23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 8 21 ŞUBAT 1982 su dizlere çıkıyor. O zamon kadınlar bağırıyor, kılavuzlara sarılıyorlar. Sonra kendllerine geliyorlar. Bağıra cağıro karşı yakayo geçtik. Ve Diyarbakır'dan Siirt'e beş günde ulaştık. 21Bayar Ne Diyordu? Evet Jandarmaya otandıkton sonra ülkenln gerçeklerinl daha lyl tanımak olanaklannı elde etmiştim. Dediğim gibi glrlçken blr kişiliğim vardı. Dayım sonradon Urfa Mebu8u oldu; ben de o sıra Urfa'da Uandarma Mülhakıyım. Urfa Vallsl Nlzamettln Beyle Dcyım Behcet Bey lyl anlaşırkırdı. Nlzamettln Bey blrgün be m ' nl coğırdı: Dayınla Dtyarbakır'o gltflyoruz, dedl. Celal Bayar ge(tniş oraya, Istersen sen de 8 el... Gellrlm. ' • Atla öyleyse arabaya. ' Ben şoförün yanına, onlar tarkaya oturdulor. Blrlikte Dlyarbokır'a glttik. Bir mebus, blr vall, blr de ne kadar ufak rütbell olursam olayım ben, II jandarma mölhakı gldlyoruz. Bütün yol boyunca g M C venlik önlemlerl alınmış \an* idarmalar şakır şukur dolaşıyor. Diyarbakır'da Orduevine Indlk. Cünkü o zomanlar DlJandarmada 3 yıl çalışmasaydım sanırım eksik kalırdım. yorbakır'da Orduevl'nden başko oturacak yer yok. Jandarmanın dünyasında halkla daha çok ilişki var. TopOrduevlnde Celal Bayar, lumsal olaylarla alış veriş daha çok. Ordu toplumdan dadayım ve vall blr köşede koha soyut yaşıyor. Savaş sanatını öğrenmeye çalışıyor. nuşuyorlor. Ben kapıdan din. llyorum. Dayım Behcet Bey, Iktisat Vekill Celal Bayar'a . diyor kl: Beyefendi, blllyorsunuz sol yondakiler sana karşı olan Klm gec giderse maci o ka mada kolmok Istedlğlmlzl benefsl Urfa, nefsl Suruc, nefsl zanmış oluyor. llrtirsek hemen temelll |andar lar... Bunun için sen yerden Blrecik Türktür. Blz slze gelsağ yana Cünkü Anadolu'da erken gl ma oluyoruz. Ne derslniz böy kalktıktan sonra doğru güleç bir yüzle bakıp dlk. istiyoruz kl, buralarda den sürülmüş sayılıyor; birl le blrşey yapayım mı? kalkınma için bazı girlşlmler ötekinin ardından teneke calBenim jandarmaya gecmek tutacağın zapta imza atacak adam arayacaksın. Yoksa yapılsın, birşeylerln temell a dırıyor. niyetim yok, ama hem ko mahkemeden mahkemeye sütılsın fabrikolar kurulsun... Gercekte bir Inclr cekirdeği nuşuyoruz, hem bir yoklama rünür, başını dertten kurtaBayar dedi kl: doldurmaz işlerden de çatış yapıyorum. ramazsın. Sizler alışmışsınız ' Siz Behcet Beyefendl ma cıkabiliyor. Albay Zlya: hayt diye bağırıp asarım, keosker kökenlislniz. Bak, şlmdl senl sınava serim, diye iş görmeye... JanAma jandarma komutanı Gercekten dayım Ordu'da Belediye reisiyle geçinmek çekeylm, darmalıkta bunlar sökmez. tanınmış bir kişlydl. Sonra sınav sorusunu sorzorundadır. Neden? Cünkü Bayar sözünü surdürdö: landarmada orduda olduğu du: Bilançonun sonucu Telefon burada emrlniz gibi kazan kaynamıyor. Jon Sen kendlnl Jandarma <Je, slmdl Mareşall arayatım, darmaya para veriliyor. Bu pa Bölük Komutanı say. Bir akBen Diyarbakır'dan Siirt'e bulolım, s'z konuşun; Mare ra aylık hesabından da değil. şam üzeri yorgun argın eve katır kervanıyla gittim. Daha şal Izln versln ben Dlyarba Erln yiyeceğl gram hesabın geldin. Gördün kl, kartn söy önceki deneyimlerimle az cok kır'a da Urfa'ya do blrer fab dan. Nohut, fasulye, plrinc, et, leniyor, dır dır ediyor. Canın pişmiş yetişmiş bir subay sarikanın temellnl atayım. Ge zeytin gibi besin maddelerinin sıkıldı. Gidlp kahvede biraz yıyordum kendiml... lecek yıl sonuna dek fabrika geçerll fiyatlarını saptamak oturayım diye düşündün. BelÜlke sorunlarıyla da Içiçe lar kurulmuş elur. Ama, mü da Belediye'nin elinde. Rayiç kl arkodaşlarınla kâğıt oynar yüzüyüze yaşıyordum. soadeyi alın bakalım, Mareşal ler belediyeden alınıyor. Be sın da açılırsın. Kahveye g»lIzin vermlyor, engelllyor. ledlye reisiyle iyl gecinlrsen din. Yağmur ciselemiş. Kahve başkan fiyatları biraz yük venin tabanı toprak ve kayDikkatl» dinliyorum ben... |andarmanın gan. Sağlı sollu masalar. OrBu konuşmalar bende de sek gösterirse 10Şlşik tepkiler vo düşünceler eline o ay biraz para geçiyor, tcda herkesin yürümesi İçin dar bir yol bırakılmsş. Tavanerler soluk alıyor. yaratıyor. da Isli bir gaz lambası. AraJandarma Komutanı sav nıyorsun. Kaymakam, Mal Mü 1969 yılının eylülünde Mescl Devlet görevlileri cıyla da iyl geçinmek zorun dürü, Posta Müdürü, Savcı di Aksa'da çıkan yangının tep Jandarmaya gectikten son da... Yargıç filan acaba neredeler? kisi olarak Rabat'ta başloyan ra gözlemlerim yoğunlaştı. Silrt'te iken Jandarma Mü Sen ortaya doğru yürürke.n bi İslam Konferansı'na Türkiye'Olkenin yönetiml ve sorunları fettişf Ziya Gökşin adında hoş risi geldl, sana blr omuz vur nin katılması ve muesseseleş konusunda bazı düğümlerl bir albay gelmiştl. Bölgeyi du, toprak zaten kaygan ol tirilen bu Kuruluş'ta aktif bir görebiliyordum. O günlerln denetlemeye çıkmıştı. Bana duğundan sırtüstü düştün... rol oynaması, Ortadoğu ile ilgi Türkiye'sinde bütün II ve il dedl ki: li politikamızın gelişmesinde Ne yaparsın? celerde kendine özgü geçlmson derece yararlı olmuştur. Cemal, blr «üvarl takırm Ben duraksamasız: sizlikler oluşurdu. Kaymakam al blrlikte denetime cıkalım. Alırım herifl ayoğımın SİRMEN Sayın Çağlalarla (andarma komutanları bir altına ezerim. türlü geçinemezlerdl. Çatışma yangll, ana clzgilerlnl bellrtBir soru ve bir yamt büyuyünce o telgraf ceker, bu Albay. tiğlnlz bu politikanm uygulan telgraf ceker yukarıya... SoVazgec, dedi, sinavda masıntkm elde edilen sonuç Giderken konuşuyoruz. nunda denetcüer gelir ve iklcaktın, londormolık yopcmaz lar nedir slzce? Dedim kl: sinin de yerl değlştirilecek di Albayım, arkadaşlar ba sın sen.., Neden? diy9 sorarCOK YÖNLÜ D)Ş ye kararlar cıkar. na landarmada kal dlyorlar. san yanıtlamaya çaiışayım. POLİTİKA Ama, hangisl önceden gl Bu üç yıllık geclcl görev »ıra Adam sol yandan kalkıp sasımta blr dilekee verip landar na bllerek çarptı. Demek kl, decek? CAĞLAYANGİL Yenl hükümetin çok yönlü dışa açık bir politika izlemek istediğini anlatmıştım. Blokçu bir siyaseti günün şartlarına uygun bulmuyorduk. Uluslararası yükümlülüklerimizin dışındakl alanlarda, tek hedefimiz mllll yararlarımızdı, MADANOCLU' NUN ANILARI > Siirt'te görev... Seyyar Jandarma Taburunu buldum. Arkadaşlar hoşgeldin, dediier. Ben tokım komutanıyım 0ma o yıl yüzbaşı olocağım. Bizlm birlikte bir Cemal daha var. Saçlan dökülmüş, göbek lenmiş, yaşlı gösterıyor. yarbay rütbesi taksam kimse yadırgamaz; buna karşın ben ondan iki yıl kıdemliyim. Erler ikimizi ovırtetmek İçin bono «Gücçük Cemal» diyorlar; ona «Goca CemaU diyorlor. Goan Cemal dedl ki: Abl sen ael benlm bölüflü teslim al. Ben olan bitenlerl pek anlıyarnıyorum; ama, gordüğüm şu: Jandarmolığı Kimss benimsemiş değil, hafıfe alıyoruz, çoğunlukla prafa cynuyoruz. Kimsenin eğitime me^ ğitime çıktığı yok. Bir ay kadar böyleco geçti... Tabur Komutonı işltmlş, bana dedi ki: Bu yıl yüzbaşı okıcağtnı neden söylemiyorsun? Senl tabur emir subayı yaptım. Zaten eski tobur emır subayı iandarmadaki süreslnl doldurmuş, Sürt'teki Alnya atanmış. Arada bir onbaşılık sınavı geliyor. Her bölükten beşer kişi onbaşı olacak, Oysa blzim arkadaşlar prafa oynuyorlar, Oyunun tatlı yerind» bölüğün yazıoısı geliyor. durumu bildiriyor. Bizimkiler prafa oynarken, soruyorlar: Hımmm, hangi erler lylî Rasgele adların yanına Işaret konuyor. Eğitim eksik olduğu için sınavlar da gösterrnelik oluyor; yazıoıların seçtiğl adamlara geçer notu veriliyor. Iktisat Vekili Bayar, yatırım isteyen dayıma "Telefon burada hemen Mareşal'ı arıyalım siz konuşun,, dedi Bayar: Mareşal izin versin, Urfa ve Diyarbakır'a birer fabrika kurdurayım H Diyarbakır'dan Siirt'e gitmek için bir katır kervanına katıldım. Bismil'e doğru bir sudan geçmek gerekti. Kervandaki kılavuzlar çrrılçıplak soyundular. Katırların 2 yanında yer aldılar. Suyu böyle geçtik. Ama, landarmada üç yıl çalışmasaydım, sanırım eksik kalırdım. Jandarmanın dünyasında halkla dalıa çok İlişki var. Toplumsal olaylarla alışveriş daha çok... ilçe nedir, köy nedlr, II nedir, jandarmada öğrenlllyor. Ordu foplumdan daha soyut yaşıyor, kışlasında sovoş sanatını öğrenmeye cahşıyor. Siirt'e giderken kendime gü venim de artık daha çoktu. Nasıl gideceğim? Kervanla... Bir katır kervanına katıldım. Subay olduğum İçin bana eğerll bir at verdiler. Bir yargıcla. bir de doktor var kervanda, Siirt'e gidiyorlar, eşlerı de yanlarında... Yolda doktor şakalaşıyor: Yahu bu kervandaki hayvanların hanglsi at, hangisl katır? Ben gösteriyorum: İşte şu katır, Işte şu at... Yolda bir konak yerine vordık. Ben önden gidiyorum, subay olduğumu görünce bana bir oda verdiler, süpürdüler odoyı, bir toz kolktı, bir türlü inmedi. Arkadan kervan ulaştı. Onların hepsi bir arada yataocklar. Doktorla yargıcın işlerine gelmedi bu durum. Benim odoyı bastılar. Odayı çarşafla üçe, bölüp yattık, uyuduk. Sabah yine yola çıktık. Bismil'e doğru bir sudan geçmek gerekiyor. Nasıl geçileçek sudan? Hayvanları kendl haline bırakacaksın, onlar yavaş yavaş, güdüleriyle suyu geçiyorlar. Kervandaki yerli kılavuzlar cırılçıplak soyundular. Don mon yok. Katırların iki yanındo kadınları koruyarak sudan geçiyorlar. Kervanbaşı öğütlüyor. Suya bakmayın başınız döner. Karşıya bakacaksınız. Ovaya bakacaksınız. Bozan yolcuların ayakları ıslanıyor. Kervan... Kış bastırmıştı. Diyarbakır'dan Siirt'e yazın kamyonia gidilebiliyor. Kışın yollor kar altında don yapıyor, güneş çıkınca yol camurlaşıyor, araba saplanıyor. YARIN: Jandarma ve Kaymakam CAĞLAYANGİL anlaüyor ALI SİRMEN POLİTİKA VE Mehmed KEMAL imza Günleri Başka arkadaşlar seve seve ml gldiyorlar bllmiyorum, ben imza günlerini hiç sevmlyorum. İmzacı görücüye çıkan kıza benziyor. Okur, elinde kltapla karşıma dikilince, lnan olsun, elim ayağım dolaşıyor, ne yazacağımı şaşırıyorum, kalera, kitap elımden düşer gibi oluyor. Hele o, «Adınız lütfen, adınızı rica edecegim!...» sorusu var ya, sorarken dilim şişer gibi oluyor. Tevfik Fikret'in, «Size ey bHmedigim, Körmedlgim kariler!..» dizesl var ya, dudaklarımdan dökülürken gözlerim yaşarıyor. Bugünlerde birbirimizi hiç görmesek, hiç karşılaşmasak daha 1yi... Okurların bir kltap alırken, öteki kitapta gözlerinin, gönüllennin kalması... Okurların verdiklerl paraların tümünün biz yazarlarm cebine girdigini sanması... Dayanüır gibi değil!... Bilmem nasıl anlatmalı? Gözüm Hilmi Yavuz'u tuttuğu için ona yakındım. «Agabey, tizülme, boş ver.» dedl. «Bu vesile oluyor, birbirimiari görüyoruz.» Blr teselli. Ekonomi profesörü olan blr dostum geldi. İmza günüm olâuğunu bllmiyormuş, kitap alacakmış... özlem giderdik, görüşmüş olduk. «Hangl ş»r kitaplan çıktı? Hepsinden birer tane verin!..» fledl. Çoğu gençlerln, ödül kazanmış şlir kltaplarını önüne serdiler. Hepslnden blrer tane aldı. Bana döndü: «Geçende genç bir şairden söx ediyordun, adı neydi? «Işık Yavuz.» «Onun kitabmdan da verdlnlı mi?» «Verdlk.» dedi kltapçL Sorma sırası bana gelmiştl. Bkonomi profesörü arkadaşa sordum: «Hayrola, bu şiir merakı da nerden?> «Billrsin, ben şilrl esklden berl severim.» «Seversin de hepslni birden toparlaman?» Güldü, «boş ver> glbllerden ellnl sailadı: «Bugünlerde ne varsa şllrlerde var. Blz ekonomlstlerde 1? kalmadı. Durmadan cehaleti ve yalanı okutuyoruz. Ellmizden başka bir şey gelmiyor. Bakalım şairler ne anlatıyorlar, nasü anlatıyorlar, ona bakacagım. Bilirsin ben ekonomide teorisyenim. Tıllardır türlü teorileri okutur, anlatmm. Biitün teoriler gibi, ekonomi de somuttan soyuta dogru uzanır. Sözün, somuttan soyuta dogru en güçlü söylenişi şilrde vardır. Buniarı okuyarak dinleneyim, bir sonuca varayım istiyorum. Bakalım şairler ne diyorlar? Düşünmeye başladım. Otuz yılı aşkm bir süredir, demokraslyi nasıl kuracağız diye didinir dururuz. Otuz yıldır hukuk alanında tartışmalarla ömür tükettik. Basm özgürlüğü, hakim teminatı, ispat hakkı, sendikalar, sendika özgürlüğü, grev, lokavt, toplantı özgürlüğü... falan filan... Buniarı tüketir gibi olduğumuzda ekonomik tartışmalar gündeme girdl. Ekonomiye yaygın halk kitlelerlnin katılması, pay alması, denetlemesl, sömürü, sömürüden kurtulma, ekonomik bağımsızlık... Gene falan fllan... Bulunduğumuz noktalara kadar geldlk. Hukuk sorunlarını tartışabillyorduk, tartışamıyorduk, hepsi gerilerde kaldı. Şimdi toplumun gözü açıldı, sanınm ekonomiyi tartışmak istiyor, Biraz ağzmı açar glbl olursa: «Yooo, fazla konuşma... Serbest plyasa ekonomlsl böyle olur...> diyorlar. Çok şeyleri, çok gerlden izledik blliyorum da, Adam Smith'ln, «Ulusların Zenginliği» kitabını da yenl mi elimize alıyoruz? Söz siirden açılmışken bizlm Dlvan şilrlnln biraz sosyetik, biraz aristokratik olduğunu bellrleyelim. Bir Divan şalrl o günleri mi anlatmış. bugünleri mi dtişünmüş, şöyle dlyesl: Venı1 es'an terâzulara vaz' etmlşler Tartüır şimdl dükkânlarda mukaffayı sflhan Yanl efendim. şiir alır, şitr satarız, çok şeyl de aklımız ermlyorsa şllrle çözümleriz. Dış polltikamızı yönlendlrmek için hükümet programıyla tesbit ettiğimlz llkelore uygun. bu uygulamaya koyulduk. Bu yolda atılan adımlar kısa zo' manda Uluslararası llişkilere görülür bir canlılık getirdi. Evvelce yılda bir veya ikiye inhlsar eden yüksek seviyell ziyaretler, birden bire sıklaştı. Doğudan, Batı'dan Uzak Şark'tan, Orta Doğu'dan yurdumuza pek çok ziyaretler yapıldı. Bu alışıl mamış canlılık muhalefet saflarında ve basının bir bölümünde çeşitli yorumlara bile sebep oldu. Uzun süren dışışlerl bakanlığım devrinde her ziyaretim gerekçesi ne kadar önemll veya zaruri olursa oU sun türlü eleştirilerle karşılaşmıştır. İktidar değiştikçe, onlarrn dışişleri bakanlarının diyar diyor dolaşmasına kimse sesini çıkarmazdı. Halbuki, zamanımızda dış politika ve harlci temaslar yalnızca büyükelçilerle yürütülür olmaktan çıkmıştı. Şahsi temasların, bu şekilde kurulan dostlukların devlet ilişkilerinde büyük önemi görülüyor. Karşılıklı resmi ziyaretler sırasında, ekonomik, kültürel lliş kilerimizi llgllendiren anlaşmalar imzalıyorduk. Orta Doğu ıle Batı arasındakl translt yollarını açtık. Ülkemizi ziyaret eden resmi şahsiyetlerle, günün önemll politik konumlannı görüşüyor, onların düşüncelerini en yetkill ağızlardan dinliyor, bizim göruşlerlmizi açıklıyorduk. Bu istişarelerin, kendi dış politikamızın uygulanmasında büyük öneml ve yararı görülmüştür. Iran, Pakistan, Afganistan Irak gibi yakın ulkelerin aralarındakl meseleler uzerinde geniş bilgi sahibi oluyor, zamon zaman da anlaşmazlıkların çözümüne yardımcı oluyorduk. Ortadoğu ülkelerinin hepsiyle, kültur ve din bağlanmız vardı. Laiktiğin yanlış yo. Blokçu bir dış siyaseti günün şartlarına uygun bulmuyorduk rumu yüzünden şiddetle karşı çıkılmasına rağmen, İslam Kon feransı'na katıldık. Hatta bu kuruluşun üyesl olmadıgımız halde, İslam konferanslarından birinin yurdumuzda toplanmasını başardık. Ortadoğu ülkelerine karşı tarafsız olmayı, on ların kendi aralarındaki meselelerde taraf tutmamak manası na aldık. Türkiye'nin Doğu'da da Batı1 da da toprakları vardır. Boğaziçi Köprüsü sadece iki kttayı değil, İki ayrı kültürü de birbirine bağlayan bağdır. Turkiye. Doğu'yu Batı'ya, Batı'yı Doğu'ya anlatmanın ve yakınlaştırmanın en uygun aracı olabilir ve olmalıdır da. Dış politikamız da bu anlayışa yer verdik. Bu şekilde yapılaoak çalışmaların her zaman verimli sonuçlar vereceğine inanırız. İSTİKRAR SAĞLANMIŞTI 1965 yılından 197tyılına ka dar aralıksız devam eden hükümetler yurt içinde de Istikrar sağlamıştı. Şartlar ne olursa olsun, dış politikada her zaman geçerliliğinl koruyan bir gerçek vardır. Yurt İçinde Istikrar ve başta güclö bir hükümet bulunuyorsa, o ülkenin dış politikası da Itibarlı ve kuv vetli olur. önemll ulketerde gorev yapan büyükelçilerimizi sık sık ya Ankara'ya cağırır, ya birbirine yakın bir bölgede toplar, bizi ilgilendiren dış politika konulan üzerinde görüşmeler yapardık. Gene böyle blr toplantıda, tecrübell bir buyükelcimlz şöyle konusmuştu: «Blr ülkede po Htik ve ekonomlk istlkrar saglonamazsa, o devlstin cefirlerl Taleyran<j kadar yetenekll olsalar bile boşarı kazanamazlar. lc politikası perişan, ekonomisl güçden yoksun devletlerin sefirlerlne kimse önem vermiyor.f Türkfye'nln Doğu ve Batı ve bütün uluslararası llişkilerinde ülke savunması ve yurt ekonomisi alanlarında dış politika mızı hangi hedefler doğrultusunda kullandığımızı bu konularla llglll uygulamamız sırasın da ayrıntılarıyle açıklamaya çalıştım. Siz bana diplomatik calışmalardan nasıl bir sonuo elde ettiğimizi soruyorsunuz. Türk dış politikaları, dış poelzoe Türk dış potitikc81nın bugün karşı karşıya bulunduğu sorunlar nelerdir? CAĞLAYANGİL Türkiye'nin bugünkü dış politika meseleler! nelerdir sorusunun iki türlü cevabı vardır. Siz acaba günümüzde ele alınan dış politika meselelerl ve bunların çözülmesi için seçilen yollar üzerindekl görüşlerimimi öğrenmek istiyorsunuz? Yoksa Türkiye'nin bugun karşı karşıya bulunduğu dış politika meselelerinde hangilerine önem verilmesi ve bunların bir nihai gaye istikametinde cözül mesi gerektiği hakkındaki düşünceleriml açıklamamı mı Istl yorsunuz? Cevabınızı bekleme den söylemek Isterim kl. sorunuzu birinci manada anlarsak, üzerinde konuşulacak fazla blr Uyguladığımız çok yönlü dış politika sonucu evvelce yılda bir veya ikiye inhisar eden uluslararası yüksek seviyeli ziyaretler aniden sıklaştı. Laikliğin yanlış yonunu yüzünden şiddetle karşı çıkümasına rağmen İslam Konferansı'na da katıldık. çıkloyablllrler. Alternatlflerln doğrusu eğrlsl ayıklanablllr. Belki de yararlı blr konsensüs' ortova çıkar. Ben sorunuzu bu anlayış içinde aydınlatmaya çalışacağım. Önemli ülkelerde görev yapan büyükelçilerimizle sık sık toplantılar yapardık. Bunlardan birinde tecrübeli bir büyükelçimiz sunlan söyledi: Bir ülkede politik ve ekonomik istikrar sağlanamazsa, o devletin sefirleri Taleyrand kadar yetenekli olsalar bile başarıh olamazlar. DÜNYA'NIN POLİTİK KONJONKTÜRÜ Türkiye'nin dış politika meseielerine topluca bakabllmek için bana göre evvela dünyanın politik konjektürüne gözatmak gerekecektir. Esasen. hicbir ülke dünyanın uluslararası meseleleri içindekl rolünü ve yerinl coğrafyasının zorunlu kıldığı şartları maruz bulunduğu tehlike'er karşısındakl öz savunma gücünü layıkıyla değerlendirmeden kendi dış po litikasına yön vermemelidir. Bu görüşe uyarsak. uluslararası genel durum üzerinde durmak gerekeoektir. Bakışlarımızı biraz geriye uzatmakta yararvar. 2. DÜNYA HARBİ SONRASI İkinci Dünya Harbi blttikten sonra herkes sanıyor ki, bu büyük faciadan insanlığın ağzı yeterince yanmıştır. Cünkü bu savaş gercekten o güne kadar hiç yaşanmamış hatta yoşanabileceği hayal edilmemiş blr cehennem yaratmıştır. 21 devlet savaşa doğrudan doğruya katılmıştır. Ülkeler, şe hirier, tarihler yanmış yıkılmtş viraneye dönmüştü. Yaklaşık 38 milyon insan yok olmuştu. En büyük kaybı 17 milyonla Ruslar vermişlerdl. Politik nedenlerle yahut ırkçılık bahanesiyle sürgüne yollananların 5 milyon 700 bini ölmüştü. Polanya'nın 5 milyona yokm Almanya'nın 15 milyon Civannda insanı yok olmuştu. Yugoslavya ve Cin 1 milyondan fazla kayıp verenler arasındaydılar. litlkası Ile llglll meselelerl nasıl bulduğumuzu, bu sorunlara hangi açıdan yaklaştığımızı, nasıl çözmeve çalıştığımızı da belirttim. Olayları dile getirirken, kendimizi üçüncu şahıs yerine koyarak hatta kendi hakkımızı yemeyl göze olarak mümkün olduğu ölcüde objektif kalmaya çalıştım. Değerlen dirmeyi artık rahatlıkla okurlarımıza bırakabileceğimizl sanıyorum. ^ SİRMEN M Efendim, şey bulamayız. Cünkü, o konuy la ilgiligörüşlerya tereddüt, ya tenkit yada tasvip ifade edecektir. Bugünkü ortamda böyle bir tartışmaya girmekte yarar görmem. Ama, Türkiye'nin bugün karşı karşıya bulunduğu önemli dış politika meselsleri neler olmalıdır. Bu konularla llgili bir siyasetin ilkeleri ve doğrultusu nasıl belirlenlenmelidir sorusu pekala incelenebilir. Bu mesleklerde bilgisl llgisl olonlar görüşlerinl a YARIN: Sonuç.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear