02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 u anda önümde «Yasa Yaymlan»nca derli toplu. guzel bir biçimde bastınlmış olan 7 Kasım 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Simav ilçesinde yaymlanan haftahk ANADOLU gazetesinin 23 Kasım 1982 tarihli sayısı duruyor. Demek kl gazetenin bu sayısı, yeni Anayasarruzm îrabuîünden tam 16 gün sonra çıkmış. •*• Gazetedeki habers geçmeden önce Tür 3riye Cumhuriyeti Anayasası'nın •Cumburiyetin nitelikleri» başlifnnı taşıyan ikinri maddesine bakalım. Maddede şöyle deniîiyor: 'Türkiye Cumhuriyeti, (...) insan haklarına saygılı, Atatürk tnilliyetçiliğine bağh (...) demokratik, lâik ve sosyal bir huhuk devletidir.» Yürürlükten kalkmış olan 27 May\s 1961 Anayasası'nın aynı başlığı taşıyan ikin ci maddosi de şöyleydi: 'Türkiye Cumhuriyeti, insan hahîarırux '••..) dayanan milli, demokratik, lâik ve sosyal bir ,.j.1~ı.~; .'•'!°ti:',;.\ Bu iki metin arasmdr.ki ayrımı somut biçimde ortaya koyabilmek için. her iki maddsde BAŞLANG1Ç bölümüne yollanıa yapan sözlerin yeıierine ayraç içinde noktalar koydum; böyleco maddelerin Ö. ya7 Ü Itn biçimde ortaya çıktı. Motinlerde iki fark görülüyor: Birincisi, 27 Mayıs Anayasası'ndakl •însan haklarına dayanan» sözü yerine, bugünkü Anayasamızda «İnsan haklenna saygılı» sözünün kormlmuş olmasv.br. Bımlardaki «dayanan» ve saygılı» sö/cüklerinden hangisinin doba vurgulnyicı olduğu konusu iiîerinde durmayacağım. Yalnız şun casını söyleyeyim ki. bu sözcüklerle güdülen arnaç özdeştir. Böyle durumlarda eslciler şöyle derdi: «Ciimlenin maksiıdu. hir ammâ rivayet muhtelif* (Herkesin düşüncesi bir ama anlatım biçimi ayn) İkînci ayrım îse, eski Anayasarlaki '•millu sözcüğünün yerine yenisinde 'Ataturk mllliyetçiliğine bağlı» nitelamesinin kullnnılmış olmasıdır. Buradakî ayrım şu bakımdan ön«m!iÖir: 19B1 Anayasası'nin ikinci mnddesindeki •milli» sözcütrü soyut ve gene! bir nito3ome oldujtu halde, yeni Armyasadaki 'Ata türk milliyetçiligi" niteifmesi somut vo özel bir anlam taşıyor. O halde «Atatürk milliyetçiligi» nitrlemesini horkesin anlayacağı biçimdo ya!m ve tek bir kavi'am olara.k tanımlamak srprekir. Eski ve sürekii okiiyuculanrrnz anımsarlar: Biz bütün yazılarıır.ızda *d&.'rimciHk» kavrammdan söz edorken. yanlış yorum ve sapttrmalara rr.eydan bırakmamak îçin. nasıl ki hep *Atatürh devnmciliği* demişsek, vJusalrıhktan söz ederken de hep 'Atatürk milliyetçiligi" diye ya2inış OLAYLAR VE GÖRÜSLER 20 ŞUBAT 1983 S Atatürk Milliyetçiligi Hıfzı Veldet VELİDEDEOGLU ve şu son kırk yıl içinde belki kırk kez bu isteyen Şen köylülerini Allah'm evi olan milliyetçiligi kendimize göre şöyle tanım camiye sokmadılar ve köylerinden kovdulamışızdır: 'Atatürk milliyetçiligi. Türk va lar.» Gazetede bunun nedeni Şenköy mtıhtanının Ulusal Ant sınırları içinde tam ba tarınca açıklanıyor, özeti şu: »Eslii yıllarğımsızlık ve bölünmezliğini ilke edinerek kendi yazgımızı onun yazgısına baglamak; dan birinde bu iki köy halkmdan birkaç lıişi arasında, ormandan tarla açmak yüırk, din, mezhep ayrımı gözetmeksizin bu yazgıyı paylaşmak, bu nedenle de ülkenin zünden anlaşmazlık çıkrnış. Söğüt fcöylüsavunusu, esenUği, gönenci (refahı) ve kal lerinin kendi köylüsünü desteklemek için bu anlaşmazhğa kanşması, böyle çirkin bir hınması için sürekii çaba harcamak dogolaya sebep olmıış.'rultusuna yönelik olan ilkedir.» Ne yazık ki, kimileri bu ilkeyi asıl hedefinden saptırıp bir takım genç kafalan Eskiden köylerde geniş toprak sahibi ırkçıhk turancılık çıkmazına saplama ça köy ağalarınm birbirini çekemeniütsi yüzun balanna; kimileri de ürametçiüK, şeriatçı den. birkaç fakirin ölmesi veya yaralanlık, dahası, «Birleşik İslam Devleti» düşüne masıyla scnuçlanan çat:şma!ar olurdu. Dekapılmış ve bunun ad:nı rnilliyetçilik» Ho rnek şimdj do köylüleritniz arasında. bir yarak. Atatürk milliyetçi'.iğine ümmetçi lıiç yü/ünden, böyle çirkin olaylar geçiyor. lik yohtnda uluslararası bir nitelik vernıe «Türkler tam 16 devlot, kunrıu^iur digirişimlerine geçmiştir. Bu yüzden deıııok ye övünür dururıu; ama bu dfivletlerclen rasimiz, uzun süre kimsenin kimseyi an çoğunun batmasmda öbür Türk devletlelamadısn bir curcuna dönemine girrr.iş, bu rinjn büyük etkisi oldııgunu çocuklarımınun ardından terör ve anarşi onun da ar za yetcrince öğretmeyiz. Eski ozanlardan dmdantoplumsal bir yasa gereği olarak biri 'Akrabcmn akrep etmez. akrabaya eıaskeri yönetim gelrniştir. Eğer siyasal par tiğin* demiş. Türk uluslarının Türklüco tiler. yukanda yal'.n tanımını verdiğim yaptığı kötülükleri yabançılar yapmatnış•Atatürk milliyetçiligi» ükesinin, eskidcn tır, Bunun nedeni. çogunca. devlet başkan «r^garı müşterck» dediğimiz «ortak öv» lannın birbirini çekememesi. biribirine üstiinde anla.şmış olsalardı, burıca değerl; yılten. bakması gibl davranışlarclır. Yıldırım ları boşuna geçinnemiş, bunca değerli in Beyazıt'ın Timurlonk'e «£y kelbi aku>' (Ey sam da yitirmemiş olurduk. Bu noktaya kudurmuş kopek) diye niektup yazması. az a^ağıda yeniden değineceğim. kalsın Osmanlı Devleti'nin büsbütün yok ••• olma.sı sonucunu doğuracaktı. Bereket ver sin Çelebi Sultan Mehmet dagınık güçleri Şimdi. başta sozünü ettiğim ANADOLU gazetesinin 23 Kasım 1982 tarihli sayısını topladı, dagılmış ülke topraklannı birleşele alalınv Kâğıt fiyatlannm kısa sürede tirdi vo Osmanlı Devleti'ni yeniden ayağa ve ardarda yükselmesi üzerine, genelükle kaldırdı. Bu nedenlo eski Osmanlı tarihçi«taşra basını» oiarak nit.elenen yerel ga leri Çelebi Sultan Mehmet'ten söz ederken, zstelerden bir bölümü kapandı, bir bölümü onu: 'Bânii sdnii saltanat» olarak nitelerler. O dönemde «Saltanat» ve Devtet sözgündehkten haft.alığa dönüştü ve birçoğu da çift yapraktan tek yaprağa düştü. Ola cükleri eş anlamlıydı. Bu nedenje yukanki nak bulsam ve vaktim yetse, yerel gaze Osmanhca aiteleme. Devletin ikinci kurucusu onlamma geliyordu. telerin tümünü izlemek isterdim. Çünkü onlarda toplumun gerçek nabız atışlannı O dönemden sonra da ülke İçinde, devriuyuyor insan. Yerel gazetelerin yalnvz let büyüklerinin affedarsiniz «sidik yaköşe yazılannda değil, sütunlarına sıkış rış:>. derece dorece a)t katla.ra doğru inenuş kimi haber ve okuyucu mektuplannda rek. pa^a ve ağalar arasında servet yarıtoplumsal sorunlanmızın üginç yönleri şına, kuvvet gösterileıine neden olmustu. yansımaktadır. Işte bugün çoktan beri yaz Osmanlı tarihi bunun ömekieriyle doludur. mak istediğim halde. güncal konulann Sebep nedir? ToplumbilimciİRr bunun öne alınmas! zorunluğu yüzünden bir bilimsel yonlorini, Türk'ük açısından artıştürlü yazamadıgım bir konuya değinmek tır.a dursunlar; benim bu konııda vardığım istiyorum. yargı. bir yandan ilkclük, bilinçslzlik. ıkANADOLU gazetesinin 23 Kasıra 1S82 tidar tutkusu. korku salma hın;ı, öte yantarihM sayısında çöyle bir haber okudıım: dan da fikonomik çıkar saplama arzur.u•İlçemiz Söğüt köylüleri, köylerine ko dur. Cumhuriyet ile birlikte bu tür üstünluk O^triHnlı dönemindekilere oranla. gitnuk olarak gelen ve cuma namazı kümak gide azaldı, ama özlenen sınıra bir türlü inemedi. Tek partl yönetiminin egemen oldugu Atatürk ve İnönü dönemlerindo kabuğuna çeki'en bu yarışma çok partili demokrasi dönemiyle birlikte. gittikçe sertlenerek, yeniden başladi; daha doğrusu »oy kaygısı ile» ödün üstüne ödün veren irili ufaklı parti lidcrlerinin tutumu bu yanşlan başlattı. Üsteük, yukanda değindiğim «ümnıetçilik» akımının aJabüdigine genişlemesi Nurculuk. Süleymancıhk gibi oldukça yeni ve Nakşibendilih gibi eski tarikatiarın yeraltında yayılıp güçlpnmelerine neden oldu. Atatürk dönsnıinde ödünsüz uygu'.anarak kamu.sal ve toplumsal yaçnmnnızda egemen olan «lâiklik» ilkesi «Siinni Alevi» zıt la.>masım hero düşün, hem eylem alanmda etkisiz duruma gotirmişken. demo'vrasi dönpminde bu zıtlaşma. tarikat. kışkırtıcıla» rının otkisiyle. yenidon hortladi; nortlatıldı. Birleştirip bütünleştirici nitelik taşıyan Atatürk milliyetçiügi bir yana itildi ve onun yerim yukanda desıincüğim gibi ya ırkçı turancı (yaıii düşcü) milliyetçilik. ya da mnzhepçi ve tarikatcı ümınetçîlik ahnr.şa başladi. Bir yandan uluslararası komünizm akı mı. öte yandan kökenınde ırkçı ulusçuluk yattığı halde amaçlarına ulaşmak için uluslararası komünizm ideolojisint; sanlan bolücü akımlar da. sozünü etügim zıtlaşmaların doğurduğu Mara.ş vo Çorum kentlerindski gibi yığınsal çauşmalardan kendi amaçlan doğrultusunda yararlanına nm yo'larını aradılar: bu çat.ışmaiann iç.savaş boyutlanna uiaşma.sı için uğraşıp durdular. İçler bu kerteye geidigi halde. Türk polilika yaijamına egemen olan iki büyük partinin lider ve yönotici kadi'OlariMin, ülkenin karşı karşıya bulundugu ortak tehüke karşısında bir türlü el ve işbiriiği yapmaması, özelHkle birinin u?attıgı eli ötekinin ger) itmssi, demokrasi tarihimize, «a/iiın almayacnğı bir benlik ve üstünlük yanşması» olarak geçecektir. • •* Yukanda sozünü ettigim ANADOLU gazstesindoki haber bana, bir vakitler köy lerde. kasabalarda kahvolerini. camilerini, dahası. mezarlıklarını ayınp düşman cepheler durumuna gelen particilert anımsattığı için pek üzüldüm. Danışma Meclisi'nde Siyasal Partiler Yasası'nın tartışıldığı şu günlerde yönetici ve aydm kadrolarına büyük görevlev düşüyor. Yeniden demokrasi rejimine geçerken çok dikkatli olmamız, bütıin halkımızı Atatürk milliyefçiüği. bukuk saygısı, vatan, ulus \e insan sevgisi. düşüncelero kar 31 hoşgörü doğrultusunda eğitmemiz gerektiğini duşünuyorum. Yurda Dön! Gazetelerimizin sürekii yayınlarma bakılırsa Batı Avnıpa'da «Türk düşıııanlığı» almış yürürnüş; Federal Almanya'da doruğuna varmıç; küni zaman iş silahlı çatışmalara bile dönüşüyormuş; Türklere ilişkin aşağılayıcı öyküler Almanlar arasında dilden dile dolaşıyormuş; Hitler döneminde «Yahudi düşmanlığı»na benzer bir dalga bizim «Almanyacılar>a yöneliyormuş; sağcı Alman politikacıları bağırıyorlarmış: Türkleri kapı dışarı etmeli!.. Hepimiz bu tür haberlerl lzledikçe öfkeleniyoruz; olayın nedenlerini arayanlar dlyorlar ki: Faşizm, Cermen soyunun iliklerine îglemiştir; ırkçüık hortluyor. Sıradan Alman bize «barbar» gözüyle bakıyor: biz de onlar için ağzımıza geleni söylüyoru^. Kaygımız büyük: Ya Batı Avrupa'da yaşayan milyonlarca Türk kapıdışarı edilip Türkiye' ye geri yollanırsa?.. • Avrupa'da 1973'ten berl yoğunlaşan ekonomlk bunahm aşılamarjı; hastalığa çare aranıyor; kapitaüzm bir tahtıravalliye oturrauş: Friedmancı sıkı para politikr.ları işslzüğe yol açıyor: Bevşek para politikası enflasyonu pompaiıyor. On yıldan beri işin içinden çıkılamadı. Çıkılması da kohiv değil. Dogsîdır ki Avrupa'da işsizlib artınca ynbancı işçîlere karşı öfke Avrupa insanının duygularını keskinleştiriyor; gün geçtikçe düşmanlığa dönüşüyor. Almanya'dakl Türkler topun ağzındalar. Çünkü bizimkiler yaşadıkları toplumla bütünleşememişler; büUinleşeır.iyorlar. Din ayrımı var, görenek ayrımı var, yaşama biçiminin çelişkileri göze batıyor. Türklerin barbar olduklan öteden beri hem Batınm tarilı kitaplanna, hem kilise kültürlerine işlenmiş, dokunmuş, üretilmiş... Alman poütfkacısı işsiz kitleler karşısında prim toplamak için bağı.'iyor. Eh, onlar böyle bağırdıkça işsiz Alman da coşuyor. Türk'ü kendi işini elinden alan düşman gibl görüyor. Dün iie bugün sarmallaşıyor, döne döne «Türk düşmanlığı»na dönüşüyor; feoro bO.yüyor: Türkler kapıdısan!.. Bizimkiler tedirgin. yöneticllerlmiz soruna bir çare arıyorlar: kimileri çat\şmayı yumuşatmak İçin demesler vpriyorlar; ama sonuçta değişen birşey yok. Oysa eskiden ne güzeldi. 1960'iardan berl Batı Avrupa'da eksik iş gticünü «aftzı var dili yok» Türk emekcisi tamamlıyordu. Bunlar hem Batılı kapitalizmln zencileriydiler: hem Alman bankalarının birikimeisi, hem Türkiye dış ödeme dengesinin kurtarıcısı... Yetkili ağızların söylediklerine göre dışardaki isçilerimiz Türkiye'ye 17 milyar Mark yollamışlardır. Alman bankalarmdakl birikimlerm, ise 25 milyar Mark dolayında olduğu ileri sürülüyor. Bütün bu birikimler dış ve iç büyük sermayenin «ckonomiksiyasal» yatırımları için kullanıltnıstır. • Şimdi işler terslne döndüğü İçin Avrupa, yıllardır tepe tepe kullandığı Türk u;cis!ni Anadolu'ya geri yollamak istiyor; ama, bizler direnlp bağırıyoruz: Türk düşmanları!.. Pekl, garip değil mi? Bir Türk'ü yurduna ger) göndermek Türk'e düşmanlık mıdır? Yoksa iyilik midir? Anadolu' da, evlnde, ocağında, köyünde, ilinde yaşamak bir Türk için ceza mîdır? Alman diyor kl: Yurduna dön!.. Bana sorarsantz blr Türk için gerçek ceza yurt dışında, yaban ellerde, yabancı patronların buyruğunda, yabancı devletlerin ekonomisine hizmet için çahşmaktır. Keşke yeryüzündeki bütün Türkler yurtlarına kavuşabilseler: bilira adamlarımız, doktorlarımız. teknisyenlerlmiz, ustalarımız, lşçilerimlz. sanatçıîarımız Anadolu'da toplanıp çağdaş üygarlıga giden yolda vargüçleriyle çalışabllseler. Israil bütün dünya Yahudi'.prini toplamaya çahşırken, bizim dışardakl Türk emekçisîne «aman gelrneyin» dememiz, acaba bir mantılc sürçmesi mi?. MİLLİYET TÜRKİYE'NİN ÇİZGtSİ Mehmet Barlas, 2 1 Ocak gtinkü vazısında da şunlan yazıyor: «Şimdi Türk basını bekie.vlşin için dcdir. Eğer gazete sahiplerî ve gazeleciler yeni basın yasaları çıkmadan önce, kendi fcendinl kontrol mekanizmalanıu oluşturabliirlerse, Türkiye'nin ileri yıllarındaki gündeminde bir lı:ısın özgürlüğü koınısu olmayacaktır.» Mehmet Barlas, gazetemizin kapatılmasmdan Uç gtin sonra, yani 2i «Tasanların taro gerçekleşmeyişl şundan: Yaşııı onemli kısmı aşılnıış. Bu yaşta hem çabuk bitiımpk için acele etnîek lâzırn. Henı de bu accleyc .srüç yetmiyor. Neyse ki kalemi elden bırakamiyoruııı.» Bir kaç yıl önce Keınal Bilbaşar böyle demiş. Kişinin elini çabuk tutması gerekiyor, zaınan yıldırım gibi geçiyor; herşeyi sürükleyip, yıpratarak. yok ederek... Yazarm, sanatçımn her günü, her geceyi yapıtına ayırması olacak şey değil. Öğretmenlik, mcmurluk, gazetecüik, daha başka işler yazarm elinden en değerli şeyi alıyor; zamanı... Kenıal Bilbaşar 73 yaşında öldü. Bellrll b!r yaştan sonra öltim kapı komşumuz oluyor. Hastalıklar bivbiri ardına geliyor. Dostiar, tanıdıklar, bildikler, arkadaşlar sırayla çekip çekip gidiyor. Ai'kalannd'an yazmak. söyleşmek, anılarını yaşatmak, şimdilik geride kalanlara diiçüyor. «Bizden evvei gifÎPtı alıbaba sclâm olsun erenler» diyen Yahya Kenıal gibi... Bilbaşar'ın ilk kitabı 1939'da çıkmıştı: «Anadfilu'tinn Hlkayeier». Refik Halit'le Sabahattin Ali karnıası bir gerçekçilikle yüklü gözlemler. Daha sonra «CevizJî Bahçe» rtımanını okudum. Hatta «Servctifünun» dei'gisinde bir de övgü jrazmjştım. Romantik. bir uzun öyküydü. Ardı ardına öykü kitapları: «Pazariık» (1944), «Peınbe Kurt» (1953), «Köyden Kentten» (1956).. 184O'!arda öykü yaza'rları anılınca Sabahattin Ali, Sait Faik'ten sonra Kermü Bilbaşar'm adı gelirdi. Toplumcıı gerçekçllik diye annan bir türde, ama insanoftîunun iç diinyasına da zaman zaman inen öykülerdi bunlar. Bilbaşar'm ünü, «Cemo» romam ile genişledi. 1967'de TDK Roman Ödülünü de kazanan bu kitap üst üste yeni baskılar yaptı. «Cemo»nun öteki kişisi «Memo»nun da serüvenlerini anlattı daha sonra... «Meıiîo» da geniş Ugi uyandırdı. Bilbaşar'm ötekl romanlar «Denizin (1043). «Yeşil Göîge» (1989), «Başka Olur Ağalar.n Düğünii» (1072), «Kölelik Oöneıtıeci» (1977), «Bedoş»tur. 1930'dan 1961'e dek, otuz bir yıl süren uzun bir öğretmenlik görevi arasında bunca öykü, roman yazmak kolay değil... Kenıal Bilbaşar'ı 1943 yılında tanımıştun. Yazın dünyasında adını yeni duyuruyordu. İlhan Berk'ie Marmara gazinosunda buluşmuş konuçmuşlar. Üstü başi temiz, titiz bir kişiymiş. Ayakkabısjnın tozunu arka cebinden çıkardığı bir bezle silmiş. İlhan, buna pek şaşmıştı. O günleı'de yanılgılar vardı böyle, sanatçı ille de dagınık, perişan, bohem kılıklı olacak; içecek, gezecek, tozacak, her türlü acayip davranışı yapacak! Oysa Bilbaşar bir öğretmendi; yaşamı boyunca da öğretmenlikle yazarlığı atbaşı yilrüttü. Toplumuna, yazar ve öğretmen olarak katkıda bulundu. Hiç bir zaman geçici çıkarlar ardına düşmedi, sırası geldiğinde toplum savaşımında önde yer aldı, siyasal alanda etkisini duyurdu. Kitapları orda burda dağınıktır. Hepsinl bir dizide kim toplayacak? Belki Yazko... Yazarlar Kooperatifi'nin bir kurucu Üyesiydi... Bilbaşar'm öyküleri, romanları, kitaplaşmamış düz yazıları birbiri ardına yayınlanmah. Yazko yeni bir dizi açsa. buna da «Tüm Yapıtlar Dizisi» dese, yaşamdan ayrılan yazarların tüm yapıtlarına bu dizide yer verse... Kırk yıl. eüi yıl, altmış, yetmlş, bilemedin seksen y<l!.. Bir başı bir de sonu var insan yasammın. Sonu olmayan tek değer, tek gerçek: Sanat... «Cemo», «Memo», «Kölelik Dönemeci» gibl ürünler veren bir yazar yaşamını boşa geçirnıiş sayılmaz. Ocak günkü yazıstnda «Gazetecilik de bir meslelîtîr.. Diğer mesleKİer gibi kendi kural'an vardır..» disor ve ga. zettcilik ınesleğine ilişkin iki anısını anlattık'.an sonra, yine bir anıdan yola çıkarak yazısmı şöyle sonluyor: «Bir gün. lıncamız ve Genel Yayııı Müdürümüz rahmetli Ecvct Güresin' ln odasuıa girmi^tik: Ecvet Bey, harika blr haber buldum. Manşctlik blr haber. Versene haberl, demiştl, Vereyim ama yayınlarsak, acaba devlet açısından xararlı olur mıı? Ecvet Güresin, ayağa kalkıp bağırmışlı: Oğlum sen gazeteci ınisin, dcv. let adamı mı? Ver çabuk o haberi ba> na.. Bu çeşit yüzlercp am ve deney, blr mozaik tabio gîbi, bizlm mesleğin tiyelerinin kîşiliklerini olıısturur. Gazeteci alk;şlamaz.. Gaz«teci, ba> hasnıın iilümünü duyduğu an, «nun haberini de yazdirmak durumunda ka« lır.. Gazeteci devleti yönettnez, mesle. ftini icra eder. Gazeteciyi ve gazeteclliğl koruyup, ona özgürlük ianıyan toplumlarda, basın, dcmoKTasinin temel daya' nagı olnıuştur. Türkiye'nin bu çizgiden ayrılmaması şarttır» İstanbul Grovüriori Eki Ansiklopedtsi l£*&»wk Brindesi ve Lewis tarafından 19. yüzyılda yapılan İstanbul gravürlerinin 4"ü Yurt Ansikiopedisi okurları için seçildı ve ö'zel olarak bastırıldı. Bu gravür ekleri, İstanbul fasikülleriyle birlikte ücretsiz olarak verilecektir. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADl Cenel Yavm Müdurü MüeşseseMüdürü Yazı İşleriMüdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLİCİL OKAYCONENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMETÇETİNKAYA MEHMET MERCAN • Yurt Ansikiopedisi ni almoya yeni baslayacflklar ifin bilgi: • Yaklaşık 11.000 sayfa. 7 i l 11 cilt (5. cilt 28 Şubat'ta tamamlanıyor). • İllerimizin doğal yapısı, tarihi, sosyoekonomik yapısı, kültürel yapısı. • 11. cilt Türkiye Genel cildi. Bu ciltte, illerden sonra yurdumuz bir bütün olarak inceleniyor. Yurt Ansiklbpedisi, yann yayımlanacak 68. fasikülü ile Istanbul İli'ni işlemeye başlıyor. Doğası. tarihi. sosyoekonomik ve kültürel yapısıyla yurdumuzun en onemli ili olan İstanbul, Yurt Ansiklopedisi'nde 450sayfa yer tutacak. Bu bölümde 400'ün üstünde resim, harita, çizelge ve grafiğin yanı sıra, 200'e yakın renkli t'otoğraf yer alacak Öğrenciler, bilim adamları, araştı.rmacılar, ıızmanlar. Ülkesi hakkında bügiyle, bilinçle düşünmek ve konuşmak isteyenler. İstanbul fasiküilerini mutlaka altn. Şimdiye kadar Yurt Ansikiopedisi ile tanışmadınızsa, yurdumuzu dünü, bugünü ve yarınıyla il il eie alan bu benzersiz eserie "istanbuFda buluşup tanışın. • Yazı Işleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdiirü Mizanpaj Yönetmeni 9 • Ücretsiz, 1 : 600.000 ölçekli Büyük Türkiye Haritası eki, Yurt Ansiklopedisi'nî yeni tanıyarak geçmiş fasiküilerini ya da ilk 5 cildi edinmek isteyenler, YADA Yayın Dağıtım A.Ş.Doktor Şevki Bey Sok. No: 6 Divanyolu, tstanbul Tel: 207472 j TEMSİLCİLER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVtS ŞEFUERİ İstanbul H.ıberleri :Se!ahattin CÜLER Dış Haberleı: Ergun BALCI Ijkoııorııı: Osman ULAGAY Yurt Haberlen : Barbjros CENÇAK Külliir: Avdın EMEÇ M.iyazın : Yalçın PEKŞEN Düzoltmı.': Konur ERTOP Araştırma: ŞahinALPAY adresine başvurabilirler. BÜROLAR ® KonurSokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare: 1S 33 35 A Ansikiopedisi Ccrf. \Jcyd M<,l,i. Hom Mu^'ot .İslcrfcul «• «8 » 09 Yuît HHİlZiyaBulvarı No:65/3 İZMİR Tel:254709131230 Atatürk Caddesi, T.HK Işham Kat 2/13 ADANA Tel: 14 55019 731 Basanve Yayan: CUMHURİYET Matbaacılık ve Gaîetecilik T.A.Ş. Türkocaöı C"d. 39/41, CağaloğluİSTANBUL P.K.: 246 istanbul, Tel: 20 97 03 (5hai) TAKVİM İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ 20 ŞUBAT 1983 AKŞAM YATSI 6.10 7.47 13.28 16.26 18.49 20.20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear