka çok hızlı hızına karşm düşük tnıkna Nötron yıldızmın dönma hı bulmamız gerek. Radyo tetıs alanı olduğunu söylomek zı bu şekilde ne kadar hız leskoplar bu tür hızlı pulsarle iş bitmiyor. Bunca bızlı lanabilir? Bunu da nfitron lan aramaya başladılar bile. dönen, ama mıknatıshgı dü41 Pulsarlarin dönme hızları azalıyor GAYRIMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI GEBZE IZALEYt ŞUYU SATIŞ MEMURLIIĞUNDAN 981/20 Safeş îzaleyi şuyu suretile satılmasma karar verilen Gebze Akse Köyü Söğüt alçağı mevkiinde kain tapunun 45 pafta 4824 parsel sayılı 372 M2 mikfarlı kayden arsa vasıüı olup bilahere Gaynmenkulün cenubunda iki katlı bir ev inşa edilmişür. Alt katın inşaat alanı 12ü M2 olup birikebten yapılmış içerisinde 4 oda 1 mutfak 1 banyosu vardır. Mesken olarak kullamlmaktadır. İkinci katta ise alt katın yarısı üzerine 60 M2 inşaat alanı olan natamam ahşaptan iki oda yapılmış ve oturulur vazıyette değildir. Bınanın Uzeri kiremitle kaphdır. Ve ayrıca arsanm sumal batısında 15 M2 inşaat alanh biriketten yapılmış bir dükkan vardır kapı çerçevesi voktur terk edilmiş durumda. dır. Ve yine arsanm şimnı ve batı budutlan bir metre yüksekliğinde biriket duvarla çevrılmiştir. Dosyada mevcut belediye lmar va^ısma göre gayrımenkul imar planı tastik hudııdu dısında kalriıSı bıldirilmiştir. Gayrımenkulün tamamına bilirkişi tarafından takdir edilen 713.800.00 lira muhammen bedelle ve açık artırma suretile satışa çıkarılmıştır. Satış Şartları: 1 Satış 3/6/1983 cuma günü saat 15.30'dan 16,30'a kadar Gebze îcra Dairesinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %75'ini ve rüçhanh alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflarmı geçmek şartı ile ihalç olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok irtıranm taahlıüciü baki kalmak şartiyle 13/6/1983 pazartpsı günü aynı verde da yaat 15.3Olfi.:i0'da ıkinri artırmava cıkanlacaktır. Bu artırmağa da rüçhanlı alacakhların alanağını ve satış masraflarını geçmesi şartiyle en çok artırnna ıhale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeoeklerln, tahmin edilen kıyroetin %10"u nisbetinde pey akçesı veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lâzımdır. Satış peşln para iledir, alıcı istediÇinde 20 RÜnü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellâliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 tpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul üzerindekt haklannı lıususiyie îaiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler üe onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır; aksı takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça rjavlaşmadan hariç bırakılacaklardır, 4 Satıs bedell hemen veya verilen mUhlet içinde ödenmezse îcra ve İtlas Kanıınunun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edîlecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiSİ takdirde isteyen alıcıya bir örnegi gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin sartnameyl görmüs ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgl alroak isteyenlerin 981/20 satış sayılı dosya numarasiyle memurluSumuza başvurmalan ilan olunur. fîc. If. K. 126) 11/4/1983 ( + ) tlglliler tâbirine irtifak hakkı sahipleri de dabtldlr. (Basm: 4240) İ.Ü. Orman Fakültesi Dekanlıgından FakÜItemizde açık bulunan Aslstan kadrolanna Araştırma Görevllsl almacaktır. îsteklllerln başvuracakları Bilim Dalını ve sınava glrecekleri Yabancı Dlll belirten dilekçe ile 6 Mayıs 1983 günü akşamına kadar Dekanlığıtnıza başvurmalan gerekmektedlr. Yabancı dil sınavı 9 mayıs 1983 günü saat 10.00'da, başarılı olanların Bllim sınavı 10 mayıs 1983 günü saat 10.00'da FakÜItemizde yapılacaktır. Biltm smavlannın konuları Dekanlıktan öğrenilebillr. Orman MühendisUğ! Bölümtt ttnvanı Adedl Niteliğl Bilim Dah Orman tnşaatı ve Transportu Geodezl ve Fotogrametrl Sllvlkültür ve Ağaçlandırma Ormancılık Politikası Orman Botaniğl Araç. Gör. * > * > » » > » 1 1 1 1 1 Orman Mühendisl > > > » > > > » (Basın: 16828V HEPİMİZ İÇİN • : ' ; 9 ; % ' 9 •?,'.... DR. ERDAL ÂTABEK Bahariye Caddesi Bahariye AP. No: 96/3 KADKÖY TEL.: 38 54 83 58 2322 ; şartolanı 7 yıl düşünerek bulduk... AmNBOGA?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear