28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER basındakı sozu, va da onun ter sını "Galiba uslu degilim", ya da "galiba usluvum" tnsan akıllı olduğunu kesınkes bılmeyebılır dıyelım, ama uslu olup olmadığından neden kuşku duysun! Bu ıkı sözcuğun bır arada kullanıldığı bır devımımız de "akıllı uslu" deyımıdır kı, hıç de boşuna yaratılmamıştır Çunku Arapçada "koslek" anlamına gelen (bu köstek develenn ayaklanndan bınnı bır vere bağlardı) "akl", kapsam genışletme yolu ıle ınsana getırılınce zengınlık kazandı Aklımız bızı ıstedığımız >ere gıtmekten (her ıstedığımızı yapmaktan) alıkoyacaktır, demek uslu kılacaktır öyleyse, akılh olan, duşlere kaptırmaz kendını, kendınde olmadık güçlere inanmaya, ustfinluk kurmacalanna kapılmaya kalkmaz, yapacaklannı değıl, yapamayacaklannı duşunur Ama, dedım ya, akıl, felsefe ıle gunlük dılın bırbırıne karışması yuzünden başımıza bır yığın ış açmıştır öyle kı, paylaşılamıyor ve bız bu gurultu ıçınde kımın akılh, kımın akılsız oldu ğunu anlayamıyoruz tyısı mı, dedım bugun, barı ben akıllı olmadığımı soyleyeyım de, kavram dıkkatı çeksın, ne dedığımızı, ne konuştuğumuzu bılelım' Burada kurcalanacak ılk sorun ıse, aklın bıze venlmış mı, yoksa bızım onu elde etmış mı olduğumuz sorunudur Ikı durumda da kışı, başlangıçta akılsız olduğunu onaylamak zorundadır Ilkınde bılmedığımız bır şeyı, bılmedığımız bır yerden edınıyoruz, ıkıncısınde ıse bılmedığımız bır şeyı bılmeyerek (rastlantı) ele geçınyoruz Bu eseme (mantık) gereğınce, akıllı olanın, akılsız donemınden akıilılık dönemıne geçış çızgısını saptamasını bekleyeceğız kı, konu açıklığa kavuşsun Dahası var, bu geçış sırasında kışı, daha akıl sahıbı olmadığı ıçın, akılh olduğunun bılıncıne vara mayacağından, akıllı olmak, ıster ıstemez akılsız olmayı gerektırır Demek akılh olmak, akılsız olmakla ozdeştır Başka turlu söylemek gerekırse, henuz akılsız bır akılla, aklımızın aklını araştırmaya kalkmak bıze kuşumlu davranmayı zorunlu kılar lyı kı böyledır, çunku aklın oznıtelıklerınden bın kuşumdur, demek aklı yavaş yavaş edınmeye başlayan, gıtgıde artan bır hızİa aklından kuşkulanacaktır Bır tozu, kendı ıle açıklamaya kalkmanın yarattığı bır çehşkıdır bu Akıl kendını yatsır Ben akıllı olmadığımı boşuna soylemedım Akıl daha bılım adamlarının elıne geçmedı, geçsevdı önce hızını ölçerlerdı, bır sanıyede kaç metre gıdıyor Burada "bilim adamlan" derken fizıkçılerı söylemek ıstıyorum elbet, voksa "akıl"ın ruhbılımcıler ehnde bulunduğunu bılmı>or değılım Ama konu buraya geldığınde busbutun karmaşıklaşıyor Akıl dedığımızın yerı nerede1' Bunu deşmeye kalktığımızda, hastalarla ve hastalıklarla karşı karşıya gelıyoruz Çunku beynımız, bılıncın butun katlannı taşıyor Bu katlann ıçınde hangısını saygıdeğer sayacağız 1 Çalışıyorum, çabahyorum, aklı ne yanından alsam bır çıkış yolu bulamıyorum, umut kırıklığına duşuyorum Çunku ruh hekımlerı, normal dedığımız aklı da hasta sayıyorlar Ben akiımdan vazgeçtım Gerçekte ınsanhk, aklı butun tarıh boyunca yuceltmış değıldır Şımdı anhyoruz kı, bızımkınden çok daha duzenlı olan ılkel toplumda ıletışım ortak bıhnçdışına dayanmakla mutluîuğu yaratıyordu Ortaçağın sonlarından Aydınlanma çağına dek, akıl, anlıktan (ıntellect) daha aşağı bır sırada ıdı Kant ıse onu, bır kavramlar yetısı olarak değıl, yuksek bır bılgı yetısı olarak değerIendırdı Akla tapma çok kısa surmuştur Bugunse o, "kurnazhk" ıle bır tutulacak denlı duşkunluğe uğramıştır Para yapan "Bende akıl var" dıyor, patron olan "Aküiıvun da ondan" dıyor polıtıkaya atılan "Akıllıvım, kazanınm" dıyor Kuzum, bu ışlenn akılla ne ıhşkısı var' Akıllı MELİH CEVDET ANDAY Galıba akıllı değüım Gerçıbenım akıllı olup olmamam kımseyı ılgılendırmez, ama kırk yılda bır kendınden sozetmek hevesıne kapıldım Kapıhnca da ışe akümdan basladım Ancak "galiba" sdzcuğünu neden kullandığımı duşunmem gerekıyor O sozcuk "anlaşılan", "sanılır ki", "görunuşe gore" anlamlanna gelır, demek ben akıllı olmadığımı kesınlıkle söyleyemıyorura, ne olur ne olmaz dıyerek bır açık kapı bırakıyorum Öyle ya, görünuşe göre akıllı değılınidır de, bakarsınız, gerçekte akıllı çıkıverırım, neden olmasın1 Çunku hıç kımse "akılsız" olma>a razı değıldır Dıkkat edılırse, ben de "akılsuun" demedım, "akıllı degüün"dedım Böyle demekle, bır bakıma kendımı korumuş da olduğumu sanıyorum Neden dersenız, bızde olumlu sözlerı, olumsuz anlamda kullanma aüşkanlığı vardır. Sözgelışı "akıllı" sözcuğu bunlardan bırıdır Adama "akıllı!" dıye seslendıruz mı, "akılsu" demış olursunuz Sözcuğun "Bizim akıllı gene neler kanşürmış..." tumcesındekı kullanılışı da o anlamdadır Ama ben bu yönteme duşkun değılımdır, biri ıçin "akıllı" nıtemını kullanırsam, onun gerçekten akıllı olduğunu söylemek ıstemışımdır Eskıden bır "aklı evvel" deyımı vardı, "çok akıllı, her şeyi çok i>i bilen" anlamına gelırdı, sonradan kapsam genışletme yolu ıle "her şeyi bilir geçinen, ukalfi" anlamını aldı Ben onu gene de ılk anlamı ıle, unutulan anlamı ıle kullanınm Kurcalarsak o deyımın doğrusu "aklı evvel" olmak gerekır, "ilk neden, ilk zekâ,yaratKi" anlamındadır kı, unutulmuştur, ortada "aklı evvel" bıçımındekı yanlışı kalmıştır Neyse. Dıyeceğım, "akıllı"nın olumlu anlamı dururken, onu olumsuz anlamı ıle ezıp yok etmek doğru mudur? Ben bu yazıma pekâlâ "galiba akıllıyım" dıye başlayabıhrdım, belkı de kapsamcılardan korktuğum ıçın yapamadım bunu. Yazık değıl mı' Gene de akıllı olduğumu söylemeye kalkmam ben Neden dersenız, kendısının akıllı olmadığını sanan hıç kımse yoktur da ondan Böyle olunca, aklımın başkalannkınden daha çok olduğuna neye dayanarak ınanabıiırım1 Gerçı aklın ınsanlar arasında eşıtçe paylaştınlıp pavlaştmlmadığını bılmıyoruz, ama akıllı olduğumu soylersem, başkalanndan daha akıllı olduğumu ılen surmuş olacağım açıktır Bu ıse, dayanaksız bır sav olmaktan öte bır anlam taşımaz Baştan berı neden "us" demeyıp, yazımı "akıl" sözcüğu ıle surdurduğumu açıklamaya şımdı sıra geldı Arapça "akl" (Köstek demektır) eskıden hem felsefe dılınde, hem gunluk dılde kullanılırdı; gunlük dıldekı kapsam kaymalan ise, bır felsefe termını olan "akl"ı sık sık güç durumda bırakırdı, hâlâ da bırakmaktadır Eğer *^kıl" ınsanı hayvandan ayırt eden oznıtelık ıse, bız nasıl olup da bır ınsana "akılsız" dıyebıhnz 7 Nasıl olur da akıllı olduğumuzu söyleyebüınz7 Bence en ıyısı, "us"u felsefe termını olarak ayınp, "akıl"ı dıldekı butun deyımlenyle kullanmayı surdurmektır. Çünku "akıl" ıle yapılmış oylesıne çok deyım var kı, onlann hıç bınnden vazgeçeme yız, dahası onlann hıç bınnı "us" ıle yenıden söyleyemeyız. örneğın "akıllı" verıne "uslu" demek, bırtakım anlaşmazhklara yol açacaktır. Alalım yazının PENCERE 14 EKIM 1983 Sülün'ün Öğütleri... Cumhunyet yenı dızgı ve baskı sıstemıne gectı, albenısı olan bır gazeteye dönuşmek guzel şey Harfler okunaklı, grafık duzenı sade, resımier ayrıntılara dek gorunuyor teknık kesımdekı arkadaşlar ellennden gelenı esırgemıyorlar, daha hızlı bır çalışma ıçındeyız Ne var kı alışma dönemını yavaş yavaş aşıyoruz, bu yuzden coğu zaman bu köşede çıkan yazıyı ıkı gun öncesınden yonetıcılere venyorum ıkıncı sayfa onceden hazırlanıyor habersayfalarında son dakıkalara değın değıstırme yaptlabılsın rahat calışılsın dıye onlem alınıyor 12 ekım 1983 gunlu ' Sülun Osman" başlıklı yazıyı da ıkı gun once yazmıştım Sabah gazeteyı açınca bır de ne goreyım7 Ben köşemde Sulun Osman'la uydurma bır konuşma yapmıştım, Türk Haberler Ajansı'ndan arkadaşlar daha iyı bır ış yapmışlar, Sülün Osman'ı bulup konuşmuşlar Bırıncı sayfadakı fotoğrafta Sulun, Boğaz Köprusu'nun onunde boy gösterıyor ve zamane polıtıkacılarını uyarıyor Kopru satmak benım tşımdır, bu satışlar domates satmaya benzemez, Kopnı lafla satılmaz ozel becerı ıster, sonra bu ışler gızlı olur, devletın haben olursa el koyarlar" Bızım yazıyla THA'nın haber roporta)i çakışınca gordüm kı Sulün Osman'ın devlete ve topluma bakış açısı zaman ıçınde oldukça değışmış, doğrusunu ıstersenız gelışmış, Sulün açıkça şunu söyluyor " Once alacak adamı bulmalı, saf adam bulacaksın, aptal adam bulacaksın bu ış ıçın Kopru aptal adama satılır, ama mıllete satılmaz' Mılletı aptal yenne koyamayız " Yurttaş ıle ulus, bırey ıle toplum arasındakı ayrımı çok iyı bılıyor Sülun Helâl olsun' Gerçekte Turkıye'de ne yapılırsa yapılsın, halkın alınterryle meydana getınldıgmı anlamak zor bır ış değıldır, halkın malını halka satmaya kalkmak ıse bır yutturmacadır Bılındığı gıbı Boğaz Köprüsu'nu devlet bır Ingılız fırmasına yaptırdı Pekı, kım verdı parasını? Kuşkusuz halk ödemıştır Boğaz Köprüsu'nün parasını değıl mı'' Şımdı köpruyu halka satmak ne demek oluyor? Halkın maiını halka mı satacağız? Sulün Osman btle böyle bır ışe karşıdır Ne var kı yalnız devletın değıl, ozel kesımın yatınmlanm da büyuk ölçude halk ödemektedır Bugun ülkemızde çoğu buyuk ışletmenın, fabnkanın, kuaıluşun "49+51=100" formuluyle kurulduğunu çok yazdık Ithal ıkâmesı polıtıkasının uzun surecınde özel kesımden sıyasal etkınlığı bulunan kışıler, sermaye payının buyuğunu ellerınde tutarak kurdukları şırketlere devletı de ortak etmışlerdır Bu tur gınşımlerde her tür yatırım akçesı ve guvencesı devlet hazınesınden sağlanmıştır Halkın çok uzun yıllar duşuk faızle bankalarda topfanan paratarı da ozel yatınmlan pompalamak ıçın kullanılmıştır Pekı, sonuç' Sülun Osman'ın bırdenbıre ortaya cıkması rasiantı mıdır? Kımı zaman butun toplumun algılayacağı şakalar, bır gerçeğı vurgular Turk Haberler Ajansı nıçın Sulun Osman la roporta| yapmak gereğını duymuştur' Ben neden Sulun Osman'ı anımsadım9 Acaba bu ortak çağnşımda belırteyıcıbır şey yok mu? Sulun Osman gıbı bır tovbekâr, Boğaz Köprusu'nun önünde gazetecılere poz ve "yenı polıtıkacılar"a nıcın oğut verebılıyor'7 • Sulun, ozetle dıyor kı Bır kışıyı aldatabılırsın, ama mılletı aptal yerıne koyamazsın Ben Galata Kulesı'nın tepesındekı kulahı gordükçe Sulun Osman'ı anımsardım, bundan boyle Istanbul'un ünlu Boğaz Köprusu ıle bırlıkte anacağım Sulun'u ARADA BIR Kamu Yönetimi Uzmanı SAGLIK YÖNETEN ERDAL ATABEK HUSEYIN KILIÇ Yasanın Amacı Ataturk Kultur, Dıl ve Tarıh Yuksek Kurumu'nun "kuruluşunu, hızmet ve faalıyetlen ıle ılgıtı ılkelerı ve organlarını" belırleyen, "yetkı ve çalışma usullerı ıle ozluk ışlennı" duzenleyen 2876 sayılı yasa, 17 ağustos 1983 gunlu Resmı Gazete'de yayınlanarak yururtuğe gırdı Yuz on maddeden oluşan yasanın ıkıncı bölümünde yer alan Türk Dıl Kuaımu'nun "amacı, Türk Dıtı'nın oz güzellığını ve zengınlığını meydana çıkarmak onu yeryüzu dıllerı arasında değerıne yaraşır yukseklığe erıştırmektır" dıye belırlenmış gorevlerı ıse, özetle, "Yazılı ve sozlu kaynaklardan Turk Dılı ıle ılgılı derleme vetaramalaryapmak, Turk Dılı'nın özleşmesıne, zengınleşmesıne ve etımolojısıne yarayacak ınceleme ve araştırmalar yaparak yazım ve ımlâ kılavuzları ve sözlukler hazırlamak, Turk Dılı'nın yapısına uygun dılbılgılerı ıle Turkçe'nın tarıhı ve karşılaştırmalı dılbılgılerını hazıriamak, butun bılım, sanat ve teknık terım ve kavramlarını karşılayacak Türkçe terım ve kavramlann bulunmasına yönelık araştırma ve ıncelemelerde bulunmak, Yenı nesıllerde Turk Dılı sevgısını ve bılıncını kökleşiırecek, gelıstırecek ve yaygın haie gelırecek her turfu tedbırlerı almak. araştırma ve ınceleme sonuçlarını yayımlamak" bıçımınde sayılmıştır Yaklaşık on bın sozcukten oluşan yasadakı Turkçe sozcuk oranı, % 76 dolaylarındadır Yazarlanmızdan Alı Gevgılılı'nın % 85, Oktay Akbal'ın % 82, Hasan Pulur'un % 81, llhan Selçuk'un % 78, Ismaıl Cem'ın °/b 75, Uğur Mumcu'nun °/o 72, Gunerı Cıvaoğlu'nun % 71, Burhan Felek'ın % 65, Ergun Goze1 nın % 57, Ahmet Kabakh'nın % 54 Turkçe sozcuk kullandıkları gozonünde tutulursa, yasa dıltnın, Turkçe'nın özleşmesıne karşı çıkanlann değıl, dil konusunda daha ılımlı davranan yazarlarımızın dıllerıne yakın olduğu gczlemlenebılır Ancak, bır yandan "amaç, atamak, ayrım bılım, bılımsel, bılınç, belge cağrı, duşunce elkın, egemen, genel gorev, ılke, ılışkı, kanıtlamak, kutlu, konu nıtelık, oluşturmak olur, onay, ortak, odul, onen, örgun, ozel, sunmak, süresız, taslak, toplum, terım uyruk, uzman yöntem, yonerge, yazım" gıbı kımılerı pek yenı fakat gerçekten çok guzel Turkçe sozcuklere yer veren yasanın, "defa (kez), daımî (suresız), ebat (boyut), fıkrî (duşünsel), fark (ayrım), hımaye (koruma), ıhtıyaç (gerekım), ıştırak (katılma), ıftıhar (övunç), ıdarî (yonetsel), ılmî (bılımsel), ıhdas etmek (kurmak) koordınasyon (eşgudüm) mıllî (ulusal), medenıyet (uygarlık), muşterek (ortak), materyal (gereç), mahıyet (nıtelık), muracaat (başvuru), mukafat (odul), nısbet (oran), orjınal (ozgün), sevıye (duzey), sebep (neden), saır (benzer), şart (koşul) şeref (onur), talep (ıstem), tedbır (önlem), teşkılat (örgut), tesbıt (saptama), ınkılâp (devrım), tecrübe (deneyım), unsur (oğe)' turunden yabancı sozcuklere hıç yer vermemesı sanırız daha lyı olurdu Çunku bu sozcuklerın ayraç ıçınde verılen Turkçe karşılıkları dıl çevrımıne çoktan gırmış ve günlük yaşamımızda yer almıştır Nıtekım yasa koyucu da onların pek çoğunu kullanmaktan çekınmemış ve yasada, "suresız / daımî, bılımsel / ılmî, oluşturmak / teşkıl etmek, ortak / muşterek, bılınç / şuur, yazım / ımlâ, odul / mukâfat, ayrım / fark" turunden anlamdaşlara yer verme gereğım duymuştur Anlamdaşlar, ıletışımı güçleştırır, dılı, dızge olmaktan çıkarır Onlar yelkovanı dolanıp durmasına karşın, akrebı hep aynı sayıyı gösteren bozuk saat gıbıdırler Sozcukler değışır, ama duşunce hep olduğu yerde kalır Aynı sahnelemede bır rolu bırden çok oyuncuya canlandırtmak nasıl olanaksızsa, aynı düşunceyı de anlamdaşlarla tyı anlatmak oylesıne olanaksızdır Bu bakımdan, lyı anlatım ıçın anlamdaşlardan kaçınmak en lyı yol olur Çunku, şarabı engur'dan, sırkeyı ıneb'ten, pekmezı de üzüm'den yapmak, yapılanları daha nıtelıklı kılmaz Turk Dıl Kurumu'nun, kırk "aslî" uyesı olacaktır Bunların, "kanunda belırlenen amaç ve ılkelerı benımsedığını, tutum ve davranışları, bılımsel eserlerı, calısma ve faalıyetlen veya eğıtım ve oğretım hızmetlerı ıle kanıtlamış" olmaları gerekmektedır Yasanın amacı, "Turk Dılı'nın oz güzellığını ve zengınlığını meydana çıkarmak, onu yeryuzu dıllerı arasında değenne yaraşır yukseklığe erıştımnek" olduğuna gore, Turkçe'nın ozleştırılmesıne karşı olanlar, oyle sanırız kı, kendılıklerınden yasa amacının dışına düsmektedırler Yaşamın gizleri birer bîrer çözültiyor Dunyanın gelişmesinde canlılann evrimi gene gizlerini koruyor. tnsanlar majmundan mı geldı? Canlılar nasıl bugune erişti? Kalıtım dediğimiz olay nedir? Bu kadar araştırmaya karşın, bu konular gene de gizlerini koruyor, degil mi? Hayır Bu gızler bırer bırer çözulüyor Ashnda eksık olan, bıhmın ılerlemelerını kıtlelere aktaramamak Bılımsel gelışmelerı bılmeyınce, bu konularda pek yenı adım yok sanıhyor Oysa öyle değıl. Bu alanda yapılan araştırmaların öykülerı, bızlere çok şey öğretıyor "Hayatın Kokleri", Yazko tarafmdan yayınlanmış bır kıtap. Canlılann yaşamını, bu yaşamın başlangıcına ılışkın olgulan anlatıyor "En iyı tahminlere gore yaşam, bundan uç mihar yıl kadar once, o zamanlar iki milyar yaşında olan dunya canlılan banndıracak kadar soğuduğunda başladı. Son derece kuçuk ve oldukça basit deniz yaratıklannın ikı milyar yıldan daha eski fosilleri var. Bu fosilleşmiş varatıklann atalan herbalde daha da kuçuktuler. En ilkel canlı bıçımı belki de bugun bolca bulunan basit tek hucreli canlılara hıç benzemeyen bır tekhucre>di. Oyleyse bizim yoğunlaşacağıraız soru şu: Bir bucre nasıl ılk olarak yaşamaya başlamış olabılır? Bu nasıl mumkun olabilir? Soru, "hücre nasıl yaşamaya başlad ı 7 " degil, bu hiçbir zaman yamtlanamayacak bir soru, çunku bu olaya tanıklık edebilecek kimse yoktu o zaman. Ama yaşamın nasıl oluşabileceğini sormak hakkımız. Akıllıca tahminler ve olasıhklan gösteren dene>ler yapabiliriz." Canh yaşammın başlangıcını anlayabılmek ıçın, bulgulara, yorumlara ve duş gucune gerek var Romalılann sözü bır başlangıç oluyor* "Yalınlık gerçefin belirtisidir." Canlılann yaşam başlangıcını, evnmm temel ılkelerını anlayabılmek önemlı Yaşam, adım adım nasıl değışıyor"» Bunu bılmek, ınsana yalnız bıyolojıyı değıl, kendı uyum yeteneklennı de anlatıyor însamn çocuğuna geçtrdığı özellıklerın gızı, canl' tarıhının şıfresı olan DNA'da yatıyor Canlı tarihinin şifresi mi, nedir o? Bır ınsanın anasından, babasından aldığı dzellıkler, hucrelenn ıçındekı DNA'ya (Desoksınbo nukleık asıt) yazılmıştır Bu bılgılı molekul, ınsanın annesımn daha buyuklennden, babasının daha buyuklennden aldığı belgılen ıletır Ikılı Sarmal, ışte bu spıral bıçımındekı molekulun buhmuşu Her meslekten insan için, yaşamın v gizlerini bilmekte çeşitli yararlar var. Oncelikle, insan denen karmaşık yapıyı anlamak demek, kendini anlamak demektir. Kendi kalıtımsal ynpısınm temel mekanizmalarını bilmemek büyük bir eksikliktir. nun ılgınç öykusüdur Bu kıtap da, Yazko tarafmdan yayınlandı Kıtabın yazan, DNA'nın ya pısını çözenlerden James D VVatson 1962NobelTıpödulunu alan yazar, buluşunu 25 yaşında yaptı Bu buluşun önemı, sadece >aşamın gızlennı açıklamak değıldır Insan kalıtım bılımının bu anahtar buluşu, bırçok kalıtsal hastalığın daha ayrıntıh ıncelenmesı, kalıtsal hastalıklann önlenmesı, ıyıleştınlmesı alanlannda büyük adımlar atılmasını sağlayacaktır. Yazar, DNA'nın öykusunu, kendı araştırmalan eksenınde öyküleştınrken, şöyle anlatmaktadır: "Benim Cambridge'e gelmemden once Francis, "desoksırıbo nukleık asıt D N A " ve onun kalıtımındaki rolu konusunda ancak arada sırada duşunmuştu. Bu, konuyu ilgınç bulmadığından değildi. Tam tersine fiziği bırakmasında \e biyoloji ile ügilenme>e başlamasında başlıca unsur 1946 yılında buyuk teonk fizıkçı Envin Schrodinger'in "What ıs Lıfe" adlı kitabuu okumasıydı. Bu kitap gayet guzel bır şekilde genlerin canlı hucrelerin kilit unsurlan olduğu goruşunu ve hayatın ozunu anlamak için genlerin hareketini bilmemiz gerektigını one surer. Schrodınger, bu kıtabı yazdıgında (1944) genlerin, protein molekullennin ozel tiplerı olduğuna ilişkın yaygın bır kanı vardı. Ancak, hemen hemen aynı donemlerde bakteriyolog O.T. Avery, New York'ta Rockefeller Enstilusu'nde kalıtımsal ozellıklerin bir bakterı hucresınden dıgenne, andlmış ONA molekullen aracılığıyla gectığinı gösteren deneyler yapmaktaydı. DNA'nın tum hucrelenn kromozomiannda bulunduğu bılindiğıne gore, Avery'nın sonuçlan, gelecektekı deneylerin, tum genlenn DN Vdan oluştuğunu gosterecegını kuvvetle onermekteydı. Eğer bu gerçekse, hayatın gizi proteinlerde degil, DNA'da ohnaüydı. DNA, dığer ozellıkierimizin yanı sıra, saçımızın ve gozlerimizın rengını, mubtemel zekâmızı ve hatta belkı de başkalarını eğlendırme yetenegımizi genlenn nasıl belırledıgini bulmanuza yardımcı olacak anahtar saglayacaktı. Kuşkusuz DNA'yı destekleyen kanıtlann yetersiz olduğuna inanan ve genlerin protein molekulleri olduğuna ınanmayı tereih eden bilim adamlan da vardı. Ne var ki, Francis bu kuşkuculara aldırmadı. Çoğu daima vanlış atlara oynayan aksi ve aptal kişilerdi. Ğazeteler ve bilim adamlarının anneleri tarafmdan desteklenen yaygın goruşun tersine, pek çok bilim adamının yalnızca bağnaz ve anla>ışsız olmakla kalmayıp doğrudan dognıya aptal olduğunu kavramaksızın başarılı bir bılım adamı olunamazdı." Bır buluşun öykusunu anlatırken, konunun geçtığı çevreyı, bu çevredekı anlayış farkhlıklarmı, gerçeğı ararken ıçıne duşulen çetLÂN ÜSKÜDAR 1. ASLİYE HUKUK HAKtMLİĞINDEN M3/244 Davaa Celâl Bıdea vekılı ta rafından davalı Hafize Bıdecı aleyhıne ıkame olunan boşan ma davasımn vapılan duruşmasında, Aynalıkavak, Okmeydanı Caddesı, Memurlar sokak no 1 HasköyIstanbul adresmde buiunmavan davamızm davalısı Hafize Bıdecı'mn duruşma gunu olan 17 11 983 gunu saat 11 O5'te Üsküdar 1 Aslıye Hukuk Mahkemesınde bızzat kendısmın hazır bulunrnası veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı, duruşmaya gelmedığı takdırde hakkında gıyap yenne kaım olmak üzere teblıgat yapılacağı teblığ olunur 7 10 983 Basın 10920 şıtlı yanılgıları anlatan yazar, Ikılı Sarmal'da çekıcı bır sunuş bıçımını de vakalamıştı Butun bunlan bilmek, doktorlann, bıyologlann işi degil mi? Bu mesleklerle ilgısı olmayan kişilerin bunlan bılmesinde ne varar var ki? Çok yarar var Her meslekten insan ıçın, yaşamın gızlennı bilmekte çeşıtlı yararlar var öncelıkle, insan denen karmaşık yapıyı anlamak demek, kendını anlamak demektır Kendı kalıtımsal yapısının temel mekanızmalannı bilmemek buyuk bır eksıklıktır Daha da önemlısı, insan yapısının gızlennı ararlarken, ınsanın duşuncesınde behrecek genışlemedır Dünyayı kendısıyle başlar, kendısıyle bıter sananlar, kaçınılmaz olarak bağnazlıktan, bencıllıkten, basıthkten kurtulamazlar Oysa insan, kendısının ılk hücrenın oluşumundan berı gelışen bır evnmın sonucu olduğunu oğrenınce, duşunce ufkunu genışletecektır Kendısının çok uzun bır evnm zmcınnın tek bır halkası olduğunu bılen ınsanın duşunce sıstemı genışleyecek, oğrenme ısteğı artacak, bilgı ufku derınleşecektır Hangı meslekten olursa olsun, her ınsanın daha genış duşunce ufkuna gereksınmesı vardır. Böyle olmadığı zaman, ortaya bızı şaşırtan dar göruşlu, bağnaz, basit ınsanlar çıkmaktadır Insanın nereden nereye geldığını anlamak, daha da nereye gıdeceğını duşunmek, çağdaş insan olmanın ılk adımıdır Evnmın bütünunu gorebılmek, düş gucunu zorlayarak çağların gerısıne gıdebılmek, ılk hucreden başlayan evrımın bıyolojık köklerını yakalayabılmek, ınsana butun bır insan oluşumunu anlatmaktadır Böyle bır gezıntı, geleceğın bılgısayarh dunyasında ınsanın yennın ne olabıleceğını daha da önemle duşundürtecektır Bır toplumun neden gerı, neden ılen olduğunu anlatan pek çok gösterge vardır Ama, onemlı göstergelerden bınsı de, insan duşüncesının genışlığıdır Toplumların "çağdaş" olduğunu belırten onemlı bır gösterge budur. Onun ıçındır kı, çağdaş olmayan toplumlarda ınsanın özgurluğune dıkkat etmeyen hukuk adamlan, ınsanın yasamına yeterlı değerı venneyen tıp adamlan, ınsanın önemını bılmeyen yonetıaler gorulebılmektedır Elbette, bu ıkı kıtabı okumak, ınsanı bırdenbıre çağdaş yapmayacaktır Ama, ınsanı canlılar evrımının surecı ıçınde görmek, ınsanın bugune gelınceye kadar yuzbınlerce yıldır geçtığı yolu bilmek, ınsana saygı duymayı oğretecektır Aydın olmak başka nedır kı? TEŞEKKUR AYHAN ŞİPÂL'İN Cenazesıne katılan, çelenk gonderen, başsağlığı dıleyen Cumhunyet Gazetesıne, Iş Bankasfna ve Evren Matbaacılık'a ve tum dostlara teşekkur ederız BABASl ve KARDEŞLER1 MEVLUT KORKMAZ yaşıyor şimdi canımızda sevgimızde hasretimizde. AİLESİ BİR YIL SONRA... Semnle dost olmanın gururu, senınle dırenmenın onuru, kışılığınde butunleşen sevecenhk, ozverı, kışısel ve toplumsal sorumluluk anlayışı bılınçlerde yaşıyor, yaşıvacak. ARKADAŞLARIN MEVLUT KORKMAZ Oğretmenım Fızığı, cebırı, geometnyı; ınsanca \e onurla, Acılarla bıle Bırlıkte kardeşçe yaşamayı Oğrettın bıze. Unutmadık, unutmayacağız. OĞRENCİLERİN tLAN EDtRNE ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ Sayı 1982/95 Huseyın Başol Bayrak vekılı A\ Metın Kıray vs tarafmdan da valılar Nuhı Çatak, Ahmet Çelık, Şukru Uygur ve Aksıgorta A Ş aleyhıne açılan tazmınat davasımn ara karan geregınce Davacı Hüseyın Başol Bayrak'a an bulunan M YM2534 plakalı araca davalılaı Ahmet Çelık ve Şukru Uygur'a aıt bulunan dığer davalı Nuhı Çatak tarafmdan kullanılan 61 AN 325 plakalı aracın çarpması netıcesınde meydana gelen hasardan dolayı davacının davablar hakkında 82 718 64 TL lık tazmınaı davası açtığı ve mahkememızın 1982/95 esasına ka>ıtlı bulunduğu ve duruşmasının 1/11/1983 gunu saat 10'a kaldığı, dava dılekçesı ve duruşma gunu teblığı yenne geçmek uzere adresı tesbıt edılemeyen davalılar Nuhı Çatak, AJımet Çelık, Şukru Uygur'a ılanen teblığ olunur 13 9 1983 B 10990 TEK TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU S.S. DOĞU KARADENİZ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ M ÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 0,4 kV 50 kVAr'lık unıteler halınde toplam 8 MVAr'lık guç kondansatoru, 480 adet bıçaklı sıgorta ve 150 adet parafudru satın alınacaktır 2 Bu ışe aıt şartnameler Muessese Mudurluğumuzun "Kemerkaya Mah Cumhurıvet Cad Adem Sok No 7 TRABZON" adresındekı Makına Ikmal ve Satın Alma Mudurluğu'nden 2 000 TL karşılığında temın edılebılır 3 Yeterlık belgesı alınak ıçın son muracaat tarıhı 27 10 1983 gunu mesaı saatı sonuna kadardır Postada \akı geukmeler dıkkate ahnmavacaktır 4 Kapalı zarl usulune uygun olarak hazırlanacak teklıf mektupları en geç 15 11 1983 gunu saat 14 10 a kadar avnı adrestekı Muhaberat Servısıne venlmış olacaktır 5 reklıller aynı gun ve adreste saat 15 30'da Satın Alma \e lhale Komısyonu taratından alenen açılacaktır 6 Muessesemız 2490 sayılı yasaya tabı değıldır Basın 25894 VEFATLAR İÇİN Yurtıçı, Yurtdışı, cenaze nakledılır Cenaze ılaçlama, malzeme, tabut, bütun ışlemler hassasıyet ve süratle yapılır Tel.: 147 20 06 140 68 86 Işletmede ayrıca 18 ambulans mevcuttur Cenaze ılanlarından hızmet bedeJı alınmaz, acı günlenntzı paylaşır, günün her saatınde emrınızdeyız İSLÂM CENAZE İŞLERİ • Rıze Fındıklı Nufusundanalmış olduğum Nufus cuzdanımı kaybettım Hukumsuzdur MAHMUT BOZKURT • Almanca ve Ingıtızce ders verılır 1606620 İLÂN BAKIRKÖY 6. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ\DEN Dosva No 1982/21 Oa\acı Fatma Iruksel tara/ından davalı Nurı Yuksel aleyhıne açı lan boşanma da\asmda Davacı dava arzuhalınde davalı ıle evlı olduğunu, muşterek 6 co cuğu bulunduğunu aralarında şıddeth geçımsızlık olduğundan bahısle boşanma kararı verılmesını, vocukları n,ın tem'an 10 000 P nafa ka>a hukum verılmesını ısıemış dasahnıngosterılenŞırınevler Kule durağı Fetıh Cad Cem Sultan Sok No H "" adresınde de buluna mamış \e vaptırılan zabıta tahkıkatı da akım kalmış, adresı tesbıı edılememış bulunması uzerırc kendısıne ılânen leblıgal vapılmasına yapılmış, duruşmaja gelmemış bulunması sebebıjle, bu kerre ılânen gıvap kararı teblığıne karar verılmış bulunması sebebıvle duruşma gunul8 II 983 saal II 3"; ıçın tayın olunan gunde duruşmaya gel mez \eva kendısını kanunı bır vekılle temsıl ettırmezse H L M K nun 398 ve muteakıp maddelerı gereğını.e davanın gıvabında gorulmesı ne karar verıleceğı yolundakı gıyap kararının da\alı>a teblığ maka mına kaım olmak uzere ı'inen gıyapVkararı teblığ olunur 26 9 1983 1I V Basın " KADIKÖY 2. SULH HUKUK HAKİMLİCİNDEN 983/70 TEREKE İstanbul Aksaray, hane 217, eılt, 28 sayfa 38'de nufusa 1kantla Sı rum Özkaraoğlu 12 1 1983 tanhınde Kadıkoy Yeldeiırmen kıyı kah vesı sokak Guven apt no 5 d 3 de ıkamet ederken vefat etmıştır Kendısınden Veraset ıddıasında bulunanların 3 ay ıçınde ellerınde mevcut verasetılamı ıle muracaatları aksı takdırde terekesının hazı neyc devredıleceğı M K 534'uncu maddesı gereğınce ılan olunur Basın 25873 İLAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear