28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 KASIM 1983 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 SINEMA ATİLLA DORSAY Duyduk Gördük Mike Hammer yine sahnede: Kanun Benim (I, the Jury) / Yönetmen: Richard T. Heffron / Oyuncuyar: Armand Assante, Barbara Carrera, Laurene Landon, Paul Sorvino, Alan King / Wamer Brosfümi (Site, 5ınepop, vs). 50'li yıllarda (Çağlayan yayınlan sağolsun) tüm maceralarını yuttuğumuz 'özel detektiF Mike Hammer, 80'li yıllarda sinemaya yeniden dönüş yapıyor. Döğüştüğü kadar da sevişen, çıplak, arzulu, ama ihanet etmeye hazır kadın bedenlerine aşk öpücükleri denli ünlü "dumdum kurşunü"nu kondurmaya da hazır bu hafiyenin serüvenleri, aralarında Kemal Tahir'in de bulunduğu söylenen çevirmen (ve uyarlayıcı) çabalarının da yardımıyla, bizde de büyük ilgi görmüş, Hammer romanlanndan yapılan (ve birinde Hamraer'in bizzat rol aldığı) birkaç film bizde de gösterilmişti. 1982'nin Mike Hammer'inde belli bir güncelleştirme çabasına gidilmiş. O vıllarda adı pek açıkça anılmayan CİAörgütü sık sık sözkonusu ediliyor, Kore savaşının yerini Vietnam aJmış, arabaların, silahlann modelleri de kuşkusuz günümüze getirilmiş. Ancak tüm bu "güncelleştirme' çabası, pek bir sonuç vermiyor. Mike Hammer, zamanı içinde ilgi nçti, başısonu ve mantık çizgisi pek belli olmayan entrikalarından çok, bir dönem Amerika'sının (soğuk savaş ve Mc Carthy dönemi Amerika'sının) korkulanndan, kaygılanndan komplekslerinden getirdiği yansımalarla önemliydi. Filmin bol bol kullandığı şiddet, cinayet ve takip sahneleri, bir tür polisiye sinemanın sayısız örneğinden sonra artık hiçbir ilginçlik içermiyor. Heffron, filme belli bir kişisel üslup, sözgelimi Dick Rkhards'ın 40'ların bir Chandler romanını yeniden ele alırken "Elveda SevgilimFarewellMy Lovely" filmine getirdiği bir 'stilizasyon' kazandırma>n becerememiş. Al Pacino ile Rossano Brazzi arası bir yüze sahip olan Armand Assante de Barbara Carrera'nın cömertçe sergilediği anatomisi de, filmi kurtaracak gibi değil.. Sonuç olarak gereksiz bir yeniçevirim denebilir. Bol yıldızlı gerîlim filmi: Mirasçılar (Bloodline) / Yönetmen: Terence Young / Oyuncular: Audrey Hepburn, Ben Gazzara, James Mason, Claudia Mori, İrene Papas, Michelle Phillips, Maurice Ronet, Romy Schneider, Beatrice Straight, Ömer Şerif ve Gert Froebe / Paramount filmi (Şişli Kent). Bu sayfada yer alan son haftalann tüm filmlerinde ortak bir özellik var. Başarı düzeyleri, vakit geçirtme özellikleri ne olursa olsun, hepsi de yeni bir şey getirmekten, 'eski agza yeni laam' vermekten uzak fîlmler, bilinen reçetelere dayalı, belli türlerin kalıplannı sıkı sıkıya izleyen, Fransızlar'ın (tüm Avrupa dillerine geçmiş) ünlü deyimleriyle, bir "de'ja vu" duygusu veren... "Geceyansının Ötesi" roman/filmiyle bizde de tanınan Sidney Sheldon'un bir gerilim romanından sinemaya uyarlanmış "Mirasçılar", çokuluslu bir ilaç şirketinin çevresinde dönen dolapları anlatıyor. Şirketi kanıylacanıyla uğraşarak kurmuş Polonyaü göçraen Sam Rolfe'ın hisse senedi sahibi akrabaları, hiç de 'makbul' kişiler değil, hepsi de bir an önce paraya konmak isteyen 'rnalın gözii' yeğenler... Film, Rolfe'ın Alp Dağlan'na tırmanırken, bilinmeyen bir kurşunla öldürülmesiyle başlıyor. Yeğenler şirket hisselerinin hemen satılması ve şirketin "balka açılması" için toplanıyorlar. Ancak vasiyet gereği şirketin yeni yöneticisi olan Sam'ın kızı Elisabelh (Audrey Hepburn), buıia karşı çıkıyor; O, "kümese tilki sokmak" niyetinde değil, babasının yolundan giderek, şirketi halka açmak yerine, onu kurtarmak için kolları sıvamayı yeğliyor. (Bu arada H i sabeth'in 'halka açılmak' fikrine karşı verdiği savaşım, bu konunun çok gündemde olduğu ülkemizde, bu kendi halinde filme isteristemez politik bir nitelik kazandırmıyor da değil!). Ama Elisabcth de babasını öldürenlerin tehdidi altındadır ve kendisine ve şirkete karşı girişilen sujkastlerde, tüm yeğenlerin ve eşlerinin çıkarı vardır. Bu arada işe, gerçekleri eski usul 'hafiye' çaüştırmak veya araştırma yapmak yerine, modern biçimde bir bilgisayara danışarak ortaya çıkarmayı deneyen 'pitoresk' bir dedektif (Gert Froebe) de karışır... "Mirasçılar", tipik bir Sidney Sbeldon ve benzeri 'çoksatan' yazar yapıtı: Gözde, güncel temalara yaslanan, derinliksiz tipler ve boyutsuz olaylar sunan... Yorgun bir Terence Young'ın tekdüze yönetimi de filme pek bir şeyler katmıyor. Ne var ki, sinemanın büyüsü yine işe karışıyor, bir düzineye yakın ünlü oyuncuyu bir arada değişik kom pozisyonlarda izlemek, bir polis romanı okurcasına kalıcı olmayan, ama rahatça vakit geçirten bir seyirlik sağlamaya yardımcı oluyor. Bu arada 'döniiş' filminde unutulmayan Audrey Hepburn'u, artık yaşamayan Romy Schneider ve Maurice Ronet'yi ve dedektif te Gert Froebe'nin eğlendirici portresini izlemek, bir sinemasever için az keyifli değil... Yeşilköy Havaalanında bomba harekâtı Bir okurumuz 23 ekim pazar akşamı Yeşilköy Havaalanı 'nda başından geçenleri bir mektupla bize aktarmış. Yetkililerin ve ilgiUlerin dikkatini çekebileceğini düşünerek aynen yaytnlıyor ve bu arada hayretimizi gizleyemediğimizi kendilerine büdiriyoruz. "Eşim ve kızunla birlikte, 23 ekim pazar akşamı saat 20.00'de Ankara'dan gelecek bir yolcumuzu karşüamak üzere Yeşilköy Havaalanı 'na gittik. Ben arabada oturdum, eşimle kızım yolcu bekleyen kalabahğa karıştı. Az sonra da kalabalıktan iki el silah sesi yükseldi. Biraz ilerde duran iki jandarma eri, silahlarını omuzlanndan ellerine alıp silah sesinin geldiği yöne doğru koşmaya başladılar. Ben de, eşimi ve kızınu merak ettiğim için dışan fırladım ve ilerde durduğunu gördüğüm kızıma seslendim. Kızım önce koşmak istedi, sonra kaçak sanılabileceğini düşünrnüş olmalı ki, yürümeyi yeğledi. Yanıma gelince de ne olup bittiğini anlamam mümkün oldu. Meğer, ortada duran iki "Bond" tipi çantanm içinde bomba buuınmasmdan kuşkulanan görevü polisler, çantaİan bir bankın üzerine koyarak çevrelerinde toplanan meraklı kalabalığın gözleri önünde birer el ateş etmişler. Çantalann içinde bomba olsa, bu görevlipolislerin nasıl birfelakete yol açabileceklerini düşünerek o an tüylerim diken diken oldu. Bu gibi durumlarda, kuşkulu çanta ya da paketlerin en kısa zamanda insanlardan ve tesislerden uzak bir yere götürülüp hemen uzmaniara haber verilmesi gereklidir. Görevli polisler, çantalara ateş etmekle hem kendi yaşamlanm, hem de orada bulunan en az otuzktrk kişinin yaşamını tehlikeye atmış, havaalanı tesislerini de yerle bir olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmışlardır. Çantalarda zararlı bir nesne bulunmadığmdan olay kazasız belasız atlatılmıştı. Ama zavalh unutkan çanta sahiplerinin, delik deşik çantalarını ve eşyalanm gördüklerinde ne hale geldiklerini merak ettim doğrusu. Ordulu kızlar veresiye evleniyor Karadeniz Bölgesinde fmdık parasmı Fiskobirlik'ten peşin alamayan fındık üreticisinin kızını ya da oğlunu borçlanmak suretiyle evlendirmek zorunda kaldığı bildiriliyor. Yıllardır ilk kez borçlanarak düğün yapmak zorunda kaldığı belirtilen fındık üreticisinin, çoğunlukla düğünlerini fındığını Fiskobirlik'e teslim etıikten sonra yaptığı, ancak bu kez Fiskobirlik'in ürün bedellerini ödememesi üzerine bu geleneği bozduğu beiirıiiiyor. Ordu'da yayınlanan yerel "Karadeniz 52" gazetesi, konu ile ilgili bir haberde Ordu ve yöresindeki kızlann "kocaya veresiye gittiği"ni yaztyor. Bu .arada, Fiskobirlik'in fındık üreticisine 20 milyar liraya yaklaşan borcunun varlığını da belirterek, şöyle diyor: Bireysel güce yeni bir övgü: Rocky 3 (Rocky 3) / Yönetmen: Sylvester Stallone / Oyuncular: Sylvester Stallone, Talia Shire, Burt Young, Burgess Meredith, Carl Weathers, Mr. T., Tony Burton / United Artists filmi (Ernek, As). Amerikan sinemasının harika çocuğu Sylvester Stallone, senaryo yazan, yönetmen, yapımcı ve oyuncu olarak imzaladığı Rocky dizisinın 3. filmi ile karşımızda. Filmin diğer Türkçe adı "Ved a " . . . Ama bu 3. bölümün de tüm dünyada kazandığı başarı karşısında Rocky'nin bu bölümde 'veda' edeceği pek kesin gözükmüyor... Rocky, artık dünya şampiyo nudur, istediği herşeye erişmiştir, zengin ve mutludur. Doğup büyüdüğü Filadelfiya kenti kendisine bir heykel bile armağan etmiştir. Ne var ki, heykelin açıhş töreninde Rocky, hayvansı bir zenci boksörün açık hakaretine ve meydan okumasına hedef olacak, üstüne üstlük başarısının 'miman' olan yaşlı meneceri. onu şampiyon yapmak için karşısına hep 'secilmiş' rakipler çıkardığıru, bu yeni rakibi yenmesi içinse, hiçbir şansı olmadığını açıklayacaktır. Rocky, 'seçilmiş rakipler' üstüne kurulu başarıyı hazmedemez, meydan okumayı kabul eder. Stallone yeni filmini yine bilinen sularda gezdiriyor. Yine bireysel çabayla, "aile yaşamı" ve "düzenli hayat'Ma desteklenen sıkı, gayretli bir çalışmayla başarıya ulaşılabildiği, en zor işlerin bile üstesinden gelinebildiği gösteriliyor, eski Amerikan düşü bir kez daha dolaylı yoldan da olsa doğrulanıyor. Film boyunca çirkin, kaba ve hayvansı zenci Clubber'a karşı seyircilerin . kaibinin yakışıklı, uygar, kibar (ve üstelik beyaz) Rocky'den yana çarptığını söylemeye gerek yok... Stallone yazar ve yönetmen olarak yine belli bir ustalığın sahibi. Rocky'nin başarıya (yeniden) ulaşmak için içinden çıktığı çevreye, kökenine dönmesi gereği, filmin yeni ve ilginç bir yaru. Ama karmakarışık bir etnik yapıya sahip Amerika gibi bir ülkede, bu tavrın da çok kurnazca düşunülmüş ve işlenmiş bir tavır olduğu açık. Boks sahneleri yine yıldırım gibi. Bill Conti'nin bu kez Survivors grubunun ünlü şarkısı "Eye of the Tiger'Ma da desteklenen müziği görkemli, menecerin (unutulmaz Burgess Meredith) ölüm sahnesi dayarulır gibi değil... "Yatak, yorgandan kapkacağa, halıdan beşibirliklere kadar pek çok şey veresiye alınarak veresiye düğünler yapıhyor. Genç kızlarımız da böylelikle kocaya veresiye gitmiş oluyorlar." Temel dışardan bakıvor Sakathk suç mw, günah tnı? Fikret Kahraman 24 yaşında ve ortopedik özürlü. Bütun iyi niyetine ve çabasına karşın "iş yok " diyerek her çaldığı kapıdan eli boş çevirmişler. Babası DDY emeklisi Eşref Kahraman, "Oğluma bakarım ama o çahşmak istiyor. Hergün kendini yiyip bitiriyor," diyor. Fikret'in ayrıca Özel Teknik Eğitim Merkezi kurslarvu bitirip aldığı diploması da var. Fikret Kahraman iş aramaya, Tekete başvurarak başlamış. Tekel kendisini İş ve tşçi Bulma Kurumu'nagöndermiş. L'zun süren çabalardan sonra Kurum'un istediği sağlık raporunu da almış. tki yıl beklemiş. İki ytl sonra, 5.8.1983 tarihinde birçağn alm'ş. Çağrıda, İş ve İşçi Bulma Kurumu Milli Eğitim Bakanhğının bir smav açtığını duyuruyormuş. Çağrıda istenilen belgeler Usta sînemacının işi: Profesyonel (Le Professionel) / Yönetmen: Georges Lautner / Oyuncular: Jean Paul Belmondo, Robert Hossein, Jean Dessailly, Michel Beaune, Jean Louis Richard, Marie Christine Descouard, Cyrielle Claire / Fransız filmi (Konak). Georges Lautner /Belmondo işbirliğinin son ürünü, Fransa'da önceki mevsiminin en çok iş yapan Fransız filmi (bizde de fena gitmiyor). Belmondo bu kez Fransız gizli ajanı Joss rolünde. Dışişleri Bakanlığı tarafından Afrikalı bir devlet başkanını öldürmek göreviyle Afrika'ya yollanıyor, ama politik bir dönuşümle karar değişince, üstleri onu ihbar edip tutuklatmayı yeğliyorlar. 2 yılhk bir hapisten sonra Paris'e dönen ajan/komando Josss'un tek isteği, intikam almak ve bunun için de, o sırada resmi bir ziyaret için Fransa'da bulunan Afrikalı diktatörü gerçekten öldürmektir... "Profesyonel" de Lautner'in belli bir anlatım kıvraklığına erişmiş, ama kendirü yenilemekten uzak, ticari kalıpların bir adım ötesine geçmeye üsenen sinemasının yeni bir örneği var. Yine de bu film gerçek bir ilgiyle izlenebiliyor. Bir kez konudan gelen bir ilginçlik var: Bir Fransız filminde, fantezi kalıplar altında da olsa, Fransa'nın Ücüncü Dünya ülkelerinde çevirmekte olduğu dolaplara, politik nüfuz sağlama ve bunun için cinayetlere dek gitme girişimlerine ilk kez 'atıf yapıhyor. Zaman zaman gerilimi çok iyi ayarlanmış bölümler var: Özellikle tüm final bölümü gibi. Ayrıca politika/gizli servis ilişkileri konusundaki değinmeler de çok ilginç. Bu arada özellikle 2 oyuncunun, bakanda Jean Desailly ve ajan Rosen'de Robert Hossein'in çizdikleri tipler çok canlı ve etkili. "Profesyonel", gerçekten de profesyonel işi bir sinemanın kıvrakhğını ve tadını içeriyor, önemli sinema yapıtı olmasa da kendi türünde amacına ulaşmış, birinci suııf bir seyirlik oluşturan bir yapıt. Ennio Morricone'nin müziği yapıta çok şey katıyor. Temel karısıyla yatak odasında yatarken dışardan birinin seslendiğini duymuş: le başvurması isieniyormuş. Fikret Temel, Temel, kann seni alKahraman, askerlik tecil belgesidatıyor!. ni almak için Pötürge'ye gitmiş. Temel şaşırmış. Bir kansına Pötürge yolculuğu ona hem mabakmış, birpencereye ve herhalnevi, hem de maddi açıdan büde yanüş duydum, diye düşünyük sıkmtılar vermiş. Parası bitmüş. Biraz sonra yine aynı ses miş. Bir otobüs şirketi kendisine yüksehniş. acıyıp fstanbul'a götürmüş. Tüm Temel, Temel, kann seni albelgeleri tamamlayıp belirtilen datıyor'... günde Istanbul Milli Eğitim MüTemel kalkıp pencereyi açmış dürlüğü 'ne başvurusunu yapmış ve dışarı bakmış, kimseleri göreve sınava girmiş. Ama sonuç memiş. Bu işte bir yanlışlık var, hüsran olmuş ve kadro doldu dediye düşünüp yine yatmış. Dermişler. ken aynı ses yine aynı biçimde seslenmiş. Temel sinirlenip kalkFikret Kahraman şimdi sorumış ve bahçeye çıkmış. Her yeri yor: "Sakat insana bu kadar eziiyice aranuş, kimseyi bulamamış. yet neden? Sonucu belirsiz bir iş Odaya dönerken pencerenin için bu kadar zahmet ve acı neönünde durmuş. Bir de bakmış den? Girdiğim smav geçerli mi? ki karısı yatakta bir erkekle birSmav hakkım kayboldu mu? Allikte yatmakta. dığım bu belgeler geçerli midir?" Vay canma, detniş dışardan Yetkililerden bu sorulara cevap bakınca gerçekten öyle görünübekliyor Fikret Kahraman. yormus!. Yılın 365 günü böyle geçer gider Mustafa Kaplan Anamur ilçesinin esprileriyle ünlü kişilerinden biridir. Çok iyi bir muz üreticisidir. Arkadaşlan ve dostlan arasmda da "Ağa" diye andır. "Mustafa Kaplan ya da dostlaruun adlandırüması ile "Ağa" içki sevenlerdendir. Ayrıca "Ağa'nm Ankara basın çevresinde de epey dostu var. Ağa, bir Ankara 'ya gidişinde gazeteci arkadaslanyla bir akşam Mülkiyeliler Birliği'nde buluşur ve doğal olarak içer. Sofrada gazeteci dostlanndan biri Ağa'ya, "iyi ki geldiniz vallahi. Sayenizde bizler de bir araya gelip içebiliyoruz," der ve ekler: "Ağa, ilçede yaşıyorsun. Oralarda siz nasıl içiyorsunuz?" SINEMALAR TTCATROLAR HADI ÇAMAN 7 TEPE OYUNCULARI Konuk oyuncu: FÜSUN ÖNAL SON HAFTA HARBIYE KENTtR TIYATROSU nda Tel 147 36 34 Salı Crş Prş C tesı 21 30 Ctesı Pazar 19 30 528 66 29 522 89 97 4 film birden... İstanbul'dan 2 haftalık bir uzaklaşma zorunluluğu dolayısıyla aksattığımız film eleştirilerini bu sayfada veriyor ve son 15 günün en ilginç 4 yabancı filmini sözkonusu ediyoruz. Bu filmlerin tümünün de birinci vizyonda son haftalannı tamamladığını anımsatarak... Gerçi hiçbiri mutlaka görülmesi gereken filmler sayılmaz. Ama önümüzdeki haftaların. özellikle belediyenin yeni verdiği zammın düşüklüğü dolayısıyla (100 liradan 120 liraya) pek parlak olmadığını ve sinemaseverlerin bu filmleri bile mumla arayabileceğini belirtelim. Bizden söylemesi... Kocamustafapaşa çevre •$.§ U S G & Egemen *• ««Ki Vmşâ yılm M iyi ayM oöuto 250. OYUN İTİRAZIM VAR TİYATROSU T»I:58S498S EMEL SAYIN sunar ^^İH//raİHB Vtaettn UEHMfl M M Uyvtayaı KAYKAN T*SK**N H i d ı TUGHLl KARAT« V«»> YILDMM VAMLIMZ Pazartesı dışında her akşam 21 00 Çrş . C tea. Pazar 15 00 te matıne Saİı 21 00. Çrs 15 " ucuz matıne COŞKLN SABAH 11 Kasımdan itibaren 10 GÜN İÇİN • NEŞEİ MUHABBET EDİP AKBAYRAM DOSTLAR SOLO KONSERLERİ 1213 Kasım Saat: 14.30 • Ağa oldukça ciddi, "Vallahi bilmiyorsun, küçük yer bizim oralar, diye söylenir." "Belli adetleruniz de vardır, bilirsihiz. örneğin her evde bir Saatli Maarif Takvimi bulunur. Bakanz takvim yaprağma. O gün yılbaşı eh deriz, bugün yılbaşıymış, bir yaş daha ihtiyarladık. Içelim ve içeriz. Ikinci gün bakarız. Mersin'in kurtuluşu. Eh Mersin kurtulmuş, içelim, der yine içeriz. öbür günler yine başka kentlerimizin kurtuluşu, btiyüklerimizin ölüm ve doğum günleri var. O günler için de içer, böylece 365 günü tamamlarız." Şimdi Ankara 'da bazı dostlar Ağa'nm bu yönetimini uyguluyor ve de sık sık anıyorlar. i \ BİLETLER SATIS^ SUNULMUŞTUR SANATMERKEZİ 317 M M Baharıye Caö Akyıldız Pasaıı KADIKOY 5 7 8 9 Kasım Kasım Kasım Kasım Ctesı 14 30 P.tesı 21 00 Salı 21 00 Caşamba 21.00 HAYVANLAR Ismail Gülgeç EN(S FOSFOftOCLU TİYATROSU ikiskardesimdavid VAZAN T£O A1.1EN VOMCTMCN OMN GÜNIV sı/ia kesKjr fusur 6rtxiak y volKan saraçoglu ve e n s lostoroğlu 6österilenne basladı DEMET İLE MEMET Bes yaşından buyükler için tiyatro Her pazar 11 de Tel: 140 67 92 Carşamba 15 3021 15 Perşembe Cuma 21 15 Cumartesı 15 3021 15 Pazar 15 30 FATİH ŞEHİR TİYATROSU NDA TH. 526 53 80 ŞAN TIYATROSUNDA 4 VEDA OYUNU sunar # TUNCAY ÖZİNEL TİYATROSU '^^ ' U S G & Egemen Bostancı SEVGİLİ YALANCI Oyun 2 Bölüm Yöneten: TUNÇ BAŞARAN Muzik: ESİN ENGİN Konuk oyııncu: MERİÇ BASARAN BİZİM ŞARKILARIMIZ TARİHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan NÜKHET DURUTİMUR SELÇUK 4 Kasım Pazar. P.tesi haric her gece 21.15 Ctesı 15.30 • Pazar 15.3019.00 AKSARAY 522 41 12 SON HAFTA Konuk Sanatçı: HİLMİ RİT Uğur DikMen Orkestnsı Pazartesı Salı Caısanba Persemoe Curiâ 21 15 Ctesı 180021 15 Paza 18D0 1373'TE BU6ÜN, GELENEKSEL TÛI2K TİYATROSU ! MUN SON TEAfSfLCİSİ OU>N OYUNCU İŞMAİL \ PÜMgÜLLÜ ?6 YAÇtNOA İ£7#NBUVM ÖLDÜ.. ÜNLJJ nıuıAroyuucusu KEL HASAN'IN YANINDA YETİÇEN SAA/A7Ç/I uSTAS/NlH VE AJAŞİT OZCAN'tN SON yiUAÜINA C>OG&U,HENÜZ ÇJMUNPA KALMlŞTt. "KAVUKLU*'ROLUHD6 OYMA YAN PÜAA&ÜUÜ, FİZİK VAPlSlNDAH GELEM ' AVANTAJLARl İYİ KULLANMASlHIN YAUI S/RA, MlM SANATINM USTA VE OYUNCULUKTR BİL&tÜYDİ.ZAtoANUMA (THMN6)PAKİ RAŞAR/Sf İLE ÇOt: ÜNLÜYDÜ. PİŞakCARl TEVFİK İNCE'NİN VERPİĞİ AÇMA2LARI PEĞEJ?LENDIgİp BÜYÜK İL&İYLE İ2XBAJİgC>/.. RAKKE/4,ORTAOYUHUNA SAMİPÇJKMAK Dügü ORTAOYUNUNUN SON USTASI KENT OYUNCULARI Kenter Tiyatrosu Harbıye 146 35 89 GALERILER ADİL DOGANÇAY Resim Sergisi 18 KASIM Kurtuluş Caö No 191 ISTANBUL Tel 140 47 83 528 66 29 522 69 97 ARZU TRAMVAYI Oyun 2 Bölüm Çrş. 18 00, Cuma 21.00 Ctesı Pazar 14.3017.00 BURHAN DOGANÇAY Resim Sergisi 17 ARALIK 1983 SANAT ÜRÜNLERİ RESİM HEYKEL SERAMİK BASKI BATİK 50 YIL ONCE Cumhuriyet Şahsi servetler tahkik ediliyor tstanbul Belediyesi, memurlarımn şahsi servetleri hakkında tahkikat yapmaya başlamıştır. Memurlara birer beyanname verilmiştir. Bu beyannamede memurun kendisile beraber yaşadığı insanların karabet dereceleri, isimleri, doğum tarihleri, üzerlerinde bulunan emlakin cinsi, kıymeti, on senelik varidatı, bu emlakin veraset suretile mi, yoksa kendi tarafından mı elde edildiği, bankalarda parası olup olmadığı, varsa miktarı, ne surette kazandığı, Belediyeden aldığı maaş hariç olmak üzere ne kadar varidatı bulunduğu sorulmaktadır. Suallerin cevaplan alındıktan sonra maaş ve varidatı ile yaşayış tarzı birbirine uymayan memurlar hakkında tedbirler alınacaktır. 4 Kasım 1933 münasebetile icra edilmiştir. Vilayet dahilinde 10 sene evvel 50 mektep varken yalmz son bir sene zarfında 51 mektep yapılmıştır. 19331983 yirmi beş sene evveline kadar olan dosyalann muhafazası ve ondan daha eskilerin yakılmak suretile imhası düsünülmektedir. bizim tiyatro uskudar sunar tiyatrosu halk cad 37'tlt 333 06 18 Hodri Meydan Maçka Sanat Galerisı Nasreddin Hoca ve Eşeği 150. oyun/c.tesi/pazar 11.00 19 kasım dan baslayarak URAHT SANAT GALERİSİ IPf^BAR , t Sanat Galerisı Yakılacak dosyalar Uzun senelerden ben görülmekte olan görüle davalara ait olmak üzere Adliye mahzeninde bir buçuk milyona j akın dosya birikmiştir. Bunlardan birçoğunun muhafazasında artık bir fayda kalmadığından EROL AKYAVAŞ Resim Sergisi 324I yazan zafer dıper Yerli Tarzan "KADIN RESSAMLARIMIZDAN BİR KESİT Sergisi 3 Kasım 1 Aralık Barbaros Bulvarı Barbaros Apt. 74/4 Nobel yanı Tel 161 80 72 SERKO 19611962 126 Kasım 1983 140 80 23 Maçka Samsun'da yapılan mektepler Samsun 2 Vilayetin muhtel'f köylerinde yeniden yapılmış olan 51 ilkmekteple beş karakolun resmi küşadt Cumhuriyet Bayramı 100 lira mükâfat 4 tcMinUani 1933 cumvieti, s.vat 12 ilo 14. Maçka • Tünel • • rasında bir pırlanta broş ztyi ot> raujlur. Bulup gctirene. 100 lira verileeUtir. G*latada Çinili Rıhtım Hzn. lcat 4. Ne. 6. (9604)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear