22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 6 SORU Sayın Artun; günümüzde katılaşmış bir görünüm kazanaıı faiz oranlarını ve bankaların sorunlarını açıklayabilmek için sanıyorum biroz geriye dönmek gerekiyor. Bu nedenle ben siie ük olarak şunu sormok istiyorum: Bankalarla ilgili 4 Haziran 1980 kararlarını da iceren 24 Ocak Istikrar önlemlerl paketi bankalara nnsıl bir rol verdi, ya da bankaların bu önlemler paketi çercevesinde nasıl bir rol oynaması öngörüldü? ARTUN 24 Ocak 1980 sonrasında izlenen ekonomi politikasının temelde Türk banka sistemi üzerine bina edildiğini söylemek mümkündür. Cünkü izlenen ekonomi politikası büyük ölcüde parakredi politikası üzerine oturtulmuştur. Türkiye'de mali sisteme de hemen tümüyle bankalar hakim olduıjundan daraltıcı bir parakredi politikası ve bunun vanısıra uygulonmasınn başlanan yüksek fai? politikosı, bankalan cok yakından ilgilendirmektedir. İthal ikamesine yönelik bir sanayiin yeni hedeflere qöre değiştirilmesini, yönlendirilmesini de amaçlayan bu politika tümüyle banka sistemi üzerine oturtulmuştur SORU Bu politikayı cizenlerin sanıyorum ki dayandıkları bazı varsayımlar ve öngördiiklerl bir senaryo vordı. Sizce neydi bu senaryo, ne gibi gelişmeler bekleniyordu mall sektörde? ARTUN Aslında bu senaryo büyük ölcude Kevnss öncesl dönemden kalma bir kurama dayandırılmıştı. «Ödünc Verlleblllr Fonlar Kuramı» diyebileceğimiz bu kurama qöre. faiz oranlann'n serbest bırakılmasıyla birlikte gerek kredilerde, gerekse mevduatlarda fiyatın, /anl faizin arz ve talebe göre belirlenmesi ve dengeye kavuşması bekleniyordu. Bizdeki politika büyük ölcüde bu kuram üzerine oturtuldu ve dendi ki, «mevduat faizlerinl, özellikle vadeli mevduat faiz oraniarını serbest bırakalım, krcdl maliyetleri de mevduat maliyetlerlyle birlikte yükselsin; böylece kredi kaynakları artarken kredi maliyelleri YÜkselen bankalar bir süre sonra bu kaynakları plase edecek : yer bulamayacaklar ve önce kredi faiz oranlarını daha sonra da mevduat faiz oranlarını düşürmek zorunda kalacaklar.it SORU Peki uygulamada ne oldu? Bu senaryo gerçekleştl ml? ARTUN Uygulamada olan şu: Bir kere tahminlere uygun olarak Türkiye'de banka sisteminin kaynakları Türk lirası olarak arttı. 1980 sonunda yaklaşık 813 milyar lira olan toplam mevduat, kesin veriler henüz bilinmemekle beraber, benim tahminime göre, yapay mevduat dahil, 1981 sonunda 1,6 trilyona cıktı. Bu yüzde 100'e yakın bir artışı Ifade eder. izlenen faiz | politikası sonucunda başta vadeli tasarruf mevduatı olmak 1 üzere mevduat önemli ölcüde artmıştır... SORU Krodi taleblndo beklenen gerileme Ise pek gercekleşmedi galiba? ARTUN Kredi talebl, beklenenln aksine, gerilememlştlr. Zaten kuramı, senaryoyu gerektiği gibl çalıştırmayan da bu ol EKONOMİ 28 ŞUBAT 1982 eklersek yüzde 80 gibi bir maliyet buluruz. Kullanamadığımız mevduattan sağlanan yüzde 20 dolayındaki geliri bundan düşelim, kalir yüzde 60. Yani bankanın başabaş gelebilmesı için parayı en az vüzde 60'la satması lazım. Fon ve gider vergisini eklersenız bu paranın müşteriye maliyetinin yüzde 7680 dolayındc olocaöjnı kolayca bulursunuz. Bu mekanizma' işlerken ve bankalann mevduat maliyeti de her geçen gün artarken kredi faizlerinin fiüşmesi olanaksız görünüyor. Tersine bu nedenlerden ve süregelen talepten ötürü faizlerde bir yükseliş söz konusu olabilir. SORU Buradan şu noktaya geliyoruz galiba: Bugün Türkiye'de uygulanmakta olan para kredi politikaiarının sürmesl halinde faizlorln düşmesi zor.. ARTUN Bugüne kadarkl gelişmeler bunu ortaya koydu. Bazı ivedi önlemler alınmadığı taktirde bu eğilimin süreceğl kanısındayım. SORU Bu önlemler neler olabi'.ir? ARTUN Önlemlerin en başında bankalann parasal yükümlülüklerine bir rahatlama getirilmeli, Merkez Bankası'nca mevduat munzam karsılıkları ve genel disponibilite oranlarında bir düzenlemeye gitmekte kesinlikle yarar var. ikincisi bazı vergi oranlorında, örnoğin mevduattan alınan gelir vergisi stopajınria indirim yapılabilir. SORU Son duyulan haberler !se bunun tersi bir eğilimin sürdürüleceğini. Merkez Bankası'mn bonkoiardon kaynak cekmek lc'n veni glrisimlerde bulunacağını gösteriyor, değil mi? ARTUN Benim önerdiğim önlemler aslında bugün uygulanmokta olan politikayla celişiyor. Şimdi burada iki seçenek var bence. Ya izlenen politika, hem ekonominin, hem de mali kuruluşların yararına olarak bir ölcüde revizyona tabi tutulacaktır; ya da aynı katılıkta sürdürülecektir. Ama şunu beiirteyim ki gersk ekonomide gsrekse mali sektörde gözlenen bazı gelişmeler karşısında önerdiğim türden önlemlere gidilmesi üerde zorunlu hale gelebilir. Onun icin bu önlemleri şimdiden aşamalı bir şekilde almakta yarar vardır. SORU Bu tür önlemlerin enflasyonist olduğu yolunda Iddialar var... ARTUN Bugün Türkiye'de talep enflasyonu tehlikesl yerlni maliyet enflasyonu tehlikesine bırakmıştır. Enflasyondan kaygı duyanlar öncelikle maliyetleri ve maliyetler İcinde çok büyük pay alan faiz mallyetlerini düşünmek zorundadır, Önerdiğimiz önlemler de bu amaca yöneliktir. SORU Bu önermiş olduğunuz önlemler sorunun uzun vadeli çözümü İcin yeterli mi? Yoksa başka önlemlere de gerek var mı? ARTUN Benim demin belirtmlş olduklarım sadece bir geçiş döneminin önlemleri. Bu geçiş döneminin aşılmasından sonra faiz oranlarının devletçe saptanmasının daha yararlı olacağı görüşündeyim. Bunun uygulanma şansını artırmak İcin mutlaka bir geçiş dönemi tanımak lazım. Bu geçiş döneminde gerek mali, gerekse sınai kuruluşların bünyeleri analiz edile EKONOMİDE DİYALOG Tuncay Artun kirndir ? Tuncay Artun, 1949'da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesini bitirdi. 9 yıl hankalar yeminli rnurakıphğı yaptl. 1980 yıhndan he.H de Yapı ve Kredi Bankası'nda Müdür Muavinliği görevinde bulunuyor. Tuncay Artun'un banhacıhk konusundaki eserleri arasında Türkiye'de Banhacılıh ve AET'de Bankacılıh ve Parasal Sorunlar yer alıyor. Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Muavini Artun (sağda) Ulagay'ın sorularım yonıtlarken. Ulagay sordu, Artun yanıtladı Bugünkü politika sürdükce faizlerin düşmesi beklenemez da tabil ödünç Verilebillr Fonlar Kuramı'nin Işlemeslnl engelleyen bir diğer faktör oluyor. SORU Gene bu senaryo uyorınca plyasadan çekllmelerl beklenen flrmaların tahminlerin ötesinde bir dlrenm« gücü göstererek kredi taleplerinl sürdürmelerl de senaryonun islemesinl güçleştiren bir etken oldu mu? ARTUN Kuşkusuz bu da oldu. Bazı cevrelerde ekonomideki bu genel gidişatın uzun süre devam edemeyeceği, ekonominin buna uzun süre dayanamayacağı ve eski alışkanlıkların tekrarlanacağı yolunda bir düşünce vardı. Bircok firma ikincil tahvil piyasasına yönelme gibi zorlama yöntemlerle ve eskiye dönüş umutlarıyla bir noktaya kadar geldi. Ama bence Türkiye'de gerçekten daraltıcı bir para kredi politikası uygulanmaktadır ve yetkililerce ifade edildiği gibi bundan sonra da uygulanacaktır. Umutlarını ve beklentilerini buna uyduramayanlann uzun dönemde kötü toblolarla karşılaşması mümkündür. SORU Bu durumda Türk sanayiinln ve bir ölçüde de mali kuruluşlarının zaten sağlıksız olduğu söylenen finansal yapılarımn daha da bozulması olosılığı gündeme geliyor galiba? ARTUN Kuşkusuz öyle. Bugünkü gibl yüksek maliyetli kaynaklarla calışılan dönemlerde gerek sınai gerekse finansal kuruluşların mali bünyelerinin bozulması kaçınılmaz. Özellikle sınai kuruluşlar acısından bunu cok çarpıcı bicimde görüyoruz. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası uzmanlannca çok sayıda firma üzerinde yapılan değerli bir araştırmaya göre 197880 döneminde bu firmalarda 149 milyar liralık aktif artışı olmuş ve bunun yüzde 89'u borçla, yalnızca yüzde 11'i öz kaynakla karşılanmış. Bu borçların yüzds 65'i ise kısa vadeli. Borc sermaye oranı da giderek kötüleşmiş, 1978'de 56/44 iken 1979'da 58/42, 1980'de 66'34, 30 Haziran 1981'de ise 70/30 olmuş. Toplam borçların özsermayeye oranı da 1978'de 76/24'den 1980'de 84/16'ya, 1981 ortasında 85/15'e yükselmiş. İşletme sermayesinin durumunu gösteren carl oran da giderek kötüleşmiş, 1978'de 1,9'dan 1980'de 1,15'e, 1981 ortasında ise 1,0'a düşmüş Yanl teknik" bir deyişle söz konusu flrmaların İşletme sermayesi sıfıra inmiş. SORU Bankaların durumu? ARTUN Bankaların durumuyla llglll benzer bir Incelem» yok elimizde. Ancak bankalar için cari orana benzeyen en önemli gösterge olan ücüncü derecede likidite oranının en az 100 olması gerekirken ve Türk banka sisteminde bu oran genellikle 100'ün üstünde bulunurken benim kişisel tahminime göre 1980'den sonra 100'ün altına düşmüştür. SORU Bankalarla ilgili olarak bir de şunu sormak İstiyorum: Bankaların öteden beri yüksek olduğu söylenen personel giderlerine, yükselen faizler nedeniyle giderek artan faiz yükterinin de eklendiği ve bu nedenle eskisi gibi kâr etmelerinin zorlaştığı söyleniyor. Doğru mu bu? ARTUN Önce şunu beiirteyim kl bankalar 1980'den sonra rasyonelleşme yolunda önemli aşamalar kaydettller ve otomasyon dahil yeniliklere yöneldiler. Bu gellşme sonucunda bankalann maliyet unsurları icinde çok sözü edilen personel giderlerinin payı büyük ölçüde düştü, buna karsılık faiz giderleri hızla arttı. SORU Bir oran vermek mümkün mü? ARTUN Bankalann toplam giderleri icinde personel giderlerinin payı daha 'birkaç YH önce yüzde 40 45 düzeyindeyken bugün bu pay yüzde 15'e kadar düşmüştür. Buna karsılık faiz giderlerinin payı ise yüzde 75'e yükselmiştir. 1975'de yüzde 2,6 olan ortalama mevduat maliyeti 1981'de yüzde 25'e yükseldi, 1982'de ise yüzde 35'in altında bir mevduat faiz maliyeti beklemiyorum. Bu durumda bankalann büyük kârlar sağlamaları da beklenemez. SORU Bu koşullarda kredi faizlerlnin düşmesi mümkün mü? ARTUN Yüzde 35 maliyetle topladıkları mevduatın yorısını kulianamayan bankalar icin kullanılabilen bölümün maliyeti yüzde 70. Buna yüzde 10.dolayında personel vs diğer giderleri Bankaların toplam çiderleri içinde personel giderlerinin payı yüzde 15 dolayına düşerken faiz giderlerinin payı yüzde 75'e yükselmiştir. Bu durumda bankaların gerçek kârlar sağlamalan çok zorlaşmıştır. muştur. Bunun başlıca nedeni Ise bir yandan flrmaların yaşama savaşı lcirıde kredi taleplerlnl sürdürmelerl, diğer yandan bankalardakl kredi maliyetlerinin her şeye rağmen, örgütlenmemiş kredi piyasasındakl kredi maliyetlerinin çok altında kalması olmuştur. Bir kredi piyasası düşünün ki bu piyasada aylık yüzde 9 yüzde 10 net maüyetle kredi talebi var. Ve örgütienmemis kredi piyasasından böylesine anormal faizlerle kredi alanlar da sıradan kuruluşlaf değil, ülkemlzln önde gelen sanayl kuruluşları. Dolayısıyla bankalardan kredi kullanmak maliyetlerdeki artışlara rağmen gene de cazip oluyor. Kredi talebinin düşmemesinl sağlayan bir diğer faktör de aslında Türkiye'de kredilerin reel olarak önemli bir artış göstermemiş olması... SORU Bunu nasıl saptıyor, ya da ölçüyoruz? ARTUN Dolar bazında, dolarla ölcersek görüyoruz kl Türkiye'de ne mşvduat ne de krediler ree! olarak artmamış. 1980 sonunda yaklaşık 10 milyar dolar olan Türkiye'deki toplam mevduat 1981 sonunda da gene 10 milyar dolar dolayında. Kredileri de dolarla ölctüğümüzde aynı durumu görüyoruz. Bu 4^ Bankaların parasal yükümlülükleri açısından rahatlatılacağı bir geçiş döneminden sonra sorunun asıl çözümü için sınai sektörlerin ve mali kuruluşların durumları incelenmeli ve faizler buna göre devletçe belirlenmelıdir. rek. sınai kesimde sektör hatta alt sektör bazında, mall kesimde ise kuruluşların her biri icin ayrıntılı Irdelemeler yapılarak saptanacak faiz oranlarının gercekçi olmasını sağlayacak veriler elde edilebilir. Bunlar yapılmadan sadece devletin ya dc Merkez Bankası'nın cıkıp da «faiz oranları şuduro demesl hiç bir anlam ifade etmez. SORU Son olarak şunu sorayım Sayın Artun: öncekl günkü bankalar toplantısının da ışığında mevduat faizlerlnin geleceği konusunda ne söylenebilir? ARTUN Türkiye'de aslında enflasyona göre endekslenmiş bir faiz politikası uygulanıyor. Yani enflasyon oranının üzerinde bir reel faiz amaçlanıyor. Ancak bizim yaptığımız hssaplar, enflasyonun yüzde 35 olduğu varsayımıyla, tasarruf sahibinin sağladığı reel verimin çok düşük kaldığını gösteriyor. Enflasyon bu oranlarda giderken ve bazı uluslararası kuruluşlarca da desteklenen bugünkü politikalar surerken faizlerin görünür gelecekte düşmesini .mümkün görmüyorum. ŞÜKRAN BORCUMUZ, Eşim SUZAN AZİZOĞLU'nun hastalığı sırasında yakin alâkalarını esirgemeyen cerrahi müdahale sırasında bizzat bulunarak, bizlere manevi güc veren cok kıymetli aile dostumuz. pek cok defalar bizleri hayata kavuşturan büyük insan, hocamız; Prof. Dr. Op. Halit Ziya Konuralp'e Bizzat ameliyatı büyük başarı lle gerçekleştiren dirayetli, gene ve sempatik operatörlerimizden, Doç. Dr. Op. Nihat Şekercioğlu'na Her an başında bulunan şefkat ve alâkasını esirgemeyen, insanlık timsali asistan Dr. Op. Halide Özgen'e, Dr. Op. Özgün Enver'e, anestezist Dr. Ümran Polatkan ve Cerrahpaşa K.B.B. servisi doktor ve asistanlarına hemşire Düriye Dincköklü ve diğer hemşirelerine ve bilumum personellerine. Ve de hastalığa tam zamanında teşhis koyarak tedavi eden değerli aile dostumuz ve doktorumuz Kadıköylü, T.C Maliye Bakanlığından 930 Sayılı Kanuna göre cıkarılan 1972 Malî yılına ait Tasarruf Bonoları ile Kesir Makbuzlannın anapara ödemelerine 1 Mart 1982 tarihinden itibaren başlanocaktır. 1 Tasarruf Bonoları ve Kesir Makbuzları anapara bedelleri Türkiye Cumhuriyet Merkez, T.C. Ziraat, Türkiye İş, Türkive Emlak Kredi, Türkiye Vakıflar ve Türk Ticaret Bankalan Şubelerinde ödenecektir. 2 Ödemeler, Tasarruf Bonoları ve Kesir Makbuzları üzerinde isimleri yazılı hak sahiplerine yapılacaktır. 3 Kimlik Ispatı kanunen zorunlu olduğundan hak sahipleri Bono ve Kesir Makbuzu bedellerinin tohsilinde Nüfus Hüviyet Cüzdanlarını veya Kimlik Belgelerinl ibraz edeceklerdir. 4 Tüzel klşiler adına düzenlenen Tasarruf Bonoları ve Kesir Makbuzları yetkili temsilcılerine ödenecektir 5 10 yıl icerisinde tahsil edilemeyen Tasarruf Bonoları ve Kesir Makbuzları bedelleri Hazine lehine zaman aşımına uğrayacaktır. Durum llânen duyurulur. (Basın: 11985) 1500 istanbul Hukuk Fakültesi Dekanlığından Fakültemiz Genel Idare, Teknik ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında acık bulunan ve aşağıda belirtilen kadro'ara sınavla atama yapılacaktır. Sınav ve mülakat 5 Nisan 1982 pazartesl günü saat 14'de Fakültemiz merkez binasında yapılacaktır. isteklilerin Fakülte Sekreterliği'nden alacakları «iş isteme Formu»nu doldurup 25 Mart 1982 perşembe günü calışma saati sonuna kadar Dekanlığımıza vermelerl duyurulur. Ünvanı D( îcesi Sınıf Adedi 1 9 G.İ.H. Sekreter 1 G.İ.H. Kütüphane Memuru 10 1 12 G.İ.H. Memur 1 12 G.İ.H. Büro Memuru 1 G.İ.H. 13 Memur 1 G.İ.H. 13 Daktilo 7 Elektrik Teknisyeni 1 T.H.S. 14 1 Y.H.S. Hademe (Basın: 11938) 1504 23 SAYI YARIN C2KIYOR Sınava Haftalık ÜYS ÜSS hazsrlama dergisi Posta pulu karşılvğı yoSlanabiHr Jürkodagı Cad 3941 CaÇaloğlu P.K. 246 İstanbul Dah. Müt. Dr. Jirayr Kaynar'a candan teşekkürlerimizi borç biliriz. Eşi M. Kemâl Azizoğlu v« oğullan Kardeşi Müt. Dr. Ş. Güldesen (Cumhuriyet: 1498) MALtYE BAKANLIĞl'NDAN MALİYE MÜFETTİŞ MUAVİNLİĞI GİRİŞ SINAVI Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca 12.4.1982 Pazartesî günü saat 09.30'da, Ankara ve İstanbul'da Maliye Müfettiş Muavinliği giriş sınavı açılacaktır. G1RİŞ S1NAV1NA KATHABILMEK İÇİN: a) Devlet Memurlan Kanunu'nun 48'ind maddesinde yazılı niteliklere sahip olmak, b) 1.1.1982 tarihinde (30) yaşını doldurmamış bulunmak, c) Siyasal Bilgiler. tşletme. tktisat. Hukuk Fakülteleri ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi tdari İHmler Fakültelerinden, tktisadi ve Ticari Üimler Akademilerinden (veya bu vasıflan haiz olduğu Müli Eğitim Bakanhgı'nca tasdik edilecek yurtiçl ve yurtdışj fakülte veya yüksek okullardan) birinl bitirmiş olmak, gerekmektedir. tsteklilerin smav için gerekli belgelerle sınav konulannı belirten kitapçıgı. adlan geçen Fakülte ve Akademilerle. Ankara'da Teftiş Kurulu Baskanhğı'ndan, İstanbul ve îzmir Defterdarlıklarında Maliye Müfettislerinden. bizzat veya mektupla saglayarak, başvurma ve kayıt işlemi için en geç 29.3.1982 Pazartesi günü çahşma saatinin bitlmine kadar Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığı'na başvurmalan ilân olunur. (Basın: 11383) 1503 Silivri Belediye Başkanlığından Belediyemize ait yarım kalan otel lnşaatının tamamlanması için ihaleye konulacaktır. ö n ve fennl şartnamesi Belediye Başkanhğında mevcut olup, taliplllerin yapılacak iç üzerinde daha fazla bilgi edinmelerl için 5 mart 1982 tarihine kadar Belediyemize müracaatları ilan olunur. SİLtVRl BELEDİYESÎ (Basın: 11904) I Varlık aylik edebiyat ve sanat dergisi mart sayısında I.E.T.T. İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN ELEKTRİK MONTÖRLERİ ALINACAKTIR Genel Müdürlüğümüz işletmelerinde çalıştırılmak üzere smavla aşağıda nitelikleri belirtilmiş olan işçi statüsünde Elektrik Montİrleri alınacaktır. Belirtilen şartlara haiz isteklilerin en geç 31 mart 1982 tarihine kadar İş ve tşçl Bulma Kurumu îstanbul Şube Müdürlüğüne başvurmaları gerekmektedlr. Aranılacak nitelikler: 1 T. C. vatandaşı olmak. 2 18 yaşını doldurmuş, 45 yaşını aşmamış olmak. 3 Askerliğln yapmış olmak veya askerlikle ilişiğl bulunmamak ya da en az 1 yıl tecilli olmak. 4 En az ilkokul mezunu olmak. 5 l'inci, 2'nci, 3'üncü sınıf yetkili ehliyetli elektrlkçi belgestne sahip olmak (Sanat Okulu. Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü mezunu olmak tercih sebebidir.) 6 Görev yapmasına engel vücut veya akıl hastalığıyla özürlü bulunmamak. (Basın: 11981) YAŞAR NABİ NAYIR'I ANIYORUZ (Yaşar Nabi Nayır Edebiyat Ödülü) DÜNYA ÇOCUK ŞİİRLERİ GÜNÜ •Dünya Evimizdir» Fazıl Hüsnü Dağlarca / Oktay Akbal / Fakir Baykurt / Kemal Özer / îhsan Akay / Pınar Kür / Dr. Çetin Yetkin / Hilmi Yavuz /, Emin özdemir TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ MESLEK TOPLANTISI (YILLIK GELtR VERGtSt BEYANNAMESİNtN TANZİMİ) Konusu 11 Mart 1982 Perşembe günü saat 14.30 17.30 arası HARBİYE Cumhuriyet Cad. No. 329'daki YAPI ENDÜSTRİ MERKEZİ alt salonunda üye ve meslekdaşlanmıza girişte DAVETİYE almarak açık olarak sunulup tartısılacaktır. KONUŞMAO : HÜSEYİN PERVİZ PUR Dernek Yönetim Kurulu Üyesl BÎLGt İÇİN : TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLART DERNEĞt 48 42 27 47 48 18 (Cumhuriyet: 1505) ARABESK DOSYASI Nida Tüfekçi / Coşkun Gula / Orhan Gencebay 75 lira t Bayinizden isteyiniz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear