Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet 8 14 MART 1982 perasyona doğru giderken asker sağdakı ve soldaki dereden baskuıa uğramayabm. ateş yemeyelim diye önlem alıyor. Peki, soida bu isi kim yapacak? dıyo sordum. Dorduncu manga komuta nı seslendı Ben yapacağım. Demek kı bınncı ve dörduncu mangalar sağımızı ve solumuzu güvenceye arlıyorlar. Sonra? îkincı mangayla üçüncü manga yanyana 3040 adım aralıkla avcı kümesmde iler hyecekler. tki takımla işi bi tıreceğız. Bunun îçin beşinci ve altmcı manga da ikin cı ve uçüncu manga gibi soldan ılerliyecek Böylece birinci takım kayalı tepeye, ikinci takım yumurta tepeye yönelik eylemi gerçekleş tirecekler. İki takım altı manga olduğundan. iki manga yan guvencesi tçin sağda solda duzen kuracak, ikişer mangadan dört manga da iki tepeyi ele gecirmek için saldınya geçecek. Üçuncü takımı hiç konus muyoruz Çunkü ben daha cmce söylediğim gibi ürkeklerden oluşturmuştum uçün cu takımı: bunlar başka i(fleri yaparlardı Tam biz bunlan konuştağumuz sırada onbaşılann arasından bir fr çıktı; benım onüme geldi Yüzbaşım, dedi. Sesındon tanıdim. bu Kun durflcı Agâh'tı 42Bızım Fuıldak Muhsin gozlennı açtı. karşısında be m gordu: Yüzbaşun sen misin? Benım. t$en ölraedim mi? Ölmedın. Fırıldak bagırdi: Yaşasın. O gun boyle geçtı. Ertesi günü Grup Komutanından bir emır geldı. Tabur Komutanına da bildiriknesi istenıyor. En yuksek yerde bulunduğum içm haberleşmede odak noktası benım. Her bıı> lik durum raporu verecek; Ne var ki durum raporlan verilırken ayrı yaklaşımlar ortaya çıktı. Sağımızdaki 7'inci Seyyar"dan gelen bilgiye göre, karşıda 1000 tufek var, solumuzda bizim taburdan golea bilgiye göre 300 tufek var. Oysa ben gerçek durumu bihyorum; karşımızdakinde olsa olsa 50 tufek var. Ama sağımla solumla gereğinden çok çehşkiye duşzaemek îçin benim karşımda 100 tüfek bulunduğunu Grup Konautaru Mustafa Uludağ'a bıldirdım. Yarbay Uludağ bügileri toplayıp değerlendînnce karşımızda büyuk bir guç olduğu sanısına kapüıyon 1400 tüfeklik bîr direöiş karşısında olduğumuz sonucuna vanyor. Grup Komutanı bunun uzerine ikinci bir emre değin ilerleyîşi durdurdu. Gruptan bir emir geldi er tesi gunü... Tabur Komutamyla beni çağırıyor Grup Komutanı Yarbay Mustafa Uludağ... Bölüğü Üsteğmen Avni özkalyoncu'ya bıraktuai; Ta bur Komutanı Btnbaşı Emin Akm ile ben tepeden aşağıya ındikten sonra buluştuk, sta bındik. iki de seyis aldık yanımıza; yola çıktık. Grup Karargahına yaklaşırken hava kararmak uzereYolda Tatar Sava'ya rastladık. Biz arkadaşlan. Tatar Sava diyoruz; Doğan Yüzba şıya... O zamajnlar Ordu'da Azerbaycanlı subaylar vardı. Azarbeycan ordusundan bıziınkme geçen subaylar rütbelenyle benimsenıp gore ve başlauıışlardı, Tatar Saya'yı gorunce sordum: Yüzbaşım ne haber? Bir küfur salladı. Gece karanlıgında nöoetçiler birbtrini vuruyor, dedi. sürüp yaklaştım, me( Atı raklanmıştım. Olay 9a Bir ileri karakolda çifte nöbetçı değıştırmenin kurah var. Karşıdan gelip nöbet değıştirilmez; arkadan yaklaşıhr; paroia verilir. Manga Komu tanı nöbetçüeri değlştirir. yeni nöbetçilere parolayı verir; eski nöbetçüeri ahr döner. Bu yöntem güvencelidir. Ama nöbeti değiştirmeye gelen er yolu şaşınp kar şıdan gelince ateş başlamış, düşman geliyor sanısıyla acılan ateşten er yaralanmış. Yukansı soruyor; yanıt veri MADANOGLU Durum tartışması Osman Pasa: Yarın tas• • tas • üstüne kalırsa divanı harptesiniz Fırıldak Muhsin gözlerini açtı karşısında beni gördü. Yüzbaşım sen misin? Benim, Ben ölmedim mi? Hayırl Yaşasın, diye bağırdi. lemiyon duşman baskın yap mış. çatışma çıkmış deniyor. Dogan Yüzbaşı hem içerliyor, hem yakmıyordu. Bu olay genel durumu belirtiyordu. Çatışmalar gereginden çok abartılıyor; asılerın gücü, olduğundan yuksek gosterilıyordu. Komutan bu durumda sağlıkh bır yak laşım içıne gıremezdı. Grup Komutanı Yarbay Uludag bizi karşıladı. Ne var ki Grup Komutanınm çadırına da girmek ıçin yerlere kadar eğilmek gerekiyordu. «Sebükbar» bir durumda yürüyüşe çıkılmıştı. Ağırlık lar, yükler geride bırakılmış tı. Grup Komutanınm çadın da er cadınydı. Uludağ: Evet Madanoğlu, dedi, sen ilerde koca çadın kurmuşsun, biz de bu durumdayız. Ama önceden böyle karar vermîştik, karar sana ulaşmadığı için çadınnı getirdiğini biliyorum. Bunlar öncmli değll. Siîrften Tümen Komutanı Osman Tufan Pa şa'dan bir şifre geldi. Osman Tufan ne diyordu? ' Yarm akşama kadar Arbak vadisinde taş taş üstünde kaldığı takdirde başta Grup Komutanı olmak üzere bütiin heyeti zabitanı Divanı Harbe tevdi edecegimi tebliğ ederim.» ğimizi konuşmalıyız. Askerimizi harcamadan başarı saglamalıyus. Bunun uzerine ben Tabur Komutanından önce söze gır dim: Komutanım, 7'inci Seyyar geri kahşının gerekçesini oluşturmak için karşıda büyük bîr kuvvet varmış sa nısını yaratmıştır. Karşımız daki güç size yansıtılan dört te biri bile değildir. Biz büyük kayıplar vermeden bu işi çözümleriz. Eğer onaylar sanız emir verin. ben bu sa baha karşı bir baskın yapayım, karşımdaki kayalık iki tepeyi ele geçireyim. O tepeler düştü mü, tüm Arbak vadisi ayaklanmızin altuıda olur. Uludağ düşündü: Başarır mısın? Dedım ki: Bu büyük bir is değtt, yalnız istirham ederim 7'inci Seyyar'a biraz gürleyin, nedir bunca geri kalmalan? Ben ilerlerken sürekll yan ateşi alıyorum, bu yüzden yavaşhyoruz. Grup Komuta.ni Haydi gidin. dedi. Avnldık. Tabur Komutanı: Yaliu Cemal. başımıza iş çıkardın. Efendim. dedım, gucüme gıttı. bızım Yarbay çok ıyı adam. telgjafa^ne kadar u/ıılduğü belli. . Aflara bunp döndıik; ama bı/ım böluğun bulunduğu tepeye at çıkamaz Ben yokuşu tırmandım Terleyip yo rulmusîum Kolay değildi. o sarp tepeye tırmanmak Üsteğmen Avni beni merakla bekliyor Onbaşılar gelsin, dedim Bakın çocuklar, sabaha doğru bir baskın yapacağız ve karşımızdaki iki te peyi eİ9 geçireceğiz. Biri ka yalı tepe, öteki yumurta tepe. Tepeleri ele geçirdiğimizde ortalık ışımaya başlamalı. Baskın 1 buna göre ayar edelim. Siz şimdi ne yapaca ğınızı düşünün, bu işi nasıl düzenleriz diye aranızda ko nuşup anlaşm. Ben çok yorgunum, hiç olmazsa iki saat uyuyayım. Onbaşılar gittiler. Manga Komutanlan gîdince Avnı'ye dedim ki: Avni ben yatıyorum, sen beni saati ge'ince çayla uyandırırsm. Çadınn direğinin dibinde koz ateş var. oraya yerleştirıyoruz çaydanhğı, çay yapıyoruz. Ben uyurken Tabur Komu tanı Emin Akin aşağıdan gelmiş. bakmışkî Avni oturuyor. durumu sormuş; Avni anlatmış: Yanm saati daha var, istersenjz Yüzbaşıyı uyandırayım. Tabur Komutanı Akın Yok, demiş, bırak uyusun. Sonra teoenın bır yanına çskılmış s garasmı yakmış. çadıra da sırmemış beni ra hatsız etmesin diye... ^inbaşı Emin. anlayışü, deneyimli bir asker. Zamanı geldi, Avni beni uyandırdi; Tabur Komutanımn dışarda olduğunu da söy lemedi: Hadi kaptan, dedi, çayını iç. Avni bana «Kaptan» derdi. ^ayı ıçtîm, kendime geldim. Giysılerimla yatmıştım, yalnız ceketimı çıkarmıştım. Ceketi gıydim. palaskayı, tabancayı kuşandım; dışan çık tım. Benım onbaşılar masaya benzer bir taşın çevresmdp toplanmışlar yanyana du ruyorlar. Gece karanlık, ama tepenin başmda buiundu duğumuz için birbırimızı gö ruyoruz. Eeee çocuklar ne yapa cağız? Birinci Manga söylesin .. Birinci Manga Komutanı Onbaşi: Benim, diye kendmi gösterdi ve sozünu surdurdü Komutanım biz arkadas larla konuştuk. Ben tepelere doğru sağda birerle kolda 15'er adım aralıkla yurüyeceğints yüz metre kadar gittikten sonra sağa yönelik mevzie gireceğim, Hemen anladım ki biz o YARIN: EYLEM BASLADI... tepkisi Grup Komutanı Mustafa Uludağ. onurlu bir askerdi: Bea, diyordu, Galiçya*da savaşmış bir subayım. Bu telgrafı alınca ilk aklıma gelen şey intihar etmek oldu; ama ailem, çoluk çocugum gözlerimîn Snüne geldi. Görevi yerine getirmeden vicdanım rahat olmavacaktı. Arbak vadisinde güçlü bir direnme olduğu anla şıhyors bu Işl nasıl çözece Hazırlık Onbaşılar çadınn önunde toplandılar. Oturun şuraya... Oturdular PaİTİKA Vt Tek partl döneminde, sırtmı partlye yaslamış yazarlarla, bunlara karşı olan yazarlar arasında yazılı tartışmaya glrişmek çok zor, çok tehükeli idL Bunun acısını, Hüseyln Cahlt, Ah met Emin, Zekertya Sertel, Sabiha Sertel çotc çekmlşlerdlr. Okuyun anılarmı, ne eğlencell örneklerle karşılaşırsınız. Muhallfler, biraz tek parti yazarlan Üstüne gittiler mi, soru hazırdı: «Sen partiye ve mllli şefe karşı mı geliyorsun?» Parti, Kuwa1 Milliye'den ele geçürilmiş, milli şefl de millet değil. par ti kurultayı seçmiş... Olsun, onlar he men soruyu patlatırlardı: «Sen partîye ve milli şefe karşı mı geliyorsun?» Bundan ötürü tek partl döneminin kalemşörlerine kolay kolay çatalmaz, oalarla tartıgmaya kolay kolay girllemezdi. Suya sabuna dokunmayan, par tiye ve millî şefe uzanmayan eleştlriler yapılabilirdi. Muhalif yazarlar bi raz ilert gldecek olsalar, gazetelerl ka patılır, yazarlık ellerinden almırdı. Hüseyin Cahit, Ahmet Emin, Zekeriye Sertel, Sabiha Sertel, böyle durum larda çok gazetestz kalmışlardı. 1946'ya doğru geldiğimizde, si* v?«al tartışmaların biraz ucu görünür gibi toldu. Demokrasl şöyle olmah, de mokra,i noylp olmalı diye tartışmalar açıldı ama, gene partiye ve milli şefe çatılamadı. «Zincirll Hürrlyet» derglslnde Meh met Ali Aybar, Halk Partlstoe ve onun liderlne çatacak oldu. Bir yazısında, «Halk Partisl, seçimlert kazanmak için btttfln irtica kuvvetlerini seferber etti.» gibllerden bir yazı yazdı. Vay, sen misin bunu yazan?.. .He men sorular gelmeye başladı. «Sen CHP'nin lidprîne hakaret edîyorsun. îlalk partisi irtica knvvetle rinl seferber etti »yle mi?.. Nasıl seferber ettl? Halk Partisî Genel Başkanının emrlyle değil ml? Halk Par tisi Genel Baskanı kbndir? Cmnhnr' haskam Ismet Paça.» öyle ise irtlca Ali Muaviye knvvetlermi Cumhnrbaşkanı tsmet Paşa etmiş oldu. öyle ise sen Cumhurbaşkanına hakaret ettin. Gel bakalını, Cnmhurbaşkanma hakaretten hesap ver!...» Aybar, çırpınsın dursun.. «Ben Cumhurbaşkanına değil, CHP Genel Başkanına söyledim. ne söyledimse.. Parti başkanına bir şey söylemek, Cum hurbaşkanına söylemek gibi olmaz. De mokrasilerde böyle şeyler yoktur.,» Anlat, anlatabilirsen!... Bir türlü derdinl anlatamadı. Bereket Dazıroglu diye bir yargıç vardı, lnce eledi, sık dokudu da. Cumhurbaşkanı İle, par ti başkam arasmdaki ayrıntıyı böldü. Sanırım ertelenen altı ay hapislik ile Aybar'ı kurtarabildl. Her söylenen sözün söylenene değil de, başka anlamlara doğru çekilişinden ötürü çok sıkmtıya düşülmüştür. Bunları vaktivle başlarından geçenler çok iyi bilirler.. Şimdi terminoloji kaytarmaları ya pan yazarlar var, sırtlarmı hem güçlü ticaret, sanayi, siyaset babalarına dayamışlar, hem dünyalıklanm sağla mışlar, «Vay, sen demek ulu katlara çatıyorsun, öyle mi?» diye gövde gösterileri yapıyorlar. Halk. çoğunluk, azınlık, kîtle, toplum diye bazı deylmleri ağızlarında geveliyorlar, tartışma yı sıkmtılı bölgeye sokııyorlar: «Açık söyle, ne demek istlyorsun? Sen şeyi beğenmivor musıın? Yani bu olanlar kötii mü?» «Kardeşim, ben öyle bir şey... Ha ni şey...» demeye kalmıyor, kostaklanıyorlar: «Açık söyle, açık!...» Hanl yeniçeriden sopayı yedikçe adam «Müslüman yok mu?» diye bağırırmış. öyle günler gelir, adama «Müslttn u n yok mu?» bile dedlrtmezler de, «Biz Müslüman değil miyiz?» diye sorarlar. «Anladık siz de Müslümansınız ama. bizim bunca yıllık îslamlık ne 00 lacak » Müslümanlığı tartışamıyoruz, AliMuaviye kîm bllir ne zaman gelecekl zer arabadan Iner lnmez, polislere doğru koş tu: Geçen ocak ayımn 18'«Ne ceza yazarsanu ya inci günüydü: günlerden zın, anlaşahm.» pazartesi. Adem Ruhbaş, Polls memurlan. bu aKayseri'de kaldığı Zinçık rüşvet önerisl karşıcirdere Cezaevinden gesında irkildiler. Kamyon tirtilmiş, sorguyu yapada meşe kömtirü taşmcak sıkıyönetim görevlimaktaydı. Ancak bu köslnin önüne oturtulmuşmürün ruhsatı var mıytu. dı? Bır ara sıkıyönetim go Sordular: revlisi ile yalnız kalmış«Ruhsatm var mı?» lardı sesini biraz alçal«Var.» tarak konuştu: «Nerede?» «Ben yaşh bir ada«Patronda» mım.» «Patron kim?» Sıkıyönetim görevlisl «Adem Rnhbaş» başını kaldırdı: Polisler, hemen kömür«Evet, ne istiyorsulerin üzerinden örtüyü nuz?» kaldırıp. arama yaptılar. Ruhbaş devam etti, Kömürlerin altmda 862 son kozunu oynuyordu: bin 950 tane mermi say «Ben yaşlı bir adamun. dılar. Bir büyük kaçakbu yaşta ceıaevlerinde çılık olayı ile karşılaş«arünmek istemiyorum. j* mışlardı. Falvarırun.» Bu arada. kamyon şoSfkıyönetim görevlisi förü Sözer, bir kolayım anlamazlıktan geldi. öbuluyor ve kaçıyordu. nündekl dosyaya bakaAdem Ruhbaş. durumrak sordu: dan şüphelenmiş, geri «\e istiyorsanaz anladönmüştü. Tartı istasyomıyorum.» nunda kamyonun aran«Ben yaşlı bir adamım, dığını görür görmez, gecezaevlerinde sürünmek rısîn geri arabaya atlaistemiyorum, billyorsumış ve Kayseri'ye doğru nuz çok param var.> yollanmıştı. Polisler, Ruh Anlaşılmıştı, bu ünlü baş'ın arabasmdan şüp0 Adem Ruhbaş dini bütün bir adamdı, kaçakçı rüşvet teklifinhelenerek izlemeye başla de bulunacaktı. Sıkıyöne dılar Kovalamaca Sanayi bir yıl önce Hacca da gitmişti ve «Hatim görevlisi irkildl: hiç Çarşısında son buldu. a » diye tanınırdı. boylesini görmemiştl: Polisler sordular: «Beş milyon vereyim, «06 FU 066 plakalı rarmıştır. Ford araba, bırakın.» Yapıyordu. üyuşturucu kamyonun sahibini tanır Lüks Kadife Fabrikasımadde mi? Yapıyordu. «Efendim?> mısm?» nın arkasına gelmiştir. Silah mı? Tabii. «Hayır.» «Sabaha kadar düşflRuhbaş, arabadan inArada arsa komisyonOysa. kamyon, annesi nun Allahaşkına. düşumış ve gazete kâğıdına culuğu yapıyordu. Talas'Elmas Ruhbaş'm üzerinnün sabaha kadar. Beş sardığı altı milyon lirayı da bir bahçe satın aldı, de kayıtlıydı. Ruhbaş za milyon, hemen veririm. Sıkıyönetim görevlisine Şekerbank'm hemen yaman kazanmaya çalışıSerbest kalayım hemen.» uzatmıştır. nında bir apartman. Bir yordu. Sıkıyönetim gorevlisi Para, tamamı tamamıde Kayseri'de Mllli ERuhbaş, kendine göre «peki» demişti. na altı milyon liradır. ğitim Müdürlüğünün kar blr öykü uydurmuştu; o«Parayı yarın isterim, Ruhbaş sözünü tutmuşşısmda «Yüzüncü yıl anu anlatıyordu: duşünmeye gerek yok, atur. Sevinçlidir. partmanı»ndan üç daire. «Sabri Sözer'I tanınıa tek başına da karar Ancak sevinci feursaBu dairelerin birlnde omam. Mermilerle de ilveremem. Arkadaşlar da pmda kalacaktır. Çevreturmaktaydı. srim yok. Kayseri'de konvar.» de bulunan ekipler, birTalas'da aldığı bahçefeksiyon mağazam var. «Allah razı olsun, hedenbire Ruhbaş'm çevye görkemli bir villa da Sivas'a kumaş satmaya men vereceğim, hemen, resinl sarmışlardır. yaptırmıştı. geldim.» arkadaşlara da veririm.> Ünlti kaçakçı oyuna Bir ara sarraflığa da Polis sorar: Sıkıyönetim görevlisi, • geldiğinl anlamıştır. Amerak salmıştı. Altın ka«Kime kumaş satacakdurumu hemen Komuma iş Işten geçmiştir. Açakçılığı için sarraflık tın?» tanlığa blldirir. Ertesi va çıkmış, ancak bu avda ve kuyumculuk birebir «Kemal Eoçak'a.» gün Ruhbaş, yeniden sor avlanmıştır. iştl. Kazancılar çarşısmKemal Koçak, «Adem gu odasma almır. da bir deyişe göre 22 Yakalanmış, yargılanRuhbaş'ı tanırım ama Bu kez odaya dinleyici milyon vererek dükkân mış ve görevlilere rüşvet Sivas'a gelmedl. kendide yerleştirümiş ve odasatm aldı. Ve sarraflığa vermek suçundan mahsiyle görüşmedik» der. ya üç kişi 'girmişti. başladı. kum olmuştur. Geride Adem Ruhbaş'm bunRuhbaş çağnldı. Talas'daki görkemli vll daha asıl davaları sıra dan önce de bir olayı var Bu ünlü kaçakçı biraz lasmda banka müdürlebeklemektedir. Tam bır dır. 1970 yıhnın 26 matedırgindi. biraz da heye rini ve önemli bürokratçıkmaza girmiş, kendi 0yıs günü kendi üzerine canlı. ları ağırlayan «Hacı Ayunu ile yenilmiştir. kayıth 06 AY 291 plakalı Sıkıyönetim yetkllisl dem Afa» 1970 yıllnda Sıkıyönetîm görevlisine kamyonla Ankara'dan ge sorgu odasma giren Amermi kaçakçılığı suçun«Ben yaşlı bîr adamım» çerken 21 bin 760 tane dem Ruhbaş'a seslendi: dan yakalanarak. Sivas diye yaşını rüşvet teklimermiyi, Ankara'da Bü«Teklifini ilettim arkaAğır Ceza Mahkemesinyükesat. Bağdemlidere fine gerekçe yapan Adaşlara. Bak üç kişiyiz. de yargılandı ve on no. 804'te kapıcılık yadem Ruhbaş, aslında pek Beş milyon yetmez.» yıl ağır hapse mahkum pan Halll Haramkaya'ya de yaşlı değildi: Kırkdo«Altı milyon vereyim.» oldu.. bırakmış ve yapılan opekuz yaşmdaydı. Dini bü«Peki nasıl verecek1971 yılı mart ayı. Türrasyon sonunda evinde tün bir müslümandı; gesin?» kiye kaynamaktadır. Bu 35 bin tane mermi bulunçen yıllarda hacca gitkoşulları en iyi değermuştur. «Serbest bırakın, hemiş ve «Hacı Adem Ağa» lendirenlerden biri, Kaymen vereyim.» olmuştu. Sivas Birinci Ağır Ceserili Adem Ruhbaş'tı. «Nerede, nasıl?» Aslmda yoksul bir alza Mahkemesi 8.6.1972 Martm beşind günü Sab «Ambar köyü Lüks Ka lenin çocuğuydu. Yaşagün ve 971/112 sayılı ka rt Sözer'in 06 FU 066 pla dife Pabrikası arkasına mına. Kayseri'de Sipahi ran ile Ruhbaş'ı suç orkalı 5 tonluk kamyonu gelin, saat 6'da.» Pazarı'nda terzi çırağı tağı Sözer ile blrlikte 10 'Trabzon'dan yola çık«Sen kendln gel.» olarak başlamıştı. Çırakyıl ağır hapse mahkum mış, Sivas girişinde tartı «Kendim geleceğim.» lıktan terziliğe yükseldi' ettl. Ruhbaş, uzun süre istasyonu önünden geç«Arabayla mı?» cezaevinde kaldı. Sonra ği zaman kaçakçıhk işmekteydi. «Kahverengi Ford arayine eski işlerine başlalerlne el atmıştı. Yaptığı Kamyon Kayseri'ye git bayla.» dı. ilk kaçakçılık masum tür mekteydi. «Nasıl vereceksin bu dendi: Kaçak kumaş aRuhbaş'm son zamankadar parayı? lır, bunlan dikerdi. SonKömür yüklü kamyolarda altm ve döviz ka«Beşer binlik olarak, ra düşündü: bu yol insanun altmda bol sayıda çakçılığı üzerinde yoğun kâğıda saracağım.» nı zengin edebilirdi, hemermi vardı. laştığı bilinmekteydi. «Ben geleceğim buluşmen kolları sıvadı. Sabri Sözer. tartı istas 1980 yılı kasım ayınm ma yerine.» Ruhbaş, Türkiye'de kayonunda durmadı: hızla dördüncü günti 2. Ordu «Sağol beyim, sağol.» çakçılık şebekelerini yöyoluna devam etti. Göve Sıkıyönetîm KomuVe o gün Adem Ruhneten «büytik babalar» irevlilerden Süleyman Sa tanlığı'nın emri 11e gozbaş serbest bırakılır. Mer le kısa sürede tanıştı, hin ve Faruk Okçu, araaltma alınıp. sonradan kez Komutanlığı ekipleri onlarm Kayseri baş bayibalarma atlayarak kamtutuklanan «Adem Asra» verilen buluşma yerindeHği» icin blçilmiş kaftan yonu izlemeye başladıKayseri çevresinde çok et dirler. dı, hemen bu işe sıvandı. lar. Serpincik köyünde kill siyasal llişkiler kurSaat I8'dlr, hava kaDöviz kaçakçılığı mı? kamyon durduruldu. Sömuş ve yörede egemenli 14 DCNÜBUGIM UGUR MUMCU Adem Ruhbaş: Ben yaşlı bir adamım, çok param da var ğinl sürdürmeyi başarmıştır. 1980 yıh kasım ayınm ilk günlerine kadar süren bu egemenlik şimdilik noktalanmış gibi görünmektedir. «Hacı Adem Aga» $u anda Kayseri Zincldede cezaevinde kaçakçılık su çundan tutuklu ve görev lılere rüşvet vermek suçundan da hüküralü olarak serbest kalacağı günü beklemektedir. Adem Aga, tek başma mıdır? Hayır. Elbette adamlan vardır. Kendisl de bir başka kişiye ya da gruba bağlıdır. Geçmiş yıllarda bir kez. dükkândan çıkarken. silahlı saldınya uğramış, ancak gözü ile gördüğü saldırganlan tanımadığını söylemîştl. ÎCeöaisini Misfyavurdurmuştu, btr îç hesaplaşma söz konusuydu ama neydi bu hesaplaşma? «Adem Aga» bumı hfcblr zaman söylemeyecekti. Bu blr sırdı. Söylenemezdi. Adem Agayı Kayserl'de tanımayan yoktur. Onun kaçakçı olduğunu ise her kes btlir. Cumhuriyet'in Kayseri muhablrl Mehmet Ceylan, Ruhbaş'm rüşvet su çundan mahkum olmasmdan sonra Kayserlliler fle yaptığı röportajda şu yanıtîan alıyordu: «Adem Ruhbaş'ı tanır mıydınız?» «Tanımayan mı var?» «Nasıl efendim?» «Adem Ruhbaş Türkfye'de tanınmış biridir. yoksa siz tanımıyor muy dunuz?» «Kaçakçılık işleriyle uğraştığmı biliyor muydunuz?» «Herkes billyordu.» «Neden ihbar edilmiyordu?» «Kime ihbar edecektln kardeşim, dedim ya herkes biliyordu.» Evet, herkes biliyordu. îbrahim Telemen, 1972 yılında Adem Ruhbaş'm admı Sıkıyönetim Savcısı Üstün Günsan'a veriyor ve «1968'de Kayserili meşhur silah ve baz mor fin kaçakçısı Adem Ruh baş'ı Stuttgart'a çağırdım ve polisle tamştudım. Adem Ruhbaş, benim tanıştırmam ve ihbarım üzerine 1,5 milyon mermi ile Samsun'dan Kayseri'ye gelirken iki yıl önce yakalandı ve içerde yatıyor» diyordu. Bu if ade hüküm ile blr likte arşive kalkıyor ve gün ışığma çıkması için «Gözlem» köşesinde 13 ekim 1980 gününü bekliyordu. Bu ifadede daha başka adlar da vardı: Fahri Mor'lar, Mehmet Kürekçi'ler, Mehmet Zeki'ler, Horasaniar, Nehir'ler, Rahmi Irmikçt'ler, Sağla mer'ler, Çebi'ler. Mustafa Önder'ler. AdemRuhbaşlar ve daha nlceleri.. «Neden ihbar edllmiyordu?» «Kime ihbar edpceksin kardeşün, herkes biliyordu?» Evet. evet. evet, herkes bı'iyordu, herkes! FARIN: Suat Yddız...