24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
jmhuriyet 6 KONOMİ 24OCAK 1983 üretmlştir? Dışarıdan alman teknolojilöe dışarıda ne kai dar rekabetçl olabilirsiniz? Bu sorunuçözmek zorundayız. Eldekl teorik bilgiler de şunu göariyor: Verimlilik ve teknik ilerleme; daha çok yatırım n.lları sektörü genişlediği ölçüde sözkonusudur. Oysa, Tüuye'de ne yapıyı değistirmek için ne de eski yapıya flemeler yapmak, içln son yıllarda fazla yatırıma gidilmet, gidilmiyor da..En önemlisl de teknoîoji üretimi için çolönemli bir aşamaya gelinmişken (dayanıkh tüketim makrı aşamasmdan yatırım maîları aşamasma geçmeye ha?lanırken) yok, ihracattı, ekonomiyi soğutmaydı, ödemele dengesi açığıy dı derken, sorunun özü gözden kaçırıldı. Erada «Türkiye' deki üretici güçleri engelleyen dış müdalileler var mı»? sorusu ortaya atılabilir tabii... Ancak Tüflye'de yatırım ohnadığı ve yatırım malları sektöründe lzlı bir atılım gerçekleşmediği takdirde, bizim ne dışa Jnelik üretim politikalarımızm ne de içe dönük yapısal eğişikliklerln hiç bir anlamı olmayacaktır. Bu teknolojik erleme soru: OLAOAY » Yürkiye, IMF reçetelerlyle uyumlu btr tatlkrar polltikası sayılabilecek olan 24 ocak kararlaruıın nyfrulandıfı üç yılı gerfde bıraktı. Şimdi bugün varılan noktada soruna nasıl bakmak gerek. «Her şey yolunda» demek ml daha doğru, yoksa seçenekleri, alternatifieri dedüşünmeain zamanı fceldl ml Saym Türkcan? TÜRKCAN IMF reçDteleri Türkiye benzerl fllkelert dünyadakl karmaşık slsteme organik olarak bağlıyor. Ama bu slstemln kendlsi bazı çıkmazlar lçinde. Bu durumda her ülkenin kendl olanakları, kendl bilgi smırlan tçlnde yapabileceklerinl bellrlemede politikacısına ve plancısına, lktlsatçısına çok büyük görevler düşmektedlr. O nedenle TUrkiye'de «24 ocak kararlannı aldık uyguladık, artık her konuda rahatız» demenin fazîa btr anlamı yoktur. Tam tersine mevcut smırlar lçinde daha fazla ne yapılablllrl de düşünmek gereklidlr. Oysa, üç EKONOMİDE DİYALOG Ekonomide gerekli yapı değisimi 24 Ocak modeliyle gerçekleşemez rae anlaşmalarına gidecekler. Bazı ülkeler de çok elverlşsiz koşullarda borçlarını ödemeye devam edeceklerdir. Ama bu, bir yerde dünya ölçüsünde serveti yeni baştan bölüştürecek, üretim güçlerini yeni baştan belirleyecektir. Öyle ki, ortaya çıkan birimler dünya ölçeğinde maksimum verimliliği sağlayabilsinler... ULAGAY Şimdi burada çok önemli bir noktaya geldik galiba. Acaba biz son tiç yılda uygulanan politikalarla gerçekten bir yapı değişimini gerçekleştirip, daha verimli üretim birimlerl oluşturabildik mi ekonomimizde? IMF türü istikrar politikalanyla böyle bir yapı değişlkliğini saglamak olası mı? TUREL İstikrar politikalarının ekonomik yapıyı değiştiricl etkisine değinmiştik. Kısa dönemde bu politikaiarın «durgunluk içinde enflasyon» yaratıcı etkileri, genellikle kabul görüyor. Ancak, uzun döneme yönelik olarak Iddia edilen şey, IMF istikrar politikalanyla yapısal değişikliğin gerçekleşeceğidir. IMF'nin uzun süreli olarak öngördüğü yapısal değişikliğin ortaya çıkmasıiçin: (1) Ücretlerin sermaye fiyatı karşısmda gerilemesi ve üretimin kendi faktör cihazlanmasına daha uygun bir üretim yapısma kavuşması, (2) Uluslararası ticarete konu o!an mallar Jehine ve uluslararası ticarete konu olmayan mallar aleyhine üretim faktörlerinin yönlendirllmesl Istenmektedlr. Bu kaynak yönlendirmesi olayı, büyük ölçüde finansal kesimin üstüne düşen bir görev olarak görünüyor. Finansal kesim, kaynak yönlendirmesine aracıhk ederken aynı zamanda mülkiyetin el değiştirmesi olayına da aracıhk etmektedir. Dolayısıyla bu dönemin de bazı gözde firmaları ortaya çıkmaktadır, yeni görevler almasını bilen yeni Işadamı tipleri ve firmalar ortaya çıkabllmektedir. Türkiye koşullarmda kaynak yönlendirmesi olayınm şu ana kadar başarılı blçimde yürütüldüğünü söylemek mümkün değil. Gerçekten uluslararası ticarl lsistatistikler, Türkiye'de uluslararası ticarete konu olan olgunlukta değil, (2) Böyle bir kaynak değişimini finans kesimi sağlasa bile, bu tür kökltt bir yapı değişikliğine yöneimenin kaldırılamayacak kadar büyük bir toplumsal maliyetl var. Firma düzeyinde yapılan kurtarma çabalan, bankalar düzeyinde yapılacağmı işittiğimiz t'akat bir türlü ne olduğu tam olarak açıklanmayan tasarılar, ya da vergi yasası üstünde kısa sürelerle gerçeklestirilen ve genel çerçevesi hiçbir zaman tam olarak bilinemeyen değişiklikler, mevcut politika uygulamalarınm kendl doğal sınırlarına erişmiş olması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Sadece kişisel yaklaşım farklan nedeniyle de£il... 196O'lı yıllarm yapısal değişmelerinden kalan «ara malları» ve «dayanıkh tüketim malları» üreten sektörlerimlz var. Bu sektörlerin uzun dönemde ve uluslararası düzeyde yaşayabilmesi için önemli verimlilik artışları sağlamaları lazım. Öyle ki, ya verimli biçimde ithalatı ikame edebilsinler ya da ihraç edebilsinler. Gorebildiğim kadanyla, Türkiye bu iki temel alanda sektör içi verimliliği artıran köklü bir yapısal değişim geçiriyor. Yani, ara mallarında yapılan ithalatı dünya ölçülerine göre etkin bir biçimde ikame edilebilecek bir takım mallar gerçekleşmiyor. KİT olayı buna bir örnektir. Öte yandan, Türkiye'de dayanıkh tüketim malları üretiminde de bu sektörlerin ihracata çok geniş ölçüde yönlendirilmesl sözkonusu olmadı. Bu firmalar, tam tersine daha düşük üretim düzeyinde daha yüksek fiyatlarla çalışmayı yeğlediler. Ve bunları dış rekabete açmak da mümkün olmadı. Çünkü, bugün ithalat rejiminde tanınan «terbiyevî ithalat» imkânları, toplam ithalatın çok düşük bir kesimini kapsıyor. Kısacası, bu sektörlerin rekabet gücünde bir değişiklik ortaya çıkmadı. Ve Türkiye, daha çok özeüikle dayanıkh tüketim malı niteliğinde olmayan dlğer ücret malları kategorisindekl üretim artışlarıyla ihracat artıçlarmı gerçekleştirmeye çalıştı. Bu açıdan da yurtiçi üretimdeki arz esneksizliğlnin ağır basacağı noktalara hızla yaklaşacağız. özeliikle Ortadoğu pazarlarmın bizden istediği bazı ürünler açısından bu olay, giderek daha da belirginleşecek. BERKSOY Benim gorebildiğim kadanyla da üretim yapısı değişmemiştir. Ayrıca, üç senedir uygulanan istikrar politikalarının böyle bir boyutu yoktur, tersine mevcut üretim yapısını daraltmıştır. Yapz değişmesl derken bu gerçeği de gözönünde tutmak zorundayız. 24 ocak kararlan uygulamaya konurken öngörülen yapı değişmesl, boşlukta kaldı. Çünkü, uygulanan politikalar, ekonomiyi mümkün olduğu kadar statik bir hale getirdl. Hem de ekonomide daralma hem de yapı değişmesl birlikte sözkonusu olmasa gerek. Gerçi Saym Türel'in belirttiğl gibi firma profili biraz değişmiştir, ama burada da önemli rol oynayan dış müteahhitlik olayını görmek lâzım. Bu dönemin cazip firması haline gelen firmaların da kaynağı ordadır. Yani üçüncü yılın sonunda bu soruna mutlaka eğilmek gerekir. ULAGAY Her halde Türkiye'nin dışa açık sanayileşme modeliyle ve salt piyasa mekanizmasmm dürtüleriyle yapı değiştirmesi pek kolay bir olay değil.. Yani öyle bir Kore vs. örneğinl tekrarlaması. BERKSOY Türkîye'de örneğin Uzakdoğu ülkelerinden farklı, oturmuşyerleşmiş bir yapı var ve bu yapı başka bazı ülkeler gibi başından dünyaya entegre olarak oluşturulmamış. Böyle olunca, bugünden yarına flyatları, faizi değiştirmekle bu yapıyı değistirmek mtimkün değil. Istediginiz kadar faizleri, ya da fiyatları değiştlrin... Zorlarsanız da olmaz bu.... ULAGAY Sayın Türkcan, siı ne diyomınns bu yapı değisimi konusunda? TÜRKCAN Galiba sorunun temeline inmeye başladık. Son üç yıldır enflasyon, ödemeler dengesi, dış borç, derken «üretim> boyutunu gözden kaçırdık. Ister ihracata yönelmiş bir üretim olsun, isterse iç pazara yönelmiş bir üretim olsun üretim herşeyden önce bir teknoloji sorunudur. Başka bir anlatımla, üretim, teknolojik bir ilerlemeyi içermediği takdirde, ücretler bir yere kadar düşer, ondan sonra düşmez. Rekabetçilik ise verimlilikle mümkündür. Son tiç yıldır Türkiye'ye hangi temel teknolojiler girmiştir? Türkiye, bu teknolojilerln ne kadarını kendlsi BİLSAY KURUÇ Üç yıllık İMF programı, ya ekonomide büyük bir çöküşü ya da idari kont roller ve sübvansiyonları artırmayı göze alma zorunluluğu iîe kar şı karşıya getirmiştir bizi. Bu müthiş bir çeIişkidir. IMF progranu kendini kurtarmak için mantığına ters düşen araçlan gündeme geiirdi. yıldır böyle bir düşünce dondurulmuş, tabu hallne getirilmiştir. Artık bu tabuyu kırmak ve belll smırlar içinde olsak bile, daha fazla ne yapılabiliri tartışmak zamanı gelmiştir. ULAGAY Bn tartıçmayı başlatraa görevini size verellm izninizle Saym Ruruç? Seçenekleri, alternatifieri düşünürken soruna nasıl bakacagız? KURUÇ «Kuşkusuz alternatif otarşl ya da kapalı bir ekonomi değildir. Daha makul bir ödeme sisteminl Istediğlmîz zaman, ekonomik iliskilerl de artırmayı öngörniüş oluyoruz. O nedenle alternatif, dışa kapanmak değil, bir başka rasyonel mekanizma icad etmektir. Eğer, böyle bir rasyonel mekanizma bazı ülkeler arasmda oluşturulabllirse, ya da borçlu durumdaki ülkelerin dünya ban kacılık sisteml lle yeni bir iliski kurması sağlanabilirse, dünya ticaretinde giderek daha büyük paylar almaya devam edebilirler. Bütün bunlar, ulusal politika izlenmeslne engel değildir. Ulusal politika ile bir başka türlü istikrar bir başka türlü büyüme polltikası üretilebllir. Bu bunalım bizl böyle bir arayış noktasına getiriyor... BERKSOY Bu konuda ben de Sayın Kuruç gibi düşünüyorum. Kuşkusuz bütün bu yaptığımız eleştiriler, kapalı ekonomiye dönelim, otavşik bir yapı kurulsun anlamına gelmez. Kuşkusuz yapı, tlcarete açık bir yapı olmalıdır. Ama bütün bunlann üstünde uluslararası konjonktürde de bir düzelme oiması gerekir. Eğer bu olmayacaksa, bu dış konjonktürün üstümüze yüklediğl bazı şeyleri yapmak zorunda kahrız. Ve şu anda konjonktürün hemen herkese empoze ettiği şey çok fazla açılıp saçılmamaktır.» KURUÇ Ayrıca şunu eklemek lstiyorum, Türkiye daralma politlkalarına yöneldiği zaman IMF slsteminden daha az para almak durumuyla karşı karşıya geldl. Türkiye'nin almadığı parayı ya Meksika, Brezilya gibl iflas halindeki ülkeler, ya da büyük firmalar aldı. ULAGAY Borç ertelemesi açısından ne yapmamıa gerekiyor Sayın Kuruç?.. KURUÇ Brezilya, Polonya, Arjantln, Meksika, borçlarını ödemede önemli kolaylıklar sağlarlarsa, Türkiye'de 1985'i hlç beklemeden borç takvimini daha 1leri yıllara kaydırmalıdır. Ne yapılıp edilip bu ertelemeyl gerçekleştirmenin çaresl bulunmalıdır. Bunun içln yenlden «borcunu ödeyemez» duruma düşünceye kadar beklemeye hiç gerek yoktur. ULAGAY ~ Slz bu konuda ne düsünüyorsnnuz Sayın Türel?... TÜREL Geleneksel bankacıhk çevrelerlyle Türkiye'nln sorununu çözmeye kalkışırsak, burada karşılaşacağımız tablo, bizim 198081'de yasadığımız banker olaylanndan farklı birşey olmayacaktır. Dünya ölçeğinde çok büyük ölçüde bir servet bölüştürmesl olayı lle karşı karşıya kalacağız. Bazı ülkeler çok elverişll kosullarla borç ertele TANER BRKSOY Türkiye'de raeğin Uzakdoğu üllelerinden farklı oturmv; yerlefmiş bir yapı var ve bu yapı başkî bazı ülkeler gibi aşından dünyaya entegr olarak oluşturulmamışBu nedenle, fiyatlan faizi değiştirmekle buyapıyi değistirmek mimkün değil. nunu mutlaka gündeme getirmek zorundayız. BORATAV Şimdi şu genellemeyi yapacak durumt gel: dik. İMF kökenli istikrar politikaları ve 24 Ocak m»dell, bir kısa dönemli politika sepetidir. Zaman perspektil sınırhdır. Gerçi, Türel'in söylediği gibi kısa dönemli bu politika uzun dönemde de bizimle yaşayacakmış gibi gün, demde kalmaktadır. Ama, sözkonusu politikanın uzun soluklu perspektiften yoksun olması, halihazırda Îktisat politikasmı yönlendirenlerin gözden kaçırmaması gereker bir husustur. Uzun dönemli bir perspektif'e, istikrara değil. «büyüme»ye: İMF türü politikalara değil, «planlamı perspektifi»ne ihtiyacımız var. Bunu istikrarı gözden çz karmak anlammda doğil. planlamanm önemini vurgula mak anlammda görmek gerekir. Planlama ve uzun süreli bakış açıları ise, temelde yatın sorununa yöneliktir. Öyle de olmalıdır. Gelecekteki ür> tim yapısmın ne olacağma ilişkin herhangi bir yaklaşıp dan, kavrayıştan yoksun olan iktisat politikalarının, t a kapasite üretimine yaklaştıkça, mevcut üretim yapısa korumaktan öte ve ancak olsa olsa bu üretim yapısırı eskisine göre daha yüksek bir oranını dışa, daha düşs bir oranını içe satmaktan öte bir değişiklik getirmesi ız konusu olamaz. Bu nedenle. 24 Ocak modelinin smırl'i içinde tartışmaktansa, yenidcn planlamaya dayalı bir ü yüme modelinin ve yatırım yaklaşımının geniş çerçe'li perspektifine yönelme zamanı çoktan gelmiş de geçn;rit bile, kanımca. ULAGAY Bu yatırıma ve büyümeye öncelik veren ;*laşımın gerekliliği konusunda siz ne düşünüyorsuoz sayın Kuruç? OKTAR TÜREL Firma düzeyinde yapılan kuriarma çabalan, bankalar düzeyinde yapı lacağını işittiğimiz tasanlar, ya da vergi yasası üstünde kısa süreierle gerçeklestirilen de ğişiklikler, mevcut politika uygulamalannuı kendi doğal sımnna erişmiş olması nedeniyle ortaya çıkıyor. mallar doğrultusunda bir üretim yapısı değlşlkllği gösteriyor. Ancak, gerek uluslararası ticaretteki esneksizlik1 ler, gerekse yurtiçi üretimdeki esneksizlikier nedeniyle, bu üretim yapısı değlşikliğinin sınırlarına hızla yaklaşılıyor. Dolayısıyla başlangıçta çok radikal blçimde piyasa güçlerine bagımlı olarak formüle edilen ekonomik programın, giderek günübirlik tedbirlerle yürütüldüğüne tanık oluyoruz. Bu, iktlsat politikalannı yürütmekle sorum lu kişilerin yaklaşım farklarından çok, yapı değişikliğinin gereği olarak «gerilemesi> sözkonusu olan sektörlerin direnmesinden, toplumsal veya ekonomik nedenlerle yapınm bu sektörler aleyhine daha fazla değiştirilememesinden kaynaklanan bir durum oluyor. ULAGAY Anladıgım kadar burada yapı degişimi sürecinde kaçımlmaz bir tıkanmadan söz ediyorsunuz Sayın Tiirol?.. TÜREL Evet, bu tıkanma şu nedenlerden kaynaklanıyor bence. (1) Bankacılık ve finans kesimlerimiz gerçekten bu tür bir kaynak değişimini gerçekleştirebilecek ERGUN TÜRKCAN Türkiye'de yatırım olıadığı ve yatınm malları sektöründe hızlı bir atım gerçekleşmediği takdirde, bizim ne dışa yöniik üretim politikamızm ne de içe dönük yapısal eği şimin hiçbir anlamı olmayacak. Bu nedenle ;knolojik ilerleme sorunu mutlaka gündeme |tiribneli. KURUÇ tviF programınm esas boşluğu, bir yatım anlayışından yoksun olmasmdan kaynaklanmaktiır. Oysa, Türkiye'yi geldiği noktadan daha ileri götür.ek ekonomi politikaları, ancak «yatırım ekseni» üstüne :urulabilir. Dünya konjonktürüne göre, İstikrar polltikan da ya da hızlı büyüme politikaları da öngörülebilir. jıa şöyle ya da böyle temel, «yatırım ekseni»ne dayanrtlıdır. Yoksa, yapı değişikliği sağlanamaz. Ama ana yol lybedilirse, «alternatifmiş gibi» karşımıza çıkan para ve lnka kesimine esir olunacaktır. Bu da bizi büyük blr likite tuzağına düşürür. Üç yıllık İMF programının sonunda eldiğimiz nokta, aşağı yukarı bu olmaktadır. Üç yıllîk tfF programı, ya ekonomide büyük blr çöküşü ya da brl kontroller ve sübvansiyonları arttırmayı göze alma zomluluğu ile karşı karşıya getirmiştir bizi. Bu müthlgbir çelişkidir. İMF programlarının güya karşı olduğu lari kontroller ve sübvansiyonlar, İMF programmı kurtana araçlan olarak gündeme gelmiş bulunmaktadır. ULAGAY Peki Saym Erdost, yatırım ve büyümeye >ncelik veren bir yaklaşımın İMF tipi İstikrar politikalayla bağdaştınlması mümkün mii sizce? ERDOST İstikrar politikalarının temel sorunu de?edir. Denge ise kalkınma politikası denilen olguyu dışlsan birşey. Onun için ÎMF patentli istikrar politikalannm lygulandığı yerde, yatırıma ilişkin bir beklenti geliştlrıenin bir anlamı yoktur. ÎMF paketl geldiği zaman da oıaket dışmda bir şey aramanın pek bir anlamı bulunmaıak tadır. ULAGAY Son olarak şunu sormak istiyorum. tMFIpl istikrar politikalarına alternatif olarak yatırıma, üretne ve anlamlı yapı değişimine öncelik veren, clddt plalamayı yeniden gündeme gretiren bir alternatlften söz eiU di. Şimdi burada planlama derken neyl anlamamıt gesk, bunu biraz daha açıklığa kavu.şturabilir miyiz? YAVUZOIMAR 20Ocak3Subatl983 Smırlı Sorumlu Kamıı Personeli Yapı Kooperatifi Başkanlığından ÎmarIskan Bakanlığının Toplu Konut fonu kr»di desteği ile yapılacak Yakacık, Abdi İpekçi Mahaîlesi Kurfala Mevkii 304, 305, 306 parsellerdeki 14 blokta 292 daireden oluşan sosyal konutlann üst yapı işleri kapalı zarf usulü ile ihaleye çıkanlmıştır. 1 İhale 9.2.1933 günü saat 14.00'de, Aksaray, Mustafa Kemal Caddesi No: 42. kat 3, daire 17 Tintaş Hanİstanbul adresindeki büroda yapılacaktır. 2 îşin keşif bedeli 3982 birim fiyatlanyla 415.667.630 TL. olup geçici teminat 12.470.328 TL'dir. Ancak 1983 birim fiyatlan uygulanacaktır. 3 İhaleye girebilmek için: a Kanuni konutu bulunmak. b Geçici teminatm verilmesi (nakit, Banlia teminat mektubu, Hazine Tahvili veya bonosu, milli esham veya tahviller) c Ortaklık ise onayh ortakhk sürküleri. d A veya B smıfı müteahhitlik karnesL e Jş bitirme belgesl, f Yapı araçlan bildirimi. g Teknik personel bildirimi, h Mali Durum Bildirimi. i Taahhüt bildirimi. 1 İş yerini gördüğüne dair belg». k Yeterlik belgesi. 1 îki adet fotograf getirilmesi şarttır. 4 Bu işe ait sözleşme dosyalan yukanda adresi yazıh kooperatif bürosundan 28.1.1983 günü saat 17.00'ye kadar 20.000 TL. karsılı&ı almabilir. 5 İstekliler sözleşme ile ilgili yukandaki belgeleri en geç 3.2.983 günü saat 16.00'ya kadar Yönetim Kuruluna vermek mecburiyetindedirler. Yeterlik belgesi almak için bu şarttır. 6 Kooperatifimiz 2490 sayıh kanuna tabi olmayıp yeterlik belgesi verip vermemekte, ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. 7 Posta ile yapılacak müracaatlardaki gecikmeler dikkate almmıyacaktır. İlân olunur. KAPER YÖNETtM KURULÜ Fotograf Sergîsi MODÜL DEKORASYON Valikonagı Cad45 Nişantası/Istanbul Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Bağlı Okullara Girmek • • • Isteyen Oğrencilere Du}iıru İ. 198384 Eğitim/Ögretim Yılında; a. Deniz Harp Okuluna «Öğrenci Seçme vo Yerleştirme MerkeziOSYM» tarafından yapılacak •Oğrenci Seçme SmavıÖSSna katılan adaylar arasmdan, aynca Komutanlığımızca yapılacak sınavlarla, b. Deniz J.isesi, Deniz Astsubay Hazırlama Okulu ve Deniz Astsubay Sınıf Okullarına, Komutanhğımızca yapılacal? smavlarJa, c. Denizcilik Yüksek Okulu'na diğer üniversite ve yüksek okullarda olduğu gibi «Öğrenci Seçme ve Yerleştirme MerkeziÖSYM» tarafından yapılacak «Öğrenci Yerleştirme SmavıÖYS» sonuçlanna göre ve okulca yapıiacak mülakatla, öğrenci alınacaktır. 2. Adaylar giriş broşürü ve formlannı mayıs 1933 ayı basmda Iise ve Ortaokul Müdüriüklerinden, Askerlik Daire/Şube Başkanhklanndan ve hiçbir yerde bulamayanlar dilekçe ile ilgili Deniz Okullan Komutanlıklanndan temin edebileceklerdir. Posta ile yapılacak broşür talepleri için 50 TLlık posta pulu gönderilmesi gerekmektedlr. 3. Deniz Okullarına başvurular 23 mayıs 1983 tarihinde başlayacak olup, adaylar bu tarthten itibaren posta ile veya şahsen ilgili Okul Komutanlığına müracaat ederek ön kayıt yaptırabileceklerdir. 4. Deniz Okulian ile ilgili geniş açıklayıcı bilgi ler TRT ve basın aracılığı ile aynca duyurulacaktır. DENİZ EĞÎTÎM KOMUTANL1ĞI (Cumhuriyet: 12199) MERPRO erım gözen prodüksiyon çizgi film ve diğer canbndırma türlcri için yarahcı ve yapımcı firma tel. 5527 04 Denizcilik Bankası T.A.O.'dan TEFTİŞ KURULUMUZA SINAVLA MÜFETTİŞ YARDIMC1LARI ALINACAKTIR S1NAVA KATlLABtLME KOŞULLARh 1 îktisat, îşletme, Maliye, Iş îdaresi ve Hukukla ilgili yüksek öğrenim lisans diploması veren; Üniversite, Akademi ve yüksek okullarla YüJîsek Denizcilik Oku'.undan ve Türkiye'deki ya da yabancı ülkelerdeki denkliği Milli Eğitim Bakanlığı'nca onanmış benzeri kuruluşlardan mezun olmak. (Eğitim süresi en az 4 yıl olacak) 2 Sınavın açıldığı tarihte 30 yaşını doldurmamış bulunmak. 3 Smavıımza iki defadan fazla ginnemiş olmak. BAŞVURU ŞEKLÎ: KORKUT BORATAV İMF kökenli istikrar plitikaları ve 24 Ocak nıodeli bir kısa dönemli plitika sepetidir. Zaman perspektifi sımrlıdır. Uzaı dönemli bir perspektife, istikrara değil, büyüneye; IMF türü politikalara değil, planlama pespektifine ihtiyacımız var. KURUÇ t!MF politikası uygulamayacağız da herşyl merkezden planiayan bir ekonomi mi kuracağız? Bu Dru akia gelebüiyor. Kuşkusuz önümüzdeki seçenekler, ra iki şıkla sınırlı değil. Üstelik, herşeyin merkezden plalandığı bir ekonomiyi düşünmek son derece gerçek «şı olur. Onun yerine biz bir tercihler dizisl düşünüyouz Bu ÎMF politikalannm yoksun olduğu bir tercihler diisl düşünüyoruz. Ona biz belli ekonomik sinyallerle çalıacak olan bir planlama düşünüyoruz. Tabii ki planlaıa deyince, bu çerçevede kamu kesiminin kendine göre ağrlığı bulunacaktır. Bu ağırhk olmadan, planlama yapakn dersek, gerçek dışı konuşrnuş oluruz. BERKSOY Zaten Türkiye'nin koşullannda kamunın ekonomi dışma çıkması mümkün değil. En azından anayinin bugün. yüzde 50'si kamu kuruluşları tarafındn yürütülüyor. Öteki, özel sanayi ya da üretim blrimleri (;tünde de kamunnn çeşitli aletlerle bir dizi yönlendirmsi olabillyor. Bu, Tttrkiye'ye özgü bir olgu değil. Azgellşniş ülkelerin çoğunda yaygın. îlginç olan şudur kl. serbet ekonomiye dönelim denilen bir ortamda bile kamun:n ekonomideki ağırlığından vazgeçi'.ememiştir. Sadece güılük iktisat politikalarının öncelikleri değişmiştir. Örns^ ğin, sübvansiyonlar ihracata kaydırılmış, tarıma ise dtha smırlı verilmiştir. Ne zaman ki, bankalarla firmalır sıkıntıya düşmüştür. îhracata verilen sübvansiyon da kiz deki firmaların finansmanma kaydırılmıştır. Madem, )U tür müdahalelerden vazgeçemiyoruz. bunu daha sistenlij daha üretime yönelik ve daha uzun süreli bir zaman pespektifi içinde planlayarak ekonomi politikaları belirlensmiz her halde daha yerinde olur. Adaylann; en geç 1 mart 1983 günü akşamma kadar îstanbul'da Teftiş Kurulu Başkanlığımıza (Salıpazarı, Orta Blok Kat: 3, Tel • 43 48 45) dilekçe ila . başvurarak Istenen belgeleri vermeleri, ya da beürtilen tarihte elimize ulaşmak kosuluyla postalamalan gereklidir. Sınav, İstanbul'da 8 mart 1983 tarihinde başlayarak 1 hafta sürecektir. Smav konulan ile aynntılı bilprilerl kapsayan broşür. Teftiş Kurulu Başkanlığrmızdan yazıyla, ya da şahsen başvurularak sağlanabilir. (Basın: 12483) 584 1 L A N BURSA tCRA TETKİK MERCİt HAKİMLÎĞİNDEN Bursa Sanayi Çarşısı D. Blok No: 17'de Kauçuk Sanayii Firması olarak ticaret yapan ERTUĞRUL YILDîRIR'm alacakhlanna ^•aki konkordato talebi kabul edilerek 17.1.1983 tarihinden başlamak üzere 982/1642 esas 983/25 sayıh kararla İÎK'nun 285 ve 288'ncı maddeleri uyannca iki ayhk mehil verilmiştir. İş bu mehle ilan tarihinden itibaren 7 gun içinde itiraz. olunabileceği ilân olunur. (Basın: 12553) 582 1982/1642 B İ T T î
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear