26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhurıyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ceza yaptınmlanyla Imar k'açakçılığm'n önleneceğinin sanıîması büyük bir yan.lgıdır. Tasan ya.sallaştığı takdirde, gerçekte yapsatçmın, arsa spekülatörünün güdümüne bırakılmış olan kentsel imar düzfnimizin daha da yozlaşması, imar kaçakçılığınm özendirilmesi söz konusudur. Yıkım kararları Danıştay'ca onaylansa bile, yıKtınlrr.aması. yalnızca belli para cezalarıyîa yefinilmesi, öngörülen planlara. yasalara ve projelerine aykırılıgı giderilemeyecek kaçak yapıların d;ı affını ıçermekte. tasarı bu yapılan yapıp satanları. arsa =pekuİHtörlcrini ridüliendinnektedir. Kanınıızca, izinsı/ ya. d;» projesinc aykırı yapıların i/ne baglanması için «ef yasa.si"!iH gerek yoktu. Hoşgörı'nie karşılanabılir aykıv.hkhıra (tecvizi hata) gcz yumulnıasını öngcircn degişikliklerin imar yönetmeliklerinde yapılması bu amaca jeterliydi. Gerçekten, Ankara Belediyesi 1975 yılı bajlarında bu yola başvurmuştu. Sonvadıı.n lfiTS'de aynı yonlem öbür bclediyelcr için cle öngörüldü. Oysa. fasarıda bu yaklaşım yerine kaçak yapılan tüınden olup bitfı o!;uak bEğışlaynn bir af anlayışı e^emen kilınmıştır. Bu anlayış, kentlerimizdekı bugünkıı imar keşnıekesinin daha güçlendiriimiş biçimde sürnıesine yol açncaktır. Plan, yasaları çiğnemiş olanların bagışlanması, daha doği'u ;u ödüllcndirümesi, yasalarn ııymuş olan yurttaşlann co/alandırılması sonucunu doğuracaktır. Yasaya saygılı taşınmaz sahiplcri, arsalarına yapılan yapı lecavü/lerine katlanmak zorunda kalacaklardır. Yapı iıaçakçılığmı yapan ası! suçlunun bir yana bırakıhp bu tür yapıiarı barınmak amacıyla satın nlan ıyi nıyctli yurttaşlar cpza öclemek durumunda bırakılacaklardır. Yürürlukteki imar p'.anı anlayışını, uygulamasmı daha devingen. daha etkın kılacak yeniden dü/enlemeler yapilmadıkça, imar denetimini etkinleştirecck düzenekleri. örgütleri geliştirilmedikçe, kent, tonrnklnrı spekülasyon komısu oimaktsn çıkanlmadıkca. kentsel gelismenin ardmdr^n deİril önünden giden bir planlama sürecine geçilmedikçe. bu tü r bir baftışlama ; ; e sorunu kökünden rözmek şöyle dursun. gelecekte içinden çıkılmaz imar kargaçasının tohumlan da atılmış olacaktır. 21 OCAK 1983 Diyarbakır'da lmar planında yeşil ala na ayrılan bir yerde Kaçak olarak yapılan, 7 katlı yığma koca bir apartmanın çökmesiyle oluşan facia insanca çok büyük kayıplara neden olmuştur.. Ankara'da fen ku rallanna uyulmadığı için yıkılma lehlikesi gösterdiği halde yıllardıı kendi başma bırakılan bir kaçak yapıdaki son çöküntüler yeniden ölümlere. yaraıanmalara trafiğin aksamasma yol açmışür. Geçenierde Istanbul'da bir tavernada tüpgaz patlamasmdan doğan paniğin yarattıgı acıklı bilanço henüz belleklerden süınmiş değildir. Bu örnekler, gcrçekte imar düzeninın, yapı denetiminin kent yaşamında ne denü önem taşıdığım bir kez daha vurgularken, Damşma Meclisinden geçen imar affma ilişkin yasanın taşıdığı sakmcaları da göztinüne sergiliyor. Bu konudaki Hükümet tasansmin kapsamı öztllikle Ugili komis yonca daha da genışletUmiş, Danışma Mec lisinden çok cılız bir çoğunlukla (9 oyluk bir farkla) geçmiştir. Kentleşme ve imar alanındaki keşmekeç ya da anarşi ülkemizdeki ekonomik, kültürel sorunlarm, çelişkilerin. çıkar Çatışmalarının üç boyutlu olarak somutlaşmış ••iiçimiyle en çarpıcı olanı, en çok göze batanıdır. Kentin sağMıiı, güzel görünüm lü, düzenli biçimde gelişmesini amaçlayan kent planlamasında başarı, toplumun ya ran ile bireyin çıkan arasındaki dengeyi kurarak yöredeki yapıların. tesislerin, toprak kulîanımınm vasalara, plana, fen Ve sağhk koşullanna nygunluğunu sağlamaktadır. imar kararlan ile öngörülen sı nırlamalar ya da sağlanan olanaklarla taşınrnaz sahiplerinin ;ıkarlan olumlu olum6uz yönde etküenmektedir. Kentsel toprakla rın büyük çoğuniuğuyla özel iyelikte bulunması, kamunun bu konudaki denetimîni zayıfiatmaktadır. Ptanlarda sık sık top lum yararına olmayan değişiklikler yapılması, ruhsath ruhsatsız kaçak yapılann yükselmesi, hazine arazilerinin kıyılann kapışılması karşısında yetkili makamlann seyirci kaldıklan, bir anlamda göz yumdukları bir gerçeklir. • *•• Kaçak yapılarin gitgide çoğalıp biriktiği, yapılmakta olanlaria birlikte sayılarının 2 milyonu aştıjrı, bundan en az 500 bininin îstanbul'da olduğu. yüzde 13'ünün be "İmar Affı,, Dedikleri ••• Prof. Dr. Cevat GERAY BÜTÜN KAÇAK YAPîLARI AFLA YASALLAŞTIRDIKTAN SON RA, YALNÎZCA CEZA YAPTIRIMLARIYLA KAÇAK YAPILARIN ÖNLENECEĞİNİ SANMAK BUYÜK BİR YANILGIDIR. ton hatası taşıdiğmdan çökme tehlikesi gösterdiği resmen açıklanmıştır. Ana kentlerl çevreleyen sayıian 1.2 milyonu sşan gecekondu kuşağmda nüfusun yansından çoğunun yaşadığı öanayi yapılarından %95'inin kaçak yapıldığı resmi belgelerden anlaşılmaktadır. Affı savunanlarm tck da yanaklarının, milyarlarca deger taşıyan bu u'.usaı servetin yok olmasını önlemek olarak gösterilmektedır. Buncla gerçekçilik payı kuşkusuz büyüktür. Ama ulusal servotin göz göre göre yasa dışı tugla ve befon yığınlarına yatınlmasına seyir ci kalanların va da «nasnsa affa uğrayacak tır» diye buna cüret edenlerin bu savı üeri sürmeye hakları yoktur. Çeşitli nedenierlo belediyelerimizin, Devletin kentsel geüşmeye, kentleşmeye egemen olmaması, yönlendirememsi, yapı ve imar hareketlerini denelimi altma alamaması yüzünden kontlerimizde biri yasa dışı (örneğin gecekondu) obürü yasal bir yapılaşma birarada görülmektedir. Kentin yapıya izin verilen 'iskân ıçin) alanlarındaki arsaların değerlerindeki aşın ar tışlar dar gelirli yurttaşian kentin imara açılmamış (iskân dışı) alanlarındaki kent sel altyapıdan, belediye hjzmetlennden yok sun bulunan, çoğu kez kamunun, vakıflann iyeliğindekı alanlarda izinsiz yapıya zorlamaktadır. îktidarlann. belediyelerin ko nut üretirnini hızlaniıracak köklü önlemleri alıp sığlıksız. plansız gelişmenin önu ne «eçerek gecekondu yapımmı yasal bir süreç içine sokarak güdümü altma alacak yerde, çeşitli yollardan ov avcılığına başvurarak özendirriikleri de bir gerçektir. Kentin yerleşik kesimlerinde, kıyılarda, tarıhsel, doğal yapıt bölgelerinde ve bunlarırı koruma alanlarmda olusan ka çak yapılaşmanm kökemnde de arsa fiyat larıidaki akıl almaz öiçülerdeki artışkır karşısında rantı en çok düzeye çıkaracak biçimde topraktan yatay ve düşey olarak en yoğun ölçüde yaralanma güdüsü yatmaktadır. Arsa vurguncuları, yapsatçılar akla gelmedik yollaria imar planına, yasalara aykırı olarak alman ruhsata göre ya da ruhsatsız. ruhsata aykın ynpılan dikmektedirler. Bu yüzderı doğanın, tarıhin Ulusumuza bir armaganı clan Bogaz içi. turistik Sıde. büyük kentlerin belli başh içme suyu kaynakiarının çevresı, ör neğin Kurlboğazı kaçak yapılarla dolmuş tur. Danıştayca onaylanan yıkım knrarlan uygulannıamaktadır. Danışma Mec lisinrfen geçen tasarmm en ilginç yanı, gecekondular yanında bu tür kaçak yapıların büyük çogunlugunu da kapsamına almasıdır. Sözü edilen tasan, bu konudaki H vak sa değüdir. Geçmişte de gecekondul^rı yasallaştıran, belediye işgörülerinden yararlandıran çeşitli yasalar çıkanlmıştır. Fakat gecokondu dışındaki yapı kaçakçıhğmı en geniş biçimde içeren bu ttir bir imar bağışlamasıyla ilk kez karşı karşıya bıılunuyoruz. Her gecekondu affıyla, sonra!<ı gecekondu yapımmı önleyici yatırımlar agrlaştırılmışsa da. toplumsal, ekonom'k koşulların zorlamasıyla geçici bir çözüm olarak ortaya çıkan gectkondunun koliuk önlemleriyle önlenemeyeceği artık kesinlikle anlaşılmıştır. Af tasansmin aynı varsnyımdan hareket etmesi, tüm birikmiş kaçak yapılan yasallaştırdıktan sonra. y:ılnızra S, anııa Uvarı!. Yönetim bir «deınokrıısi takvimi» yaptı. Her gün bu takvimin yapraklarından birlslni koparmak gerekiyor. Amaç? Avrupa Konsp.vi'nin VP AET'nin onaylayabilecvıı'ı olçülerde siyasp.l dcmokrasiyi yeniden kurmak... Ne var ki bu [<m kolay olmadığı ve olamıyacağı gün geçtikçe. anlaşılıyor. Avrupa Konseyi' nin ortak bclgesindp yazıh fikir özgürlüğüne dayalı demokrasiyi Tüi'kiye'de sivil yönetime geçiş sürecinde kurabilmek ise olanaksız gibi görünüyor. Kimsecikler bu gerçejîi söylndiğimlz İçin ahnıııasm. öfkelenmssin. gücenmesin. Çünkü bazı dönemlerde toplumlann nesncl koşulları siyasal rejimlerin çizKilerini çeker. Bu çizgileri dcğlştirebilnıek kişilerin ya da yönet.imlerin elinde değil'dir. Ne y:ı/ık ki tilkfimi/de çeyrek yüzyıldan berl ohışturıılan ekonomik nltyapı gerçek sanayileşmeyl içermiyor. Endüslri altyapısma dayanmıyan demokrasi hcvesleri dr yalnız Türkiyp.'de defiil, dünyanın çoğu ülke.~indp demokratlann kursağında kalmıgtır. Bu topiumsal gerceği görmek yerine politikacılavı su^lamak da yanılsıdır. Birist derse ki: Çok partili re.iim •»çlrkln politikacı» yüzündon kaza.va u^radı. lîiz «çirkin poütikacuyı pi.vasadaıı silip <?güzel politikacıları» parlatnentoya sokarak sanlıklı demokra.siyi kuracagız. înanmayın... Ancak düşlemcl nlyetlcrin j'ankısıdır böyle yaklaşımlar ve Türkiye'nin gerç.eklerlni gözardı etmektir. Ülkemizde çeyrek yüzyıldan borl oluşturulan ekonomik ve sosyal alt yapı. Güney Amerika'nın ceberrut askeri rejimlerinin bir benzerini tlretecek kadar yoz ve çarpıktır. Dışa bagımh tüketim endüstrisi, gecekondulaşmayla gelişen çarpık kentleşme. sürekli dış ödeme açığı ve Batı Avrupa'dan çok ABD'ne dönük çıkar kadrolarmın yarattığı ortamda demokrasinin takviminl işletmek sanıldığmca kolny değildir. Yönetim işte bu zorluk kargısındadır; olmaz'ı olur yapmak için çalışıyor. Pekl, Türkiye'dekl yczlaşmış nltyapınm ÎOTladığı ceberrut askeri re.iim nlçin yeğlenmiyor da yöneticiler demokrast aranışmda takvim düzenliyorlar? Bu sorunun da yarutlan vardır. Herşeyden önce altyapı ile ttstyapı arasında mekanik bir illşki ya da bağıntı kurmak yanlıştır. Kimi zaman çok çeşitli etkenler araya girer ve bir toplumun üstyapıst sayılabilecek fikir, inanç ve kültür birikiminin ağırlığı altyapınm üstüne lök gibi çöker. Türkiye 1876'dan beri demokrasiyi arayan, 1908' de «hiirriyet bayranıı» yaşayan, Atatürk'ün önderliğinde verdiği bağımsızlık savaşıyla ulusal demokratik devrime yönelen ve otuz yıldır Batı Avrupa ktırumlarıyla. içli dışlı bir toplumdur. Kuzeylnden gelen posyalist, güney ve doftusunda rüzgârlanan İslâm fdeolojisinin yansımalarma karşı duyarlıdır. Yalnız Almanya'da bir milyon Türk vardır. Avrupa kentlerinde yaşayan jşçl aileleriyle Anadolu köyleri arasında iletişim bağlan kurulmuştur. Güney Amerika'dakl örneklerlne benzer bir askeri rejimin Türkiye'yi nerelere savuracağı ve hangi patlamaları pompalıyacağmı kimse bllemez. Vaşlngton İse Tilrkiye'yl Ortadogu'da na slyasal ne de ekonomik açıdan yalnız başma taşıyamayacağmı bilir. Yönetim akılhca bir yaklaşımla «demokrasi takvimi» saptamı§tır, gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Ne var kl bu takvimin yürüyebllmesl İçin Türkiye'nin ekonomik politikasını etkileyen sermaye kesiminin hükümete yardımcı olması gerekiyor. Oysa böyle bir sağduyulu «yardım» anlayışı görülemiyor. Salt özel çıkarlann güdüsündeki ekonomik önlemleri genel ve sürekli politika nitellğine dönüştürmek lsteyenlerin özlemlerinl herhangl bir rejimin Türkiyc'de uzun süre taşıyabilmesi olanaksızdır. Buntın Içindir kl işadamlannın hızlı takımmın frenlerine basınak gerekiyor. Hızlı işadamlarımız bu söylediklerimizl isterlerse «dost» değil, «dü^man» uyarısı da sayabilirler, ama önemli olan uyarının nereden geldiği değil, gerçekçi olup olmadığıdır. YÖNETEN Dr.ErdalATABEK Oğretmene Değer Vermek Sadiye AKAY Atntürk Eğitim Enstitüsü Emekli Edebiyat öğrefcmenl esleklerin en eskisidir öğretmenlik, dersek yanlış olmaz sanırım. Çünkü genlş anlamda öğrenme ile öğretme işlevi doğuşuyla birlikte başlar insanm; yaşamı boyunca da sürer glder. Bilmedlğimizi öğrenmek, bildiklerimizi de öğretınek yolundadır hep çabamız. Bilgileri ve bilgelikleri ile Un bırakmış büyük öğretmenler tanıyoruz tarlhte: «Kendlne yapılmasını istemcdiğin bir şeyi başkalarına da yapma!> diyerek binlerce yıl Çin ruhunu biçimlendirmiş olan Konfüçyüs; çevresinde toplanan gençlere sorular yönclterek iyiyi, doğruyu öğretmeye uğraşan Sokrat; onun yöntemini sürdürmekle kaltnayıp yapıtlarıyla da onu, yaşatan Eflatun; îskender'e de öğretmenlik etmiş olan ilk açık hava okulunun kurucusu Aristo bunlardandır. Hepsinin çevresini yaşadıkları toplumun insanları saygıyla, sevgiyle sarararak yüceltmişler, onurlandırmışlardır onları. Toplumumuzun ilk çağlarına bakınca nice eskl Türk hakanmın yanıbaşmda bulunan, «hoca> adı verilen yaşlı, bilge kişilere saygı göstermekle yetinmeyip onlara çocuklarını eğitmek görevl verdiklerini, kendilerinin de onların deneyimlerinden yararlandıklarını görilrüz. «Oğretmene saygı» geleneğl böylece çok eskl bir geçmi.şe dayanmaktadır. Çaldıran savaşında öğretmeninln atından çamur sıçrayan kaftanını temizlemeye koşuşanlara: «Hayır, benim için onur olan bu çamurlu kaftanı öldügüm zaman üzerime örtesiniz!» dlyen Yavuz Sel'm de bu saygı zincirine bir parlak halka eklemektedir. Devletin büyüklügü blraz da bu tür saygıya dayanıyordu dersek yanlış olmaz ku§kusuz. Tüm toplumsal kurumlarımızla yeni bir dilzene girdiğimiz «Tanzimat»ın ardından 1848 yılında «Darülmuallimin» adıyla ilk kez bir öğretmen okulunun açıhşıyla ülkemizde öğretmenliğin meslek haline geldiğinl biliyoruz. 1908'den sonra öğretmen yetişmesine daha çok önem verilerek orta ve yüksek Öğretmen Okulları açıldı. Böylece gelişti öğretmenlik bu yola gönül verenlerin sanldıklan ve yücelttikleri meslek olarak. Yıllar boyunca. toplumumuzda etkin ve seçkin yeri olan nice öğretmenler unutulmaz adlar bıraktılar yazınımızda romanlarıyla. şiirleriyle, başka yapıtlarıyla. Recaizade M. Ekrem, Muallim Naci, Tevfik Fikret örneğin. Onlar, yalnız bilgileri, sanatlarıyla degil duygulu, coşkulu insan kişilikleriyle de çok şeyler öğrettiler kendilerinden sonrakilere... Günümüze dek uzayıp ge'.en bu panltılı zincirin en parlak halkası da Atatürk'tür hiç kuşkusuz. Kara tahta başında halkına yeni harflerl öğreten o Başöğretmen'in çagında öğretmenlik mesleği bir başka önem ve etkinlik kazanmıştır. «Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. öğretmenden. eğitimclden yoksun bir ulus henüz ulus admı almak yetkinliğini kazanmamıştır.» (Ekim 1925) sözüyle ögretmenlip:in değerini vurgularken en kesin ve doğru yargıyı da ortaya koymuştur O... Büyük Zafer kazanıldıktan sonra daha düşmandan arınmamış tstanbul'dan Bursa'ya kendisini görmeye kosan ööretmenlere: «İsterim ki çocuk olayım, genç olayım ve sizin ışık. saçan öğretiminizde bulunayım sizden ışık alayım. siz beni yetiştiresinlz.» diyerek onurlandırdı onları. Günümüzde de oğretmene bu değerl verebilsek!.. Grip salgınının iopluma 0 Araştırmalar en fazla işgücü kaybına yol açan hastalıklann soğukalgınhğı ve grip olduğunu ve grip salgınlannın sadece evlerin değil, toplumlann da sorunu olduğunu ortaya koyuyor. etkisi: tıbbm ulaştığı bugünkü aşa mada çözülebilir sorunlardır. Oysa, «grip hastalıgı» nın 1917 1918 yılında yap tığı dünya salgınında (pandemi), hastalık dünyayı do laşmış, 20 milyon insanm ölümüne yol açmıştı. Asya gribinin 1957 yılında HongKong'dan başlayan salgını Avrupa'ya, oradan da Ame rika'ya ulaşmış, çeşitli zararlara malolmuştu. Bütün bunları dikkate alırsak, bugün artık ölümlere çok az da yol açsa, «îîrip hastahğı»na toplumun sağlığı açısından önem ver mellyiz. Önlemlerimizl almalı, yakalandığımız zaman gerekli olanları savsaklamamalıyız. M G rip, pek önem vermediğimiz bir hastalık. Biraz nezle, biraz kırgınlık, işlmize, gücümüze devam. Soranlara «ayakta grip geçlrlyoruz» derlz. Böyle geçer, glder de. Ama. bir kaç haftadır, «olağan hastalığnnız» böyle geçmedi. Bazı evlerde bir ikl klşi yatmak zorunda kaldı. îstanbul'da durum böyleydl. Öğrendiğimize gö re Ankara'da da öyle. Mevsim koşullarının ortamında yurdun çeşitli bölgelerinde «Krip salgmı» olduğu anlaşılıyor. Kışm getirdiğl «soğukalgınlı^ı», «neıle», «grip» gibi hastalıklar çeşitli virüslerin yol açtîğı hastahklardır. Her nezle, her soğukalgınhğı gerçekte «grip» de ğlldlr. Birblrine karışması, belirtilerinln yakmhğmdan. Ancak, «grip» virüsünün yol açtığı hastalık, yatak dinlenmesini zorunlu kıldığından işgücünü etkiliyor. Yapılan araştırmalar, dün. yada en fazla çalısma gücü kaybına yol açan. hastalıklardan birinin «soğukalgınhğı» ve «grip» olduğunu ortaya koyuyor. Bu yönüyle «grip salgınlan» sadece evlerin değil, aynı zamanda toplumlann da sorunudur. Kuşkusuz, «grip» hastalığının tek önemi, İşgücü kaybı değüdir. Virüsün insan direncint kırması nedenijie yolaçtığı diğer hastalıklar da ayrı bir önem taşır. Dlğer bakterilerin de lşe karışmasıyla ortaya çıkan «pnömoni akciğer iltihabı», «sinüzit» gibl çeşltli hastalıklar sorunu artırır. Gene de, bütün bunlar, Maydanozdaki C vitamini limondan fazîa Kış gelip de, mevslm hastalıkları, nezle, grip ortaya çıkınca, hemen akla viieut direnci ve C vitamini geUyor. Bu, dogru mıı?. Yalnız nezlede, gripte Jeğil, bütün mikroplu hastahkl?.rda vücut direncmin önemi çoK büvük. Aynı mikrobu alan direncı îyi birisi hastalanmaz, vücut direnci düşük olan digeri hastalanır. Ama, vücud direnci gibi «kartnaşık» bir olayı sadece C vltaminine bağlamak yeterli değiidir. Hayvansal p r o teinü besin maddelerinin yeter sizliği önemli bir vücut direnci azalmasuun nedeni olabilir. C vitamininin de bu aylarda, bu durumlarcla günlük gereksinmenin de üstünde ahnması doğrııdur. C vitamininin günliik gereksinnıesl ne kadardır? Günlük gereksinme 012 yaşları arasmda 20 mgr., 13 vitamini değerleri nasıl? Besin C (100 gr.) Vitamini Maydanoz 180 mgr. Şalgam yaprağı 130 mgr. Asına yaprağı 120 mgr. Yeşil sivri biber 100 mgr. Kara lahana 94 mgr. R0 mgr. Karnıbabar Ispanak S0 mgr. Çılek 70 mgr, Limon 50 mgr. Portakal 50 mgr. Oreyfrur. 43 mgr. 30 rogr. Mandalina Ssmizotu 30 mgr. Görüyontz ki, C vitamini, hi^ de sadece limon, portakal, grey frut demek değil. Ama, pratikte gene pek değiş miynr. 50 gram maydanoz, 100 gram sivri bitocr yenraez ki. I'ortukal ise bol bol yenir, Ijmonata yapılıp istendiğl kadar tik varmış. Onlar kullanmışlar. Biie de içilir. Bir öiçüde doğru, bir ölçüde verdiler. Vallahi ne olduğunu tam bilmiyorum. İşte, ateş çıkınca kullamlaniardan. ise değil. Mavdanozu çok yemei Günde dört tane alınıyormuş, ben rte alı gerekrr.ez. 10 gram maydanoz yorum. Limonata yaptık, portakal falan yi yesek ki kolayhkla yenir, 18 mjrr. C vitamini alırız. yorum. Canım da pek bir şey istemiyor ya.. günlük gereksinınemn Bu ise, yarısı Bu davranışta doğrularla yanlışlar dır. Salatamıza maydanozu raiçiçe. Sırasıyla görelim. iıatlıkla koyabıliriz. Bir tabağa Yatak istirahi, tedavinin ilk ve kesin maydanoz krvup yiyebiliri^. kuralı. Ateş bütünüyle normale inıp de Karnabahar, ıspanak iyice yıka iki gün öyle ateşsiz geçmeden kalkmak nıp, çiğ olarak salata biçiminde yenebilir. Gene portakalımıyanlış. Hastalık hemen yineler. limonatamızı içerız. Antibiyotik, virüslere etkin değil. An zı yeriz,C vitamini almanm doGünlük tibtyotikler. yan enfeksiyonlar için kulla ğal yollannı bilırsek, doğanın nılır. Onu da bilerek kullanmak getekli. bahçesinden yararlanrnamız ko• Komşunun ilacı» anlayışı toplumuınuzda laylaşır. yaj'gm gördüğümüz bir yanlış davranış. Evet, hnklısimz. Bir de selıSizin ilaç allerjiniz olabilir. Etkin L ı t,e zelcrin, meyvelerin pişmesiylo ~r davi. uygun ilacın yeterli dozda kuHanıl C vitamini deRerinin azalması masıyla sağlanır. Tersine, rastgel e üaç sorunu var, değil nıi? Bu sorun önemli. C vitakullanmak, bir süre sonra grirdü£ümüz gibi, mikroplann ilaçlara direnç kazanma mint çok duyarlıdır C vitamisıyla sonuçlanıyor. Bu kere de. ge:ektiği ni bulunan sebzeler bol sudn pişirilirse, C vitamini suda eri zaman verilse de etkisiz kalıyor. ciı^i için pişme suyıma geçev. Virüse etkili ilaç, «amantadin hldrok bu su atılırsa ^5080'e kadar lorit». Yenileri" de araştırıhyor. deneniyor. varan vitemin kaybı olur. C Interferon, virüs hastalıkları için üzerinde vitamini havanin oksijeni ile en durulanlardan. Interferon spıeyinin okside olur, özelliğini Itaybeburuna uygulanmasıyla »rhinovirüs»!er ü c!er. Kiiçük kesilen, berelenen zerinde etkili oldueu anla.r,ılıyor. Henüz kesildikten sonra bekletilen sebze ve meyvelerde de C vitsaraştırma aşamasında. minl kayıplan olur. Aspirin ve ağn kesiciler. vücut ağnSebzeleri, meyT.'eler! olabildi lan için, ateşin düşmesînde yararh. gince çiğ yiyelim. PişirecekseK Limonlu ıhlamur içecek olarak yeğlen a2i suda haşlayalım. Pişme su melidir. yıınıı atmayalım. Çok kiiçük Grip basit bi r hastalık değildir, unut doğramavalım. Bekletmeyelim. C vitanıinini veren ilaçlar yok rrayalım. Çeşitli olumsuz gelişmeleri do olabilir. Akciğer ütihaplanması fpnömoni). mu? Var elbe*fp. Ama, her zabeyin zarı iltihaplanması (menenjit), kafa bç?in içi sinüsleri iltihaplanması (sinüzit) hep man doğalBütün kışkaynakları iistiuidür. boyunca, bu basit denilen grip» hastalığının olum karnabahar, semizotu, ıspanak su^ gelişmeleri olabilir. Onun için. gelin salata olarak, uygun biçimde kendi kendimize karar vermeyelim. Bu ka pişirilerek sıraj'la soframızdan ran hekime bırakalım. eksik olmayabilir. yaş ve yukarısı için 30 mgr.' dur. Gebelîk, errraklilik durum lannda 30 mgı. ek C vitamini gerekir. Enfeksiyon durumunda da günlük gereksinme artar. Yani, Iimon, portakal, greyfrut demek istiyorsunuz? Hayır, sadece onlar değil. Beslenme alanındaki bilgnerimiz çok eksik. Yıllardan beri, C vitamini deyince akla sadece narenciye firünleri gelir. Oysa. bakın sebze ve meyvelerin C Grip, zararlı sonuclar getirir Sırtjmda bir üşüme oldu. tath bir lurgınlık geldi. Anladım, ü^uttük dedim. Doğrusu, pek aldırmadım. ESÎ. kıştır, olur böyle şeyler. Bcğ.zımda yanma, tırnıaly.nma gibi şeyler oldu Sonra, lıatif bir halsizlik geldi. Bir, iki kez aksırdım.' Şifayı kapıyoruz galiba, diye düşündüm.. Grip hasfalığının başlangıcı böyledir. Nezle ve soğukalgınhğı da böyîe başlar. Ancak, soğukalgınhğı daha hafif geçer. Oysa. grip?.. Kırgınlık arttı, halsizlik de. Gene de iistüne düsmenieyp çalışüm. Anııı, liîreme başladı. Arkadan da atcş yiikselmeye ba.şladı sanırım. Çünkü, bütün viicutiun; yanmaya başladı. Aynı zamanda bütün viicudumda ağrı'ar oldu. Hele boynum, Sırt kaslarını, gögüs kaslarıııı.. Sanki günlerce taş taşımışım gibi ağrıyor. Eklem yerlerim kopacak gibi. Bir de öksürük başiadı. Anla^ıldı. yatacağız. Başlca çare yok. Yatmalı. fşe haber göndermeli. Derece knyduk. Hayret.. Ateş 39 dereceyi bulmuş. Evet. grip» belirtileri ortaya çıktı. Yüksek ateş, Itngınlık, adale ağnlan. halsizlik. öksüriik. Evet. grip bu Bir f.dının da pacavra toastalığı» olması bundan. Çaresiz yattık. Biz farkmda değiliz. Konu komşuda da varmış Herlıalde biz d c birinden aldık. Kendini korunıak (ia Küç. Otobüs, vapur, sinema falan derken kimbilir kimden aJmışızdır? Grip, bir virüs hastalıgı. Ço.k da bulaşıcıdır. Sulaşma. hasta kişilerin ortada dolaşırken aksırık. öksürükle ?açtığı <damlacık»larla olur. Aksınrken ök>ürürken ağız kapama alıçkanlığı da. bar. kişilerde yok. Korunmak gerçekten güç Hızlı ısı değişiklikleri. nemli hava kalabalık yerlerde bulunma. hastahğı ve bula$mayı kolaylaştıran etkenler. İşte yatıyoruz. Ama, ateş biraz hafifleyince çıkıp işn başlamak istiyorum. İgler bensiz yürümüyor. Komşuda antibiyo Curnhynyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel YayınMüdürü MüosseseMOdürü Yazı İşleri Müdürü HASANCEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAY GÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇ1N BAYER ALİ ACAR YALÇINDOĞAN .HİKMETÇETİNKAYA MEHMET MERCAN « Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni • TEMSkCİLER .ANKARA : • İZMİR : • ADANA ; SERVİS ŞEFLERİ • istanbul Hnberleri •.Selahaftin GÜLERDış Haberieı: Ergun BALCI Ekonomı: Osm.ni ULAGAYYurt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kü!tür.: Aydın EMEÇ Magazin : Yalçın PEK$EN DOzeltnu 1 : Konur ERTOP Araştırma: Şahin ALPAY BÜROLAR • Konur Sokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 idare: 18 33 35 Halil Ziya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel: 254709131230 Atatürk Caddesl. T.H K Işhanı Kat 2/13 ADANA Tel:1455O19731 Basanve Yayan: CUMHURlYET Matbaacılık viî Gazetecilik T.A.Ş. Türicocağı Cad. 39/41, CağaloğluİSTANBUI. P.K.; 246 istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TAKVTM 21 O C A K 19g3 İMSAK 6.38 GÜNEŞ 8.19 ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI 13.25 15.56 18.12 19.47 Kalp. damar ve iç hastalıkları uzmanı, Dr. Hüsevin Yener'in değişen yeni telefonu : 50 45 48
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear