Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet 8 15 HAZIRAN 1982 İ', Hitler, kendisine mezar olacak sıgınaga çekiliyor I Sıgınaga çekildikten sonra dıs dünya ile baglantı kuramadı Hitler'in şiddet nöbetlerinin bu denli güçlü oluşu, içinde buna karşı koyabilecek insanlara özgü duygular bulunmayışındandır. Hiç kimsenin iç dünyasına yaklasmasına izin vermeyişi de, iousdcki cevherın cansızhğı ve boşluğunu saklamak istemesindendir. Çevresindeki disiplinin laçkalaştığım Hitler sezmişti. Önceleri bir odaya girdi mi, herkes ayağa kalkar ancak o oturunca oturulurdu. Şimdi o içeri girse de herkes oturuyor ve konuşmasmı sürdürüvordu. Hizmetçiler, emirlerini başkalarından alıyor, konuklar içkiyi fazla kaçırınca koltukların Uzerinde sızıp kahyorlardı. bir tututn. Hıtler'le Eva bana ailemın nerede olduklannı sor duğunda çaresiz yalana başvurdum. Berlin yöresinde bir dostun malikânesinde olduklaruu söyledim. ...Jîitler Berün'den aynlsa bile, Goebbeıs, Berlin'de kalacağım ilân ediyordu: «Karım ve çocuklarım da yaşamayacaklar» diyordu. Oysa ben nisan ortalannda Bayan Goebbels'i ziyaret ettiğimde, bana çocuklarının ölümüne katlanamayacağını anlatmıştı. ....Hayatının son baftalannda Hitler'in bir kaç yıldanberi gittıkçe dozu artan sertliğınden belirti kalmamıştı. 1944 kışı sonlarına kadar beninıle savaş konusunda tartısmayı, yozlaştırılmış toprak sorununda ödün vermeyı aklına bile getirmez; benim radyo konuşmalarımı öfkelenmeden dinlemesı düşünülemezdi. Şımdı bir yü önce kesinlikle dinlemeyeceği bütün tartışmalara hazırdı. Ama şimdi bu yumusaklığı sinirlerinin düzelmesinden değil, çözülüşUnden Ueri geliyordu. Onun varlığını aaran gerçek dışı bir şeyıer vardı, ama bu belki de olagelmiş bir özelüğiydi. Geçmişı düşündüğümde kendi kendime sorardım: llk gençliğinden intinanna değin ona karakterini veren bu madde dışı şey bu düşsellik değü midir? Zaman zaman bana öyle gelirdi ki, onda bu şiddet nöbetlerinın bu denli güçlü oluşu, içinde buna karşı koyabilecek İnsanlara özgü duygular bulunmayışındandır. Hiç kimsenin iç dünyasına yaklasmasına izin vermeyişi de, içındeki cevherin cansızlığı ve boşlugunu saklamak istemesindendir. 1w atanbul'da 20 23 • nisan tarihleri ara J ^ s ı n d a YAZKO tarafından düzenlenen Kadın Sorunlan Sempozyumuna katılan Mme. Gisele Halimi ile yapılan bir görüşmeyi bir süre ön ce yaymlamıştık. Aynı sempozyuma konuşmacı olarak katılan Prof. Nermin Abadan Unat ile de söyleşi yaptık. Türkiye'da kadın sorunlan üzerine yapılan bu görüşmeyi aktarıyoruz: Sayın Unat. ben slzi. Turklye'de kadın haklarınin önde gelen bir savunu cusu olarak tanıdım. Siz kendinizi böyle tanımlar mıydınız? Türkiye'de kadın hak lan konusunda savaşım ve ren ve çok gerilere uzanan bir zincir var. Sadece, 1870'lerden günümüze dek, kadmlar tarafından ve kadın konusu ile ilgili yayın yapan 47 derginin yayınlanmış olması bile bu bakımdan anlamlıdır Ben de. benden evvel yaşa mış ve halen yaşayan bırçok kadınla birlikte bu ışe gönül vermiş olanlar kervamna katılmış sayılırım Ama burada şu hususu or taya koymak lâzım. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sırasında Atatürk Kadın kendi vücudu üzerînde özgurce tasarrufta bulunamıyor Türkiyede Sirînlekeirnîn NermintorlanUnat iîe söyleşisi hnparatortugumm Ktler'in Siiahiandırma Nari Kadınlar en yüksek oranda tarıtn kesiminde calısıyor çabanın verılmesı gerekiyor. Bu çabalar bir başlık altında toplansa ve bu bir femınist hareket mıd:r? sorusu sorulsa, ben kendimı, evnrhci ve yasal yoldan değışım sağlamaya ça lışan bir feminıst sayarım Bununla birlikte uç nokta lara uzanan radikal feminızmle yakın ilişkım olma dığını da söylemek isterim. Çünkü çok başka top ları nelerdir? Türkiye kadınlan önünde gerçekten son dere ce önemli sorunlar duruyor. Bunları. sağlık. eğıtim. ıstihdam ve siyasal katılma açısından ele alabiliriz Örneğin. eğıtım alanında. eğer Türkiye'de bir okur yazarlık sorunu varsa, bu bir kadın sorunu dur. Çünkü, okur yazar olmayanların üçte ikisi ka gerekli. Bunlar, evin dışın da çalışan kadının kocadan izin alma zorunluluğundan başlar, velayet gıbı başka konulardan geçer Sağlık açısından. kadınlarımızın kendilerıne öz gu hastalıkları var. örneğin, kansızlık kadınlaı arasında, erkeklere göre iki misli fazla; demır eksikliği de aynı. Çocuk düşürme hâlâ talep üzeri BakanıAibertSPEER anlatıyor Çevıren Nlhal (CÛRAMAĞARAU iamıyla da ölıim haberdsi su gınaga taşınmışü. ....1934'denberi Hitler'in özel lsan başlangıcında, Bor doktoru olan Brandt, karısıra mann ve yardımcılan ve kızım Amerikalılann ışgâl nın bulunduğu bir top ettiği bölgede bırakmıştı. Bunlulukta Alman tşçi Cep dan ötiiru Hitler, Goebbels'm, hesı Lıderi Ley, bana geldi: «ö Gençlik Kollan Başkanı Axlümışını icadedildl. Basit bir mann'ın ve SS Generau Beraraç olduğundan, çok sayııla üre ger'in yargıçlığa atanmalarıyla timine geçebilirlz. Bütün belge oluşan bir savaş mahkemesi leri inceledim, kesinlikle önem kurdu sığınakta ve kendi de li bir silah» dedl. Bu gerçeği savcılık ve yuce hâkimlik göBormann'a da onaylattıktan revini yüklenip bu nıahkemesonra, her zaman yaptığı gıbi nin başına geçtl. Brandt'ın mıçu bende arayıp konuşması Idam karanyla sonuçlandı bu nı şöyle sürdürdü: «Sirin Ba mahkeme... Himmler de sığınakanlığutız bu sllahj bulan ada ğa gelip tanık bulunmamasınnıı geri çevirmiş, bereket ki dan vicdanı rahatsız olanlar bana başvurdu. Şimdi sen, ken varsa rahatlatmaK için, mahdin, bu projeyt yürürlüğe ko kemeden önce önemli bir tayacaksın, uygulayacaksın. Şu nığı sorguya çektiğini haber anda bundan daha önemll hiç verdı; ve kurnazca gülerek ekbir şey yok.» ledi: «Tanık bundan sonra aran Bu ış o kadar saçmaydı kı, sa da butunamayacaktır» ters düşmeye bile gerek duytnadım: «Yerden göğe haklısın ıma, sen neden kendin uğraş # Almanya'nın nuyorsun bu lsle? ölfim Işuu taksim plânı Delegesi adına, sana bütün yetkiyi vermekten mutlu oluöğreniliyor rum.» dedlm. u Ley, çok sevtndl: «Elbette soolay beni zor dururunUalugu tizerime alınm. Bu ma düşürmüstU. Çünkonuya özgü, senln astın o'"< kü ben, 8 nisanda ailerak görevimı yerine getirneye mi Holstein'e, Kaphazıran. Ben zaten ldmyacıy peln'e yakın bir yerdekl bir dıra, işe öyie başlanustun,» de mallkâneye göndermiştim. Baldi. tık kıyısındaki büyük şehirlerNlsan ayının llk yansmda, den çok uzaktı. Şimdl Almanya'nın taksim plânı öğrenildiEva Braun, hlg beklenmedlk bir zamanda, tek başına sığı ğinden, burası îngiliz bölgesinde kalıyordu. tngilizlerln de nağa çıkageldl. Bundan böyle de Hitler'in yanından hiç ay önemli bir Nazi'nin ailesine rılmayacağım açıkladı. Hitler, karşı iyi davranacaklanna inan onu Münih'e dönmesl için zor cım tamdı. Hem de bu malikaladı; ben kurye uçağında ken ne, Amiral Doenitz'e komuta disine ver sağlayacagımı söyle merkezi olarak ayrılmış arazimeme rağmen direndi. Sığı nin içindeydi. Savaşın sonu gelnaktaki herkes onun hangı ne diğinde ben de oraya gitmeye denle geldiğim biliyordu. Me hazırlanmaktaydım. Ama şimdi büyük bir suç sayıhyor böyle cazî anlamıylp da, gerçek an .10 N Bacakları titriyor, ayaklarını sürüyerek yürüyordu lllllilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllfl ÛZDE, KADIN SORUNLARININ ANCAK KADINLAR TARAFINDAN ORTAYA KONULABİLECEĞİ GERÇEĞİNİN ALTINI ÇİZMEK GEREK. MECLİSLERDE KADINLARIN SAYISIN1N ÇOK SINIRLI KALDlOl VE AYRICA ORAYA GİREN KADINLARIN KADIN SORUNLARI ÜZERİNE EĞİLMEDİKLER1 GÖZE ÇARPIYOR A rtık ıntıyar bir adam gıbı büzülüyor. Bacak tarı titriyor ve ayakla rım sürüyerek yürüyor du. öesı bile özelligini yitir mişti. Çok neyecanlanırsa, ıh tiyar sesı gibi kısıiıyor. Ger çi hâlâ şıddet krizlerı tut makta ama bu krızler artık bu çocuğun tutturmalarından fazla bir ıntıyarın tıuysuzluKlarını anımsatıyor. Yüzu de sararmış ve şış. Bir zamdnlar ünutorması lııç kusursuz ve özenliydı. Şimdi, yaşantısmın son evresın de özensız ve çoğu zaman tıtrek elleriyle yediği yemeklerin izini taşıyor. B POLİTİKA Î Mehmed W l KEMAL aym hayatına, şimdiye değtn alışılmamış, hızlı bir tempo ve bol kitapla giren Adam Yayınları, ga zeteci Abdl Ipekçi'nln gazete yazıların dan derlenmiş. «Barış Demokrasi, ö ı gürlük» adlı kitabı yayunladı İpekçl ailesinin verdiği bilgiye göre, kitabı as lında derleyen Adam Yayınları yönetl cisl Memet Fuat'tır. Yazıları konularına göre Memet Puat derlemiş. alleye göstermiş. ondan sonra yayına sokmuştur. Abdl tpekçl. gazetecillğimizde, her konuda, herkesin görüşlerlni liberalce yansıtan, bu arada kendi görüşlerinı araya sıkıştıran. kendine özgü bir yazardı. Barış, demokrasi ve özgürlüğü onun ölümünden sonra da aradığımız hatirlanırsa. kitabmın hâlâ güncel olduğunu görse sanırım tpekçi şaşırırdı. «Hâlâ mı barış, hâlâ mı demokrasi, hâlâ mı özgürlük» diye sorardı. Kitaba, Abdi lpekçl'nin çok yakın dostu, bir süre de halefi Ali Gevgllill bir önsöz vazmıştır. Yazarın durumunu ve tuturtıunu özetlerken. «ölçü, denge. gerçek saygısı. hoşgörü» diyor, dogrudur. Barış, Demokrasi, Ozgürlük... zar, duşünür midir? ve gazeteci lçln az şey Terör, sadece Abdi tpekçi'ye kıymamış, çok canları almıştır. Abdi Ipekçi. ölümü ile terörü yenerken, kızı Nükhet tpekçl, duruma göyle bir açıklık getlrmektedir: «... Blz Abdl tpekci'nin yakınJan olarak, duyduğumuz acıyı kamuoyuna yansıttık. Bütttn proiektörler terör kurbanı Abdl tpekci'nin üzerindeydl. Ama terörün acısını çeken çocuklar, analar, babalar vardı. Bunlar dertlerlnl dökemediler. Biz terörün ortak acısını paylaşmış oluyoruz.» Terör elbette kınanacak bir olgudur. Terörü kmarken, terör İle dlrenme yi birbirine karıştırmamak da gerekir. Abdi îpekçi'nin kişiliğinde terör yenilirken, terörün spekülasyonu da yenilmeliydi. Elbette bir gün ülkemizde yüreklerde sevgi yer edecek, banş, kardeşlik flllzlenecek, ozgürlük ve demokrasi çlçeklenecektlr. bundan kimsenin kuşkusu olmasm!.. Bir toplumun yaşamı barış, kardeslik, özgürlük ve demokraslden kaynaklanır. Bu da salt sosyolojlk bir olgu değildtr. ekonominln sosyal adalet süzgectnden akan damlalanna bağhdır. Ekonoml terazisinln bir kefesi atılan dirhpmlerle bir yana cokca ağar, bir kefesl de dirhemsizllkten boşlukta sallanırsa, barış. kardeşlik. sevglnln gönüllerde yer etmesl gecikebllir. Abdi tpekçi, bizden bir sonra gelen kuşağın gazetecilerindendl. 1952'den sonra gazetecüik meslegi lçln llk sendikacıhk hareketine girlştlğlmlzde vanımtzda özveri ile yer alan gençlerden blri olmuştu. Sendikalann kurulması, bir üst örgüt çatısı altında toplanması çabasında büyük emeğl geçmlştir. Burasını da açık yürekle belirtmek lsterlz. tanıklik ettik. tstanbul'dan Hıfzı Topuz. thsan Ada. Murat Kayıhanlı; tzmir'den Şeref Bakşık. îlhan Engln. Orhan Rahmî: Ankara'dan Alt.an öymen, Oktay Eksi. Orhan Tokatlı emegi geçenlerdlr. Abd) tpekçl, genç vaşta. ÜU adlar arasinda yerlni almtştı. Gazete ortakhğı ederken sendikacı olduğunu da unutmadı. leriye, kendi sonuna tam bir rahatlık içinde bakması, çevresinde sev gi ve saygı yarattı. Kaldı kı artık çok daha gönül alıcıydı, günlük yaşamının sadeliğine kendi isteğiyle yanaşmıştı. Bu tavırları bana, şimdi gölgemsı bir haie gelmiş olmasına karşm, on Iki yü önce dostluk kurdugum Hiüer'i ammsatıyordu. Kendini sevdırme gücünü, yülardanberi birlikte yasadığı bir kaç kadın Uzerin de yoğunlaştırmışu: Cephede ölen usağınin karısı, perhiz yemeklerim yapan Viyanalı ahçısı ve ıki sekreteri. Aylardanberi çayını onlarıa birlikte içmekte, yemekıerım onlarla başbaşa yemekteydı. Özel yaşantısına katıları pek az erkek vardı. Ben çoktanberı onun sotrasına davet edilmıyordum. Eva Braun'un gelışıyle alışkanlıklarında bir yığın değışiklık oldu; gerçı ötekı kadınlarla, belki de masum ilışkilerine son vermedi. Herhalde, düşkünlük zamanlarında kadıniann erkeklerden daha sadık olduguna inanmıştı da böyle sade bir duşünceyle yaşamını düıenliyordu. I ve arkadaşlan tarafından, toplumu çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma mücade lesi içinde, kadınlara da layık oldukları yeri verme iradesi olmasaydı, kadın haklannı savunanlar çok dar ve küçük bir çevrede kalırdı O Kendimi değişim sağlayan feminist sayarım tkili bir kadın mü cadelesine dayanmaksızın Atatürk, kadınlan, Medeni Kanunun kabulü ve daha sonra kademeli olarak siyasi haklarin tanınması ile, kısa bir süre içerisınde, kendi döneminin bazı Avrupa ülkelerinin de ilerisine getirdi. Böylece hukuki reform yoluyla köklü bir dönüşüm yapıldı. Bunun sonucu olarak da, SOQ yıllarda kendini giderek duyuran güçlü bir ay dın kadınlar kümesi oluştu. Ancak daha geniş anlamda, verilen bu haklarin yeter derecede bilinme diği, yaygmlaşmadıgı ve kullanılmadığı görülmüştür. Ben, kendi katkımın bu noktada başladığını gö rüyorum. Bunlan yaygmlaştırmak için sürekli bir E Y Hitler, bu arada çevresindeki disiplinin de laçkalaştığını sezmiş olmalı. önceleri bir odaya girdi mı, herkes ayağa kalkar, ancak o oturunca oturulurdu. Şimdi o İçeri girse de herkes oturuyor ve konuşmasmı sürdürüyordu. Hizmetçiler, emirlerini başkalanndan alıyor, konuklar ıçkıyı fazla kaçırınca koltukların üzerine sızıp kalıyorlardı. Hitler, belki de bu değişildiği farkettıgı halde görmemezlikten geliyordu. Bu sahneler beni kötü bir rüya gibi etkiliyordu. ÇUnkU aylardanberi Başkanlık binasmda yer alan degişiküklere paralel gıdiyordu bu disipsinsizlik. Binanın içinde duvarları kaplıyan kumaşlar sökülmüş, tablolar yere indırilmıştı. Halılar rulo yapılmış, değerli eşyalar hava akınlarma karşı sıgınaklara depo edilmişti. lumlarda, başka kültürel kabuklar içinde öncelik ka zanan konuların kendi ülkem için geçerli olmadığı görüşundeyim. Fakat özde, kadın sorunlarının ancak kadınlar tarafından ortaya konulabileceği gerçeğinin de altını çizmek lâzım. Herhalde bu konu, lar, bunu duyarak, yaşayarak ve gereğinde büyük hayal kırıklıklan pahasma değişilebilir. Nitekim, etrafımıza baktığımızda, Türkiye'de de kadın sorunlanna ilk el atanlarm kadın sosyal bilimciler olduklan görülüyor. Bu herhalde bir rastlantı olmasa gerek. Bu bir yerde yeter de recede bılinmeyen yoksun lukları, eziklikleri dile ge tirme mucadelesıdir. fşte bu sürecin içensınde bana da, bir üniversite öğretim üyesı veya geçici bir süreyle yasama organı içinde yer aldığım dönemde bir temsılci olarak, bu noktalara dikkat çekme, kamuoyu oluşturma. sessiz büyük kitlenin sorunlannı dile getirme gibi bir görev yüklenmiştir. Bunu günümüzde de.sürdürüyorum. Cumhurlyetle birlikte, degindiğiniz gibi, kadınlan ilgilendiren köklü reformlar yapıldı. Ama bugün hâlâ sorunlann pek çoğu çözümlenmiş değil. Sizce bugün Türkiye'deki kadın sorunlarının başlıca dındır; bu oran bazı kırsal yörelerde yüzde 90'a kadar çıkmaktadır Öte yandan, çalışma hayatına baktığımızda. kadının en yüksek oranda çalıştığı alanm, ücretsiz aile bireyi olarak, tarım kesimi olduğu görülüyor. Bu kadınların hiç bir sosyal güvencesi yok; emeklerinin karşılığını güvenceye almalan açısından hiç birşey yapılmamış. Diyeceksiniz ki. tarım kesiminde erkekler de aynı durumda değil mi? Türkiye'da kırsal alan da 11 milyon üretici var; bunun yarısı erkek yarısı kadın Erkeğin elindeki güçlü silah: Paıasal denetim rkeklerin de sosyal güvenliği yok. Ama unutmamak lâzım ki, erkeğin elinde çok güçlü bir silah var: parasal denetim. Yani üretimin karşılığı üzerinde karar sahibi olan erkek. Bu açtdan da kendini bir ölçüde korunmuş saya bilir Çalışma alanında. medeni kanunun tanzim etmiş olduğu ilışkiler açısından da bazı reformlar E ne kullanılabilecek bir hak olarak düşünülmüyor. dolayısıyla yaygm biçimde yapılan kürtajlarda, bunlar kaçak ve sağlık ön lemleri alınmaksızın yapıl dığmdan yılda ortalama 20 bin kadın yitiriliyor. Türkiye'de kadının dilediği zaman dilediği kadar çocuk doğurma hakkına sahip olmaması önemli bir sorun. Vücudu üzerınde özgürce tasarrufta bulunamıyor. yani yaşama hakkmı, tümüyle kullanaK; mıyor? Siyasal *atı&naya gelince, burada da yine destekleyici tedbirler gere kiyor. Siyasl partilerin iç yapısında ve seçim sistem lerinde bu açıdan neler yapılabileceği henüz tartışma gündemine gelmemıştır. Bu yüzden meclislerde kadınların sayısının çok sınırlı kaldığı ve aynca oraya giren kadınların kadın sorunlan üzerinei eğilmediklen göze çarpmak tadır. Tabii. bütün bu eksikliklerin giderilmesi için, önce, sorunun var olduğunun kabul edilmesi gerekiyor YARIN: Ülkemizde milyonlan aşan okur yaıar olmayan kadın var.. T.C. Dz. K. K. TAŞKIZAK TERSANESİ DÖNER SERMAYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HASKÖYİSTANBUL ONAY NO 226 Genel Müdürlüğümüzce aşağıda belirtilen malzemelerle ilgili Idari ve Teknik Şartnamesine göre TEKLfF tSTEME USULÜ île satın ahnacaktır. MALZEMEN1N C1NSİ: (13) KALEM MUHTELİF BOYA 1. Malzemenin maktu geçici teminatı 75 ooo TL (Yetmişbeşbin) lıradır). 2. Teklifler İdari Şartnamede belirtildiğı (ribı verilecektir. 3. Satın alınacak muhtelif boyalara ait Idarı ve Teknik Şartnameler Satınalma Komı.yonu Baş kanhğı Ofisi'nden 2 000 TL. (İkibin) lira Dz. Kuv vetlerini Güçlendirme Vakfına yardım makbuzu karşılığında temin edilir. 4. Posta ile şartname gönderilmez, bu husus taki müracatlar cevaplandınlmaz. 5. Genel Müdürlüğümüz'' 2490 sayılı kanuna tabi değil dir. 6 Genel Müdürlüğümüzce herhangi bir okli fin seçilmesi ve uzerinde muameleye gegilmesı Ge nel müdürlük ile satıcı arasmda baglantı scansntı sî vüklemez. 7. Geçici teminat olarak: Tedavülde olan lürk parası Türkiye'de faaliyette bulunan bankalann verecekleri vadesiz teminat mektupları. Borsa'da ka yıtlı esham ve tahvilattan Maliye Bakanhğı'nca tayin edilecek olanlar veya Devlet İç tstikraz Tahvil leri Döner Sermaye Muhasebe Müdürluğü veznesi ne makbuz karşılığı verilecek ve makbuz teklif zaı fının içine konulacaktır. 8. Teklifler en geç 29 haziran 1982 ^alı arünü saat 10 00'a kadar Döner Sermaye Satınalma Komisyonu Ofisfne kayıt. ettirilerek verilecek ve aynı saatte Satınalma Komisyonu Başkanhğınca açılacaktır. (Basm: 16885) 4292 Ben EMRE DENİZ ÜN bir yaşımı doldurduğumu sevenlenme duvururum 14 Hazıran 19U2 8/LfcC/K m Ulusun değil, kendi sonunu amaçlıyordu Gazete yazarlığının. genellikle. gılnfe! oluşundan ötürü ömürlü olmayaoağı öne sürülür. Gerçekten de, geriye dönüp baktıgımızda, gazete yazılarının 24 saati aşmayan yaşamı olduğunu görürO^. Ancak uzak Rörüşlü yazarlar ki. gazete yazılarının ömrünü uzatırlar. Ad ve örnek verecek olursak. tarihimi7de sıraiayacaklarımız söyle olabilir: Şinasi, Namık Kemal, Ali Suavi. Ahmet Rasım. Hüseyin Cahit, Yunus Nadi. Falih Rıt'kı. Nadir Nadi. Abdi tpekçi... Bu listeyi uzatıp başka adlan da katabillriz. Blz yazıları kitap haline getirilmiş ve yaşamını sürdürtnüş olanlan anımsatmak istedik. Abdi Ipekçi, ölümüyle şanssız fakat dikkati çeken yazıları ile çok şanslı bir gazeteci olmuştur. tttihat ve Terakki'den bu yana öldürülen, canma kıyılan Ahmet Samim. Hasan Fehmi ve benzerleri hiç bir gazetecinin, ölümünden sonra kltapları basılmamış. adi mevdanlara. parklara. sokaklara, loftallere konmamıçtır Terör. aeimasızca îpekci'nin canına kıymış. tpekci'nin ölümü ise terörden daha güçlü çıkmış we terörün canma okumüştur. Bir ya B ir süredır HiUer, Ust kattakı odalarda kalmıyordu. Surekli hava akınlan yUzünden uyuyamadığı İçin çalışma gücünün etkilendiginı söylüyordu. Sıgjtıağında hiç değilse rahat uyuyacaktı. tşte bu nedenlerîe yer altına taşmdı. Gelecekte kendisine mezar olacak bu sığınağa çekilişinin simgesel bir anlamı da vardı. Her yanından beton ve toprakla sarumış bu sığınak dünyasıııa göçmek, aynı zamanda, dışarıda gökyüzünün altında BÜregıden dramdan da kopmasının son anlamlı işareti oldu. Bundan sonra dış dünya ile hiç bir baglantı kuramadı. Sondan söz ederken ulusun değil, kendi sonunu amaçlıyordu. Genoliğindenberi ögrenmekten kaçındığı gerçeklerin son istasyonuna varmıştı artık. Ben o sırada bu gerçek dışı sığınak dünyasına bir ad takmıştım. Yok Olanların Adası. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN DUYURU (ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ ALINACAKTIR) Fakultemızın aşagıria vaüh bılım dalKnna rrıev cut 7 ve 8. derece asistan kadrolnn kar&.liK ^csterilmek üzere belirtilen mıktarlarda Fıp Fakuitesi mezunu lisans ve lisansustu ogrenım eortnuş aıa.ştırma storevlisı alınacaktır. Sınavlar 56 temmuz 1982 tanhlerinde DeKanlık binasmda yapılaoaktır. Isteklı adavlar dilekçelerine 2 nüfus cü^dan sureti. 2 ikumetgah ılmjhaberi. 1 çıkma ve 1 adet u/manhk belue^ı iureti dnu tehassıslar için) ekliyerek 2 temmuz 1982 tarihine kadar muracaat etmelerı. lısanbustu o^ıenım ıçin müracaat edecek adayların 35 vasmdan srun aımamış olmalan şarttır Ödenek yokluğu nedenıyie kazanan adaylar dilekçelerinde harcırah taiep eunıyeceklerinı belirteceklerdir. BİltM DALI ADET Anatomi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Biokimya Fizyolojı Psikiyatri Tıp Tarihi ve Deontoloji Toplum Hekımliği (2 (2 (2 (2 ( d uzman) uzman) uzmnn) uzman' . ) sı uzman) si si si sı YARIN: Hitler intihara karar verıyor..• (Basm 17124) 4291