24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhurıyet 2 tlim adamı, sanatçı ya da serbest meslekten olsun, politikacı, yönetlci, teknik eleman olsun, her türden aydının Türkiye'mizde garip bir tecellisi, coğu kez acıklı bir sonu vardır. Bu bitîş bazen aydının sadece yapıt ve atılımlanna, bazen de yaşamına ya da, daha acısı, hem esere, hem de hayata yönelir. Bu her üç halde de, aydınm topluma sağlamayı amaçladığı yararm bir bölümü, giderek tümü ortadan kalkar. Ve sonunda, gericiliğin sürmesinde kararlı yobazlar bayram ederken, yeni bir ilerleme yoksunluğuna uğrayan gerçek yurtseverlerin bir kez daha boyunlan bükülür. TUrk tarihl bu tür ilerigerl boğuşmaları ile dopdoludur. Buna geçraisin yönetim hayatından, edebiyat ve fen alanlarındaki çatışmalardan sayısız örnekler verilebileceği gibi, ilericilik anlayışmda aşama yaptığımıza Inandığımız şu günler de de daha taze örnekler gösterilebilir. Yazmın kapsamı geçmiş örnekler üzerinde fazla oyalanmaya yeterll olmadıgı Içln, sadece b!r kaç örnekle yetineceğim. Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u alırken, Bizans'ın bllim, fen ve sanat kaImtılannı elden kaçırmamayı, bunların da yardımı ile Batı Rönesansına katılmayı amaçlayan ilericl siyaseti ne yazık ki anlayışla karşılanmarrnş, uyanık Padişahın hemen ardından bu atılım körletiîerek iilke yeniden bağnazlığa (taassuba) gömülmtiştür. Batının çeklcillgl Osmanhları özellfkle Kanunî dönemlnde Orta Avrupa'nm en ileri bir bölgesine ulaştırdığı halde, onun asıl amacını kavrayamayanlann gevşek tutumu memleketi, bu Padişahın da ölümilnün hemen ardından. Batıdan Doğuya, Arap ve Acemin ömrünü yitirmis uygarhklarının zen Rinlik artıklarma yöneltmiştir. Oysa, Yavuz Selim gibi delici bir güç. Halifeük peSinde koşacak yerde. ülkenin agırlık noktasını Orta Avrupa ötelerine taşıyıp yerIeştlrseydi. Türkiye'nln buEünkti durumu çok baska olurdu. Tanzimat ve îslahat dönemlerl ve Jöntürk hareketi de Osmanlı dönemlnde amacma tamamen erişememiş, artlarından gelen daha güçlü gericilik tepkllerl He tam başan sağlayamamış, geçip gitmiş aydm atılımlandır. Üstelik bu ilericlIik harekeüerinde, bir ikisl Padişah ol OLAYLAR VE GÖRÜŞLER îklncisl, Batı müziğtne yönellk' çalışmalar yapan besteci ve icracılanmızı küçültmek değil, tersine takdir ve teşvik etmek gerekir. Çünkü onlar, gerçek Türk musikisini yaratncak, ona dünya sanat aleminde saygm bir yer ssğlayacak büyük ustalann öncüieridir. Aslında. müzik alanında çok duyarlı ol;ın Türk halkmın günlii !e. dilinde ve sazında çok zengin ıtıalzemc vardır. Şiındi bunlan gerçek değer ve anlamları ile ele alıp bilimsel öl(;üler içinde işlcyecek ve kend; dehalannı da katmak sııretiyle tüm dünyanın 11fîiKini toplayacak yapıtları yaratacak ust.alan bekliyoruz. Bu nedenle. ne bu yold;ı drnemeler yapan nestealerimizi, ne de tüm dünyanın f.akdirini toplayan icracılanmızı. tek tonlu ilâhl yaratmadıklan vrya tek telli saz esori çalmadıklrrı baiıanosîyle küçültme yoluna gitnıeyelim. Yazıktır. Bindiğiıniz yeçil, verimll dalı kesiyoruz. Türk diliniıı gelişimi konusunda da söylenecek söz çoktur. Bu alanda kuşkusvız aşırı ^iden yazarlar var. Ama girişilen ö/leştirnıe çabalanntn ne dPğerli olrlugunu anlanıak için yakın geçmige bakmak ye 1PI\ Eskiye dönüst.c divenenlerin kullandı;;ı (Teşki)âtı Ernsiye. Erkânı Harbiyei Urnumiye. Ekseriyeti mut'aka ... vs.) gibi ağdalı r!eyimler bugtin bize nc garijj geliyor deıiil mi? fKanun Yasai deyinıleri arasında seçime de bence artık ycr kalmamıştır. Ana kanun olan kuruluş yasîisınn dalıa geçende (Anayasal olarak oy verdik. Buna göre. yeni yasaların da artık kanun adını taşımr.malan gerekir. Atatürk Kültür Merkezine, yapı olarak yöneltilen eleştirilere gelince. bunlar da kanımca zarasnı geçıniş, yarardan çok Halkımızı bu yapıttan soğutaoak zararda çabalardır. üstelik. teknik dsyanak ve değerden de yoksundıırlar. 15, 20 yıl önpp. yapılnhilecek tartışmalara şimdi giderek yerde. bu birioik kültür oraftımızm bnkım ve iyi yöneiimino ve ö/ellikle çevresinin nna yakısır birimde onanmına yönelmek çok daha yerinde olur. Evet. üzülerak görüyoruz. Türk aydınına ve onun öz ekinimize katkı saglayan yapıtlarma karşı yıkıcı saldınlar sürüp gldiyor. Bakahm bu bilinçsizllkten kendimizl ne zaman, nasıl kurtarabilecegiz!. 15 OCAK 1983 B Türk Aydmımn Çilesi HER DÖNEMDE GERİ GÖRÜŞLER. DAİMA AYAK BAĞI OLMUŞ, ÜLKEMİZ SANAT, BİLİM, FEN ALANINDA GERİ KALMIŞTÎR. YAZIK Kİ BU ÇATLAK SES SON KÜLTÜR ŞURASINDA DA DUYÜLDU. Cıkmaz Sokaklarda... 24 Ocak 1980... Bu tarih Türkiye ekonomlsinde önemltdir. IMF'nin isteklerl doğrultusunda düzenlenen ve «2425 Ocak Kararlan» diye anılan ekonomilc önlemler paket.i «sonun baslangıcı» anlamım taşıyordu. 1960'lardan berl kapitalist kalkınma süreclnin temel felsefesi olan «ithal ikamesi» polltlkası da artık ttı kaka sayılıyor; cdışa açılma» diye vıırgulanan bir yöntem aynı bağlamda gündeme giriyordu. tthal ikames! neydl? Türkiye dışardan satın aldığı endüstrî mallarını içerd? tiretecekti. Bu politikanın özünde sanayileşme tutkusu yatıyordu, Dışaridan dövlzle aldığımız sanayi ürünlerlni icerde ürettikçe, dışa daha az bağımh olacak; dış ödeme dengelerinde sağlığa kpvuşacak: ulusal endüstrimizi de kuracaktık. Ne var ki ülkenin siyasal iktidarlannı etkileyen büyük çıkar çevrsleri özünde doğf u olan bu politikayı ç.arpıttılar. İçerde endüstri kuruluyordu; ama, nasıl? D'şa ha&ımlı ve t(iketime dönük bölük pörçük endüstri girişimlerl ülkeyi çok uluslu tekellere bağlıyor: ekonomi dengesini düzeltecek yerde bozuyordu. Ayrıca devlet desteğlni saglayarak temeli atılan girişimler yilksek gtlmrtik duvarlarının cevirdiSi ulusal pazar Içlrı nltelikslz mal üretiyordu. Aç.jkçası iç pazar (siyasal iktidar ellyle) klml özel sermayeye kapatılmıştı, •*• Prof. Dr. Resat D. TESAL mak üzere pek çok da kurban verilmişUr. îşin bir acı yam daha var: Sözünü ettiğimiz aydın atılımlannı baltalayan. sıfıra indirmeye yeltenen güçler sadece zorbalar, gerlcüer olmamıştır. Yıkıcı tepkllerln b!r kısmı aydınlardan gelmiştir ve gelmektedir. Gerçekten de. yeni görü,> ve düşünüş îddialılarmdan bir kiftnı kendüerinden önce gelenlerin yerini alabilmek, yeni aşamalara uiaçmak Sçin bu yolu seçmekle, önce yıkip sonra yapma sisteminl uygulamaktadırlar. Amma ne yazık ki. bu tutum ülkeyi kazanılmış bir çok değerden ve ulaşılmış nice yararlı aşamalardan yoksun bsrakmakta. ülkemiz ekinini (kültürunü) yoksullaştırmaktadır. Türk aydımnı bu tecelliden. Türk kUUürOn t bu sürekli kanayan yarayı andmr yapıt ve de*er kaybından kurtarmak, bilim. sanat, fen ve teknik alanlarındaki gelişmelerlmizi. tUm açamalan ve verlleri ile hayatta ve ayakta tutmak gerekiyor. Bu muhakkak. Ancak bunu na sıl gerçekleştirmeli. kültür hayatmdakl kördöğüşünü nasıl önlemeliyiz? Problemin önemi burada toplanmaktadır. ••* Her derdimlzde olduğu bbi bu konuda da Devlet bir süreden heri yakın ilgisini göstermege başiamıştır. llk iş olarak bir Kültür Bakanîığı kurulmuştur. Ancak. ters tepkllerin etkisl ile mi nedir. kısa sürede bu Bakanltk kaldınlarak kültür sorunian pek ilgisi olmayan bir Bakanlığm içinde bir bölüme aktarılmıştır. Neyse k) Devlet ilgisi buna karşın gevşememiş ve son günlerde. Türk kültürünün şlmdiki durumunu saptamak ve gelerek için careler araştınp ilkeler koymak tizere bir Şura düzenlemiştir. Ancak, ne acıdır ki, çok çatlak sesler çıkmıştır. Gönül isterdi ki. tlim aydınlanni!/ hükümetce yaratılan bu gi»?pl olanaktan gereği gibi yararlansınlar ve Türk kült.iirünün gerçek yönünii bulup çıkarmak. kültür yapıtlannın yasarlığını srjğlamak ve söziinü ettiğlmiz kargaçaya son vermek konulannda elbiriigiyle calışmalar yapsınlar. Şura çahşmalarında olsun. bu vesiltile yapılan yayınlar ve verllen haberlerde olsun, mıiTİu, olumlu ve iç açtcı bir içarete ne yazık ki henüz rastlsnaınamısfır. Tersine. yazı ve sanat hayptımıza ve dlldeki özleştirme çalışmalanna yönelti'en bnzı scımasız eleştiriler cok düşündürücü olmaktadır. Bunlann yanı sıra. ktiltürümtizün bir tüv mabedi olarak scvip snymann7. görüp gozetmemiz Kereken «Atatürk Kültür Merkezi»ne son /am;ın'arda yöneltilen bir takım tnçlamp.'ar da in?am acı acı düşündürmpkt?dir. Kanımca. söz konusu eleştiriler haklı ve gerçekçi olmaktan uzaktır. Bir kez. piyeslerinden birirıde Osmanlı dönemi anliyesinin marazlaşmış dü?künlüklerini dlle getiriyor diye. tiyatro cdebiyatınnzm bir doruğuna dil uzatmamız gü^el olmuyor. Ayni Adliye mekanizmasmı. yeni Hukuk sistemimiz kurulurken en yetkili makamlar dnhi «köhne» olarak nltplnndirmemls nıiydi? Kaldı ki eleatiri. ben:*er yolsuzlııklan nnleme bakım'ndan çok yararlı bir araçtır vo hPdef tutulan degerli yaznri'iıız bu konuda çok başarılı olm\ış, bize esk! dönemin en znyıf yönlerini pek büyük bir ustalıkln, sergilemiştir. Başka uluslarm anıtlaştırdıgı btı kıratta aydınları b;?. sanki geride daba pek çoğu vnrmış gib!. yere vurmaya kalkışmakla bdyük haksırlık ediyoruz. OKTAY AKBAL Toplu Ant Icmeler., Çarpık Jthal ikame.si polit'kası 1973'te petrol fiyatları patlamasıyla çökmüştü, arca ağırlaşan dünya kapitalizminin bunahmmda bi'e dört yıl daha siirebildi. Türkiye bu dört yılı kısa süreli 12 milyar dolar borçlanarak yasadı. Öylesine akıldışı bir pkonoml politikasma saplanmıstık ki, devlet dışaridan petrolü pahalıya alıp içeride ucuza satıyor; dışa bagınıiı otomotiv endüstrisinc iç pazar yaratıyordu. Otomotiv endüstrisinin 1970'lerin ortalanndakl atılımı göklere çıkanhyor; gazete ve televizyonlarda reklâmdan geçilmiyor: «!ıer yurttaşa bir araba» satmak üzere kampanya açıhyordu. Dışaridan dövizle alınan parçalarla montajı yapılan binek arabalarının taksitle satıldığı ucuz benzinü yılları anımsayın!.. Dünyadaki petrol bunalımının ?n süçlij sanayi devletlerini bile kayg\landırdısı rjO'ıemdc biz rüya görüyorrluk. 1978'de rieniz bitti. Vr Türkiye'nin ayakları suya ennoye başlsdı; ama, iş işten geçmiş. olan olmuştu. Artık onarılması zor yaralar alan gemi kaj'alıklara bindlrecekti. Dışardan yılda en aşağı 2 miîyar dolar gelmezse, ülkede ekonominln çarkları dönmüyordu. Oysa biz dışarıya yılda 2 milyar ödeme süreclne glrmiştik. «24 Ocak kararları» denllen «dışa açılma» ekonomi politikasma bu serüvenle gelinmistir. Ne var ki dışa açılma politikasmı da (yine devlet desteğiylel özel büyük sermaye yürütecektl. Neydi «dışa açı!ma»nın anlamı? Türkiye, nesi var nesi yoksa dışsatıma yöneltecektl. Artık «İthal ikamesi» polltikasından vazgeçilmişti. Şlmdlye değin iyi kötü kurulmuş endüstri mallannı dışarda satabilmek için iki koçul gereklyordu: 1) Türk llrasınm değerini düşürerek iç üretimi dış pazarlara göre ucuzlatmak... 2) Bu ucuzlatma da yetmeyeceğine göre malını dışarda satabilmesi İçin özel büyük sermayeye devlet desteğl sağlamak.. 24 Ocak 1980'den berl uygulanan ekonomi politikası da budur ve sürmektedlr. Hern çarpık «ithal ikamesi» hem de düşlemcl «dışa açılma» politikaları aynı bağlam lçindedir; holdinRçillğin agır bastığı ekonomide yöntem değişikliğldir. Halkçı karakter taşımayan bu politikalar arasmda seçim yapmak büyük sermayeyl llgilendiren bir konudur. Ulusal açıdan ve gerçek kalkmma bağlammda ekonomiye yaklaşmak isteyen halkçı aydının oiaylara sr»*îlam ve sağlıklı ölçütler koyması gerekiyor. Bi7, bu tarüşmada bir «taraf» değiliz: varsın holding profesöıieri çıkış yollarını arasınlar çıkmaz sokaklarmda... Bundan sonra devlet görevine atanan kiçiler topluca ant içecekJermiş... İlk kez TBMM'ne alınan görevliler Türk bajTaklanrun serili olduğu uzun masalann başında 657 sayıh Devlet Memurlan Yasasmda yer alan şu andı içmişler: 'TC Anayasası'na, Atatürk inkılâp ve ilkelerU n«, Anayasada ifadesi bulunan Türk milliyetçiliğine sadaketle bağlı halacağıma, TC kanunlanm mîlletin hizmetinde olarak tarafsız ve eşitlih ilkelerine hağh kalarak uygulayacağıma, Türk mütetinin mil U, ahlâki, insani. manevi ve küîturel değerlerini b«nimseyip, koruyup bunlan geliştirmek için çalışacağıma, insan haklanna ve Anayasanm temel Ukelerine dayanan millt, demokratih, laik bir hukuh devleti olan Türkiye Cumhuriyetir.e karşı görev ve sorumluluklarımı hilerek, bunlan davranı$ halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederinı.' Millet Meclisl Genel Sekreteri de, bu ant içme töreninden sonra *Namus ve şerefiniz uzerine edeceğiniz yemin memuriyet hayatınıztn rehberi olsun demiş... Bizden de bu ilk toplu ant içme Arapçası yemin etme töreninin kutlu v© mutlu. ayrıca da yararlı olmasını dilemek... Yemin etmek. ya da ant içmek... Bunun bir anlamı var mıdır? Hem vardır, hem de hiç yoktur. însanlar 'yemin' ettim diye. dürüst. namuslu, erdemli olamayacakları gibi; 'ant içmedim, yemin etmeâim' diye de namussuz. erdemsiz oîamazlar. Böyls toplu ya da kişlsel yemin ettirmelerin yanlış bir anlamı vardın o da, insanlann ^erçekte dürüst, erdemli olduklanna inanmamak, bundan kuçku duymak, yemin ettirerek işi saglama baglamak; ya da bağladığmı sanmak... Günlük yaşamda sık sık yemin'ier edilir, ant'lar içilir. 'Vallahi'siz, Billahisit' gflun geçer ml? Adım başında duyanz bu Arapça sö2CükleriI Vallahl geldim. ama seni bulamadım. Billahi. inan sözîerime. Yemin ediyorum ki, o işi ben yapmadım. Ant içiyorum. bundan böyle sözlerime bağlı kalaca^ıma... Hep duyduğumuz sözler! Ben nice yeminler eden kişilerin bir süre sonra bu sözleri unutup yenJ yeni yalanlar .yeni yeni namussuzca ovunîar diizenlemeye kalkıstıklannı şrörmüşümdür. Hem btmu görmeyen. bilmeyen mi var? Hemen herkes zaman zaman yeminini unutup. tam ters bir yolda yürümüş tür, öyle bir an'ı olmuştur. Şimdi o yenî göreve başlayan yurttaşlar bundan sonra en mükemme!, en parlak, en dürüst. işlerine son derece bağlı kişiler mi oluverecekler? Bugüne dek öyle değiller miydi? Yurttaşlann görev ve sorumluluklannı bildikleri ko nusunda bir kuşku belirtisi depil midir onlan ille da ant içmeye caftırmak? TV'de. radyolarda her zaman dinlemişimdir izlemisimdir tek tek... Meclis'in ya da bir zamanlarm Senatosu'nun ilk açıhs günü kürsüde ant içmeye çağrılan parlamenterleri... Kısacık bir ant içmeydi o... Parlamentoya yeni seçilen kişi şu sözleri ulııs önünde söylerdi: 'Devletin bağımsızlığım, vatanın ve milletin bütunlüğünü koruyacağıma. milletin kayıtsız şartsız egemenliğine, demokratih ve layik Cumhuriyet ükelerine bağh kalacağıma ve hnlkın mutluluğu için çalışacağıma namusum üzerine söz veririm.' Yıllardır hep ant içtiler. özellikle 'layiklih v» cumhuriyet' ükelerine bağhlık sözleri verdiler. Ama herkes, gerçekten inanarak bağh kaldı mı? Hele 'lo vihlik' ükesine ters düsen işlere kalkışanlar. aykın sözler söyleyenler, siyasal yaşamlannm geieceğini basnazlık ve geririlik akımlannı desteklemekte bulan!ar da bu andı içmediler mi? Madem ki inanmıyorlardı, mademki Atatürk Cumhuriyetinin temel devrimlerine bağlıiık duymuyorlardı, ne diye Cumhuriyefin Mecüsi'ne Rİrdfier? Bütün bunlan gördükten sonra Insanian tok tek ya da toplu olarak yemin ettirmeye zorlamakta, anflar içirtmekte ben hiç bir yarar görmem. Söyledipim bir söz için, yazdıgım bir düşünc© yazısı için bana 'vemin et' derlerse. bu ça&nda bir aşaçılama, bir güvensizlik bulurum ben . Ne denek ;bana. kişilifeime. sözüme Inanmıyorsunuz da, ^alnızca 'ant içme sözlerini' yineîersem Inanacaksıniî, öyîe mi? diye düşünürüm. İçtenllkten kopmayaitmek doğru değildir yurttaşlan... Sîz ne dersiniz bilmem, ama ben böyla toplu a'riçmelerden hiç ml hiç hoşlanmıyorum, yanlış, ,geıt'!;si7.. en önemlisi de yararsız görüyonna. azı bilim adamlan İçin denlzl dinlemenln dalgaların sahile vurmasmı dinlemekten öte blr anlamı var. llgllendlkleri sesler de dalgaların alısılagelmiş seslerl değll çlektronlk dinleme aygıtlarından çıkan biplcr ve tlz ıslıklar. Bu seslerl dinleyerek denizJn dlbl konusunda 7,engln bilgl edlnmek olanaklı. B Denizi dinlemek • Belirlt bir alanda sondaj tflemlerine girmeden önce deniz yatağının profuinden dlpte yatan maden rezervlerine kadar bir çok konuda an bilgl toplamak gerekli. Bu alanda kullanılan en pratik yöntemlerden biri denizin yüzeyden gönderilen ses dalgalannı nasıl yansıtt'ğını incelemek. En kısa flas: Yalnızca birkac femtosaniye ir elektrik düğmeslni hızla açıp kapa yarak bir lambayı saniyede en fazla 35 kez yakıp söndürebilir slniz. Lambanm her yanışı süre olarak saniyenln onda birlnin, blr başka deyişle yüz milisanlyenin altına pek inmez. Alışılmış ışık kaynakları ve elektronlk anahtarlama (ışığı açıp ka pama) teknlklerini kullanarak elde edilecek en kısa ışık (flaş) sürelerl de ylne milisaniyelerle (saniyenln binde blri) ölçülecek kadar uzun olacaktır. Teknik olanakları zorlayarak elde edilecek en kısa flaş ne kadar sürebilir. ne denli kısaltılabilir? ABD'de yapılan bir deneye göre bu Korunun yanıtı şimdllik 30 femtosaniyedlr. Bir fem tosaniye bir saniyenln mtlyarda birlnin mllyonda biridir. Denizln derlnllkleri ve dlplerinde yatan madenlerl lncelemek hem pahalı hem de vaklt alan blr İş. Bellrll bir alanda sondaj lşlemlerlne kadar blrcok konuda ön bllgl toplamak gerekll. Bu alanda kullanılan en pratik yöntemlerden biri denizin yüzeyden gönderllen ses dalgalannı nasıl yansıttığuu incelemek. Ses dalgalarmm kullanılmasının nedenl sesin suda yepinllginden gücünden çok az yitirerek kilometrelerce gldebilmesi. nizin dibinden ne kadar bir sürede geri geldiği ölçülüyor. Böylece okyanus yatağının haritasmı yapmak olası. Deniz dibinin ha ritasını yapmak yankı dinleme yönteminin önemli bir kullamm alanı olmakla birlikte son yıllarda bu yön terale çok daha önemli bllgiler elde etmenin de olanaklı olduğu görülüyor. Deniz dibinden gelen yankılarm yanısıra, diptekl tortu sedimentasyon tabakalarından da farklı Ikln cil yankılar kaydedlliyor. Bu ikincll yankıların yegin ligi ve yankılar arasmdakl Küre farklarını lnceleyerek değişik tabakaîarın Içerigl konusunda bilgi edinilebili yor. Değişik metallerl lçeren tabakaîarın kendllerine özgü yankı <profüleri> var. Böylece pahalı, tehlike 11 ve vaklt alan sondajlara gerek duyulmadan denlzln dlblndekl değerll metal rezervlerlnln niteliğl ve zenginliğl konusunda bir ön çalışma yapılablllyor. Yankı yönteminl kullanan maden araştıncılarının ^maçlarından biri de okyanusun derinliklerinde yatan ve manganez yumrulf.rınm (nodÜUeri) zengin olduğu bölgeleri bulmak. Araştırmalar daha çok çeşitli metallerl de Içeren man ganez yumrularınm yogun olduğu Pasifik Okyanusu'n da sürdürülüyor. B £ | Yankı profelleri Yankı dinleme yöntemînde, deniz yüzeyinden gönderilen ses dalgalarmm de Yapay damar apay kalp ve kan üzerlncie yoğun çalışmalar yapılırken kan dolaşım sistemlnln üçüncü ögesl olan dnmarlar konusunda da ye ni bir geîisme var: Yapay damar. ABD'de Utah Üniversiteslnde bir arastırma ekibl 15 yıllık bir çaba sonunda poliüretandan yapay damar üretip bunu hay vanlarda başarıyla denemiş oulunuyor. Yapay damarda en önemli sorun olan kanın pıhtılaşma olasıh*ı da bilviik ölçiide eldRrllmis durumda. # Laser tekniğ! bln zedelenmîş bölgesine kan dolaşımını sağlamak amacıyla alternatlf bir damar oiarak naklediliyor. Ya pay damar ilk aşamada, ayağında nakledilebilecek damar bulunmayan kalp hastalarmda kuüanılabilir. Pollüretan damar ayrıca vücudun başka yerlerinde '/edelenmiş darnarlarm ona rımında lşe yarayabllir. Yapay damarın insanlarda denenmesl İçin gerekll testler yapıhyor. Hayvanlarla yapılan araştırmalar oldukça başarılı sonuçlar vermiş durumda. Üç yıl önce poliüretan damar takılmış köpekler halen normal yaşamlannı sürdürüyorlar. Laper teknlğiyle elde edllen 30 femtosaniyelik flas sırasında ışı*m aldığı yol yalnızca blr inson saçının kalınlıgı kadar. Bir başka deyişle eğer bir laser ışmı bir saniyede dünyadan aya gidip gerl gelebiliyorsa, 30 femtosaniyelik süre içinde aldıSt yol bu yoleuluğun ilk milimetresine eçit. Böyle bir flaş süresinln elde edilebilmesi için deneye harcanan para yaklaşık 300,000 dolar ( O milyon TL.) R Gellştirilen bu yeni teknik ük aşamada kimyacıların ve b'ynlosların çok kısa süreli kimyasal tepkimeleri incplemclerine yardımcı olacak. tleride. tıptan 1l"Mşjm teknolo.îisine kadar bir cok alanda pratik uygu1 amalar bekleniyor. Y çapı altı millmetrellk lnce bir polimer boru şeklinde. Pıhtılaşma sorunu yapay damann moleküler yapısı üzerinde yapılan yoğun ça lışmalar sonunda çözülmüş. Baçarıh bir yapay damarın pıhtılaşmaya yol açmamanın yanısıra esneklik ve degişen kan basıncma göre atma püîsasyon glbî özelliklerl de taşıması ileride kullamm olasılığmı artırıyor. Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteciük T.A.Ş. adına NADİR NADİ C«nel Yayın Miidürü Müeş5eseMüdürü Yazı İşleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNF UŞAKLICİL OKAV GÖNtNSİN AHMET KORULSAM YALÇIN 8AYER ALİ ACAR @ Kullamm alanları Yapay damarın kuüanım alanı koroner bypass ame liyatlannda olabilir. Bu tür ameliyatta ayaktan alınan bir biiyiik toplardamar. kal • Yazı Işleri MüdürYarrfımcı.M HaberMerkezi Miidürü Mizanpaj Yönetmeni • 01 Yaoay damarın niteîikleri yapay damar TEMStLCİLER • ANK'ARA : • İZV.İR ; • ADANA : SCRVİS ŞEFLERİ • YALÇIN OOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN ILAN BURSA ASLtYE 4. HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Dosya No: 1982/277 Davacı Hasan Bars tarafından davalı Güler rîars aleyhine açılan boşanma davasının yapılan açık luruşmasmın incelenmesi sırasında; Davalı Güler Bars. Istanbul, Nişantaşı Kevser Sokak No: 21'den tebligat için aramlmışsa da bulunamamıştır. Davalının babasından adresi sorul r;uş, yino bu adreste oturduğu bildirilmişse de çıtanlan tebligat bila tebliğ iade edilmiştir. Bu neienlo davahya ilanen tebligat yapılmasına karar veılmiştir. Davalı Güler Bars hakkında açılan boşanma davasının duruşması 20.1.1983 günü saat: 08,30'da mahkememiz saîonunda yapılacaktır. bizzat hazır buiunması veya kendisini bir vekille duruşmada temsil ettirmesl keyfiyeti İlanen tebliğ olunur. (Basın: 12284) İLAN BÜNYAN TAPULAMA MAHKEMES. HAKİMLİĞİNDEN Bünyan Hazarşah köyünden davacı Mehmet IIhan ile davalılar Mehmet Şimşek. K.ıdir Şimşek. Certıal Şimşek, Hüseyin Şimşek, Abdullah Şimşek ve Hazarşah köyü muhtarhğı aralarında Komisyon kararına karşı itiraz ve tescil davalarımn yapılan açık yargılaması sırasında: Mahkememizin (1978/285 28R 287 288) esas sayıh Tapulama Mahkemesj davaUın sırasında davacı Mehmet Ilhan'm öldügü. mirasçılanndan Jale İlhan'm adresi tespit edilemeriiKİr.den duruşma günü olan 21.2.1963 pünü saat on.OO'da mshkememizde hazir buiunması, aksi tnkdirde duruşmanın gtyahında yapılacağı tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 4.1.1983 (Basın: 12229) istanbııl Habprleri :Selaha(tin GÜL11R D15 Haberler î Ergun BALCi E k o n o m i : Osman ULAGAY Yurt Haberlerı • Barbaros GENÇAK K i i i t ü ı : AytJın EMEÇ . Magdzin : Y^lçırı PEKŞrN Diizeltnıe : Konur ERTOP Arajrırma: ŞahinAIPAY BÜRCHLAR • Konur Sokak Mo. 24/4 Ysnişahir ANKARA 7e;: î7 53 2517 5S66ia«re: 18 33 35 Halit Ziya Bulvsrı No: 65/3 İZMİR Tal; 25 47 0913 12 30 Alatürk Caddesi, T.H.K Işhını K»4 2/1J ADAN, Tel: 14 55019 731 Besan veYaynn: CUMHURİYET Matt»acıîıkve,Gaie»eclllkT.A.Ş. TürkoMğı C«d. 39/41, CaöalöğluISTANBUL P.K.: 246İstanbu!,Tel: 20 97 03 (5hat) İMSAK 6.40 GÜNEŞ 8.22 ÖĞLE 13.23 İKİNDİ 15.19 AKŞAM 13.03 YATÎ 19.4(
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear