28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 Sf gretmen adayı olan öğrencilerimize uyI I guladığımız bir anketln dökümüuü ya" pıyorum bugünlerde. «Bu okulu nasıl •eçtlniz?» sorusuna verilen olumsuz yanıtlan yüzde 80'lere, yüzde 9095'lere doğru yükselip gidiyor: «Rastlantıyla seçtim», îstedigina yera gireaıediğim için seçtün». «18. olarak seçtira.» (Sonuncu), «Bana kaisa doktorluk, mühendisiik seçerdim», «Bir yüksek okulu bitirmiş olmak içln soçtim», •ÖJjretmealik yapmayı düşünmüyorum». •Başka iş bulamazsam öğretmenhk yapanm», «Öğretmenlik yapmayacağım için bu soru beni ilgilendirmez», «İstanbul'a verilirsem öğretmenlik yapanm». Bu acı tablo derslerde karşımı?a çıkıyor doğal olarak. Öğretmen yetiştirmenin gerektirdiği bir programlama. amaçlı ve istekli olmayan bu gençlerin ilgilerıni çekmiyor. «Biz öğretmen olmayacağız ki», •Bunları öğrenmemize ne gerek var ki..» diyerek niyetlerinj durmadan yinehyorlajr. Hele Yabancı Diller Bölümünürı arabah öğrencileri, okulu kapıdan selamlayarak diplomalarını alıp gitmek istiyorlar. Öğrencilerimizin öğretmenlikten böylasüıe kaçmaları ve yakınmalan beni sık' sık kendi öğrencilik yıllarıma götürüyor ister istemez. O yıllar «düş» müyda, «gerçek» miydi, diye düşünüyorum uzun uzun. Bizler de öğretmen adayıydık. Hem de köy öğretmoıü olacaktık. Oyle özendirilmiş, öyle donatılmıştık ki, bu sevgıli mesleği doktorluğa. mühendisliğe değişmek aklımızın ucundan geçmezdi. Ilk smıflarda bile kendimizi bir dava adamı» olarak görüyor, öğretmenliğin gereklerini daha o günden yerine getirmeye çahşıyorduk. Böylesine bir sorumluluk du^gusu ve gftrev sevinciyle geçiyordu öğrenciliğimiz Bu ortama uyamayanlar aranuzda kalamıyorlar, sessizce aynlıyorlardı. Yüksek öğretirae gitmeyenlor küçumsenmez. gitmemek kayıp sayılmazdı. Herkesin is.i hatta yeri önceden hazırlanıyor«Ju çünkü. Yüksek okula seçildikleri halde köy öğretmenliğinde kalarak, bir «n onca okullarını, işlîklerini, okuma odalannı açmayı, örnek bağlar. bahçeler yeşertmeyl yağleyenler çıkıyordu araım?dan, Öğrencisi olduğum «Yüksek Kıaun». Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nün bagnnda kurulmuştu. Her enstitünün öğretnvm adayı sayısma uygun olarak «iki aşamalı» blr seçimle öğrenci alınırdı «Yüksek Köy Ens OLAYLAR VE GÖRÖŞLER ortaya koymuşlardır. Niteklm, «öğretmenlik mesleğinin çekici olması için beklentileri»ni de şöyle dile getiriyorlar: «Ekonomik olanaklar artırılmalı», «Devlet cgretmene sahip çıkmalı», «Sosyal etatusü artınlmalı», «Lojman verilmeli», «Kendüii sürekli jetiştirmesi için olanak sağlanmalı», «Atamala.rda esnoklik olmalı», «Mesleğe saygınlık kazandınlmah», «Öğrenci alma sıstemi degiştirilmeh», «Düşük puanlılar değil, isteyenler alınmah». öğretmenlik mesloğinin içinde bulunduğu bugünkü acmazlan ve öğretmen yetıştirmcnin sorunlarmı yansıtan, hatta Çözume yönelik ipuçları da veren İlg'nç bir «durum saptaması»dır öğrencilerin yanıtlan. Bızim zamanıtnızda da güllük p.üiistanlık değildi Türkiye'nin kosulları. Hem öğrenciyken, hem de mesleğe başladığımızda çektığlmiz sıkıntılar, katlandığımı? güçlukler oldu, Buna karşın öğretmon olmayı, «en iyi öğretmen» olmayı amaçîıyorduk. Kendi konumumuzu ve ülkemizin perçeklerini kavramıştık. Adaylar kaynağmdan alınarak, öğretmen olmnyı garçekten e.maçlayanlar aeçilerek, bu ülkti bize okullarda kazandırıhyordu. 17 Nisan gunleri benim okuduğum okullann kuruluşunu simgelor (17 nisan 1940), Aradan 43 yıl geçmiş (yarın yıldönümü). toplumumuzun yapısı oldukra değUmiştlr. Değişmeler karşısında öŞretmene olan geroksinim daha başka n'cel ve nitel boyutlar kazanmıştır. Bu çeıvksinimin, eğitime içtenlikle omuz venneyi amaçlayan, «zorla giden» bir kadro ile karSilannmayacağı oripdadır (!) Mollk Aksel, W a r Canova, Ruhi Su. Aydın TW Gün, Selçuk Uraz, Dlvi Uraı, Şükru Arscven, Fttlk Canselen vb. (2) Prof. XİT. trfan Şahtnbaş, Prof. Dr. Saffet Korktıt, Prof. Dr. Niyarf Çıtakoğlu, Prof. Dr. Muhlis Ete, Prof. Dr. Selahattin Batu, Prof. I>r. Şevket Birant, Prof. Dr. M. A H Tolunay, Prof, Dr. Halil DemlrdOKİu, Prof. Dr. S, Ne.iat Yalta. Prot. Dr. H. Ziya Evliya, Doç. Dr. Cclal Tarman, Doç. t>r. tbrahlm Y,aia, Doç. Dr. Seniha Tımakan, Doç. Dr, F. S&rur vb. (3) Binhaşı Nuri Tpoman, Blnbaşı Sıtta Clay (Em. Gcneraller) vb. (4) E*IMmci î. Halckı Ton^ıc. Sabahattln Eytlb oftltı, Vedat Günyol, Eğifimd M. R'iıf tnan, E&iHmci HMTreiT» Arman, Eğitltnc. Fevı! Ertftn, Y. Mimar Mualia Eyuboğlu, Eftttlmrl Rerep Gi'.rel vb. 16 NİSAN Î983 17 Nisan'ın Düsundürdukleri «Bizler de öğretmen adayıydık. Hem de köy öğretmeni olacaktık. Oyle özendirilmiş, öyle donatılmıştık ki, bu sevgili mesleği doktor. luğa, mühendisliğe değişmek akhmızın ucundan geçmezdi.» Felicita Çiçek adları lnsanm gönlünü açar. Leylak, ortanca, sakayık, gündüzsat'ası, karanfil, gül, gülhatmi, filbahar, kamelya, kasımpatı, papatya, gelincik, açelya, lale, zambak, yıldız çiçeği diye saymaya başladm mı, içinde ruhsal bir dönüşüm başlar. İster karanlık bir hücrede bulun, ister dumanlı bir koğuşta, ister karanlık bir gecede, ister yapışk&n slslerin ortasında; düşlem gücü devinime geçer; gündüz sefası gelir gözünün önüne, kasımpatı açılıverlr, menelcse kokusu duyarsın, gelincik kırmızısı kamaştırır gözünü, yıldız çiçeği serpilir çevrene... İçinden yinelediğin sözcükler somutlaşır; daha önce yasamını kapsayan çlçekler, renkltriyle, kokulanyla, yapraklarıyla bclirginleşirler. Hayatm ürünleridir düşlemler. Gelincikleri okuldan kaçtığın bir llkyaz günü kırlarda algılayıp unutmamışsın; hasta dostuna gül götürmüşsün; yitik sokaklarda dolagırken unutulmuş bir bahçede yıldız çiçekleri gözüne çarpmış; sevdiğine kırmızı karanfil almışsın bir çiçeklikten... • Fellcitanın hiçbir anısı yoktu. Soyut bir sözcüğün çağrışımları da îellcitayı sevmeye yetmiyordu. Latlnce kökenli fellcita; uzun, dingin. siirekli, durağan mutlululu vurguluyordu. Bir dost, yabancı bir ülkeden yollamıştı; beş santim çapında, on santim boyunda mumlu bir kütüktü feüctta; söylencelerini birlikte getlrmişti: Latin Amerika'smda yetlşen bu bitkl dünyanın her yerinde açarmış; yeter kl kendisine lyi bakılsm, horlanmasın, küçük görülmesin. azınısanmasm, sevildiğini anlasın, duysun, algılasın. Gözü tokmuş felicitanın.. Küçücük bir kap içinde bir parmak su fellcltaya yeter de artarmış. • Dcğirmi blr sigara tablasmm ortasına yerleştirildi felicita, masanm üsttine kondu. Yanmdan geçtikçe gözüm takılıyor: naumdan kütük insana soğuk bir ürperti veriyordu. Sarmaşığı tanırdım, mme çiçeklerini sağüa solda görürdüm: daha önceleri felicitayla birlikte hiç yaşamamıştım. Masanın üstünde duran mumlu kütük parçası, yapmacık zenglnliklerln salonlarında yıvışık partiler verillrken yakılan biçimsiz orantılarda mumlara benziyordu. Günler, haftalar, aylar geçiyordu. Felicltaua bir kımütı yok. Dışarıda fırtınalar esiyor, karlar yağıyor, sisler basıyor, dolu ve yağmur birbirini kovalıyordu; felicita suskun, cansız, soğuk, ölüydu. • Bahar geldl. Admı bilmediğlm ağaçlann tanımsız çlçeklerine baktıkça felicltayı düşünüyordum. Yemyeşil oldu toprak; doğanm gücü her yandan fışkınyordu. Soğuk renkler, yerlerlnl sıcak renklere bıraktılar, yeşilin, kırmızının, s a n m n her türü, sarmaş dolaş olmuş, çevrcyi boyamıştı. Fellcita, soâumuş ölü yüzllnü andıran mumlu kütüğüyle masanın üstünde susuyordu. • Sonra akıl almaz bir şey oldu. Blr sabah felicitamn durgun yüzünde bir kımıltıyj duyar gibi oldum. Ve ertesl sabah haplshanenin demlr parmaklıklı penceresinden günege uzanan bir el gibi küçücük bir yeşil yaprağın ucu soğuk mumu yarıp gün ısığma çıktı. Fellcita kendine geliyor, uyanıyordu. Dünyanın uzak yerlerinden taşınan söylence gerçek miydl? Felicita büinçlenlyor muydu? Blr yaprak, blr yapraktı; ama doğanın bedenlnde glzll ve gizemll sonsuz gücü vurguluyordu. • Artık felicita kendine geliyor, blltaçleniyor, uyanıyor, küçücük yapraklan doğanın önüne geçilemez gücünü bana yansıtan büdiriler gibi yeşlllenlyor. Mutluyum; fellcita mutluluk demek değil ml? Blldiğim çiçek adlarınm yanma felicitayı da yazdım, Pakize TÜRKOĞLU Marmara Üni. Atatürk Eğitim Fak. Öğretim Görevlisl titüsü»ne. Birinci seçim, Enstitülerin öğretmenler kurulunca yapıhyor, ikincide seçilenlerin yazıh kağıtları Ankara'ya gönderiliyordu. Sınıflarda Türkiye'nin her köşesinden ögrenciler bulunurdu. Kitapların yazdığı okullardan daha görkemli, daha zengin bir eğitim ortammda yaşıyorduk. Öğreticilerimiz, Ankara'nm seçkin sanatçılan (1), profesörleri (2), subaylan (3) ve birçok yetkili uzman kişilerdi (4). Karda kışta hiç aksatmadan gelirlerdi o uzak yollardan. Kitnilori okulda yatar kaikarlar, kimilerı bazı derslor İçin bizi kendi fakültelerine götürürlerdi. Öğrenmek Için gözünü kulağını acmış. ellert iş tutan bizlorin öğretmenliğini yapmak, onlar için de ilginç oluyordu kuşkusuz. Çoğu bunu sevgiyle belli eder, bizl gönendirirlerdi. «B9nim en güzel fakültem sizin buraaı» derdl Prof. Dr. Hikmet Birant. Aynca, kültürümüzün zengin birikimlerini tasıyan halk ozanlan, folklorcular, deneyimli halk bilginlerl do ahnırdı bu okullara usta öğretici olarak. Asık Veysel, tzmirli Çakıcı Efe gibi bu kültür adamlarını biz öğrenciler saygıyle karşılar doyasıya yararlanırdık kor.dilerinden. İylyi, güzeli, doğruyu arayan lnsanların ahcılığı ile klm ögretiyorsa peşierinde n kosuyorduk. •** Böyle blr ortamda blr yandan flgretmenllk bilgi ve becerüeri kazanırken, bir yandan da kültürümüzün zenginliklerini yeniden özümleyerek sağhkh davranıglar geliştlriyorduk. Ankara'nın 19 Mayıs törenlerlne B00 kişillk folklor ekibimizle katıhrdık. Kendi çalgılanmızla, özgün Kİysilerimizle «halay» çekişimiz, «bengUye duruşumuz. stadyumu dolduran halkın ayaga kalkmasıyla göstorl olmaktan çıkar, bir yaşama blçimine dönüsürdü. Okullarımıza devlet büyükleri, Pakanlık yetkilileri gelirlerdi sık sık. Çevrelarlnı alır soru yağmuruna tutardık kendiîerini. Sorulanmızı özenle yanıtlarlard). Onlar da bıze sorular yöneltirler, yaptığmnz, yapacağımız çahşmalaria ilgili bilgiler ahrlardı her birimizden. Yine gelmelerini ısterdik, gelmezlerse beklerdik. Görevlilerin içtenlikli davranışı, bu saglıkh iliskjlar, devletin her zaman yanımızda olduğu anlamına gelen bir güven veriyordu bizlere. Oyle ki, Ankara'ya inince buluşma yerl olarak Gençlik Parkı'nı ya da «özen» Pastanesini değil de Millj Eğitlm Bakanlıtmın bohçesini seçerdik. Ulus'taki o eski yapı, baba ocağıydı sanki. ••• Atamalanmızin yapıldığı günü anımsıyorum. Genel Müdürle yardımcısı kadro çizelgelerini alıp okula gelmişlerdi. Istanbul'da da görünüyordu iki boş yer. Ne var ki, bu «Kocakent»! 111e da lsteyen çıkmadı aramızdan. Ad çekmeye bile almmadı bu yüzden. O günlerde hasta olan •Sarai Agabey» (Birkaç yıl önce yitirdlftimiz Hukuk Profesörü Sami Akıncı) zorunlu olarak yazüdı. Tadavi görecektl îstanbul'da. En sonunda blr da Yusuf çıktı da zorla doldu o İki kadro. Ad çekişte Kars'ı, Erzurum'u çekenlor. lsteglyla doğuyu seçenler Avrupa'ya gidecekler gibi gülüyorlardı. Bu karşılastırmayı ögrencileriml kınamak ya da geçmişi «yad» etmek içln yapmıyorum. No o zamanki blzlerin, ne de şimdiki öğrencilerin durumlan yalnızca kendi öz seçlmlerimlz değlldlr kuçkusuz. Her iki kuşağm içinde bulunduğu ortaoıın yarattıgı aonuçlardır tutumlarrauz, amaçlarımız. Bugünün öğretmen adaylan koşullarin lorladıgı kendi gerçeklerinl dürüstça CVCT Uzun HAVIR Bir OKTAY AKBAL ögretmenin, ögrencinin soruları sorunları TEKZİP MuammetTUNCER Adam. «Ta yazmaktan ne anlıyorum? Beni ortaya koymasıru, bana tanık olmasım, dedim. Bir kişi, bir birey olmak istemektcn başka ne demektir bu? Evet yazmaktaa anladıgım bu i§te: Bir birey olmak. Yazmayı böyle anladığıma göre, ya yaşamaktan ne anlıyorum? Nedir yaşamak? Taşamak benim için dünyayı algılamak, kavramak, bulgulamak, kısaca anlamak olayıdır. Bunun için, yaşamak bu yolculuga çıkmak, herşeyden önce de bunn göze almak, buna katlanmaktır.» llhan Berk «Uıun Bir Adam» adlı özyasam öyküsünde böyle diyor. «Kendim Üstüne Bir Kalem Denemesi» altbaşlığmı taşıyan bu kltapts* Berk'in çocukluğunu, ilk gençliğinl. gairlik serüvenlnl, duygu ve düşünce dünyasım İlginç blr aynadan seyrediyoruz. Şiir dolu blr anlatun. Tadına doyum olmuyor. Berk'in şilrini anlamak, derinllğlne inmek, bir takım gizleri çözmek İsteyenler için «Uzun Bir Adam» bir başvuru yapıtıdır. Bildiğinlz gibi, llhan Berk bu yıl YedUepe Şlir ödülü'nü «Deniz Eskisi» adlı kitabı ile kazandı. Konur Ertop, Recep Bilginer, Saml Karaören, Atilla özkırımlı, Adnan özyalçmer, Htisamettin Bozok ve benden oluşan blr seçicl kurul, 1983 yıh ödülünü îlhan Berk'e verdi. Bu, oldukça geç kalmış blr ödüldur. Berk bugün 67 yaşında yine de «genç» blr şairimizdlr. Genç dlyorsam, bu nüfus kâğıdı gençliği anlammda değil; sanattaki dirilik, tazelilc, yenilik anlamında kullamyorum bu sbzü... Berk, elli yılUk sanat yaşamı süresince hep yenilikler. deglsikllkler aradı. Beğenilen kişiliğinl. bir gün geldl beğenmez oldu. Sevilen şiirlerinl bir yana ltlp daha yenl, daha değişik biçimler, özler aradı. Onu izleyenler zaman zaman yorgun düştü, bıktı, sevmekten vazgeçti. Atna baktüar kl Berk yeni blr klşillk bulmuş, yenl blr deyig yaratmış, etkileme gücüne yeniden kavuşmuş... Kltaplannı karıştırdım yeniden... Baktım her kltapta blr başka «llhan Berk» var! Beğendiğlnlz beğenmediginlz... «Bir başka» ama yine de «kendisi»... Her çağımızda «bir başkası» gibi deffi\ mlyiz? «Okur rahatlığı» dediglmiz blr tembelUktlr, blr salri belli kişilikle, nitelikle tanımak, tanımakta direnmek lsteği!.. Ben size Berk'in eskt şiirlerinden birml sunmak isterim. Şiirde «toplumcu» bir içerik arayan, dönemin şiirlerinden blri: «Son Yerine»: «Znlmün her tUrlüstt Kötü kardeşler Hiç blrl tnsana göre değil Ağaç dikmek, sabahlan uyanmak lyl İyi hayvanlara bakmak, çiçekleri sulamak Rabatsalar, uyuyan insanlarm solugunu dinlemek iyi İyi hürliiğü düşünmek Taşamak onun içln Bütün gün çahşmak onun için iyi Bütün çocukların uyuyuşu uyamşı iyi Zulmün her türlUsU kötü.» İlhan Berk'i 1940'ta tanıdım. Kırk üç yıldır süren blr dostluğumuz var. Zaman zaman köşeslne k l Bodrum'da güzel bir evdir o çekilir, aylar stiren Wr yalmzlık dönemindedlr. Sonra blrden ortaya çıkar. Kimi zaman konuşmalarıyle çevresini todınr, karşıkoymalar, düşmanlıklar yaratır. Kendlsiyle de çelişkiye düşmekten çeklnmeyen, durmadan yenl bir «kişilik» arayan, bulan bir şair nlye yerinde sayan, belirü tutkulara baglı kalmakta direnen, eski beğenilerin düzeylnden kopmayan klşilerle, anlayışlarla savaşmasm?... Ama böyle davranan kişinin de yadırganması, ötke uyandırması da doğaldır elbet. llhan Berk konusunda bir «romam yazabilirlm demlştlm blr zamanlar... Ama hangi «tlhan Berk» için? Sürekll değişimleri yüzünden bunu yazmak olanaksız. Tam yakaladım derken, elinden kaçan blr konu, bir kişi... Beğenin begenmeyin, sevin. sevmeyin, anlayın anlamayın, şiirimizin son elli yıllık serüveninde İlhan Berk'in ayrı btr yeri vardır. Gelecek, ne der, nasıl yargılar? Orasını bilemem. ama llhan Berk'in <kendince»ligi tüm giir, düzyazı yapıtlarında bugüne de yarına da çok şeyler götürecege benzer. En lyisl söztt $aire bırakmak: «Sen varken k»tü dîye bir şey bllmiyorduk Mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu Senslz karanlığm çiıglsine koymuşlar uraudu Sensiz esenliğimlzin Ustünü çlzmişler Nicedir bir oencereden deniı güzel degil Nicedir ışımayan Insanlıgımız senslzliSimiîden Sen gel bizi yeni iakitlere çıkar.» Nedir tlhan Berk'in beklsdiği, özlediği diye merak mı ettiniz? Aşktır o, aşk... «Kendimi aşklar için yaratılmış düşünüyorum» diyen bir galrin en çok özlediği, elbette ki «aşk» olacaktır. öğretmenler, öğrenciler. Sorunlarınızı yazın, yanıtları okuyunuz. Gazetenizde yayınlanan yazı Gerçek dışıdır. Okulumuzdaki <!islplin olaylannda yönetmelik hükümleri uygulanmaktad:r, Okulun bir eğitim yuvası olduğu bilinmekte ve disiplin sözcüğünün tanımı taranmızdan çagdaj dusüuceyle yapümaktadır. Oerçsk blr eğititnci olan bizlere bu yazıyla bir iftira yapılmıştır. öğrencilerin küık kıyafetleri d» yönetmelikta «ınırlan dınlmıştır, Biı, Öğrenciye yakışan sade bir kıyafet istemekteylz. Bunun Için de masraf yapılacağına inanmıyorua. Gerçekgi, cagda? ve AtatUrkçü düşuncelerl yıpratmak Için yaymlanmış bu yazıyı escfle karşılıyoruz. 3.3.1983. Ramazan DEMtRCt Sivaslı Llsesi Müdürü (bgîsmtekniK 1982 kasımında radyo ast~ ronomlar şimdiye dek billnen bütün yıldızlardan daha hızlı dönen btr yıldu buldular. Bu yıldız saniyede 642 defa kendi etrafında dönen blr «pulsar». Gökyüzündekl konumunu veren koordlnat açılan İle adlandırılıyor: PSR 1937 + 214. Bu pülsarı üıcelemeden önce genelde yıldızların dönmesine blr göz atalım. Uzaydaki çlzgisel ve yörüngesel hareketlerinln yamsıra gökclsimleri kendi eksenleri etrafında da dönüyorlar. örneğin dünyaroıa (bir gezegen) 24 saatte, güneş (blr yıldız) 25 günde bir dönüş yapıyor. Başka pek çok yıldızm da dönme peryodları (yanl kendi eksenlert etrafında bir dönüşlerinin aldığı zaman süresl) bunlardan gelen ışıgın lncelenmeslyle ölçülebiliyor. yöneten R^şitCANBEYÜ Saniyede 642 defa dönen yıldız: PSR 1937214 Dr. M. Ali Alpar 1950 yıhnda Malatya'do doğdu, Bobort LiseH'nden mazun olduhtan sonra 1972'de ODTÜ'ndan fizih dahnda Usans dereceai aldı. TÜBİTAK bursuyla gittiği Cambridga Üniversitesi'nden «Pulsar Sıçramalan ve Nötron Yıldızlannda Üstün Akı^Kanlık» adk tezlyle dohtarasını aldı. Bu ünivenitedehi Cavendish Loborotuvorı'ndo vo 197577 yüları arasındo misafir öğrenci olarah bulunduğu Princeton Universitesi'nde araftırmalar yaptı. 197882 yüları arasında Boğaziçi Üniversitesi Fizih Bölümü'nde öğretim üyesiydi. 1981 yıhnda doçent olan Dr. Alpar, 198182, yüları arannda Columbia Üniversitesi Astrofizih Laboratuvan'nda misafir araştırmacı olarah çaliftı. 1982 sohbahanndan bojîoyorofe HUnol» Üniversitosi Fizik Bölümü'nd» öğretim üyeliği yapmahtadır. rın en hızlısı. Pulsarlarm dönen ve raayo dalgalan üreten yıldızlar olduklarını billyoruz. Radyo dalgası üretiml, bu yıldızların kuvvetli mıknatıslar olmalarından kaynaklanıyor. Yüzeylerinde mıkna13 Yıldızlann evrimi Yıldızlar evrimleştikçe büyüklüklerl (yançaplan) değişiyor. Evrimln sonunda güneş ve gece çıplak gözle de ışığını görebildiğimiz yıl dızlar, kimisl «beyaz cüce» denen 100010.000 küometre yarıçaplı (dünyamız ve diger gezegenler boyutunda) yıldızlara, kimisi de yarıçapı sadece 10 Km. kadar olan nötron yıldızlarına dönüşecekler. Daha önce evrimini tamamlamış yıldızların oluşturduğu beyaz cüce ve nötron yıldızları diğer yıldızlardan farklı gözlemsel özelliklere sahipler Dönen ve radyo dalgalan tireten nötron yıldızlarma «pulsar» diyoruz. Kimi nötron yıldızlarını ve beyaz cücelerl lse yaydıklan Xışmları dolayısıyla algılıyoruz. Nötron yıldızları güneş gibi sıradan yıldızlara göre çok hızlı dönüyorlar kendi etraflarında. Dönme peryodları saniye mertebesinde. Yıldızların evrimleşlp kücüldükçe daha hızlı dönmeleri açısal momentum korunumu denen temel tizik kanununun sonucu. Aynı sebepten, kendi etrafında dönen bir dansçı kollarını kapatıp vücut boyutlarını küçültünce, ya da perende atan bir sporcu kol ve bacaklarını büküp vücudunu bir top biçimine sokunca anlden daha hızlı dönmeye başlar. Nötron yıldızları, haci» lerinin bu kadar küçük olmasına ragmen, 12 güneş kütlesl mertebeslnde kütlelere sahipler. Yanl kütle açısından günes glbl sıradan yıldızlardan pek de farklı değiller. Günejln küt 33 lesi ise 2 X 10 gm. Yanl 33 tane 10'u yanyana yazıp çarparak elde edeceğlniz saymın İki katı gram madde var güneşte. Güneşte 100.000 Km. yarıçaplı bir küre içinde toplanan bu kütleyi 10 Km. yarıçaplı sığ dıran bir nötron yıldızında yoğunluk bir santimetrekübe 500 milyon tonu buluyor. Nötron yıldızlarmın dönme hızı Bu küçük yıldızlar, yüksek yoğunlukları sayesinde dağılıp parçalarım etraîa savurmaksızın bunca hızlı döneblliyorlar. Hep blliriz ki, dönen cislmler dönme eksenlnden kaçıp gitme eğillmi gösterlrler. Dönen bir yıldızın yüzey katmanlarında da aynı eğlllm var. Bunları yıldıza bağlı tutup dönme hareketine katan kuvvet, yıldızm kütle çeklml. Bir gökclsml ne kadar yofiunsa onu bir arada tutan kütleçeklml de o ölçüde kuv vetll ve dağılmadan ulaşabtleceğl dönme hızları da o denlt yüksek. Nötron yıldızlarınm 500 milyon ton / cm3 yoğunluklarıyla yaklaşık saniyede 2000 dönmeye varan hızlara dağılmadan ulaşabileceklerlni hesaplıyoruz. Bundan daha hızlı dönme bir nötron yüdızmı bile parçalayıp etrafa savurabilir, ama bu sınırın biraz altındaki dönme hızlarmda nötron yıldızları dengelerlni koruyabilirler. Yenl gözlenen PSR 1937 + 214'ün dönme hızı. saniyede 642 dönüş, teorik olarak ulaşılabilecek en yüksek dönme hızının üçte birini buluyor. Bu noktada, güneş kadar kütlesi olan, fakat bu kütleyi 10 Km. içinde toplamış bir cismin boşlııkta kendi etrafında dönüşünü düşlemeye çalışın. Böyle blr nötron yıldızının saniyede blr kez dönmesl bile göz önüne getlrilmesi güç blr şey. Ama gözlemler şlmdlye dek bizim İçinde bulunduğumu7 yıldız sisteml (galaksi) Samanyolunda, 300 kadar, öanlyeden de kısa zamanlarda dönen ve pulsar olarak gözlenen nötron yıldızını ortaya çıkar«lı. PSR 1937 + 214 bunla tıs alanı 10 Gauss'u buluyor, yanl güneşln 1 Gauss olan mıknatıs alanından milyon kere milyon daha kuvvetli. Bir elektrik santralinde türblnlerln çevlrdlği mıknatıs nasıl dönme enerjlsini elektrik enerjisine çevirlp elektrik şebekesine bir akım gönderirse, hızla dönen bir nötron yıldızı da kendi dönme enerjlsini kullanarak uzaya elektromanyetik dalgalar, özellikle radyo dalgalan gönderir. Bu radyo dalgalan yıldızın mıknatıs kutuplarının yerine göre, belli bir yönde yayılır, böylece tıpkı ışıldağı dönen bir deniz fenerinin muntazam aralıklarla çakışı glbl, radyo dalgalan yayan kısım dünyamız yönüne döndükçe, yanl yıldızm her dönüşünde bir kez, dünyadaki radyo teleskoplar bu yıldızdan bir radyo slnyali alırlar. Slnyaller düzenll aralıklarla tekrarlanır. îki sinyal arasındaki süre de tabii nötron yıldızının dönme peryodu olnyor. PSR 1937 + 214'ün kesfinden önce, yaklaşık 300 pulsar arasında bilinen en hızlısı, saniyede 30 kez dönen Yengeç Pulsarı (PSR 0531 + 25) ldl. Pulsarlar dönme enerjilerini yaydıklan elektromanyetik dalgalara dönüştürdükçe dönme hızlan yavaşlıyor. Demek kl en genç, en yenl oluşmuş pulsarlar en hızlı dönenler olmalı. Blr pulsarm dönme hızı ve mıknatıslığı ne kadar yüksekse o ölçüde üretken blr dlnamo; böyle blr pulsar hızla elektromanyetlk dalga üretip yayacağmdan çabuk yavaşlayacak. Pulsarlarm yavaşlamalan dönme peryodlanmn gltglde uzaması olarak gozlemlerle ölçülüyor. En hızlı pulsarların en çabuk yavaşlayan pul sarlar oldukları gözlenlyor. Pulsarlarla ilgtll bu genel bllgilerimizin ışığmda, yeni bulunan PSR 1937 + 214, çelişik özellikler gösterdi. Radyo astronomi açısından çok önemli olan bu celişik özelliklerin nitelikler» ve kuramsal açıklamalan bir başka yazınm konusu. Fizikte Çelişik Eğilimler Konferansı'na Çağrı: MODERN FİZİK'İN «Piskopos BERKELEY ve Ernst MACH'çı» gorüşlerine karşı: 1 Enküçük parçacık dahi; belli bir hesaba göre hareket eder. Olasılık hesabı; aciz ve cehaletimizin ürünüdür. 2 Doğa ilimleri; anlamaktan çok yaşamak lçindir. 3 Işığın boşluktakl sür'atl sablt degildlr. V.LA* LAN. 4 Cisimler; uzayda düzgünsürekli hareket etmezler. Parçacıklarm ışık sür'ati üstündekl hareketi konusu; saçma kabul edilmemelidlr. B Madde; adeta canlı parçacıklardan meydana gelmlştir. (Her parçacığm iç dinamiği, iç canlılığı vardır.) WHEELER. 6 Her parçacık; uzayzamanda yayılıdır. B. KURŞUNOĞLU. Y. P. TERLETSKY ... gibi görüşlere yakın olanların lllml gellştlrmek için; bu konuyu çevrelerinde duyurtturma ları ve katkı programları ile müracaatları rica olunur, NOT: Cevapların, Türkçe veya îngilizce yazılması. K.OYMAN, Mete Sk. 4627 B. 101 Merter İstanbul Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Operatör Doktor MehmetGÖKMEN 1. Levent Gül Sokak 14/A'daki muayenehanesinde hastalarım kabule başlamıştır. Muayene saatleri: 16.00 20.00 Telefon: 64 72 47 64 13 19 Lütfen randevu almması rica olunur. SAlVJt C KiBtfT Nişantaşı'nda 120 m2, kömür kaloriferli, dör. düncü kat satıhktır. Fiyatı: 6.500.000 Lira, Telefon : 41 05 99 TEŞEKKÜR Tevfik Kent'in vefâtı dolayısıyla acımızı paylaşan tüm eşe dosta candan tesekkürler. AİLESİ ATABEK Bahariye Caddesi Bahariye AP. No: 96/3 KADIKÖY TEL.: 38 54 83 58 2322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear