25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 l önce yaymlanan bir makalesinde saygın Italyan hukukçu Clamendrei'ye göre, yasa koyucular grevler konusunda 3 türlü tavır koymuşlardır. Yasa koyucular ya grevi yasaklamışlar, ya da onu hak olarak vermişlerdir. 3. tavır ise orta yoldur. bu yolla grev yasaklanmadığı gibi, yasakoyucular tarafından hak olarak verilmemlştir de. Bu ise grev özgürlüğünün kendlsidir. Türklye'de grev, 1961 Anayasamızla, sosyal bir temel hak olarak kabul edilraiştir (Md. 47). Grev hakkmın uygulanması ve bu hakka getirilen farklı durumlar Anayasa'ya uygun (Md. 47/11) olarak yürürlüğe sokulan 1963 tarihli 275 Sayılı Yasada ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Grevi yasaklayan ülkelerdeki mevzuat Için grevle ilgili anlatılacak bir şey yoktur. Çünkü bir hak veya özgürlük yoktur ki, üzerlnde tartışılsm. Grevi hak olarak tanıyan ülkelerle, grevi özgürlük olarak benimseyen ülkelerde ise, grev kendine özgü kiml sorulan beraberinde getirir. Türkiye de bu olgunun dışmda değildir. Gerçekten de ülkemizde grev hakkının yasayla uygulanmaya girmesinin 17 yıllık geçmişine bakılırsa, pek çok sorunun çözümlenmediği, kimi soruların yaınıtlanmadığı görülür. 1963 1930 yülanndaki grev uygulamasında grevin sınırları, yasallığı, ertelemeier bir başka deyişle devletin bu hakka müdahalesi tizerine çelişik görüş ve uygulamalar olmuştur. Hukuk tartışmaları belirginlik gösterememiş, hatta aynı yargı organmın aynı türden iki olay için birbirinin tam karşıtı karar örnekleri ile karşı karşıya bile kalınmıştır. 12 Eylül 1980 sonrasmda, bu durumun da etkisiyle olacak ki, grev hak kına yeniden «çekidüzen» verme gündeme getirilmiştir. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 1 MART 1982 Grev Hakkı ve Devletin Yansızlığı ULUSLARARASI HUKUK METİNLERİ DE «GREy HAKKI»NA, KAMU OTORİTESİNİN MÜDAHALE EDEBİLECEĞİNİ BELİRTMEKTEDİR. ANCAK BU MÜDAHALE SOSYAL DEVLET ANLAYIŞIYLA ÇATIŞMAMALI. Doç. Dr. A. Murat DEMİRCİOĞLU devletin yansızlığı ilkesi Türk çalışma hu kukunda henüz tartışılmamıştır. Bununla birlikte bu konuyu özenle ortaya atmak ve bununla ilgili kimi sorulara yanıt getırmek zorunluğu vardır. Genel ilke; devletin yansızlığı oimah: Sosyal devlet anlayışını lçeren anayasaların çoğunlugu. bu kurumla birlikte sosyal ekonomik düzenl sağlayan, biçimlendıren nitelikteki devletin pozitlf hukuktaki yetkilerinl de benimsemişler ve bu yetkilerin kullanılmasında devletin müdalıalesinin ne ölçüde olacağını belirlemislerdir. Sosyal devlette, devletin alınacak her sosyal kararla yakın ilgisi vardır ve bu kararların almmasında ayrıca sorumluluğu bulunur. Ancak bu kararların oluşumunda devletin yetkisi sınırlandırılmış, yansız kalması istenmlştir. Böylece sosyal kararların oluşumunda sosyal tarafların özerkliklerinin büyük ölçüde korunması öngörülmüştur. Sosyal devlette, devlete işçiişveren illşkilerinde birtakım hakları düzenleme, yetkili taraflara ise bu hakların özgürce geliştirme özerkliğl tanınmıştır. îşte bu anlamdadır ki toplu pazarlık hukuku gellşmiştir. İşçi îşveren, görüşmeler yoluyla karşılıkh hak ve yükümlülüklerini belirleyecekler, anlaşamadıkları takdlrde de iş uyuşmazlıklan için başvurulacak sılaha yöneleceklerdir. İşte burada sorulacak soru şudur? Devletin bu durumda tavrı ne olacaktır ya da ne olmalıdır? Bu soru şöyle yanıtlanabilir: «Devlet gerek hakların gelişim düzeyindeki toplu pazarlık görüşlerinde, gerek bununla ilgili hukuksal silahlann kullanılmasında, uluslararası ilişkilerde olduğu üzere, 3. kişl glbi tarafsız davranmalı, aradan çekllmell, «Bu mücadeleden doğan tüm sonuçlan, yengilerı yenilgileri kabullenmelidir.» İşte devletin iş uyuşmazlıklarındaki bu davranışına, devletin iş uyuşmazlıklarında tarafsızlığı denir. Tarafsızlık ilkesinde devlet. iş uyuşmazlıklarına organlarıyla tek yaniı olarak, bir taraf yararma fazla haklar tanıyıcı, ya da bu uyuşmazlıkıarın sonucunu bir taratın yararına, etkileylci blçimde karıgamayacak, başka bir deyimle taraflara eşit işlem yapacaktır. *¥* Bu ilke ile amaçlanan, devletin iş uyuşmazlıklarına tüm organlarıyla, yani yasama, yürütme ve yargısıyla nesnel hukuk kurallarına ters düşen ve keyfi her türlü müdahaleden kacmmasıdır. Ancak iş hukukunda genelde düzenleyici rol oynayan devletin iş uyuşmazlıklarından bütünüyle eiinl eteğini çekmesi (paslf devlet) beklenllmemelidir. Çalışma koşullarınm lşçiişveren ara smda özgürce pazarlık konusu ve bu pazarlıkta anlaşmanın olmaması halinde, işçilerin işl topluca bırakmaları yani greve başvurmaları, demokratik hukuk sistemlerinde, temel ilke olarak kamu otoritesinin müdahalesi dışında oluşmalıdır. Kamu otoritesi grev karşısında tarafsız kalmalı, böylece sosyal kararların oluşumunda, sosyal tarafların özerkliği korunmalıdır. Ancak, günümüzde sosyal dev let anlayışını, benimseyen anayasaların çoğunlugu, sosyal devlet ile birlikte devletin sosyal ve ekonomik düzeni sağlayan, biçimlendiren yetkilere de sahip ol ••• Grev hakkı, lşçi işveren ilişkilerinde, toplu pazarlık düzeninde de vazgeçllmez temel haklardan biri ve işçi açısından en önemli koz, en güçlü silah olduğuna göre, bu hak üzerinde yapılacak değişikliklerin tartışmaya açılması, kiml sorulara yanıt aranması gerekir. Grev hakkma yeniden «çekl düzen» vermede açıklığa kavuşturulması gereken ilk ve en önemli soru devletin bu hakkın kullanılmasında, nasıl bir davranış koyması gerektiğidir. «Acaba devlet bu hakkın kullanılmasında yansız mı olmalıdır?» İş uyuşmazlıklarına karışmazlık anlammda' duklarım kabul etmiş, bu nedenle çağdaş toplumlarda, devletin tarafsızlığımn hiç bir şekilde liberal ekonomik devlet anlayışının öngördüğü nitelikte kayıtsızlık, mutlak ilgisizlik anlamında almmaması gerektiği sonucuııa varmışlardır. Yeni düzenlemelerde grev yasaklarınm daha da genişletilmesi düşünülebilir. Ancak grev hakkma yasalarla getirilen sınırlamanın artırılmasının temel hak ola rak grev hakkının özü ile ilişkisi başlı başına tartışılması gereken bir konudur. Öte yandan hangi grevler kaınu düzenini ya da ulusal güvenliği bozucu niteliktedir? Bu sorunun yanıtı hukuk sistemlerinde açıklıkla verilmemiştir. Çünkü bu kavramlar soyuttur. Boyutlarını kesinlikle çizmek olası değildir. Eğer bu kavramlar geniş yorumlanır, örneğin turizm sektörü, bankacılık işkolunda olduğu glbi «ülke ekonomisini» ilgilendiren durumlar da, bu kavramlarm boyutları içine alınırsa, o zaman hemen tüm grevlerin sonuçları bakımından kamu düzenini, ülkenin ekonomislni, ulusal güvenliği zedelediği söylenebilir. Böyle olunca neredeyse her grevin yasaklanması hakkı doğar ki, bu davranış temel hak olan grevin özünü yaralar. Aynı gerekçelerle, iş hukuku mevzuatımızda yeni düzenlemeler yapacak yasa koyucu, idarenin greve müdahale yetkisinin nedenlerini de genişletmemeli; yetkl, hükümet, sıkıyönetim komutanlıkları dışında öbür yönetim birimlerine, örneğin valiliklere taşınlmamalıdır. SONUÇ: Uluslararası hukuk metinlerl bile grev hakkma kamu otoriteslnin müdahale edebileceğini beürtmfiktedir. (Avrupa sosyal haklar bildirgesi Md. 31). Ancak bu müdahale sosyal devlet anlayışı ile çatışmamalı, özellikle sosyal bir hak olan grevin özünü zedelememelidir. öte yandan ülkemizde devletin iş uyuşmazlıklan karşısındaki tarafsızlığında baş ka bir ilginç gelişme de lokavtın yasa koyucu tarafından düzenlenmesidir. Böylece de devlet bir ölçüde iş uyuşmazhklarm da taraflar karşısında eşit işlem borcuna uymak istemiştir. Ama hukuksal silahlarda eşitliği amaçlayan devletin bu olguyla yetinmemesi, ayrıca buna ek olarak temel hak olan grevin kullanılmasına çeşitli koşullarda olsa dahi müdahalenin ça pını genişletmeye kalkması girişimleri, eşit işlem borcunda işçi zararına dengeyi bozabilir, korkusundayız. Lobicilik?.. Cumhuriyet'in 27 şubat günlü ekonoml say. fasında «lobicilik» üzerine bir haber okudum: «Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından duzenlenen Türk Amerlkan ekonomik ilişkileri konulu toplantıda, Türkiye'nin ABD'ne tanıtıiması, Amerika'da Türkiye lehine kamuoyu yaratılması ve güçlü bir Türk lobisi oluşturulması için işadamlarımızdan maddi katkı Istentli. Washington BüyUkelçisi ŞUkrü Elekdağ, Türk Amerikan illşkilerinin geçmişi hakkmda ayrıntılı bilgi verdikten sonra 'Amerika'daki Yunan lobisi ve Ermeni kuruluşlarına karşı güçlü bir Türk lobisi oluşturmanın ve Türkiye'yi Amerikan kamuoyuna tamtınamn zamanı gelmiştir' dedi. Yunan lobisinln Yunanlstan'daki sanayici ve Işadamlarından büyük destek gördüklerini, Ermeni kuruluşlarmın da büyük mali desteklerle ABD'deki billnçsiz kamuoyunu bize karşı yönlendirmek için var güçleriyle çalıştıklarını kaydeden ŞUkrü Elekdag, ABD'de kamuoyu oluşturma ve Tür kiye'yi tanıtmak için en etkili yolları sıraladı.» • Böyle haberleri okudukça, hem üzülürüm, hem gülerim. Çünkü Türkiye'nin Amerika'da lobicilik oynamaya kalkması mantığımızı ne denli yitirdiğimizi vurgulayan bir göstergedir. Neden? Bir kez Türkiye'nin işadamları, toplantı yaparak Amerika ile illşkilerlmizi düzenlemeye kalkışıyorlar; VVashington Büyükelçisi de kendilerine katıhyor. Bir de tersini düşünelim: Türkiye'nin işçileri toplantı yaparak bir başka devlet ile ilişkllerimizi kendilerince düzenlemeye ve geliştlrmeye kalksalar ne olur? Demek ki yabancı ülkelerde etkinlik yaratmaya ve ilişkiler oluşturmaya kalkışmak, işadamlarına özgü bir ayrıcalıktır. Ama haydi, türlü yorumlara yol açacak böyle bir konuyu bir yana bırakalım da; aklı başında, sağduyu sahibi, dünyayı tanıyan bir işadamı gibi düşünmeye çabalıyalım. Ne demektir Amerika'da Türk lobisi oluşturmak?... • Yahudl lobisi... Ermeni lobisi... Yunan lobisi... Aklını peynir ekmekle yememiş bir işadamı tıpkı büyük girişimlerin ayrıntılı raporlarmı inceler gibi bu konuları ele almalıdır. Tarih, dln, nüfus altyapısı, sermaye gücü, sosyal örgütlenme bakımmdan herbirini ayrı ayrı incelemelidir. 19'uncu yüzyıl sonuyla 20'inci yüzyılın ilk çej'reğinde Avrupa'dan Amerika'ya göçler nasıl olusmuş? Ermenilerle Yunanhlar Yeni Dünya'ya neden ve nasıl gitmişler? Amerika'daki kilise örgütlenmeleriyle nasıl bir altyapıya kavuşmuşlar? Sermaye kesiminde, siyaset sahnesinde, bürokrasi çarklarındaki güçleri nelerdir? îsrail Başbakanı Menahem Begin geçenlerde kalkıp dobra dobra konuştu: « Îsrail muz cumhuriyeti değildir.» Begin, neye dayanarak kafa tuttu Reagan'a? Gerçekte Begin, ABD'ni değil; Reagan'ı fırçaladı. Çünkü Hollvut aktörünü Beyaz Saray'a oturtan güçler arasında Yahudi sermayesinin rolünü ikisl de biliyordu. Dünya kapitalizminin içinde cürmü kadar yeri olmıyan Işadamlarının Amerika'da lobi oluşturmaya kalkışmaları ne denli boşsa; dünya politlkasmda gücü olan bir devletin Amerika'da lobi oluşturmaya o denli gereksinmesi yoktur. • Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ulusal bağımsızlığmı Amerika'da lobi oluşturarak kazanmadı; haklannı söke söke aldı. Lobicilik oynamaya kalkışan işadamlarıyla Türkiye'nin haklannı koruyacağımızı sanıyorsak, vay halimize... OKTAY AKBAL İV1T HAVIR D Okurlarla Dertlesme Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Idare Merkezi'nden Ankara Şubemizde yapümakta olan aşağıda yazılı işlemler 1 mart 1982 pazartesi gününden itibaren, Ankara'da Ulus Çankırı Caddesi No: 38'de «ANKARA KAMBİYO ŞUBESİ» adı altında faaliyete geçecek olan yeni şubemizce yerine getirilecektir. Bu konudakl başvuruların mezkur tarlhten itibaren Ankara Kambiyo Şubemize yapılması lüzumu ilânen duyurulur. İMZA GÜNÜ ERAY CANBERK ABDÜLKADİR BULUT YAŞAR MİRAC ADNAN ÖZER SUAT VARDAL BARIŞ PİRHASAN 2 Mart 1982 salı Saat: 1519 Türkü Kitabevl BEBEK oğu lllerimizden birinden, lise son sınıf öğrenclsl İ.B yazıyoc: «'Cumhuriyet' gazetesinde çıkan bir yazınız üzerine size bu satırları yazıyorum. 'tnkılap' yerine 'Devrim' sözcüğünün kullanılmayışını eleştiriyordunuz. Inanarak katıldığıtn görüşünüzü T.C. İnkılap Tarlhi derslnde «avunduğum zaman, öğrelmenimizin büyük tepklsiyle kar şılaştım. Slze bu öğretmenimin sözlerini olduğu gibi yazıyorum: Devrim; kanla, zulumle, zorla, hunhorca, kurulu, faoliyetteki düzerıin yıkılması ve yerins yeni bir düzenln kurulması anlamına gelir, fakat Atatürk inknaplarında asla böyle olaylar olmamıştır. Bu farkları gözönünde tutarsak devrim sözcüğü ile inkılâp sözcüğünün ayrı anlamlara geldiğini düşünebilirsiniz, Öğretmenimin sözleri beni doyurmadı, kaynakları kartştırıp 'Inkılap' sözcüğünün karşıhğı olarak 'aevrlm'; 'devrim' sözcüğürün karşılığı olarak 'inkılap' yazılı olduğunu gördüm, İkisinln de tanımı bir; kısa zamanda yapılan değişiklikler.» 'İnkılap' da aeseniz, 'devrim' de desenlz aynı anlama gelir her ikısi de... «Atatürk devrimi» olabildiği kadar kansız gercekleştlrilmlştir, ama nice savaşlar, savaşımlarla, nice şehitler, gaziler verrlerek... Önce Padişah kuvvetleri/le çarpışmadı mı devrimcl TBMM orduları? Sonra da Atatürk'ün devrimci atılımlarına karşı cıkanlar idam sehpalarında sallandırılmadı mı? Başkaldırmalar gerekon şıddetle bastırılmadı mı? Atatürk aevrimi, gerçekten de en az kan dökülerek gercekleştirilmış bir 'devrim dit Halkımızın büyük çoğunlugu bu dev rimi benımserrvştir, kendi Iyiliğine, yararına olduğuna inanmıştır. Büyük Fransız devriminde, ya da Sovyet devrımınde olduğu gibi yaygın ve şiddetli karşı koymalar. gcnış kapsamlı savaşlar yoktur Atatürk'ün devrimci eylemırıde... Ama 'kısa sürede büyük ölçüde' degiştir mıstır toplumu, insanı, töreleri... Cağdaş uygarlık dünyasının kişisı yapma girişımidir Atrtürk devrimi... Bir kültür devrimid'r. • Son günlerde DİSK'le ilgili pek cok okur mektubu aimaktayım. Türkiye Devrimci lşçi Sendikaları Kontederasyonu 13 şubat 1967'de kurulmuştu. Tam on beş y l geçti aradan... DİSK üyesi okurlarım kadar, DİSK'le hiçbır ılgısi buıunmayan okurlarım da, mektupla, telefonla, hatta gcızeteye kadar gelerek DİSK konusunda yazılar yazmamı istemektedirler. Okurlanma burda şu acıklamayı yapmak ısterım. DİSK yonetıcısi 52 klşi Sıkıyön.etım Mahkomeleri'nde yargılanmaktadır. Gazeteleıde cıkan iddianameyi izlıyoruz hep birlikte... Yakında sorgular başlav'acak, ardından savunmalar gelecek. Sonunoa da yargı bir karara varacak... Yürürlüktekl yasalar, Adalet önündeki bir konu üzerinde olumlu ya da O'umsuz bir düşünce, bir görüş behrtılmesini engellemekterlır. Böyle bir tutum, 'Adalete karışmak' sayılmaktacır. Bu yüzden ilgili dava konusunda olduğu gibi genel olarak DİS^'ır dunku bugünkü durumu konularında da herhangi bir göruş ve duşünce belırtememek zorundayız. Üstuste ge'en başvurular ve mektuplar karşısında bu acıklamayı yapmak gereğıni duydum. Okurlarımın anlayışla kcrşılayacağını umanm. • Yargıtay'a başvurma hakkı, altı ayı aşan cezaları da kapsavacaktır. Gazetemızde yaymlanan pek cok yazı aylardır bu sorunu sergılemekteydı. Sayın Orgeneral Tihsin Şahinkaya'nın altı aydan fazla cezalara Yargıtay'a başvurma hakkı tanınması icin verdığl yasa önerirsı genel bir momnunluk yaratmıştır. Cezaevlerinden ge'en mektupla', üc yıla kadarkı cezalarını cekmekte olan kımselerin de bu hakkı kullanabümeleri istekleriyle dolu... Sanırım önerıdeki bu eksıklik de giderilecektır. Cezasvlerindeki okurlarımın ilgilerine teşekkür eaer, en kısa sürede özgurlüğe kavuşmalarını dilerim. ANKARA KAMBİYO ŞUBESİNCE YAPILACAK MUAMELELER : Kambiyo îşlemlerl, Harlci Resmi Tediyeler, Dış Seyahat îşlemleri, Döviz Havalelerl, İşçi Döviz İglemlerl, Akredltlfler, Kambiyo Permilerl, Döviz Tahsisleri, Ticari Transferler. Kredl Mektuplu Döviz Tevdlat hesapla rı ile ilgili İşlemler, Efektif döviz alışları ve iadeten döviz satışları İçin ayrıca ANKARA ŞUBEMİZDE de bir şanj glşesl açık bulunmaktadır. GENEL KURUL tLANI S. S. Adana öğretmenleri Yardımlaşma ve Tüketim Kooperatifi Başk. Ortaklarımıza: 1982 yılı Olağan Genel Kongremiz 21.3.1982 pazar günü kooperatifimiz salonunda yapılacaktır. Ekseriyet sağlanmadığı takdirde ilan edilecek bir bir tarlhte yenilenecektir. GÜNDEM: 1 Açılış ve yoklama. 2 Istiklal marşı ve saygı duruşu. 3 Yönetim ve Denetleme Kurulu raporlarının okunması. 4 Raporlar üzerinde gö rüşmeler, gelirgider bütçesinin onanması. 5 Yönetim Kurulu ve denetçilerin ibrası. 6 Yönetim Kurulunun önerileri. 7 Denetim ve yönetim kurullarının seçimi. 8 Dilek ve temennller, kapanış. Yönetim Kurulu adına Başkan Müsltim Çetin ANKARA KAMBİYO ŞUBESİ TELEFON NUMARALARI: Santral Müdür Müdür Başyardımcısı Müdür Yardımcısı • * : c Î c î «• W 12 52 00 09 (10 hat) 12 43 00 04 ( 4hat) 10 60 96 11 53 84 11 95 81 12 10 92 11 93 76 12 27 53 (Basın: 11621)' 1538 (Cumhuriyet (5OYLOnCE) 1 MART 1932 HİTLER TEHDİT EDİYOR! doğru değildir. ÇünkU sllahlardan tecrit edilmiştir. Fakat Almanya kendisini her türlü vasıtayla müdafaaya hazırdır.» Ayrıca Nazist'lerin bir toplantısında konuşan Hit ler, halen iktidar mevkiinde bulıınan ve pek yakın da Nazist'ler tarafından devrilecek olan hükümet ileri gelenleri ile hesap görme saatinin çaldığıru söylemiştir. INSAAT ILANI İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN TERKOS (DURUSU) PINARBAŞI DEPOSUAKTARMA KANALI ARASINDA 0 1000 mm. BETON BÜZ DÖŞENMESt VE MEVCtT AKTARMA KANALI KENARLARININ YÜKSELTtLMESİ tŞLERt YAPTIRILACAKTIR. Pınarbaşı DeposuAktarma Kanah arasında 2000, m. uzunluğunda 0 1000 mm. muflu beton kanalizasyon borusu ve 9577 m. uzunluğunda su aktarma kanalının kenarlarınm (betonarme) yükseltilmesi ile 240, m. uzunluğunda 0 1000 mm. spiral kaynaklı çelik boru ile sifon yapılması işi şartnamesi dahilinde eksiltme suretiyle ihaleye çıkarılmıştır. İşin ilk keşif bedeli 77.000.000, TL. olup geçici teminatı 2.310.000, TL.'dır. İsteklilerin en geç 8 mart 1982 pazartesi günü 17.30'a kadar Idareye yazılı müracaatla: Bayındırhk Bakanlığının (A) grubu müteahhitlik karnesini ve şartnamede belirtilen gerekli diğer evrakı ibraz ederek (Yeterlik Belgesi) almaları şarttır. Idare (Yeterlik Belgesi) verip vermemekte serbesttir. İhale dosyaları Beyoğlu tstiklal Caddesi Muammer Karaca Tiyatrosu Çıkmazmdaki Î.S.K.İ. Genel Müdürlüğü Su İnşaatları Müdürlüğünde mesai saatleri içinde görülüp incelenebilir. İhaleye katılmak istiyenler ihale dosyalarmın îdare veznesinden (4000, TL.) bedelle temin edebilirler. tsteklilerin şartnameleri dahilinde hazırlayacakları teklif mektuplarım 11 mart 1982 perşembe günü saat 11.00'e kadar Beyoğlu İstiklâl Caddesi Muammer Karaca Tiyatrosu Çıkmazı'ndaki îdare binasmda Zabıtlar ve Kararlar Müdürlüğüne vermeleri gerekmektedir. îdare ihaleyi yapıp yapmakta serbesttir. yapmamakta veya dilediğine INSAAT ILANI İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN DURUSU (TERKOS) TESİSLERÎ PINARBAŞI DEPOSU ARASI 0 1000 mm. ÇELİK BORU TERFt HATTI tNŞA ETTİRtLECEKTİR. MtLANO 38 (a.a.) Popolo d'ltalia'ya bir demeç veren Hitler şunları söylemiştir: « Eğer iktidar mevkiine gelecek olursam milli bir siyaset takip edeceğim. Bilirsiniz ki ecnebi matbuat bu me sele hakkında bir çok ger çeğe aykırı yaym yaptı. Ben kendimi müdafaa etmek istiyorum. Hücum et mek değil. Almanya'nm yeni bir harp istediği de r IGünün ilanıl En Ucuz îlaç Durusu (Terkos) Tesisleri Pınarbaşı deposu arasında 3300,m. uzunluğunda 0 1000 mm. spiral kaynaklı çelik boru terfi hattınm yapımı işi şartnamesi dahi'.inde eksiltme suretiyle ihaleye çıkartılmıştır. İşin ilk keşif bedeli 38.000.000. TL. olup geçici teminatı 1.140.000.TL.dır. İsteklilerin en geç 8 Mart 1982 pazartesi günü saat 17.30 a kadar idareye yazılı müracaatla: Bayınciırlık Bakanlığının en az (B) grubu (200.G00.000.TL.)lık müteahhit karnesini ve şartnamede belirtilen gerekli diğer evrakı ibraz ederek (Yeterlik Belgesi) alması şarttır. îdare (Yeterlik Belgesi) verip vermemekte serbesttir. İhale dosyaları Beyoğlu îstiklâl Caddesi Muammer Karaca Tiyatrosu Çıkmazı'ndaki İ.S.K.İ. Genel Müdürlüğü Su înşaatları Müdürlüğü'nde mesai saatleri içinde görülüp incelenebilir. İhaleye katılmak isteyenler ihale dosyalarını idare veznesinden (4.000.TL.) bedelle temin edebilirler. İsteklilerin şartnameleri dahilinde hazırlayacakları teklif mektuplarım 11 Mart 1982 perşembe günü saat 11.00'e kadar Beyoğlu istiklâl Caddesi Muammer Karaca Tiyatrosu Çıkmazı'ndaki idare binasmda Zabıtlar ve Kararlar Müdürlüğüne vermeleri gerekmektedir. İdare ihaleyi yapıp yapmamakta veya diğine yapmakta serbesttir. dile Gripe karşı en ucuz ilaç Martel konyağıdır. Üç yıldızh veyahut V.S.O.P. Cumhuriyet SamDi: Cumhuriyet MatbaacılıkveGazetecilikT.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yaym Müdürii: MüesseseMüdürü: Yazı Işleri Müdürü: Basan ve Yayan HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL , OKAYCÖNENSİN Cutnhuriyst Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Posta Kutusu: 246 IStanbul Tel: 20 97 03 (5 Hat) BÜROLAR • ANKARA: Konur'Sokak no. 24/4 Yenişehir Tel: 17 5f 2517 58 66 Idare: 18 33 35 • IZMlRr Halit Zlya Bulvarı No: 65/3 Tel: 25 47 0913 12 30 • ADANA: Atatürk Caddesi, Türk Hava Kurumu Işhanı Ka» 2/3 Tel:1455019731 • «Ben Metris'te tutuklu bir gencln babasıyım» dlye yazan bir okur. altı haftadır oğluy'a görüşme olanağı bulmamasından vokınıyor. «İlgililer ne yapalım kendıleri görüşmek ıstemıyor» diyorlarmış... Okurum, haftada ancak on, onbeş dakika görüşebildiklerinl, bunu io altı haftadır yapamadıklarını yazıyor ve ilgili makamların bu konuya bir cözüm getirmelerini diliyor... • Okur mektupları sayısız. Dertler, sorunlar sayısız. Ama bizlerin elinden gelen, sınırlt mı sınırlı!.. 1 Mart 1982 TAKVÎNf İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI (Basın: 12039) 1541 (Basm: 12038) 1542 5.58 7.34 13.26 16.34 19.00 20.30
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear