02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 NİSAN 1982 •• •• Cumhuriyet 11 BuKoseden Burası Münih (Bastarafı 1. Sayfada) ce kişi Münih'e geldi.. Bunlardan 44O'ı «delege». Bir kaç bini partili «dinleyici», görevli, «konuk>, «gazeteci»... Öteki bir kaç bini ise «gösterici»... tçeride kongre devam ederken, dışanda kondi sloganlarını söyleyecekler... Bavyera, aslinda Hıristiyan Demokrat'ların kalesi.. Hem de en muhafazakarlannm.. 1980 seçimlerindeki Federal Başbakan adayı Strauss, «Federal»ini olamadi ama, bu eyaletin Başbakanı olmaya devam ediyor. Hele çeşitli yerlerdeki son yerel seçimlsrde Sosyal Demokrat'ların devamh yenilgilerlnden sonra daha da güvenli ve güçlü olarak... Ama Münih'te Sosyal Demokrat'ların politikasına karşı gösteriye hazırlananlar. Strauss'un sağcılan degil... Çeşitli gruplardan. daha «solcular»... «YeşiMer... Onlarla birükto Sosya! Demokrat'lann bir kanadmı da kapsayan «Banşçı»lar... Bunlar ilk gösterilerini dün yaptılar ve özellikle iki klasik sloçanlarını tekrarladılar. Avrupa'da atom füzeleri istemeyiz. Nükleer santraller istemeyiz... Bu iki konu zaten Sosyal Demokrat'ların kendi içlerinde yıllardır süren kavganm da en somut 6rnekleri... Helmut Schmidt hükümeti, hatta başını bir Parti Başkanlık Divanı üyesinin sakaltı Eppler'in çektiği sol kanat tarafından, başlıca bu noktalardan bombardımana tutuluyor... Schmidt'in ise, cevaplan belli: Avrupa'ya Pershing ve Cruise füzeleri yerleşt.irilmesi ile ilgili NATO karan, Avrupa'daki Sovyet füzelerine cevaptır. Ben de füze istemiyorum ama. Sovyetler'in de füzelerini çekmesi koşulu ile... Onlan şu koşula razı etmenin yolu ise tektin Sen de onun kadar güçlü olacaksm... Ve göruşme masasma eşit oîanaklarla oturacaksm... Yoksa böyle işler lafla, ricayla tek taraflı lestlerle yürümez. Güçlö olmakla yürür. Silahsızlanmayı sağîamak istiyorsan, önce sen de silahlanacak. en azindan silahlnnmaya kararlı olduğunu göstereceksin. Nitekim bizim bu kararlıhğımızdan dolayıdır ki, Sovyetler uzlaşmacı bir tutuma yönelmiş Amerikalılarla masa başma oturmuştur. Ama daha işin başlangıcmdayız. Kararlılığımızda en ufak bir tereddüt göstermemeliyiz. Nükleer santraller, çagımızın bir zorunlulugudur. Dunyada petrol azalıyor.. Ayrıca çok pahah. Bu yoldan bol ve ucuz onerfiye yonelmezsek, sanayimizin üretiri malları büsbütün pahalı olur. Ihraç olanağımı? kalmn? Zatpn îanonlar dünva Dazannı Işgal edip durmakta... Onlar düşük fiyatı. düşük ücretle sağlıyorlar. biz bunu yapamayız. Hiç olmazsa maliyet fiyatlanmızı ucuz enerii ile düşürebilmeliyiz. Kaldı ki issi7İikten şikayet ediliyor. îşsizligi önlemenln veni volu vattnmlar... Yeni yatınmlann çaresi. malını satabilmek, ihraç edebilmek Evet nükleer eneriinfn dofta. kirlenmesi açısmdan tehlikeleri var ama. biz bu tehllkelert santrai artıklannı yurt dışına (Fransa'ya) eıkanp yerin kilometrelerce derinlifcine gömerek önlüyoruz. Schmldt'in yanıtları bu. Tabl bu yanıtlara karşı, Eppler'oilerin de söyledigi cok şey var... Aynca hükümeti başka konularda da eleştlriyorlaı*: Bis doğru dürüst bir reform da yapamaz olduk. Ne ekonomik alanda, ne kültürel alanda... Solcu b!r part! olmaktan çıktık. ortaya hatta saga kaydık.. Tasarruf denilince, vergi denilince bunu da dengeli alamıyoruz. «Az kazanandan az, çok kazanandan çok...» ilkesini uygulamıyoruz. Orta sınıf fakirleşiyor Zenjtinler daha da zenginlaçiyor.. Schmldt'in buna yanıtı ise daha kolay:.. Efendim. unuttunuz gallba diyor. Blz tek basına iktidarda falan değilîr Llberallerle koalisyon hallnde iktidarız. GeHn de Hür Demokrat'lara anlatm bunlan... Başbakan Yardımcisı ve Dışlşleri Bakanı Genscher'in Başkanhğındaki Hür Demokraflann tutumu da belli:.. özel teşebbüs. piyasa ekonomlsi.. Serbest re* kabet. Sermaye birikimi.. bu ilkelere dokundurtmam. Sosyal Demokrat Parti Kongresi'nde işte bu tartışmalar 5 gün süreyle yogunlaşaoak. Ve sonunda Parti Yönetim Kurulu'nun secimi yapılacak. Yenlden «eçilecegi muhakkak sayılan rakipsız Genel Başkan W)lly Brandt bu iki ana akım arasında «dnha 9ol*>!an biraz daha kollayarak ve zaman zaman kendi partisinin Başbakanı'nı da plestirerek uzlaşma sağlamaya çalışıyor. Dedlgi özetle su: Bu «daha soUlar hatta parti dışı «YeSlMer ve «Banşçı»lar söyledikleri çoğu zaman gerçekçi olmasa da, bize yeni fikirler veriyorlar. Bizi bazı noktalarda uyanyorlar Politik düşünce hayatınıızı renklendiriyorlar. Onlara sınırl) da olsa belirli bir anlayış Röstermaliyiz Sosyal Demokrat. olmak, tomadan çıkmış gibi. hep aynı şeyi söylemek degildir. Elbette bir parti disiplini olacaktır, zaten vardır, ama bu arada bir fikir zenginlİKinin de bulunmasında sakınca, bir sakınca yoktur. Sosyal Demokrat politikanın yönetimindo şimdiye kadar üçlü bir görüntü vardi: Yeni fikirlere de açık ama btraz fazla tdealist görünen Genel Başkan Brandt, pragmatik, ama biraz softuk ve katı Kflriinen Başbakan Schmtdt, Meclis Grubu Başkanı büyük taktisyen «lhtiyar kurt» VVehner... Zaman zaman birbirleriyla cekişseler hatta kamuoyu önünde bile tartışsalar da bunlar bir çok noktada birbirlerini tamamlıyorlardı. 79 yaşmdaki VVehner'in artık sağlığı eskisi kadar etkili olmasına elvermiyor, hatta ş.u sırada geçtrdiği hastalık bu kongreye katılmasına da engel... Böylece yüksek yönetimin «Üçlü»sü simdilik «Iklll»ye inmiş halde Onlar. Brandfla Schmidt. Tabl yerlerinde de£işmeyecekler... Partlnin ikind derecedeki görev verlerinde ve buna paralel olarak hükumette ise kongre sonunda bazı degislkllkler bekleniyor 10 yıldan berl iktidar yıpranmasının son noktalarına kadar gelen ve anketlero göre «Bugün spçim yapılsa kaybedeceği muhakkak» sayılan Sosyal Demokrat Partlye de onun hükümetlne de, yeni genel seçime kadarkl İki yıl Için yeni ve taze bir hava verecek degişikllkler... Tabii bu arada Türkler ve Türkiye konusunun da kongrede sık sık sözü edilecek konular arasında olacagı anlaşılıyor. Türkler» lş.çllerimiz «Çisından. «Türkiye» reiimimiz açısından... Almanya bugün yabancı işçl düşmanlığının yeşerdıği ülkelerın belki de basında gellyor. Nazi Partisi'ne benzer bir Nasyonal Partlnin başınj çektigi, öteki sağcı çevrelerln de destekledigi bu eğllimlere karşı göreceli de olsa, ılımlı bir tutum gene Sosyal Demokrat'lar arasında görülebtliyor. Onların tçinde de «yabancı işçl» düşmanı sayılabilecek olanlar var tabii Ama, yabancı düşmanlıgını açık açık kmayan sesler de, Brandt başta olmak üzere, gene onlann içinde çıkıyor. Türkiye'deki rejim konusunda ise, durum başka türlü. Eleştiriler daha kongre başlamadan da verilen demeçlerle dile getirilmeye başladı.; (Baştaratı 1. Sayfada) acaba Türkiye Batınm ekonomik düzeni içinde daha etkin bir yer alabileceh midir? Uluslararası finans çev relert Türkiye'nin iyi yolda olduğunu söylüyorlar; ancak «bekle gör» taktiği ile ap.Hsmeleri tzlivorlar Batı dünyası ile butünleşmeh isteyen Türkiye bankacıhğı iletişim engeline çarpıyor,ülkemizde yatınmı düşünen yabancı girişimciler «askeri yönetimden sonra ne olacak?» sorusuna takılıyorlar. Bu sorular ve engeller Ba h ile siyasal uzlaşmalann nasıl gelişeceği konusunu içermektedtr. Batı pazannda yeniden kredl arayan bir Türkiye'nin Avrupa Konseyi ve AET'den dışlanması arasında bir bağmtı kurulmayacak mıdır? Dış finans çevrelert, kredi verecekleri ülkeleri değerlendirlrken yalnız ekonomik güvence ve istikrara bakmıyorlar, siyasal güvence ve iatikrarın verilen kararlarda ağırhğı bulunmaktadır, Ozetle karmaşıh bir olay karşısında bulunuyoruz. Eğer içerde «sivilleşme. demokratikleşme. istikrar» yolunda saptadığımız takvimi gerçekleştirebilirsek ' hem siyasal hem ekonomih dıs ilişkilerimiz buna aöre bi~ çimlenecektir. Eğer, •demokrosi takvimi» işleyemezse gündem değişecektir. Çunkü doğacah bellrsizlik ortamının hem siyasal hem ekonomik açıdan dış dunyada yeni değer lendirmelere yol açması doğaldır. +•• Türklerle İlgili İki (Baştarafı 1. Sayfada) mümkündür. Hatta çoğu defa da olanaksız derecede güçtür. Çünkü bazı eyaletlerde yapıldığı gibi vatandaşlığa geçmek isteyenler, lisan sınavından başka örneğin, «Alman Milli Marşının sözlerinl tekrarla», «Eski Alman Cumhurbaşkanlarmın isimlerlni say» gibl sorularm da muhatabı tutuluyordu. Son iki yıMte ayrı ayrı yapılan yerel secimlerden sonra, eyaletlerdekl yönetlml gittlkçe daha fazla geçlren ve ikinci Meclis Eyaletler Meclisi'nde de mut lak çoğunlukta olanlar Hıristiyan Demokratlar, bu şekildeki bir vatandaşhğa geçme sistemlne karşı çıkarlarken, hem ellerlndekl yetkiyl kaybetmemek lstlyorlar, hem de her lsteyen yabancı gencin Alman vatandaşı olabilmesinl llke olarak da içlerine sindlremiyorlar. Bu itlrazlannı buradakl parlamenter usullere göre. Eyalet Mecllsl'nden geçirip hükümete bildirdiler. «tlke» olarak yabancılann entegrasyonuna karşı çıkmadıklarını,, lfade etmekle birlikte, böyle bir kanun ta sansını «gereksizdir» diye niteleyip geri alınmasmı istediler. Hükümet İse görüşünde ısrar etti ve tasarı «Bundestag»ın konulan ara sına girdi. Eyaletler Meclisi'ndekl Hristiyan Demokrat çoğunlugun hazırladığı tasan İse. sadece, yabancı lşçllerin ge riye dönüşlerini teşvlkle İlgili. Bntegrasyonla ilgili bir yönü yok. Sosyal Demokrat larla Hür Demokratlann bu tasanya ltlrazı Hristiyanların geriye dönüs İçin öngördükleri bedell fazla tesvik edici saymamalan. N1tekim hükümetin yabancı Isçiler konulan İle görevli yetkilisi, Türkiye'de Bursa semlnerlne katılmış olan bayan Funcke. 12 14 bin Mark'lık blr ödeme kolaylıgmın yeterll olmayacagı görüşünde. Hristiyan Demokratların öngördügü ortalama 12 14 bin Mark'lık para. yabancı işçllerin. zaten belirli bir süre içinde ellerine gececek olan para. îşei olarak sigortaya yatırdıkları prlmlerle, işslzük hallnde lşsizlik sigortasmdan alacakian parayı topluyorlar? Bunların vaktinden önce ödenmesl suretlyle lşçilerin eline top lu bir miktar geçlrlp ülkelerine dönüşlerini cazlp kı!mak istiyorlar. Fakat bunun fazla cazlp olamayacağı da gerek buradaki isciler tarafından. gasete ve radyo röportajlannda belirtiliyor. Gerekse. hükümet çevrelerlnln konu 1!e İlgili. çahşmaları da gözönünde tutuluyor. Türkiye'nln Almanya'dakl lşçllerimlzle ilgili tutumu ise. Bonn Büyükelçisi Vahlt Halefogln tarafından son günlerde birkaç de fa dile getirlldi. Halefogiu basma verdifti demeelerd<\ Almanya'daki lşçilerlmiz i!e llgll! almacak bütün kararlann önceden Türkiye ile de görüşülmesinin ve ortak blr çalışma konustı yapılmasıntn yerlnde olaca&mı belirtiyor. Almanya'dakl hemen her rün kamuoyu organlarınm bas konularmdan birl olan «ryabancılar», sorununun Münih'tekl Sosyal Demokrat Parti Kongresi'nde ve kongreden sonra yeni gellşmeler göstermesl bekleniyor. Sendikalar (Baştarafı 1. Sayfada) 1961 Anayasasının çeşitli nedenler yüzünden toplum düzenini felce uğrattığı ileri sürülen görüşte, sendika, der nek ve siyasi partilerin key fi ve başma buyruk tasarruflarının, sorumsuzluk anlayışı içinde toplumu yıkıcı boyutlara ulaşmasının önlenmesi gerektiği ifade edi lerek, şöyle denildi: DENETİMSİZLİK ÖZERKLİK DEGİLDİR. «Demokrasinin vazgeçilmez müesseseleri olan bu kuruluşların bizzat kendi iç lerinde demokrasiyi tahrip etmelerine, denetimsizlik ve sorumsuzluğu, özerklik sanmalanna son verilmelidlr. Sendika, dernek, siyasi partilerin kendilerine kanunla vcrilmiş olan yetki alanlarmda, bu kurailara uyup uy madıklarını denetlemek ma11 kaynaklarını incelemek. kuruluş içinde demokratik usul ve yöntemlere hürmet edilip edilmediğini kontrol etmek, şikâyetlerin takipsiz kalmamasına çalışmak, millet adına hareket eden parlamentonun ve daha başka organlann görevleri arasındadır. Bu nedenlerle yürütme gü cünü zayıflatan, yetkiierini kısıtlayan, dış müdahalelerde, toplum adına hareket et mesini zorlaşüran kural ve uygulamalara son verilmelidir. Yetkllerin lüzumundan fazla dağılması önlenmeli. yürütme gücü kuvvetlendirilmelidir.» TOPRAK REFORMU Sanayi Odaları görüşünde, özel girişim mülkiyet hakkının özgürce kullanılmasıyla gerçekleşen bir hak ve özgürlük olduğu kaydedi lerek. Anayasa'nın toprak reformu ile ilgili 37'nci mad desi eleştirilip kaldırılması istenerek özetle şöyle denildi: «Toprağın verimli işletilmesini gerçekleştirmek hedefi ile, topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlamak amaclarıyla devlete önlem alma görevi yükleyen bu madde, rîüzenli ve verimli çalışan çiftçileri tshlikeye düşüren, mülkiyet haklanna karşı keyfi müdahalelere ze min hazırlamış vo tanmda olumsuz etkiler meydana getirmiştir.» Odalar Birligi yeni Anaya sa'da başkanlık sistemi degil parlamenter sisteme dayanan bir yapı önerirken, Cumhurbaşkanınm yetkileri nin artırilması, bu klsinin gereSil göröldü^ü hallerde «olağanüstü» haî durumu ilan ederek, belirli blr süre için Anayasa'yı askıya alabilmesinin sağlanmasını iste di. SUÇLANAN KURUKfLAR Raporda, bazı kurumlar suçlanarak, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yüksek Hakimler Kurulu, univereiteler, sendikalar ve derneklerin geçen 20 yıl içerisinde son derece zararlı ve tehlikeli eğilimler gösterdikleri iddia edildi. Anayasa Mahkemesi'nin yerine «Anayas» Divanı. adıyla yeni bir kurum oluştu rulması, bu kurulun, Devlet Başkanı'na, danışmanlık görevi yapması önerilen Odalar Eirligi'nin Anayasa rapo runda tek meclisli ve 450 üyeden oluşan Meclis dışında aynca bir «Cumhuriyet Konseyi» kurulması, Yüksek Danışma Kurulu niteliğinde görev yapacak olan bu konseyin eski Cumhurbaşkanlan, Başbakanlar, Ge nelkurmay Başkanları ve bazı ekonomik kesimlerin temsilcilerinden oluşması is tendi. SENDİKALAR Sendikalann siyasi amaçlarla çalışan yürütmelerinin, bu tür eylemlere katılmalarının Anayasaya konulacak hükümlerle yasaklanması istenen Odalar Birliği' nin Anayasa görüşünde diğer konularda da özetle şu önerilerde bulunuldu: «Danıstay'ın yürütme gücünün siyasi takdir alanına giren konularda yürütraeyi durdurma, hükümet tasarruflanna devamh c.üdahalesi kapıları kapatılmalıdır. Dernekler, sendikalar, siyasi partiler ve vakıflar gibi kamu düzeniyle ilgili gö revler ifa eden kuruluşların denetlenmesi, devlete ve demokratik rejime karşı işlenen suçlarla, örgütlü bir şe kilde yürütülen şiddet eylem lerinin sü^atli bir şekilde muhaketne edilip cezalandınlabilmesi için, uzman kişilerden oluşan bir yüksek mahkeme kurulmalıdır. Devlet Güvenlik Mahkemeleri behamehal yargı sistemimiz içinde yer almalıdır.» Evet Hayır (Baştarafı 2. Sayfada) rak görev yaptılar, kitaplar, sözlükler yazdılar, denetlediler. Şlmdi bu kişiler Akademi üyesi olunca 'bambaşka' bir değer mi kazanacaklar? Akademi de 'uçlar' olmayacak mı? Yoksa 'tek sesli' bir tutucu topluluk mu olacak Akademi? Bu çekişme, bu kavga o zaman kat kat artmayacak mı? Kim dinler kim aldırış eder böyle bir Akademi'nin buyruklarına?. Mayısta bir daha toplamlacak. Bakanhk sanırım en iyi yolu tutmus: Bu Yüksek Kurul'u bir 'Akademi' yerine koymak lster gibi... En dogrusu da budur. Kendilerini aşın uç görenler, bildiklerini, inandıklarmı bu Kurul toplantılarında ortaya dökerler, olur, biter!. : Ortodoğu'nun (Baştarafı 1. Soyfoda) olduğu demokrasi düzeni içinde bile etkisinl göstermiştir. Ben eğer, işveren ve işçHer yasaların koyduğu kurailara uyuyorlarsa toplu görüşmecilige inanıyorum» dedi. «TÜRKtYE MUCtZE YARATMAK TOLUNDA» Dünyanm ekonomik durumu iyi olmasa da Türkiye'de genel inanışın Türk ekonomisinln gelişme noktasına ulastığı yönünde olduftunu kaydeden Turgut özal. «Türkiye'nln su andaki proçram sayesinde Ortadoguda bir ekonomîk muclze yarat.mak yolunda olduğunu» iîade etti. özal, Türkiye'nin OrtadoÇu ülkelerinln «ekmek sepeti» olmayı hedef aldığına lşaret ederek, Istanbul'un Ortadoğu bölgesinin en önemü bankacıhk merke7İer<nden b'ri olacağını da fcildirdl. OANEVl'NtN YAZISI tki ayrı bölümde yayınlanacak Türkiye ckinde. Türkiye'nin yatınm alanları, bankacılık, tîcaret ve turizm bakımmdan sahin olduğu potansiye.'t inceleyen yazılar yer alıyor. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Yavuz Canevi'nin de bir yazısma yer verilen ekte, Canevi, 24 Ocak kararlarmın felsefesini anlatmakta, bu kararlarla enflasyon hızının düştüğü, işçi dövizlerinin arttığını. ihracatm geliştiğini bellrterek serbest piyasa güçlerinin yeniden harekete geçirllmesi sayesinde «Türkiye'nin yapısai değişiklik geçirmekte olduğunu» belirttl. Atatürk'le ilgili bölümlerin de yer aldıgı ekte, Mustafa Kemal'in yıkılmış bir Imparatorluğun kalmtıları arasmdan bir modcrn devlet yarattığı kaydediliyor. İSTANBUL, (a.a.) tstanbulAtina arasında tarifeli otobüs seferleri açılması için Türkiye ve Yunanistan Ulaştırma Bakanlıklarının anlaşmaya varmalarından sonra İİKİli devletler bu hatta çahşacak firmalarm seçimini de yaptılar. Türkiye ile Yunanistan arasında çalışacak Türlc firmasınm seçimi Ulaştırma Bakanlığmın hazırladığı ysni bir yönetmellgin esaslarma göre yapıldı. Mevcut otobüs işletmele(Baştarafı 1. Sayfada) rinden gelen müracaatları de Terblye Kurulunca, aynca, ğerlendiren ilgili komisyon, hattın işletmecisi olarak en •Imam ve müeartn yetlştlyüksek puanı toplayan «BOS ren İmam Hatip Liselerinin FOR Turlzm A.Ş.»*vi birincl ders programlarına konacak meslek derslerlnin kaç firma olarak seçti. Sıroiamarla ikincilıjM «DER saat ve hangi dersler olaya Turizm» almış, üçüncülük cagı konusunda çalısmalar için ise «VARAN Turiım» ve yapıldığı da bellrlendi. «AVAS» Şirketlorir.ln puanlan Çalışmalarm Ukbahar so eşit geldiğinden, iki kuruluş arasında kura çekilmesine ka nuna kadar tamamlanacagı ve Önümüzdekl ögretlm rar verildi. tstanbulAtina otobüs hattı dönemine yetştirilerek, uy haziran ayında hlzmete gire gulamaya konulacağı da belirtiliyor. cek. İSTANBUL ATİNA OTOBÜS SEFERLERSNE HAZÎRAN'DA BAŞLANIYOR (Baştarafı 1. Sayfada) Bunalım, Ingillz'lerin Faliîlnr.d, Arjantin'lilerin ise «Malrtnas» dediklerl adalardan Sars Pedro adasına 19 martta bir Arjantin şirketinin geml eııkazı çıkarma çalışmalan yapmalc üzere 39 Arjantiniiyi çıkartması ile başladı. îngiltere Arjantin'lilerin pasaport içlem lerinin tam olmadığmı belirterek, bu îşl?rnler:n yapılmasını istedi. NB var ki, Ar.iantin'liler islomîori tamamlayacaklanna, formalitenin İSTANBUL, (a.a) Pertevniyal Lisesi'nde dün akşam çıkan yangm kısa zamar.da kont rol altına alınarak söndürüldü. Pernevniyal Lisesi'nin Öğretmenler Cdası'nda dün akşam saat 22.00 sıralarmda çıkan yan gın olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından kısa zamanda kontrol altma alınarak genişlemeden söndürüldü. Yetklliler yangın sırasında ölen ya da yaralanan olmadığım maddi hasar meydana gelcliğini bildirdiler. (Baştarafı 1. Sayfada) bir denizcinln kurtarılması operasyonuna katılmıştı. Prens Andrew arkadaşlan arasmda ne$eli, esprili ve ağabeyi veliaht Prens Charles'e KI yasla daha geveze olarak bilıniyor. Bir arkadası da «Daily Express» gazetesJne verdigl bir demeçte, prensin «biraa gösterişe meraklı» olduğunu ve «ken disinin ve annesinln kim oldtığunu anımsatraak için» sık SIK ellnden geleni yaptıgını bellrtmekten geri kalmadı. tngiliz donanmasına Uç yıl önce katılan 22 yasındakl prens, pilotluk görevlnden yaklaşık 120 bln TL aylık alıyor. 12 yıllık hizmet suresi bulunduğu ve ilerlde Amlral blle olabilecegi belirtiliyor. Hızlı arabaları, avı, sört ve kayağj seven prens Andrew*un çocuklugunda yaptığı yaraması lıklar arasında hizmetçllerin a yakkabı bağlannı düğümlemek, Windsor satosunun yüzme havuzuna köpUklU deterjan atmak, ve annesi lcraliçs Eliaabeth'ln en sevdlği sapkasıyla futbol oynamak da bulunuyor. (Bastarofı 1. Sayfada) Başkanları defnedilecek. Eski Cumhurbaşkanlan'n dan Cemal Gürsel'ln Anıt Kablr'deki mezarı da Devlet Mezarlığı'na nakledilecek. Anıt Kabir bahçesindeki devrim şehitlerinin me zarları isd yakınlan tarafın dan başka bir yere nakledilmemeleri halinde Ankara'daki Askeri Şehitliğe taşına cak. Anıt Kabir'de ise sade ce Atatürk ve tsmet İnönii' nün kabirleri kalacak. Pertevniyal Lisesi'nde yangm csktı Gafcieri (Baştarafı 1. Sayfada} ceki gece Arjantin'den ayrıla rak Washingten'a dönmesi bek leniyordu. Eu arada bir anlaş ma umudu belirdiği yolundaki haberler de iyimserliğin art masma neden olmuştu. Ancak, görüşmelerin son anda hüküm ranlık konusunda yine tıkandı ğı büdirildi. BBC'nln haberine göre, Haıg Ba'kan Galtleri'ye, Arjantin es kerlerinin Falkland adaianndan çeitilmesine lcarşılık. tngiııa donanmasinm gerı dönmeBini ve adaların bir süre İçin Arjantin îngiltere Birleşmiş Milletler ortak yönetimınde kalmasını önerdi. Galtieri bu planı olumlu karşüaclı ancak planm uygulanması ıçın Arjantin'in adalar Uzerindekı hükümranlık hakkınm tanınması koşulunda ısrar etti. Bu andan ttibaren gOrtlşmeler çıs maza girdi. Çünkü Londra htikümeti Arjantin'in Falkland adalarından ön koşulsuz oakilmesınde ısrar ediyor. Görüşme lerın yine çıkmaza saplanması üzerine Haig, önceki gece Was hington'a dönmekten vazgeçörek dün Buenos Aires'te bir dızı görüşme daha yaptı. İngiltere'de ise Eaşbakan Margaret Thatcher hatta aonu tatUini yanda keserek gellsme leri izlemek uzere dun Londra'ya döndü. Ancak hükümete yakın kaynaklar, Thatcherin Londra'ya dönmeslnln yeni bir gellşme olduğu anlamına gelmediglni oolirttiler. Falkland bunalımına Ulskin diğer bir geUşmede «Sunday Express» gazetesl, tngiliz aakerl yetkililerinln AtlanUk Okyanusunun güneyine şlmdiye dek nUkleer caydırma gücune dahU edllen «VULCAN» bombardıman uçaklarını göndermeye xa rar verdiginl yazdı. 3 GAZETECt DAHA TUTUKLAND1 a.a.'nın haberlne göre «Cn» nadlan Broadcasting Corporatlon» (CBC) adlı Kanada ulusal teievlzyonundan üç Kanadalı gazeteclnin Arjantln'de lu tuklandığı blldirildi. Prodüktör Samuel HlUman, »ss yönetmenl John Rivadavia' da tutuklu bulunduklan ve Ar jantinll yetkllilerin kendllerine iyj davrandığı CEC sözcüsünce belirtildi. Bilindigi gibi lkl gün önce Buenos Aires'te üç tngiliz gazetecinin tutuklandığı acıklanmıştı. adacığa Arjantin bayrağı çektlfer. Londra hükümetinin olayı protesto etmesi üzerina de, Arjantin hükümeti vatandaşlannı korumak içîn bölgeye savaş gemilerini gönderdi. Böylece basiangıçta önemsiz bir bürokratık formalite anlaşmazlığı nitcliğinde görünen olay, bir anc!a ciddi bir bunalıma üönü»tü. Arjantin birliklennin f^!i«land adalannı isgal ederek, 78 ingilİB askerini etklsiz duruma getirmelerini ve bu olaydan iki gün sonra Lord Camngton'un görevinden istifa etmesini, Londra hükümetinin bölgeye büyük bir füo gönderileceğinl üçıklaması lzledi. 3540 savaS cemisinden cl'jşan filoda «Hermes» ve «İnvincible» uçak g«mileri de bulunuyordu. Ce^ îrinllğin hızla artması uzerine devreye giren Başkan îîeagan, Alexander Haig'i srabuluculu»la görevlendirdi. Bu arada îngiltere d« Falkland adalan çevreslnde 200 mlllik denla at>lukasmm uygulanacaguu açıklıyordu. O'aylar, nisan »yında hızlı biçimde aşafjıdaki sekilde geUşiyordu. • 2 nisan: Arjanttn'in adaian isgal etmesindan sonra İngiltere Güvenlik Konseyini ecll toplantıya çağırdı. 9 3 Nisan: Avam Kamarası 1956 Süveyş krizinden bu yona ilk kez olağanüstü toplandı. • 4 Nisan: Guvenlik Konseyi Sovyetler ve Çln'in çeklmser kaldığı karannda, Ariantin birliklerinin derhal adalardan çekilmesini istedi. • S Nisan: îngiltere Dısisleri Bakanı Lord Carrington gdrevinden istifa etti. • 6 Nisan: İngiliz donanmasinm Falkland adalanna gönderileceği açıklandı. 0 7 Nisan: îngiltere, atlaların çevresinde 200 millik bölgeyl «savaş alanı» il£n etti. • 8 Nisan: Mekik dlplomasisme başlayan Alexander Haıg, ilk durağı Londra'ya geldi. • 10 Nisan: Avrupa Ekonomik Toplulugu Ariantin'den tum dışalımları durdurdu. • 16 Nisan: Haig'in mekik diplomasisi devam ederken Arjantin donanmasinm deniza açıldığı haber verildl. Falkland adaları bunalımının tarihsel kökenleri ise 150 yıl geriye gidiyor. Adalar 1692 yılında İngiliz John Davis tarafından bulundu ve «Falkland» olarak adlandırıldı. Daha sonra 1763 yılında Fran sız Bougainville bölgeye çıkartma yaparak adalara «Malovines» (Malvln) adıru verdi. Ancak Bougainville 2 vıl sonra İngilizler tarafından kovuldu. Ingilizler adalan bir süre sonda terkettiler ve buralara Arlantin'liler yerleştiler. 1833 yılında ise geri gelen îngilizler adalan Arjantin'lilerden aldılar. Böylece 150 yıl surecek olan anlaşmazlığın da tohumları atıldı. PARISTE ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ynrdımcısı Turgut özal Avrupa Ekonomik Toplulugu ve Ekonomik Işbirliği ve Kalkmma Teşkilatı (OECD) yetkililerl ile görüşmelerde bulunmak tizere dün Parls'e gittl. özal, OECD Genel Sekreteri Emil Van Lennep'e Türkiye'ye yapılan özel yarö\m programmm 1982 yılı uygulaması konusunda görüşmeler yapacak. Özal, AET yetkilileriyle de, Türkiye'nin Ortak Pazar ülkelerlne yaptığı tekstll lhracatı konusunda ortaya çıkan son gellşmeler üzerlne görüşmelerde bulunacak. Geveze (Baştaroft 1. Sayfada) larm haiindeydi, Arafat, Günay Lübnan'daki Sur kentıne, Nabatiye kasabası cevresindeki Filistln topçu ve roket mevzilerin», Beyrut yakınlarındaki Damur kasabasında bulunan Filistln kamplarına ve Beyrut'takl FKö merkezle rins yoğun bir İsrail saldırısı beklsdlfilnl oçıkca İlan et* mişti. İsrail'in 25 nisan'da Si nayı boşaltacak olmasının be dellni FKÖ'ye Ödeteceğl bici mindeki yorumlar yaygındı. Beyrut'a bir aylık bir aradan sonra tekrar vardığımız da yazı işlerlndekl arkadaşların telaşı İle taban tabana zıt ferahlıkla karşıloştık. FKÖ mer kezlerlnds hlc klmse İsrail sal dırısı beklemiyordu. Bu ihtimal geotiğimlz hafta sonu (yanl 1011 nisan günlerl) çok kuvvetllydl, ama MescidÜl Ak sa'ya yapılan «aldından sonra uzaklaştı. Uzaklaştı çünkü Batı yakası ve Gazze ka rıştı. Isroil asla iki cephede savaşmaz. Hem Amerika lılar Güney Lübnan'a israil saldırısını önlemek İçin olağanüstü caba harcıyorlar. iki ABD Dışişlerl Bakan Yar dımcısı birden, hem Stoessel hem de Veliotes şu anda böl gede. İsrail saldırısı ihtlmal! uzaklaştı. Geçtiğimlz haftanın Ortasında. salı akşamı ve carşam ba sabahı Beyrut'ta blr israil saldırısı Ihtlmall konusundakl genel tovır yukarıdakl cüm leler idi. AMERİKA NE İSTİYOR?.. İsrail'in, Sina'dan çekilişlne dek İsrail saldırısı beklen miyordu. Böyle bir saldırı Arapları birleştirebilirdi ki bu tür bir gel/şmeyf şu sırada Ameriko istemiyordu. Bir buçuk ay önce Suriye' ye gitmek üzere Beyrut'a uğ radığımızda yine İsrail ealdı rısının eli kulağındaydı. Sal o'ırı gercekleşmedi. Çünkü ben den bir gün önce Reagan'ın özel temsilclsl Phlllp Habib bölgeye gelmışti, Habib varken israil saldırmaz, dediler. Suriye'ye gittik döndük, Ha bib de bölgeden ayrılmıştı. «Peki, ya şimdi)t dedik. «Olmaz. Şimdi de Mltterrand İsrail'de» dediler. Ik kez imdadımıza Habib, ikinci kez de Mitterrand yetiş ti galiba, kendlmizi savaşın cehennsmi içinde bulmadık diye düşünüyorduk. Yanılmışız. BEYRUT'TA İKİ GÜNLÜK CEHENNEM Gectlâimlz carsamba aü ISRAIL SALDIRISI nü sabahı Beyrut tam bir ölü şehir görünümündeydi. Beyrut'un çoğunlukla Müslümanların yaşadığı ve FIIİ3 tinlilerin barındığı Batı keslmi MescidÜl Aksa saldırı sına protesto niteliğinde is lam ve Arap dünyasının birçok kesirninde olduğu gibl genel grevdeydl. Bütün dükkânlar ve resml yerler kepenk lerini ve kapılarını kapatmıştı. Sanki koca şehirde hayat durmuştu. Ne olduysa akşam üstü oldu. Beyrut'a pek yakışmayan, Beyrutluların pek alışık olmadığı 6ükunet akşamüstu bozuluverdl. Solcu örgüllerın ittlfakı ulusal hareket (özellik le Lübnan Komünist Partisı ve Irak yanlısı Lübnan Baas Partlsi) Mlllslerl ile ŞU örgü tü EMEL tüm Beyrut'u kapsayan ve hatta havaalanının bir süre kapanmasına yol acacak şlddette bir carpışmaya tutuş tular. Taraflar blr gün önce Güney Lübnan'da çatışmışlardı ve işte blr 6üre sonra çar pışmalar Beyrut'a da sıçramıştı. Bütün Güney Lübnan ve bütün Beyrut 48 saotllk aman sız bir savaşı yasadı. İSRAİL'E GEREK KALMADI İsrail'in Lübnan'a saldırma 8inın hlçblr gereğl kalmadı. Özellikle Beyrut ic 6avaştan bu yano görülmemiş yoğunlukta yaşadı savaşı, ağır top ların. havanların, roketlerin, oralıksız makinell tüfeklerin ve cankurtaranlarla itfaiye sl renlerinin sesleri perşembe sa bahına dek hic dinmedi. Ertesi sabah bircok Beyrutlu uykusuzluktnn kıpkırmızı ya da tedlrginlikten rengi kocmış yüzleriyle umutsudular. Hemen herkes Şiî EMEL bir yanda, solcu örgütler diğer yanda yeni blr İc savaşın ka cınılmazhğına Inanmış gibiydl. SİNA'YI BEKLİYORLAR Perşembe gecesi havaalonı na boş yollardan ulaştığımda Beyrut'u terk ediyordum. Bun dan sonra Beyrut'un kızışmış bir lc savaşla mı, yoksa genlş çaplı blr İsrail saldınsıyla mı, ya da isroll'in Sina'dan ce killşinln ne gibi gelişmeler do ğuracağının tartışmasıylo mı karşılaşacağına emln olmadan.. Şimdi hedef Sina israil gerl cekilecek mi. çekilmeyecek mi? Geri cekillrse Mısır bun dan böyle nasıl bir politiko \z Anıtkabir'de Ogretmen (Baştarafı 1. Sayfada) melerJe yenı bazı haklar sağlanacagım açıklamıştı. Bakan Sağlam'ın verdlği bilgiye göre, öğretmenlere, teknik elemanlarla sağlık personeline sağlanan hakiara eş değerde olanaklar getirilmesi için başlatılan çalısmalar sürüvor. Yapılan hesaplara göre, kadro yasasındaki değişiklikler öğretmenlerin maaşlarında derecelerlne göre 3 ilâ 10 bin lira arasında artışı öngörüyor. Sağlık personeline verilen aynı değerdeki hak, net olarak maaşlara vansıtılmıstı. TÜRK KANSER ARAŞTIRMA VE SAVAŞ VAKFI ANKARA Kanserden korkmayın demek çılgınlık, ama buna kayıtsız kalmak daha da büyük çılgudıktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear