Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 NİSAN 1982 KÜLTÖR YAŞAM Cumhuriyet 5 Dehşetin sınema Yaratıcıları, 'Deli Kan,,ı anlatıyor 44 Bedeli (Wages of Fear) Romana, sinemanın ekledikleri yabana atılamaz,, maktan kaynaklandı bu durum Kıtapta açık seçik bir tema bulamadım. Istanbul'un bir «bataklık», bir «deprem yeri» oldufu genel teraa'smın dışında Eskiden ben ışlemek ıstediğim, kalamda olan bir tema vardır: Bızım gıbı toplumlardakl sevgısızlık veya sevmeyi bilmemek durumu. . tnsanlar •=cvmeyı bılmez bizde, kadına mal gıbı davranırlar... Feodal kalmtılardan gelen durtulerle kadına yalnızca faydacı açıdan bakılması. uretım, uretimi sürdürecek çocuk doğurma için bakılma sı gıbı durumlan eleştırmek, sevmeyi ogrenmenin oneminin altını çızmek ist»dım Bomanda zaten bir ölçude varolan temalar... Bu temayı belirlemek içinse. kadının ayni kadm olması gereklıligi vardı Aynı kadın olmah ki, Sefer öykü bo yunca ve öykunun sonuna dolru artık onu sevmeyi ve genelde sevmeyi öğrenebilsin... Biraz da, açık konuşalım, Müıde Ar gibi bır star olunca filmde. bilinç altımızda da olsa onun rolunü büyültmek duşuncesi de egemen olmuş olabılir, Kaba kuvvetle hıç bır yere varılamıyacağı, sevginin, emeğın, çalışmanın onemli olduğunu da vurgulamak is tedim. Bunun için 2 alterna tıf var filmde, kitapta da olan: Biri Memiş. kan davasma bulaşmamak için kaçmış, kayıkçı, işçi. ustabaşı derken hayatmı kurmuş, ka nsıyla da, Sefer'in Zekiye'y le kuramadığı insancıl bır ilışki kurmuş biri... Diğeny se küçük Dursun: Okuyor. universıteye dek geliyor. De mek ki yol Sefer'in yolu de ğildır, başka seçenekler de vardır diyor filmimız .. Çıkış yollarını gösteriyorum. umutsuz bir film yapmak istemedim diyorsunuz, ama filmin, romanda oimayan karamsar bir sonu var? Romandaki son karam sar değil mı yeterınce"' Ada mı arılann sokup olmesı? Ayşe Şasa bunu bir tur ıntıhar olarak yorumlamıştı. ama Zeyyad bey öyle duşun mediğini söylemişti Yanlış yaşanmış bir hayatın bu yanlışlar yuzünden olumsuz biçimde nokftflandığını gösfermek, aslında yanlışlara getirilen eleştiriyi güçîendirir, bir rur Olumlamadıf'nu, bır tür olumlu sondur yanı. Zoyyad bey. romanm yazarı olarak film ve oyuncular üstüne son Izlenimlniz nedir? Romana göre uzaklası lan şeyler var, ama romana sinemanın ekledikleri de ya bana atılamaz. özellikle 2 şey var. benim hoşuraa giden Biri Karadeniz manile» ri ve bunlann olaylan yorumlaması (Atıf Yılmaz, burda bunun Onat Kutlar*ın bir düşüncesi olduğunu söylüyor). bir de Sefer'in «Mitari'nin gellni» düşünü canlandıran o duvaklı tekne Imajı, sık sık gösterilen.: Ama bir de romanm çok sev diğim bazı bölümleri vari Sözgelîmi Sefer'in tüm Mitari'nin uşaklarını ayaklandmp Trabzon'a dek çala kürek iş aranıaya gitmesi ve süklüm püklüm geri dön mesi.. Tüm denizin ve denız adamının sorunlannı. dramını içeren bir bölüm olabilirdi bu... Bar sahnelerinin de benl pek ilgılendirmediğini söylemeliyim. Ama köy sahneleri, Haliç sahnelerl kusursuzdu. Genelde filml beğendiğimi, oyuncula n ise, başta Müjde Ar ve Tank Akan, çok iyi bulduğu mu söyleyebilirim. • Yonetmen: William Friedkin / Oyuncular: Roy Scheider, Bruno Cremer, Amidou, Francisco Rabal, Ramon Bieri / CİC yapımı (Site, Sinepop, vs.) Hollywood'un yenl kuşagının önde gelen islmlerlnden, «Kannnun Kuvvetl French Connection» ve «Şeytan The Exoreist» filmlerlnln usta anlatımcı8i W111iam Friedkin. sinema tarlhinin unutulmamış klaslklerinden blrlni. Henrl G. Clouzot'nun, zamanmda blzde de çok sevtlmiş olan filml «Debşet Yolcnları Le Salaire de la Peur>ü yeniden çevlrmlş. Clouzot'nun 1953'de yaptığı film. Latln Amerika'da ismi verllmeyen bir fllkede. dlktatörlük, rüşvet ve sefilliein kol gezdtgi yitik blr yörede. bir çıkış yolu anvan. kişisel ve değişlk nedenlerden buralara düsmüs 4 Avrupalmin. bir petrol kuyusu yangmını söndürmek üzere gerekll olan nitrogliserini 200 km. öteye kamyonlarla tasımak (rfbî cok tehlikeli bir isi kabul etmeJerin! ve bu dehşet yolculu£unun öyküsüntl anlatıyordu. îçerdi&l geriiim ögeleri denll. 4 kahramanının (Yves Montand. Char les Vanei. Folco Lulll ve Peter Van Eyck'in oyunlarıvla da belirlenen) kişisel dramlan ve cevre betlmlemesi ilp ön olana çikıvordu bu film Bir ele<>t1nrıpnp sö re «Basarisizlı£ın dramı, kfir eirMmlprin anlatn«ii7İı*mın traiedisi» 'di bu fPlprre Kasf) Clouzofnun kPndi<si lse fiimini <5Övle anlatıvordu «Dpgisik bir dpknr. karmasık hlr Insan rfıkiü b'r kamvon Hbf «*phSPt Tîri hîr avnntı vb ftgplpr «avpsindp. valtmra *tt rfikWir1 nitnrp«k hlr orkn dpgfl ana tpma'«ıi pp«sarpf rp ontın kf>r«!itı olan korkakhğa. dnvanan Wr destan varatmava çahaladim».. Frfedkin rilmin son vassilarında.& yapittnı Ciouzot'vn qrtarj' ını beiirtlvor. Fripdk'n Hoilrwood'\iB *1nemavı nntın çpTni^'nl bt)pn. Avrunslı ostTİari da tanıvan vcrti ktı<;a£indan* Boerianovirh Rnielhpre. Lucas. Altmsn v s etb' «Dph<sPt Vnlctrtsın»nı sahnp sahne. İ7'cd1§lne. bu filmden gerekll dprsiprl aldıSma kusku vok Ama Fripdkin'in filmi (•bplleâimizde ancak «illk anılan kalan) Clouzot' nun filminden vine dp cok Bu dp&işlkHk. bir pnidpn vapilmasim onavlpmıvan tutucular lçin FrİPdkin'in fllmini mahkum ermpftp veterli kuş kusnr. Ama Friedkin'in veni. değisik. farklı blr film ortava koymak istemesi kınanabillr tni? Her sinemaanın dogal hakki deSil mi, kiasik bir yapıttan vola çıkip kendi yoramnna getirmek. kpndi filmini yapmak? Frledkin'tn ffimi çesitH açılardan ilginç.. Öncelikie Friedkîn'ln bir anlatım. bir bptimlemp iı<!tası oldnSunu pösterpn bölttrnlpr: Basta. kısa pianlarla da olsa. bir Latln Amerika flikeslnin (zaman tcindp hiç degismiyora ben^even) fonu. dikta törlö&ün. halka karsi bir askeri vönptimtn. voksulluönn. s6mur«nfin a&ır baski?ı ve P7İ5İ altindiki vıftınlar, ptkili bictmde bpllrivor. Sonra 4 kahramanınwnn fdaha do*ru«siı 3 Mpk<?1ka1] Nl!o 'Fransisco Rabal'nnn M5İ1151 KPÇTTIİÇİ bplirmivorl. cok kısa. birkac daktkahk bolümlprle. ama 53pa«;a*Tam hicimde vprilen epcmlslprl.. Bunîar. Friedkin'in kısa ve özlfl anlatımda ne dpnli bpcerikll, rpk usta bir sinemacı oldukarnthvor... Ama asıl önpmlisl, Frlîdkin'ln Eerilim sahnelerln ie elde pftisi başan dfl^e71.. ypşilln. sfirekli ya&mur îltında pelisen. büyüven. nsana korknnc vp beklennedik tuzaklar icpren ornanlann yesllinin egemen îlduğu göröntölerde Friedîtn, yer ypr sinemada ya•atılmıg en sörflkieyici böümlerdpn bazılarmı yarajyor.. «Kanunnn Knvre:!»nde Newvork*un göbeUndeki ünlü takip sahnesinin usta yaratıcısı. «Deh;etln Bedellande de, gerilim linemasınm antolojilerine çeçecek en izından blr böüm yaratnuş: Sürekll ya;an yağmur altında. lnsa\m yürüyerek bile geçemiyecegf lpten bir asmaköprüden koca bir kamyonu ge çlrmeğe çalışan (ve başaran) 2 kahramanımız... Gerek bu sahnede. gerekse 1 filmln tümünde. Fransii Rrnno Crpmpr ve Amidou Meksikalı Franclsco Rabal'm özlü oyunlannın yanısıra, filme asıl lnsancıl derinllğlni kazandıran. büyük oyuncu Roy Scheider de unutulmamah: Upuzun yüzündeki kederli, bezgln gözleriyle dünyaya ıslak, umar sız bakişlar fırlatan, ama herşeye karşın yaşamaya ve başarmaya kararlı bir olumsuz kahraman, haya tı kaymış bir eski soyguncu... Ne var fci film, tüm bu olumlu ögelere karşın doyurmuyor. tam anlamıyla.. Bir kez, insanlar, insanlar arasındaki ilişkller ve çevre betimlemesl, Clouzot'nun filmindeki denll güçlü deftil. (Bunda, blzde gösterilen kopyanm. filmin kaynaklardaki asıl uzunluğuna göre yarım saat kadar atilla dorsay kısa olmasının da etkisi olabillr). Diğer yandan. Clouzot'nun filmlnde, bunca yıl sonra bile anımsanan bir final bölümü vardı: 4 kahramandan tek başanya ulasan ve hayatta kalan Yves Montand'ın. neşe için de ve bu kez boş kamyonuy la geri dönerken bir uçuruma yuvarlanıp ölmesi.. Bu final, Friedkin'in filmlnde bir «tnutlu son»a bırakıyor yerini.. Böylece filmin (öykünün) asıl anlamı ve özü, bir «başansızlık öyküsii» olması, hayata meydan okuyan bu anlamsız glrişlmin, «kör girişimlerin anlamsıziığının tra.jedlsi»nt içermesi olayı ortadan kalkıyor, film sıradan bir serüven düzeyine iniyor.. «Dehşetin Bedeli», sonuç olarak ilgl çekicl blr gösteri, vakit geçlrten blr film.. Ama Clouzot'nun filmindeki acı mesajı. umutsuz. karamsar bildiriyl içermiyor ve bu yolla seyircinln belleğinde uzun zaman (herzaman) kalma şansını yltiriyor... Atıf Yılmazın Zeyyat Se (imoğlu'nun «Deprem» roma nından uyarladığ) «Deli Kan» fılmı onumuzdekı haf fa göstenme çıkacak. Bu ne denle Yılmaz ve Selimoğlu'ya bırlikte bu uyarlama us tune yaptığımız konuşmayı şımdıden sizlere verıyoruz. Boylece filmı, ilk gununden başlayarak daha doğru ve saghklı biçımde değerlendırme olanağı çıkabılir dıye duşunduk. Sayın Selimoğlu, ilk kez bir eseriniz filme ahnıyor. Genelde bir yazar olarak sinema olayina bakışını zı anlahr mısmız? Sinemayla aslında çok eskiye dayanan bir ilişkim var. Ama tabii seyirci olarak... tyi filmleri kaçırmamaya halâ çalışınm Ama ilk kez bir filme böyle bir katkım oldu, dedığiniz gibi Atıf Yılmaz «Deprem»! filme almak istediğini söyledı ğinde çok sevindim. Niye bu kitap diye sordugnmda çok tlerinç bir kısa karşılık verdi «Hareketliliginden otflrfl» de di Bunun üzenne bu işe gir dik Senaryosu i kez yeniden yazildı Sizln herhangl blr kat kınız oldu mu senaryoya? tlk kez Ayşe Şasa'nm calışmasma pek az katıldım Sonra Onat Kutlar çalıştı, en son da Atıf Yılmaz kendisi yazdı. Ben kitabımın A'dan Z'ye aynen uygu lanamıyacagını biliyordum. böyle bir şey ne bekledim, ne istedim. Yazı ayn, sinema ayn bir olay. Kitap yal Yazar Zeyyat Selimoğlu nızca bir kaynaktır. Hıç bir zaman kitabımı on planda duşunmedım Şoyle duşundum: Kıtabımın da katkısıy la guzel bir sınema esen ya ratılsın... Atif Yılmaz: Ben burda şunu eklemek ısterim Bu tavır çok onemlidır ben ce .. Genelhkle bızim yazar larımız boyle algılamıyorlar sorunu, roman veya senaryolan aynen uygulansın ıstiyorlar... Z. Selimoğlu: Ben sınemaya öylesıne bir saygı duyuyorum kı, boyle bir duşuncem olmadı. Ortaya guzel bir şey çıksın da. benim kıtabımdan fedakarhklar ol sun, onemli değıi. Kitap orda duruyor, isteyen alır, yazıldığı gibı okur. Kitabınızdan şöyle bir bölüm okuyorum: «Kalınca bir sis perdesi ardmda: çiğ ve guçlu bir ışığın altında. Yonetmen Atıf Yılmaz göre temel bazı değişiklikler var filmde... Bir kez romandald 2 kadın. Zekiye ve Aynur, filmde birleşip ayni kadın olmuş, üstelik romanda olmayan biçimde ön pla na geçmiş bn kadın, nerdeyse Sefer'le atbaşı... Bu temel değişim neden meydana geldi? Ayşe Şasa romana çok sadık bir senaryo yazmıştı, bu bana bıraz şematik geldı Onat ıse romanı aşma, 5'apyenı bırşey ortaya koyma çabasına girdi sanıyorum Bu da çok farklı bir yerlere aldı götürdü konuyu... Sonra kaldı. Ben yeniden ışe sanldım. Romanda ki 2 kadının 2 ayn kadın olarak kalmasını ben hâlâ en uygun çözüm olarak go ruyonım. Ama bunu yapamadık, bu durumu faydalı bir şey haline getiremedik. Bir de filme ana tema ara kollan kıpırdayan hayaletler sessızlik beyaz bir fon uzennde koyu yeşil aynı renkte maskeler ağızda ve burunda beyaz bir çarşafla ortulmug buyuk vu cut madensı parıltılar lastık eldıvenli ellenn gıdıp gelmesi çabuk çabuk » vs. vs.. Tipik bir senaryo okuyoruz sanki. Bu roman) ya zarken film yapılacagını mı düşüiidünüz, yoksa sinemamerakınızdan, sevginizden gelen bir teknik mi zaman zaman romana böylesine sindi? Bu benım anlatım tek nığımle ılgılı bırşey. Film olacağını elbette duşünmedım yazarken... Ama ilginç bir noktaya dokundunuz, ya km bir dostum kıtabı okuyunca bana: «Ne zaman film olacak?» dıye sormuştu. Atıf Yılmaz, romana kıaacai • Turkıye bu yıl Taş kent'te yapılacak olan Ulusfararası Sinema Şenliginde resmen tetn sil edilmeyeeek. Buna neden, Moskova Buyukelçimizden gelen ve Sov yetler'de yapılmakta olan Senli&e (bir yıl Mos kova, bir yıl Taşkent'te) katılan fiimlerimizin «fTürkiye aleybinde men fl propaganda yaptıjfını» bildiren raporlar.. Bunum tizerine KUltür BakanhSı, bu şenlige rpsmi olarak katılmama kararı aldı. Oysa Moskova ve Taşkent şenlikleri. fi!tnlerinii7 Için cok büyıık satış olanakları Ketlren şenliklerdl ve bıı karar, film cilerimiz arasında olumsuz hicimde karşılandı. • «Yılanı öldürseler» fllmi Türkiye'yi resmen temsil etmek üzere katıldıgı Cannes Şenllgtnin Eleme Kuru lundan gecmedl Bu du rumda film, resmi ve yarışrnalı bolümde de611. isterlerse dlger bölümlerde yarışabılecek. • Atıf Yılmaz, önümüzdekl günlerde çekeceg:l «Dolap Beygiri» filmlnln son hazırlıklarını yapıyor. Sııphl Tek niker'in blr senaryosuna. ünHI yonetmen ken dine göre son blçfmfnl veriyor. hyas Salman, Şener Şen. Seden Kıııltunç ve olasılıkla AST'ın yenl oyuncnlarından Nnrseli Çam lıbel'in oynayacagı film, «bttrokrat oimak ve oldugıında da namnsln kalmak» çabası içindeki bir halk çocngnnun trajikomik seriivenlerini anlatıyor. • TRT'nin eltnde çekllmiş olarak bulunan ve yalnızca stüdyo lşlemlerinin yapılması gereken Halit Refiğ'tn <Yorgun Savaşçı» ve Lütfl Akad'ın «Bir Ceza Avukatının Anılan» filmlerinin kurum tara fından ne zaman son haline getlrilerek gosterileceğl bllinmiyor. Blake Edwards, sanırım lyicene 'ozyaşamsal' (otobıyografik) bir tüm yapıyor. «10», zaten belü olçüde ozyaşamsal ogelere dayanıyordu, yonetmenın (ken dı açıklamalanyla da belır dığı gıbı), kadınlarla olan ilışkilerı, Hollyvvood'daki deneylerl, vs.. ustüne lnce bir taşlama, karamhar bir felsefe ıçeren bir yapısı vardı. Bızde yanhş anlaşılan (gıderek hıç anlaşılma yan) bu fıönden sonra yap tıgı ve sıcagı sıcagına izledıgimız «ünun Çocugu»nda Edvvards, gerek kışısel yansımalan, gerekse Hollywood eleştırısinı daha uç noktalara goturüyor Ozyaşamsal Kuşkut>uz, çünkü Bdwards da, tıpkı fılmdeKi yapımcı / yonetmen glbı. başarısızlıgın tadını tadmıştı, 60'lardakl ilk ün ve başan donemlnden sonra, 70'lerdekl filmleri üstüste bırer fiyasko ol muştu: «Sevgili Lilli», «Carey Operasyonu», «Ateşle Oynayan Adam The Tamarınd Seed>, vs.. Ancak yenıden dort elle sarıldıgı «Pembe Panter» filmleri ve ardından gelen «lü», yonet mene başan yollarını yenıden açmıştı. Ama Edvvards anlaşılan dersını ıyıce aimış bu arada... Başanyı tek slogan olarak benimse yen, herşeyl ona baglayan, başarısıziıgı tse bagışlama yan bir toplumda. paranın herşeyi yonettlgl blr toplumda acı günler geçirmlg, sıstemden ağzı yanmıştı. «Onun Çocugu», sanırım bu «Acı günler»ln yankılarını taşıyor. Yıllar süren başandan sonra hayatı nın kumannı oynadığı en pahaü ftlml lkl seksen yatan bir yonetmen / yapımcı, karısı ve çocukları dahll herşeyini yitlrdiglni anlıyor. Intihar glrişlmlerinl kimse ciddiye almıyor: Tıp kı lüks evlerln çevreledlği zenglnlerin kumsalında. yıllar yılı kendlsine filmlerinde eşllk eden köpeğlnden başka kimsenln farkına varmadığı ölümüyle başbaşa kalan bir zamanların Un lü oyuncusu gibt. blzlm yapımcı / yönetmenlmiz de ölme lsteğine klmseyi inan dıramıyor. Şlrket patronu, senaryo yazarı, patronun casusları (bunların başını bizim J.R. çekiyor!), kan CÜRETLİ Yıllar önco «Neşell Günlerı ve «M ary Poppins» gibi filmlerle ün yapan v« Blaks Edvvordsın geıçek hayattaki karısı olon Julie An drews, «Onun Cocuğu»nda değişik ve «cüretli» blr kompozlsyonda gozüküyor. Onun Çocuğu (S.O.B.) % Yonetmen: Blake Edwards Mulligan, William Holden, Hagman, Shelley Winters, rimar yapımı (Konak, Yeni sı, kansının geçici âşıgı, menecerl, gellp geçene blrer Iğne vurmaktan basıni alamayan doktoru, dedikodu yazarı, reklamcılar ve sinema denen karışık ve karmaşık mekanlzmanın çarklarına tünemiş çeşit1 asalak ve yan asalak1 lar, bu başarısızlıktan nasıl kurtulacaklarını veya ne çıkar sağlayablleceklerini düşünüyorlar... Yukardaki odasında kendinl 61 / Oyuncular: Julie Andrews, Richard Robert Preston, Robert Vaughn, Larry Robert Webber, Marisa Berenson / LoMelek, Atlantik, Kadıköy As, vs.) nl baştan ele alıp ek sahneler çekecek, «Seksi» bölümler ekleyecek. 15 yıldır Amerika'nm «Masum sevgrl lisi» olmuş bulunan fcarısına (Edwards'ın hayattaki gerçek karısı olan Julie Andrews'in gerçekten de 15 küsur yıldır «Masumluk tlmsall» bir oyuncu olması. fllmdekl «rastlantulardan ancak birlsldir), ilk kez «gögüslerini gösterme» ola nağı yaratacaktır. dürmefc lçln çeşltll yollar deneyen kahramammıza al dırmaksızın çılgın bir «par ti»nin sürdürüldüğü evde, başansız yonetmen / yapımcı birden kurtuluşa giden yolu keşfediyor: Seks. evet seks!.. Madem herkesln akü fikri bundadır. madem seyirci artık perdede masumluk değil, günah ve seks gdrmek istemektedir, o da onlara lstedtklerinl verecektir: Filmini ye Ve dediğinl yapar kahramanımız... Film gerçekten Je büyük blr başan olup çıkar... Ne var kl Hollyvvood'un kurt şirket patron ları, ona yine bir oyun oynamış, bir numarayla, fılmın dağıtım haklannı üstlenmişlerdır. Asıl kazanç (her zaraan olageldiğı gıbı), yıne onların kasasına gırecektır Ve yapımcı / yonetmen, kendi filminin negatıflerinı çalmak üzere çılgın bir gırişımde bulunurken, polis tarafından vuru lacak ve filmlere sarılı bir halde olecektir... , Görüldüğü gibi, Edvvards aslında bir trajedi yapmıştır. Bır,çok filmınde.alttan alta varolan. «lü»'da da ken dıni duyuran burukluk, bu filmde daha karamsar bir nıtelık aüyor, daha koyulaşıyor. Edwards. yıne kendine ozgü güldürü anlayışını yinelıyor: Serinkanhlıkla oluşturulmuş, aynı biçünde serinkanlı. dingin blçımde gelişen bir öykü «Tatü Budala The Party» nln veya bazı «Pembe Panter» filmlerinin temposu da boyleydi) ve bunun ıçıne yer yer ustaca yerleştırılmış aÇılgın» güldürü motifleri. her türden: Biraz burlesk (zeminde açılan deilkten aşağı düşmeler, kalkmalar. vs..), blraz fars (kan koca âşık 1lışkileri, 'ahlaksal* taşlamalar). blraz parodl, (ozellikle Julie Andrews'ln «Seksi dansı» ve «Gögüslerini açması» sahnelerl), biraz 'ka ra gülmece' (sahllde kendi kendlne ölen adam, çeşltli lntihar sahneleri, vs..)... Ama bu kıvamın, özelllkle «10»dan beri baska blr bileşkesi, yineleyelim, belü blr burukluktur. bir acı gül mecedir. bir nebze trajedi tadıdır... Edwards, tüm Hollywood'u ve tüm bir sinema düzeninl gulünçleştlrlıken, gençlerln arasında cinsel başansını sürdürmek lçin haflf «Cinsel sapü» ününe gerek duyan yaşlı zamparalan (Wtlllam Holden) veya sürpriz par tilerde hiç tammadıkları kl şilerle yatan genceclk kızlan gösterlrken, bir hayat boyu edinilmiş deneylerin oluşturduğu bu güldürüye gerçegin, gerçegln gözlemlnın lçerdiği acılıgı da getlrlyor. Hele final bölümü, «film ufcruna» ölen arkadaşlaruu yapay blr cenaze töreninden kurtarmak İsteyen 3 eski ( ve gerçek) dos tunun alıp iaçırdıkları tabutu. açıiclarda bir sandala yerleştlrlp ve sandaü ateşe verlp denlze salmaları, slaemada yapılmış en trajik sahnelerden biri.. «Onun Çocuğu», aslında insanın agzında buruk blr tad bırakan blr çagdaş tra Jedi blraz da.., Bize çok uzak dünyalardan gelen, kavranması blraz zor. hele hele sinemaya «Ceyarsı izlemeye gelenlerin hiç ml hiç anlayamayacagı, farkı na bile varamayacağı... Ama dikkatli ve Eduvards sinemasına biraz aşina bir se yird içln, bu «O Çocngu»nun (filmîn admın asıl çevlrlsi) benzersiz bir sölen olduğunu söylersem, sanırım abartmıs olmam... Madaraiı Roman Ödülü'nü Rıfat llgaz kazandı ANKARA, (ANKA) Madaraiı Roman Ödülü «Yıldız Karayel» adlı eseri ıle Rıfat Ilgaz'a verildi Emeklı öğretmen Fıkret Madaralı'nm arusına eşı Pethıye Madarab tarafından 1974 yılından bu yana düaerüenen Roman ödü liı'nün, bu yıl Seçıci Kurul tarafından Rıfat IV gaz'a venlmesı kararlaştınldı. Füsun Akatlı, TaJıp Apaydm, Mehmet Bayrak, Mehmet Basaran, Adnan Bınyazar, Mustafa Şerıf O naran, Emır özdemır, tlhaml Sosyal ve Musfcafa Ekmekçı'den oiuşan Seçıcı Kurul'un, bu yılkı Mada ralı Roman ödülü ıçm yap tığı ük oylamada hiçbır eser üzsnnde oy çokluğu sağlanamadı. îkinci tur oy lamada ise Ilgaz'ın «Yıldız Karayel» adlı eseri ödülü