23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 23 MART 1982 2000'e 18 var. Evet, 21. yüzyıla girme ye çok bir şey kalnaadı. Her halde, bunu ilk söyleyen klşi ben değilim. Ne var ki, günlük gelişmeleri Izlerneye, anlamaya ça lışmaktan, bir çoğumuz uzun dönemler üzertnde düşünmeye pek vakit ayıramıyoruz. Oysa, Ttirkiye hızlı dönüşümler içinde ve çözütn bekleyen yapısal bunaüm olanca ağırlığıyla karşımızda. Gerçekten. ülkemiz sürekli bir büyüme ve degışme sancıları çekîyor. Bu yüzden de, belirli dönemlerde kendisine dar gelen kurumsal elbiseler değiştirilerek yerine yenisl dikiliyor. Ancak, Türkiye çok çabuk serpilen bir bünyeye sahip; sonraki yıllarda yeni elbiseleri de kendisine dar gelebilir. Dikilen elbisenin daha uzun zaman kullanılabilmesi için ileriyi de düşünerek onu blraz bol tutmakta yarar var. Geçmiş yıllarda dikilen Anayasa elbisesi daha çok «tepkisel» bir özeniyi yansıtıyordu. Oysa, yeni anayasamızm her şeyöen önce bir <denge» anayasası olacağı anlaşılıyor. Bu tür bir elbisenin ise daha sağhklı olması doğal. Ancak, bunun bir koşulu da dikilecek model konusunda alabildlğlnce geniş kesimlerin de görüşlerinln ahnması. Son haftalarda hızlanan anayasa çalışmalan en azından belli bir gerçek çiliğin ilk adımları olarak nitelendirilebilir. Geçmiş yüların talihsiz deneyimlerinden belli bir ders alınması bekleniyor. Buna karşılık, devlet otoritesi güçlendirllirken, ki ben bunun gerekli olduğuna tnanıyorum, bir başka tehlikenin, yani toplumsal örgütlenme özgürlüğünün saghklı bir demokrasinin işleyişine ters düşebllecek bir biçimde denetim altına ahnma ola sılığınm da. muhakkak bertaraf edilmesi inancındayım. Geç Kalmayalım ÜLKEMİZ ONEMLİ DÖNÜŞÜMLER İÇİNDE. PEK ÇOK KESIM, HIZLA DEĞİŞEN SOSYO EKONOMİK YAPIDA KENDİNE BİR YER ARIYOR. 21. YUZY1LA GİRERKEN YENİ ANAYASA YAPICILARIN BU GERÇEKLERİ HESABA KATACAĞI İNANCINDAYIZ. ni okula, yeni hastaneye, yeni fabrikaya kavuşabileceğlz? Daha şimdlden, nütusunun yüzde 40'ından fazlası 15 yaşın altında olan genç Türkiye 21. yüzyıla hangi olanaklarla girebilecektir? Avrupa ve Arap ülkelerine hep işçı gönderebllecek miyiz? Ya da bu kişiler bu ülkelerde çalışma olanaklarını yitirdiklerinde, aca ba anayurtlarında onlara neler saglayabileceğiz? Avrupa ve Biz... vrupa Konseyi 1949'da kuruldu. Önce 10 üyesl vardi: Belçika, Danimarka. Fransa, Hollanda, Ingiltere, Isveç, Irlanda, Italya, Lüksemburg, Norveç. Sonra Türkiye ve Yunanistan için uyelik çağnsı çıkanldı. Ardmdan îzlanda örgüte girdi; Federal Almanya, Avusturya katıldı. Kıbrıs 1961'de, îsviçre 1963'te, Malta 1965'te Konsey'e uye oldular. Bir Türk'e Avrupa dedifiniz zaman aklına ilk gelen ülkelerden birisi îsviçre'dir. Peki, nasü oluyor da îsviçre 1963'e kadar örgutun dışmda kalabiliyor. •*• Aslında, bir çok kişi kendi kendine bu soruları soruyor. Ne var ki, ülke genelinde, toplumsal dönüşümlerin nedenleri. sonuçlan ve bu konuda ne gibi politikalarm uygulamaya konması konusunda belli bir tartışma platformu geliştirile bılmiş değil. Bunda suçu içinden geçmek te olduğumuz olağanüstü dönemin gerek lerine atmak yerine, kendlmizde. siviller de anyalvm" Eski düşünme geleneklerimiz den bir türlü kurtulamıyoruz. Aydınlarımızın çoğu «fikir orucunu» sürdürüyor. Meslek kesimleri ise kendi kısa vade çıkarlarını doğal olarak ön plana alıyorlar. Yeni bir anayasa. yeni yasalar, bunların hepsi zorunlu ve yararlı uğraşlar Ama, öte yandan da 2000 yüı bizi bekliyor. 1983'te normal demokratik düzene geçüecek. Askeri yönetim yerini slvlllere bırakırken. politikacılarımız olsun, aydın larımız olsun, çeşitli toplumsal kesimlerin temsilcileri olsun, 21. yüzyıl Türkiye'si üzerinde düşünmek ve öneriler ger çekleştirmek zorundadırlar. Türkiye. ergeç, zor günleri geride bırakacaktır. Ama, vakit yitirilmesl toplumun aleyhine işlemektedir. Eski kısır döngülere yeniden saplanılmaması, gelecekte Ordu'nun asıl görevinden sık sık ayrılma zorunda bırakılmaması içtn, uzun soluklu politlkaların çizilme ve uygulamaya koyulması zamanıdır Türklye'nm saglıklı, adil bir ekonomik ve sosyal yapıya durulmuş oturmuş bir siyasal düzene kavuşabilmesi İçin uzun vadeli düşünmek zorundayız. 2000'e geç kalrmyalım. Artun ÜNSAL de ile karşılaşıyonız: Yeni bir anayasanın hazırlanması veya değiştirilmesi ve bunun yanısıra, özgürlüklerin hem güvence altına alınması hem de bunların toplumun çıkarları dogrultusunda düzenlenmesi. Son yüzyıl içinde Osmanh İnıparatorluğundan genç Cumhuriyete, çeşitli aralıklarla karşılaşılan bunahmlarda hep aynı konunun gündeme gelmesi düşündürücüdür. Bu bağlamda. asıl sorunun, ülkeye en uygun anayasanm neler ıçermesi ve özgürlüklerin nasıl düzenlenmesini aşacak bir gerçekçilikle, ne den hep «sıîırdan başlamak» zorunda kaldığımızı araştırmak olduğu açıktır. Neden anayasa deneytmlertmizde bunca emek, neden bunca başarısızlık? Sanınm, bunda toplumca genelllkle kısa vade, günü gününe düşünme alışkanlığmın büyük payı olsa gerek. Oysa, Ister siyasal iktidarda olanlar, ister ülkenin çeşitli kesimlertnl temsil edenler, yeni kurumsal düzenlemeleri gerçekleştlrlrken daha uzak görüşlü ve Türkiye'nln karşılaştığı siyasal bunahmlarda, toplumun sosyo ekonomik koşullarınm hızla değişmesinin de tek değil. ancak önemll bir payı olduğunu kabul ederek, asgari müştereklerde birleşmeyl başarabilmlş olsalardı, sonuç belki de farklı olabilirdi. Batılı ülkeler «endüstri sonrası» top luma uygun polltikalar gellştirmek çabası içindeyken, hatta Alvlu Toffler glbl klml yazarlar «Gelecek Şoku»ndan sonra «Üçüncü Dalga» üzerinde okuyucularının dlkkatini çekmeye çalışırken, bizim bu güne dek kısır döngüler içinde donüp dolaşmamızın bir nedeni yok mu?.. ••• Türkiye Önemli dönüşümler içinde. Kentsel nüfus kırsal nüfusa yetlşmiş durumda ve kısa sürede onu geçecek. Öte yandan ülkemizde, kendi hesabına çalışanların sayısmın ilk kez ücretlilerin sayısı önünde geriledlğlni resmi istatlstikler ortaya koyuyor. Ekonomik yapıda İse çok önemli dönüşümlere tanık olunuyor. Okul, konut. iş, saglık geıeksinmeleri gün geçtlkçe artıyor. Kadın erkek, genç ihtiyar, çahşan emekli, işveren lşçl, köylü kentli. hızla değişen sosyo ekonomik yapıda kendine bir yer arıyor veya yerinl korumağa çalışıyor. Kuşkusuz, yeni anayasal ve yasal düzenlemeleri gerçekleştirecek kurum ve klşller bu güncel sorunlann bllincindeler. Ancak, ben daha tleri giderek, geleceğln sorunlannm da unutulmamasını dlliyorum. 21. yüzyıla hazırlıksız yakalanmayalım. Türklye'nin 2000 yıhnda çehresl nasıl olacaktır? Toplumu ne gibi sorunlar bekllyebillr? Üretim düzeyi, nüfüsunun gereksinmelerlni karşılayabilecek midlr? Kullanümamıs doğal ve insan kaynaklanmızdan yeterlnce yararlanabllecek mlyiz? Kaç yeni konuta, ye A Türkiye 1949'da Avrupa Konseyi'ne girmıştîr. Ülkemizde demokratik haklar 1949'da bugünkünden daha mı ılerdeydi? Fikir özgurlüğü var mıydı? Sendikal haklar ne durumdaydı? O yıllarda «grev» diye ortaya atılan emekçinin canına okunurdu. Sosyalizm sözcüğünü dile getirmek bile suçtu, Bırakın sosyalizmi; sosyal devlet kavramının benimsenmesi için 27 Mayıs devrimine degin beldenecek, 1961 Anayasası'yla demokratik hak ve özgürlükler gündeme girecekti. 1950'ler Türkiye'sindeki anti demokratik koşuU lara ihşkin eleştiriye, geçmiş yılların Avrupa Konseyi'nde pek raslaamaz. Oysa üyelerden birisi şunlan söyliyebilirdi: Türkiye'de Avrupa Konseyi ve tnsan Haklan Sözleşmesi'ne aykm bir durum vardır. Türkiye'de fikir özgurlüğü yoktur. Sendikal haklar yasaklanmıştır. Batılı anlamda fikir özgurlüğü ne dayanan çok partili demokratik bir rejim geçerli olmadığı için bu ülke örgütten çıkarılmahrtır. ••• Açıktır kl, bunlara benzer görüşler $u günlerde her çevrede dile getiriliyor. Benim asıl vurgulamak istediğlm konu ise, uzun dönem için düşünmek alışkanhgmın geliştirilmesinin gerekliliği üzerinde. Gercekten de, 1376, 1908, 1960, 1971 ve 1982 yıllanmn gündemlnde değismeyen iki mad BurhanlARFAD *'Ikinci Seans, n dokuzuncu yüzyıl sonlarında «hareketli resimler» tanımlamasıyla ilk adımlarını emekleyen sinema kısa sürede gelışti ve yirmincl yüzyıluı başlangıç dörtte birinde «Vedinci Sanat» oldu. Oysa, Lumiere kardeşlerin ilk ürtinleri olan «Gara Giren Tren», «Fabrikanın Paydos Saati», «Limanda» gibl bir kaç dakikalık deneme örnekleri ilgi çekmekten öteye geçememigti. Melie'nin bir çeşit hokkabazlık sayüan kordelaları da, sonraları tiyatro oyunlarının kameradan epeyce uzakta durup aşırı el ve kol hareketleriyle canlandırdıklan konulu İlk filmler de umut vericl olmamıştı. Ne var kl durum kısa sürede değiştL 1915 1925 arası Grlfth, Klng Vldor, Murnau, Abel Gance, Frltz Lang ustaların yaratıcı çabaları yirmincl yüzyılın yeni sanatını oluşturdu. "Yedlnci Sanat" diye tanımlanan yepyeni bir sanat doğuvermlştl. Sadece görüntüye dayanan ve sözden yok8un bir çeşiı yeni pandomimcillk de dlyebllirdik. Fakat, lnsanoglunun söz gibi en güçlü anlatım ve etkl aracmdan yoksunluk, "Yedinci Sanatf'ı bir bakıma aksatıyordu. Sonra sesli filmin ilk Örnekleri, 1928'de ekranlan doldurdu ve Yedinci Sanat, ylne bir geçiş ve uygulama dönemlnden sonra, gerçek benllğini, kişiliğinl ve etkinliğinl kazandı. Çoğu programlarını beğenmediğimiz blziro TRT, bir süre önce «Sesslz Sevglliler» dizisi ile bir çeşit sessiz fllm antolojisl sundu. Yarım yüzyıl önce sinema seyircllerinin sevgilisl olan Norma Shaerer, John Crawford, Greta Garbo, Clark Gable gibl ünlüleri hatırlayanlar hüzünlü bir mutluluk duydular sanırım. Anılarda yaşam, ihtiyarlamaktır derler ve sanırım yanüs değildir. Fakat anılarda yaşayabilmek de mutluluktur bir bakıma. «Sessiz Sevglliler» dlzisl, o dönemin pek çok yıldızını da hatırlattı. Ronald Colman, Rudolt Valentlno, Lon Chaney, Lllian Glsh, Douglas Fairbanks, Glorla Swanson, Pola Negrl, Ericb von Stroheim ve gelmlş geçmiş bütün ekran ustalarırun en unutulmayanı Charlie Chaplin. Hatırlayabilmek mutluluğunu tattığım o günlerde aldığım bir okur mektubu, belki de bir raslantıydı, duygularımı paylaşıyordu: «Eski tstanbul ve Beyoğlu'nun sanat ve temaşa alemini konu edlnen değerli fıkralannızı buruk bir zevkle okuyorum. Takslm'deki Majik, Saint Antoine Kilisesi karşısında Elhamra ve şlmdi konfeksiyon galerisi olan Opera sinemasıyla Melek Sinemasını sessiz film dönemlndekl durumuyla beraber hatırlayalım. Seçkin filmlertn ilk gecelerlnde orkestra takviye edilir. o günlerin kozmopollt seylrclleri. beyaz Rus göçmenl zariî yer göstericl bayanlann yardunıyla koltuklanna yerlestirilirdL Mailk'te Ronald Colman ve VUma Banky'nln «ölüm Perisi», «Ailenin Kllit Taşı» filmlyle açılan Melek'te Lllian Gish'ın «Labohem»!, Raquel Meller'ln «Şahane Menekşeler» filmiyle açılan Opera'da «Nlebelungen EfsanesUni derin bir tutkuyla lzlemlştim. Geçmiş zamanı, lkincl seans bir film seyreder gibl tekrar yaşamak gerçekten clhan değer de... Aynı türde yeni fıkralarımzı bekllyerek...» Dostum Burhan Arpad, diye başlayan mektup, «Eski bir tanıdık» diye, imzasız bitiyor. Bana «Dostum» diyen «Eski bir tanıdık» umarım bu «Ikinci seans» benzetmesi yazımdan mutlu olabllecektir. Ben kendi payuna mutluyum. Zira, anılarda yaşamak, bir bakıma yaşlanmak da olsa, arkada kalmış günlerln güzel yanlanm hatırlatarak mutlu kılar. Hollywood üzerlne pek çok roman yazılmıştır. Hemen hatırlayablldlklerim arasmda Vicki Baum: «Esrarsız Hayat» ve tlya Ehrenburg: «Rüya Fabrikası» başta gelir. Zira Hollywood hem bir rüya fabrikasıdır, hem de günümüz toplumunun çirkinliklerni güzel gösterme çabasında, amma esrarsız bir dünyadır. 1940 başlarında yaymladığım ve blr sinema makinistinin portresini çizen «Matine» hikâyem $öyle blter: «Beyaz perdedekl genç erkek şarkı söylü?or. Gü'/e) sevgilisi dudaklannı uzatıyor. Ve eşslz blr ay ışığı. Loca, koltuk. balkon ve paradi mutludur.» Ne var kl. «Matlne»ler saatle smırhdır. Blr kaç saat sürer. Köşe yazıları da öyle. Bitlverlr. «İkinci Seans» yazım gibi. O &. * otorlu Kara Taşıt Araç ları Mecburi Mali Mesuliyet Sigortasının as gari temlnat mlktarları, 9 mart 1982'den geçerli olmak üzere, 8 ocak 1982 tarlh ve 17568 sayılı Resml Gazetede yaymlanan Bakanlar Ku rulunun 8/4011 sayılı kararıyle on katma çıkartıldı. Yent teminatlara karşılık alınacak sigorta prlmlerinin miktarları da Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin gazetelerde yaymlanan bir duyurusu ile açıklanmış oldu. Bilindiğl gibi, ülkemizde Trafik Mali Mesuliyet Sigortası zorunluluğu, 11 ma yıs 1953 tarih ve 6085 sayılı Karayollan Trafik Kanunu İle getirilmiştir. Kanunda ayrıca, trafik kazaları için, genel hükümlerden ay rılarak, özel bir hukukl aorumluluk sistemi öngörtilmüştür. Sözü geçen kanunun yürürlük tarihl, 18 mayıs 1953 iken, sonradan 6498 sayılı kanunla değiştirllen 77'ncl maddesiyle, 4 yıl için de bölgelere göre kademeli olarak uygulanmak üzere, 18 kasım 1957 tarihlne kadar uzatılmasına gidilmiştir. Buna göre, kanunun ilk uygulamasına 20 nlsan 1954 tarlhinde Ankara ve tstanbul illerlnde başlanmış ve 8 kasım 1957'de tüm Türklye'ye teşmili tamamlanmıg tır. 6085 sayılı kanun, tatbikatında görülen aksaklıklar nedenlyle, yayın tarihin den 4 ay sonra yürürlüge glren 12 ocak 1961 tarih ve 232 sayılı kanunla değişikliğe uğramıştır. Bu yeni kanunla da trafik kazalarında hukukî sorumluluk sistemi tekrar değişiklige tabi tutulmuş ve mecburi sigorta temlnat mlktarlarının tespltl, yasayla değil, Bakanlar Kurulu'nun yetkisine bırakılmıştır. M Trafik Sigortası Sorunu I Kazaya uğrayan üçüncü şahıslann sigortası ohnaktan çok, yersiz masraflara ve kârlara kaynak oluşturan Trafik Sigortasmm geçmiş yıllara ait sonuçlan ve uygulaması değerlendirilerek zararlann tazminini sağlayıcı gerekli önlemler alınmadan tarifelerin 5 ilâ 7,2 katı gibi fahiş bir oranda artınlmış olması pek şaşırtıcı olmnştur. Aziz ÖNEN îktisatçı Aktüer Trafik Sigortasının esas amacı, araç sahlplerlnl korumaktan çok trafik kazalannda üçüncü şahısların uğrayablleceklerl zararları karşılamaktır. Zorunlu kıhnması bu nedenledlr. Trafik Sigortası genel olarak toplumun bir sigortası niteliğlndedir. Bundan ötürüdür ki, diğer slgortalardan farklı olarak ,bu sigortalarm gözetilmesine yasalarda daha fazla ağırlık verilmlştir. Ancak, tüm toplumun trafik kazalanna karşı korumasız bırakılmaması gerekliliği karşısında, sigortasız ya da plakası saptanamayan araçların neden olduklan zararların, kurulacak bir fonla, bugüne kadar teminat altına alınmamış olmasmı Trafik Yasasının blr boşluğu olarak gör mekteyiz. Trafik Sigortasının, uygulamada, gerek temlnat miktarları ve gerekse ödenmiş tazmlnatlar yönünden 6085 sayılı kanunla tanndaki prlme oraru ise ancak % 6'dır. Primin zaten % ll'l gibi düşük bir oranını oluşturan 26 milyon TL. tutanndaki maddl tazminatların bir bölümünün kas ko sigortalarından yapılan rücular dolayısiyle sigorta şirketlerine ödenmlş olduğu ayrıca düşünülürse, kazaya uğrayanlara maddl tazminat olarak da fazla miktarda blr ödemenln yapümamış olduğu gbrülebüir. Kas ko sigortalarından yapılan rücularda, üçüncü şahısların Trafik Mali Mesuliyet Sigortası üzertndeki lmtiyazlı haklarının gözönünde bulundurulmakta olduğunu sanmıyoruz. Kısacası, Trafik Sigortası mağdur lann sigortası olmaktan çok, yersiz masraflara ve kârlara kaynak teşkll etmiştir. Trafik Slgortasının geçmiş yıllara ait sonuçları ve uygulaması iyi değerlen dlrilip zararların ta2anini minat taleplerinl büyük öiçüde artırabileceğl husu sundaki iddiaya katılmak zordur. Hatırlanırsa, 1978 yılı başlarında bedeni za rariar için 5 misli ve maddi zararlar İçin de 1,5 mis line çıkartılan temlnat miktarlarmın tazminat ta leplerlni büyük ölçüde artıracağı o günlerde de sözkonusu edilmiş ve yapılan ortalama %30 civarındaki tarife artışı si gortacılar tarafmdan ye tersiz görülmüştü. Fakat gözlenmiştir ki, 1977 yıh sonunda ödenmiş bedeni ve maddl tazmlnatın tah sil edilmiş prime oranları %7 ve %20 iken 1980 so nunda bu oranlar artma şöyle dursun aksine %6 ve %11'e düşmüştür. Yani korkulan olayın tam tersl gerçekleşmiştir. Kal dı kl, bedeni zararlar için 250 bin TL. ve maddl zararlar İçin 30 bin TL.'sma çıkartılmış bulunan temi nat miktarları, 25 bin ve 3 bin TL. tutarında olan önceki meblağlarm tatbiki ne başlandığı 1978 yılı baş larındaki fiyatlara göre sı rasıyla 40 bin ve 5 bin TL." sından ibaret bulunmakta dır. Buna göre tazminatlarda reel artış ancak %60 olmuştur. Yeni teminat miktarlarmın enflasyonun düşürülmüş düzeyine rağ men bu yılın sonunda 1978 yılmdaki teminat miktarlarmın değerlerini bile ko ruyamıyacağı kuşkusuzdur. Temlnat mlktarlannda reel olarak bu ölçüdeki ve seyirdekl bir değlşlkllğin tazminat taleplerinin eskisine oranla ne miktar da artırabileceğini takdir etmek güç değildir. Temlnat ve tarife artış larının, Trafik Sigortasının gereğince lşler hale ge tirilmesine yeterll olamayacağı ortadadır. Trafik Sigortalannm her yıl yenllenerek sürdü rülmeslnin yol açtığı azım sanmayacak ölçüdeki fuzu li masraf ve külfetlere de değinmeden geçmek olanaksızdır. Bu sigortaların, yılhk olarak değil, sağlayacağı büyük tasarruflar bakımından prlmlerini in dlrimli toptan tahsil etmek suretiyle daba uzun süreler için polyennal ya pılması olanaklan üzerinde önemle durulmalıdır. Bu arada, Ticaret Bakanlığmca tasdik edilmiş bulunan Trafik Sigorta po liçesinin hükümlerine gore teminatın yeni miktarlara kendiliğinden intibakı zorunlu iken bu intibakı llgill sigorta şirketine baş vurup yaptırmayan araç sahipleri hakkmda yasal Işlemler yapılacağına dair Ticaret Bakanlığınca yayınlanmış bulunan Hükümet btldirisini de yadırga dığımızı belirtmeden geçemeyiz. Sözkonusu bildiri araç sahiplerini yersiz tetaşa düşürmüştür. Kısaca söylemek istediğimiz, kazaya uğrayan üçüncü şahıslann zararları nın önceden saptanacak objektif kurallar ve esaslar dahllinde geciktirilme den tazminini sağlayıcı ön lemlerin ivedilikle alınarak, Trafik Sigortalanna, sosyal amaçlaruıa uygun biçimde Işlerlik kazandml mış olmasının gerektiğidir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 8 ağustos 1949'da yaptığı toplantıda, Türkiye ve Yunanistan'ın Konsey'a üye olmalan için çağn çıkarmıştır. Buna karş'iık îsviçre, Avrupa Konseyl'ne aiuımamıştır. Niçin? Çünkü Isviçre'de kadmlara oy hakkı yoktu. Kadınlarına oy hakkı tanımayan bir devlet Îsviçre gibi Avrupa'run tam göbeğinde bulunsa bile Avrupa Konseyi'rm giremezdi Isviçre'nin Avrupalı olduğu kuşku gotürur mü? Avrupalı olma,k başka, Avnıpa Konseyi'ne uye olmak başkadır. Bu örgüt, ancak üyelik koşullannı taşıyan devleüerden oluşabilir. Îsviçre daha sonra^ ki yıllarda Avrupa Konseyi üyeliği için gereken koşullan benımseyecek, seçimlerde kadınlara oy hakkı tamnacak ve Türkiye'den 14 yıl sonra örgıite girebilecektir. 1949'dan bu yana geçen sureda Avrupa toplumlanndaki değişim, siyasal dengelere de yansımıştır. Avrupa Konseyı eski Avrupa Konseyi değildir. AET de eski Ortak Pazar değildir Avrupa'da demokratikleşme süreci yoğunlaşt'.kça, uluslararası örgütlerde sosyal demokratlar, sosyalistler, komünistler ağırhklar kazanmışlardır. Koşullar değişmiştir. Bu değişimi görmek gerekir. *.<sv**ı Atatürk devrimleriyle kadınlanmıza oy hakkı tammnasaydı; 1949'da Avrupa Konseyi Türkiye'yl üveliğe çağıramazdı. 1982 yılında dünyanm, Avrupa'nın, Türkiye'nin koşullan öylesine değişmiştir ki yeniden bir değerlendirmeye girmek gerekir. Dert değil; istersek Avrupa Konseyi'nden çıkan a kimse bizi zorla tutmuyor. Ama dünyanm, Avrapa'nın, Türkıye'nin nereye gittiğini ve nasıl bir dogişime uğradığını bilerek karanmızı vermeliyiz. (Cumhuriyet *ıa3a*ıaaa j 23 MART 1932 OTOBÜS ÎMTİYAZI tstanbul'un otobüs imtiyazı hiikümet tarafmdan Belediyeye verilmiştır. Bu husustaki karar Dahiliye Vekaleti tarafın dan bu akşam Belediyeye ilbidilmlştir. bildirilmiştir. Trafik Sigortaları, Avrupa ülkeleri arasında yapılan bir anlaşmayla zorunlu kılınmıştır. (Convention Europeene Relative a l'Assurance Obligotoire de la ResponsabilitĞ Clvile en Matlere de Vehicules Automote ]Günün Hanıl YENİ FİATLAR Türkiye'de ve Türk işçiliği Ue yapılmış Pord kamyonlannm yeni fiyatları şöyledır: 131 1/2 pusluk arka tek tekerlek kısa şası: 1780 Tlı. 157 pusluk arka tek tekerlek uzun şası: 1820 T.L. 131 1/2 pusluk arka çıft tekerleK kısa şası: 1830 T.L 157 pusluk arka çift tekerlek uzun şasi: 1870 TX>. A modeli gezinti şasisi 1210 T.L. urs). Avrupa ülkelerlnin çoğu, Trafik Mecburi Mali Mesuliyet Sigortasını Türklye'den çok sonra uygulamaya koymuşlardır. Buna rağmen. değil yalnız Avrupa'da, tüm dünya uygulamasında bile, sigorta teminat miktarları bakımından Türkiye'nln altmda bir ülkeye rastlamak zordur. Yapılagelmekte olan artışlar da teminat miktarlannı yeterll hâle getirememiştir. Aslında, bu artışlar, para değerindekl kayıpları dahl karşüamaktan uzak kalmıştır. Trafik Sigortasının uygulanmasına başlandığı 1954 yılından bu yana geçen 28 yıllık süre içinde Üç kez değiştirilmiş bulunan asgari sigorta miktarlarmın, 1954 yılı fiyatlarına göre aşağıda parantez içindekl reel değerlerlnln nasıl yeterslz hale gelmiş oldukları açıkça görülmektedir. Trafik Sigorta miktarlarının. özellikle bedeni zarar lar için, enflasyonun neden olabileceği değer kaybına karşı kısa süreler içinde ayarlanmasına gldilmesl ge reğl kendini göstermektedlr. Satıs başına Kaıa basma bedeni maddl 20 nisan 1954'te 10.000. TL. 2.000. TL. Bakanlar Kurulunca 11 ağustos 1961'de 5.000. TL. 2.000. TL. (2.450. » ) (980. » ) 21 nlsan 1978'de 25.000. TL. 3.000. TL. (1.704. ») (205. » ) 9 mart 1982'de 250.000. TL. 30.000. TL. (2.768. » ) (274. » ) ni sağlayıcı önlemler alın madan tarifelerin 5 ilâ 7.2 mlsll glbl fahiş bir oranda arttırılmış olması pek şa şırtıcı olmuştur. Yeni tarlfenln, ortalama 5.5 mlsli artışla, İlk yılda getlreceği prim tutan totlbak prim lerl hariç 1,5 milyar TL. civannda olacağı tahmin olunmaktadır. Prim tutannın yaklaşık Uçte brrini oluşturan 500 milyon TL. masraf ve kâr payıdır. Ge ri kalan bir milyar TL ise tazmlnat ödemelerlne glde ceği düşünülmüştür. Bu meblağ, son beş yıl içinde her yıl bedeni ve maddı olarak ödenmekte olan 40 milyon TL. clvarındakl taz mlnatın 25 mlslldir. Yanl, temlnat miktarlarmın 10 mlsline yükseltilmesine karşılık tazmlnatlann 25 misli artacağı öngörülmü.î tür. Bu artışın çok yükseK bir ölçüde tutulmuş olduğu kuşkusuzdur. Temlnat miktarlanndakl 10 katı bir artışın taz ihtlyaçlan karşüamaktan uzak kalarak yıllardan berl blr göstermelik olmaktan kurtulamamış olduğu üzülerek gözlenmektedlr. Sigorta Murakabe Kurulu'nun her yıl yayınlanmakta olan raporlarında görülen rakamlar, ödenmlş tazmlnatların, trafik kazalannda meydana gelen büyük ölçüdeki zararlara oranla ne kadar gülünç bir düzeyde bulundugunu belirtmesi bakımından son derece îlginçtir. Eltoizde en son istatisttk lerin bulunduğu 1980 yıhnda, trafik kazalannda yılda yaklaşık beş bin kişinin öldüğü otuzbeş bin kişinin yaralanmış olduğu Türkiye de bedeni zararlar için ödenen trafik sigorta tazmina tı 13.5 milyon TL. olmuştur Bu meblağ, orta halli bir semttekl bir apartman dairesinin bedell bile değildir. Bunun, o yıl içinde tahsil edilmis 220 milyon TL. tu Cumhuriyet Sahib!: Cumhuriyet MalbaacılıKveGazetecilikT.A.Ş. adına. „ NADİR NADl Cenel Yayın Müdürü: MüesseseMüdürü: Yazı Işleri Müdürü: Basan ve Yayan HASAN CEMAU EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Posta Kutusu: 246 IStanbul Tel: 2097 03 (S Hat) BÜROLAR • ANKARA:Konur Sokak no. 24/4 Yenişehir Tel: 17 5E 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 • İZMİR: Halil 21ya Bulvan No: 65/3 Tel: 2547 0913 12 30 • ADANA: Alatürk Caddesi, Türk Hava Kurumu Işhanı Ka Tel:1455019731 TAKVtM. İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ 23 Mart 1982 AKŞAM YATSt. 5.20 6.58 13.21 16.48 19.24 20.55
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear