24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ICUMHURİYET/8 133 YIL SONRA CEZAYİR'E DÖN 12 pışmaların sona erdiğinin, hükümete bildirilmeden açıklanması, Bumedyen'in büyük düşmanları olan eski liderlerden Ferfaat Abbas ve beş arkadaşının serbest bırakılmaları, AsyaAfrika Konferansı'ndan, Ben Bella'nın kendi şahsi prestij ve otoritesini kuvvetlendirmek için faydalanmaya çalıştığı iddiası ve nihayet Ben Bella'nın Bumedyen'i kesin olarak bertaraf etmek için zemini hazırladığı yolundaki haberlerin yayılması... Mısır Büyukelçisi, halkın Ben Bella'yı çok sevdiğini ve tuttuğunu, inanarak söylemişti. Iktisaden gelişme halinde ülkelerde, halkın siyasi inançlannın, ideolojilere, doktrinlere, parti programlarına ve hatta parti liderlerine bağlıhğının da aynı geri kalmışlık çerçevesinde mütalaâ edilmesi gerekir. KültUrü ve bilgisi, kısmen gelişmiş halk, ekmek ağacı telakki ettiği iktidarı tutar. O ağaç devrilince, bir süre sızıldar, sonra yeni ağacın gölgesine sığınır. Eski şef, kısa sürede unutulur. Yenisi alkışlanır. "Yahya Ben Bella", kısa süre sonra "Yahya Bumedyen" olmuştur bile. Bu gerçeği Cezayir'de yaşadım, daha sonra 1970 eylülü sonunda, Kahire'de Nasır'm ölümü sırasında ve ölümunden az zaman sonra tekrar müşahade ettim. Nasır, Mısır halkı, fellah için bir devlet başkanı değil, bjr modern firavundu. Firavun ölünce, eski Mısır'da olduğu gibi, bağırıldı, ağlandı, görkemli cenaze törenleri düzenlendi. Tabut, on kilometre ellerden ellere başlar üzerinde taşındı. Sonra, Nasır unutuldu, Sedat yeni firavun oldu. Ankara, kısa süre içinde kararını aldı. "Olay, Cumhurbaşkanı seviyesinde bir iç politika degişikligi. bir nöbet değiştirmeydi. Yeni idareyi lanımaya luzum yoktu. C«zayir'deki Türkiye Büyukelçisi görevine devam ediyordu." Bu kararı, telefonla Busselam'a derhal bildirdim. Busselam sevincinden uçuyordu. Yanımda olsa mutlaka boynuma sarılacaktı. Biraz sonra o beni aradı: "Bumedyen ve Butefüka'nın teşekkürlerini ve selamlarım " bildirdi. Turk heyetinin, AsyaAfrika Konferansı'na beklendiğini vurguladı. Hükümetimizin bu kararı, yeni ekibin çok işine yaradı, derhal basında acıklandı. Tereddüt eden pek çok ülkeye emsal teşkil etti. O günden itibaren, Buteflika ile dost olduk. Bir diplomatın meslek hayatında tesadüfler, dıs şartlar büyük rol oynar. Buteflika ile ilk yıllardaki anlaşmazlığımızın olduğu gibi Ben Bella'nın düşürülmesinden sonraki dostluğumuzun da gerçek sorumlusu hiçbir zaman ben olmadım. ANKARA, „ ANK A,,, Büyükek?i SEMİH GÜNVER MUŞERREF HEKİMOĞLU 21 EKİM 1983 Gece geç saatlerde Ben Bella devrildi 19 haziran gecesi geç saatlerde Ben Bella devrildi. Başkâtip Karasapan'ın evi Ben Bella'nın oturduğu Villa Jolie'nin yan tarafmdaydı. Balkondan, Villa Jolie'nin bahçesi görünüyordu. Karasapan, sabah. saat 2.10'dan itibaren olanlan şöyle anlattı; "Evvela bir infilâk onu takiben kısa süren karşılıklı ateş ve makineli tiifek sesleri ile uvandım. Pencereden. sonra balkondan. sokakla birkaç manga askerin tam teçhizatlı olarak koşar adım Villa Jolie'ye girdiklerini gördüm. Bulvarda ise iki ufak zırhlı araba ve bir iki askeri kamyonet duruyordu. Saat 2.30'a dognı arka kısmında beş askerin bulunduğu bir kamyonet, Villa Jolie'nin kapısından süratle çıktı ve uzaklaştı. Askerler iki yanda karşılıklı oturmaktaydılar. Ortalannda, avaklan•ın bulunduğu yerde büyük bir sandığa benzer bir cisim bulunmaktaydı. Biraz sonra, Villa'dan asker nezaretinde birkaç sivil çıkartıldı ve yayan olarak gotüruldii. Balkonun altındaki sokak lambasının ışıgımn altından geçen bu sivilierin arasında Ben Bella yı gormedim. Saat 3.0O'te Sovyet yapısı büyük bir tank geldi ve ateşe hazır vaziyette askerler bahçenin tarhları arasında yer aldılar." O sabah, Büyükelçiliğimiz ziyaretçilerle doldu. Iran, Pakistan ve Arnavutluk Büyükelçilikleri bizim sefarette kamp kurdular. Diğer taraftan bir iki gün önce Türk Basınının tanınmış gazetecilerinden on kişilik bir grup Cezayir'e gelmişti. Gazeteci arkadaşlarım karargâhlarını, kançılarya binasının karşısında, ağaçlar arasında havuzun yanına kurmuşlardı. Gazetelerine, bakanlığın müsaadesi ile bütun telgraflannı bizim resmi telsizle gönderiyorlardı. Kayhan Saglamer, Ömer Sami Coşar, Lütfi Dogan, Gökşin Sipahioglu, Cezayir'e gelen gazetecilerin en hareketli temsilcileri oldular. Ömer Sami Coşar, bir hamak getirmişti. Hamağı iki ağacın arasına astı, bazı geceleri o hamakta geçirdi. Basın mensuplarımızın, bazı ilginç olayları unutmadıklannı sanıyorum. Biriki gün Cezayir'de ve diğer bazı şehirlerde yeni idare aleyhinde gosteriler yapıldı, bağirıldı, çağınldı, tencere kapakları vunıldu, kadınlar "lu l u " çığhklannı attılar, sonra yavaş yavaş herşey yatıştı. Ben Bella'nın devrilişine en çok Ruslar üzülür göründüler ve bu üzüntülerini de her vesile ile açıklamakta fayda gördüler. Batıhlar, sakin bir tepki gösterdiler. Çinlilerin tek düşündükleri, AsyaAfrika Konferansı'nın, arzuları istikarnetinde gerçekleşmesi idi. Buteflika, muzaffer, fakat biraz endişeli yeni rejiminin tanınmasına lüzum olmadığını, büyükelçüerin görevlerine devam etmelerinin kendilerini tatmin edeceğini, AsyaAfrika Korferansı'nın ise, ilan edilen tarihlerde yapılacağını, etrafa kesin ifadeierle yaymaktaydı. Lotüs Kompostosu... Kaç gündür sarardık biraz. Önce Pekin Büyükelçimiz Necdet Tezel geldi, sonra Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı. Çankaya'da Konuklar Köşkü'nde, Çin Elçievi'nde yemekler, konuşmalar, Türk şarapları ve pirinç rakılarıyla ÇinTürk dostluğunu kutladık. Çin protokolu da mutfağı kadar zarif, Dışişleri Bakanı Wu Xuegian Birleşmiş Milletler toplantısmdan doğrudan gelmedi Ankara'ya. Kanada ve ABD'ye resmi ziyaretler yaptı. Geliş tarihinin seçim öncesine rastlaması da güzel bir rastlantı, İlter Türkmen görevinden ayrılmadan önce karşılık verdi. Çekik gözlü bakanı ilk akşam biraz yorgun gördüm, ondört saatlik uçak yolculuğundan sonra onuruna düzenlenen yemeğin özelliklerinı farketti mi acaba? San çıçeklerle donatılmış masada Türk murfağımn güzel örnekleri sunuldu san konuklara. Mutfağımızın güzelliğine diyecek yok, ama geieneksel yemeklerimizi giderek unutuyoruz. Büyük kentler, hatta turistik kasabalar pizzacılar, lahmacuncular, çiğköftecilerle doluyor. Genç kuşaklar öz yemeklerini tanımıyor. Lahmacun ve çiğköfte arabesk müzikle daha iyi tıyum sağlıyor galiba. Sofra konuşmalarını dinlerken düşündüm, Çin duvarı çok gerilerde artık, İpek Yolu hayfi kısalmış bulunuyor. Çin ile diplomatik ilişkilerimiz çok eski değil, ama hızlı bir gelişme var. AnkaraPekin trafiği giderek yoğunlaşıyor ve de tırmanryor. Geçen yılın sonunda Cumhurbaşkanımız Sayın Evren gitti Çin'e. Gelecek yılın ilk yarısmda Çin Devlet Başkanı Türkiye'ye geliyor. Uluslararası ilişkiler kimi zaman nasıl değişıyor. San diplomatlar Ankara'ya geldikleri zaman Çin duvarının bu kadar çabuk aşılacağını kim düşünebilirdi. Çankaya'da İnönü'nün Pembe Köşkü arkasında bir apartmana yerleşmışlerdi. Çok kapalı yaşamaları vardı, bir röportaj ıçin neler çekmiştik. Bellı koşullar doğrultusunda, iyi bir diyalog olunca rejimlerı çok ters ülkeler arasında da bir dostluk sağlanabiliyor, işbirliği kurulabilıyor. Doğrusu da bu, dış politikada çok yönlü ilişkilerin büyük önemi var. Ancak çok çelişik bir durum da var. Çin duvarını aşabiliyoruz da Batıdünyasıyla ülkemiz arasında bir duvar örülmesini önleyemiyoruz bir türlü. Orada bir sağırlar diyaloğu var adeta, bu da doğal bence, çünkü o diyaloğun koşulları değişik... İlk akşam da, ikinci akşam da uluslararası sorunlara ortak bir bakışı doğruladı dışişleri bakanları. Savaş korkusu, barış özlemı, yumuşama zorunluğu tüm ulusların ortak sorunu hiç kuşkusuz. Banşı gölgeleyen politikayı, kanfı savaşları, silahlanma tırmanışını hiç bir ulus onaylamaz. Açlıkla, kan ve gözyaşıyla ödenen faturalar insanlığın yüzkarası her zaman. İç politikalarında tutarlı olan, ulusal bütünlüğü sağlayabilen ülkeler faturalarını daha kolay ödüyorlar elbet. Şu günlerde nerede olursak olalım, san konuklarla konuşurken Federal Almanya'dan gelen parlamenterleri dinlerken ya da İtalyan TV'cilerin siyasal parti liderine ve demokrasiye geçiş hazırlıklanna dönük sorulannı yanıtlarken bu gerçeği daha çok hissedıyor insan, özuyle, çevresiyle, karşı düşüncelerle bir uzlaşmaya varmadan banşı duşünmek kolay değil. Seçim düzeyinde yaşanan olayları değerlendirirken bu gerçek daha keskinleşiyor. Cumhurbaşkanı Evren ile Pekın'e gittiğimiz zaman Çin mutfağının tadını, inceliğini yakından gördüm. Başkaniık Sarayı'nda ya da Şanhai'daki görkemli sofralarda san ahçıların tüm sanatını görmemişiz anlaşılan. Çin mutfağının başka özelliklerini de tattık bu Kez. Köpek balığı kanadının böylesıne nefis olduğunu düşünemezdim. Hele kıreçde pışirilen çukulata rengi yumurtanın tadını hiç... Çin yemeklerinın adı da çok hoş örneğin "Butterfly Yemeği" kelebek türü uçmuyor, kelebekten de yapılmıyor ama kelebek kanadının hafifliğini hissettirıyor. Sonra lotüs kompostosu... Bataklık güzeli lotusün de güzel bir tadı ve kokusu var. Lotüs bana hüzün veren bir çiçek nedense Doğanın yaratıcı gücünü, çfrkinliğe meydan okuyuşunu seyrederim lotüsde. Çok temiz olmayan bir suda bembeyaz bir nilüfer gözümü, gönlümü temizler birden. Çevremdeki kimi dostları da lotüse benzetirım. Batakda bembeyaz açan bir lotüs gibi, bunca yozlaşmaya, çevre kirlenmesine karşın kişiliklerini koruyorlar, dünyaya sevgıyle, umutla bakabiliyorlar. Giderek yozlaşan bir ortamda lotüs olmak da kolay değil elbet. Ayrıca yasadığımız toplumda bir lotüs görüntüsü ancak hüzün veriyor. Lotüslerı seyrederken tüm çiçekleri açabildıği bir bahçeyi daha çok özlüyor insan. Toprağın da, toplumun da üretkenliğini tepeden tırnağa yaşamak istiyor. Ankara, Ben Bella'nın devrilmesini bir nöbet değişikliği olarak gördü. Yeni idareyi tanunaya lüzum yvktu. Cesayirliler sevinçten uçuyorlardı. Telefonla arandım, Bumedyen ve Buteflika'mn "selâmlarını" aldım. Cezayire gönderilen diplomat ekibimizin başkanı Haluk Bayiilken'di. Ekipte Orhan Eralp, Mahmut Dikerdem, Kâmuran Acet, Bedü Karaburçak ve tlter Türkmen yer ahyvrdu. Haluk Bayülken'le birlikte Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı ile eörüşiirken, Çinli geğiriverdi. Bayülken'in konuşması uzadıkça Çin Büyukelçisi de geğirdi. Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi geğirmeye devam ettiler. leri Bakanımız da Cezayir'e gelmekte fayda görmediler. Cezayir'deki gazetecilerimiz an gibi çalışıyorlardı. Gökşin Sipahioğlu, yeni rejime karşı gösterileri yakından izlemiş, fotoğraflar çekmiş, dört defa tutuklanmış ve her defasında yaptığımız teşebbüsler ve kendi özel gayretleri sonunda serbest bırakilmıştı. Ankara buna rağmen, ne olur olmaz düşuncesi ile Cezayir'e bir bünyeye sahip, sağhklı ve mukavim olması şarttır. Bayülken işine kendisini o kadar verir ki, bu yüzden sağlığını kaybettiğinin farkına bile varmaz. Büyükelçi arkadaşlar, görevli bulunduklan ülkelerden, ayrı ayrı geldiler. Haluk Bayülken, yanındaki heyet üyeleri ile, 23 haziran akşamı Paris'ten uçakla Cezayir Havaalanı'na indi. Heyetimize bir genel sekreter başkaniık etmesine rağmen, Cezayir Hukümeti, Gençlik Baka AsyaAfrika Konferansı Cezayirliler, itibarlarını korumak için AsyaAfrika Konferansı'nın mutlaka toplanmasını istiyorlardı. Birleşik Arap Cumhuriyeti (Mısır) buna karşıydı. Hasaneyn Heykel, El Ahram'da yazdığı uzun bir makalede Bumedyen idaresini yermiş ve konferansın erteienmesini telkin etmişti. Esasen, Nasır, daha ilk günden itibaren Ben Bella'ya olan dostluğunu ispata çalışmış, Genel Kurmay Başkanı Mareşal Amr'i Cezayir'e göndererek, Ben Bella'nın serbest bırakılmasını veya Mısır'a gitmesine müsaade olunmasını istemişti. Amr, Ben Bella'yı refakatinde Kahire'ye götürmek istiyordu. öbür taraftan Commenwealth ülkeleri temsilcileri Londra'da toplanmış ve konferansın her iki seviyede ileri bir tarihe alınmasını istemişlerdi. Bu karar, Moskova'nın işine geliyor, Cezayirliler'i ve Çinliler'i kızdınyordu. Ankara, iki cami arasında kalnuştı. Basbakandan sonra Dısis Neden devrildi? Ben Bella ve ekibinin iktidardan uzaklaştınlmalarının sebepleri şöylece sıralanabilir: Ben Bella'nın Bumedyen'in kabinedeki yakın arkadaşları Dışişleri Bakanı Buteflika, Milli Eğitim Bakanı Şerif Belkasım'ı eski Içişleri Bakanı Medeghri'yi tamamen ezmek kararı, ekonomik ve sosyal güçlükler, Almanya ve Amerika ile iktisadi ilişkilerin kesilmesi, Fransa ile petrol anlaşmasının bir türlü imzalanamaması, bütçe açıkları, işsizlik, idari mekanizmada keyfi hareketler, Ben Bella'nın aşın solcuIan Troçkistleri hâlâ müşavir olarak kullanması, Kabilî asilerinin af ve Kabilî'de silahlı car Haluk Bavülken kuvvetli bir diplomat ekibi göndermişti. Birleşmiş Milletler'den Orhan Eralp, Gana'dan Mahmut Dikerdem, Fas'tan Kâmuran Acet Dışişlerinin isim yapmış büyükelçileriydi. Merkezden Planlama Dairesi'nin reisi llter Türkmen ve tkinci Oaire Genei Müdürü Bedü Karaburçak ekibi tamamiıyordu. Heyetimize Genel Sekreter Haluk Bayülken başkaniık edecekti. Bayülken, Dışişieri Bakanlığı'nın, eşine az rastlanan çalışkan, iyi niyetli, vazifeşinas, temiz ruhlu ve vatanperver bir hadimidir. Bayulken'in çalışma ritmine uyabilmek için insanın büyük bir enerjiye ve çok sağlam nı Sadık Batel'i Bayülken'i karşılamakla görevlendirmişti. Bu, yeni hükumetin, Türkiye'ye verdiği önemin ifadesiydi. Derhal ise koyulduk. 48 saatte 40 küsur heyetin başkanlarını ziyaret ederek görüşlerimizi izah ettik. Bu .gerçek bir rekordu. Bütün gün koşuyor, akşam, bir iki lokma yiyor, gece yarılarına kadar, yaptığımız temasların raporlannı hazırlıyorduk. Ankara, RusÇin çekişmesine katılmak istemiyor, bu konuda ihtiyatü bir tutum içinde kalıyor, Makarios'un manevralarını önlemek için gerekli tedbirleri alıyor ve bu arada Korferans Daimi Komitesi'ne uye olrnak istiyor veya istişari oyla müşahit sı fatının kendisine tanınması ile iktifa edebileceğini ifade etmemizi talep ediyordu. Cezayirliler, şehrin batı kısmında, sahildeki, Fransızlar'dan kalma "Club des Pins"i baştan aşağıya tadil etmişler ve büyuk bir konferans salonu ile burolar ve misafir heyet başkanlarına tahsis edilmek uzere, konforlu modern villalar inşa ettirmişlerdi. Dışişleri Bakanları toplantısı iki gün gecikme ile 26 temmuz günü başlayacaktı. İnşaat tamamen bitmemişti. Bayülken ile birlikte, butün heyet, konferans salonunda beklemeye başladık. Dışarıda katılacak ülkelerin bayrakları dalgalanıyordu. Kum, plaj ve mor dalgaları ile Akdeniz uzaktan gorünuyordu. Hava sıcaktı. Ter içinde kalmıştık. Herkes birbirine ne olacağmı sormaktaydı. Ortada, Cezayir, Çin, Endonezya, Pakistan ve Mısır heyetleri görünmuyordu. Konferansa başkaniık edecek olan Buteflika da ortada yoktu. Saatler geçti. Nihayet, saat 16.00'da, Cezayir Adalet Bakanı Beccavi, kursüye çıktı. Daimi Komite'nin acele toplanması gerektiğini, önemü bir kararın alınacağını, toplantınm bu kararın alınmasına değin ertelendiğini soyledi. Otuz kilometre uzaktaki büyükelçilik binasına döndük. Ertesi gün bir bildiri yayınlandı. Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın 28 ekim 1965, Zirve Konferansı'nın 5 kasım 1965 tarihine ertelendiği resmen açıklandı. Haluk Bayülken, bir iki gün daha kaldı. Kasım toplantısını goz onünde tutarak düşünce ve isteklerimizi çeşitli heyetlere izah etmeye devam ettik. ÇinlilerMe görüşme Bu arada, Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı Tchang Khan Hun'a yaptığımız yan resmi ziyareti hiç unutamadım. O tarihte Çin'i henüz resmen tanımamıştık. Ancak, özellikle, ticari alanda, bazı temaslarımız olmaktaydı, resmi mahiyette olmayan göruşmeleri de Çinli diplomatlarla yapabiliyorduk. Çinliler, görüşlerimizi anlayışla karşılıyorlar ve önemli siyasi konularda bize müzahir olacaklannı ihsas ediyorlardı. AsyaAfrika Zirve Konferansı ile ilgili sorunlarda Çin Halk Cumhuriyeti, önemli rola sahipti. Bayülken, Dışişleri Bakan Yardımcısı'nı ziyarette yarar gördü. Randevu aldık. Bizi kapıda Çin Büyukelçisi Tseng Tao karşıladı. Gri renkli, çok <ade Çin Halk Üniformasını giymişti. Geniş salonda, karşılıklı iki kanepe serisi, iki hilal gibi sıralanmıştı. Bir tarafa biz, öbür tarafa Çin heyeti geçtik. Bütün Çinliler, tabiatıyla aynı kıyafette idiler. Küçük masalann üzerindeki Çin porseleni tabaklann içine kurutulmuş deniz mahlukatı mı, yoksa fıstık fasilesinden mi oldukları pek anlaşılamayan yiyecek maddeleri konulmuştu. Açık ve kendisine has kokulu Çin çayı ikram edildi. Karşılıklı saygı referanslarından sonra Bayülken, söze başladı. Yüzü gerilmiş, beyazlaşmaya başlayan bıyıkları hareketlenmişti. fnanmış ve inandırıcı bir usiupla, tarihten bu yana ÇinTürk dostluğundan, dunya sulhundan, çok defa birbirlerine yakın olan siyasi değerlendirme ve inançlanmızdan bahsetmeye başladı. Birden, Tchang Khan Hun, geğiriverdi. Herhalde bir kaza olmuştu. Duymazlıktan geldik. Bayülken, pek farkında değildi. Zihninde cumlelerini hazırlıyordu. Hararetle sözlerine devam etti. Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı, tekrar aynı sesi çıkardı. Kendisini bu, gaz vermede, Çin Büyukelçisi takip etti. Bayulken'in konuşması uzadıkça, bu garip ses tezahürlerinin sayısı arttı. Şimdi, heyetin diğer uyeleri de midelerinde kontrol edemedikleri bir gaz tazyikini hisseder oldular. Bayülken bir ara durakladı. O sırada, Çinli tercüman kulağıma eğildi ve "Bakanımız çok memnun. Sizi artık kendisine yakın ve dost hissettiğini, bu ancak yakın dostlar ve akrabalar arasında mümkün jesti yapntakla belirtmek istiyor. Büyükelçi ve diger üyeler de aynı hisleri paylaşıyoriar" dedi. Tchang Khan Hun da Bayülken'e. cevaben olumlu ve iyi niyetli bir konuşma yaptı. Biz sessiz sedasız dinledik. Konuşma bitince, bizi çıkış kapısına kadar geçirdiler. Merdivenlerden inerken, Bayülken, "Ne oluyor yahu?" diye sordu. Kısaca anlattım. Siyah Chevrolet, yan tarafından dalgalanan bayrağımızla bizi bekliyordu. Çin Heyeti uyeleri merdivenlere dizilmişlerdi. Malum sesleri çıkararak topluca reverans yaptılar. Nasıl mukabele edeceğimizi bilemedik. Biz de yan yana durduk hafif eğilerek kendilerini selamladık ve arabaya atladık. Bayülken, Cezayir'den aynlmadan once, Cezayir Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Rehal'i makamında ziyaret etti. İki ulke arasında her alanda ilişkileri geliştirmek hususunda anlaşmaya vanldı. Bu arada, konferans işleri ile gorevli Dışişleri Siyasi tşler Dairesi Reisi Yaker'e de bir mektup göndermiş ve Daimi Komiteye katılmamız hakkında isteğimizi tekrarlamıştık. Haluk Bayülken ve diğer arkadaşlar 29 haziranda Cezayir'den ayrıldılar. Yaker, aynı gün bana, mektubu dikkatle okuduğunu, uye ülkeler hükumetlerine gondereceğini, ancak 6 kasımda loplanacak Zirve Konferansı'na kadar Daimi Komiteyi buz dolabına kovacaklarını ve bir daha toplantıya çağırmayacaklannı bildirdi. Bumedyen, 6 temmuz akşamı, egemenlik bayramı dolayısıyla Halk Sarayı'nda buyükelçileri kabul etti. Bu davete, Küba ve Gine buyükelçileri protesto mahiyetinde katıimadılar. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Ailenin Korunması" "Benim, Anadolu'da bir saglık ocagı tabibi ve bir memur olarak sorunum var. tlgisizlikten diyecegim, bir soouç alamadım. Eşim bir başka ilçe hastanesinde yardımcı hemşiredir. Eşimin benim görev yaptıgım saglık ocagına layinini istiyonım. Bakanlıgımız Personel Genel Mödürlügfi "Valilik yetkisindedir" diyor. Saglık Müdürumuz ise, dilekcemizi, "Sağlık ocağı standart kadrosunda yardımcı hemşire kadrosu yoktur" diye geri ceviriyor. Yardımcı hemsireier, hemşireierie aynı görevi yapmakta olması na rağmen. Saglık Müdürlüğü'müz "Bakanlık bu konuda açıklama yayınlasın veya bildirsin eşinizin tayinini yapalım" diyorlar. Sizden istegim, bu konuda Bakaalıgımızdan bir açıklık gctirmesini istemeniz yönünde olacaktır. Bugünlerde rotasyon ile ilgih' tayin yönetmeli|i her bakanlıkta olduğu gibi, bizim Bakanlıgımızda da hazııianmaktadır sanınm. Bu konuyu, sorunu düşünüp magduriyetler önlenebilir." Bir doktor okurumuzun sorununu dile getirdik. Ancak bize gelen mektuplardan bu sorunun pek çok devlet memurunu ilgilendirdiğidir. Anayasa'nın "Ailenin Korunması"na ilişkin 41. maddesi aileyi Türk tolumunun temeli olarak görmüş ve "Aile. Türk toplumunun lemelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocuklann korunraası ve aile planlamasının ögretimi ile uygulamasını saglamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar" demiştir. Devlet Memurlan Yasası'nın 72. maddesi de, "Yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından, eş ve saglık" durumlarının da "gerekli koordinasyon saglanarak dikkate" alınması gerektiğini vurgulamıştır. Aynca yasanın bu maddesine açıklık getiren 25 haziran 1983 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan "Yönetmelik" de " B Özür Gnıbu: Eş dunımunun belgelendirilmesi halinde" öncelik sırasının esas alınması öngörülmüştur. Anayasa'nın Devlet Memurları Yasası'nın "Ailenin Korunması"na yönelik hükümleri, uygulamalarda da kısa sürede göz önüne alınır ve yakınılan bürokratik engeller aşılarak eşlerin aynı yerleşim birimlerinde görev yapmaları sağlanır. Savarona'ya bu kez izin yok Âdana'da iki sanıkömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) Çeşitli tarihlerde işledikleri suçlardan Adana Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri'nde yargılanmakta olan iki kişi ömür boyu hapis cezasına çarptınlırken, 8 kişiye de çeşitli hapis cezaları verildi. Sıkıyönetim Komutanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu 'ndan yapılan açıklamaya göre, 1979 yıhnda Tarsus Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Süreyya Altın Eminsoy'u tabanca ile öldürmek suçundan 1 Numaralı Askeri Mahkeme'de yargılanan îbrahim Gök, önce idam cezasına çarptırıldı. Daha sonra hafifletici nedenleri gözönüne alan mahkeme heyeti sanığın cezasını yaşam boyu hapse çevirdi. Aynı olaya adı karışan 9 kişi ise, delil yetersizliğinden beraat ettirildi. Gaziantep'te Nizip ilçesinde ideolojik nedenle Cuma Sani Tiryaki'yi öldürmek suçundan sanık Mehmel Ertürk'ün de ölüm cezasına çarptınlmasına karar veren aynı mahkeme, bu sanığın da hafifletici nedenlerle yaşam boyu hapse çarptırılmasını kararlaştırdı. Son olarak Adana'da yasadışı DevSol adlı silahlı örgüte girerek mevcut anayasal düzeni yıkıp yerine MarksistLeninist bir düzen kurmak amacıyla silahlı gasp ve eylemlerde bulunmak, patlayıcı madde atmak suçlarından sanık Muharrem Bıırgaç ve Eski karısını öldürdü, üveykızını ynraladı ve intihar etti İstanbul Haber Servisi Beykoz'daeski kansını olduren, u%e> kızını da ağır yaralayan taksi şoförü, tabancasmdaki son kurşunu kendi başına sıkarak intihar etti. Olay, taksi şoförü 45 yaşından ki Nurlekin Öztekin'in 2 yıl c ce boşandığı karısı Menekşe Karabudak (38)'ın Beykoz Ortaçeşme Mektep Sokaktaki evinde meydana geldi. Saat 21.30 sıralannda kapıyı açart Menekşe Ka Bayrakhn kızı yargıhındı 2 Eylül 1982'de dikkatsizlik ve tedbirsizjik sonucu Florya'da traflk kazası yaparak 2 kişinin ölümüne sebebiyet verdiği iddia edilen, eski milletvekili ve Sancak Tül Fabrikası sahibi Murat Bayrak \n kızı Fahriye Bayrak'm yargılanması devam edildi. Dün Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan dünkü duruşmada, kazada "kusur tespiti'yapılması için dosyanın İTÜ Yol Kursusü'ne gönderilmesine karar verildL Traflk polislerince daha önce düzenlenen kaza raporunda her iki tarafında da kusurlu olduğu belirtilmişti. Duruşma ileri bir tarihe ertelendl (Foloğraf: ŞENOL KOS'UKÇU) 7 temmuzda Savarona, Cezayir'e ikinci bir ziyaret yapmak istedi. Bu defa Cezayir Hükümeti, iç politikanın henüz sakinleşmemiş olduğunu ileri sürerek ziyaret teklifimizi kabul etmedi ve Ahmet Sungur Şolen'e idam ce bu olumsuz kararın Türkiye'ye zası verildi, daha sonra bu ceza karşı bir harekat olmadığını, falar da 20'şer yıl ağır hapse çev kat tehlikeli bir emsal yaratmak istemediklerini açıkladılar. rildi. İzmir 3. Ağır Ceza MahkemeFransa'nın 14 temmuz milli si'nde görülen bir davada, 8 haziran 1983 tarihinde Karşıyaka' bayramı, bir FransızCezayir nın Nergis semtindeki evinde dostluk gösterisine vesile oldu. oturan kiracısı Turhan Döven'i Başta Devlet Bakanı Bitat ve Dıbıcakla öldüren sanık Mehmet şişleri Bakanı Buteflika, 10 kaTopcuoğullan'nın 2430 yıl ha dar Bakan, Büyükelçi Gorse'ın pis cezasına çarptı rılması ıstendı davetinde hazır bulundular. O günlerde, Bumedyen ve Buteflika, her karşılaştığımızda bana karşı çok mültefit hareket ettiler ve fırsat bulunca da, AsyaAfrika Konferansı'nın tekrar errabudak'ı tabancasıyla öldüren telenmesine karşı çıkmamamtzı katil, silah sesleri uzerine odasınbenden rica ettiler. dan çıkarak aşağıya inen Menekşe Karabudak'ın ilk kocasından Fakat, netieede bu konferans olan Yüksel Süngü'ye de ateş aç ne 6 kasım 1965'te, ne de ileri tı. başka bir tarihte toplandı ve Taksi şoforü Nurtekin Ozte bunca emek ve çırpınma boşa kin, daha sonra tabancasmdaki gitti. son kurşunu da başına sıkarak intihar etti. Olayda ağır yara alan YARIN: GÜRSEL, "NASIR'l Yüksel Süngu, Haydarpaşa Nu PEK SEVMEM AMA YtNE mune Hastanesi'nde tedavi altı DE SELAM SÖYLE" DEDİ na alındı. İLÂN SOSYAL SİGORTALAR KURl'MU İSTANBUL SATINALMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Kurumumuz depo stoku ihtiyacı 5.000.000 takım dos>a lelı telclif alma ıısulu ile ihâle edüeceklir. 2 Ihâleye ıştırak elmek isie>en fırmalar, dosya telıne an numune ile şannameyi Müdurlüğumuz II No'lu Komisyonunda gorebilirler. 3 lhâle>'e ıştırak eımek isteyen firmaların şannamesi esasları dahilinde hazırlayacakları kapalı teklif meklupiannı. en geç, 8.11.1983 salı gunu mesai saatı sonuna kadar Beyoğlu, Kalyoncu Kulluk Cad. Mallı Han'daki Mudurluğümuze vermelerı veya aynı gun ve saıte Mudurluğumuzde bulundurulmak uzere posıa ile gondernıeleri gerekir. 4 Posiada vâki gecikmeler kabul edılmez. 5 Kurumumu7 arııırma eksılime \e ıhâle kanununa tâbi olmadığından ihâtevi vapıp \npmumakta %eya dilediğıne yapmakta serbesltıı. U^sıtt: J579I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear