22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 ŞUBAT 1982 Cumhuriyet 7 (Baştarofı 12. Sayfada) bellı değıl. berleri Müduru Ercan San geYıne emekliye sevkedılen Ha tirildi. ber Muduru Mehmet Biçart'ın Ercan San'dan boşalan Par yerine de Savaş Kırotlı geiılamento Haberlerı Müdürluğürıldi. ne de TV eskl redaktör splker TV Haber Muduru ıken, gp lerinden Ülkü Kuronei getirılrekce g'jster.lmeden aorevrien di. Kuranel, uzun sürcien ben alınan Alton Aşor, Gensl Mu TRT Yurtdışı Yayınlar f'vr dur Progrom ve Hnber Yordım sı'nde gecıci olarak gc;1 • yr cılığı «nezdinde» bır goreve pıyordu. getirıldı yerine yardımcısı ÜlEmekliy* sevki uygun görü ku Angılı atandı. len TRT Hober Dairesi Başkaı, Altan Asar gorevden alınınYardımcısı Özden Vardar'ın ca «Yurtton Dünyodon» odlı yerine kımin bakacağı henu: haber program yayından kal TRTDE BEKLEMMiYEM ATÂMALAR dın'dı. Pıograın ıptal edılmebeydı, Danışma Medısı Anaycısa Komısyonu ^asknn Or han Aldıkuctı'nın Anny.ısn ça lışmolorını oz"' 1 " • • bir ko•• nuşm sı yayınldnv.rjK EMEKÜÜK İSTEDİLER Sonayı ve Teknoloıı Bokanlığı bınyes ndp qenış d n g & k lıkler ycpıldı B"5 mt'Steşar mu ovını ve bır genel mudür emek lı oldu, bır genel mudur de emeküliâıni ıstedı Mustesar Mehmet Gölhan'ırt da emeklılığıni ısteyeceği oğrenıldı. Sanayı ve Teknoloıı Bakanlığı Musteşar Muuvınlerı, Orha.ı Gok Ş&h.p Aydemır, Abdulhai.k Gurcan, Mustof,a Paçaçı, Ümer llırıs, ı!e Kiı Gonel Muduru Necatı Namutlu, b;:ş yaıd.moısı Envor Gunel ve hcııp üjıtesı Buşkunı Macit Benıce enıek ı olüular Boylece 8ak .niıktakı gcnel ınudurıuk soyısı 12aen 3'e ındırıldı. Çnnerıto Sanay üenel Muduru Sedat Yıldız emeklılığmı ıstedı Bakanlık Musieşarı Meh met Golhan m do emekhl'ğını ıstemesı brklenıyor. 2400 ÖÖRETMEN EMEKLİYE AYRiLDI ANKARA, (ANKA) Mıllı Eğıtırn Bakanlıg. Öğretım Personelı'nden kend' 'Steği ı!e emekln/R nMrılma1' uzere başvurnr ?4 h ı n ^ğretmenden, yuzd< 'O'unun emeklılık ıstem •ir'<" kabul edıldıği oğrenıldi. (Baştarofı 1. Sayfada) saptayamıyor. Seçimden önce PA SOK için: Bunlar gelirlerse komünizmi getirirler. Kampanyası vardı. Oysa dün de belirtmeye çalıştık Papandreu'nun komünistlik bir yana, birçok alanda «sosyalistliği»nden de pek eser kalmadı. Hele «sosyalizasyon» projelerinin, neredeyse Karamanlis'in devletleştirme politikasından da gerîde kalması karşısın da, artık o kampanyayı sürdürmenın olanağı yok. Hattâ muhafazakâr Akropolis gazetesl, hükümet Başkanım bu konuda, «sosyalist şemalarsdan kurtulup «gerçekçiliğe» ulaşması dolayısıyla övüyor bile: Sosyalist şemaları Uç aylık deneyünden sonra gerçeklerle karşıla$ınca, gerçekçilik egemen oldu..» KKE'NtN FAYDASI Papandreu'yu şimdi bu açıdan kınayanlar, yeni Demokraslcilerin bir zamanlar, «Ha Papandreu, ha bunlar..» dediği komünistler.. Meclis'teki üçüncü parti, Moskova yanlısı sayılan KKE (Yunan Komünist Partisi), PASOK'un «sosyalizasyon» projesinin son biçlmi lçln: « Sınıf farklarmı gizleyip tekellerin egemenliğini güçlendlrme metodu» diyor. KKE'nin eleştirileri ise, en azından şimdilik, Papandreu'yu yıpratmak §öyle dursun, belki de onun işine yarıyor.. «Sosyalist» lâfınm altmda komünist tehlikesi görmekten gene de kurtulamayan ve yeni demokrasicileri sevmese de PASOK'u tutmaktan da kaçman or. tadaki «mütercddit» seçmenlere karşı «antikomünistliğini ispat» beigesi bunlar Papandreu için: Bakın, bana asıl kızanlar komünistler.. Onlarla benzerliğim olsa böyle yaparlar tnı? Peki aynı eleştiriler, PASOK'çuların kendi içindeki «daha solcu»larında etki yapıp, kompleks yaratarak o kanatta homurtulara yol açmaz mı? Şimdilik böyle bir görüntu de yok.. Partl içl dayanışma, her kanatla sürüyor: Hattâ o kadar ki, «sosyalizasyon» konusundak) vırajları, en hızlı biçimde savunanlar, Profesör Katiforis gibi partinin soi kanadının tanmmışlan.. Tabii kendi mantıkları ve Uslupları içlnde: « Yönetim kurullarına işçilerin alınması, sosyalizmin okullarının kuruknası demektir. Bu okullarda elde edilecek deneyimlerle, zaman içinde çok daha ileri sonuçlara ulaşılacaktır..» Yeni Demokrasiciler, Papandreu' yu, dış polltikası konusunda da, vuracak yeri daha yakalayamadüar.. Bir kere o kadar hızlı ve karmaşık gidiyor ki bu politika, nereye yöneleceği hâlâ bellı değil.. Üstelik temelinde bir «Ttirk tehdidl» lâfı var.. Olmadığına inansanız da, «Hayır, yoktur» diyemezsimz.. Adama «vatan haini» damgasını vuruverlrler. Söze, çaresiz; Türk tehdidi vardır ama, bunu ortadan kaldırmanın yolu bu degildir diye başlayacaksımz.. Yeni Demoluasıcıler de oyle baş layıp bırşeyler soylemeye çalışıyorlar. Özellikle şoyle formüllerle; Türk tehdidi karşısında asıl tehlike, müttefiklerinizden tecrid olmak, yalnız kalnıaktır. luifaklarınıızdan uzaklaşıp başka destekler aramaya kalkarsak, bir gün görürüz ki, o destekler de lâftan ibarettir. Yanı: Amerika'yla arayı buzmayalım. NATO'yla ve Ortak Pazarla bağlarımızı sıkı tııtalıın. Bize başka yerlerden ("ayda yoktur. Eski Milli Savunma Bakanlarından sağcı Garaofalias, gazetelere yazdığı bir makalede Yunan dış poiıtikasının zaten başka seçeneği olmadıgını, daha da somut oiarak ilade etti. « Başbakanın lıiçbir Yunanlının unutamayacağı hir olayı göz önunde tutması zorunludur: Hîcbir bağlantısız iilke, Kıbrıs Türkler tarafından «işgal» edilirken, buuu engelleyemediği gibi, aradan sckiz yıl geçtigi halde, «Atlla»yı oradan kovnıaya da cesaret edeıneıniştir. Makarios da bağlantısızdı ve baglantısız iilkeler topluluğuna dahildi.. Ege'de dengeyi korumak için önümiizde iki yol vardır: Ya Varşova Paktı, ki, Vunanhların özgurlük psikolojisine ters diişer.. Ya da NATO.. Bu yolu bir an önce seçmeliyiz.» 1, 2, 3, 4, 5... Ancak, Papandreu'nun seçeceği yolun NATO'dan başka bir yol olması ihtimali de gîttikçe azalıyor. Altan ÖYMEN Niyetinin Amerika'yla arayı bozmak olduğunu, NATO'yla Ortak Pazar* la bağları koparmak istediğinl öne sürenler de azalıyor. Örneğin Amerika'ya yönelik politikasınm çizgisi şbyle: 1 (Seçimlerden hayll önce) Iktidara gelelim. tlk işlerimizden biri, ülkemizdeki Amerikan üsltrinden kurtulmaktır. 2 (Seçimlerin arefesinde (İktidara gelelim. tlk işlerimizden biri, ülkemizdeki Amerikan üslerinin kalk ması için Amerikalılarla görüşmelere ba;lamaktır. 3 (Iktidara geldikten hemen sonra): Amerikalılarla üsler konusundaki görüşmeleriınizde, elbette onların da durumlarını gözönünde tutacagız. Onlara makul bir süre önerecefiz. 4 (Biraz daha sonra) Amerikalılarla üsler konusundaki görüşnıelerimize marttan önce başlamamıza gerek yoktur. Bekleyebiliriz. 5 (Biraz daha sonraki yarı res mi haberlere göre) Amerikalılarla görüşmelerin daha da ileri bir tarihe bırakılması muhtemeldir. Başbakan Papandreu haziran aymdaki NATü zirvesinde Başkan Reagan'la da, iki ülkeyi ilgilendiren ceşitli konularda bir göriişnıe yapacaktır. NATO'yla da oyle: Önce NATO'dan. sonra NATO'nun savunma kanadmdan çıkmakla başlayıp, NATO Milli Savunma Bakanları toplantısına, mesele çıkarmak icin da olsa katılarak devam eden, henüz yönü tam belli olmamış bir zikzaklı çiügl.. Ortak Pazar ilişkilerinde: Önce «Çıkarız»... Sonra «Referanduma su narız».. Sonra «Özel statü isteriz»... «özel statüyü şimdi vermeseler de, bir giin vereceklerdir, bekleriz..» YAN GÖSTERİLER DE VAR AMA... Gerçı bunlarm yanında. Üçüncü Dünya ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi. tTCÖ'ye Btiyükelçilik açtırılıp, Arafafın davet edilmesı, Sovyetler Birliği'ne adım adım kur yapılıp, sılahsız gemilerine liman ve tersane açılması, Polonya meselesinde Avrupahlardan da ayrı bir tutum izlenmesi gibi yan gösteriler de var ama, bunların hiçbirı, bir gün gene Amerika'yla kolkola gırip, aynı zamanda Avrupa'yla da sarmaşdolaş olmaya engel değil.. GENE KKE Bu bakımdan Yeni Demokrasicilerin dış politika alanındakî eleştirileri de henüz hedefini bulamıyor. Ortada daha hedef yok çünkü. Üstelik, onların bu alandakl eleştirilerini de şüpheli haıe getirmek te, Yunan Komünist Partlsinin katkısı gene eksik değil: Hükümetin şimdiye kadarki dış politikası, bagımsızhkıan yana olanlara henüz tam bir güven verenıemiştir. Amerikan üslerinin ne olacağı hâlâ belli olmamış, NATO'ya karşı tutumumuz. beklentilerin çok gerisinde kalmıştır. Ve tabii bunlar da, Papandreu için, Yeni Demokrasicilerin eleştirilerınden «aklanma> beigesi yerine geçiyor. MEMUR ATAMALAR1 Geriye kalan eleştiri alanlarından birı, memur atamalan: İktidara geldiginizden beri binlerce memuru uzaklaştırdınız.. Yerine kendi adamlarınızı getirdiniz.. Ama cevap: Hayır, biz sadece eski dönemin partizanlarını ve çalışmayan elemanları uzaklaştırdık. Kaldı kl biz artık yeni bir iktidarız. Elbette kendi kadromuzu kuracagız. Bu konu da, işlerinden uzaklaştırılan memurlardan ve belki akrabalarından başkasını fazla ilgilendirmiyor. Kaldı ki, Pasok örgütünün, devlet kadrolarına partililerin atanması yolundaki baskısı haddinl aşmaya başlayınca buna bizzat Papandreu karşı tutum aldı. Ocak sonundaki bir partl toplantısında bütün orgütü uyardı: Devlet ayrı, partl ayrıdır. Bizim amacımız bir parti devletî kurmak degildir. Devletl parti devleti olmaktan kurtarmaktır. Kinıse nükümeti bu yola itmeye çalışuıasın. Bunu yapanlara karşı parti içi önlemler alırım, dedi. Bu da televizyonda yayınlanıp, gazetelere geçtl. Özetle: Muhalefetin, Mecliste temsil edilen iki partisinin de henüz puanlarını artırma şansı yok.. Yunanistan'da ötekl bir kısım Avrupa ülkelerindekine benzer ciddi kamuoyu araştırmaları yapılmıyor ama, çok kımsenin paylaştığı tahmin şu: Yunanistan'da bugfln bir seçim olsa, PASOK'un oyları 18 ekimde aldığı oylardan daha aşagıya diişnıez. YARIN: 1922 Bankere yicak. KTJRUL <j\ "T,ERtNtN tCHFTLERt Bsksjıiar Kurulu kararname sind", tasfıye kurtılları üyelerı nin çfllışma koşullan da düzen lendi B'1 arada, bir başka Ba kanlar Kurulu kerarnamesiyle, ki'rul üyelerinin ücretleri brüt *3 bin lira oldu. Bu ücretler, üyelerin esas görpvieri karşısında almakta olduklnn aylık ve avlık hüktim lerine tabi diŞer fizlük hakları il« vısyal früvenlik kuruluşlarıne* yapılan ödemelerin kesilmesini gerektirmeyecek. 'Baştarafı 12. Sayfada) indirim de uygulanma (Baştarafı 1. Sayfada) sıs etme ruhsatı ve kullanma ıznı verılme&ını onsoruyo:. Buna gore, ozel kışı ve kuru luşlar gerek telsız gerekse rad yo ve televızyon yoluyla yayın yapabilecekler. l'asanya gore, hastaneler, ya bancı ülkelenn Turkıye'dekı temsılcıliklerı, okullar ve. Kı züay ile genel ve katma butçe Iı kamu kurum ve kurulu^Ia rında buluııan telsız cıhazları da ruhsata baâlı olacak. ancak bu (turuluslarda bıılunan tfilsı? cıhazlarmdan ücret alınmaya ak «AliMl Haberleşme Koııtrol Teşkilatının» denetlemelen ve MİT Musteşarhğına aıt monı toring sısteminın kayıtlarına gore «Aykırı davranışlarda» bulunanlar «lıluslararası telekomi nikasyon usullerine aykırı» hareket edenler bir avdan altı aya kadar hapıs 10 bın lıradan 30 bın liraya badar para cezasına çarptırılacaklar. «Reşit olmayan», «kamu haklarınrian yarariaııamavanlaı» ıie «niteliklerl yetersfz olanlar» ve «ruhsat almadan» telsız ıstasyonu kuranlar üç bın liradan beş bin Uraya kadar para cezasıyla cezalandırılacoklar. Telsızle «Anayasa'da yer alan tpnıel hak ve hürriyetleri ideoto.jik amaçlarla, devletin ülkesi ve ınilliyetiyle bölünmez bütünlüğiine veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayrılığına dayanılarak nitelikleri Anayasada belirtilen Cunıhuriyeti ortadan kalriırmak maksadıyla» yayın yapanlar ise tasarıda yer alan en büyük para cezasının 3 mıslı para cezasıyla üç ilâ beş yıl arasında hapis cezası verilecek. Adalet Komlsyonu telsiz yasasında değişiklik yapan yasa tasarısının beş maddesini görüşerek kabul etti. Komisyon tasarımn bazı maddelerinin birbiriyle çeliştiği gerekçesiyle hükümet temsilcisinden tasarıyı geri almasmı önerdi. Ancak hükümet temsilclsinto bu yasa tasansıyla bütünlük sağlamaya yönelik iktnci bir tasarımn hazırlandığı ve kısa bir süre sonra Danışma Meclisine sunulacağını ifade ettiği öğrenildi. Temsilci tasarının bir hafta sonra komisyona sunulacak ek tasan ile birlikte ele ahnmasını önerdi. Komisyon bu öneriyi benimsedi. Söz konusu tasarıyla «Milli Habet leşme Kontrol Teşkilatı'nın ku ruluş biçimi yeni esaslara bağ lanıyor. Ozel sektör ORNEK YONETICILER 1 İlhan Gülsun: Mudur (MHP Seclm Propoganda ve istıhbarat Masasınrja gorevlı, Iddıanome sayfa 297). 2 Kenan Üçoz: İşletme Şefı (MHP'll Oba Boşkanı IIG bir olup korşı goruşlu bır ışcmın cenesinı kırmaktan, bazılarını yoralamakton uc ay hopse mohkum.) 3 Adem Ozdemir; Işletme Şef Yardımcısı (Şefl İle birlikte aynı suctan 3 ay hopse mahkum). 4 Hacı Ahmet Durmuş: Ambar Sorumlusu (şef ve şef yardımcısı ile aynı suctan aynı cezaya mahkum). 5 Mustafa Köse: Işcı (Oba Başkanı MHP dovasında idamla yargılanıyor. 265. sanık). 6 Sslami Asilbaş: işci (Mamak'ta alevl halka ateş açmaktan yargılanıyor. MHP davasının 267. sanığı). 7 İsmail Dökmeci: Tahakkuk şefı (Çorum katlıamına karışmpktan Kargı cezaevınde tutuklu). Sanırız bu «Değerli» kışılerın nerede yoneticl olduklarını merak etmışsınizdır. Onu da söyleyelım: Tutuklu olan Mustafa Köse ile İsmail Dökmeci'nin dışındakiler şımdı başbaşa vermış, elbırlıği ile Başkanlık BasımWnı yönetmektedırler. Başarılarının I1) devamını dıleriz Rainer Offergeld ucuz kurfuldu Federal Almanya'nm Kalkınma Yardımı Bakanı Rainer Offergeld asıl mes leği olan hukuk alanında da çalışacak. 44 yaşmdaki bakan bundan böyle yılda iki defa Somali Üniversitesı'nin hukuk öğrencilerine seminer verecek. Offrrgeld bu sayede Somali Üniversitesi'nden ilk fahri profesörlük ünvanı alan yabancı oldu. önceleri pro fesörlük Ünvanınm Federal Alman hükümetine mil yonlan bulan mali yardımlara patlayacağmdan korkan Kalkınma Yardımı Bakanı daha aonra kaygılarmın boşuna olduğunu gördü. Offergeld, Kurey Güney sorunu konusunda bır miktar kitap yollayaak işin içinden çıktı. Yurtçu (Baştarafı 12. Sayfada) limsel nıteliği bulunduğunu belırtti. Demırtaş Ceyhun'un avukatı Turgut Kazan da «Ya zı o dönemin slyasl iktldarını ve TARİŞ yönetiminln yonlışla rını eleştlriyor» dedi. Demirtaş Ceyhun da Yurtçu gibi beraat talebınde bulundu Daha sonra savcı mütalasını yıneledi ve sanıklara TCK'nın 312 maddesınin uygulanrnasını istedi. Mahkeme duruşma sonunda verdıği karar ile sanıkların 6 ay hapsine karar verdi, bu cezaları 20'şer bin lıra para cezasına cevirdi. Haydi bosaraba bosaraba Hodes. Bosaraba bosaraba. Kücükköye bosaraba. Kücükköye ml abl. yer var abf. Hoop. Gel abim. hadee, bosaraba bosaraba booş. Ne yeri be. Kaposana kapıyı oğlum.. Ah. Hey yeşllli itmesene. Hadeee bosaraba. Nersye abl. Kücükköye mi. Gel gel yer var. Bosluklara doğru ilerleyelim baylar. Otobüs mü. »antiın bunu be, Bir de utanmadan ilerleyelim diyor. Binmesene kardeşim. Bak y«r yok işte. Ay, nefes alamıyorum. Ayıp, ayıp utanmıyor musun. Aaa. Siz bayonmıydınız. Affedin yengehamm. Bosaraba, bosaraba yenge, yenge gel yer var. Hah lyl. A. Aa. Dell ml bu ayol. Bir de yer var diyor. Beğenmedin mi abla. Bu saatte daha boşunu bulursan beni de çağır. Boşarababoşa.. Bak hâlâ boş araba diyor. Geberteceğlm şimdi bu veledi. Sakin ol kardeşim. Sabret. Şoför bey barl sen durma artık. Ameeet yer var mı oğlum. Var abi var. Boşarabaşoraba. Şlkâyet edeceğim. < Kime? Kolumu bıraksana amco. Sus. Edepslz. Asıl sen çek kolunu. Ah. Basım Boşarababoşaraba. Bak hâtâ.. Bak hâlâ. Tutmayın benl. Bırakın dedlm slze Boğacağım lan seni. Ne oluyoı ya. Aman abl. Bırak yakamı. Ne yaptık sana. Demek bosaraba ha. Boğacağım senl. Ah. Kurtarın benl. Bırak dedlk sona. Ne yani, şimdi Iş saatl. Herkez biran önce evlne gidecek. Aşağtdakiler Insan değl: ml. (O sırada arkalardan ve cook derlnden bir ses). Bl* değil mlylz yanl? a Bugün (Baştarafı 3. Sayfada) nın çıkarlarını temsil ettiği için olaya başka türlü yaklaşıyor. Avrupa konusundaki sertliği Pentagon'un katı, diplomasiyi ve dengeyi bır yana bırakıp, silah gücüne öncelik veren gorüşünü one çıkarıyor ve Batı Avrupa'mn kendi iç ekonomik ve poiitiknedehleriyle, silahlanma yarışına ve sertlik politikasına karşı çıkmasını hiç de anlayışla karşılamıyor. Aynı Weinberger tsrail politikasında Arap dünyasının da nabzma göre şerbet vermeyi öngören bir yol tutarken, gerçekte silah tüccarlannın çıkarlarını ön plana getiriyor. Anılardadır, Suudi Arabistan'a AWACS'ların satılması sorun olmuş, İsrail bu satışa büyük ölçüde karşı çıkmıştı. YVeinberger, bu gibt siparişlerin silah sanayii için ne anlam taşıdığını iyi biliyor ve Arap ülkelerinin silah alıcısı olarak gizil güçlerini yeterınce değerlendiriyor. Weinberger için önemli olan Pentagon'un askersel görüşü ile silah tüccarlan, işte bu yüzdendir ki, yine aynı politikanın diplomatik dengesini oluş turmaya çalışan eski asker Haig ile bir türlü anlaşamıyor. Şimdi ilglnç bir görev değişimi olsa, Haig Millî Savunnıa'ya, VVeinberger de Dışişleri'ne getirılseler, acaba bu iki bakan da bugün savundukları gorüşleri korurlar mı, yoksa köşe kapmacada olduğu gibi yeni geçtikleri köşenin koşullanna mı uyarlar?... Haig VVeinberger çatışmasının bu alandakl ilk olay olmadığını, son yıllarda Washington'da Dışişleri Bakanı ile Millî Savunma Bakanlan'nın sürekli çekişme halinde oldukları gözönünde bulundurulur ve sözü geçen didişmenin büyük ölçüde nesnel nedenlerden kaynaklandığı gözlemlenirse, ikinci olasıhğın ağırhk kazandığı kolaylıkla anlaşılır. TRT'nin gorilleri Bankerzedelerın ızdırabı sürüyor. Aralarına karıştınız mı neler neler anlatıyorlar. Hatırlanacaktır, bankerler ödemeleri durdurdu durduracak noktaya gelmiştı. Bununla ilgili olarak televizyonda bir bankerlik ku ruluşunda ödeme yapılırken çekim yapılmıştı. Gülerek TV kameralanna bakan bır mudı önce çekmi uzatıyor, ardından bu kuruluşun gorevlisi hemen parayı ödüyordu. Sonra kameralara dönup «anaparamın vadesl gelmişti. tstedira ana param olan 150 bin Uramı öde diler» demişti. Şimdi, TV kameralan önünde ödeme yaptıklarını duyuran bankerlik kuruluşunun alacaklılan, bu haber programa ateş püskürüyor. Ve şunlan söylüvorlar: «Çekim yapılırken biz bu paralann ödenmeüini bekliyorduk. Bir haftadır süriiyordu bu bekieyiş ve o kuruluşun kapısı önünde o günden bugünc dek tek ku ruş alamadık. TV RÖrevlile. rine niye beklediğimiz) anlattık, paralann ödentnedlğini söyledik. Ama kameraman tnatla içeride para ödeniyor diye çekim .vaptı. Anaparasını aldığını söyleven ise hu kurulu?un goriilerindendl. Tani tahsildar diyorlar, parasını ödemeyenlerden para tahsil ediyor. TV bütün halkı aldattı. Yok mudnr bunun hesabını soracak?» RCD var mı? İzmir'de kurulu BMC Motor ve Otomotiv Fabrikasının yöneticileri cid di ve çağdaş yönetim anlayışları ile tanınır. Bu kuruluşun yayın organı «BMC'den Haberler» de aynı ciddiyet içinde gün sekmeden düzenli olarak çıkar. Bu yayının başmda İzmir'in çeşitli ça lışmalarıyla yakından ta nıdığı emekli gazeteci Türkmen Parlak vardır. 22. sayılı BMC'den Haber ler'de ilginç bir haber yer aldı. Manşette, «Pakistan BMC'ye pazar oluyor» başlığı ile verilen ha berde aynen şu ifade yer alıyordu: «Kısaltılrmş adı RCD olan Bölffesel Kalkınma tçin tşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Mııhtar Masood, BMC mamullerinin Pakistan'a ihracı için üst dflzeyde görüşme ler yapıldığinı soyledi.» Bu haber üstelik Anadolu Ajansı tarafından alıntı yapılarak gazetelere servis yapümıştı. Haber, hiç kuşkusuz se vindiricıydi. ancak bildiğimiz; RCD'nin etkinliklerine son vermiş olmasıydı. Son Genel Sekreteri Ümit Halıık Bayiilken ise şimdi Milli Savunma Bakanlığı görevinde bulunuyordu. Bunun üzerlne «Acaba RCD yeniden kuruldu mu?» gizi ile BMC'nin se vimli ve çalışkan Mülkiyeli Genel Sekreteri Ahmet Gürer'i aradık. Gürer, «Elinde RCD Genel Sekreteri ünvanıyla bastınlmış bir kartvizit bulunduğunu» söyledi. Şimdi gerçekten merak ediyoruz. Acaba geçmişte Ttirklye, tran ve Pakistan'm katılımı ile kurulmuş RCD yeniden mi can landmldı? EVETHAYIR ister istemez, az ya da çok, TDK'nun sozcuklerinde gün ışığına çıkmış sözcükleri kullanmaktadır. En tutucu politikacısından, en gerici gazetecisisine kadar... Sayın Felek, ilginç bir sav ileri sürmüş, diyor ki: «O söylediği kelimelerin bıze de listesi gelmişti. 250 hadar kelimeden ibaret bir listeydi. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan tarafından hepimize, yazılanmızda kullanılmah emnyle gönderümişti. Falih bey de bu emre göre o kelimeleri kuU lamyordu. Nitekim biz de kullandık... Tahsin beyin 1940'lara ait yazılarında kullandığı anlaşüan o kelimeler işte o gunlerde kullanüması zorunlu bir lıstenın ıcahıydı* Yukarıdan gelen «emjr» üzerine bir takım sözcükleri kullanmışlar! Hem de Arıkan'ın Bakan olduğu 1940'da! 'Yaşımız müsait olmadığından* bu durumu bilmezmişim!.. Hangi yanlışı düzeltmeli ki! 1940'da M. Eğitim Bakanı Ankan değil, H. A. Yucel'di. Hiç bir zaman da şu sözcükleri hullanın* diye bir *emir* vermedi Kimse de veremezdi. Atatürk bile! O kadar ki, Hüseyin Cahit, I. Türk Dil Kurultayında Atatürk'ün görüşlerina çok sert biçide karşı çıkan bir konusmayı herkesin önünde yapabilmişti. Sözcükler ne «emir.le kullanılır. ne de «emtr»le kültür alanmda bir atılım yapılabilir! Bay Felek demek o gunlerde »emir* saydığı isteklere uyarak «uydurma» sözcükleri rahathkla kullanmış! Peki şimdi bu sözcüklere karşı çıkması da başka bir •emır» gereği mi? İster istemez akla gelen bu... Bay Banguoğlu adma savunma yapmaya kalkışan yaşh ustamız işi hüsbütün çıkmaza sokmuş olmuyor mu bu sözleriyle? • Galatasaray Pakültesl Kimya bölümünden alınan kimlik ve tETT kartlarımı yitirdim. Hükümsüzdür. Nasuhİ DALMAZ • Nüfus cüzdarumı tim. Hükümsüzdür. Şsmmu • Hacettopo Üniversitesi kimllğimi ve Cevre Sağlığı Teknıs. yeni tanıtma kortımı ka/bettım. Geçersızdir. Hakkı UCAR • Kadıkoy Müh. Mim. Fakültesi şebekemi kaybettım. Hükümsüzdür. 704S06? Aip KANAR (Baştarafı 2. Sayfada) Hocanın eşeğı ve sehir hatlan Denlzc'llk Bankosı Şehir Hotlan işletmesl, kuşkusuz Istanbullu'ların ençok eleştlrilerinl coken bir kuruluş. Gün gecmıyor ki, yurttoşlar gazetelerln te.efonlarına sarılıp yakınmasınlar!. Gecenlerde yapılnn bir panelde Geml Möhendislerl Odası sekreteri Nacl Cankaya daho da İleri gıtti ve işletme nın mantığından yola cıkıp «glylm eşyalanmn ve hatto besin maddelerinin üretimlnden bile vazgeçilmeslni» önerdi. Çankaya şöyle dedi: «Yetkililerin ifadesine göre, denizyolu ile yolcu taşımacılığı, artan mallyetler sonucu yopılmaması gereken bir taşımacılıktır. Bu görüşle, artan mollyetler korşısında giylm eşyalarınm ve hatta besln maddelerinin üretimlnden vazgeçllmelidlr. Bilinen fıkra: «Hoco'nın eseâlnln tam aclığa alışırken ölmesi..» yani ne demektir bu, istanbul halkının da bir yere gilmemesl, gidememesl demektir...» kaybetOO9KVN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear