23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyer 8 29 MART 1982 Bir gün bir albay bize baktı, «Bu düzen nerde yazar» diye sordu. Dedim ki, «Osman Tufan Paşa böyle buyurdu». «Haa o zaman başka» diye yanıtladı. Nasıl olsa Paşaya telefonu açıp; «bu durum doğru mu?» diye soramaz bizim albay O MADANOĞLU ANILARI Artık Sason'daki Madanoğlu değilim Konuklarunızı karşılamaya giderken bölüğü kendimeözgü bir düzene sokardım. Benden otuz adım ötede bando, arkada ben yiik sek ve gösterişli bir at üstündeyim. Bölük benim ardımda. Bölük uzun görünsün diye üçerlî kolda yürüyüş düzeni yaptırdun. 57Osman Tufan emir vermiş; r bu gorav bana verildl. Tören Böluğünün Komutanı oldum, Kolordunun bandosu da Taşkışla'da bulunuyor. Bando da bana bağlandı. Sırkecı Gan'na bir konuk geldı mi, Emniyet'ten daha once bildirilen saatte biz garda hazır bulunmak zorun dayız. Çoğu zaman konuklann Sirkeci'ye vanş saatlerinı bir gün öncesinden biliriz. Ben artik Sason'daki Madanoglu değilim. Sason'da kaba çizmeler gi yer, üstüne de er giysilerini çekerdtm. Teneke çerçeveli yuvarlak cep aynasına bakarak bıyık burardım. Bıyıklan kestim, O yıllarda Istanbul'da su IstanbuFda yumuşak deriden çizmeler, lastikotin kumaştan giysiler yaptırdım gü bir düzene sokardım. Taşkışla Sirkeci arasrada yaya gidip geliyoruz. Önce Taksim'e, sonra da Beyoğlu Istıklal Caddesi'nden geçıp Tünel meydanına vanyorui, Yuksekkaldınm'dan inip Karaköy'ü, Köpru'yü geçtikten sonra Sırkecı'ye ulaşıyoruz. Beyoğlu Düzenı nasıl almıştım? Geçitleri Benden otuz adım onde Konuklartmızı karşılamaya gîderken bölüğü ve ban bando. Arkada ben yüksek ve do takımını da kendine özgosterişlı bîr at ustündeyım. Bölük benün ardımda... O zaman dortlu sıralar ko numunda yürüyuş vardı. Ben böluk uzun görünsun, birlik büyük izlemmi versin diye. üçerle kolda yürüyuş düzeni yapmıştım. Takım Komutanlarmı da takımm on adım önünde yürütüyordum. bay gîysileri ve çizmeleri ya pan üniii mağazalar vardı. Bazı arkadaşlar rugan çiz me yaptınrlardı; ben ruganı sevmezdım; glase denen yumuşak deriden çizmeler; las tikotin kumaştan giysiler yaptırdım. Törensel bir kıhğım vardı. Bîrgün bir albay bize bak Bu dttzen nerede ya> ıar? diye sordu. Dedim ki: Osman Tufan Pasa böy le buyurdu. tl: Yüksekaldınmdan inerek kısaltıyordum ki bandoculanmu şişmesinler... Fiyakamız da bozulmasın. Konuklanmız genellikle gece saat 20 sulannda gelir lerdi. Bizim Sirkeci'ye gidiş ı Osman Tufan emir vermiş, tören bölüğünün komutam oldum. Kolordunun bandosu da bana bağlandı. Sirkeci Ganna bir konuk geldi mi emniyetten daha önce bildirilen saatte biz garda hazır bulunmak zorundayız. Haaa... O zama başka. Nasıl olsa Osman Tufan Paşaya telefonu açıp. Yahu. sen böyle bir dü zen kurmuşsun, doğru olur mu? diye soramaz bizim Albay... Gelış gidişlerimizde yolu gelişirniz uzardı. Tören bıttiği zaman biz dönuşe geçe nz. Yüksek Kaldınm'dan adi adım çıkarız. Tünel meydanında askere tüfek çat tırır; hem bölügü hem bandoyu soluklandınnm Biz subaylar da Alman Fı Mustafa EKMEKCİ Dertlere Derman Ebegümeci... şer'in birahanesinde birer duble içeriz. Biralarımızı Ba ba Fişer'in guzel kızı verır. Sonra Tünel Caddesinden Taksim'e dogru uygun adım yurümeye başlanz. Gece Beyoğlu civcîvlidir. Bız Galatasaray'a doğru yaklaşırken, bando iyıce coşar: kadınlar, kızlar çığlık atarlar. Bir cumbuşlü olur geçışimız. Bando çalar. davullar vurur. asker rap rap yurur; benım at salına sahna ıler\cr Beyoğlu'na eglentneye çikmış çogu kişi kafayı daha önce bulduklanndan bdlüğun sağına soluna geçersk bızi izlerler. Taksim'e değin böyle yürürüz. Taksim'den kışlaya kadar vollar boş vp loştur. Hitler Avubturya'ya yutmuştu, Çekoslovakya'ya saı; kıyordu. Sudetler Almanya' nın ekne geçmışti; dünyada kaygılı bir dönem başlamı$ tı. Askerhgımde fkind <iönemle bırlıkte butun dünyar yı ateşe bogan Ikıncı Dünya Savaşı başlayacaktı. Çocukluğumu Mutareke'de yaşaArtık uygun adım zorun mıştım; öğrencilık yıllanmluğunu kaldınrım; sigara ı da Ulusal Bağımsızhk Savaçılebılir. konuşulabüır. ban şı suruyordu; subayugımın docular çıfte tellı bıle çalar ilk dönemı çetin görevlerde lar. bir keyıf ıcınde kışla geçmişti. ya vannz. Acaba gelecek benim için Sason'da savas dıuenın neler hazırlıyordu? den. Istanbul'da tören düî'eInsan geleceğıni bilemez nıne böylece geçtim. ki... Ne var kı o yıl tum dünBen de bileraezdim. yada ^avaş bulutlan yoğunVe yaşayarak oğreneceklaşıyordu. tim. BIRİNCI BÖLÜMÜN SONU Madanoğlu'nun yaşam öyküsünün ikinci bölümünü bir süre sonra yine bu sayfada okuyacaksınız. denli kenetlenlnce ortaya lri boyutlu üretim verllerl de çıkmıştı. 1978 yılı esas ahndığında. Türkiye'nin 38 bin ton olan süt üretiminin 6700 tonunun, 1.4 milyon ton olan un üretiminin 412 bin tonunun, 4 9 milyon metrekare olan halınm 549 bin metrekaresinin. 511 milyon adet tuğla üretiminin 150 milyon adedinin. 15 milyon tonluk çlmento üıetiminin 1.3 milyon tonunun halk girişlmleri tarafmdan gerçekleşttrildiği görüMyordu. 11965 yılmm ortalarında dörtyüz kadar esmer yüzlü insan Almanya'nm yabancı işçilerin özellikle yoğunlaştığı Köln ken tindekı Hendel sokağında bir salonda toplanmış. hararetli bir şekilde tartışıyorlardı. Toplantı yerı, savaş yıkıntısı bir evden bozma bir Türk kahvesiydi. Bu kahve, aynı zamanda Türk derneklerinin merkezi oluyordu. Tartışmalar arasında üç kişi öne cıkıp, toplantıyı sürüklemeye başladı. Üç kişi, ömer Yılmaz, Necati Telger, I r fan Argun daha sonra kurulan ilk işçi şirketinin yoneticileri olacaktı. Bir öneri getirdiler; «Gur bette çalışan bizler yurda döndüğümüzde neden blrlikte çalışıp birlikte iş kıırmayalım?» Fikir benimsendî ve bır anda eyleme dönüştü. Çay içilen masalar banka gişesine dönüştü. Orada bulunan işçiler go nüllerinden kopan marfcları birbirleriyle yarışırcasma masaya yatırdılar. Bir saat içinde 650 bin mark toplanmıştı. Işte bu marklar ilk Türk şirketi Türksan'm temelini oluşturdu. 14 arahk 1966'da ilk Türk işçi şirketi Türksan 2400 ortağı ile birlik te kurulup tescil edildiğinde amaç maddesine şunlar yazıldı: Arkadaşım söyledi, Cumhurlyet'l açtıklan zaman «Ankara Notları»m: Dur bakalım, Ekmekçl hangi kokteyle gitmiş, okuyalun, diyorlarnuş. Çok geziyormuşum. Bu kadar da olmazmış. Oysa, çoğuna gidemiyorum. Hani, Nasrettin Hoca'ya; Senin hanım çok geziyor! demişler... Sanmam, karşıhğını vermlş: Çok gezseydl bıze de uğrardı. Anadolu'nun birçok yöresini dolaşmak istiyorum. îşım, «Ankara Notlan»yla, Ankara'nın ne durumda oldugunu anlatmak okurlara. Gözucuyla Ankara'nın dışında olup bitenlen gözlemeye çalışıyorum, Yeterlı değil... 18 mart 1982 perşembe günkü gazetemizde Cumhuriy»t okuru Kemal Öztürk*ün Kozan'dan yolladığı «Patnnk üreticisi parasmı alamadı» başlıklı bir mektubu yayımlandı. Bu mektubun iki paragrafım almak istiyorum: «Pamukta büyük hasarlara yolaçan heyaz sinek zararhsı ve bu zararlıyla mücadelede ilgisiz kalınması patnuk üzericisini çok zor dnrumlara sokmuştur. Üretid pamnğunu Çukobirlik Tanm Satış KooperaUfine satalı beş ay oluyor. Fakat aradan bu kadar zaman geçmeslne rağmen üretid, sattığı pamuğun parasının tamatnuu almış değil. Bu durum üreticiyi güç durumda bırakmıştır...» Kemal öztürk, önemli bir yaraya basıyor parmagirn Bu konuda o yöredeki küçük çiftçinin çektiği sıkıntılarla ılgili oldukça genış bilgi edindim. Pamuk etaoileri, tüccarın elinde kalmış. Orüar da para vermiyor, açlıktan ne yapsınlar? Bereket babar geldi oralarda. Tarlalara doluşan çocuklar, ebegümecl toplayıp eve getirdiler. Ebegümecmın guzel çorbası olur. Yararhdır da, ılaç gibidır. Kıymalısına doyum olmaz. Salatası yapılır. Söktürücüdür. Köylüler: Dertlere derman ebegümeci! derler. O yörelerde guzel soğan ekilir. Hatay'uı soğan merkezl Reyhanli... Reyhanu'da kışlık soğan yetiştirilir. Dörtyol'unki turfanda soğan, bu turfanda soganlann onbeş gün içınde yenmesi gerekir. Turfanda soğanları Arap ülkeleri aldığı ıçin, bu yıl soğan ekimi vardı. Pamukta Soya fasulyesinde zarar eden küçük çiftçiler, soğan ekiminde işçi olarak çalıştılar. Araplar, ellerinde çanta, çantalaruıda dolarlar geldller, soğanlan yükleyip gittiler. Ancak, Araplar da kendi kârlarıru dUşünmekteydiler. Türk şırketiere kâr bırakmaksran yapıyorlardı pazarlıklan. Türk sirketler, bir dolan ıki katına aldılarl Güneyde pek çok pamuk ekieisi, Cumhuriyet okurunun belirttiği gibi, sonunda yenilmiş olarak çıktı. Bazüan iflastan kâra geçebilmek için, örnegin buğdayla pamuğun temel gübresmi dönüme otuz kilo atarken, bunu yirmiye ındirdi. Elde ettikleri ürünlerin fiyatlannda yıllık artış oranı yüzde onbeş. Kullanılan gereçlerde ise artış yüzde 33. enllasyon oranı da ortada. Çiftçiler, buna nasü dayanabilecekler? Btr çiftçi arkadaşım, buna «gelir erozyonu» diyor. Eküyor: Yattnm olmadan, hiç verim artar mı?... Güneydeki soya fasulyesinin serüvenini çok klmse bilmez belki.. Büyük bir propagandayla, devletin sağladığı kredi olanaklarıyla başlanmıştı işe. Çiftçiye soya fasulyesi ektirildi. Tohum, gübre, ilaç, çiftçiye krediyle verildî. Ayrıca dönüm başma bin beş yüz lira «teşvik kredisi» ihsan edildi. Bunlar guzel şeylerdi. Gelgelelim, fıyat 40 liradan saptandı. Çiftçi arkadaşım, soya fasulyesi ekmemişti ama, ekenleri sürekli izlemişti. Önüme kafarru allakbullak edecek rakamlar serdi. So ya fasulyesinin dönüm başma maliyeti: 6948 lirayı bulmaktaydı. Bu çiftçi, dönüm başına 190 kg. soya fasul yesi elde etti. Fiyata kırk liradan Çukobirlik bunu aldı. 700 dönüm soya fasulyesi eken, bu oldukça büyük çıftçi toplam 130 bin 400 lira net gelir elde etti. Arkadaşım şöyle diyor: Ancak bu maliyet hesabında işverenin çalışma sı değerlendirilmemiştir. Fabrikalarda usuldür, işveren kendi çalışması karşuığı olarak bir ücret saptar, bunu maüyete katar. örneğin Sakıp Sabancı, kendi fabrikala n içinde SSK'dan emekli olmuştur. Bu duruma göre, bizim soya fasulyesi ekieisi, iki. yüz dönümden daha 130 bin 400 lira kazanmamıştar. Bu parayı kendisinin zibinsel ve yönetici olarak emeği karşılığı masraf göstermek zorundayız. Şu balde, Amik ovannın en gu zel soya fasulyesim yetiştiren Çiftçi arkadasın maliyeti ve kazancı şöyle olmakta: Dönüm başma masrafı 6948. TL. (maUyet) + 657 TL. (îşveren ücreti) = 7.600. TL. (dönüm maliyeti). Çiftçinin dönüm başma brüt gelirine geltoce: 190 kg. soya fasulyesi X kilosu 40 liradan = 7.600 TL. (brüt ge lir. Bu duruma göre bizim çiftçi arkadaş dönümde 190 kg. soya fasulyesi elde edince ne kâr ne de zarar ettt. Bu çiftçi, soya fasulyesini Amik ovasında en güzel blçimde yetiştirmiş çiftçlydi Arkadaşım, sözünü bağladı: Çoğu çiftçiler soya fasulyesini yerde bıraktüar. «Zararın neresinden dönersem kârdır» diye duşündüler. Çukurova bu yıl perişan. Çünkü Çukurova'nm hem pamuğunu, hem soyasuu bu yıl beyaz sinek yedi.. Bogulan Güç: Halk Şirketleri Halk şirketlerine katılan ortak sayısı 400 bini buluyor . Yurt dışuıda çalışan vatandaşlarutuzın yoğun îlgi gösterdiği «işçi şirketleri» ya da «hemşeri şirketleri» devletten yeterli desteği göremeyince zor durumda kaldılar. Zonguldak üyesi Cemil Çakmakh. bir temennı onerisi vererek. «Üretim miilkiyetine katılmada dünyadaki en önemli ör nek teşkil cden bu olayı savunmak gerek» diyerek, karar alma organlarının dikkatini bir kez daha bu konuya çekmeye çahşıyordu. 1970'lerden sonra Türk işci şîrketleri gerçek bırer «döviz bank» olmaya başlayınca, devlet bu konuya eğilip tanım getirme gereksiniminl duydu. Buna göre. ortaklarının yüzde 50'den fazlası yurt dışmda olan ştrketlere «işçj şirketi» denecekti. Bir de işçi şirketlerinin yurda getirdiği elektriklenme ile «balk şirketleri» vardı. Aynen 1974 yılında başlayan konjonktürel daralma içinde halk birikimlerîni toplamak için halka açılan «halka açık şirket ler» vardı. Deviet, en az ortak sayısı 100'ün üstün de tüm şirketleri sermaye yapısı ne olursa ol sun halka açık şlrket kabul etti. Önceleri işçi şirketi olarak anılan daha sonra ozetle halk şirketi denîlen bu kuruluşlar için Devlet Planlama Teşkılatmın son olarak 1979'da getirdiği tanım şöyle: «En az 300 gerçek ortağı bulunan, sermaye payı her bir kurucu ortak için şirket sermayesinin yüzde 5'ini, digerleri icto yüz de 2'sîni aştnayan. serma yeyi temsil eden bisse se netlerinin en az yüzde 8fl'i natna yazılı olup intjfa ve imtiyazlı hisse m nedi bulunmayan ortakhklara halk glrişimi denilir.» HALKIN KATILIMI Gerçekleşen sonuç ne olursa olsun, bu şirketlelerle berabcr Türkiye'de yönetim anlayışmm taba na yayılması, smal raülkiyetde halk katılımımn ÇUKUROVA ELEKTRÎK, KORDSA, NASAŞ, NUH ÇÎMENTO OLMUK SARKUYSAN SÎPAŞ TOZMETAL MEBAN ÎATTNTiARI: PARA DERGİSÎ Türkiye'nin en önde gelan fınans dergisı Sermaye ve para pıyasala rı bankacılık ve bankerlık sektörlert ve Türk ekonomısınin genel gidişatı hakkında etraflı ve aydmlatıcı bugıler verır. Memleketımızm başlıca yöneticilerinin göriiş ve ör.enlerini her sayısında sizlere sunar. .Ayda bır kez yaymlanu. ' Fiyatı 200 TL. Yıllık abone ücreti 240(1 TL. «Para» abonelenne avrıca Meban Ssrmaye Pıyasası Bulteni ücretsız gondenl mektedir. • HİSSE SENEUİ NEDÎR? Fiyatı 25 TL. • TAHVtL NEDtR? Kiyata 25 TL. Her turlü yattrım kararlanmzda sıze yardımci olabilmek MEBAN'ın en onemît amacıdır. • TAHVİL VE HISSE SENTEDİ ALIM SATIMI İLE HIZMETÎNİZDEYİZ. • TAMAMI ÖDENMtŞ SEE j M A 7 E : SCaXXX>JuuO. T L . ! Kenan MORTAN iliIiii^lMllffllil!Iillİ!lffl;iliSIİIHS* Bu amaç aynı zaman s da Ttirkiye'nin ekonomik " yaşammda yenl bir çjgır açıyordu: «tsçi şirketleri». Bu kavram daha son ra şekillenerek kimince halk şirketi, kimince çok ortakh şirket olarak anıldı. Klmi ise kısaca «hemşeri şirketi» diyordu. Ama herhalde en doğ ru tanım. bir dönem Türk İşçi Şirketleri Birlıği'nin başkanhğım yapan Istnail Ertan'ınkiydi. Ertan. bu şirketlere kısaca «dert şirketi» diyordu. Adma ne denırse densin bu brnek. dünyada ilk kez yaşanılıyordu. Ispanya'nm Mondragon deneyi veya Yugoslav işçi şirketleri bu kapsamda ele alınabilirdi ama bun larm hepsi «güdümlü» kurulmuştu. 400 bin insanın kendiliğinden (spontane) bir gelişim içînde kalkınma tutkusu nu üretime dönüştürmede imzasını attığı bir baş ka örnek yoktu. Nitekim, 1982 yılı Sanayi Bakanlığı bütçesinin Danışma Meclisinde görüşülmesi sırasmda aynı zamanda bir başanlı işçi şirketinin genel müdürti olan İlk Türk işçi şirketi «Amacımız tek başma yaratılmayacak olanı kit levi bir hareketle ve topln bir halde Türkiye'de halk hareketine dönüştürmektir.» sağlanması gibi iki temel olgu ortaya çıktı. Türkiye'de son 600700 yıhnı Kerim Devletin kulları Ama bu nicelik gösterolarsk geçiren Insanlar geleri mülkiyetin tabana yönetime katılıyor, karar yayılmasının gerçek olalıyor ve hattâ çözüm üre çüleri olabilir miydi? Vetiyordu. Çok ortakh şirya bir başka anlatirala ketlerin sermaye, yatınm bu kendiliğinden oluşan tutan ve genel üretim sağlıklı tabloya devlet içîndeki pay açısmdan katkısi yeterli miydi? vardıkları nokta anlamlıy Kestirme yanıt «hayır» dı. olacaktt. Hele hele 45 mil 1978 yıh fiyatları İle, yar liralık yatınm gerkurulu bulunan 51 İşçi çekleştiren bu insanlara şirketi 4.7 oıilyar. 53 halk şirketi 10.4 milyar ve 104 genel kredi hacmi içinhalka açık şirket de 29.6 de tanınan paya baktıktan sonra bugüne dek na milyar lira yatınm yapsıl ayakta kaldıklarma mış, çok ortakh şırketler şaşmak gerekiyordu. Yılı toplam 44.8 milyarlık yaİçin 18 bankadan sağlatınmı gerçekleşttrmişlernan kredi büdirimlerine di. göre (îşletmeler BakanIşletmeler Bakanlığı'lığı arastuması) kısa va nm 1979 yılı başında yap deli kredi yatınm döviz tığı bir saptamada yurt kredisi. işletme kredisi ve dışında çalışanlardan 110 teminat mektubu olmak bin kişi ve yurt içinde üzere toplam fi 1 milyar halk ortagı olarak da 114 bin kişi, yani toplam 224 lira kredi verilmtşti. bu bin ortak 223 şirket girışirketlere. oysa aynı yıl şiraine imzasını atmıştı. Türkiye'nin genel kredi Belirlenemeyen sirketler hacmi 150 milyar lira olve ontarın ortakları bumuştu. na eklendiğinde sayı rahatlıkla 400 bini buluYARIN : El değiştiryordu. Sermaye ile kahtım bu meler ve nedeni BAIMKER KASTELLİ MENKUL DEGERLER IST. MERKEZTEL: 2053 20/5hat 22 3644 Telex23324 BANKERLER" BANKERLER HiSSE SENETLERİ HiSSE SENETLERİ .TAHViLLER .TAHVİLLER • KONYA ŞDBESÎ: Hükümet Meydanı Mıhçızade Han Kat: 1 HtSSE SENETLERÎ TEL.: 20 53 20 22 36 44 22 14 79 ARANAN MENKUL KIYMETLER: I AKAL ) AKSA t BAĞFAŞ » BAŞKENT ÇtMENTO » BATI ANADOLU ÇÎMENTO • BURSA ÇÎMENTO > ÇIMSA » E G E GÜBRE ı GÖLTAS I ÎSTAŞ » ÇANAKKALE SERAMÎK > GUBRE FABRİKALARI • I Ş BANKASI • KARTONSAN • KARSAN » KAV I KOÇ Y A T I R I J » 'l ""v MEBAN MENKUL DEGERLER BANKERLtKve F1NANSMAN • BANKEH KASTEIİî A . Ş . Merkez: Vakıf Han Asma Kat No: 23 Sirkeci tstanbul PJC. 735 Telex: 23 314 TR. • ANKABA ŞDBESt: Atatürk Bulvan No: 94/7 ICızılay. Tel. 17 59 00 18. 32 54 • ANTAKYA ŞUBESÎ: AtaTürk Cad. Reşit Berberoğlu lş hanı Kat: 1 No. 6/7 Tel: 50 49 • BURSA ŞUBESÎ: Atatürk Cad. Kurtul îşhanı No. 59 Asma kat. Tel: 20 363 11.336 • ESKÎŞEHÎR ŞUBESÎ: înönü Cad. Porsuk Işbanı Kat. 3 Köprübaşı Tel: 16 185 • ÎZMİR ŞUBESÎ: Cumhurtyet Bulvan No: 11 Meydan Apt. Kat: 1 No: 13 Tel: 21 20 94 Telex 52 678 ONAY TR. • SAMSUN ŞUBESÎ: Bankalar Cad. No. 5 Tel: 19 482. • KAYSERÎ ŞUBESÎ: Cumhuriyet Mah. Vatan Cad. BtiyUk Aksakal îşhanı 16/3 Tel: 13. 031. 451250 (5hat) Sınava Haftalık ÜYS ÜSS hazırSarna dergisi Postâ pukj karşılığı yoHanabilir Ttirkocoğı Cad 3941 Cağatağtu PK 246!stanbul 27. SAY! BUGÜN GSCTI Kayıtlı Sermayesi TL. 500.OOQ.000, Ödenmiş sermayesi: 200.000.000. TL. Merkez: îstiklll Cad. Odakule îs MerKezj N o : 286/A Tel.: 15 12 50 51525354 Telex: 24124 MBANTR TahvU hısse senetlert ve mevduat sertifikalan alım ve sattmma llişkin t ü m ışlemlen nizde Meban uzman kadrosu ile hizmetinizdedir. ARANAN H t S S E SENETLERİ: > KORDSA ı KORUMA TARIM ı NOBEL ıPAMUKBANK ' ORMA ı POLYLEN RABAK ı SÎFAS SUNTA ©ALPA • ANADOLU CAM.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear