02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 EKİM 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 YAYIN DUNYASEVDA İNCELEME ARAŞTTRMA YÖNETEN ŞAHtN ALPAY Egemen iktisat ideolojisinin eleştirisi rum. Bir ideoloji veya zihniyeti belirii değerler (örneğin siyasal özgürlük, ekonomik kalkınma, iktisadi eşitlik, vb.) açısından Prof. Dr. Asaf Akat, 1980 tidarlar (DPAP) gerçekte "olumlu" yada "olumsuz" busonrasında kaleme alınan ve çe "otarşikomuta ekonomisi ikili labiliriz; ama "gelişmiş" ya da şitli dergilerde yayınlanan maka sinin esas kurucu ve uygulayı "gelişmemiş" olarak niteleyeİelerini Alternatif Biiyüme Stra cı"lan olmuştur (s.35)Temelinde geleneksel tipte bir meyiz. Söz konusu ideoloji tejisi adını taşıyan bir kitapta (Akat'ın yaptığı gibi) bir toplad|. Kitap adını, Akat'ın ni "yenidenbölüşümcü devlet" "kapitalizmöncesi kalıntı" san 1982'de I.Ü. İktisat Fakül anlayışının yattığı bu "iktisat (s.40) olarak da görülemez. tesi Mezunlan Cemiyeti'nin Is ideolojisi" Turk burjuvazisine Türkiye'de kapitalizm böyle bir tanbul'da düzenlediği "Buna de egemendir: "Tiirk kapitalis iktisat ideolojisi ile gelişmiştir. lımdan Büyüraeye Geçiş" konu ti bütun varlığını otarşikomuta (Ve belki başka türlü gelişemezdi lu seminere sunduğu bildirinin ekonomisi ikilisi temelinde ku de.) Türk kapitalizminin ozgülbaşlığından alıyor. Bildirinin ge rulmuş yeniden bölüşümcü dev lüğünü tanımlayan unsurlardan nişletilmiş bir şekli, kitapta yer lete borçlu olduğunun bilincin biri de bu ideolojidir. Eleştirilip, alıyor. dedir; esas çabası artık üretmek değiştirilmedikçe de "hâkim" Akat'ın ilk kez bu kitapta ya değil... devletin yarattığı artığa olmaya devam edecektir. yınlanan yazısı, "İktisat Ideolo el koymaktır." (s.3435) Akat, "az gelişmiş" ve jisi Üstüne Deneme" başlığını "kapitalizmöncesi kalıntı" niAntielitist hareket taşıyan ve çeşitli teorik/politik telemelerini, "ekonomik altyapıkonulann ele alındığı bir deneAkat'agöre, 1971 sonrasında politik/ideolojik üstyapıyı belirme. Bu deneme, Cumhuriyet "Batıcıreformcu yönetici kad İer" teorisinin Althusser'ci bir Türkiyesi siyasal gelişmelerinin çözümlenmesine yönehk bazı ye ronun elitist kanadmda" (CHP) varyantından türetiyor. Oysa "büyük bir politik dönüşüm" böyle bir teori ile "otarşini tezler geliştirmesi ve (bence) Türkiye'de sosyal demokrasinin olmuş; "sanayi toplumlannda komuta ekonomisi ikilisine darastlanılan türde bir demokrasi yanan" bir "iktisat ideolojisini" iktisadi programı ile ilgili çeşitli sorunlan gündeme getirmesi acı ve sosyalizm projesini savunan (en "ileri" toplum biçimi sayıbir kadro" belirmiştir. Bu "anti lan sosyalizme tekabül ettiği için) sından hayli ilginç. bürokratik ya da antielitist" ha en "gelişmiş" iktisat ideolojisi reket, "politik ideolojide gerçek olarak görmek de mümkündür. Temel tez leştirdiği hayati kopuşa... karşıDenemede işlenen temel tez, hk... iktisadi düzeyde hâkim ideTürkiye'de "hâkim iktisat ideo olojiyi" kıramamış, "ona tes Kapitalizmdemokrasi ilişkisi lojisi"nin 1980'lerde iflâs etmiş lim" olmuştur (s.33). olması (s.ll). Akat'a göre TürOysa, 1980'lerTürkiyesi'nde, Türkiye örneğinin gösterdiği kiye 1950'lerden başlayarak "ik "çokuluslu bir tarım imparatortisadi düzeyde" buyük bir "ge luğundan çağdaş sanayi toplu gibi, "otarşikomuta ekonomilişme" gösterirken, "iktisat ide muna giden sancılı geçiş dönemi si ikilisi"ne dayanan bir iktisat olojisi" duzeyinde bir "nisbi az nin sonuna gelinmiştir. Artık ideolojisi kapitalizmle birlikte gelişmişlik" içinde kalmıştır. çağdaş sanayi toplumlannda var olabilir: Kapitalizm devletEkonomide "dışa kapahlık" rastlanılan ideolojik ve kurum çilikle ve merkeziyetçilikle bağve"merkeziyetçilik" ile kendini sal yapılara hızla gidilmelidir." daşmaz değildir. Bağdaşmaz olan, demokrasi ile devletçimerkeziyetçi kapitalizmdir. Çe"sıradan bir iş adamınm" şitli ülkelerin deneyimleri demokrasinin iktisadi gücün belirii piyasa anlayışını şöyle özetliyor: rcsmi ya da özel ellerde toplanDevlet, onun ürettiği malın ithalatmı dığı bir ekonomik düzenle bağdaşmadığına işaret ediyor. yasaklamalı, ona reel maliyetinin (Türkiye'de demokrasiyi yerleştiremeyişimizin nedenlerinden altında kredi ve döviz bir bölumü kuşkusuz burada bulmalu onun alanına başkalarının aranabilir.) Kimi eleştirel açılardan "buryutırun yapmasına izin vermemelL, juva demokrasisi" ya da "forsendikalan kapatmah; bütün bunlara mel demokrasi" (s.40) olarak nitelenen demokrasi, Batı ve Kurağmen zarar etmişse, onu zey Avrupa ülkelerinde göruldüğu şekliyle (sorunsuz ve kusurkurtarmalıdır. suz olmaktan çok uzak olmakla ortaya koyan bu az gelişmişliğin Bu, "sivil toplumun hızla kurul birlikte), siyasal özgürlük, eko"yapısal" nedeni Osmanlı dev masını, yani devletin özgürlüğu nomik kalkınma ve iktisadi eşitletinden devralınan merkeziyet nü sınırlayıp, bireyin özgürlüğü lik ideallerini bugüne kadar göçigelenekte, "konjonktürel" ne nü teminat altına alan kurumla rülen en geniş ölçüde gerçekleşdeni ise milliyetçilikte yatmakta rı" zorunlu kılmaktadır (s.37). tirebilmiş olan siyasal duzendir. dır (s.13). Demokrasi ve piyasa ekonomiCumhuriyet Türkiyesi Os sinin yerleşmesi "geçiş dönemimanlı toplumundan önemli bir nin" sona erişini "müjdeleye Sosyal demokrasi ve "politik kopuş"la kurulmuştur. cektir" (s.38). "piyasa ekonomisP Ancak, "iktisat ideolojisi ve kuAkat'ın tezlerinin, özellikle Siyasi özgürlük, ekonomik rumlarında benzer bir kopuşa" "sol"da yer alan aydınlar ararastlanmamaktadır. Cumhuriye sında yaygın kimi görüş ve an kalkınma ve iktisadi eşitlik, sosti kuran "Batıcıreformcu" kad layışları sarsıcı nitelikte olduğu yal demokrasinin temel ilkeleri ro, kısa sürede alt ettiği açıktır. Nitekim Akat, yazı bo olarak görulebilir. Her ülkede "Doğucugelenekçi" kadroya >Tinca bu görüş ve anlayışlann sosyal demokrasi, bu ilkeleri gikarşı, "dindevlet özdeşliğini birçoğunu tek tek ele alıyor ve derek daha geniş ölçüde gerçekkırmak" konusunda kendi için eleştiriyor. Akat'ın denemesinin leştirmek amacını taşıyor. Sosde tam bir uzlaşmaya vardığı gi Cumhuriyet Türkiyesi toplumsal yal demokratlar için "demokrabi, "iktisat ideolojisi ve politika tarihinin çözümlenmesine deği si" ve "piyasa mekanizması" bu lan duzeyinde" de büyük ölçu şik bir açıdan, siyasi ve iktisadi amaçların gerçekleştirilebilmeside bir uzlaşmayı sürdürmüştür. elite egemen olan iktisadi zihni nin zorunlu koşulları. Sosyal deBu kadronun "populist kanadı" yet açısından yaklaşımını okur mokratlar "demokrasi"yi ve (Bayar) ile "elitist" kanadı (İnöların hayli uyancı bulacaklarını "piyasa mekanizması"nı bunun için savunuyorlar; yoksa Akat'ın nü) arasında 1940'lann sonunda sanıyorum. başlayan bölünme politik düzeyBu yaklaşımın irili ufaklı pek ileri sürdüğü gibi, "kapitalizmde kalır. çok soruyu da gündeme getire öncesi kalıntılann temizlenmesi ceğine kuşku yok. Burada bu so yolunu göstermek" ya da, "ge"Otarşikomuta rulardan bana en öncelikli gelen lişme uğruna bu işlevi de yüklenekonomisi ikilisi" lerinden bazılarına kısaca mek" (s.40) gibi bazı geçici amaçlar için değil. değinebileceğim. "19231930 ve 19501953 araAkat'ın yeni kitabının bana sındakı iki kısa dönem hariç tudüşündürdüğü başka bir konu "Kapitalizmöncesi tulursa" Batıcıreformcu yöneda şu: Diğer örnekler yanı sıra, tici kadro otarşik (kendi kendıKorkut Boratav'ın geçenlerde kahntr mı? ne yeterli) bir ekonomiyi amaçYapıt dergisinde yayınlanan inAkat'ın Cumhuriyet Türkiyesi celemesi, Akat'ın bu denemesi, layan; ekonomi için önemli ya da önemsiz pek çok kararın dev siyasi ve iktisadi elitine egemen çeşitli nedenlerle üniversitelerden let tarafmdan alındığı bir "ko olan "ideoloji"yi, zihniyeti ol aynlmak durumunda kalan topmuta ekonomisi" politikası izle dukça doğru tanımladığına ina lum bilimcilerimizin toplumumiştir. (s.17). "özel mülkiyetten nıyorum. Ancak bu ideolojinin muzu anlama çabalarımıza önyana oldukları için" çoğunluk "az gelişmiş" olarak nitelenme cülük etmeyi sürdürüyor olmaİa "liberal" olarak nitelenen ik sinin yanlış olduğunu düşunüyo ları. Kuramı geliştiren bir araştırmacı: Korkut Boratav ŞEVKET PAMUK "Iktisadın bir bilim ve bir sosyal bilim olduğunu kabul ediyorsak, içeriği ve konusu üzerinde uzun boylu ihtilafa düşmememiz gerekir... Ekonomik olgulann biliminden bahsettiğimize göre, olgulann ve bunları oluşturan unsur ve süreçlerin sadece tanımı ve tasviri değil; bunlann içinde sürekli olarak tekrarlanan objektif ilişkilerin tesbit ve tahlili; yani kanuniyetlerin bulunması ve açıklanması ile uğraşmamız gerekir" diyor Korkut Boratav ve ilk defa 1972 yılında yayınlanan ve yeni kitabına (İktisat Politikalan ve Böluşüm Sonınian, Belge Yayınları 1983) giriş niteliğindeki çalışmasında. Oysa bugün yalnızca Batı ülkelerinde değil tüm dünyada egemen durumdaki neoklasik iktisat okulu iktisadi, kıt kaynaklarla belli amaçlann karşılanması sanatı olarak tanımlamakta. "Normatif yönuyle neoklasik teori ve marjinal analiz, bazılarının sandığı gibi yanlış değildir, yanlışlığının isbatı, imkânsız bir sistemdir. Onda, gerçeğe durmadan yaklaşan, fakat bir türlü ulaşamayan bilimin eksikliklerini, bocalamalannı ve yetersizliklerini değil, mantığın ve özellikle matematiğin yanılmazlığı ve Duyduk Gördük Asaf Savaş Akat, ALTERNATİF BÜYÜME STRATEJtSİ, İletişim Yaymlan, 1983,128 s. kili. Nihayet, 24 Ocak kararlannı eleştiren, bu pakete alternatif politika demetlerinin oluşturulabileceğine dikkati çeken yazıların siyasal anlam ve önemini ise ayrıca belirtmeye gerek yok. Boratav'ın çalışmalanmn en önemli özelliklerinden birisi de kendi içlerinde tutarlı bir bütün oluşturmaları. Yazarla aynı görüşleri paylaşalım veya paylaşmayalım, Üçüncü Dünyadan ithal ikamesine, Turkiye'deki tarımsal yapıların niteliğinden 24 Ocak kararlarının alternatiflerine kadar pek çok alanda sunulan görüşlerin yalnızca kuramsal açıdan değil, siyasal uzantıları açısından da tutarlılık gösterdiğini teslim etmek gerekir. Yazıların oldukça geniş bir ilgi alanını ve yirmi yıla yakın bir zaman kesidini kapsadığı düşünulünce, bu özeilik daha da önem kazanıyor. Bütün bunlar elimizdeki kitabı sadece iktisatçılar için değil, bir azgelişmiş ulke olarak Türkiye'nin tarihi ve toplumsal gelişmesıyle ilgilenenler için zengin, ilginç ve kolay okunabilen bir derleme haline getiriyor. Boratav yazdıklannın iktisatçılar, hatta toplum bilimcilerden olu Tutarlı bir bütün OGRENCİ LOKALİ Eskişehir'deki Anadolu l nivt öğrenci alabilen bir de lokale sahip. >ukanda göriilen ve binden fazia Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü açıklıyor 20 ekim 1983 günü yayunlanan Cumhuriyet 'in yine ilisik Tanıtım Rehberi'nde görulebilecektir. "DuydukGördük" sütunlarında "Öğrencıye Üniversitemizde doğrudan öğrencilerin katılımlarıyla sürdürülen sosyalkültürel Kahvehane Sahip Çıktı" baslıklı bir yazı ve fotoğraf vardı. Bu yazıya büyük duyarlık etkinliklere Muharrem Erdoğan, Fotoğrafçütk gösteren Anadolu üniversitesi Rektörlüğü, Kulubu sorumlusu olarak katılmaktadır. gerçeğin yansıtıldığından farklı olduğunu Öğrencimiz geçtiğimiz ay çalifmalarını, belirterek bir düzeltme yayımlamamııı istedi. öğrencisinin ürünlerine sahip çıkan Üniversite'nin olanakları ile sergüemiştir. Biz de, bu isteğe uyuyor ve fotoğrafıyla birlikte Anadolu Üniversitesi Rektörlüğu'nün Öğrencimizin yazısında belirtilen kayıtöğrenim düzeltmesine sütunlarımızda yer veriyoruz. harcı ise 2880 sayılı yasanın 27. maddesi "Yazı ve fotoğrafı gazetenize ulaştıran gereğidir. Anadolu Üniversitesi maddi sorunlar Muharrem Erdoğan 'ın da öğrencisi olduğu nedeniyle öğrenim gıiçlüğü çeken öğrencilerine Üniversitemiz Açık Öğretim Fakültesi'nin karsılıksız öğrenci burslan ile sahip çıkmaktadır. Öğrencimiz Muharrem Erdoğan "Öğrenci Tamtma Rehberi"ni ilişikte sunuyoruz. Rehberde ayrıntıh tamtdan öğretim da Üniversite'nin sağladığı bu olanaktan programında görülebileceği gibi, "hoca"sız yararlanmaktadır. ders sayısı Fakülte'nin tüm Anadolu Üniversitesi, öğrencilerine "Öğrenci bölumlerinde sadece ikidir. Lokali" ile de sahip çıkmak istemektedir. 2547 sayılı yasanın 5 ve 67. maddelerinde Binden fazla öğrencinin yararlanabildiği lokal, öngörülen zorunlu ' 'guzel sanat'' derslerinin sadece Buzlupmar Kıraathanesi'nin "okey" Anadolu Üniversitesi'nde ne tur anlayışla ve servisini açamamaktadır. "Öğrenci Lokali" hangi sayıda, öğrencilerin seçimine sunulduğu olduğu için. "Boratav kullandığı iktisat kuramına hakim olduğu gibi, Türkiye üzerine uygulamalı çalışmalarda bile bu kuramı adım adım geliştiren bir araştırmacı." mükemmeUiğini (görüyoruz. Bu) bilim değildir," diyor Boratav yine aynı makalede. Korkut Boratav neoklasik iktisat okulu ile iktisadi toplumsal servetin üretim ve bölüşümünü açıklayan bilim olarak tanımlayan klasik iktisat okulu arasındaki karşıtlığı surekli olarak vurgulayan ve bu ikinci anlayış doğrultusundaki politik iktisat geleneğini izleyen bir iktisatçı. Kendisini Türkiye'de devletçilik, gelir dağıhmı, sosyalist planlama ile tanmsal yapılar ve kapitalizm üzerine 1960'lardan bu yana yayınladığı ve son yıllarda yeniden basımları yapılan kitaplanyla tanıyoruz. Elimizdeki kitap ise yazann 196981 yılları arasında Türkiye'de ve yurtdışındaki bilimsel dergiler ve gunlük gazetelerde yayınlanmış makelelerinden oluşuyor. Kitapta yer alan makaleler konulanna gore dört bölümde toplanmış: İktisat teorisi ve sorunları, üretimbölüşüm ilişkileri ve tanmsal yapılar, dünya ekonomisi, Cumhuriyet Turkiye'sinde iktisat politikası arayışları. Her bölümün başına ana temalara değinen kısa bir sunuş yazısı eklenmiş. şan bir dar çevre dışında da okunabilmesi için özen göstermiş, makalelerin niteliğinden ödün vermeden. Sabah 4,30, nöbetçi doktor Bayram namazında başladı. Oğlumun gozlerimin onünde kıvranması beni deli ediyordu. Sonunda hemşire, "Doktor,Bayram Namazı'na gitmiş' dedı. Saate baktığımda henüz 4.30'u gosteriyordu. Bu saatte Bayram Namazı n\ı olur? dıye sordum ve bağırıp çağırmaya başladım. Saatler geçmek bılmiyordu. Saat 6.30 oldu ve bu arada doktor da bulundu. Bu saatte laboratuvar ve film çekecek görevli yoktu, olmazdı. Evden getirtelim, dedi ve nöbetçi şofor aranmaya başlandı. Bu kez şofor kayıptı. Ben, bizim araçla (kiraladığım taksi) getirelim, dedim. Bu kez sonrasını hasta sahibinin yerel hemşire, "Hastane personeli resmi araçla gelir, böyle şey "Kutahya Ekspres" gazetesine olmaz" dedi. Ve saatler yaptığı açıklamadan izleyelim: iierledi, normal çalışma saati "Hemşire, santral odasına gelmişti. Filmler çekildi, girdi ve doktoru aramaya tahliller yapıldı, nöbetçi bazı doktorlar Köprü, ÖzaVa karşı mı sigorta edildi? doktor dışında bulunarak incelemelerde 6 kasım seçimleri yaklaşırken, A vrupa Maratonu 'nda meydana oğlumu Hariciye Servisi'ne gelebilecek tehlikelere karşı'' di yaiırdılar". siyasi arenada da "hararetli" tartışmalar başladı. Ama bu tar ye açıkladılar ama gerçek nedeAcil durumdaki bir hasta tışmalar içinde en ilgi çekeni, ninin köprüyü Özal'ın "şerrin bu kadar bekletilir mi? kuşkusuz, Turgut Özal'ın Boğaz den" kurtarmak olduğu iddia Nöbetçi doktor hastaneyi terk Köprüsu'nü satmak istemesi.. edüiyor. Kimbilir, belki de, eder mi? Hastaneyi terk eden AsyaAvrupa Maratonu organi doktor değil de hemşire ya da "Satarım""Saıamazsın" söz zasyon Komitesi yetkilüeri, "Bı hastabakıcı olsa, bırakın terk düellosu süredursun. Boğaz zim maraton koşulmadan Özal' etmeyi, uyusa hakkında ne Köprüsu 1 milyar liraya sigorta ın fikri tular da, köprü satılırsa işlem yapılır? edildi. Gerçi ilgililer, köprünün biz koşuyu nerdeyaptınrız"diBu soruların cevabını, sigorta edilme nedenini "30 ye düşünmüşler ve köprüyü si Kütahya Devlet Hastanesi ekimde koşulacak olan Asya gorta ettirmişlerdir!.. sorumlulartna bırakıyoruz. Halil Demırelli, Kütahya'nm Örenci kasabasından. Oğlu Sezai, Emet ilçesinde apandisit ameliyatı olmuş, ancak nedendir bilinmez, sancılan kesilmemiş. İşte böyle bir gün (17 eylül 1983) Halil Demirellı oğlu Sezai'yi gece Kütahya Devlet Hastanesi'ne getirmis. Nöbetçi doktor hastayı birkaç ağrı kesici ilaç vererek göndermiş.' ,\'e var ki Sezai'nin sancılan durmamış, üstelik daha da artmış. Bunun üzerine kasabaya geri dönen Halil Demirelli ve oğlu bir taksî kiralayarak aynı gece tekrar Devlet Hastanesi'ne gelmisler. Nöbetçi hemşire nöbetçi doktoru aramıs fakat, doktor sanki yer yarılmış da yerin altına girmiş. Bir türlü bulunamamış. Bundan Ustalar ve digerleri Yazar iktisat politikalanna ilişkin makalelerini topladığı son bölum için yazdığı sunuş yazısında 1977 yılından bu yana yaptığı iktisadi ve siyasi öngörülerin hemen hemen tümünün doğru çıktığını uzuntüyle izlediğini belirtiyor ve ekliyor: "(Aynı öngörüleri yapan çok sayıda ilerici iktisatçı ile birlikte) hepimizin ortak ovunme payı, sadece, toplumsal dinamikleri anlamaya en elverişli analiz araçlanna sahip olmaktan ibaret olabilir." Boratav'la aynı görüşü paylaşamadığımızı belirtelim. Kuramlar kendi başlanna ancak iyi birer araç olabilirler. Aynı kuramsal çerçeveyi kullandıklarını söyleyen araştırmacıların ürünleri arasındaki nitelik farkları, bize her alanda olduğu gibi burada da ustalarla digerleri arasındaki farklan hatırlatıyor. Bu derlemesinde Boratav, siyasal iktisat geleneğinin Turkiye'deki en seçkin temsilcilerinden biri olduğunu bir kez daha kanıtlamakta. • Dr. Şevket Pamuk, kısa bir süre önce A. Ü. Siyasal Bilgıler Fakültesi'nden istifa ederek ayrıldı. Şimdi ABD'nin Pennsylvania Üniversıtesi'nde öğretım uyesidir. Kavramsal katkılar Yazann diğer çalışmalarına damgalarını vuran özellikler bu derlemede de karşımıza çıkıyor. Boratav kullandığı iktisat kuramına hakim olduğu gibi, Türkiye üzerine uygulamalı çalışmalarda bile bu kuramı adım adım geliştiren bir araştırmacı. Örneğin kitabın en geniş bölümünü oluşturan ikinci bolümde küçük üreticiliğin yaygın olduğu tanmsal yapılarda işletme biçimleri, üretim ve bölüşüm ilişkileri ile bu yapıların kapitalizmle nasıl bir arada yaşayabildiği önce kuramsal sonra da uygulamalı olarak incelenmekte. Bu yazılar sadece Türkiye için değil, Lâtin Amerika'dan Hindistan'a kadar azgelişmiş ülkelerdeki tanmsal yapılan anlamaya çalışanlar için birer katkı niteliğinde. Bu bolümde geliştirilen kuramsal çerçevenin bir benzerine kitabın üçüncü bölümünde rasthyoruz. Azgelişmiş ülkelerin ihraç ettiği hammaddelerin dünya ticaretinde bolüşüm kategorileri üzerine yazdığı makalede Boratav yine önemli kavramsal katkılar yapmakta. İkinci olarak Boratav'ın siyasal iktisat yazılarında bilimsel araştırma ile siyasal düzlem arasında her zaman güçlü koprüler kurduğunu, iktisadi çözümlemelerin siyasal uzantılarını duyarlılıkla izlediğini görüyoruz. Yarım yüzyıl öncesine, 1930'ların iktisat politikalanna uzanan yazılar bile günümuz Türkiye'sindeki sanayileşme ve sanayileşmede devletin rolüne ilişkin tartışmaların tam ortasında yer alıyor. Turkiye'deki tarımsal yapıların niteliği ve tanm dışındaki emekçi gruplar açısından gelir dağılımını inceleyen çalışmalar 1960'lann ikinci yarısındaki siyasal tartışmalarla sıkı sıkıya ilişİLÂN ŞİŞLİ 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞİNDEN 1983/25 ves. Mecidiyeköy, Ortaklar Cad. Nigar Apt. No 2 de. 7 adresinde ikamet eden SEVİM ÖZMERAL aynı adreste ikamel eden kızkardeşi NİHAL ÖZMERAL'e 7.10.1983 tarihli ve 1983/25/54 esas karar sayılı ilam ile VASİ TAYİN EDİLMİŞTİR. Keyfîyeti ilân olunur. 7.10.1983 Basın: 11607 HAYVANLAR İsmail Gülgeç IVIS3 • • • Çağdaş Düşüncenin Işığmda ATATÜRK Eczacıbaşı Vakfı Yayınları, İstanbul 1983, 658 s. Eczacıbaşı Vakfı'nın Atatürk'ün doğumunun 100. yılı dolayısıyla yayınladığı kitap, aralannda Ömer Celal Sarç, Tarık Zafer Tunaya, Şerif Mardin, Macit Gökberk, Sina Akşin ve Metin Heper'in de bulunduğu 11 Türk ve 4 yabancı bilim adamının Atatürk'ün görüş ve politikaları üzerinde incelemelerini kapsıyor. Büyük bir itina ile basılmış olan bu cildin, Eczacıbaşı Vakfı Yayınlan Araştırmalar dizisinin ilk kitabı olduğu belirtiliyor. Bu dizide aynı itinayla basılmış seçkin eserlerin yayınlanmasını dileriz. Marc Btoch/FEODAL TOPLUM Çev. Mebmet A. Kılıçbay, Savaş Yayınları, Ankara 1983, 595 s. Marc Bloch (18861944) köylülttğün tarihi üzerine araştırmalarıyla çok büyük bir üne sahip olan bir Fransız toplumsal tarihçisi. Lucien Febvre ile birlikte kurdukları (1929) Annales: econoraies, Societes, civilisations adh dergi çevresinde toplanan tarihçiler bir okul oluşturuyor. Bu okuldan tarihçiler ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal tarihin tek bir 'tarih'te bütünleştirilmesini savunuyorlar ve bu nedenle tarihçilerin diğer toplumsal bilimlerle çok yakmdan tanışık olmaları zorunluluğunu vurguluyorlar. Bu okulun çağdaş temsilcilerinden biri de Akdeniz toplumlarının tarihi ile ilgili çahşmalarıyla tanınan ünlü Fernand Braudel (1902). Bloch'un, yazıhşından yaklaşık elli yıl sonra Türkçeye çevrilen bu eseri feodalite uzerine yapılan incelemelerin en ünlülerinden biri sayılıyor. Türkçeye kazandınlması önemli bir kazanç olan bu eser üzerine bir değerlendirme yazısını önümüzdeki haftalarda yayınlamayı umuyoruz. Lucien Goldmann/KANT FELSEFESİNE GİRİŞ Çev.Afşar Timuçin, Metis Yayınları, İstanbul 1983, 239 s. L. Goldmann (19131970) György Lukacs'ın fıkirlerinin Fransa'daki savunucusu olarak tanınan bir düşünür. Romanyah bir Yahudi olan Goldmann, 1934'ten sonra Paris'te yaşadı ve eserlerini Fransızca yazdı. Herhangi bir siyasi partiye üye olmamış Marxçı bir düşunür olan Goldmann'ın 1952 tarihli İnsan Bilimleri ve Felsefe (Çev. A. Timuçin. F.Aynuksa, 1977) ve 1959 tarihli Diyalektik Araştırmalar (Çev. A, TimuçinM. Sert, 1976) adlı kitapları dilimize çevrildi. Bu çevirilerde imzası olan Afşar Timuçin son olarak Goldmann'ın Introduction a la Philosophie de Kant adlı yapıtını çevirmiş bulunuyor. Bu çeviri ile ilgili bir değerlendirme yazısını önümüzdeki haftalarda yayınlamayı umuyoruz. Besim Üstünel/ EKONOMİNİN TEMELLERİ 4. basım, tstanbul 1983, 368 s. Prof. Dr. Besim Üstünel'in mikroekonomi teorisi üzerine, ilk basımı 1969'da yapılan kitabı geçtiğimiz günlerde yeniden yayınlandı. Üstünel'in ilk basımı 1966'da yapılan Makro Ekonomi üzerine kitabı da 4. kez basılmış bulunuyor. TÜRKİYE'NİN NÜFUS POLtTİKASI Tiirkiye Çevre Sorunlan Vakfı Yayını, Ankara 1983, 148 s. Bu kitapçıkta 19621980 döneminde Türkiye' nin nüfus politikası ile ilgili temel resmi belgeler ile 1980'den sonra nüfus sorunları üzerine basında yer alan yazılardan seçmeler bir araya getiriliyor. TARİHTE BUGÜN Mümtaz Ankan ÖZGÜRLÜK ANIT/ 1686 'OA BUGÜN,NEWYORK LİMANI Ş DE YAPMA BİR AOA ÜZE&INDEKİ 'OZGÜKLUK 1 ANrn" (STATTJE Of UBERTV),ZAMAJVINAMERIKA BİRLEŞ/K P£WETl£Rl SAŞKAfJl OLAN GROVEH CLEI/eiANP VtHAFINOAN AÇILDI. FOANSI2 YONTVCU FREDERİCAU&USTS SAZ HOLDI VE £YF£L /OJLBSİAJİN rAPfMOSI, MUHENDİS ALElfANDKE GU£TXVE E/Ff=€L TA/SAFW&W &ERÇ£J<X£ŞTİf?İLEH ANIT, 92 /M£T R£ rUKSEtajğ/NPE Y£ 8GOM2 OLAN YONTU BÖLÛMİi22S7DNAĞllSL/ĞfHDADIR. "ÖZ6UR. 27 Ekim LÜK AKim", ABD'MIN âz&ueuj&utju KAZAHMASININ İOO. yiLI NEDENIYlS P&4NSA' NİN ARMA&AN/YO/ V£ DÜHYADA EN ÇOK TANINAN SİMGELERDENBİM 50 YIL ONCE Cumhurivet Dünkü Meclis içtimaı ANKARA 26 (Telefonla) Büyük Millet Meclisi bugun Kâzım Paşa Hazretlerinin riyasetinde toplanarak umumi af lâyihasını muzakere edilirken Ali Saip Bey İzmir suikastinden dolayı mahkum olanlann aftan istifade etmemelerini istemiştir. Dahiliye Vekili buna cevap vererek; bu affın Gazi Hazretlerinin şahıslartna taalluk ettiği için müteaddit defalar bu hususta ihsasatıa bulunduklarını söylemiştir. Bunun üzerine bu husustakı kanun maddesi kabul edılmiştir. Diğer maddeler de aynen kabul edılmış, yalnız Belediye para cezaları istisna edılmiştir. Bundan sonra köy kadınlarmın muhtar olmalan ve muhtar ıntihap edebilmelerine dair olan lâyiha muzakere edilmiş, kabul olunmuştur. Bu lâyiha muzakere edilirken Dahiliye Vekili ile Fırka Kutıbi Umumisı Recep Bey birer nutuk söylemişlerdir. C.H. Fırkası kâtibı umumisi Kutahya mebusu Recep Bey: "Biıyuk günler yaşıyoruz" diye söze başlamış ve onuncu 27 Ekim 1933 Cumhuriyet bayramının yıldönumünde umumi heyecanımızm nasıl işba haline geldiğini anlatarak bu büyük günler içinde hükumetin meçlise boyle bir teklif getirmis olmasını buyuk saygt hissiyle takdir etmıştır. Recep Bey, bityuk ilerleme yolunda gidişimizin nasıl bir safhasına ayak atmış olduğumuzu ifade için, Cumhuriyet Halk Fırkasınm büyük inkılâp hareketleri içinde takip ettiği safhaları anlatınıştır. Meclis, I teşrinisanı çarşamba günü toplanmak uzere tatil edılmiştir. 19331983 hafla Sınrma h c* nı ı nde misli göfül mcmi< bir ricniı filmi Bu ALEMOAR S.nemasınd» DEM İR PENÇE v V* It 1» ,', , ,1 .•>'•! f. m tr. mı"i /••ITO fılm \» r. . , Edward Roblnson Ayrıca K OMİK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear