Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lumda yer alan yetenek, becerı ve zekâ duzeylermın, ıstatıstıkçılerın "normal e ğ n " adını verdığı bır çızgı uzennde yer aldığını gostermektedır. Buna göre, "vasat" olanlar çoğunlukta olup ortada toplanmakta, "çok duşuk" nıtelıkler taşıyanlar azınlıkta olup, eğnnın ıkı ayrı kuyruğunda yer almaktadır Bu gözlemler doğruysa, her topıumda potansıyel Eınsteın'lar, Kant'lar Eflatun'lar, Arısto'lar, Mıchael Angelo'lar, Neron'lar, Hıtler'ler, Napolyon'lar ve Humeynı'ler var demektır. Sayılan az da olsa, her toplumda bulunacaklardır Onemlı olan, toplumsalekonomık kulturel yapının bu kışılere ne oranda olanak ve guç sağladığıdır Eskı Atına'da ve Ronesans dönemı Floransa'sında, çok az sayıda nufus ıçınden çok yuksek sayıda yaratıcı dehanın, hem de çok kısa sayılabılecek tarıhsel donemlerde ortaya çıkması, bu göruşu doğrular nıtelıktedır Olaya bu açıdan yaklaşacak olursak, tanhsel gelışme ıçınde ekonomık toplumsal yapının onemını bır yana ıtmeden, bıreyin de belırlı bır rolu ve ağırlığı olduğunu göruruz "Normal dağılım eğrısının" bır kuyruğuna sıkışmış bulunan yaratıcı ve yenılıkçı bıreyler, toplumu bulunduğu noktadan bır ılerı aşamaya goturecek gucun taşıyıcısıdırİar. Içınde bulunduklan tarıhsel koşullara ve olanaklara ters duşuyorlarsa (ve duştuklerı oranda) Don Kışotlaşacaklar demektır Ote yandan, bu bıreylenn yonehmı ıle tanhsel çızgmın bırleştiğı noktadan başlayarak, yucelırler ve toplumlarının en değerlı kışılerı arasına katılırlar DON KİŞOTLUK VE MADALYONUN OBUR YÜZU Fakat, bu aynm her zaman bu kadar net değıldır Aynı bırey (ya da bıreyler kumesı), bır uğraşın ilk aşamalarında tam bır Don Kışot gıbı gozukebılır, bır sure sonra da kahraman ve buyuk insan olarak kabul edılebıIır Bır donemde Don Kışot sayılan kışılerın, başka dönemlerde (bazen ölumunden çok sonra) buyuk insan kabul edıldığı olur. Don Kişotluk, bır bakıma, buyuk insan madalyonunun öbur yuzudur. Çok gulunç duruma duşmekle, çok buyuk saygınlık kazanmak arasındakı çızgı, hıç de sanıldığı kadar kalın değıldır Başta kultur, sanat, bılim ve sıyaset olmak uzere, insan yaratacılığının yer aldığı hemen her konuda bu goruşun genış ölçude geçerlı olduğunu sanıyorum Don Kışot 'larına yaşam hakkı tanımayan bır toplum, ınsanlık tarıhıne yapabıleceğı özgun katkılar bulunmayan bır toplum demektır Yenılık getırme savıyla ortava çıkan kısı de, gulunç duruma duşmekten çekınmeyecek kadar yureklı olabılmelıdır Kultur, sanat, bılım ve sıyaset alanlannda ozgun katkılar yapan Avrupa'nın, Don Kışot'ta sımgelenen, ozgurluğune duşkun, gulunç olmaktan çekınmeyen, başına buyruk, yel değırmenlerıyle savaşan şovalye ruhuna belırlı oranda bır borcu yok mu acaba? Bıtıp tukenmeyen Amerıkan kovboy fılmlerı, yenı dunyanın Don Kışot'larını mı sımgelemektedır dersuıız? Bu toplumların devınımı ve yaratıcılığı ile, şovalyelerı ve kovboylan yuceltmesı arasında bır ılışkı yok mudur? ERKEN YARGIDAN KAÇINMALI Umarım bu yazı amacını aşarak şovalye ve kovboya gereksız bır ovgu nıtelığıne burunmemıştır. Burada onemlı olan, şovalye ve kovboyun gerçekte ne olduğu değıl, ınsanlann bıhncınde neyı sımgeledığıdır. Bu sımgeyı, kultur, bılım, teknolojı, ekonomı, sıyaset ve sanat ortamına aktaracak olursak, toplumsal gelışımın ve uygarhğa ozgun katkıda bulunmanın koşullarından bınsını yakalamış oluruz belkı de Bu nedenle, Don Kışotlara gulmekte, kızmakta ve onları kuçumsemekte pek acele etmeyelım derım Tarıh ıçınde kımın gulunç duruma duşeceğını onceden kestırmek pek kolay olmuyor da. Don Kişot'a Saygı Bir dönemde Don Kişot sayılan kişilerin, başka dönemlerde (bazen ölümiınden çok sonra) buyuk insan kabul edildiği olur. Don Kişotluk, bir bakıma, buyuk insan madalyonunun obur yüzüdur. PENCERE Ahmet Rasim 6 KASIM 1983 TÜRKER ALKAN SBF Eski Öğretim Üyesi Yazıldığj gunden bu yana, bıraz kuçumseme, bıraz ala>, bıraz da aeıma ıle bakılmıştır Don Kişot'a, ulaşılamayacak duşler peşınde koşan, yeldeğırmenlenne karşı urautsuzca bir savaş veren kışıdır o Kafasında yaşattığı soylu dunya, çevresındekı gunltik gerçeklerle her karşılaşmasında paramparça olur Fakat, onun bıtme>en ve safça bir ıyımserlığı ve dırenışı vardır. Bu çelışkı, roman boyunca gulduruyu sağlayan oğe olmaktadır Fakat, gulduru ıle trajedı arasında, dıyalektık zıtlıktan gelen bir butunluk yok mu acaba? Genellıkle, bir kışının trajedısı, başkasının guldurusu olmaz mı 7 Kaçımız gulunen kışının yerınde olmak ısterdık 9 Gulunç duruma duşmenın acısını kaçımız yaşamadık kı? AÇIMIZI, KAHRAMANLARIN YERİM DEĞİŞTtREREK... Ote yandan, "ağlanacak halımıze gulmek", bu zıtlar ılışkısının b\r başka yonu değıl mıdır? Don Kışoı'un kafasında ta^ıdığı soylu dun>a ve vureğındekı Aslında, yalnız Don Kışot ıçın bıtmeyen ıyımserlığı, onu gulunç değıl, ınsanları gulduren ve ağduruma duşurmuş olabılır Fa latan bırçok dramatık olav ıçın kat, kafasında hıçbır soylu du avnı şey yapılabılır sanıyorum şunce ve yureğınde tek bir umut Açımızı değıştırıp olaylara değıkınntısı taşımayanlann ona gul şık kahramanların gozuyle bamesı, bazılarının da ağlanacak kınca, tepkılerımız de farklı durumda olduğunu gostermez olacaktır mı? Don Kışot, belkı çok ötelerFakat, benım bu yazıda asıl de bulunan bir dun>anın kapılarını zorluyordu Ama, ona gu uzennde durmak ıstedığım kolenler, kendı ıçınde bulunduklan nu, Don Kışotlann ve onlara gudupyanın bıle kapılarını ve yol lenlerın oznel durumu değıl, lannı tam olarak bılıyorlar mı>dı Don Kışotların toplum ve tarıh ıçındekı nesnel yerıdır. Tanh, dersınız 9 kuşkusuz kı kahramanlann yıDon Kışot'u bir kez de bu açı ğıtlıklerıyle orduğu bır oyku dedan okumak ılgmç olmaz mı, dı ğıldır Maddesel koşullann ve ye duşunuyomm şımdı Gulen ekonomık yapının tanıdığı olalenn ve gulunenın yerlennı de naklarla ve oluşturduğu zorlağıştırerek bir kez daha okunabı malarla yonlenır Fakat, bu gelır ve boylece roman başka bır nış çerçevede bıreyin hıçbır roaçı kazanabılır (Dostoyevskı' lunun bulunmadığını duşunmek nın "Budala"sında bunu yap de yanıltıcı olacaktır Tarıhsel koşullann elverdığı olanakları maya gerek kalmıyor doğrusu Belkı de bu romanda gulduru farkeden, zorlayan, gerçekleştıroğesı daha az olduğu ıçın, Buda me uğraşı veren, genış kıtlelerı la'yı okuyup bıtıren okuyucu ıs yenı dunyalara yonelten, genelter ıstemez kendısıne şu soruyu lıkle az sayıda bıreyler olmuştur yoneltıyor. "Budala olan kımdı 9 İnsan loplulukları uzennde Prens Mışkın mı, oburlerı mı 9 ) yapılan bırçok araştırma, top ARADA BIR MUSTAFA KEMAL OYMAN Yük. İnşaat Müh. OKURLARDAN Erzurum ve Kars çevresinde meydana gelen deprem facıasmda enkaz altında kalarak olen 2030 bin civanndaki buyuk ve kuçuk baş hayvanın deri ve etleri değerlendirilmelidir. Erzurumlu bir yurttaş olarak, daha onceki depremlerde de tamk olunduğu gibi, dtnı inançlanna çok bağlı olan çevre halkı, olen hayvanlarını mundar diyerek derelere atmaktadır. Bu hayvanlar kombınalara getırılerek, derileri ayakkabı sanayıinde, etleri ise kopek mamalannda ve yem katkı maddesı olarak kullanılsa hem ekonomıye hem de depremzede yurttaşlara buyuk katkısı olacaktır. L'zerinde hıç durulmayan bu konu, ulke için ekonomik bir kayıptır. Bu konunun değerlendirilmesinde bugun geç kahnmtşsa bundan sonrakı bu tur olaylarda ele alınmasmda. teknik bir eleman olarak fayda gorüyonım. HULUSI ERKIL1Ç Emeklı Kımva Muhendısı ANKARA Çağdaş Yayınlan'nda Ahmet Rasım'ın 'Anılar ve Soyleşıler"ı çıktı Vedat Gunyol "Ahmet Rasırrfden Selam" başlıklı onsozunde kıtabı söyle sunuyor "Elınızdekı bu kıtap, gazete ve dergı sayfalarında sessız duran ve bugune dek bır kıtapta toptanmamış olan fıkraiarta anılar Ahmet Rasım'den bız okurlara zaman aşımına ugramayan taptaze bır selam nıtelığı tasıdığı ıçın yazıma boyle bır baslık koydum Ahmet Rasım 'ıstıbdadın yuzu gıbı kara gunlerde" once çevırılerle yazı dunyasına ayak basmıs, sonra gunluk fıkralar ve Istanbul'un insan pazarlanna dalarak gozlemler, yakın uzak anılarta zengınlesen, yasamda yazıya dokulen insan ve ınsancık seruvenını omru boyunca dıle getırmıs essız bır yazardır" "Anılar ve Soyleşıler"\ eskı gazete ve dergılerın tozlu sayfalanndan derleyerek dılını sadelestıren ve kendısını 'Ahmet Rasım hayranı" olarak nıteleyen Nurı Erten de çabasının gerekcesını soyle anlatıyor 'Zamanına ışık tutan, coğu hâlâ güncellığını yıtırmemış bu yazıların ayrı ayrı raflarda, dağınık kalmasına gonlum razı olmadı" Nurı Erten, yaptığı ısın hakkını vererek yapmıs aydınlık, sevımlı, okunması gereken, derlı toolu bır ürun ortaya cıkmış * Ahmet Rasım'ın yenı kıtabı, yakın tarıne donuk belleğımızı tazelıyor, bır yandan Osmanlı toplumundan ılgınc kesıtler verıyor, bır yandan eskı Istanbul'u anlatıyor bır yandan "ınsarc//c"ları gundeme getırıyor Ahmet Rasım'de her insan ınsancık"\K, yazar oylesıne sevecenlıkle, alçakgönullulukle ve bılgece yaklasır ınsanlara Osmanlı toplumunun kozmopolrt yapısında her dınden, mezhepten, soydan ınsancıklann dınlennden mezheplerınden, soylanndan arınarak ınsan yanlarıyla sergılendığını kıtapta açık seçık ızlıyoruz, bu tür gozlemler Istanbul'un dışına da taşıyor, Yafa'ya, Kudus'e, Beyrut'a uzanıyor, Osmanlı mozayıkındekı renkler ustalıkla vurgulanıyor Yazarlık ve gazetecılık, Ahmet Rasım'ın kanına cocuk yaşta gırmış, murekkep kokusu benlığını sarmıs ıstıbdat" yonetırnındekı gazetecılığın çılesı bıle Ahmet Rasım'ın kalemınde tatlanıp ballanıyor * Alman Imparatoru VVılhelm, Istanbul'a ıkıncı gelışınden sonra Kudus'e doğru gezıye cıkacaktır Ünlu Baba Tahır'ın yayınladığı Malumat gazetesınden Ahmet Rasım olayı ızlemek ıçın gezıye katıiıyor, ama ne katılış1 Gezıde devletın ıkı kurulu çalışıyor Bırıncısı konukları ağırlamak, ıkıncısı guvenlığı sağlamakla gorevlıdır Guvenlığı sağlamakla gorevlı kurul, hem ımparatoru gozetıyor, hem de Turk gazetecılerını gozaltında bulunduruyor Ahmet Rasım bunu soyle anlatıyor " gozetım altında bulunuyorduk O zamanlarda gazetecı, cerıdecı takımının "yurt dışına" kaçmalan sarayın pek zıyade sınınne, kuruntusuna dokunuyor, boyle olaylara onem verılıyordu Oysa bız neyle, hem de nıçın kacacaktık? Işın basında para yok, ıkıncısı kaçmakta bence ulusal bır cıkar yoktu Avrupalya kacıp, yer, ıçer, yararsız bırı olmaki Ben yanıbaşlarında dururken bıle çoluk çocuğum her tüıiu sıkıntılar, umutsuzluklar ıçınde1 Boyle bır manevrayla pek çoğunun yaptığı gıbı saraydan yararlanma duskunluğunde bulunmayıp "fakırsem de gonlumun zengınlığı var olsun" dıyenlerden ozellıkle pek aşağılıkça sızlanma ve yatvarmaya benzer yakası açık 'lyakaya onem vermeyı, temelden aldığım vıcdan terbıyesıne, ruh ahlâkıma aykırı bılenlerdenım Bununla beraber gelecek bır tehlıke karşısında bulunduğumu anlıyordum Bır manıvelalı jurnal, benı pek uzakta olmaya Akkâ'ya Şam kasabalarından herhangı bırıne gonderebılırdı Boyle durumlarda neden 'ın hıçbır anlamı yoktu " * "Geçmış zaman olur kı hayalı cıhan değer" mı dıyelım? Osmanlı dıktasında boyle koşullarda gazetecılık yapan Ahmet Rasım, 1927 yılında Ataturk'un onerısıyle Istanbul'dan mılletvekılı adayı olmuş ve Buyuk Mıllet Meclısı'ne gırmıştır Bilgi Üretiminin Özendirilmesi Olü hayvanlarm deri ve etleri değprlendirilmeli Bakatıhğm bir öğretmene yanılı 12.10.19Sİ tarihh Cumhuriyet Gazetesi'nde yaytnlanan, "Eşimden uzakta gorev yapıyorum" başlıklı yazıya ait açıklama: Okurunuz Fatma Sul'un durumu incelendi. Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmaiarına İlişkin Yonetmeliğin 25 Haziran 1983 tarihuıde yururluğe gırmesinden sonra mazerete dayali nakıl ışlemterınde; a) Bu yonetmelik hukumlerine uyanlarm nakılleri mazeretlerine ve ihtiyaca dayalı olarak, b) Bu yonetmelik hukumlerine uymayanların nakıl islemlen ıse, varsa ihtiyaca dayalı olarak gerçekleştırilmektedir. Adı geçen oğretmenin eş durumu belgeleri 5.8.1983 gün ve 134888 sayılı yazı ile Malatya Valiliği'ne gondenlmiş olup, tekrar başvuruda bulunduğu takdirde Istanbul ilinin matematik öğretmeni ihtiyacı durumuna gore nakil dileği incetenecektir. MİLL1 EĞITIM BAKANLIĞI GEı\EL SEKRETERLİĞt İSKtden küçük bir rica Aylardır akmayan sularıma karşın 11.200 liralık bir su faturası aldım. Gunde bir iki saat akan, bazı gunler hiç akmayan, bazen ust uste 3 ilâ 4 gun akmayan sularla 11.200 liralık harcama yapmam teknik olarak olanaksız iken, ISKl'nin su bedeU, artı su guvence parası, artı kanal katüma payı, artı kanal katılma guvence parası gibi çeşitli namlar altında istedığı bu paravı gıkımı bile çıkarmadan odedim. Bu buyuk ozverime karşın benım de İSKl'den kuçuk bir ricam var. Aman yanlış anlasılmasın, bu kadar yağmur yağdı, barajlar hâlâ dolmadı mı, şu kısmtıyı kaldırın artık demiyorum. Biz Istanbullular her turlu cefaya alıştık artık. Gun olup da sular hiç kesilmese ne yapacağımızı şaşınnz herhalde. Benim tSKVden ricam çok basit. Altı aydır uygulanan ve hiç değismeyen su kmntı programuım saatleri değistirilemez mi acaba? Bugune dek 02.00 14.00 saatleri arasında su alan Dunyamız son 30 yıl ıçınde BİLGİ PATLAMASI olarak adlandırılan bır doneme gırmıştır Bılgı her konuda gıttıkce daha hızla uretılmekte bu uretım hızı da her yıl daha da artmaktadır Uzmanların ıncefemesıne gore, her on yılda bılgı bırıkımı ıkı kat artmaktadır Bu hızla gıderse 19831993 yılları arasında uretılecek her turlu bılgı, tarıh oncesınden 1983'e kadar uretılenden fazla olacak Bu gelışmenın uzağında kalanlar yok olusa yaklaşacaklardır "Her marıfet ıltıfata tabıdır" Marıfet (= bılgı)lerın her kertesınde özendirilmesi gerektır Ozendırılme olmadıkca gelışme çok kısır kalır Her ulkede caydırma ıçın CEZA HUKUKU varken, ozendırme ıçın ODUL HUKUKU (') kavram olarak dahı hıçbır ulkede yok Gelışmenın sağhklı olması ıçın bılgının özendirilmesi ve ozellıkle gereklı olan bılgının uretılmesı ve bılgıye ıhtıyacı olana (ısraf edılmeden) ne fazla ne eksık, yeterınce ve çabuk ve en ucuz ulaştırılması gerektır Unıversıte, bılgı ureten bır kurumdur, bılgı katleden bır mezbaha değıl1 Bılgı uretımının ve bu uretımı yapmakta olanların, sorunları cozumlenmelıdır Bılgının değerı, kullanıslılığı ıle ve obur bılgılerle karşılaştırarak olculmelıdır Hadısı Şerıf, "llmın hayırlısını ısteyınız", der Hangı bılgının daha fazla ışe yarayacağı, hayırlı olacağı çok çetın bır konudur Bılım tarıhı, gostermektedır kı çok parlak gorünen bırçok göruş bılımı kosteklemış faydasız, bır ışe yaramaz denılen bırçok bılım dalı ıse bugun mılyonlarca ınsanın ekmek kapısı ve umıdı olmuştur Ornek olarak Topoloji duğumler kuramı Dokumacılık ve Yuksek enerjı fızığınde, Soote Cebn, bılgısayar yapımında temel onemdedır Bunlarsız, bu konular duşunulemez Bılgı uretımınde bılgının kullanılmasında, bılgının urununün değerlendırılmesınde, yenı pralık çozümler bulmalı, objektıf (= nesnel, kışılere bağlı olmayan) olçu yontemlerı, basıt hesap yontemlen bulunmalıdır Bazı yabancı ulkelerde, bılgıyı uretene, uretıldığı kalıplara değıl uretılen bılgıye bakıyorlar Eğer, üretılen bılgı değerlı ıse, bılgıyı uretenın soyuna sopuna, dıplomasına, cıldının rengıne bakmadan, sen 'Doktorsun" sen "Profesor'sun" dıyebılıyorlar Bılım hayata daha kısa yoldan mal olduğu ıçın, bu yoldan buyük yararlar sağlıyorlar Yurdumuzda bıiım adamı olma yolları BUROKRATIK engellerle, bıktırıcıcaydıncı engellerle doludur Yazık kı, bılım arayanı özendırecek onlemler hâlâ yeterlı olamamıştır Onca değısıklığe rağmen, "Bılım yolunun tıkacları temızlendı, artık bılıme gıden yolda dılendığı hızda gıdılebılır" denılemez Ûrnek olarak Bır kışı, bılım tahsıl ederek "Dr" unvanı almak ıstesın Bılgı ve yeteneklerı .eserlen ne kadar ınukemmel olursa olsun, şımdıkı yasalara gore en az ıkı yıl bır unıversıteye, bır bolume ve bır öğretim uyesıne bağlanması, O'nun onerılerının, yonergelerının dısına çıkmaması gerektır Oysa BACON'un dedığı gıbı (Mealen) "Hakıkatı bulmak ıcın hertaşı kaldırıp attına bakmalıyız Yenı cıcekler çok kere caddelerde değıl dağ yollarında bulunabılır' " Yukarıdakı sahsa nasıl yardım edebılırız7 "Bır kışının bır unvanı alabılmesı ıcın normal surec nedır?" En az ıkı yıl ve en az 10 öğretim uyesınce, arada sırada denetlenecek yonlendırılecek, bellı ışlemler tamamlandıktan sonra, 'Dr" unvanı venlecek Kısa bır yasa ıle unvanların verılmesı çok kolaylaştırılabılır Bu sure şu sekılde kısaltılabılır (Yasa maddesı) Bır şahıs hakkında normal ıslemlere gore, daha fazla oğretım üyesı ve gorevlısı calışmasına kefıl olur ıse, ışlemlerın suresı kısaltılabılır ve unvanı verılmesı one alınabılır Çalısmanın değennın belırlermesınde, + (artı) veya (eksı) rol alanların ozluk hakları ıkıncı bır yasa ıle belırlenecektır Işlemlerın tanımlanması ve yasanın yürutulmesı ıcın yonetmelık Mıllı Eğıtım Bakanlığı veya ılgılı Unıversıte'ce hazırlanır Örnek olarak, 250 kışı, "Bu calısma normal Doktora calısmalarına denktır Bu calışmayı yapmıs olan kışı de Dr unvanına hak kazanmalıdır" der ıse, 150 kısı da aksı göruşte ıse normal calısmada, 10 kısı, ıkı yıl, yılda 360 gun denetleme yaptığını kabul etsek, 10X2)060=7200 gun insan kadar denetım yapılmıstır Bu denetım muspet yonde 250150=100 kısı tarafından yapıldığına ve kefıl olunduğuna gore 7200 100=72 gun = 2 ay 12 gunde unvan verılebılmelıdır Verılen unvanın urunlerı, goruş bıldıren 150+250=400 oğretım uyesıne muspet ve menfı olarak dağıtılmalıdır Bır arkadaşım, bırkac çalışma yapmıs, bır profesore gostermış O'nun bır tek yazısı ıle anlısanlı satafatlı toren ıle "Doktor" unvanı kendısıne verılmış O arkadaş sımdı, Hollanda'nın en buyuk araştırma kurumunda, doktoralı uzman olarak çalışmaktadır Yıllarca asıstanlıktan başka bır unvan verılmemış bırkaç bılım adamımızın, anıden profesor olarak Amerıka'ya gıttığını duymuştum Katı kurallar, nıce değerlerden yurdumuzun faydalanmasını onlemekte Şımdı burokratlar, "Ama, efendım, nızamlar çığnenır ıse, STATUKO (= duzen) bozulur, kotuye alet edılır " dıyecekler Zararların olmaması ve faydanın artması ıçın onlemlerın alınması gereklıdır Orneğın, "Bellı surede yaptığı çalışmalar baska calışmalara destek olmamıs veya yenı çalısma yapmamış, yenı urunlerın, uretımıne temel olmamış, bılım adamının bılım derecesı bır aşağı ındırılır Aldığı kararlarla bılım sevıyesı de haklıhaksız yere yukseltmelere, alcaltmalara sebep olanların ozluk hakları puanlama ıle azaltılır, yukseltılır" denebılır Boyle bır yasa ıle bılımde donmuş, yenı bılgı uretmeyen urettıklerı bılgıler yararsız olan, uretılen bılgılen takıp etmeyen yanlış takıp eden bırçok bılım adamı daha yektısız, etkılı, haklı karar verenler de yetkılı yere çekılır ve bılım alemıne yenı bır dınamık gelır semtlere bundan böyle 14.0002.00 arasında su verılse, bugune dek 14.0002.00 arasında alanlara da bundan boyle 02.0014.00 arasında su verilse olmaz mı? Ya da geçen yılki programda uygulandığı gibi 24 saat hiç su venlmesın, ızleyen 24 saat kesıntisız verilsin. Ya da 24 saat hiç kesintisiz verilsin, izleyen 48 saat hiç venlmesin, buna da razıyız. Ya da hafta sonu tatilinin hiç değilse bir gununde sular hiç kesilmesin. Bu, yalntzca benim bireysel isteğim değil, Beyoğlu yakasındakı abonelerin buyuk çoğunluğunun ısteği. Eğer bu saydığım değışıkliklerın hiçbın mumkun değilse, lutfen bana 02.0014.00 saatleri arasında su alan ve çalışan bir hanımın suya bağımlı ev işlerini hangı saatlerde yapabileceğıni bildirir misiniz? 02.00'den sabaha kadar mı? Aynca da program saatlerinin yalmzca teorık olduğunu, pratikte ise duyurulan 12 saatin ancak 2 veya 3 saatinde su aünabıldığini ozel/ikle betirtmek isterim. NİLGÜN SÜNER Armağan Sok. 30/9 Vahdeçeşme/İSTA VBUL Dünyada Bilgisayarla Hazırlanan İlk Ansiklopedi Simdi Tîirkiye'de! İ GÖRSELBÎÜM VETEKNİM ANSİKLOPEDİ Sİ Görsel Bilim ve Teknik Ansiklopedisi: ABD, Kalıfornıyadakı super bılgısayar "Dıalog'un bılım ve teknik alanmda 18 mılyon konu ıçeren dev bılgı bankasında, unlu bılım adamlannm danışmanhğında en yenı, en kesın bılgılerie hazırlandı. Görsel Bilim ve Teknik Ansiklopedisi: Duyan ve duşunen metallerden yaşlanmanın sırlanna, çıçekten çıkanlan petrolden uzay kentlenne kadar, her bm bağımsız bır yazı olarak okunabılen 3000'ı aşkın konu, resımlerle sunulmakta Görsel Bilim ve Teknik Ansiklopedisi: Bır ansiklopedi olarak eksıksız, sıstemlı Bır dergı kadar guncel, akıcı ve zengın. Bılım adamından oğrencıye kadar Duşunen, araşüran, okuyan herkes ıçın GORSELYHYINLAR "çağdaş bitindn ürünferi" Yaşam Bilimleri I Uzay Bllimleri / Yer Bllimleri Enerjl ve Kaynaklar / Maklneler ve Toknolofi / Davranış Bllimleri • Açık, temız bır Turkçe • Baştan sona resımlı. Renklı • özenlı, pınl pınl bır baskı • Her hafta bır fasıkül. HnnnHHnnnHHM!*V YABIN • Tamamı 135 fasıkül, 15 cılt. • Butunuyle bır bılım kıtaplığı. • j FASİKÜLÜ lOl^neBilgisayar" ^ANSİKLOPEDİSİ