26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 7 MART 1983 ALİ SİRMEN Son günlerde ülhemtzde uyuşturucular konusu hiç değilse basında dddiyetle ele ahnmış görünüyor. Bunun nedenlerine girmeden önce uyuşturucunun tanımını yapabilir miyiz? METIN OZEK Sanınm burada yapılması gereken, uyuşturucu deyimini düzeltmeye çalışmak. Gerçi bu deyim, yasalar, tüzükler ve öbür metinlerde de böylo. Fakat yanlıs bir deyim. Çünkü kişîyi etkileyen, kişide dayanılmaz istek yaratan, hatta bazı hallerde bu isteğin yerine getirilemenıesi, yani maddenin bulunamaması haiinde bedensel belirtüerin ortaya çıktığı tüm maddeler. Bunlann bir kısmı uyuşturucu değil. SİRMEN Hatta uyancı değU ml? ÖZEK Evet hatta uyarıcı. Uyuşturucuyu narkotlk karşılığı kullanırsak, o zaman öteki gruba da uyancı (stlmulant) demek gerek. Uyuşturucuyu genel bir tanım olarak kullanmak yanlış. Eskiden bunun yerine iptila veya tutJtunluk yapan maddeler denirdi. Yalnız onları da tanımlamak zordu Burada iki ölçüt ele alınıyordu: Belirll bir etkiyi sağlamak için gittikçe dozun artınlması zorunluğu. Bir de bu madde almmadığı takdirde büyük bedensel değişikliklere hatta ölüme kadar varan olaylara neden olması. Özellikle afyon türevlerinde görülüyor bu olgu. SİRMEN Peki Sayın Özek, bu verdiğlniz tanımlar tütün ve alkol alışhariliklanna da bir ölçude uymuyor mu? ÖZEK Haklısınız. Alkoiden daha önce yaygın başka blr madde îçin Cannabis Sativa L İndica yanl yabancılarda •Hasiş» denen madde için de aynı tartışma ortaya çıktı. Tartışma bizim hukukumtız açısmdan da ciddi olarak hu fCumhuriyet sordu MetmözEK yarutfadı Prof. Dr. Metin Özek kimdir? 193O'da İstanbul'da doğ • du. Pertevniyal Lisesi'ni ve İstanbul Tip Fakültesi'ni bitirdi. ı:j59 yılında psikiyatri doçenti oldu. Çoğu yabancı dilde yuzü aşkırı bilimsel araştırma yayınladı. 197173 yıllarında Heidelberg Üniversitesl Sosyal Psikiyatri kadrolu profesö • rü olarak çahştı. üîusal ve uluslararası çesitli der neklerin üyelihleri. yöneîicilikleri. uluslararası buim dergisi editörlükleri arasmda, World Psychîatric Associatian Executive Committe'sinirı de üyesidir. % 87 olduğunu ortaya kc{vuyor. Sürekll kullananların ontnı ise % 30. 70'lerin ilk üç yılını o ülkede geçirdiglm İçin olayı yakmdan görmek o')anağına kavuştum. Burada bana hasta diye başvuran kişiljrden sözetmiyoıum. Öğrendlerle olan iîişkilerimden biliyoısjm ki, o sıralarda F. Almanya'da esrar Türkiye'deki sigara yaygmhğmdan biraz daha yaygmdı. Şimdi yine yukan<3a belirttiğinıiz. görtşe dönelim. Burada şöyle bir soru oırtaya çıkıyor: Eğer bu maddeleri kullananlar doğuştan psikopat kişüerse. durumu nasıl açıklayacağız? Yani Almanya'da insanlar sağlıklı doğarken, 15 sene içinde birde'a hasta doğmaya başlamışlar mıdır ki, bu maddelerin kuljanımı artmıştır? SIRMEN F. Almanya'da 15 yıl içinâe vyuştuructı kullanılmasının böylesine yaygmlaşmasmın nedcnleri üzerinde araştırmalar var mı? ÖZEK Var, fakat bun|ann hlçbiri matematik kesinllğ« varmıyor doğallıkla. Belivli saptamalar ve yorumlar van Bilimde de yommlar ve bilimsel spekülasyonun yerl var. Ama tabii ki, bunlar martematik gibi herkesin kabul etmck zorunda olduğu şeyLer doğil. Bu yorumlann basta geloni ve en yaygınlık kazpınanı özellikle endüstri toplumîannda üretimdeki başanyai bağh olarak, yabancı bir deyim kullanmak gerekirse kişililk değerinin performansla ölçülmesine yönelik toplumsal normlarm çok fazla ön plana gcçmesi kişide iki tür tepkiye yolaçıyor. Bunlardan birincisi. b u performansı artırmak için kendini kamçılayıcı çarelere başvurmak, ikincteî ise bımu başaramamış kişinin kendisine yalancı bir dümya yaratarak gerçekleri yok saymaya yönelmek. İnceleınej'^r gösteriyor ki. bu maddeleri krıüanan kişilerin çoğunlu^u doğuştan olduğuna inandığım ortak özellikler taşıyorlar. Meselâ bunlar. insanlarla ilişkl kurma konusunda ürkek. Bir yandan ilişki kurma isteğine karşm bu ürkeklik, bir yoltsunluk duygusu uyandınyor. Burada yoksunluğu •frustrafion* karşıhğında kullanıyoruz. Kişi geleceğine ait amaçjlarına, yani yaşam taslağına 'Outüne of existence» dedtkleri ve çok kere de içinde bulunduğu kültürel sıstemir/ sindirdiği planın erisilemez olduğundan yetersiz kalması yolaçıyor, bağımlılık yapan maddelerin kullanılmasınfj. Konuyu çok geniş plânda ele almak gerekirss. bu tıbbî bir problem olmaktan çok, bir sosyal problem ohıyor. SİRMEN Hehimin haşanya ulaşması için gereikli öbür etkenler hangileri? ) Bağfmfcfek ^rapan jOT si yamız tîbnflT'*îşi değiltlir rıyla ele a Olayı ^ edavikyal boyutla Metin Özek Türldye bugıin tehllke çizgisine gclmiştir. kukçular il\l^jyj»«ruzma\ı hekimler arasmda sürmektedir Burada tartîşmantn ""'Vlü nnlrtm lijgzü edilen maddenin alışkanhk yamp yapmadığıdır.. ÇünCTT esrarda boklenilen derec^^j»}«TTtluk belirtileri görülmüyor. O zaman da yasadaki tanınra giriyor mu girmiyor mu konusu tartışıhyor\Bu soru n u n 'W'ryuzun'cie*^arattığı karrnasa üzerine Dünya Sazlık Teşkilatı 1364 Vınrîi tııt'"'"'"'" alışkanlık deyimlerinî kaldırdı. Bngün kullandığımız doyim baâım'ıhk deyimidir. O zaman isterseniz soruyu şöylâsormak mümküri: Baiîimbhk yapan. kisinin dayanılmaz istek dııyduğu. pek cok değer . iı ı r göze alabildiği maddeler. Bıı maddelerin son zamnnlarda bizim basınımızda dikkati cektiirini söylemek mümkün. Bu maddeler hakkında ünlü bir Türk hekimi olan Mazhar Osman'ın kullandığı bir deyim var? 'Kevif verici zehirler* diyor. Keyif kelîmesini yalnızca neselenmek diye tanımlamaz da insanın içinde bultmduöu duycru halîni de&iştiriri ya da pekiştirici diye tanımlarsak doğru bir deyim. Bu maddelerin hemen hopsi de zehir tabii. zehir oluş derscraleri, zeb't'leyiş türleri ve süreleri birbirlerinden farklı olsa dalıi. Dünya Sağhk Teşkilatı tanımlamayı Drug Denendence diye yapıyor ve bu bağımhlığı çesitli kategorilere ayınyor. her birine bir tip adi veriyor. Bunlar kısaca şöyle Canabis tipi bağımlılık (Türkiye'de esrar dediöirniz) kol<ain tipi bağımlılık. opiom; yanî afyon tipi bağınihhk ve onurı türovleri eroin, morfin tipi bağımlılık. Kisi, uyuşturucuyu hırahmada samimi değilse, tıbhın yapacağı birşey yok SIRMEN Sayın Ozeh, hekimîerin bu konuya yaklaşımlan nasıl oluyor? OZEK Şunu söylemek mümkün; Hekimîerin ve toplumbilimcilerin konuya jraklaşımlannda eleştirilecek bazı yaniar var. Yakın zamanlara kadar, hatta günümüzde de. katılmadığım bazı görüşlere göre bağımlılık yapan bazı madÖZEK Tabii bir çok önıek arasmda konunun önemü uzmanlanndan bir Alman araştıncısı Meksika'da kullanılan ve insanlara coşku yani biyolojik bir etki sağlayan Mescaline'i bulan Kurt Buringer 3950'Ierin ortasmda yazdıgı bir kitapta Almanya'da bağımlılık konusunun problera olmadığmı söylerken esrardan sözediyordu. Buringer. esrarın Almanya'da yalnızca merak saikiyle içildigini söylüyor ve bu madde hiç tanmmaz diyor, son on yıl içinde yalnızca üç vaka tespit edildiğini. bunlann ikisinin de yabancı gemicüer olduğunu söylüyordu. Aradan 15 yıl çeçiyor ve aynı memlekette esrar o denlî yayılıyor ki. hsmi neredeyse kullanmayan insaniar kcndilerini bir garip hissedecek duruma geliyorlar. SİRMEN Bıı dııruma, dair bir rakam vcrmeh mümkün mü? OZEK Buna daır pek çok örnek vermek mümkün. Ne yazık ki. rakamlarla ilgili örnckleri e/berimde tutamıyorıım ama ufak bir örnck vereyini: Hamburg yakmlanndaki, dostum olan bir Alman araştırmacının 196870 dönemini kapsayan iki yıl için yaptığı bir araştırma 1413 yaş dilimlcri arasmda bir kere esrar kullanmış olanlann sayısmm Bağımhhk yapan maddeleri kullananların doğuştan buna yatkm psikopat kişiler oldukları görüşüne katıIiTiıyorum. deleri kullanan kişiler temelde bazı kiyllik aksakhkları olnn, hatta vo hatta doğuştan kişilik sapmaları elverişsizlikleri prpdisnozisyonları olan kişiler. Yani eski bir deyimle buniar psikopatlar. SİRMEN Sayın Ozek. uyuşturucuların kullanımında büyük dalgalnnmalar olduğunu söylemiştiniz bir örneh vermek ola*ı mı? Tedavide en önemli %osullarâan biri de kişinin bağımlılık yapan m;»ckleden kurfulmayı samimi oîarak istemesidür. "0,,nun OKTAY AKBAL Serııveni. «Zil çaldı. Çocuklar ortaya doluştular. Pantolonlan yırtık, entsrileri renk rcnk yamalardan oluşan. Burunlan akan, aktıkça bunınlarını rekeıı ya da cllcrinin tersiyle stlen. Gözleri fald;r iaklır rtiini'n. Iîoyıma kendi tlillerindK komışup başrışan Başka bir dilcic bir soru sordıısumda cevaplamavan Snrulu gnzlerıııi korkııyla gözü:if> üUen. Başka bir dilden konuşluğumda asiızlarını hıçak açmava'i. Sacları nıaluısla kırpılıruş ofilanlar. Vz'.ın sarlı, s.ırKııının ılihi bit ve sirkfylt dnlu kıylar. Ayaklarında i:şıt lastlklerinden UPS1!İ)> biçilsniş ayakkabıları olat! Hiç lıiri;:'i\ ;^^»w'Ir>'^a r?ırap olmayaıı. Oiderek bazılarının ayağında ayakkabı bilc o'.mayan. Yani yalnavak. Yalni!y."ık. ıma kırlr.r listiinde yalııavak. Mosmor yalnayrık çocuklar.» Forit Edsj'ü'niin ^O» ro:"nr.nmdan bir ahntı... Yaz;ırdan fızür dilevim, onun alt alta sıraladığı satırîarı bciki de d:ze"eri, ben dü^yazı biçiminde yanyana yazdım. üerçekte, lıa alt. alta, ha yanyara dpğerinden bir şey yitinnıyor. Anlamını, önomini, kalıcılıgmı etKisini, öyle de. böyle de, sürdiirüyor. Evet, son yılların ılcinç yapıtlarındar. biri, «O»"yu yeniri^n ok'iyorum. 'Hakkıırkîe bir Mevsim' fllminin Ber Un Serliğinde dört ödiil birden alması benı hiç de şaşırtmaciî Yp.pıt îiüzsl, yür^tim iyı. oyuncuJar oîcıganüstü if>; heie konu, yöre, sorun. yöreselden evrenselIiSe ulîşibilecek bir clüzsydiî ise Berür. Film Şenliği'nde niye rlort o'dıi! hnd"n alnıasm'' Hiç şaşmarr.a!ıyi3 sanatçılanmızın ytırt dışında kazandıkları başarılara GPO bilo kaldı bu başanlar. Türk çiiri. övl"ÜEÜ, resmi, filrn ve oyun sanatı fcusün Baf:'mn hemon her iilkssiyle hoy ölçiilebüecek durumdndır. Bun;ı iyi bilmeli... Gözlerini vumarak gerçeklerden kacmak isteyenler yani çagdaş Türk sanatçılarmın uliislararası boyutta yengilerini bir türlü nedense içleîır.e sınrürerneyer.ler, Bntı ?,azete!erir:tle, dergilerinde, sanat çevrplp.rinde uyandırdıfrıınîz ilariyi. topladı»ımız sevgivi onr'nekfsn kanınynrlar. Bu, nnlnnn büeceği bir şeydir. Turk ulusu, Ata'sınm ona çizdiği çağdaş uygarlık düzevi'rie ulaşîyorsa, bun" sanntçilnnna borçlu oldufunu hümekrpdir «O» ve «Kimsc»... Öyküeü Ferıt Edgii'nün «şiirroroman>.lan... Böyle nnmalı o iki kitabı. Ben sanat yapıtın'U 'oyur.'dan yana degilim. Oyun, yapıta bir şey katmaz. B^l ki eksiltir dR . Edgü'yü gencecik yaşmda yayınladığı öyküierle sevmiştim, beğenmiştim. 1954'te Sait Faik'le nnöan snz etmişMk. Kaç yaşmdaydı bilmem! Nisuvaz a gelırrii, spys'lı, sevgilj bir çoeuk. Sait de ilk o'meklerini be*enmişti, ben de, ssnınm o sünlerin Baylan <mstp»sı seçinen Att.ila tlhan da . 1960'dan sonra şiize! fîir girişım oldu: yedek sutıay ö§retmenlik... iki ders yılı köylerde, kasabalarda ilkokul nğretmenlisi yaparak askerlik görevini tarnamladı lise çıkîşhlar Büyük kent çocuklan böylece ilk kez Anadnlıı'yu Doğu, Kuzey, Güney Anadolu yörelerini '5nıclı Bir kaynaşma oldu, bir tanışma: bir dostluk, bir sevgi bağı kunıldu. Edgü de bu görevle Hakkari'nin bir köyüne gitti. îstanbullu bir aydın delıkanlı, bir sanatçı birdenbire Hakkâri gerçeğiyie karşı karçıya geldl. tçinde duydu bu gerçeği. İnsanlanm, yaşam koşullannr, ruhsal, bedensel, sosyal bunahm lannı yaşadı. Sonunda ortaya çıkan ikî yapıt: «O» ve «Kimsp» .. Derken, «Hakkari'rie Bir Mevsim»... Gpçrnlerd" Genco lla Ankıra'ya gittik uçakla. Dahn i'nce üç dört saat. alanda hek!edik. Dertleştlk, .söyieştik. Daha çok 'Hakkari'de Bir Mevsim' üsfüne... İyi bir l'ilm olduŞu kanısmda.vdı. Berlin'de onemli bir başan kazsnacagını um'iri odiyordu. Filmin baş oyuncusu Genco Erkal da 196f)'larda yedek subay ögretmenlik yap mıştı Anadolu'nun bir köyünde.. «Gösteri» dergisinde çıkan bir konuşmasmda bı> konuda şöyle diyor: «tld yillılt yedeksnhay öi;retmenik dene\1mim burada bir Işe yaraıiı. Sanıvorıım aramızda oluşan sıcak ögrencl ÖKretmen babaço<"uk ilişldsi bn sahnelerde yönetmenin işini cpeyce kolaylaştırdı.» cO» kimdir? Yalnız Edçü mu' Yalnız Genco mu? O, hepimiziz. O bu yurtta, bu toplumda, bu ortamda yasamıs bir insandır. Herkestfn biridir. Acı çeken auyan anlayan. çnzilm brk'pyen. gercekleri gören gösteren bir duyarlı kişi .. «Hrıkkari'de Bfr Mevslm»i bekleyecegim. Ne 7:ınnn c;n?teri1i"<:o. ilk izieyici'erinden biri olacaşım. «'Hakkîiri'nin bir dağ kö\ünrie hir tür yalnızlığın çok ses !i nnnolo»,)» diyor Ferid Ed^ü.. Şimdi o rronolofr hepimizin tariışacagı bir sorv.n, bir konu, bir sanat yapıtı. Yıgınların da ortak olacağı... OZEK Herşeyden önca bağımlı kişinin bu bağırnhlıktan kurtulmayı samimi olaraiî istiyor olması gerekir. Bu koşul olmadan dünyanın hiçbfc yerind'fi. hiç bir lesiste. hiç bir hekimin yardım e^ne olimağı yoktur. Bu noktayla ilgili bir takım derlemoler ve görüşler ortaya cıktı son 20 yıldır. Özellikle Kuzey Amgrikada ve İskandinav ülkelerinde bu tür kişilere, hasta keljjtnesini kullanmamaya özen gösteriyorum. bağımlıhktan vazgeçirebilmek için akıl almaz mükemmellikte klinikler kurdular. Boş zamanlan değerîendirecek her türlü tesis^n spordan sanata kadar. varolduğu bu kliniklerdeki basjan ora.ni ne yazık ki, '"o 2'yi asmamıştır. Sanki orada denebüir ki. bu klinıklerle mükemmel şartlar sağlanarak öıjüllendi.riliyordu ba.ğımlı kişi. Bir anlamda hekinı kişinin b t tür davranışmdan vazgeçmesi için yalvanr dıırumîi girivordu. Bütün bunlann :şe yaradığım için. aynı sütunda yayımlanzun Sular Idaresi Genel Müdürü mazhğı anlaşıldı. Şimdi bijr çesit hastanm belirli sıkintılan ması ricasıyla görüşlerimi bildireıle müfettişlerden sitayişle bahset çekmesi, o sıkmtılann yaa^ıt.tığı ızdırao itimi diye çevirebiFiskobîrlik yöneticileri ceğim. tiği mektubunu aynen aktanyoruz: Ieceğimîz bir tutumla he/kimden yardım talep etmesi baş neden yanıt vermiyor '20.1.1983 tarihinde mıntıka me koşul. Artık bıı olmadığı znman hastaya yardım etme olaDüsuncesini bildiren öğretmene muru ve şefi hakkındaki şikâyeü naği yok. Bu arada çevre koşullarınm da. iyi ayaıianması göre 'Türkçe kitaplanndaki testler Fiskobirlik yöneticüerinin koomi dinleyip gereken sorufturma lazım. Çevre koşullan der/inre. .meseleyı sadece aıle diye amaca uygun değilmiş, bunun için peratifimize karşı 21.10.1935 tarih nm yapılması için anında müfet aLmamak gerek. Artık bağımlılık yapan maddeler konusude güçlük çekiliyormuş.ve 2834 No'lu kanun ve 27.1.1937 tişleri harekete geçirerek soruştur nun boyutlan aile dediğhniz, mikro sosyolojik birimi çoktarih ve 2/5936 ana mukavalenameBenim de gördüğüm ve anladımanın adil olarak sonuçlanmasını tan aşmış durumda. Çünfcai artık eski kapalı toplıımlardanin ilgili maddolerini saptırarak uyğım kadarıyîa bu testler öğretim ve sağlayıp, tarafuna hilgi veren baş ki toplumsal normlar der'jişmiştir. Kitle iletişim araçlanngulamalann sonucunu 24.11.1981 güu egitim amaçlanna uygundur, bunu ta Genel Müdür Ahmet Ölçer ile daki alcıl almaz. yaygmlr.k nile d;sı ökelerin önomini artırlü iki yazımızı eklerindeki dosyasöylemok de gerçoge uygun bir hagörevli müfetttislere teşckkür ede mış durumda. O yüzdendrr l;i. geniş anlamda sosyal kontrol. larla MGK'ya sunmuşluk. MGK reket olur. eczanelerin kontrolündani. bu bağımlılığm yaygın olduğu Genel Sekreterliği'nden aldığıınız Türkçe dersleri, her alandan çevrelerin yani belirli alt frültüıierin kont.roluna kadar va9 Arahk 1981 tarih ve 141057688/ seçilmış metınlerin öğrencilere narılıyor. Burada ceza kanunlarına goliniyor. Ce^a konusun39510/81 sayılı yazılanndan yazılasıl okunacağmı göstermeyi amaçlada şunu söylemek isterrm. Cezanm belirli bir ağırlığı olSınav hakkımı nmi7in gereği için Ticaret Bakandığı gibi, çesitli aianlann sözcükleması şartt.r. Ama onlarda.0 daha mühim olan sey. sanınm lığı'na gönderildiğini öğrendik. 8.1. rini de onlara kazandınr. Yaymlayitirmedim bu ceza lıukukunun temtdlerinden biri, cezaJann ağırlı1982 günlü yazımızla Ticaret Bakan nan yazıdaki sözcükler de bu tür ğmdan çok kaçınılmazhğı ve sürekliligidir. Bu çok önemlığı'ndan yazılanmızın karşıhgını metinlerde geçmiş oian ve öğrenlidir. ve dosyalanmızm geri çevrilmesinl Ben 1983 üniversite sınavı için cilerin sözcuk dağarcıklanru gelişistedik. Karşılık alamayınca yenibaşvuran öğrencilerden biriyim. Şu tirmeyi amaçlayan örnekler olsa SİRMEN Sayın Ozek, $imdiye hadar den MGK'ya 28.1.1982 günlü yazıbat ayının ikinci haftasında ÖSYM' g*rektir. yaptığınız açıklamalardan anlasMığına mızla başvurduk. MGK Genel Sokden bir kağıt geldi. Kağıtta şu bilgöre, yayptn deyımiyle uyuşturucular ya Yine yazıda verilen sorular da. reterliği'nin 11 Şubat 1982 tarih ve gilcr yer alıyorr «Siz hir yükseh da daha diyçjnı deyimiyle bağımlılık yapan gördüğüme göre, kitapların sonla142054781/43125/82 sayılı yazılaöğrenim programmı bitirip, ondan maddp.lerle mücadele Ubbın sımrlarım rmdaki metinleıie iİKilidir. Yakmrından gereği için yazırmzm yine sonra iki dcfa smava katıldığınızaşıyor. Acifba bu nlanda toplumsal olarak mayı yapan öğretmenin o metinleri Ticaret Bakanlığı'na gönderildigini dan dolayı smava girıne hakkınız yapılması ıgerekcn nedir? okutmadan öğrencilerin tepkisini öğrendik. Bu arada yazımızın Ticaoutunmamaktadır.* nasıl ölçtüğünü anlamak da olası ÖZEK Kısaca şöyle özofjeyelin* Efter kişiİPrin bireysel ret Bakanlıgı Teşkilâtlandırrna GeHayrot! Benim bir yüksek öğ çabalan ile yeteneklerini gseliştirebilmp olanaklarını elde değildir. Bu yüzden, yöneltilen eleşnel Müdürlüğü'nde olduğunu 24 renim programmı bilirip> iki defa edebilmeleri ve yeteneklerf çarpı emekieri ile sağladıkları tirinin amaçlı yapıldığı kanısı inMart 1982 gün ve 15.7/309.503719 smava girmiş olabilmcm için 12 ya yaşama koşulları ile erebiiecekleri loplumsal düzeyler arasanda. ister istemez, uyanmaktadır. sayılı yazılanndan öğrendik. Yazışında üniversiteye başlamış olmam smda hakça oranlar olurstı büyülj ilıtimaüe (frusturation) Kaldı ki, bu testler bir örnek lanmızın karşılıksız kalması ve gerekiyor. Bu durumım yanlış ol yoksunluklar daha az ortaya çıkaca.k ve dolayısıyla o yokniteliğinde olsa gerektir. ÖğretmeFiskobirlik yöneticüerinin bu hareduğunu bildirmek için ÖSYM'ye sunlukların örtülmesi için de uyıısluruculara daha az ihnin kendi sınıflannın düzeyinde ketlerini sürdürmesi sonucu durubizzat başvurdum. Bana verilen tiyaç olacak. Be'.ki bu göritşü istatistiklerle somutlaştırmak değişik sorularla testler hazuiamamıı gelişmeleriyle birlikte 19.8 1982 yanıt şöyle oldu: *Size yanlış kayıt gerekir. Aklımda kalan bir istatistiğe göre. 1970'li yıllarda sı da uygun olur. Zaten bu onun günlü yazımızla Devlet Başkanlıgı göndennişiz, Ancalt sınavmız yine Amerika Birleşik Devletler5ndo basrımiılık yapan maddeler, görevidir de. Denetleme Kurulu Başkanlığı'na vo iptal edilmiş. popülasyon îçindo çok büyük ferklılıklar gösteriyordu. Başbakanlığa biMirdik. Hâle TÖRE Nedeninı sorduğumda, «798Î yt Ufak bir örnek: Negrolar yani en kara olanlar nrasındaki Yazılanmızın sayın devlet büOğretmen o lındaki sınavda hir yerı, 1982'de de sıkhk oranı C 53'tü. aynı oran beyazlnr arasmda % 28'di. yüklerimizin bilgisine sunulmadığı ANKARA bir yüksek öğrenim programmı ha Şimdi eğer zencilerle beyarfarın sagladıklan toplumsal kanısıyla yayın yoluyla bügilerine zandıktan sonra yalnız bir hakkınız düzey ve yaşama özellikleri arasmda genn aynı memleketin sunmayı uygun buldu!;. kahyor. onu da kullanmışsınız» kaynaklanndan bildiğimiz büyük ayrınt.ılar dikkate almaSular İdaresine Selâkattin KURUCUOĞLU cak olursa. biraz önce sc^yiemek istediğim özet çare sanıyanıtı verildi. Yağhdere Fiskobirlik nm daha da somutlaşmış olur. tesekkür Yönetim Kurulu Başkanı Yukandaki bilgiler doğrudur. SİRMEN Şimdi Türkiye'ye grle'im TürFakat 1981 yılında kazandığım prog Okurlardan gelen birçok mekkiye buaüa, Batı ülkelcri ile kıyaslandığınrama kaydımı yaptırmadım. Bu duHaksız bir yakınma tupta, çoğu yerde halen çözülmeda ne durıımdadır? rumda bu yasa kıstasına girınemek miş olan *su* sorunu işlenîr. sulaGazetenizin 23.21983 günlü sagerekiyor. Ayrıca henüz 3 sınav ÖZEK Türkiye'nin dunjrnu son 45 yılda rok hızh bir nn akmadığından yakınıhr. Bu kei yısının ikinci sayfasındaki *Test hakkımı kullanmış da değilim. şekilde tehlike kelimesinirı kullanılacağı bir dereceye gclİstanbul'dan •Okurlardan* köşesiSorulan vr> Bir Yakınma» başlıklı Aydm GUMÜŞOĞLU miştir. Bu benim hekim olarak ilk dikkatimi çekeni Nasıl ne mektup gönderen N. Kabadayı yazıyı okudum. izin verildiği sonılmaya â<vzer olan, içerisindo aTyon türevşikayette bulunmuyor, Sular fdaBen de bir Türkçe öğretmeniGazi Universitesi İktisadi leri varolan ilaçlann sorurnsuzca sablmasınrinn başl'yor. resine teşekküı ediyor. Okurumuyim. Bu eleştirinin haksızlığına inan ve İdari Bilimle' Fakültesi Buntara gerçekten tıbbî zcn.ınluluk yok. Ne yazık ki. bunlar buna rağmen üretiliyor ve sattlıyordu. Ve yine rok yazık ki. reçetesiz olarak ahrflyordıı. Bunlarla taamız başladı İLAN ve giderek akılalmaz şekilrfe. fa?la sayıda ve kişide ve fazKARTAL ASLİYE 2. HUKUK HAKIMLIĞINDEN la dozlarda. tedavide kullpınıhnası sreroken. piyasada varCÖ2/80 olanlarm içinde kullanılmapnın belirü zorunlulutru olan raDavacı Maliye Hazinesi vekih Av. Naz"e Gün hatlatıcı maddeler t.rankili ?anlar ortava çıktı. İsterseniz tarafından davalı Musa Tannverdı aleyhjne açılan halk deyimîyle hapcılık arftı. Onun ardmdan da son 1.5 ercimisıl davasmda.yılda büyük ihtimalle karftnlık işlerle ugraşanların ürctim Davalı Musa Tannverdi'nin hrtlzineye ait Kartal Aşağıda cins ve miktarlan bniirtilen malzemeler tüketim dengesini kaydımjalan vüzünden saf croin son Başıbüyük köyü 148 paffa, 1333 nıla. 21 parseı P^ıyıiç ve dış piyasadan teknik ve ticsri şartnan^esıne derecede önemli dııruma prldi. Vn zannfdeıin; bugün tehh taşınmazın 132 m2 alanındaki »ı?ımdan u/;îklaşgöre kspalı zarfla teklif almak .'înetiyle satın alılike kelimesinin kııüanılabfc'ceği bir durumdayız. tınlmasına. ve bu kısım içıne yap'iğı A harfi iio gös nacaktır. terilen bina ve bahçe duvannın gcrekli gıderıennin StRMEN ~ Teklike Mimcvi y ne zaman 1 Istekliler, bu ahma aıt teknik ve tican şartdavahdan ahnarak elde edilecek malzeme dîvaJıya kullanılatriHgr bir toplum içiı\' nameltri Ankara'da Devlet Ma'ızeme (^fisi Genel verilmek suretiyle KAL'i ile MÜDAHALE3ININ ONÖZEK Sanınm iki ölçü îflmak lazım. Bir tanesi bireylcrMüdürlüğü Satınaima Dairesi Başkanlığı Iç SatınLENMESİNE, 6550 lira ecrimisilm 1.12.976'dyn 1.12 de tehlike derecesine varacak dozîarda kullanılması bu alma Şubesi'nden veya İstanbul ve Izmic Bölge Mü1680 tarihleri başlangıç kabul edılerek % 5 yasal maddelerin. İkincisi ise sa:nsa! olarak toplumun içerisindürlüklerinden temin edebiîirler. faizi ile birlikte davahdan tahsiline, bakiye 1197 lıdeki kişiler arasmda kullaıaaniann artması. Ne yazık ki, 2 Teklifler engeç 23.3 19S3 günü 'nesai taati ra harcın davahdan tahsiline fa/Jaya ilişkiu talebugün sayısal olarak dunırcju belirlevecek istatistikler versonuna kadar Devlet Malzeme Of'si Geael Müdürbin reddine, 20.1.1983 tarihinde Yargıtay yolıs açık memiz olanaksız. Çünkü c:»7alann yüksek oluşu, gizlemek luğü 1 No.'lu Merkez Satınaima Komisyonu Bixşkanolmak üzere verilen iş bu kararın adresi ır.çhul mecburiyeti pek çok kişinirı» samimi olarak bunu bırakmak lığı'nda bulundurulacak'ır. Bu tarihten sonra ?önolan davalı Musa Tannverdi'ye: :lam tebliği ^nrine istediği halde hekime hastfoieye başvurmasını engelliyor. derilecek teklif ve postadaki gocikmeler dürkate kaim olmak üzere hüküm özeti lanen febliğ olunur. almmayacaktır. SİRMEN . Evpt Ceza Yasası'nm 235 mad(Basın: 143621 3 Ihale konusu malzemenin tamamı için tekdesi. bn albnda hekimleri de hildirim zoHfte bulunulabileceği gibi bir kı."mı için de teklif runluğunda: hırakıyor. Bu olumsuz oîmuyor mu? verilebilecektir. 4 Ofis satınaima konusu malzerneleri 'hale ÖZEK Mutlaka olumsuz bir etken oluyor. Başvurmaları SATILIK BOŞ DÜKKAN Kadıköy'de edip etmemekte kısmen ihalo etırekte veya dıieriiği kısıtlıyor. Aynca bir de sorrnak lazım. yeterince yardım etsatılık dükkân. Arabayla da takas edileıstekliyo vermekte serbest.tir. me olanağını sağlayacak tfpisler acaba var mı? Bir hekim bilir. Mür. 38 63 26 MALZEMENİN CİNSÎ: MİKTARI. olarak ne yazık ki buna hayır diye cevap vermek zorundayım. Geza Yasamızm da bu konuda en iyi çözümleri geKurşun Kalem (Tip. 2 Derece. 2) 850.000 Düîine tîrdiğini söyleyemem. (oiaıriarcSari Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğu'nden
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear