25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 8 4 AKALIK 1982 Kadınların koyduğu tabular anasoylıı klanların olusmasında rol oynadı Soy çizgisi kadına göre belirleniyordu 2însan ya da yararlı hayvanların oldürülmesine engel olmak, bitki tohumlannin korunmasını sağlamak ve birçok toplumsal kuralın işlerliğini korumak, tari hın ilk kurumlan olan totemcilik ve tabularla mümkün olmuştur. Totemciliğin izlerine dünyanın her yanın da rastlanmaktadır. îlk gez ginlerin, yerleşme bölgelerine ilk gelenlerin ve insanbilimcilerin verdiği sayısız bil giler, totemci uygulama ve îlkelerin Avustralya'dan Af rika'ya, Amerika'dan Asya'ya ve bütün Okyanusya'ya dek uzandığını, dünyanın bütün Hkel bölgelerinde yay gin olduğunu ve varlığını koruduğunu göstermektedir. Bazı bölgelerde totemciliğin bütünüyle korunduğu, bazı bölgelerdeyse yokolma evreleri yaşadığı görülmüştür. Reed'in sözleriyle, «Uygar Avrupa'da yaşayanlar, totemci geçmişlerini öylesine tümüyle örtbas etmişlerdir ki, totemciliğin daha önce evrensel olduğu üzerine en küçük bir düşünce bile yok tur zihinlerinde. Ama gene de, ailelerin ve uluslarm taşıdığı kuş ve hayvan resimlerinden oluşan armalar, totemci geçmişlerinin bir anısı olarak korunmaktadır.» Bunların en güzel örneği, Amerikan kartalı ve îngiltere'nin gülüdür, erkekler, özellikle ilkel topluluklarda bugün de ayn kümeler oluşturmakta, bugün de savaşçı özellikleriyle belirlenmektedirler, Yazıyı hazırlayanın yakın bir geçmişte Belçika Kongosu'nda çektiği resimler, erkeklerin av gereclerini erkekliklerinin simgesi olarak kabul et tiklerinın güzel bir orneğini oluşturmaktadır. Ancak ayn kümeler oluşturmanm in sanlığın evriminde ileri bir adım sayılamayacağı açıktır. însamn toplumsal ve iktisadi yaşamı için gerekli olan şey, her şeyden önce biribiriyle ve kadınlarla işbirliği etme yeteneğine sahip bir insan kar deşliğini yaratmak ohnuştur. îşte yamyamlığı. cinsel ilişkileri ve giderek iktisadi koşulları düzenleyen tabu, yasak ya da kısıtlamalar, ör gütlenme yetisini yapılannda taşıyan kaduılann öncülüğünde ilk toplumsal birliğin yani anasoylu klanlann yaratıhnasmda rol oynadılar. E 1 4444 J J 2 Ü F EKMEKÇİ Mustafa d Anasoylu klan Baba ailesi diye anılan ve ana. baba ve çocuklann bir arada yaşadığı, erkeğin üstün ve koruyucu niteliklen nedeniyle ataerkil olan ailenin Ademle Havva'dan beri varolageldiğini öne sürenlere, Reed'den önce pek çok ünlü insanbilimci yanıt ver miş bulunuyor. örnegin Bac hofen, 1861 yılmda şu açıkla mayı yapmışti: «... Toprak, ana Bereket Tannçası Demeter'in ölümlü imgesi olan kadın rahmi. tüm öteki kadınlann çocuklarına kardeşler verecekti; babasoylu aile dizg'esinin gelişmesi, kitlelerin özelliklerini korumuş birliğini ortadan kaldırıp bir bölünme ilkesi ortaya attığı güne dek, dünyada yalnız kardeşler bulunacaktı...» Lewis Morgan da, insanbilimcilerin bugün genel likle «toplumsal akrabalık» diye andıklan sınıflayıcı ak rabalık dizgesinin varlığını ortaya çıkarmıştır. Bu dizgeye göre, topluluğun bütün üyeleri cins ve yaşlanna gö re kişilerin uğraşlarmı ve toplumsal işlevlerini de belir leyen kümelere aynlmıştır. Öpücük Azık Olur mu ? 1960'h yıllarda, îsmet Paşa Başbakan. Yuksek Planlama Kurulu'na Başlcanlık ettiği sırada bir gün Keban projesi görüşulmekte. O zamanın plancılan, Osman Nuri Torun, Attila Karaosmanoğlu, Necad Erder Başbakanm çevresinde oturuyorlar. Blrl Keban pro;9Si ile ilgili bilgi voriyor. Ne kadar güçte elektrigin tellerden geçeceğini, bu elektrik akımından ne kadar fabrikanm çalışacağını anlatıyor. Bu cereyan öyle güçlü ki, dokunanı yakar, kül eder... îsmet Paşa dinler, dinler; birden konuşamn sözünü keser: Peki, bu elektrik yuklü tellere konan serçeler ne olacak? Büyük bir sessizlik olur, bir an herkes durur. Sonra birden makaralan koyuverirler. Diyelim, İsmail Gülgeç'in serçesi konmuş! Abooov... îsmet Paşa'nın sorusunda, sıcak bir sevgt yatar. Telgraf telleri, güzel şeyleri bildirmek için yaşar belleğimizde. Türkülerde vardır: 'Telgrahn tellerine kuşlar mı honar / İnsan sevdiğine böyle mi yanar?» Erzurum'dan bir türkü de şöyle: 'Erzurumdan kalh da gel / lavoo (delikanlı) lee Lavoo lavoo / Sular gibi ak da gel / Dağlar oyy dumandır lavoo I Eğer yolu bilmezsen le lavoo lavoo / Telgrafa bah da gel / Dağlar oyy dumandır lavoo...* Bulu'jmak îçin kız. oğlana telgraf direklerine bakmayı sahk veriyor. «Direfelere baka baka gel, yolu bulursun» diyor. Halk ozanlan, aşklanm anlatırken yıirdun coğrafyasım da anlatmazlar mı? «Su yolların sızığı / Kız ne bilir yazığı / Eğil eğil bir öpem I O da bir yol azığı.» Öpücük azık, yani yolluk olur mu? Neden olmasm? îsmet Paşa'nın konser dinlediği bîr sıra, bir akşam, bir genç kız geldi: Paşam! dedi, izin verirseniz slzi opeceğim! Paşa'nın izin vermesine kalmadan, sanlıp yanaklanndan şappadak öptü. Paşa'nm yanında Mevhibe hanım da oturmakta! Paşa kıpkırmızı kesildi, aşağı yukan şöyle dedi: Bu yaşa geldikten sonra adamı, Öperler de öperler artıkl Yollarda gördüğüm Insanlann suratlan neden asık? Çoğu burnundan soluyor gibi geliyor. Burunlanndan solumalan, Ankara'nra hava kirliliğinden mi? Başka sıkmtılan mı var? Tanıdığım yıllarda, Ankara böyle mlydl? 1951 de askerliğimi yaptım. Pml pınldı gökyüzu. Püfür püfür eserdi rüzgan. Çatılarda kiremitler uçardı rüzgardan. Bir Ankara Notlan'nda sözünü ettiğim Özcan Ensari anlattı, o Ankara'h. Ankara'daki hava kirliliğinln başhca nedeni. bir mimar tanıdığım söyledi, yuksek yapılarmış. Rüzgar, bu beton duvarları aşıp akamıyormuş kl. havayı temizlesin. Rüzgarcık ne yapacağını şaşınyormuş. Ankara'nın belli başlı rüzgar akımım sağlayacaic birkaç bölgesi varmış. Örnegin Kavaklıdere. îsmet Paşa'nm Pembe Köşkü'nün çevresine kondurulan dev yapılar. rüzgar mı geçirir aşağıya? Çocuklar. uçurtma uçurmasmı da unuttular... Kavaklıdere'de eskiden kavaklar varmış, yine de tek tük var. Eski Halkevinin bulunduğu yerde de kavaklar vardı. Yapraklan rüzgarda sallanmayan yerde kavak mı yetişir? Uzmanlar Ankara'da hava akımım hızlandırmak için, iki tepenin arasım açmayı bile düşünmüşler zamanında... Yalnız rüzgar m ı ' Ankara'da çok kimse güneşîn batısmı bile seyredemiyor. Çocuklara: Hiç, evinizin penceresinden gurubu seyrettiniz mi? diye sorun bakalım. ne karşıhk verecekler? Ozanlar. bir verlerden rüzerariannın çalındığını bilmeyecekler mi? Gurubu nasıl çizecek bir ressam? 47 yıl önce, 'Ankara şehrinin ptonteçtırmo programı, $ehrin her kısmımn ve halkımızm ihtiyaçları gözönünde tutularak hazırlanmıştır» diyen. Ankara'nın planını yapan Prof. Jansen. bugünkü Ankara'yı sörse. hava kirliliğine davanamaz, hemen ülkesine dönerdi... Hava kirliliği bir yana, insanlann mutluluğu. yüzlerinin gülmesi önemli: ben bunu sanatçı'ann, yazarlann sağlayacagmı düsünürüm. Kir pas icinde de insanlar biribirlerini sevebiiirler. Bunu. sanatcılar, yazarlar gün vüzüne cıkarırlar. Oniar 8zgrürlügü bunun için ararlar. Bugünlerde Fransız yazan Albet Camus'yu okuyorum; «Denemeîer»inde söyie diyor: «Sonatçı, tarifl gereği, bugun tarihi yapanlann emrtne giremez; tersine, ona katılanların buyruğundadır. Yoksa tek başına ve sanatınm uzağında kaIır...» Camus. «yazann kendini haklı ve eanlı bir top luluk içinde duyabüeceğini» söylüyor. Şöyle sürdürüyor: 'Bu da, yazann elinden geldiği kadar, sanattnın büyüklüğünü yapan $u iki görevi yüklenmesiyle olur: Cerçeği ve özgürlüğü. Sanatçınm i$i en böyüfe sayida insanı toplamak olduğu için, yalanto ve kölelikle uzlaşamaz. çünkü, yalan da hölelik de bulunduğu yerde yalmzhklan çoğaltırlar. Tefe tek olarak sakatlıklarımız ne olursa olsun, soylu yazarlıh sanatı, korunması aüç olan şu tki göreve bağlı kalacaktır Bile bile yalan sövlememek ve Insanın insanı ezmesine karşı koymak.» (Albert Camus, •Denemeler*. Çevirenlers S. Eyüboğlu, V. GünyoV. L YAVRUSU SIRTINDA Günümüz ilkel topluluklannda bile yavrusunu sırtındaki bir torbaya bağlamamış tek bir ana görmek olasıdeğildir. Kadın yavrusunu belki de yalnızca yatma durumuna geçtiğinde sırtından çözmektedir... ilişkileri düzene koymuş, da ha doğru bir deyişle, erkeklerin kadınlara belli dönem lerde yaklaşmalannı yasakla mış oluyorlardı. Evelyn Reed'in anlattıkları, gözümüzün önünde belki de yalnız kadın ve çocuklar dan oluşan bir yerleşik top luluk ve bu insanlann arası na arada bir karışan sonra gene kesici gereclerini omuzuna vurup avlanmaya giden erkekleri canlandınyor. Kadın ve çocuklar bir ya da birkaç barınak içinde ya tıp kalkmakta, çeşitli otlar, ağaçlardan meyvalar toplamakta, topraktan kök bitkileri cıkarmakta, yakm çevreyi bu amaçlarla dolaştıktan sonra yuvasına dönmek te, bulduklarını ya da artan yiyeceğini ortaya döküp öteki kadınlarınkine katmak ta belki onlarla bir iki laf edip yatmaktadır. Peki bu arada çocuğuna ya da daha ilkel bir deyişle yavrusuna kim bakmaktadır? Günümüz ilkel topluluklannda bile, yavrusu sırtındaki bir torba ya bağlanmamış tek bir ana görmek olası değildir. Kadın. yavrusunu belki de yalnızca yatma durumuna geçtiğinde sırtından çözer. Ancak çizdiğimiz şu tablo pek küçüktür. Ya da belki insanhgın ilk küçük resmidir. însanoğlunun geçirdi ğı evreler, onu bugüne getiren evrim, daha yeni başlamıştır. Aletlerin yapılması, üretimin, işbölümünün gerçekleşmesi, insan kumelerinin işlevlerine göre akrabalık smıflanna ayrılmalan ve bugün bile uyguladığımız bazı tabularla uygarlığa yön vermeleri için binlerce yü gerekecektir. Ancak ^ Nesneye bağlamş Bir klanın, bir insan top lulugunun ya da tek bir kişinin aynı atadan geldiğine inandığı bir hayvana. bir bitkiye, bir nesneye y» da bir doğa olayına gizemsel, büyusel ve akrabasal duyguiarla bağlamşı» olarak tanımlanan totem, Reed'e göre, «sonuç olarak her zaman Jçin bir tabudur». însanlar, iki avrı cinsi temsil eden cinslik totemleriyle cinsel (5O VLoncE ı 4 ARALIK 1932 # Altın ve gümüş madenleri aranıyor Kağızman ve Aras havalisinde pek zengin bir altm madeni bulunduğu yazılmıştı. Bu haberden sonra bazı müteşebbis heyet ve gruplar m«nleketimizin muhtelif yerlerinde taharriyata başlamışlardır. Alâkaâarlann söylediğine göre Anadolu'nun bir çok yerlerinde çok zengin gümüş madeni de mevcut bulunmakta ve bunlar ser mayesizlik yüzünden işletilememektedir. Verilen bir haberp göre sermayedar bir grup bu madenleri işletmek üzere teşebbüsata girişmektedir. san'atkârlarmdan Fransız sinema âle minin mühim şahsiyetlerindendir. ^ ,. Rene Clair'in bu filml yapmaktan maksadı seyircilere bir san'at eseri göstermek olmakla beraber ayni zamanda da hürriyetin insanlar için ne baha biçilmez bir şey olduğunu anlatmaktır. Raymond Cordy, Henri Marchand, Paul Olivier, Rolla Prance deruhde et tikleri rolleri çok iyl oynuyorlar. tfts YÛKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU İSTANBUL BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE MEMUR ALINACAKTIR 1. Bölge Müdürlüğümüz ve bağlı Yurtlannın memur ihtiyacmı karşılamak üzere aşağıda gösterilen kadrolara belirtilen nilelik ve şartları taşıyan personel smavla almacaktır. Smıfı G.I.H. Ünvam Memur Kadro Adedi Derecesl Öğrenim Durumu Çqünür> tfanlan) # Şeker Osman Kıymetli arkadaşımız Yusuf Ziya Bey'in son ve en güzel eseri olan «Şeker Osman» yarın intişar ediyor. şeker Osman güldüren bir adamın ağlayışıdır. Hafif kıvrak, neşeli üslubuy la olduğu kadar içli şiirleriyle de bütün karilerimizin tanıdığı ve sevdiği Yusuf Ziya Beyin bu küçük eserinl kitapçılardan isteyiniz. 96 arası 25 4 Yıllık Fakül(10 Bn.) te ve Yuk(15 Er.) sek Okul mezunu olmak (Spor Akademisî mezunlan dahil) Soy çîzgisinin kadım izlediği, mirasnı kadın ve onun erkek kardeşlerinden evlat ve yegenlere geçtiği anaerkil düzen bîr milyon yıl sürmüştü. Baba ailesınden önce gelen anasoylu klanın, birbirine kardeş ve çocuğu hangi bire yin doğurduğuna bakılmaksızin topluluktaki bütün çocuklara ana olan kadınların kollektifliği temeli üzerine kurulduğu görülmektedir. Avustralya yerlilerinin kendilerini bir toplumsal birim olarak betimlemede kullandıklan kavramlar bu olguyu doğurmaktadır: Erkekler, içinde bulunduklan topluluğu bir erkek kardeşler birli ği, kadınlarsa analar birliği olarak görürler. Anasoylu klanın yapısı, cinslere ve yaş kategorilerine göre bölümlere ayrılmıştır. Sınıflayıcı dizgede. cins bölümlerine ilk Morgan tarafından kullanıldığı üzere «dişi ve erkek sınıflar» denmektedir. Kız ve erkek kardeşler aynı alan ya da topluluk içinde bir arada yaşamalarına karşın, ayn bölüm lerde oturuyorlardı. Kadmlarla köçük çocuklar dişi bö lümünde, yetişkin erkeklerse erkek bölümünde yiyip içiyor ve yatıp kalkıyorlardı. Ablalar tanneler) küçük kızkardeşlerden fdişi çocuk lardan) sorumluvdular, onlan eğitir, gelecekteki uğraş larına hazırlarlardi; öte yan d a ağabeyler (annelerin erkek kardeşleri) erkek kardeslerin yani tüm erkek ço cnklann öğretmeni ve velisiydiler. Bütün dişileri anne. erkek leriyse kardeş adı altında bir araya toplayan bu dizge, kadmla erkeği ayırsa da, uygar toplumlarm karsı kar Şiya bulunduklan kötülüklerden uzak bir yaşantı res mi çiziyor însanlann birbirleriyle olan ilişkilerinin valnızca kadına göre saptandıftı. soy çizgisinin kadını izlediği. kandaşhklann kadına göre belirlendiği. daha îleri evrelerdevse mirasm kadın ve onun erkek kardeşinden evlat ve yegenlere geçtiği bir dizgedir bu. Ve yalnız Reed'in deftil. başka insan bıhmcılerin saptamalanna gore de bir milyon yıl yaşamıştır. '# Sinemalar: ««Hürriyete Can Feda!..» Rejisör Rene Clair ya «Paris dam lan altında» gibi hissi, yahut ta «Milyon peşinde» gibi fantazi eserler vücuda getirir. Işte «Hürriyete can feda!» da Rane Clair'in fantazilerinden biri, hayali bir eseridlr. Rene bu eserinde vak'ayı şu veya bu kuvvetll artist, meşhur bir yıldız etrafında cereyan ettirmek istememiş, tesirl asıl ese rin kendisinden beklemiştir. Maamafih Raymond Cordy ve Henri Marchand, Rolla France, Paul Olivier ki bunlar «Hürriyete can feda!»mn baş • Zayi îcra dairesinden almakta olduğum nafakamm mührünü düşürdüm. Yenisini çıkaracağımdan hükmü yoKtur. Yenikapı Hisardibinde 28 No hanede Münevver. Bayındırlik Bakanbğı KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜCÜNDEN Teşkilatımız Mersin S. Bölge, Elazığ 8. Bölge Van 11. Bölge, Bursa 14. Bölge ve Kastamonu 15. Bölge Sivas 16. Bölge Müdürlükleri'nde çahştırılmak üzere 3 dereceli kadrolara mülakatla en az 0 yıl kamu sektöründe geçmîş hizmeü bulunan doktor alınacaktır. 657 sayıh Devlet Memurlan Kanunu'nda yazılı şartları taşıması gereken adaylar, aynı kanunla verilmiş bulunan haklardan yararlanacaklardır. Mülakat Genel Müdürlük Merkezi'nde 21.12.1982 salı günü saat 10'da yapılacaktır. îsteklilerin gerekli belgeleri tamamlayarak en geç 20.11.1982 pazartesi günü saat 16.00'ya kadar Personel Müdürlüğü Büro ve Seçme Şefliği'ne muracaatlan gerekmektedir. ADRES: Karayollan Gn. Md. A. Blok 2. Kat. 209 No'lu. Oda Yücetepe / ANKARA Tel: 185200 / 310 BAŞVURMAPA ARANACAK BELGELER 1 Form Dilekçe (Kurumdan temin edilecek) 2 Nüfus Hüviyet Cüzdanı ash veya onanmış örneği 3 3 adet vesikahk fotoğraf 4 Öğrenim belgesi ash veya onanmış örneği 5 Sağhk Raporu 6 Savcıhktan alınacak îyi hal kâğıdı 7 Askerliğini yapmayanlar için sevk tarihlni belirtir belge. NOT: 1 Dahiliye Mütehassıslan tercih edilir. 2 îmkân bulunduğu takdirde lojman tahsisi de yapılabilecektir. î LAN MÜRATLI ASLtYE HUKUK HÂKtMLtĞtNDEN Dtısya No: 1982/103 Muratlı îlçesi Veşilsırt Köyünden Esma Kmay Vekili Av. Ziya Esen'in açmış olduğu Gaıplik davasırun yapılan yargılaması sırasında: Gaip Muratlı İlçesi Yeşilsırt Köyünden 148 hane nüfusunda kayıtlı Nu ri ve Zahiden olma, 1335 Doğumlu, ZELİHA KAPTAN'm kendisını gören, hakkında bilgi sahibi olan ve tkamet mahallini bilenlenn mahkemeye bilgi ver meleri için ılan yapılmasına karar verilmiştir. Karar uyann.a yukanda adı geçen gaipin hakkında bilgi sahibi buhınanlann; ıka met mahallini bilenlerin, ve çaipi görenlertn mahkememize bilgi vermeleri ilan olunur. 1.12.1982 (Basın: 12579) • Tornacılar Derneği kimlik kartımı, Şişli Vergi Dairesi kartımı kaybettim, geçersizdir. Gürsel SONIŞIK • Fen Fakültesi kimük ve pasomu kaybettim, geçersızdir. Yusuf DOLU • TC Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Esas 1982/361 Karar 1982/326 sayıh 7/71982 tarihli karar ile Aşur olan ismirain Aşir olarak düzeltildiği ilan olunur. A?or SARIGÜL/ 2. Başvuracaklarda aranacak niteliklen a) 657 sayıh kanunun 2670 sayıh kanunla değişik 48. maddesindeki genel ve özel şartlan taşımak, b) 30 yaşından büyük olmamak, c) Erkeklerin muvazzaf askerlik hizmetini yapmış olmalan, 3. Başvuracaklardan istenilen belgelen a) Başvuru dilekçesi, b) öğrenim belgesinin ash veya noterden onaylanmış fotokopisi, c) Nüfus hüviyet cüzdanı veya yetkililerco onanmış sureti, d) 2 adet fotoğraf. 4. Smavı kazanarak atanacaklardan tamamlanması gereken belgeler sonra bildirilecektir. 5. Başvuru dilekçeleri 3. maddede belirtilen belgelerle birlikte engeç 13 Aralık 1982 günü saat 18 00'e kadar (Taşsavaklar Sokak No: 4 CağaloğluISTANBUL) Bölge Müdürlüğü Personel Birimi'nde bulundurulacaktır. Postada vaki gecikmeler dlkkate alınmayacaktır. 6. Sınavlar. 16 Aralık 1982 tarihinde Bölge Müdürlüğünde yapılacaktır. (Basın: 26034)' Metin Eloğlu'na Sevgi Sergîsinîn Ikincisi 13 Aralık 1982 . 18 Aralık 1982 tarihlerinde îzmir'de Füzen Sanat Galerisi'nde açılacak. Katılmak isteyen sanatçılann yapıtlannı 8 Aralık 10S2 akşamına kadar tstanbul'da, Ümit Yaşar Sanat Galerîsi'ne îzmir'de Füzen Sanat Galerisi'ne. ' 11 Aralık 1982 akşamına kadar teslim etmeleri rica olunur. Fuzen Sanat Galerisi 1390 Sokak No: a Daire: 1 Alsaneak İZMİR Telefon: 82 24 80 ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİLVETARİHCOĞRAFYA FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN DUYURU A.O. Dil ve Tarih • Coğrafya Fakültesi Tarlh Bölümünün yuksek lisans bilim sınavı a Aralık 1982 Pazartesi günö saat 9.00'da yapılacaktır. Yabancı dil sınavında başanlı olan adaylara duyurulur. :(Basin: 26003) 7989 YARIN: Dayının hakla büviik...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear