02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER >ap kltap evvelden kestirip. plân program la, kendi isteyerek emekli olmuş ve köşe minderine çekilmiştir? Daha ötesini düşünmeye ne gerek var, Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu'nun 14. Genel Kurul Çalışma Raporunda «Türfeiye'de çalışan işçılerin mut lu bir azınlıh olduğu» belirtilmemiş midir?.. O halde, bu çalışma mutlulugunu, durup dururken hangi işçi terkeder bilmem ki. SSK genelgesine göre. kamu veya özel) bir işyeri düşününüz, işveren ortaya çıkacak « Ey işçiler, bir yıl sonra emekli olmak isteyenler birer adım ileriye çıksınlar» diyecek ve bu vatandaşlan hemen SSK na gönderecek. Işte önlem alındı!.. Ne akılcı. ne mantıklı, pes doğrusu. Eh hadi mutlu azınlıktan birkaç mutsu2 çıktı diyelim, bunlar acaba, deneme tahtasına döndürülen sosyal güvenlik mevzuatmı öğrenmişler mi? Gerçekten emekli ayhgına hak kazandıklarını kesinlikle biliyorlar mı? Onu da bildiklerini veya öğrendiklertni varsayahm, bu değerli üreticiler, bohçalan koltuklarında, emeklilik atmosferi için de, bir yıl o işyerinde nasıl çalışacaklar, bu karardan vazgeçtilderi takdirde kendilerine nasıl davranılacaktır? Öte yandan her sabah değişen fiyat etiketlerine ne buyrulur? Örneğin, Cumhuriyet'in Ekonomi Servisi, tstanbul'da 1 nisan 1982 tarihinde dört kişilik bir ailenin aylık sadece mutfak giderinin (kira, ısınma, ulaşım. giyim, okul, vs. masraflan hariç) 23.790. Iİra olduğunu geçenlerde belirtti. Işte hendek, işte deve; işte emekli aylığı, işte piyasa... Hadi canım sende... Bu satırlan izliyen okurlanmm yüzlerindeki ifadeyi görür gibi oluyorum Yerimiz, yenimiz olanak verse idi daha neler yazılırdı neler... Oysa biz alınmakta olan önlemler baş lığı altmda bu günlerde kamuoyuna sunulan böylesine saf görüşlerl, biraz da Türk Iş ve SSK Genel Kurullan arefesinde, yanşmaya katılacaklann, motor ısıtmak kabilinden yine de iyi niyetlerine bağlayalım, olsun bitsin. 12 NİSAN 1982 ündemde yine eski konu: Gedxen emekli aylıklan içtn neler yapılmaktadır? Emekliük müessesesinin can simidi gibi kullanıldığı ve giderek yozlaştırıldığı bir ekonomide, konu kuşkusuz daha bir su re güncelliğlni koruyacağa benziyor. Sosyal Güvenlik kuruluşlarımızm bakanından sıra memuruna değin her gün parlak buluşlarla! vatandaşın karşısına çık tıklan bu sorun acaba ne zaman doyurucu yanıtına kavuşacaktır? Örneğin, su içmek. hava almak, okula başlamak, askere çağınlmak gibi normal bir işlevi yaparcasına, emeklilik koşullarını yerine getirincs de aylarca sürünmeden emekli oluvermek acaba nasıl sağlanabilecek? Boyalı, boyasız tüm gazetelerln «Okur dertleri» sayfasına bir bakınız, en az ikl günde bir, emekli işlemi sürüncemede kalmış bir vatandaşın mektubuna rastiayacak sınız. Yaza yaza usanmış yazarlarm, dilinde tüy bitmlş uzmanlann kaleme sarıldıkça pehlivan tefrikası gibi işledikleri. taş ladıklan konu yine bu değil mı? Yaşamra bir parçası haliıve gelen bu konuya neden ilgililer. yetkililer. yöneticiler halâ kesin bir çözüm bulamazlar? 6 Avans ve Emekliler «BUNCA YIL DENENMİŞ AYAKÜSTÜ ÖNLEMLER YERİNE TEMELDEN DÜZELTİCİ, ÇALIŞANA SAYGILI YENİ PRENSİP VE ÇALIŞMALARI BEKLEMEK HAKKIMIZDIR.» İyi Kötü Günaydm gazetesi «TV'deki dizilerl kötüler sürüklüyor» başlığı altmda yazıyor: «Dallas'tan sonra televizyonda gösterilen «Cennetia Doğusu» ve «Flamingo Yolu» adlı dizller en beğenilen yabancı filmler arasına girdi. Bu dizilerin ilginç bir ortak yönü olduğu ortaya çıktı. Üç diziyi de sürükleyen yıldızlarm kötüler oldu gu anlasıldı. Uzun stiıedem berl izlediğimiü Dallas'ı Ceyar; Flamingo Yolu'nu çıkarları için berçeyi göıe alan Şerif Taytıs, ünlü yarar John Steinbeck'm eseri Cennetin Doğu'sunu gttzelliğine karşın şeytan rublu Keti sürüklüyor. Kötü ruhhı insanları canlandıran ve ellerinden gelen her fenalığı yapan bu tiplerin televiayon dizilerindeki en ilginç kişiler olduğu ve seyircinin nefret ettiği halde onları merakla izledik lerl belirtiliyor.» Çoğu romanda filmde, öyküde, tlyatro oyu nunda «iyl» İle «kötü»yü karşı karşıya getirip gerilim yaratmak, eski, kaba, ama günümüzde de geçerli bir kurgudur. Kutsal kitaplardan önceki dinlerde bile, kö tülük tanrılarına karşı iyilik tanrıçalarma sığın ma güdülerine bağlıydı insanoğlu... Çağımızda yı ğmların bilinçsizliği Ustüne kurulu televizyon dizilerl bu kalıtımı ustaca işliyor. Dallas'ta Ceyar kötülük yapıyor. Niçin?... Yönetmen lşin orasını pek karıştırmıyor. Şerif Taytıs da izleyicinin sinirlerinl bozacak kadar kötü bir adamdır. Niçln? Amerikalı yönetmen bu soruyu kurcalar mı? Yarım yüzyıldan beri rejisor kaaaba düzeni Içlnde kovboyculuk oynuyor. Anadolu sinemalarında kovboy filmlerindekl kavgalar nasıl yaşanırdı? «Oğlan» filmin kahramanıdır, sevgillslnl kötü ada min elinden kurtaracaktır. İyi ile kötü yumruk yumruğa kavgaya girişirler. Kötü iyiyi döver, döver, döver. Herkesin soluğu kesilir, damarlardakl kan kızışır, sinemanın karanlık salonundakl gö rünmez sıralardan protesto seslerl yükselmeye başlar.. . Derken iyl (oğlan) punduna getirip kötü'ye öldürücü bir yumruk çıkar.., Kötü yerdedlr. Tüm slnema salonu soluk alır; tçten lçe bir «ooooh» çekilir. Yönetmen, senaryocu, yazar, sinemacı, tlyatrocu, romancı, bu kuralı İyi bilir; durmadan işler. Şimdi televizyonda değişik kovboy filmleri izliyoruz. İnsanı aptallaştıran dlzllerdir bunlar... Ne var ki gerilimlerin büyük ustalıkla yaratıldığı, kötü iyi çatışmasmın ayrıntılı biçimde sergilendiği yeni dizilerin eski kovboy filmlerlnden daha karmaşık ve çok yönlü bir yapısı olduğu da görültiyor. Zaman geçtikçe, teknik ilerledikçe, yapımcılar, yönetmenler, oyuncular da geliştiler. Amerikan dizllerinde kurulu düzen eleştlrilemez; ama, ststem içinde özeleştlriye kapılar açıktır. Bizim TV'de o kapılar da kapalı. Kurulu düzen içinde kötüİyl çellşkislnl TVye yansıtmak kolay mı? Dallas'a benziyen bir diziyi blzde yapmak lsteyen yönetmeni bir kasık suda boğarız. Türk ailesine saldırı sayarız böyle yapımları... Işadamları ayağa kalkarlar, toplumun bağnaz çevreleri yönetmeni «ahlak bozucu> dlye damgalarlar. Film sansürden geçemez.. Şimdilik hepimiz Amerikan iyileriyle kötülerl arasındaki masalları izleyerek uykuya dalıyoruz. İyi uykular. Selahattin TURLA «Avans» nedir? Avans, gelecekteki alacaklardan mahsubu yapılmak (düşülmek) üzere önceden verilmiş bir borç paradır. Sosyal Güvenlik kurulus,larında avana verilmesi yeni çıkarılmış bir yasa gereği veya yeni bir buluş değildir. Taa 1.4.1950 tarihinde yürürlüge girmiş 5417 sayüı Ihtiyarlık Sigortası Kanununun 39. maddesinde, 1.1.1950 tarihinde yürürlüğe girmiş 5434 sayıu T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 112, 113, 114 ve 115. maddelertnde, 14.9.1971 tarihinde yürürlüge girmiş 1479 sayılı Bağ Kur Yasası'nın 61. maddesinde «emeklilik işlemleri sonuçlandırılamamış kişilere, istekleri halinde, aylıklarına mahsuben, avans verileceği» hükme bağlannuş bulunmaktadır. Böylesi beylik önlemleri yıllardır her bakan değiştikçe dinlemiş emekliler karşısında « Aylık bağlanıncaya kadar avana vererek aksaklığı düzelteceğiz» demecini bilmem nasü yorumlamak gerekir. Arkadaşlar, adam sizden avans (yani borç para) istemiyor ki, adam, 25 yıl 30 yıl hizmet etmiş, alınteri ile kazandıgı ücretlerinden her ay tıkır tıkır primlerini keseneklerini ödemis. şlmdi işinden aynlmış veya aynlmak zorunda bırakılmış, yahut da eceli gelmiş göçmüş gitmiş Maydl bakalım bana yahut gerideki çoluk çocuğa aylık bağla diyor; « Saçı bitmemiş yetim hakkmdan, almterinden, kuruş kuruş. meydana gelmiş bir kuruluşa neden borçlanayım, sen bana emekli maaşımı ve çek lerimi gönder» diyor. •Ayugımı bağla» derken, kaç para aylık bağlanacağını öğrenmek istiyor. Çünkü, öyle bir aylık bağlama sistemi getirilmiş ki, ha deyince uzmanı, müdürü, teknisyeni bile içinden kolay çıkamıyor.. Emekliligin nasıl bir yaşam biçlml oldugunu, harcanmış 25 gençlik yılınm nasıl muhasebeleşeceğini görev başında olanlar, nedense yetermce ölçümleyemiyorlar. Emekli, herşeyden önce, çalışırken aldığı parayı, hak ettiği emekli aylığı ile karşılaştırıp, günümüzun azgın satm alma gücü karşısında yeni bir yaşam düzeni kurmayı tasarlayan kişidir. Emekli aylığının bağlandığı nokta, görgünün, kültürün, eski alışkanlıklann, eski harcama gücü ve terbiyesinin düğümlendiği noktadır. Durgun (statik), körelmiş yeni ekonomik koşullara göre bu düğüm yavaş yavaş çözülecektir. Verilecek avans kaç lira olursa olsun emekliyi asla tatmin etmeyecektir. Psikololik yönüyîe de, ekonomik yönüyle de, kendilerine, ciddi bir hesap, kesin bir belge ve rilmeden sızlanmalar bitmeyecektir. Hem aylarca uzayan işlemlere, kaç kez otuzar, ellişer bin llralık avanslar verilebilecektir? Kusura kalınmasm ama, bu avans önlemine, televizyon bisküvisi yiyen kargalar bile güler. ••• Gelelim sözüm ona ikinci önleme. Bugün ülkemizde emekli, malul dul, yetim aylığı almakta olanlann sayısı milyonu çoktan aşnuş bulunmaktadır. Bunca insan, bankaların, bankerlerin çok nazik davetine dayanamadığı için emekli olmadıklanna göre, acaba kaç tanesi, zorunlu haller dışıada, güle oynaya, he tşçi dertleri ile boğuşmayı amaç edinmiş bir Konfederasyonun SSK Genel Kuruilarmda uzun yıllar görev almış, mikrofon başında sayfalarca eleşurilerda bulunmuş iddialı sayın Genel Sekreteri, bu çileye çözüm getirmesi gereken bir Bakanlıgın, ikinci kez, başına getirilmo şansına kavuşturulmuş bulundugu halde, yine do sorunun dumanları tütmeye devam ediyor. Emekli ayhklannı en geç iki ayda bağ layacağım dlyenlerln ciddiyetle aldıklan onlemleri gazetelerden merakla lzliyoruz. İşte şimdilik iki tanesi: Emeklilik için sosyal güvenlik kuruluşlanna baş vuranlara şu kadar lira avans verilecektir. Emekli islemlerinln gecikmesini önlemek, sızlanmalara meydan vermemek için, işyerlerinde çalışmakta olan sigortaJüann, bir yıl önoesinden Sosyal Sigortalar Kurumu'na başvurmalan sağlanacaktır. HflVIR OKTAY AKBAL İVİT Mehter Havası. aşbakan Bülend L'Iusu'nun 25 Hazlran 1981 tarihli biı genelgesi var. Milli Eğitim BaKanlıgı'na gönderüen bu genelgede 2500 yıllık bir geçmişe sahip olan Mehter Bolüğü'nün ilk Türk askeri bandosu olmasından dolayı Asken Müze kadrosu içinde yer aldığı belirtiliyor ve bu bolüğün ancaK, «tarihi günlerde» ve «özel emirle» törenlere katılobileceği bildirıUyor. Başbakan ayrıca, «başta okullar ounak ttzere bezı resmi ve özel kuruluşlann Mehte * Takımı adı altında» taklit mehter takımlan kurduklarını, oysa izinsiz Mehter Takımı kıyafeti taşımanın 2596 aayılı kanunun 2. maddesine göre «suç> teşkil ettiği, «Silahlı Kuvvetler dışmdaki resmi va özel kuruluşlarm Mehter Takımı kurmalan ve bunVarın resmi ve özel törenlere iştirak ettirilmeleri kesinlikle yasak'landığı belirtiliyor. Buna aykırı davrananlar hakkında soruşturulma açılması da istenıyor. Bu mehter konusunu neden açtun? Bir takım okullarımızda Istıklâl Marşı'mızın ardından Mehter havalarının çahndığı konusunda haberler geldi. Bir akurumun mektubuna da yer vermistim. Bu okullardan birinin adını da vermistim. Bir iki öğrenci telefonla okullarında böyle Mehter havalan çahnmadığıni bildirdiler. Bu telefon edenlenn künler olduğunu biîemem. Ben okul müdürlüğünden bir açıklama bekledim, «Bizinı okulumuzda hiç bir zaman Mehter marşlan çeümmadı» demelerini, ama böyle bir açıklama gelmediğine göre demek yazdığım doğruy B «Klm ermişse yüce mutluluğuna Bir dost ile dost olmanın» Scbiller • kl yıl önce, nlce güzel I doğumları muştulayan • pırıl pırıl bir ilkyaz sa bahmda (11 msan 1980) öldürüldü Ümit Kaftancıoğlu. 11 nisan 1980 sabahı, azgın terör kurbanını yine özenle seçmişti; tıpkı Abdi tpekçi, Bedri Karafakloğlu, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Doğanay, Bedrettln Cömert... gibi. Henüz 45 yaşındaydı Ümit Kaftancıoğlu. Destansı bir yaşam kavgasımn sonunda hakedilmiş mutlu günlerin eşiğinde; daha yet kln bir yazarlığın kapısındaydı... Ürnit Kaftancıoğlu, Kars m Hanak ilçeslnin Saskara (Koyunpmar) köyünden çıkıp gelmiştir. Kendl deyişlyle, «haritada yerlnl bulmanm bile pek kolay olmadığı bir yörede», koyu bir yoksulluğun içinde doğup büyümüştur. O'nun 45 yılhfc yaşamı, son kerte güç ko şullarda sürdtirülen bir savaşımın öyküstidür. Bunu yapıtlarında anlatır. Yazın alanındaki ilk büyuk başarısı «Dönemeç»te, 1415 yaşlanndaki dört çocuğun, okuyup adam olma ereğiyle kışkıyamette 200 kilometre yolu yaya olarak asmalan konu edlllr. tlk romanı olan «Yelatan»da, insamn yüreğlni sızlatan bir yoksulluk ve buna karşı sürdürülen savaşım. bir tragedya yetkinliğlnde dile getirilir. îkincl romam olan «Tüfekliler»de ise, ilk öğretmenlik yıllannı geçirdiği Mardln'ln Derik ilçesindekl feodal ülş kilerle. buna karşı filizlenmeye başlayan savaşım anlatılır. Mardin'dekl ilkokul ögret menliğlnden sonra Balvkesir Necati Bey Egitim Enstitüsü'ne giren Kaftancıoğlu, burayı 1961 yılmda bitlrir. Bir süre Türkçe öğretmenliğl görevinden sonra. 1964 yılmda TRT tstanbul Radyosu'na yapımcı olarak glrer. Bir yandan TRT'de pek çok başarılı izlenceyi mlkrofona getirlrken. öte yandan da yazınla (edebiyatla) ilgilenmeğe başlar. Bu cabası. 1970'te «Dönemeç»le ilk ürününü verir. tlk öykü lerlni biraraya getirdiğl bu yapıtıyla «TRT Büyük ö dülü>nü kazamr. Osman Şahin'le birllkte. Bundan sonra çalışmalarını hızlandınr. «Yelatan» ve «Tüfekliler» adlı romanlarını, «Çar pana» adlı öykü kltabım, «Tek Atlı Tekln Olmaz» adh masal derlemelerini ve «Köroğlu Kol Destanlan»nı birbiri ardma yayınlar. Bu arada, «Hakullah» adh röportajı İle 197273 Karacan Armağanmı kazanır. Kısa bir zaman parçası Içlne sığdırılan bu yapıtlarmdan da anlaşılablîeceği glbl, çok çahşkan bir yazardı Ümit Kaftancıoğlu. 1979 Çocuk Yıh ve sonrasında cocuk yazınına agırlık verdl «Altm Ekin», «Dört Boynuzlu Koç». «Kankardeşim Dorutay, «Hmzır Paşa», «Kekeme Tavşan», «Çlzmelerim Keçeden», «Çoban Geçmez» adlı yapıtları birbiri ardına yayınlandı... Bu arada, başta Türk Dlli ve Varlık olmak üzere çeşitli dergilere öyküler ve yazılar yetlştinnekten gerl kalma Nasıl Kıyılır? Ahmet ÇAKIR TRT tstanbul Radyosu Yaym Şefl dı. Yine başta Cumhuriyet olmak üzere çeşitli gazetelerde de, toplumsal sorunlara değgln yazılan yayınlanırdı... Ümit Kaftancıoğlu'nun bu çalışkanlığının temel neden lerinden biri, kendlnl balkına karşı borçlu saymasıdır. O. fırsat bulup okumuş, çalışmış çabalamı» ve kendlnl kurtarmıştır. Artık «Garlp>llkten çıkmış «Ümit» olmuştur. (Ümit Kaftancıoğlu'nun asü adı, Garlp Tatar'dır.) Şimdi O'ndan, kendllerinin elinden tutmasını bekleyenler vardır. tşte Kaftancıoğlu, bu lnsanlara karşı borcunu her şeyden önce tutmuştur. Sanatınm «görevcl» yanının ağır basması bundandır. Jçinden çıktığı insanlarla bağını hiçbir zaman kopannamıştır. TUm yaşamı boyunca, bu insanlann daha iyl bir yaşama düzeylne yükselebilmeleri için çırpınmıştır. Sanatı, yetiştiğl topraktan beslenlr. Konulan, bu topraklar üzerin de, binlerce yıldır pek az değişen koşullarda çetin bir yaşam savaşımı veren insanların yoksullukları, dertleri, acıları, kavgaları, umutlan, kıvançlarıdır.. Halkının sanatçısı, yazan olmanın anlamını ve sorumunu kavramış tüm sanatcılar gibi, Kaftancıoğlu da baksızlığa ve sömürüye karşıdır. Bu durum, O'nun başına olmadık tşlerin gelmesine yol açacaktır. Nedlr ki, O. halkına karşı görevini yerine getlrebllmek 1çin ölümü bile göze alabllecek denli korkusuz. yiğit bir yazardır: «Benim görevim, uygar olmayan, hakkı yenen, ezilen lnsanlara haykırmak elinden tutmaktır; gerekir se ölmektir.» Ümit Kaftancıoğlu, sa mu*... Mehterin düşmanı değilim. Nıye olayım? Mehter. geçmişimiztien bir anıdır. Anıları seven bir kişi olduğumu herkes bilir. Ama , «anı»lann «anı» olarak kalmaları gerekir. 1950'den sonra ordumuz bünyesinde bir Mehler takımı kurulmuş. Ulusal günlerde geçitlere de özel emirle katüıyor. Bir geçmışın anısı olarak... Mehter havalan bıze eski günlenmizden sesler getirir. Ama, arada bir çalınırsa, bir ön6mı vardır, yonsa, durmadan Mehter havası dinlemek. Mehter yürüyüşlerine özenmek; Osmanlılık günlerinin özlemmi çekmek, o günleri yeniden diriltmeye çalışmak anlamına gelir. Atatürk Cumhuriyeti geçmişe, «geçmiş» gözüyle bakmayt öğretmiştir yeni kuşaklanna... Hıç bir zaman Osmanlı kafasına, Osmanlılık günlarine özenemeyiz, o eskilikleri yeoiden dıriltemeyiz. kendimizi geçmişin afyonuyia avutamayız. Osmanlı imparatorluğu Türk tarihınin bir bölümüdür. Iyi yanlan, kötu yanlanyla incelenir, arastınln. Ama, 1923"te kurulan Cumhuriyet'le Osmanlılık geçmişe kanşmıştır. Mehteri, yeniçerlsi, anlayışı, kafası, yenilgileri, yengilen bozgunlan, başarılarıyle... Oysa biz, yeni bir toplumuz. yeni bir düzenin, bir aniayışın «çağdaş uygarlığa ulaşmak» amacını taşıyaa Atatürk Cumhuriyeti'nin bıreyleriyiz. Mehteri de dinleriz, yeniçeri benzeri birliği de geçmişin bir anısı olarak alkışlanz, hepsi o kadar. Yeniçeri bırliklerının kimlerden kurulduğunu, ulusumuza bir süre yararlı olduğuna, ama sonra her türlü bozgunua başlıca kaynağı haline geldiğini, 2. Mahmut dönemınde nasıl ortadan kaldırıldığuu da biliriz Türk olmayan Hristiyan çocuklaruun alıp yetiştirilmesiyla oluşturulmuş bir asken güçtür Yenıçen Mehter de bu Hristiyan çocuklann alıp yetiştiilmeleriyle oluşturulan askeri gücün musikısidir, Bunu da herkesin bilmesi gerekir. Bir adam v&r, iki de bir Atatürk devriminın tüm atıhmlarına karşı çıkar, gericüik kokan herşeyi savunur. Benim o yazım üzerine bir bildin daha dogrusu genelgeye benzer bir sesleniş . yayınladı köşesmde... Şövle yazıyor: «Bütün idared, öğretmen ve öğrencilerimıze duyuruyorumı Mehter blzlm milli, askeri musikimizdir. Onu çalınız ve her tarafa dinletiniz ki, ecdadımızm yiğitlik ruhu sizlere çağdaş fetihler ve keşifler bağışlasın». Bilmem Sayın Mılli Eğitim Bakanı. Sayın Başbakan bu tür bir seslenişe ne derler^ Bu yazarcık hiç bir zaman şöyle bir seslenişte bulunmamıştır: «Ey öğrenciler Atatürk'ün sözlerini dinleyin, söylevıni okuyun, okutun, onun devrimlerine ınanın, bağlanın.» Tam tersini yapmış, Atatürk adım bile Mustafa Kemal Paşa'ya yakıştırmamıştır. Daha nele neler yazmamıştu... Şimdi kalkıyor. «Türk miiletinin cahil, gaddar hasımları mehtere dflşmandırlar, onu bir iftihar numunesi olarak plâklarla çalan liseli gençlerimize bl<e katlanamıyor, onlan hayasızca suçlamaya kalkıyorlar» dıye haya ile, terbiye ile ilgisiz saürlar karalıyor, gençlerimizi «fetihler»e çağırıyor... Evet, mehtor de, yeniçeri de, Osmanlı padişah(Arkası 11. Sayfada) SERVERTANİLLİ natçı kişiiiğini bütünleyen üstün niteliklere sahip bir lnsandı. O. içinde bulunduğnınuz yozlaşma sürecinin yıkıcı etkilerinden kendini sakmmayı bilmiş; değer kar maşasında inandığı değerleri korumayı ve yüceltmeyi başarmış; özgün ve renk 11 bir kişlydi. Yılgmlık, umutsuzluk nedir bilmezdl. Her zaman canlı, clirençli, ufacık ayrmtılardan güzelHkler sevlnçler çıkarmasmı bilen biriydi. Yakmhğı ve dostluğuyla lnsanı saran, bulundugu her yere bu sıcaklığını yayan, kısacası her anlamıyla yaşamın hak kını veren güzel bir insandı. Ümit Kaftancıoğlu İnsan dı; dosttu; adamdı. O'nu düşünürken, gözünüzün öntode, eski zamanlarda yaşamış bir Anadolu bllgesinden alınmış, yaşama karşı hesabını verebllmiş lnsanlara özgü geniş ve açık alnıyla, «Yelatan> gibi sarp ve dirençli, Iğdır gibi yumuşak ve sevecen koca yüzü canlanır. Yüreğlnizde, çoktandır unutulmuş duygu lar kıpudanır. Bir kitabını karıştırmak, O'nun için bir kaç satır yazmak gelir içinizden... Bu. dostluktur! Ümit Kaftancıoğlu'nu bir tek sözcükle anlatmak gerekseydi, bu sözcüğü bulmakta bir an bile duraksamazdınız... Bu, «dost.tur! O, ilk kez gördüğü insanlara «dost» diye yaklaşmıs, ağzından çıkan ilk söz bu olmuştur. tlk seslenişte «dost» dediği ınsanla, uğursuz kurşunların O'nu aramızdan aldığı güne değln dost olnıayı ve dost kalmayı bümiştir... Herkes gibi O da döğüşmüş, k.üsmüş, ba rışmıştır yaşamın akışı 1çinde. Dostluğun düşmanlıkla, barışm savaşla, iyiliğin kötüiükle bir bütün olduğunu görmüg; yaşamı bu bütünlük içinde algılayıp sevmiş ve insanlarla dost olmuştur. Bu dostluk, O'nun beyninde besleyip yüreğınde yaşattığı bir yaşam felsefesidir; yoksa dile dolarımış iğreti bir sözcük değil. Kahredicl bir yaşam kavgasından henüz yengiyle çıkmış olan ve yazar olarak daha söylenecek çok sözü bulunan Kaftancıoğlu'nun genç yaşta alçakça öldürülmesi, böyle avunularla dindlrilemeyecek ölçüde derin bir acıdır. O'nun bunca yıllık savaşımı, lyiden, güzelden, doğrudan ya na çabaları; hakedilmiş mutlu geleceğinin avunusu olarak mı kalacaktır? Bu, herkesin karşı çıkması gereken bir haksızlık değil mi diri... f5OVLOnCE) 12 NİSAN 1932 HÎNDENBURG KAZANDI BERLİN 11 (a.a.) Dün saat 2255'te neşredilen ve 35.908.003 reye mü teallik bulunan istatistütlere göre Hindenburg 18. 964.119, Hitler 13.177.080, Thaelman da 3.672.226 roy kazanmışlardır. Bu duruma göre Mar«şal Hindenburg yenidan Reisicumhur seçilmistlr. devlet demokrasi 3.Basıcıktı Sadece hukukçular, anayasa hukukçularını îlgilendlren bir kitap değil bu, hepimizin kitabı... (MELİH CEVDET ANDAY) ServerTanilli'nin kitabı her yurttaşın kitaplığmda bulunmalıdır. (İLHAN SELÇUK ) "Konulan, bilimsef içeriğinl redelemeden, bilgln tanrıların katından, halkın ayağına indirmi} yapıtlırdan biri." C Cumhuriyet isagıgağj ANAYASA HUKUKUNA GİRİŞ ]Günün HanıC ÇÖL MENFİLERÎ Yann matinelerden itibaren Opera sınemaBinda bir çöl faciası. Kılıçların ve mitralyözlerin sedası ve ağır zincirle bağlı töhmetli bir insan kafilesi. Sözlü ve şarkıh mükemmel film. Ralpb Forbes • Don Alvardo • Loretta Yung taralından. (ALİSİRMEN) Ratı 750TL DagıtımYeri: SAYDAĞITIM Nuruosmaniye Cad. Türbedar Sok. No: 4 Kat: 1 Tel: 2817 54 Cağaloğlu Isünbul J CumhuriyeC Sahlbl: Cumhuriyet Matbaacılıkve GazeteciliKT. A.Ş. adına .. :.... NADİR NADl CenelYayınMödürü:, Müessese Müdürü: . „ Yazı Işleri Müdürü:. Bas«n vs Yayan BÜROLAR. HASAN CEMAL ,. EMİNE UŞAKLIGİL OKAY GÖNENSİM Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecllik T. A.Ş. Posta Kutusu: 246 ISIanbul Tel: 20 97 03 (5 Haf) SEMPOZYUM KADIN SORUNLARI ÇALIŞMAN1N GEREGl VE SINIRLARI 20, 21, 22, 23 nisan salı, çarşamba, perşembe, cuma günleri tstanbul Gazeteciler Cemıyeti'niıî Cağaloğlu'ndaki Toplantı Salonunda yapılacak olan sempozyuma katılmak isteyenlerin davetiyelerini aşağıdaki adresten sağlamaları rica olunur. YAZKO: Türkocağı Cad. No: 17/2, tstanbul Tabip Odası Han CAĞALOĞLU. Tel.: 22 78 45 22 92 57 Malıbube KEZER İle Ahmct tĞMEN Nişanlandılar. 11.4.1982 Kızıltoprak • ANKARAîKonurSokakno. 24MYenlşehlr Tel: 17 5£ 25 17 58 66 Idare: 18 33 33 • İZMİR: * Halit Zlya Bulvarı No: 65/3 Tel: 25 47 0913 12 30 • ADANA: Atatürk Caddesl, Türk Hava Kurumu 1şh»nı Kat i!t Tel:145501973! 12 Nİsan 1982 İMSAK 4.42 GONEŞ ÖĞLE İKİNDİ 16.56 AKŞAM YATSI 19.45 21.21 6.25 13.15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear