Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
( 29 MART 1983 KÜ LTÜ R Y A S A M Cumhuriyet 5 «însanlarm beni sadec:e yazdıklarımla değil, yaşantımla da bilmelerini isterim,» diyor Kültür Servisi Çağdaş iinlü İngiliz oyun yazan Arnoîd Fransız edebiyatınin en öWesker. İstanbul Tiirk İngiliz nemli adıanndan, romancı Kültür Derneği'nin çağrılısı ola Armand 1 anoux. geçtiğimiz rak kentimizde bulunan (ilk çarşamb;^ günü Paris'tekı egelişi 21 mart 1 nisan 1981) Wesker, İkinci Dünya Savaşı vinde öıdu. Goncourt Akade sonrası İngiliz Tiyatrosu'nun nıisi üyesj olan, televizyon en önde gelen adlanndan. 1959' iÇin 'oırçok dizi de hazırlada oynanan Roots (Kökler) yan »bunların en önemlilefBu oyun Cevat Çapan tarafmrinden b?n. yönetmen Stellio dan Türkçeye çevrilmiş ve AnLorenzi nın gerçekleştirdiği met Taner Kışlaü döneminde «Zola» dizisiydi) Lanoux 69 Kültür Bakanlığı Yaymları ayaşındaydı. rasmda 1980'de bastınlmasma rağmen dağıtımı yapıimamış1 îlkoku diplomasmı 17 ya tırl ile ilk üne kavuşan Wesker'ın 19S2'de sahr.elenen Chios şmda alan babasını erken With Everything (Her Yemekte Sitirrtiği için çahşmak zoKızarmış Patates) adlı cyunu runda k.uan yazar, banka kimi eleştirmenlerce savaş memurluğu, taksitle kitap sonrası dönemin en büyük oyu satıcılığı gibi işlerde çalıştı. nu sayılrmştır. Arnold Wesker Akşam kurslarına devam ebizde The Kifchen (Mutfak 1959) ile biliniyor. Hem Ankaderek öğretmen oldu. Savaşra Halk Tiyatrosu. hem da Bota tu^sak düşüp 1942'ye kağaziçj Üniversitesi oyuncuları c!ar Almpnya'da kalan Lageçen yıl sahnelemişti, bu Bufcoux, ya7£rlığınin yanı sıra ressarn olarak da tanmdı. enos Aires'den Budapeşte'ye ka dar dört bir diyan dolaşan oEk »oman'ni 1943'de yayım yunu. Wesker'in hafta başmda İadı «Bir başı Watrin»le 1956 iki oyunu daha The Four Se yılı Taterelliö Ödülü'nü, «De asons (Dört Mevsim, 1968), niz Çekii'nce^yle de 1963 yıThe Merchant (Tacir, 197ü) «Mutfak» ile birlikte Türkçe h Goncourt Ödülü'nü aldı. yayımlandı. Değişik dönemleRomaniarm yanı sıra, tarih rinden seçilmiş bu oyunlarının kitaplan ve şiirle r de yazdı. Türkçe baskısına bir önsöz yaTelevizyon dısmda başka zan Arnoîd Wesker, yayımcisıradyo progvamlan hazırladı. nm düzenlecliği imza gününde Lanoux, uzun süre do Pen de bulundu. Club Fransa Şubesi Başkanlığı yaptı. Hep kişisel yaşantısından, yapıtlar vermiş olan IVesker, gerçek yaşamdan yola çıkarak güç koşulîar altmda kendi kendini yetiştirmiş, akla gelebîlecek her işi yaprmş, kısacası i'e leğin çemberinden geçmiş bir sanatçı. İl?;inç bir yanı daha var VVesker'ın. On dört diîe çev rilen, elliye yakın tilkede oynanan ve 1960'larda îngiliz okul çocuklarına ezberlettirilen oyun larmdan hiebiri son yedi, sekiz ATİNA (THA) Ünlü yıîdır Londra'da çahnelenmoYunanlı şarkıcı Maria Famiş. randouri'yle birlikte konArnold Wesker'i, Etiler'de ser veren Türk sanatçısı konuk edildiği bir dostunun eZülfü Livaneli'nin progravinde ziyaret ettiğimizde, ilk mı, dün gece Atina Telesorumuz \Vesker'in gazeteciler vizyonunda naklen yayınüzerine düşünceleriyle ilgiliydi. landı. Yaklaşık iki bin kişi Bay VVesker, sizüen bir tarafından izlenen konser sonraki kuşağin en önde ge!en Farandouri'nin solo progra însn'Iiz oyım yazariarından David Hare'in 5 mart 1978'de ver mıyla başladı. 45 dakikahk diği bir konîeransta gazetecibu bölümden sonra, Yunan lerle IIş^IIi olarak söylediği sözlı şarkıcıya Zülfü Livaneli ler!<> haşlamak istîyonım. Şöyde karıldı Sazıyla Faranle demiş Hare: «Bir oyun yaza douri'ye eşlik eden Livanerı oyun yazar, oyuniar onun li, aralarında «Leylira için birer konuşma bicimidir. Ley», «Hiroşîma» ve «DraEğer bir konferansta daha smalı Hasan»ın da bulundu çık seçik konuşabüecekse razı olur konferans vermeye. Ama ğu birkaç da şarkı söyledi. eğer polemik yapmak istiyorsa Bir saat ellî dakikahk kon gazeteci olur çıkar.» Ne dersiserin son parçası iki şarkıniz? cı tarafından ortaklaşa okundu. Çok garip! Doğrusu anlamadım, «polemik yapmak isterss insan gazetec! olur çıkar» demekle ne demek istemiş David? Ama bana öyle geliyor ki burada gazetecilere karşı bir şey denilmiyor. Gazetecilerin polemikle uğraçması çoğ doğal. Başka neyle uğraşabilir ler ki? Kültür Servisi Ünlü Sorumu şöyle yineleyim. Fransız yazar ve düşünürü Geçenlerde John Rııssell TayRoger Garaudy'nin müslülor'ın Anger and After (Öfke ve Sonrası) adlı kitahım kanşman olduğu kesinleşti. RotınyortJıım. Sizînle i5t;iH hölüm ger Garaudy'nin Raca (Yede. aHmışîardakî ovunlarımzda niden doğuş anlamma geli ki yanısal dü^enlemenin da.âıyor) Garudi adını aldığı ve nıklıçından söz ediliyor. Şimdi 1981'den beri Cenevre Caböyle bir de^erlendirmeyi bir mii'ne mtislüman olarak ka pazetecl alıp nirinci sayfasında yıtlı bulundugu söylentiîeri size karşı knllanabilir. Ne deryayılmıştı. Kahire'de «tssi niz? lam ve Batı Kültürü» konu Evet. Aslmda hiç kimse lu konferanslar veren ünlü bir gazetecinin yazdıklanndan düşünüre Mısırlı öğrenciler ne benim ne de başka bir yabüyük ilgi gösterdiler. Müs zann yapıtlan üzerine ciddi lüman Garudi» diye bağırıp bir fikir sahibi olabilir. Üstelik J. R. Taylor'm değerlendirgösteriler yaptılar. mesi için düşüncesizce yapıîmış denebilır. Oyunları dikkatKonferanslarda, «Hristilice incelemediği anlaşılıyor. yan felsefesi, grekoromen Bunun tartışmasına girmek ge kültürlü Batı'nın artık çök reksiz. Dişe dokunur bir şey tüğünü, her şeyin İslam' dememiş ki. Değerlendirmesi da bulunabilecegini» vurWesker'ın saçlan siyahtır degulayan Garaudy tslam mekten faTklı değil. Bunun da hiçbir arxlamı yok... Bana hep dünyasmda büyük İlgi ugazeteciler neden her şeyi yanyandırdı. Kısa süre önce lış anlıyor diye sorarlar. Fransız Sosyalist Partisi' Sözünüzü bir dakika keseni destekleyen «Le Matin» bilîr miyim? Bir yerde okumuş gazetesinde de aynı Içerik tum. Gazeteciler, eleştirmcnler, li bir yazı yazan ünlü dükitap tanıtma yazarları ölü raşünürün geçmişini anımsaporu veren belediye doktoruna henzerler. Son durumunu göryanlar için bu haber şaşırdükleri yapıtm o evreye nasıl tıcı değil. Garaudy, koyu bir ulaştığı ilçilendirmez onları. katolik olarak yetişmlş, da Evet, doğru olabilir bu. ha sonra geçtlği Fransız Ko Şunu demek ıstiyorum. Bence münist Partisi'nin en bağyanlış kavramanın aîtında yanaz yöneticilerinden ve ku lan sorun kucaklamak zorunür' olduğunuz şeylerin uçsuz bucak ramcılarmdan birl olarak sız genişliğıdir. Bir sanat yapısivrilmiş, Pratrden ayrıldık tınm karmaşıklığı, gerçek bir tan sonra giredek tslam dü yaşam öyküsünün sıcaklığı ve şüncesine yakın görüşlerl sa heyecanı birkaç yüz satıra sığvunur olmuştu. dırılamaz. Bunu böyle koyduk Fransız romancısi Ârmand Lanoux öldü Un!ü Ingiliz oyun yazan Arnold Wesker, Türkiye'deydi: Bizi birleştiren nokta gerçekliktir Cem TAYLAN " «Her gece televizyon dan su tasarrufunu konu alan programları göstere cckierîne, önce görevlile ri uyarsi.Mİar..» îstanbul'un Rurneli Kavagı'nda oturan ve patlayan su borularından 10 gündür suların fışkır dttmı, oluk oluk akaraic bosa prlttiftini söyleyen Zafer Murat ndh yurttasm sözîeri bunlar. Sirsir li. edep dışı sözîer söylememek 5cin kendint zoriayan... Kendi konutuyla birliktc dört beş konutun daha su saatlerinin vanaJarmın patlak olduğunu ve oluktan bosarurcasma suların aktığım belirten Zafer Murat. Sular Idaresi Besiktaş Şubesi yetkililerine birçok kez basvur duklarmı, ancak tüm basvurıılarmm Konucsı.12; kaMı&ını söylüyor. Humeli Kavağı Sulak Bo.tan so!ca*înm. adı gibî «sıılandıiârmı» öa ifsde pc'.en Zafer Murat şöyle diyor. «Her gece teleriryonu açtî&ımızda, sv trtsarrufirodan söz ediîiyor. Sıırtabi bosa harcamayın. Böyîelikip hem kabarık fatura ödemekten kurtu lıırsunuz, hem de ülke ekonomisine katkıda buhınnıuş olursunuz, deniyor. Ama haber verdigî m\7 halde, kazandan boşanırcasına akıp duran suîarı gelip kesmiyorlar, onarmıyorlflır. Bence halkı uyannak yerine, görevlilerin işlerini savsak lama.Toa1anm sağlamak gorekîr.» Zafer Murat'm düşün celçrini bir yana bırakır>. bizim yanunızda da S1.1i.ar tdaresi Bc^ilîtaş Şubesl'ne teîefon edip edemeyeceğinl soruyoruz. «Tîay hay..» diyor. O ko nuçuyor, biz paralel tele fondan dinliyoruz acı 1çinde.. bey. adım Zafer. Ram.elikava§î'nc!akl şikayetç!. Slzî daha önce aramıştım. Ha, tamdım, buyrun, kor.u neydl? Efendim, bizim sular 10 riindür akmıyor, daha gelip bakan olmadı. Konuyla ilgili emir ler yazıldı. Acele etmeyin. TV'de hir damla sıt ytı zfyan etmemek gerektiğlnl. söylüyorlar. Bu r< •a oluk gibi su ziyan ?•. ' oluyor. Kardeçtm bu işler hemen anında olacak birşey değildir. Haklısınız, ancak gelir kapatırsak susuz kalırsınız sonra, ona göre..» vSusuz kalraak kabarık fatura ödemekten daha iyidir kanımca. Aıra, siz bu akan suyun ne zaman kesileceğini söyler misiniz? Aceleci olraayın. Bir ya da iki hafta kadar sonra balnlır. Bunun dışmda yapacak bir şey yok. Bu işin yazışması var. tasdiki var. Kapamyor sonra telefon. Bu konuşmanm yeüinci kez yapüdığını ileri sürüyor Zafer Murat. GtÇ KOŞVLLARDA YETtŞEN SANATÇI Yakın dostu Prof. Cevat Çapan'la birlikte görülen İngiliz oyun yazarı Arnold Wesker RÜÇ koşullarda yaşamış, kendi kendinl yetiştirmiş, kısaca feieğin çemberinden geçmiş bir sanatçı. Yapıtlan hep yaşantısından kaynaklamyor. tan sonra burada bir ayrıma dikkat çekrnek istiyorum. Gerçek eleştiriyle gazetelerde çıkan kitap tanıtrna yazılannı birbirin den ayırmak gerek. Tanıtma yazılan yazanlar başka başka soııımluluklar altındadır. örneğin eğlsndirici oimak zorundadırltvr. Henı eğlendirici olup hem de on ikiden vurmak zor.. Ama istisnalar var tabi. Eleştiriye gelincp, genel tek bir insanın değerlendirmesi söz konusu dur. Yalnız burada basılı şeyin bir ayrıcahğı orr.aya çık:yor. İr.anırız basılı şeylere. Bu nun önüne geemek olanaksız. Sanatçıyla toplumun karmaşık ilişkiFİnin bir parçası bu. Toplum içinde bir kesim, sanatçının j'anılgıya düşiüğü noktanm açık edi?mesînden sanki özel bir zffvk duyar. îsü'.nbul Türk îngiliz Kül tür Derneği'nde yaptığımz seminerlerin ilkinde yazarları iki kaiegorive ayırdısiımzı soylemiş tinir. Iliişüncelerden yola ç»kıp İH! düçünce kahplarına uyan tip ler yaratanlar. Yaşantıyı lıer şeyîn üstünde tutup onun özgün yanlarını keşîetmeye çahşanlar. Sizin ralıatlıkla ikinci kategorîde olduğunuzu söyleyebiliriz. Buna bağh olarak bir takun eleştirmenlerce siz özellikle ilk oyıınlarınızda toplıımsal gerçekçi bir görüşü beninisemiş sayılıyorsunuz. Bu konuda ne dersiniz? Bu etiketlerin fazla bir şey ifade ettiğini sanmıyorum. İşe yarayacak kategoriler değil bun lar. Yine de belki bir etiket bu lunabilir. Ama topîumsal gerçekçi etiketi bir yere götürmüyor insanı. Çünkü îşin içine gerçeklik kavramı kanşıyor. Seminerde ya da başka konuşnıalarımda birçok kez yinelediğim gibi hiç bir sanat gerçekçi olamaz. Gerçeklik o kadar çeşit li düzeylerde iş go'rür ki her birini aynı anda yakalamak ola ııaksızdır. Örneğin şu anda kar şımda otururken, sisin gerçekliğiniz kafanızdan geçenîer dahiî oimak üzere önünüzde, arkanızda bulunan her şeyi içerir. Bunu yeniden yaratabiîmek olanaksızdır. öyleyse gerçekçi ?anat yoktıır. Yalnız bu noktada şunu da cklemeliyiz. Tüm sanatlann nğraşı gerçek!iktir. Böyle dendiğinde ortaya şu çikiyor. Hepimiz aynı şeyle uğrdşıyoruz. Beckett olaiım, Çekov olahm, ortak noktamız ya c!a bizleri birleştiren nokta ger çekliktir. Teşekkürlcr, Bay Wesker. Biraz da bizde en iyi tamnan oyununıız 'Mutfak'tan söz edelim. Bu oyunıın b«im sejirclmizce de beğenilmesîyle ilgili oîarak bir şey demek ister misiniz? İlginin gerçek nedenini bilemcm. Bunu Tü^k seyirciîeri ne sormalı. Yalnız 'Mutfak'm garip bir oyun olduğu unutulmamalî. Baçfa kinıse oyımun tutacuğma ihtimal vcrmiyordu. OtuK ayrı tip, yönetmenlerin gö7İL1Ü korkutuyordu. John l>ester'm elincie oyun bir yerlere vardı ama, doğrusunu söyler.ıek gerekirse 1967'de Parıs'te Ariane Mnouchîdnc'ın sahnelemesiyle gerçek ürıüne kavuştu. Bak su ise î \ l Yahancı dille ögretim yapan Ortaokul sınavlarına giren yavruların, bulun~ duhiarı semtlerden çoh uzaklarda smava sokulmalannın nsdeni, öğretmenlerin kendi öğrencilerini hayırmalannı önlemeh is ieğiymiş. Kısacası, öğretmen tanıdığı öğren ciye kopya verme sin diya örilem aîınmış. Eskiden kopya honusunda öğrencîye karşı önîem almıyordu. Şimdi öğret menlere karşı önleme başvuruluyor. Bak şu işe. AS Zülfü Livaneli Yunan televizyonuna cıkts Yunanistan Başkonsolosu "Glgınhklar,,! izledi Yunanistan Başkonsolosu Alexandre Philon'un Yunan ulusal günü nedeniyle verdiği davet aynı zamanda bîr veda toplanttsı oldu. Çünkü Başkonsolos Bruksel'ds yeni bir görave ctandı. Philon bundan böyle AET'de yeni kundan Yunan misyonunun koordinatörlüğünu yürüteceh. Alexandre Philon ve eşi Eleni Philon Divan'da verdihleri davetin ardmdan Haldun Dorrnen'in yönettiği «Çıîgınlıklar» şovuna gittiler. Betül Mardin'in konuğu olarak şovu izleyen Philon lar özellikle «Huysuz Viriiin»în sahnelerind* çoh eğlendiler. \ ( Hürrsyet Vakfı UiusSararası Karikafür Yarsşması düzenlîyor İSTANBUL, (UBA1' Hürrıyet Vakfı bir ulusîararası kanKatür yanşması dü zenledi. brnuçlan 27 haziran 1933 ^.ünü açıklanacak olan «Ulusıareıası 1. Simavi Karikatür Varışması»na son ka taıılıi 1 haziran. Vakıf yetkilileri konu seçiminın katılacak sanatçılara bırakıidığmı. ancak günlük pclitkayla ilgili ve edebe ayki'ı karikatürlerin yarışmava Katılamayacağmı be lirttil°r. Eirinci gelecelı karikatıire 5000 ABD dolan, ikinciye ?r<00 ABD dolan ve bir gümüş plaket, üçüncüye de 2000 ABD dolan ve bir bron?. paket verilecek. Ayrıca on kisiye mansiyon dağıtılacak. İlk üç dereceyi alan yapıf'crin sahipleri yabancıysa Türkiye'ye, Türkse tstanbul'a geliŞ ve gidiş masraflan Vakıf tarafından karşüanacak. BEN ÇOK 6ÜÇLÜ BİR ATlM.BiRSÜRÛyjJK TA^RIM.VDRULMAK NEDİR BİLMEM. SAHiBİME LiC4L$ H4MALLJKTA Ü5TÛME yOKTUR, KİMSE 8 E Ü Mİ BÜKEMEZ 5EN Ç1LDSRDIM VAHU. OAHA 0ÜW, ARTIK VA5LAKIDIM EMEKLİ OL6AM ME İyi OLUR 5EKİ U6UR OÜNDAR^I JZLEMEDİN M İ . BEM yASLANINCA EMEKÜ Y A P A « L A R SANIRDIM.KAVU^MA DE6İL Roger Garaudy Müslüman oldu Fofoqraf sanatçısı Yaşar UNESCO'nun yanşmasında üçüncü oldu Kültür Servisi UNESCO'nun bütün dünya sa< natçılarma açık olarak dtizenlediği yarışmada. Türk fotoğrafçısı Dojjan Yaşar'ın yapıtı üçüncülük ödülüne değer bulundu. Siyahbeyaz ve renkli olarak iki ay rı grupta düzenlenen yarış maya yüzlerce yapıt katıldı. Yapıtı üçüncülük ödülüne değer bulunan Doğan Yaşar, 1953 Yozgat doğumlu olup ilk fotoğraf çalışmala rma 1973 yılmda Afsad'da başladı. Yaşar, 1983 yılı tçinde Finlandiya'da ülkeml zl tanıtıcı bir karma sergl ye katılacak. 29 MART 1933 Hereke fabrikasmın yünlü kumaşîar şu besinin bir kısmı geçen sene kazaen yanmıştı. Bu kısım, sigortadan ahnan paralar ve ilâve edilen tahsisat ile eskısine nazaran çok mükemmel bir halde yeniden yapılmış tır Hereke, bu yeni tesisatile dünyanın en modern yünlü mensucat fabrikalannflan bi ri olmuştur. Yün kumaş dokuma tezgâhla rı, evvelce 50 iken simdi yeni makinelTİn ilâvesile 100'e çıkarılmıştır. Yeni makinelerin en son sistemi, binaenaleyh en mükemmelidir. Pakat yeni tesisat, sade, tezgâh miktarının iki misline iblâğından ibaret fcılmarmş, Hereke yünlülerinin en iyi îngiliz kumaşiarile ayni ayarda çıkanImasım temin için, Avrupa yünlü menstıcat sanayiinin yalnız SULTANKMEt/Mfr 1432 'DS, PAD!$AM FATİH SUL TAN MEHMBT DÜNYAYA GELPİ.. YONETİMİ SlRA&lNDA İMPARATORLUK EN PA&LAK Z4MAN'.. LARlNOAAJ BÎRİN?GECÎ2Mt$^ 77. S/Z/İMS'/ ALMAKLA KALMA MIŞ, SfNfRLAZt DA ÇOİC GE ' NİŞLeTM/Çr/'. POĞU VE 8Ap MEDENİyETLE&Nİ İYİ £>EG£R LENDİRECEK KADAR GBNİŞ KÜLTÜKLÜYDÜ. LAT/NCE GA HÎL 4 PİL 8/LİRD/.B/R PÜNYA DEVLETİMİN YALNIZCA KİUÇ GÜCÜyLE YAÇlYAMIYACAĞfMl PÜfÜMpÜĞÜ/VPEM, BİL /M£ ÇOK ÖA/EM VERMı'ŞTİ... ^ ^ ^ !LK SiNEMAUMlZ^ l l l ^ I I 1 ^ 0A} İLK TÜRK GİNEMAFUAT UZKINAY ÖLOÜ.. ' TE, A YASTEFANOS (Y£İ ' ' s RU£ AgrDESİMİN İLK KEZ SAPTAYAN jZKfNAY O 2AMANLAR YE. DEK SuBAYPf. fSO METZEJi LİK BU PİLM PAHA KAY8OLMU$TüR. ORDÜ SİNEMA OAİRBSİ YÖUETİCİÜİ • . j £ = ~ * ^ £/ ı/£ /924'TEA/ SDNRA OR. • ^ ^ \ DU PİLM LA8O£ATU\/AR AMİfİ LİGİ YAPAN UZKINAY'IN 8tR KAÇ KONULU FİIMİ OE VAR DtR. (YÖNETMENÇEKiMCİ ~ Hereke fabrikası en ilerl gelenlerinde mevcut bulunan bütün tekemmülâtın hepsi yapılmıştır. tngiliz ve alelumum yüksek Avrupa kumaşlarının en büyük faikiyeti, kumaşm dokunduktan sonra apre denilen terbiyesindedir. Bu terbiye muamelesi için muYıtelif ma kineler icat edilmiştir ki Hereke fabrikası şimdi bımlann hensme maliktir. Sonra, son sistem presülü makineleri getirilmiştir. ki bunlar. büyük bir nararet altmda kumaşı, tazyik ederek ikinci bir terbiyeye tabi tutmaktadır. înce yünlü ve lüks kumaşların ustündeki tazla tüyleri tıras etmek için son sistem makas makineleri de iiâve edilerek Hereke' nin yünlü kumaş yapar tesisatı, dediğimiz gibi, en asri fabrikalannkine muadil ve îıatta en yenisi oimak itibarile bunlara faiîc bir mükemmeliyet.e eriştirilmiştir. 1